2s —.. —22 ve a amman m m Gelecek asrın şehirleri yer al- tındamı olacak Büyük şehirlerde hava bombar | Fekat bu şehirlerin nerede“ve nr dunanları yözünden hasıl olan bö. Yuk hasarlar karşısında cürelkir zevilar şehirleri bombardımandın korumak için yeraltınde nakletme» sıl olduğu hakkında barice hiçbir şey sızmamışlır, Sığınakların Otekâmüid (yeraltı şehirlerine doğru bir adım sayıls” Yi ve kalabalık “merkezleri beton | bilir. Bu sığınakların hastahaneler", dan istihkimlerın içerisine yerleş» tirmeyi düşünmüşlerdir. * Şehri düşmana karşı küle duvari Jeriyle müdafaa elmek eski bir fi kirdir. Bugöd yine bu eski “fikre #inüyorlar, şu farkla ki ç:hirlerin «rafına çevrilen taş kale duvate Isrı yerine şehrin üzerine Yapmin beton duvarlar kaimdir, Hem de en büyük çeplaki bombalara days- raçak kadar kalın ve metin belen duvarlar. Eskiden heyali geniş muharrirler istikbalin şehirlerini göklere doğru sıhhi imdat merkezleri ve bunlar srasında yollar var. Bazi şehirlerde bu yollar o kadar mükemmeldir ki sulbun avdelinden sonra da kulla” nılabileceği muhakkaktır, İspanya harbi sırasında havadan en cok hücuma uğrayan şehirler» den birisi de Harselondur, Bu şe hir binden fazla havı hücumuna uğradığı için halk yeraltına sığın» mış ve yerallında sonsuz yollar açmışlardır. Ba yolların yeryüzüne çıkan o merdivenleri ve kapıları vardı. Tehlike işareti verilir verile 2000 - 3000 metşe | mez halk doğru buralara giriyor yükseltirlerdi, yükseklikte asma (şehirler, asma | du. Parklar düşünenler pek çokler. Hayali geniş mühendisler kat kat Daha © vakit bu uçsuz bucaksız siperlerde ışik meselesi esaslı bir şehirler arasında merdivenler Xu. | şekilde halledilmiş, yeraltına hu rarlar, asansörler İşletirlerdi. İns | sus kablolar döşenmiş, bu kablce saplar bir evden bir eve, bir şe | lar akümlütör bataryalırına raple- birden bir şehire gitmek için. şiz | dilmişti. Lüzumu takdirinde bu bas mendiferlere, otomobillere değil tayyarelere, balonlara binecekler. Yuhutla kanat tekacaklardır; Pek hoş ve şairane olan bu hü yalardan sonra seri ve insafsız ha» kikat İnsanlığın önüne Yepyeni ve kapkaranlık bir istikbal açacağı benziyor. . Fennin yıkma kuvve müthiştir. Busün yüzde yirmi nisbetinde pat Mayıcı O madeeleri ihtiva edın bin kiloluk bir bonıba beton bir istir- küm delemer. Fakat serbest bir mesafede patladığı halde daki vardaki binaları, sığınakları zarara uğratabilir, Yalnız bombanın sekli ? ni değiştirirsek meselâ 00 kiloluk ! bir bomba İçerisine yüzde seksen ; nisbetinde na'layı.n modeler koye duğumuz vakit, benüz yapılamıyer. bu hemba, en metin beton İstin kâmları bir yığın toz haline koye» bilir, , Bu bombalara mukavemet imkânsızdır. o Yeryüzünde mevcut biçbir istihkâm bunlara dayana. maz. şehirler birkaç saniye içeri» halde şehri bombardımandan ko. rümek için bir tek çâre kalıyor, .sehri toprağın altına, bömtaların yetisemiyeceği bir yere sokmak. Bu fikir pek de yen! sayılmaz 1939 harbinden birkaç av evvel Meksiknda o milletler arasi bir se” hircilik kongresi kurumuştu. Bu #ebircilik koneresine iştirak edene lerden birisi mister Gudakr smin- de bir İngiliz mühendisi kongrdde binaları yükseltmek değil kazmel armn olduğunu söylemişti. Mösyö Gudakrin fikrine #öre - gelecek 6 Kırlarda İnsanlar toprağın altında yaşayacaklardır. Zira yengın ve rından korum mak İçin yapılacak biricik iş top- rak alima girmektir. Biz! göklere doğru ilim yöksç'imişti, Yerin #” tın» da vine ilim sokacaktır. Gelerek asırların İnsanları İster beğensinler. İsterlerse beğenmesin» ler yeraltında yaşayacaklardır. ko- vanda yaşayan arılaz, karında yır rasında yaşayan karıncalar Tibi, Mister Gudakrın fikrine göre go lecek asrın şehir'eri iki yüzlü o'a eaklır. Toprak üzerinde resmi bi- nalar. solh zamanında » «turulacak ufak evler. eğlence ve Spor pari- ları, Yerim altında da asıl şehir. Have hücumları esnasında bi. kaç sen! korunmak için girilecek bir sığınak - değil, harbin revan müddetince | içerisinde kalınacak hakiki bir sehir. Hoft8 bu gölde sehrin binalarından swlh zamar- lorinde “ahi isitfade edilecektir Mesel nakil vasıtaları gerek sui” r#manlarındıa serok harp zamanlı rında yeraltında — olaenk, garajlar veraltı sehrinde vapılacuktır. Bu bücünün de fenp etti, bir rörüretlir, Bombardımariar şehir lerde her seyden evvel nakliye İş terini durduruyor. Şehrin nüfee “oğaldıkça sokaklar sulh zamani “ında bile nakliye işlerine kâfi ge miyor, Zaten me*roların, Tmen'e rin acılışı bundan dolay” feap ©* miş değildir. Rezin İLondrada Ma kovada Yeraltı simendiferleri siv ahali için hava hücumieri sarsar 4s en mükemmel sığınsk-vexifes'n »iemüvorlar, Bundan başka Res mühendisler serahtında sehir plânlerını çoktar harırlamaya başlamışlardır. Hatt Rusyara verili sehitlerinin ven meş olduğunu söyleyenler de VA. taryalar sığınakları o birkaç saat müddet için aydınlatabiliyordu. Barselon sığınaklarında #kar su. lâğım — tertibatı, erzak depolari hattâ mutfaklar vardı, MAJİNO HATTINA GELİNCE Almanya ve İngilterede şimdi herhalde! çok daha mükemmel ye ral sığınakları yapılmıs olacaktır. Hattâ yerallında çalışan (o fabrikn. lardan ve hava meydanlarından bahsedildiğini hatırlıyoruz. Fikat yeraltı hayatının - kuruluşunda oIk örnek olan Majinodan bahsekmek- sizin bu bahsi bitirmek kabil de &ildir. Fransanın hiçbir işe yaramayan meşhür Mafino istihkâmlarını get miş olanlar burada hayatın hiçbir eksiksiz o vörüdüğünü muhakkak gârmüslerdir. Ormanlar ve çiflik. Avcılardan r | mülk kalübesinde, veni biçilmiş sinde bir enkaz haline gelebilir. O ğ “iru otların üstünde gecelemeye mürekkep bir grup, bazırlanıyordu. Ay ışığı pencere » lerden içeriye o varuyor, sokakin armonik hazin hasin çalıyorrda Kulübeyi dolduran kuru ot, tatlı ve hafif tahrik edici bir koku yayı- yordu, Ayrılar, köpeklerden; kadın. lardan. ilk aşktan, yabani ördekler. den - bahs*dıroriardı.. Tanı lıkları bütün bayanların en nfak süsusiyet teri tablil edilip yüze yakın anekdot anlatıldıktan sonra, alaca karan)” te kocaman bir ot yiğınmı andıran ve kurmay subaylara has kalın ve kısik bir serle konuşan en sişman yüksek sesle esnedi ve söy - lendi: — Sevilmek o kadar büyük b'e sey değildir: Bayanlar esasen biz- Teri sevmek için oyaradılmışlardır. Hiç biriniz Otemlisinden şiriletle. kudurmuşaçsına nefret edildiğine sabit olmuş mudur İçinizden biri- si nefretin bahsettiği hayranlıkla ri letkik ett! mi? Ha? Cevap veren olmadı. “Kurmay subayın kan ses — Mic kimse, öyle mi baylar? di- ve sordn, Bense müze! biir kız tarü- fından nefret edildim ve ilk nefre- lin ararlarım kendi özerimde, tet- *ik ettim, İlk diyorum, Baylar, #ünkü bu ilik aşkın esine benziyen bir sevdi. Masmafih, simdi anlata” cağım baka, henüz ne aşktan, ne de nefret denilen histen biç bir şey anlamadığım bir yaşta rereyan et- misti. O zaman sekiz yaşlarındey « #m, Fakaş #anum biç bir önemmi” yeti yoktur. çünkü, baylar, bura'a mühim olan şahıs erkek değil, Kas Aadır, , ui Şimdi, dikkattat»i rilen edeceğim Güzel bir yaz aksamı, günes batar” ken. ben ve bize girmezden bir 9v *adar evvel enditöyü bitiren ve pek sevim? ve ş'ir kedar lâtif Ur »ablük olan mürebhiyem Zinoçkn, nim orlemea oturuvor ve derse alışıwordu. Zinceka, dalgın Salgın il deneereye bükıyor ve söylüyordu: — Evet, Biz nefes alırken Oksi- İ€h yutarır, Şimdi, Petya, siz söy“ | lerin nefes verirken ns çıkarınız Ben de aynı pencereden dışarıyı »skarak; — Hamın karhan diva sevan veriyordum, Zirocka: ç — Doğru, diye Kahn) eöiyordnu. 'eeği nebullar aksine: o Hamızı —.— — * ler gibi bir iki şey müslesnu olmak Örere bu yeraltı istibkâmlearında hiç bir şey eksik değildir. Majino Astihbkânılarının bulunduğu sahada dolaşanlar toprak yüzünde, şuradı İ burada “yükselmiş beton kubbeler den başka hiçbir şey görmezlere! Fikat loprağın — altındu müteaddit topları ihtiva eden karamatlar, kiş Maltr, yemekhaneler, depolar bnlâr sa her şey vardı. Yiyecek mühim mal, hattâ yaralılar Majino hatt işetisinde © şimendiferlerle taşını» yordu. Çifte hatta ücürlü telefo hatları bütün bu istihkimlar Seri» sinde konuşmayı tam bir İntizam altına almıştı. o İstihkâmların aşığı dışarıdan gelen elektrikle temin ç» diliyorfakat dış kablonun bozulma si ihtimaline “karşı bir de yeraltı elektrik fabrikası inşa eltirilmişti, Bu fabrika 10 dakika içerisinde has reket haline geçebiliyordu, Bu su» retle 1 milyon insanın aylarca bu istihkâmlarda rahol rahat yaşaması imkân altına girmişti, YERALTI ŞEHİRLERİNİ BEKLERKEN Yeraltı şehirlerini kurmak isti yenler burada yelnız hayatı İdamç etlirmeyi deği) onu neşeli ve rs» hat bir hale getirmeyi de düşür müşlerdir. İlk iş bu yeralt: şehirlerini günce şim hayut veren ışığından mahrum #tmemek olacaktır. o Teleskoplara benriyen ve birtakım aynalarla mü- <ehhez olan hususi makineler gör Deş ışığını yeraltı şehirine kadar gelireceklerdir. Bu surefle güneşin akseden ışığı tıpkı bir aynanın duvara gönderdiği pırıltılar gibi #itreyen görel ve şsirane bir ışıkla aydınlanmış o olacaktır, Hattâ kw varstan yapılmış borelsr vasıtasiy. Je bü ışığı teksif etmek ve yerek tında çok ışıklı şanatoryomlar bile yapmak işten bile olmıyacaktır, Yeryüzünde neler olduğunu me 2 ye Ve elman mA ÜR ed İ ZINO 1 — Güneş tetötns toplayan boru gösteren periskop, 5 — Televizyon v ve rak eden İnsanların Bü mersklari. nı âidermek için yorulmalarına, merdivenleri tırmanmalarına, veya asansörlere yoktur. Kocaman. periskoplar ue kun ihtiva ettiği bütün manzarala" rı yeraltına nakletlirecektir. Daha fazla merakh onlanlar televizyona başvurarak eski dünyanın her tara fında geçen hâdiseleri - gözleriyle görebileceklerdir. Güneş ışığı biriktirilecek ve arzu oden müesseselere geceleri, gün düzden toplanmış güneş ışığı dağı blacaktır, BİR YERALTI ŞEHRİNİN GARABETLERİ Yeraltı o şehsinin o havasırlıklan korkusu yoktur, Bu şehir | hariei Favaya karşı tamamiyle kapalıdır. Havasını elektrik fabrikalarında ve kimya ilmi sayesinde kendisi Yapa» cak te hu hava insan ciğerlerine, hayvan ve mebatların teneffüs âle'e lerine daha Uygun olacağı İçin ömürler hiç olmazsa bugünküne nazaran iki misli uzun o olacaktır. Bü âleileri bir hayal sanmayımız. Çünkü:bu Aletlerin küçük örnekle denizaltılarmda ve dalgıç başlıklar rında kullanılmaktadır. Zet sistemi ismi verilen bu sistem Paris met rolarında da o tecrilbe edilmiş ve bir fotoğraf makinesi büyüklüğüne deki hava makinesinin vücuda ge EKA: Yazan: A. ÇEHOV ' Rusçadan çeviren: SERVET LÜNEL Karbon alır ve oksilen (çıkarırlar. Hamızı karbon gazorda, semaver #teşinde yardır... Bu çok zarerh bir - Azdır, Napoli yakınlarında hamizi karbonu havi: “Köpek Mağarası” denilen bir mağara vardır, buruya bırakılan bir köpek, boğulup öl mekledir. Napoli yakınlarındaki bu bethah* “Köpek Muğurası”, şimdiki bilgin. lerin temelini teşkil eder ve hiç bir mürebbiye ondan bir adım öle ye gitmek cesaretini gösteremez, Zınoçka, dalma büyük bir ateşle tabi! dimlerin faydalarından bah. sederdi. fakat şimdi bahsinde bu mağaradan başka bir şey bildiğini zennetmiyorum. İşle, efendim, Zinoçka, tekrar ef- memi söyledi. Ben tekrarladım, ©, ufuk medir? diye sordu, Bön cevap verdim. Piz ufukla mağarryı gere lerken. avluda babam âva gilmeye banırlamyordü. Köpekler havlıyor, etlar yerlerinde duramıyarak sabır” sızlanıyor ve arebacılara kur ya piyorlardı. Uşaklar, yük sraoasın paket vesalteyle dolduruyorlariu Yük nrabasının yaninda fayton di” rövordu, buna İvanisikiylere Aoğum rününü tesid için gitmek üzere an nem ve kızkerdeşlerim hiniyorlars 4:, Evde, yalnız ben, Zino;ka ve dişleri ağrıyan Öniversileli pğabe » yim kalıyorduk. Bendeki basel ve eansıkıntısını tasevvur ediniz! Zinocka, pencereden bakarak? — Şimdi söyleviniz, nefes alır- ken pe yutuyoruz? diye sordu. —.Oksilen,.. — Evet, toprağın gökle birleştiği” ni zannettiğimiz yere 'de ufuk de niz, Pakat işte vik arabası Kareket etti, anım arkasından da fayton. Bir aralık Zinoçkanın, #ebinden bir kâğıt çıkardığını, sonra asabi bir hareketle burüsturduğunu ve şaka Hım görüyordum. Sonra birdenbire kizürarak saste baktığını farkettim, — Unutmayın, dedi, Napoli yu- kınlarında “Köpek Mağorası” deni len bir yer vardır... Yine sazte baktı ve devam etfiz — Toprağın o gökle birleşliği Yannettiğimiz yere... Zavalıcık, böyük bir telâş ve'he> lecan İçinde odada dolaşmuya baş» ladı ve bir daha asnale baktı. Der- sin bilmesine deha Yarım, sâsiten fazla bir zaman vardı. Güçlükle nefes rlarak ve titreyen elleriyle aritmetik kitâbim Karıştı. rurak: — Şimdi, sritmeliğe baştıyoruz. dodi, İşle 325 numaralı şu varileyi yaparsınız, ben de... Simdi geliyo. turn. â 2 Odadan çıktı. Merdivenlerden a sağı, uçar gibi, koştuğunu duydum. sonra açik mavi entarisinin avlada pırıldayıp, bahçe kapısında kaybei duğunu penceredın gördüm Hare ketlerinin çabukluğu, yüzünün kr xormast Ve Hösterdiği (telâş mere kımı uyandırdı. Nereye ve niçin koşmuştu? Yaşımdan umulmiyasak © zekiye malik olduğumdan derhal intikal etlim ve her şeyi anladım: Sert i9- bintir #beveynlmin burada bulun mayışından istifade ederek bahçe ye koşmuştu! Demek ki çilek, ya- but kiraz koparacaktı! O gider de ken durur muyum. Elbstle ben de kiraz yemiye giderim, Trnrı kah resin? Aritmetik &itabını bir tarafa fr Jattım ve bahçeye kostam, Kira #ğaçinrına koştum, fakat Zinoçka orada yokta. Çilek tarlesim, o böğürtlenliği bekiç kulübesini ceçtikten sonra en hafif gürünüğen Hiriyerek ve e rarıp solarak böstândan çıkıp göle doğru Nortediğini sürdüm, Orm ta- inmelerins de ihtiyae | 3 — Asansör, 3 — Güneş ışığım ekranı, 6 — Toproksz farlı, 7 Et, fabrikası, 9 — Güneş tedavi tirdiği hava bütün Paris metrosuna İ bir saat kâfi germiştr. Yeraltı şehirlerinde taprikaz © kim de yapılacaktır, Zalen bugün Spanarmbers ve Gerif fabrikaları Rarip garip iptidai maddelerle b» tün sebzeleri batii özüm. mux ve hindistan cevizi “gibi meyvhları sun'i olarık yapabilmekleditler. Ete gelince, , Karel sislemi sun'i kolpler ve tanzim edici hormonlar | İlim âleminde | Düma'nı Pol dö Bizim, nev'i sahsına münhasır, Hüseyin Rahmi gibi bir romancı. mız bsnzeri de, Fransızların halk rTomancısı Pol dö Kok idi, Onun ne «eve seve okunur ve if neselen direrek güldürür lar var. dır, Yaşlı olanlarımız, vaktiyle, çok teretime edilmiş olan roman larını, muhakkak, okumüusuzdur. 0, biraz daha basit yazar. ama Hüseyin Rahminin romaneilık tar zinı çök andırır, kibe koyuldum ve şu mansaray'a karşılaştım: Gölün kenârımda, İki ihtiyar sö ğül ağacının kalın gövdeleri arasın” da ağabeyim Sağı duruyordu; di leri ağrıdığı yüzünden hiç de bek li değildi. Kendisine değrn gelen Zinoçkaya bökiyor ve bütün ben- 1iğ!, güneşle aydınlanmış Ribi, sr adetle (parlıyordu, Zinoçln da, sanki kendisini Köpek Mağarasına doğrü sürüklüyor ve banısı karbon teneffüs etmeye zorluyorlarınış gis Dİ, güçlükle yürliyor ve ağır ağır nefes alarak ağaheyime doğru İler Yiyorda... Bütün kanlar, hayalında randevuya geldiğini göste. riyordü, Fakat işte yaklaşır, . Yarım dakika, gözlerine İnanamıyormus gibi, sessizce bakıştılar. Sonra gös 'n bir kevvet Zinoçkayi iti, * 0. ellerini Saşanın omuzuna Koys du ve baş önüne eğdi, Saşa, gü lüyor, anlaşılmıyan bir şeyler ma » rıldânıyor ve çok aşık bir İnsanın beceriksisliğiyle ker iki avucunu Zinoçkanın'yüzünde gerditiyordu, Hava da fevkalâdeydi, baylar. Arkasında güneş saklanmaya baş» Miyan tepe, İki söğüt eğici, yeşil ser hiller, mavi gök, Saşa ve Zinoçka Bölün ayna kadar düz ve sakin yü- *inde aksediyordi Etrafta sessülik hüküm sürüyor- du, Karak uğacınm #epesindi, mil yonlarda uzan bıyıklı altınkelebek uçuşuyor; bahçenin öle yanında, meleyen : davar sürüleri ağıla dö- nüyordu, Sözün kısası, fırçayı al ve resim yap. Bütün bu sördüklerimden, an» cak Saşanın Zinoçka Ve öpüşlüğ” nü anladım., Bu çok ayıp. Eğer 1m) 5m öğrenecek olursa ler İkisine gösterir, « Bilmem neden ulânç duy dn ve randevunun sonunu bek lemeden odama .döndüm: Sonra “ ritmetik kitabımı elime adım, dü şimmeye ve fikir yürütmeye - bay) Yadım, Suratımda muzaflerane bir tebessüm dolaştığım - hissediyor dum. Bir taraftan, başkalarına »” bir sırrı bilmek hoşuma gidiyordu diğer taraftan, Sağa ve Zinoçka gi- bt otertler şahsiyetleri. | İstedi dakikada menden kaidelere rinyet sizlikla ilham © edebileceğimi ldrtt etmek daha zivade hosuma gidiyor du. Artık Benim elimdeydiler o Ve) onların horuru tamamiyle benim 9 Mesmtpliğıma . bağtıydı. - ben de size gösteririm". Yam mrir) İLİ eğ # akrelliren ayudlar, 4 — Yeryüzünü Güneş aşığın: gece dağıtan tüp, yeri # sayesinde canl hiyvau eli yapüble © İiyor. bu sayede insanlar et fabrie kalarından çekime etten istedikleri kadar yivebilecekler, Bu satırları okuduktan sonra yeraltın, Nevyork, Paris, Hondra bi Bünde şehirler yapılacığına inan vermek bir nevi cocukluk ölür. Yerallı şehri de ilk sehiğer gibi küçükten başlayacak ve Yavaş Ya vaş yürüyeceklerdir , n rakibi : Kok . Fel dö Kok, Yetmiş sena evvel yi. ölmüşid. Sağlığında, mohus İni hapları zamanında, Fransız ee mancısı Düma Per ile reklâm re kabeti yapârdı. . Düma Per, 1848 inihabmda bamzetliğini koymuş ve koni, me” * siyetlerini şöyle ilân etmişti: “İşte meziyctlerim: ATM sene tahsilim, dört sene naterliğim, yedi sene memurluktali kırtasiye. hariç ot yirmi sena gühüe on saat hesabile "3.000 saat çalırtım, e “Bu yirmi sere varfmda, 400 cild romanla 85 dıtar: yazdam, “460 romanın bor & basıldı ve her birl 3 frawza satıl Ar, Mecmun 858,600 frank eler, “İsçi yevmiyes'ni 3 f-nek kabal tilersek., ve günde 360 sant çahş- tığımı hesaba olırsak, mm, 20 senae, hr siyi geçindirdiğ: anlasılır. Dıran” Varım da, on sese müilletle, Pari, «in $47 işçi beslerli, Viliyetler dekilerle birlikte 1,011 işçi eder, Buna, matbaa haricinde, taşma veshire gibi 417 işçiyi Mâve ediniz? 1,458 eder, ; “Ba hesapça, romanlarım “e “dıramlarım, günde, vasati olarak, 7,150 kişiye nafaka teiin etmis.” vir,” . Pol dö Kok, Düma Perin böyle bir duvar ilânı ile Kendisini me » busluğu namzet koyduğunu haber almea, o da, bir duvar ilânı bas » tırarak mebusluğa mamastliğini ko 4 yar, Pol dö Kokun ilânı şular: “Ben, vatandaş Düma'dan pek şok ziyade. Konstitünnt meclisi « ne ara olmağa huk sahibiyim, Ben Öle, diğer bir hesaha giriştim ve bunu, bütün itlmadımla, size ar?€” Söyorum, “Ben, Sen-Marten bulvarmıla, bir evin zemin ile birinci katı ara” sındaki kısımda oturuyorum, Öğle - ant dil, 5 urasında To! dö Koku, Hindistan cevizi “0 tcılarmı seyrettiği. sestte gidip penceresinde görmeyi unutmama - srt İşaret eder, r “Bu seyyahlar. Sendarten ç sarma gitmek. için, muhakkak, omniblise binerirö, m ima su'dur, Seyyah, gelip ettikten sonra, avlet eder, Tabii, yeniden 6 su verir, “Seneile 20.800 ii mi 4 yapıyorlar. Ra da. emire üzeam ediyor. © halde, omnibilsçilcre: 4.890,00 su te in ediyor.” : pi hoş hir rekabet (eğil mi* Şinedi ise, birbirine rakip olan cins ierine, Gibi'liyetlerine okuyorlar, RASID RIZ GN lem e ONLAR ERMİŞ MURADINA Voğrü — — Meri »irj 4000 er remanlarr üzere, tam.