Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
“, D, * Tarihin büyük danarı Zehirliyen kadın e G AT 5U Gi MAĞ a— —a Kapı önüne bırakılan antipirin kaşelerinin esrarı nasıl anlaşıldı ? (Kâdın bu sözleri çok hızlı söy: lediği için karım parmaklığa ka « — dımlarla uzaklaşmakta olduğun . Jdan görememiş, : Bu sahneyi gören bir komşu kadm bisikletine binmiş ve istas - yona meçhul kadından daha evvel gilmiş, Fakat kendisi bir şey sor mağa cesaret edememiş, — yalnız bakkal Antuvan Ferol vasıtasile buraya ne yapmağa geldiğini sor muş, “Mendil satacaktım,, ceva - bımı almış, *O vakit bu hâdiseye de ehem. miyet vermedim.. Mari Buret'i de “düşünmüştüm ve 1908 Eylülüne kadar hiç bir yeni hâdise olmadı, “Karrma bir katu zehirli $eker İeme gönderildiği vakit dahi bu kadını düşünmemiştim,,, Sahidin ifadesi en — enteresan noktaya gelmişti. Arsenikli şeker " lemeler, bir sene sonra bahge hapı- SInNIn arkasına brrakılan ilâç pa, keti, zavallr Tenorun Teti ölümü, bir sepet dolusu zehirli midyeler bakkmda şahit bu yazımızın ba - gında, verdiğimiz tafsilâtı bir defa daha tekrarladı. Bütün bu delliller Despiyenin Bgözünü açmısştı, Mobilyacı şimdi ar, kadaşı Goödar'ın — tabil bir ölümle üldüğünden süphe ediyordu, Şahit ifadesini şu suretle bitire di: | “Belediye kimyahanesi müdür lerin zehirli olduğuna dair rupör verince bütün bu hâdiseleri hirbi- rine yaklaştırdım, Küçücük bir hâ diste ise bütün şüphelerimi bir ha Hkkat hakne getirdi, — “3 ilkkânunda araba ile Ma - dam Godar'ın Martir sokağındaki €eVilne gidiyordum, Pigal sokağın- da Mari Puret ile karşılastım, Es, kiden Luvr mağazalarında çalışan genç kız beni görünce biran İçin Haşırdı, sonra yoluna devam etti, “Bu vaziyetten ben de şaşır, mmığşdım. Kendis/le konuşmak iste- dim, Arabayı çevirdim, Ve takip olunup olunmadığını anlamak isti. yormuş gibi arkasma baka baka yürüyen bu kızcağıza yetiştim, Va | nma yaklaşmca nasıl olduğunu, ne yaptığını, bir İş bulup bulamadığı. n sordum, — Kuru bir sesle bana cevap verdi: “Siz kendi işlermize bakınız, benim işlerime burnunu- gu sokmayınız.,, “Bu gözler üzerine fazla israr etmeden nrabama bindim, Fakat bu tarzda 1907 de işitmiş olduğum tehditkâr cümle birdenbire kula - gımda çınladı: “Hayatta beni se- falete düşüren kim olursa olsun, önu mutlâka zehirlerim,,, j “Biran içinda beynimde bir bimşek çaktı, herşey — aydinlandı. Karımı Ve beni öldürmeğe yemin etmiş bir düşmanla karşı karşıya idik, O uzun zamandanberi bizi — takip etmiş ve bizi öldürmek için L her çareya başvurmuştu, “Müddelumumiliğe şikâyet is, tidasını gönderdiğim gün yan! ilk kânunun yedisinde Mari Buretten takrar bir mektup aldım, Bu meks tupta bana sokakta kaba muame, lo ettiği için itizar ediyordu. İşte aldığı imzasız mektupları. posta paketlerinin etiketlerini, Zehirli midyelerin konduğu sepeti, bir süs yahut bir manto düğmesi olması ihtimali olan mavi bir maden par çasını (bu parcayı hizmetçi bahçe- Gde bulmustu.) , bahçeye bırakılan ecza paketinin içerisindek: — kuür, şun kalemle yazılı listeyi, üzerin- de mürekkepler antipırın kelimesi yazılı tahta kutuyu, ayni pakeatte bulunan papatye ve Vişi Tuzü tor- balarını da verdi, | BİR ARAŞTIRMA Bu ağır şehadet, sorgu hâkimi- ni bir takım tedbirler a'mağa ic. bar ediyordu; bu tedbirlerden iki tanesi bilhassa çok acele lâzım idi: Mari Buret'in evinde bir arasştır- ma; Tenor Goödar cesedi üzerinde yapılacak otopsi i Daha resmen tahkikat açılma. dan evvel polis çok ağır suçlarla itham edilen Mar; Buret hakkında yaptırdığı araştırmalarda sunları tesbit edebilmişti: Öreli Buret » Lüiz , Mari 14 Mayıs 1870 da Sampinyide doğmuş idi, Bu hesaba göre kırkıma yak. laşıyordu. Yedi senedenberi ayni / tar değiidi, Fakat, Toplıyan: Muzaffer Esen | evde oturuyordu. 13 Haziran 1907 tarihinde istifa ederek Luvr mağa- zasından ayrılmıştı. Fakat bu is, tila mecburj bir İstifa idi. Zira is- tifasını vermiyecek olursa koğu - caklarını kendisine açıkca söyle- mşilerdi, Müessesede çok eskiden beri çalışmakta olmasına rağmen ayrıldığı zamanda bile 5 frank 75 santimden yukarıya çıkmamıştı. Fakat kızın şahsi serveti vardı; Ve bu servetinin ehemmiyetinin de pek farkında değildi. 27 İlk son kânun günü sabahın saat sekizinde emniyet müfettişi Homer, ihtivar - kızın — oturduğu Volter — bulfarında 284 — numrolu binanın ve beş katınım merdiyenle nnj tırmandıktan Sonra altıncı ka tin kapısını vurdu. Burası iki oda, bir mutbaktan ibaret fakir ve zev. ke.göre döşenmiş bir ev idi. Ka, pıyı bizzat Mari Buret açtı, Kumral saçlr Mari Büret yaş. tandıkça çok çirkinleşmisti. Düörç köşe Ve kısa bir burun, yüz etleri. | ne gömülmüş ufak gözler bilhassa | bütün bakışları üzerinde topluyor- , du, Yeri olmamasma rağmen düu. daklarında müstehzi bir tebessiiim de vardı. . Araştırma korkunç — netlceler verdi; Yemek odasındaki büfenin bir nde Mösyö Hamar tahta bir tu buldu; içerisinde iki kase ve kapağı üzerinde kiler antipirin kelimesi yazılr biz kutu!,, Daha küçük ve üzerinde ? kaşe antiplrin yazılr bir kutuda ise yal nız bir tek kaşe vardı. > - Diğer iki kaşe de gözün içinde- | açıkta idi » x Mar? Buret gülümşemesinin gizliyemediği bir endişe içerisinde polislere bakıyordu. —Kutular bu- kmunca itiraz etti: — Bu kutular ve bu kaşeler benim değil, bunları evime koyanı Emniyet müdürü yatak odasın, da da yazı makinesile yazılmış ve madam Despiye hakkında ağır hü. kümleri ihtiva eden imzasız bir mektup buldu, Bu mektubun zar- fında mösyö Despiye'nin Vezine'de ki tamadresi' yazılıydı. Bu mek- tuptan başka Despiye ailesine ya. zılmış bir çok mektup müsvettele, Bundan başka Harman bir “an. He,, İmzasile yazılmış bir mektup da buldu, Bu mektupta Despiye &- ilesi 1909 da Şampinyi öldürülen Madam Hübmon'un katili olarak itham ediliyordu. Bu vesikanın na sıi bir maksatla hazırlanmış oldu- Bu sonradan meydana çıktı. İki tane de çamaşırcı kartı hul- Gu, - Fakat evds bulunan ilâçlar yal nrr bu kadar değildi. Yatak odasmda, dolapta iki 'rom sişasi beyazımtırak bir orde .. le iki Şişe ve üzerinde “dışından kullanılacaktır,, etiketi bulunan küçük bir sişe vardı, Gene beyaz tuz paketleri, u, kava bir kuta içerisinde bir toz. Sonra papatyo çiçekler;. î 'HA BER — ÂAFşam Postatr | Bu seien | Alâklı kimseler, yazımı akumuşlar, bir de cevap göndermişlerdi. Bu covap, Kaçamakl!ı bir lisanla yazılmıştı. Beni hem hak veriyorlar, hem de haksız gösteriyorlardı. Benim bildiğim şudur: İnsan ya hak. gödir, ya haksız. İki cepheli hareket etmek, hem nalma, hem de mı- Hıma vüurdurmak - bilhassa halka ait işlerde — doğru bir şey değilidir. Alâkadarların yolladıkları izah (!) dan benim anladığrm şu oldu: Biz, henliz tenkidi hazmedemiyoruz. “Şu idare şeklinde, şu harekette yolsuzluk var!,, sözü, her nedense, âmiri de, memuru da sinirlendiri. yor, Bu tekzip hastalığı, yalnız bugün değil, geçmiş günlerin kronik bir hastalığıdır. Her aaire bununla malüldür. Ve kırtasiyetilik gibi. mumara- sını yazmıyorum! Gm:amnnm. bir gece tramvaymım halinden bahsetmiş, yol. cular ayakta durürken, birkaç biletçi ve vatmanın sandalya- | larda horjaya horlaya. uyuklamalarından şikâyet etmiştim. _ww leR « Te Havacılık —O T L LT YAT TI N "'F*:'. TSR YA A ğ şler CO ÜTT AÇ İE A e rSA t A VA a A A ' M DST NL GA aT F, KSN A FO K ÇB B eli ü d Üi â r v ( İA " K “ P,ANİ J v* Hü 4 35 EYLÜZL — 71943 bahisleri J'—ıı—ıı—ıııı-'—vç Propagandanın idara mekanizmamızın, en yaman dertlerinden biridir. Fikrimizce, böyle tenkidlere, muahezelere, uğrıyan dalreler kıza, Caklırı, köpürecekleri yerde', noksanları, yaptıkları işlerde eksiklik gösteriliyor diye, memnun olmaları lâzımdır. İnsan lâyuhti değildir, muhakkak ki hatalı iş yapar, yanlış iş görür. Bunun aksini iddia et.- - mek nahvet olur, azamet olur, Nahvet ve azamet ise fayda değil, za. râr getirir. sahibin; gülünç bir duruma düşürür, Gece tramvayında gördüğüm acı vükıadan soönra, geçen pazar, Bançekanı | Topkapı tramvayında şahidi olduğum bir vakayı da ya- zıyozum, Alâkadarlar emijn olsunlar şikâyet etmiyorum, — esasen et. sem de ne clacak? | Biletçilerimizin Iâubaliliklerini, halka karşı ta- dandıkları vaziyetleri belirtmek jstiyorum. Bir bayar, bilet almış, biletçi paranım üstünü vermiş, fakat iki kuruş kelmış, Kadın bunu istedi, Bay memuür cevap - verdi: “Yok!, Kadım dikka; etmiş, avucunda ve çantasında bozuk para görmüş, bu. nu, memiulra söyledi ve parasımı istedi. Vay sen misin iki kuruüşü istiyen. Bay memur, açtı ağzını, yumdu gözünü, söylemedik lâf bırakmadı ve sözü şöyle bitirdi: Amerikalılar, büyük adamlarına, hediye göndermekle saygı ve sevgi gösleritler, Şimdi, Amerikada, bu saygı ve sevgiye en çök muhatap olan adam Ruzvelitir. Bundan dola" yı, her gün, namına, çe$it çeşit he diyeler gelir, , Hediyelert araşında cins köpek- ler, timsahlar, kartallar, kertenke- leler, domuzlar, kuzular vesaire gi- bi hayvanlar, vardır. Bir gün, Rur- velt'e yüz civciv, bir gün de, on iki Siyam kedisi gelmişti, Birleşik devletler cümhurreisi. nin külüphanesi de, bu işten çok kârlıdır. Şimall Amerikada ne gibi kiymetli bir eser neşredilirse, bir- kaç fanesi, muhakkak, hediye gelir, Bundan dolayı, Ruzvelt, kütüphane" sini zenginleştirmek için, uğraşma” ya hiç lüzum görmez, Hele pul koölleksiyonu, gönderilen hediye pullar — sayesinde, gittikçe kıymetleniyor, Gelen pullar arasın" da, pek kıymetli posla pulları var- dir, Rüzvelt, baslon — meraklısıdır, Bunu bilenler. ona, her boyda, her şekilde, her renkte baslan gönder rirler, Amerika”çocukları bile, Rüzvelte, bebek resini, top ve tahladan oyun* (Devamr-var) HACER, KARAKURUM YOLUNDA,, Nisan ayının ortalarında... "(Akkaş) Ermenistan üzerine yürü karar vermiş — ve urkadaşlarını da kandırmıştı. Zaten o emir verince, ona kim karşı durabilirdi ? (Akkuş) hem Ermenistanı fethet - dan görmek İstiyordu. Ordu harekete hazırlanıyordu. (Akkuş) bir gün Karakuruma dö . necek olan ön Hü Wişilik bir ganalm kafjlesile Haceri annesine gönderdi, Hacerin başında dört silâhi; muhn. fız. vardı. Bunlar Haceri Kerakuruma kadar götürüp Akkuşun annesine tesllm e. deçekler ve ihtiyar hatutu: “— Oğlun bu kadmı sanaâ — cariye Diyeceklerdi. Hacer bir yolunu bu. lap (Akkuş)jun yanmda kalamadığı - na çok üzülüyordu . Mogolların Ermenistan üzerine git. mesine mMmuhalif kalan komutanlardan (Koman) da (Akkuş)un maiyetinde beraber gidiyordu, Koman Ermenistana gitmeğe (araf (Akkuş)a karşı mek, hem de (güzel Rozeta)yı yakın ; caklar hediye ederler, * RİHİ YAZAN: *,Ş aN ıkl — Ber seni de bilirim, bütün yolcuların ne mal olduklarımı da,., gaten, böyle dinini bilmem ne yaptiğımın idaresinde çalışılır mı”.. İki paralık insanlar yüzünden, mübarek günde başımız belâya girecek,.. Bu adamin numarasını iki sebebden dolayı yazmıyorum. Birinci sebtb şu: Bir insanm rızkile oynamak doğru değil, İkincisi de şu: *Yazsam da, alâkadarlar, ertesi günü, tekzip yollıyacak olduktan son- ra, yazmak neye yarar? Dürüp dürürken niçin beddua alayım!... Yalnız tramvay jidaresinden beklediğim bir şey var: Memurlarına. — halka karşı azami nezaketi göştermelerini, terbiyeli davranmalarımı * vo nihayet, bilhassa birinej mevkilerde onkuruşun “gerisi olan 2 ku. ruşları deve “yapmamalarını biletçilere tamim etmek,., Kişi noksanımı bilmek gib Irfan olmaz! LÂEDRİ Ruzvelt'e ne hediyeler gönderilmiyor Hediyeler arasında, pek fuhafları da vardır, Bunlardan bir tanesi, bir altın * eldivendir. Üzerinde — de, “1940 şampiyonu D, F, BRervelle” yazısı vardır, Bu hediye, ona, son cünmurreisliği inltihabında kazdn- dığı zaman gönderilmişti, Bundan yedi sene evvelki intihabında da, ona, bin bir teferruallı bir masa hediye edilmişti, -Bu masa, hâlü, beyaz saraydadır. Nisan ayında, Bangor. Men göl- lerinde nisan ayında Aavlanan ilk yayın balığı, üsülen cümhurretsine gönderilir, Sonbaharda ise, beyaz | saraya, keklik, tavşan gibi av hay- vanları akın eder. Amerikalılar, her mevsime göre, yiyecek maddelerini, haslahanelere hediye etmeyi âdet ettikleri için, cümhurrisine böyle şey göndermet- ler, Amerikalılardaki rekor merakı, | cümhurreisine hediye göndermekle de kendini göslerir. Bu garabet nç” ticesi olarak, Rüzvelt, bir delfasın" da 50 kiloluk bir su kavunu, — bir defasında da 500 kilo ağırlığında bir peynir kellesi gelmiştir. Bü peyniri, beyaz saraya” allı kişi ta- Memleket gençliğinin havacılık dâvâsamdaki yerin? alması ve ele- man noksanmı değil de, muhtaç bulunduğumuz tükenmez sayıdaki uçucuyu yetiştirmek ve hazırlaya, bilmek için bu İşe, istikbalin Tür- kiyesini de gözönünde tufarak, kü çükten, daha doğrusu — aşağıdan başlamak zarüreti vardır. Köyden ve köy delikanlısından başlayacak ve ilk mektep srralarımdan filizle- necek herhangi bir hareketin kiy. meti v şahıslar üzerindeki müsbet tesirlri, lişe veya yüksek tahsil ça ğina ermiş nesil arasında olan i- kaz Ve temennilerden cok daha ha yırlı neticeler verecektir kanaatin deyiz. Bunun için de; memleket çev. resinde havacılığı yaymak, tanıt- .mak vazifesini üstüne almıs bulu. "nan, teşekküllerin propaganda va neşriyat servislerinin çok canlı ve hareketli vasıtalarla isşe girişmele ri 1âzımdır, Böyle bir tesehbbiüsün geç kalmış bulunduğunu da işaret- lemek isteriz. Meselâ; bol resimli, renkli ve süslü tablolarla muhta. sar, basit ve az lâfı bulunan büre- şürler, risaleler neşri Ve bunlarım köy delikanllarma mümkün oldu. gu kadar ucnz ve imkân varsa pa- rasız olarak dağıtı!ması da temin edilecek tetbirlerden bir; olarak ©. le almmalıdır, Ufaktan büyüğe doğru, köyden kasabâaya, kasabadan şehire kadar gelecek ve ilk okulda az lâf çok resimle başlıyacak bilgi ve ufak tırsatlarda verilecek havacılık sev- gisile orta okula ve liseye doğru yü rüdükçe daha mütekâmil ve teknik eserler hazırlamak, çok müsbet ne öceler verebilir. Avrupa memle- ktlerinde görülen birçok tekn.k ki, taplar arasında havacılıktan, lay- yöreden ve bu mesleğin telerrüatı olarak göstrebileceğimiz — (Meteco. roloji ve Astronomi)den bahseden yüzlerce titaba tesadüf edilir.. Bun lar arasında herkesin anlıyabile- ça teknik malümata kadar her çe. şidi vardır ve gençlik — kendisine böyle müsbet ilimler veren eserle- ri muhakkak ki, gelişi güzel -ya, zılmiş bir zabıta romanmdan, bir a$k macerasmdan çoki daha zevkli oküyabilir. Yeterki, hazırlanmış © Jan eser sadece müellifinin ve is- tifade ettiği muharrirlerin malı o., lârak değil, herkesin İlitabı olarak | tertiplenmiş ve yazılmış — olsun... Böyle eserlerin henüz mevcut bu- lunmadıklarını kimse iddla edemer, Çünkü yazılmış, emek sarfedilmiş bu gibi havacılık kitaplarından ba zlarını çok yakmdan bilir ve ta. nıriz ki, takdim edilecek makam, tabedecek kitapçı ve teşvik edecek alâkadar bulamamıştır.. Aylarca kitapçı kasasında durmuş ve dur - maktadır.. ; Bu davada hazırlânacak eser. lerden sonra gençliğe verilecek ve vadedilecek hareketler arasında şıyabilmiştit. ROMAN ISKENDER F. SERTELLİ mişt]. * rine gidedursun . â Biz gelelim Hacere.. D Karakurum yaolları çok sarp ve a. zaktı, ' Hacer yola çıktığının üçüncü günü hastalandı, At üstünde gidemez bir hale geldi, Bir Türkmen köyüne gelmişlerdi. Hacerin muhafızlarından — biri yu. musşak yürekliydi. Ayap zamanda ya- kışıklı bir mogol akmcısıydı. * Bu adamı (Akkuş) Kobon diye ça, ııı'ırdl_ ; | gelmemiş ve onun emrins boyun lğ.l Kobon, deniz boyunda — oturanlara ÖKKÜmMÜ İ veşteniğ. aardrsmüer e | derlerdi,. Te Hacer köye gelince: i — Ben hasştalandım.. burada biraz kalalım, Eğer ısrar ederseniz Karaka, ruma leşimi götüğrürsünüz! Dedi, Kobön ona acidi: — Merak etme, burada ihtiyar bil. ginler vardır, Seni _îlhllli_1 iyileştirir . ler. ; Diye teselli ettj . Kobonun üç arkadaşı — çok insaf. sız kimselerdi — Hacerin hastalığına Inanmryorlardı, Kobona; — — Seh bu aşjftenin yapmacıklarma kanryorsun ama, o senj de bizi de at. latryor, Dediler, Fakat, bu muühafızlar da hava mitingleri bulunabilir. Bugtin ceği basitlikte olanından tutun da , havacılıktaki yeri İ : © bes | Havacılık adına: Nereden, nasıl başlıyalım ve neler yapabiliriz ? için yabaner memleketler tayyate- cilerini bir araya getirerek yarış. tırmak imkânları yoktur. Ancak Avrupadaki dava bayramlarınım benzeri olacak bu beynelmile! te- şebbüsü yapmak fırsatı elde edilin ceye kadar bu işi memleket tayya. recisine yaptırmak hiç de güç bir | organizasyon değildir.. Ve meselâ; böyle bir hava bayramında, tayya- Te Meydanma memleket gençliğini davet etmek ve arzu edeceklerin ufak tefek kayitlerle uçabilecekle. rini ilân etmek, gencçliği ayaklan- dırmak noktasmdan elzemdir. Bu ufak tefek kayitlerin izahr çok u. zun sürer. Sadece bir tanesini ita- retliyebilirim; Bayram günleri'nde İstanbula gelecek ve gösteri have, keti yapacak tayyarelerle uçmak, için gayet az bir püra mukabilinde bir tombala tertip etmek ve bu tom balada uçuş hakkımı veren Yişi bu- “İnrim uçmasmımı temin etmek hem eğlenceli ve hem de istifadeli bir teşebbüs. olur, İlk anda akla gelca, bu uçuş çaresi, üzm boylu düşün, ,celerle daha verimli ve daha etraf- İr bir hareket manzarasını alabi'ir, Bu arada sehirleri değil, her zaman İçin havaerlik bakrmından ihmale uğramış küaza ve köyleri do laşmak, oralarda birer, ikiser uçuş a halktan haveslileri uçurmakla bu gök sevgisini daha genis Elçüda aşılamak da mümkündür.. Sivil tayyare kulüplerinin ka. za Ve köylere kadar bugün için v- zanmasını da iddia decek değilir. Yalnız, memleket butçesinden vür binlerce İrayı harcayan Tu:bol, denizcilik, atletizm, iskrim, tenis, Büreş vestire gibi spor birliklerin den daha kıymetli bir yardımcı » lan ve memleket müdafaasıma ka, tacağı elemanlarla iftihar edecek bölge hava kulünlerinin' Lurulması Lerhalde meşin top peşi'nde ketan gençliğin de o taraftan bu taraia dönüştünü temin edecektir, Daha çok'şeyler yapılahilir. Çok Şeyler düşünülebilir. Fakat bunla- rın hepisinin başmda — başlangıc moktasının köy ve ilk okullar oldu. ğounu da hatırlayarak işe girişmek bizce çok makül bir kalkmmadır.. A, Şarkiı, AU TU RULANLARE (Gazetemizin — birinel saytasında başlık yanındak! tarih çerçevesini ak. Üiyerek gönderecek okuyacularımızıı ticari mahiyeti halz olmryan küçük & lânları parasız neşrolunar,) Evlenme teklifleri: * Yaş 22, kilo 62, boy 1.68 örtü tam. silli, 6ö lira maaşlı, jistikbali açık, dev. let memuru bir bay; kendti haljnde, 17 21 yaşlarında, balılt etinde, örtü boylu bir bayanla evlenmek isttemez tedir. Bayın bir de evi vüardır, (F.E, | 16) remzine müracaat. , İ İş ve işçi arıyanlar; * * İrpan — tabijyetinden, İstanbullu, türkçeyi bilen, fransızcadan biraz an. layan, iyi referanslar verebilecak bir yorgun olduğundan, suyu ve — hayası | bay, her yerde çalışmak istemekte , çok güzel olan bu köyde konalkdlama “ yı münasip gördüler. y —rm — — Köylüler; — ) — Cengizin muhafızları gelmiş. On, iara Ikram etmek, Congize ikram el- “ mek demektir. Diyerek her birine ayrı ayrı yo, mek çıkardılar ve atlarını samanlı-' ğa götürüp bağladılar, Kobon mütemadiyen Hacerle meş, gul oluyordu. Köylülere: — Bu kadın meşhur (Akkuş) un cariyesidir. Onu —Karakoreme gütü«s rüyoruz. Yolda gelirken — hastalandı. Sizin yiğitleriniz nerede? diye sordu, Köylüler Hacere acıdılar ve Kobo« ne bilginlerden birini çarçabuk bulun getirdiler. Kobon, bu jhliyar bahşiş vererek: İ — Şu muhafızlara Hacerin çok a. ğır hasfa olduğunu söylersen, sanâa ay rıca kumaş da hediye edeceğim, do, ml İhtiyar bilgin, Haceri muâyene - derek ilâçladı ve mühafızlara: — Bu kadm ağır hastadır, dedi, Yerinden kımıldatırsanız ölür. (Devamı var) bilgine gizlice dir, Taşraya da gider, İyı bir maa; verenler tercit edilir. (F,K, 13) ryem. zine müracaat, , Müteferrik * * İyi kullanılmış Zays — dürbin'ni satmak istiyenlerin iİstedikleri fiyatia dürbinin evsafını (Dürbin) — remzitnr bildirmeleri. *& Eminönü, — Bahçekapı, Ağıkara caddesi veya Cağaloğlunda, ikı Üç ©- dalı, döktör Mmuayenehanesi yapmaya elverişi — bir dairesi — bulunanlarır “Döktor, Temzine Mmüracaatları, Aldırınız; | (A.G.) (B.T, 45) (B.P,) (Bülunmaz) (F.N.S,) (F.D.K,) (İdeal kadin) (Kü çük fabrika) “(Kâynak) (Lâle 11) (Mahir) (M.E. 49) (Marmara) (Öz baba) (P.T.) (PÂA) (2. RU) (RS. Kinisesiz) (S A,E,) (Bamimi) (B.Y. 16), (Vicdan), Sarih adreslerini bildirmeden lenme teklifi yazan bütüş okuyucu « larımıza — Adressiz mektupları naş. retmiyoruz, beyhude xw' —— TT T HD İA CĞST &ı