Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
| ef B l Hai Talar aa (ai aa i HABER — Akşam Postası G - —- ——— .— — î.. — oe . ı İLMİ.TE| KIKLER: | STi M S ve Bi e) z — , < Hâkiâî çay Taklit çaylar © Sohbetiçin çayı bahane edenlerle lok- malatrımnı ıslatacak gıcal: içbi ihti ğaemdal buluranlara üakikisimnden ziyade (akli! çaylar tavsiyeye şayandır WMazabh: Yamyağer M A K. Çaydanlıklarımızda demlediği. miz çay, Nebatat ilminde Camellis Chinönsis; Camellia Thelifera veya The sinensis tâbirtleti | e isitilen- dirilen, çây uğaçinin — üsülüne tev : fikan * hazırlanmış yaprakların | dan ibarottir. Çay ağacı 25 te hatlâ 80 Met. reye kadar boy atabilirse de çay çiltliklerinde - yaprakların toplan, tmasımnı ko'nylaştırmak müaksadile - 1.80 metretlen fazla uzamasınn mü sanade edilmez. Çay fidanı, dikildikten 3 sene sonra mahsül vermeğfe başlar ve senede 38 — 4 kere yöprakları top lamabikr, Çay yaprakları iki türlü işle, nir: 1 — Çay ağacından toplanan yapraklar yığıntı halindesmnayyen şartlara riayet edilerek — bir taliil> det bekletildikten ve tahammür ettirildikten sonra kıvrılır; küruü » tulür, Bu süretle hazırlanan çaymı rengi siyahtır, 2 — Çay yaprakla, rı sadece kıvrılır ve kurutuülur. Bu şekilde hazırlanan çayın rengi ko- yu yeşiklir, Çinde ve dizer Asya memleketlerinde bilhassâ yeşil cay içilir. Avrupada ve diğer memle , ketlerde ise daha ziyade siyah çay kullanılır. Çayan menşei olan Çinde, milâd dan asırlarca evvel de çay içili- yordu. Çinlüler cayı, ilk yamanlar * da ilâç olarak - kullanmıslardır, Sonraları çay iğmek taammlim et- miş, Süyun Yyerini tutmüuştur, Çay pişirirken kullanılan su, kaynatılarak takim edilmiş bulüun. duğundan su yerine çay içen Çin- liler arâsindda — Fevkalâde fena brfzıssihha şartlarma rağmen - Su ile intizal eden salğın hastnlıkla, râa tesadüf olunmamıştır. Sekizineij asırda Çinde bir çay Eliri; dahâ doğrusu bir çay mezlie- bi teossüs etmistir, Çay 805 tarihinde Yuda rahip. lerinden Tenkyo tarafından Japon yaya thal edilmiştir . 15 nej nsırda Japonyada da çay mezhebi tetsstis &tmiş; her sabah şefak sökerken çay âyinleri yaml- maön başlanmıştır. Çay 17 ncj asırda Malakaya ka dar sirnyet etmiştir. 16386 da Pa. r'so adat getirilen çâayı, Paristeki Kus szfiri 16388 de Müskovaya gü- türerek Çar'n taktim etmistir. Rus Şyada çay folmi çabuk yayılkmıştır, Çay 1687 do İsfahana, 1638 de Bombaya gelmiktir., İngiltereye İlk çay sevkiyatı 1650 senesinde yapılmıştır. Fakat İngiSzler çaya pek cabuk alıştmış. Tardır. 1685 de İngiltere Hindistan dan 65000 kilo çay ithal etmistir. 1900 da İngiltereda yeşil çayı tü- tün gibi içmek moda olmuştuar, Buğgün de İngilizler çay tiryaki, Ter”'nin başmdadırlar, Bu tiryakilik o kadar şiddetlidir ki, bağün bü- tün dünya harp ateşi içinde yanar ken bile, Avam kamarasında, İn, giltere hükümeti, kâfi mikdarda cay depo etmemiş bulunmak basi- retsizliği Je itham ve tenkid olun, maktadır, 1937 istatistiklerme güs te, nüfus başma senelik çay sar. fiyatı İngilterede 4,010 kiln; Avus furalyada 2,800 Kilo; Kanadada |1, 680 kdlo, Felemenkte 1,400 Gilo; Amerika Birlesik devletlerinde 3, 330 kilo; Almanyada 0,070 kilo; İsveç ve Polonyada - 0,060 — kilo; Fransada 0,030 kilodür, Bizim çay sarfiyatımız — vasati | in tetkikatma nazaraı Miyetillin, tüvsiye etmektedir. Tein, kahvetle Hi Küfein gibi, bağırsak'arın hare, kâtmy da tenbih eder, Bu sebeple- dir ki; yetneklerden sonra bir fin. cüan kahve - hazmı teshif belamm. « dan , âdet olmuştur, Fazla Tein (veya Kafein) alm- ması, kalp çarpımtısı , asabi rahat. sızlıklar, uykausuz'uk vestire arlza lar tevellüt ettiğinden kâahve ve çayın aleyhinde bulunanlar çoktur, Faokat hangi Şey'n fazlası - muzir değildir ki,.: Dünyayı saran harp vaziyeti çay tedarikine de engel olduğun - dan çaya alışmış olanlar bir eksik, ilk hissetmektedirler, Senelerin meydana getirdiği bu itiyattan mü tevellit ihtiyaem tatmini İçin muh telif maddelere vaş vurulmuştur. Çay yerine hkullarılan nebatla- rin Sayısı 210 kadar ölüp bunlar. dan 90 tanesi Avrupa; 57 tanesi Asya; 49 tanesl Amerika; 11 dane Bi Avustüralya ve 8 tanesi de Poli Hezya menselidir, Çinde dahi çay, muhtelif nebat yaprakları i! ekarıstırılır. Geçen umumi hkarpte, Merkezi Avrupa memaleketlerinde, - böğürt. len, Çilek, ahududu, kapin, fındık, tavşan otu, ililamur, yaprakları hu Susİ surette islenerek çay yerine kultanılmıstır, Anadolu ve Kafkasyanın muh- telif mımtakalarımda ve bilhassa Bursâa, Tırabuzon, Batuni, Kutais civarında yetişen yayan mMersini (Vaccinium) yaprakları ile hazır. lanün taklid çayr pek makbuldür, BKafkana Şayı namile maruftur. Ru&. yada taammtim stmis olan Kafkas çayı, işlenmiş böğürtlen yaprak - ları ile teftiş - olunmaktadır. : Yoban mersini pek eski devir. Terdenberi malümdur, Yaban mer- sın! ile kaynatilmiş sü gargara için kullanıldığı gibi göz Hltihapların , da, cild arızalarında ve yanıklarda da istimâl edilir. Dahilen alındığı takdirde - İh. tiva ettiği Arbutin, Ayrtillin do. layısiyle « Bağırsak iltihaplarına, Mesane nezlesine iyi geldiği gibi şŞeker hastalığına da faidesi' dokun maktadır, Amerikalı doktor ÂAllen İnsulin'den, daha iyi neticeler ver. mektedir . Anadolu çayı namıijle mağruf o lan taklid cçay Merzengüş (Origü- num) (gergi otu, Karakılağı) yap raklarile hazırlanır. Metzengüs, tsirtor, midevi, mü- Bekkin, balğam söktürücü, terleti. ci, nezleyi azaltan, sancıları sakitı lestiren Ve idrar söktüren bir ne- battır, Rahbim — zafiyetine, nefes darlığına, muhtelif rahatsızlıklar, dan mütevellit sinir haline ve ye- hirlenmeğe karsı da merzenzüş ça. yı fuidelidir , (Devamı 3 üncüde) *nazırlığında Dürok İngiliz hava |kuvvatler'nin Veygant hattı üze « rinde kâf; olmadığını bilhassı av uçakkaırınm. bulunmadığını söylü « Şordu, Fransitlar İstiyotlar ki, ae na topraklarımmızın müdafansı için hazırladığımız bütüün av ucaklarmı Fransa uğrunda hatbe sokalım; fakat Çörcül Fransaya olan itima- diht kaybetti, Bu itibatla büyük ; © tc-hl'ık:eZVe girmek istemiyor. İngi'- terenin bürünkü —düstürü şudur: Ev sahibinin karını görünce Bir hırsız kendini pencereden sokağa attı Dün gete, Lâlet'de, gârip bit bhıraız'ık hâdisesi cerevan etmiştir! Lâlelide Gençtürk caddesiünde 10 numaralr aparttmanın üçüncü katına pencoreden bir hırsiz gir, miş ve calacak şeyler araştırmafa başlamıştır. Eevvelâ bir saat bul. müusş, cebine indirmiş ve ikinc,; ka, ta iherak burada oturan Mmili ko. rılhıma mMüddelümümi Mmuavin; Hâ, mit Seleklerin müsa Üzerinde dü. ran cüzdatnmrı almıstır. Cüzdâlımmi icindeki paraları almalt üÜzere âç. Yark. ancak nüddetumumi muüavini rin kartı eline getince korkudan ne yapacasını şaşırmış ve cüzdanı vere attrak pençereden atlamış katmiştır. Meçhül ve korkak hırsız arân. maktadir, Romenlerle ticaret anlasması yapıldı Ankarada Ticaret Vekâleti ile Romen ticaret heyeti arasında ce. reyat eden müzakereler #oha er. mils, iki taraf arasında bir anlaş. maya varılmıştır. Bu anlaşmaya göre, Römüriya, dan sinaf sahamrızda kullanılacak bazı malzeme ile otomobillere ait madeni yağlar Mmuühtelif ispençiya. ri maddeleri ve pâarfüm ithal edi. lecektir, Anlaşmaya göre, yakın. âa Romanyadan memleketimize karpit, asit kostik, karbonat dö süd, amonyak ve şişe gelecektir. Bunlâta mukabil Türkiye, Ro . manyaya pamuk ve bakır ihraç e. decektir . Sincan ;ıöyünnn .yeri değişiyor Ankaradan bildirildiğine göre, Ankara vâliliği hat yolunda bu. lunan ve harap bir manzara aârze. den Sincen köyünü yıkarak yeri, pe yenisini kurmak kararmi ver. T.'*ıf,tîı'. Kİ gem Vülilik bu mahksatla bir proje hazırlatmış vö proje Nafia Vekilli. Eince tasdik edilmiştir. —Yaprlan kesifte yeni Sincan köyünün 400 küsur bin Uraya gıkkabileteği an. lasılmaktadır. “Yeni Sincan köyü #imdikinin arkatmdaki St Üzerih Öe kurulacak, bu modern köy inşa edildikten sonra köylüler yeni bi, nalara nakledilecek ve şimdiki köy evleri yıkılarak buraya yeni köyün resmi binaları yapılacaktır. |Trakyada mahsulün teslim Trükya ve Marmara mmtakası köylünün borçlandığı mahsulün biran evvel teslimi işile meşgul ol mak fizere #ehrimize gelen toprak mabhsulleri ofisi umum müdürlüğü alım müdürü Nuri Orak dün ak. gam Tekirdağına — gitmiştir. Nuri Orak Tekirdağından itibaren bü. tün Trükkyavr dolasarak teslim va, ziyetini tetkik edecektir . İnhisarlar vekili seyahate çıkıyor Anlkaradah bildirildiğine göre, İnhisarlar Vekili Raif Karadeniz, 'kugünlerde Samsun ve hayvalisin, de bir tetitik seyahatine cıkacaktır, Tahtakurusu yü- zünden boşananlar “Tahtakurüsu süprülecek kadar bas- Asliye hukuk — mahkemesinin salonu bir hayi kalabalıktı., Boş olan yer sadece hâkimin kürsüsü ile tarafların arası ve kıştanberi ihtiyatan kaldımlmayan köşedeki bobanın etrafı idi. Herhalde sıcak, bik telkin eden bir nesne olduğun- da herkes mümkün mertebe yaânın dan uzaklaşmak ister gibi sobayı çepeçevre boş bırakmıştı, — Dava edilen yerde orta yaşlı bi radam, davacı yerinde de genç bir kadın vardı. Her ikisinin de yüzü hem sicak tan hem de mühcübiyetten kizar, mış, terlemişti. Erkeğin beyaz men dili gırılsıklam — kesilmiş, kadının elindeki işlemeli beyarz eldivenler de lâpalaşmış, rengini kaybetmişti, Yanimda küçük bir de çocuk vardı. Nedense son günlerde bo- şanmak jisteyen karıkocalar hep ço cukları olanlardır. Bunlar da - iki aylık jle 4 yaş arasımdadır. Bun. dâan daha büyük yaşta çocukları © lan karıkocanın boşünma davası pek enderdir, Evvelâ kadınm istidasr okun- du, Müteakiben kendisine söz ve, rildi. Kadm şunları anlattı: — Kocam ile bir buçuk senedir evliyiz, Fakat bir türlü uyuşama- dık, Hem ruhlarımız, hem tabiatle, rimiz birbirimize uymuyoör. Ben bir $eye ak dersem, o mutlâka kara diyor. Sonra biraz da kaba rahlu- lıdar, Kadınt oyalandıracak hiç bir harekette bulunmaz, Evlendiği mizdenberi kendisinden en ufak bir hediye almadım. evvelki gece canrma tak, dedi, Çün kü het zamankinden siddetli döğ dü, ben da ertesi günü ânneme kaçtım, — Artık imkânı yok, bu #adamla yaşryamam, Boşanma karatı veril- mesi'ni iİsterim, — Kavgrafıız neden çıktı? — Bu incir çekirdeğini bile doldurmaz, O gece yarısı tahtaku, raları biraz fazla — bastırmıstı. Kalktık, beraberce toplamağa bas Tedık, Zira görümlüze üyku girme- sine imkân Yoktu. Ne ise totladık Ve yattık, 'Tam başımı yastığa ko, yacakken, baktım ki, iri ve şişman bir tahtakurusu, başını yastığa 'kor koymaz uykuya dalan kacamın burnunu vivor, Hemen tntttem, Fa kat bu s&trada patladı, Kanı da ko« camm suratma sıçradı, Vay senmisin, bunü yâhan? — Düsüncesiz, Fansiz kadın, benimle bu saatte mi - eğ'enmeği buldun? Yarm işe gideceğim! bil. miyer mısın ? AŞT * Ve cat, pat, * EAleluııımıleı- Vert — 44 Muzaffer Esen “İngiltere belki de savaşa yalnız başma devama mecbur kalacak - tır.,, Bana Tcalırsa bütün mükale. lerimde avet Ve bönübardıman t- çağı olarak ne gönderehilirsek Fransaya göndermemizi İstemiz « tim. Fakat ben de şimdi tereddüt ediyorum, Fakat ne olursa nksun Pransızlafın dürümü cok acıklı. Mütemadiyen ketdisine — müttefik arayan Fransa simdi yer yüzün « de tek bBaşma çarpışıyor, Yardım- et olarak ya'nız birkaç İngiliz v Çağr ve birkaç İngiliz neferi var, Ve artık br. yardımm da arkası kesildi. GERİYE BAKIŞLAR bir hesapla adam başma 0,050 ki- lodür. Kullandığımız çayda vasati olarak yüzde 8,5 rütübet yürde 26 Azotlu müddeler; yüzde 1,)—A Te in; yüzde 1 esans; yükde 17 Ta. nen; yüzde 5,7 madeni maddeler Çayın asıl müessir maddesi Te- n mefhumudur. Mutedil mikdar. da kullanıldığı takdirde kalbiu ha Tekâtını tenbih ve takviye eder; kanm cevelânımı artırır; — vücü, dün bhararetin; ve uzviyetin faali, Yetini yükselhtir, Bu sebepten se- Kuk havalarda çay gayet iyi bir iç. kidir, Sıcak mevsimde de susuzlu- ğu keser, Viyanalı fiziyoloğ Duriğ İsporeninma, adale Pe çalışanlara Fransızlar — İncilizleri seviçor Sabah - kahvaltılarında çay içmeği gilizleri seviyor. Tar mı, sevmiyorlar mı? Bu harp başmdanberi çok değişen bir mes &e olmuştur. İngiltereyi sevmeyi Anane haline getirmiş bazı Fransız muhitleri vardır.Fakat harpfe Fran sıyla İngiltere arasmdaki münase betler dajğma çok samimi değildi, 1919 dgan sonra da tamamiyle sa- mimiyeti muhâfaza edememişterdi, Siyaset bakımımdan iki memleket arasında ağır anlaşmamazlık dev. releri olmüstür: Türk-Yıman harbi sıraları, Ruhr havzasmının Alman | har tarafımdan Seali devri, silâh- sizlarıma istndeki anlasmamazlık far, 1934 den sonra Framsadaki halkın yarısı İngilizleri yarısı ise İtalyanları seviyördü. İnefliz iti- düşmandı. İste bu sırada İngilix n« leyhtarı olan cereyanın hayli kıv Vetli olduğu Grenguvar gazetesin. fle 1935 de çıkan Hanri Berontmn bir makalesi ile gözüktü. Makale « nin serlevhası: “İngiltereyi — esir haline getirmek Tâzmadır?,, idi. Ve söyle başlıyordu: “Bir sevkitabii ife ve ananelere üyarak İngiltere, en nefrat ediyorum.. İngiltereyi Yetri tedbirler hakkmdaki politi- kasiyle Fransâ ve İtalya arasında bir harp yaratmak iİstemekle itt? . ; . 1988 ve 1930 da İngiltereye kar , günde yedi Alman torpide mühri, tırmıştı. Her ikimizin de uykusuzluktan gözleri şiş şiş olmuş, habire öldürü- yorduk, tamam bu sırada,, — Mutlâka boşanmak istiyor muşun ? — Tabii, Bir daha İmkânı yok barışmam, Hâkim bundan sonra erkeğe döndü, Brsczek bir iki, öksürdükten sonra sâkinleştirmeğe çalıştığı bit sesle şunları anlattı: — Efendim, bütün bunlara 5€ bep tahtakurularıdır, Bu yüzden her İkimiz de, sinir- H, asabi, daha doğrusu yarı deli, olduk ve buralara kadar geldik. Ne yapalım, ev buhranı malüm, Bü zümanda daha iyisini, bülama dığımızdan ahşap, harap bir eve ba şımızı soktuk, Evin her tarafı her küöşesi, her tahtasmın kenarı öbek öbek bu hayvantıklarla dolu, Her gece bir saat ya uyuruz, ya uyumayız, ÜUykusuzluktan ikimiz de bir deri, bir kemiğe döndük, O gece de, tahtakurularım sü. pürge ile süpürülecek kadar çoktu, İkimiz de gözlerimiz uykusuzluke tan Şiş şiş mütcaddit defalar kalk. tıik temizledik. Son defa yite bir Baat kadar rahat uyumak üzere tamyatacaktık ki, bizim hanım ya kaladığı iri bir tahtakurusunu; — Bak, Dombay! diye burna- Ha doğrü sıkmaz Mmı? Öğö, midem, bulandı, affedersiniz, kusmak için kendimi zor tuttüm, — A be karı, dedim, bu saatte böyle şaka yapılır mı? İste kavga böyle çıktı, dedim yü, ikimiz de sinirliyiz, O bana, ben ona derken, kendisine şöyle hafiften bir tokat vurdum. Hepisi Sonra her gece İçer ve körkü- | bu kadar., : SirKbei tük eve gelir, Haydi bir kavga; AD 5 e n kocasmımi bu kadar haydi bir tatgsrzlık, * eh A la tahammül edemez mi? Son günlerde beni döğmeğfe de | * t halj bu, İnsan karısmm dö. başladı, Rastgele yerde, Yastgele | üer de, sever de, öyle değil mi? herşeye karşı dayak atar, Nihayet Fakat mademki, bünu takdir et miİyor, ben de boşanmak isterim. İstediği gibi koca arasm, bulsun, Hemi esasen dediği Bibi biz bir t!ıı-lü birbirimizle uyuşamadık, git- ti. Neticede mahkeme, kadıma ço. cuğu ile birlikte 80 lira tedbir na- fakası kesti ve mhhkemeyi, kadı. nn şahitlerini çağırmak üzere bağ ka bir güne bıraktı. NİHAT ŞAZİ Atina ve Pirede İ10 bin çocuk açlıktan öldü! Kudüs radyosunun bildirdiğine göre, Yunan kıatlhaç cemiyeti ve. kili Dr, Kapadis, dün yaptığı bir demecte, pıda darlığı ve bundan mütevellit hastalıklar — yüzünden yahız Atinada sön ay içinde do. ğâan 10 çocuktan 9 unun öldüğünü söylemiştir. Doktor Kapadis'e gö. re, Yunanistan tecavüze uğrama. dan Atina ve Pirede 300 bin gacuk vardı. Bunun 110 bini açlıktan ve bakımsızlıktan ölmüştür, şt Fransada düşmanta düşünetler atttı, İngilterenin mecburi askerli- ği kabul etmeyişi bu düşmanlık havasrfiy birkat daha kuvvetlen £ dirdi. Vakra İngilterenin 1989 ni- snmmda mecburi askerliği kabul &« diş; Fransada heyecatıla karşılan- dı, Fakat bir çokları bilhassa sağ. lar ve Böneler, Delâr ve Belinler bu alman tedbiri az buldular. Harp başlaymca Britanyaânın kâfi gi- 'rülmeyon harp gayreti Fransada herkesin gözüne çarptı. Halbuki, Âcip bir harp içerisinde gecen ko. ca bir kış esnasmda Fransız top- raklarında hemen hic 'kimse ölme diği halde dünyanrt dört bucağın. daki denizler İnriliz kaniyle kiyar misti, Alman propagandası Fran - sızlatın bu hissini bir kat ânha kö rüklüyor, Alman radyolarımm: “Toamiler nerde?,, şeklindeki söz. leri Fransada akisler uyandırıyor- du, Halbulk? harbin yaferi olan Graf Sipenin batırılışı bir. İn Kiliz maferi di, 1040 yalrtrn İİk dört ayı İçersin- de Frahnsada İngzilk: aleyhtarlığı nisbeten azakdı. Bilhassa bir — tek | HÂDIiŞ TARIA Türk ordusund nasıl bahsediyorlardı ? Geçenlerde Almanyanım Anki ra büyük elçisi Fon Papen bi nutkunda Türk ordusunu meth-al ti, Bü yüksek dirayetli siyaset ! damı Türk ordusunu yakından V a 1Yi tanıyanlardan biridir; &ö leri bu itibarla daha çok krı ! Zaten dost, mütf Veya tarafsız devlet adamlarile Mmemlaketlerin — muharrirleri ta fından vakit vakit bu şekilde ler söylenmesi, yazılar yazı eksikk olmuyor, Türk ordusunun teskilâtsızl Idaresizlik, siyaset veya aske adamlarmın Jiyakatsizlikleri ründen mağlüp olduğu, bozguna radığı zamanlar yok değildir; fi kat bu hal onun yüksek kudreti kahramanlığı hakkında süphe di gurmaktan uzaktır; Türk ordası yun Mağlübiyetinde bile kahri manca bir vağiyet, bir esalet görl lüt. En yorgun ve bitkin göründü gü zamanlarda, ruhundaki yükse kudreti muhafaza etmiş; kendisin İâyik idareciler ve kumandatlar kavuştuğu anda derhal sahlanmıll Tarihin het devrinde Tütk o dasunün vastfları, dostun düşni nın gözlerine adetâ carpmıştı! Abbasiler devrinde İslâm mem ketletini büyük Bizans İmparnto luğu ordularına karşı muhafaza € den kuvvet Bağdat Hahifelerinli emrindeki Türk ordusüydü, O o manın Şairlerinden Ebu İshak kasidesinde diyor ki: Si “Nâraları Yıldırımın gürültüsü nü bastıran kahraman Türkler, öy 16 bir kavimdirki, görüstükleri z man melekler gibi güzel, güreştik! leri zaman, ejderler gibi amans olurlar,,, Başka bir Arap şairi de Türi askerlerini şöyle medih ediyor: “Türk süvarileri kıyrak bir bızl la düşman askerini çevirerek ma karışık ve darma — dağın e Türk muharebelerde başka hay- vanlara bağ vurmayan Mmağrür - tinr yanmdan ayı'maz, Atıma keni, hayvanmı kendisi nültar, binicilik teki maharetile dünyayı hayretleri düşürür. Her Türk sanayide baş' kasma muhtaç olmiyacak kadat maharetlidir. Türk askeri kaçânı, vçanı tutmak için sağa sola koşat; dağların tepesine Çıkar, vüdilerin diperini altüst eder, Türk süvarisi manını da av telâkki eder,: yılmaz, korkutur, Kendisine cum edilmedikte başkasına etmez, Axmettiği Şeyi elde etmedi ce rahat yüzü görmez, Son yorgun olmad”kca uykuya dalmar: Uykusu ağır defğildir, Dajima kuş kulu bir halde uyur.,, | Bu partcadak; “Türk, kendisine! hücum edilmedikte başkastna hü-. cum etmez!,, Sözü bugünkü Cüm, huriyet Türkiyesinin takip ettiği siyaseti anlatmıyor mu? Demek ki, Türk milleti bin sene evvel olduğu gibi hakiki karakterini mthafaza !diw D N rin söyledikleri parlâk — sözletin . hepisi toplansa bhelki, cikdler tutat, Gün geçtikce görülüyor ki, bu tak dirlere yenileri ilâve olunuyor ve vildler doltep çoğalryor. h KAFLİ KADIRCAN | p # , - Hi RKADAŞLARIMIZDAN büs zilatı, — oküyücülarmâ zar matâ üygun olmryan yemek tavdi- yeleri neşrediyorlar, ni SI? ki kâğmdr boldur. Kebab olacak et nerede? z Sıra ne zaman gelmedi ki.. Osman; “Artık piyasaya SIra gelmisti!,, başlıklı bir yazı