26 Ağustos 1942 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HABER — Akşam Postast 5 ühım tarıhî bır vesika ,. Aremlin'in fevka- lâde gecesi Almanlar Rusyaya taarruz ettikleri gece) Bu gün ehemmiyetle üzerinde durulan yerlerden Alman taarruzunun tehdidi altında bulunan Stalingrad Sovyet Rusyanın 12 mühim şehirlerinden biri ve harp -T Â Geçen sene, Almanlar Rus hüdür dünü geçerek 1laarruza — başladığı zaman, Sovyet Rusyanın, bunu hekleyip — beklemediği, hakkında, şimdiye kadar, bir çok, birbirine zıd fikirler serdedildi. Bu noktanın aydınlanması, tarih bakırmcadan en hemmiyetliydi. Hitler, »nutuklarında, Rüsyanın birkaç ay Sönfâ taarruza Becmet Dedi. Sonra: İ — Bir şeyden haberiniz yok mu? Harp! Harp! Bizden evvel davralı- dılar, Tam felâket! Der'tai hareket etmelisiniz! HERKES SAYFİYEDE Kremlin'e giderkem; yolda, her şeyi öğrendim. Yine öğrendim ki, “Politbüra” dan, yalnız İdanof Moskovada,., Askeri şeflerin hiç bis ımsuyorduk Kulağımıza, hoğuk küfürler geldi Anladık: — Voroşilof, birini haşlı« yordu: — Nedir bu hel? Sen, büsbütür mü alıklaştın? Ötede, ordularını parçalarlarken, sen burada, Moska- vada duruyorsun! Diyordu. sanayıı bakımından da üçüncü bir merkezdir TALİNGRAD, Sovyet Rus. yanın, 13 nci mühim şek, ri olduktan başka, cenubu — şarki Rusyasının sanayi, ticüret ve hbil. hassa harp sanayij Merkezi olmak. Sövyet Rusya, Stalingrad'ın hu. dutlardan uzak bulunmasını, harp tehlikelerine maruz bulunmıyacar gt hesaplıyarak, öenubi Rusyanın bir harp sanayii merkezi haline İ |lar grupu vardır, Ayrıca, Kafkasr. | yadan, borularla ve Volga nehirle, rinde işleyen sarnıçlı gemilerle ge tirilen petrol stok otmiye nınhses tarnıçlı makzenler mevcuttur, Voroşilof göründü. pek — Şişman getirdi, Moskovanm, Voronej ile Rostnf a la da, bugünkü harpte, kıymet o, için, hazırlanmakta olduğunu söy- ledi, Halbuki beri yanda, Almanlar da dehşetli bir öordu toplamışlardı. “Sövvet Rüsya, bu hazırlığı bilmi- yordü da, Almanların kuvvet toörlee masını, bir tanrruz için değil de, bir ihtiyat ledbiri maksadına inı ale fediyordu? Şimdi, komünist fırkası merkezi “heyet âzasından birinin neşrettiği hatiraları, bu mühim noktayı ay dinlatlı. Anlaşılıyor ki, Rüsya, © sıralarda, Almanrların taarruzunu Uğrayacağını hatırına bile getirmi- yoördü; tamamiyle gafil avlanmıştı, İşte, rusçadan tercüme — edilmiş vesikanın aynı, şu aşağıdaki yıla zıdır! ÜYUYORDUM | Şiddetli bir telefon sesi.,, Uyandım, eleklriği açtım.Gözüm, düvardaki saate ilişti: Tam saaf üç buçuk. Pencereden " beyazımısı bir ziva süzülüyor. Telefon, hâlâ, ciyak ci- yak bağırıyordu: Birdenbire ken- dimi topladım: Herhalde mühim bir şey vardı. Karyoladan âtladımı ve resepiloru aldım; bir ses: — Telefonda km var? Dedi, İsmimi söyledim. T — Çabucak fırka merkezi komis / tesiz geliniz! Yoldaş İdanof'un emri. — İyi ama, ne var? Mesele nedir? — ÜOrada öğrenirsinirz. Çabuk ge- İiniz, işte bu kadar! Bir öotomobil getirtmek . istedim, Garaja telelon ettim, Cevap veren yok., Merkezi komilteye lelefon et - tim, Bültün hatlar kesik,. Acele ace« le giyindim. Sokağa çıktım. Tam bir sükün ve süküt. Ortada bir bekçibile yok Yürüdüm. Moskova- nın pâzar gecesi 'nanzarası: Şurada burada, kaldirima üzanmiş sarhosa lar, Fakat Cerlinski —meydanına bakan “dahilt işler komiserliği" Kyani dahiliye nezareti) nin pens cerelerinde, mutat hılâfımda, hiç bir ışık yok, Sonta, meydandan Beçerken, penucerelerin, birer birer. &ydınlandığını gördüm. Önümden, yıldırım sür'atiyle otomobller ge « Çiyor, birbirleriyle Tekabet edör Bibi gidiyorlardı. Parti merkezi koamilesi binası önünde, düzinelerce otamobil du« ruyordu. “Gelgeç bürosu” nun Kkâs pısından, bir müfreze, mevzun hat- velerle çıklı, Arkesından N.K, V' husust teşkilâtma — mahsus kutalar yürüyordu, Bunlar koşar adıma geç ti ve biraz fasılalı ölarak, merkezi komite binalarıniı bir nöbetçi zin« ciriyle sardı. HARP — Evrâkıniz? Benden hüviyet vesikası sörulu- yordu, Garip şey! İkinci kat merdiveni- ni tırmanırken; ' kendi kendim:; belki yözüncü defa olarak: - — N& demek bu? F Diye mırıldanıyordüm. Sinirlenmekte haklıydım; çünkü senelik mezuniyetim, daha dün başlamıştı. Cenup sahillerine çek.. lecek, birkaç hafta dinlenecektim, Zaten komünist partisi merkeri komite teşkilât bürösunün mahrem emri de, komiserlikler âmirlerinin, diğer merkezi dalreler — roislerinin ve memurların dörtte üçünün, an cak, 2 aflustosta vazileleri başında hazir bulunmaları — şeklindeydi. n halde, ben, . mezuniyeliniden, bol bol, İstilade edebilirdim. * * * Merdivenin bir dirsek- yerinde, vukarıdan aşağıya koşa koşa inen bir sürü adamla karşı'aştım. İçle- rinde İdanof'la merkezi kömile e partinin Moskova kömilesi umumi kâtfbi öolan Çerbakof da vardı, Çerbakof, koşmasında devam e- derken. bana: — Niçin bü kadar geciktiniz! Dive cıkişti. İdanof da: — Haydi Kremlin'e- Orada ma- | zeretinizi anlatırsınız, ri mevcud değil, hepsi de sayfiye: lerde. Stalin'in yazlık — ikamelgâhı “Perlovka” ile mühâbere edilemie yor. Ö gece, Stalın, askeri Gepeu reisi Mehlis, N.K.V.D, hüsusi Teşe kilât teisi Berya ile “Büyük opera” yıldızlarından — “Lepeşinskaya” ile “Meserer” ve diğer birkaç şöhretli san'atkârı, sayfiyesine davel etmişe ti. Voroşilof'ln Kalinin de ziyafe!- te bulunmıışfar. Reç vakit sayfiyüe lerine dönmüş, uyumuşlardı. Andreyof, Mikopan ile Hrusçel izinli bulunuyorlardı. Emniyet iş- leri komiseri Merkulof, Baltık mem leketlerinde, icraalla moeşgul bülu. nüyordu. Molotoöfla" — Kaganoviç'in nerede bulunduklarını kimse bil « miyordu, . İdanof, küfürler — savuruyordu. Herkes, endişeli bir halde susuyore du. Kremlin avlusunda, yataklarıne dan fırlamış zabitler,* gözlerini o- vuşturarak askerlere, hangarlardan hava müdafaası toplarını çıkartıra ken çıkışıyorlardı ve topları, Krem- Hin avlusunda bir acub»: gibi duran, şu “Büyük İvan” çan — kulesindeni düşmüş bulünan müaâzzam çanın el- rafına sıralanıyorlardı. Bir tank, çelik tirtilları üzerinde gürüldeye. rek geçiyor, toplarını ve mitralyöz- lerini Spaski kapısınm kara delik- lerine çeviriyordu, Ş TE LF FONLAR “Sen - Mir: nastı inde İnşa pâllmfı bulun mıı,."'tsrvy,:f Bâ'— lği Komünist * Bölşevik partisi ÂNi . Sövyet dalresi” ile “Merkezi | koömite direktörler teşkilâtı daire'ee ri” nin bulunduğu yeni: binanın u- zün koötidorları karyaşalık ve gü. rültü içindeydi. İdanofun eline, yeni gelmiş bir yığın şifreli telgraf verildi, Çerba«s kof'la İdanof, büronun kapısı arka«s sında kayboldular. Biz umumi kâ- tibin odasında, ayakta duruyor ve yüzlü olan general Kuzneçof'u iliİşe tirip duruyordu, Bu general, Baltık mıntakası ordularınım başkumanda- nıydı, İkisi de, 'danol'un odasına dalarak kayboldular. Yeniden bir yığın telgraf geldi; Gürültü ,gitlikçe artıyordu. Köşkles rinden gelirilen rüesa Belmeüe de- vam ediyordu, STALİN GELİYOR Ortada, rüzgâra benziyen bir fı » sıltı esti ve ses sada kesildi: — Geldi! Kapı açıldı, Voroşilol'la İdanof, omuzları üstündeki başlarını bük « müşler, acele acele köridordan geçtiler. Arkalarından — Cerbakof gidiyordu. — Patroön, sizi istiyör. General Kuzneçof, telefon âletini sinirli sinirli yakaladı ve: — Bit tayyare! Diye emretti, Ortalıkta, yavaş yavaş, sükün ve intizam husule geldi. Yarım — sanl sonrâ da, Çerbakof'la Mehlis gö. ründüler. Herkese öldüğü gibi, bas na da, direktilf verildi ve yeni va« zileme hareketim —emredildi. Yazı makineleri işliyor, cepheye gidecek oalnların vazife ve vesikalarını ha- zırliıyör, sönra rüesanın toplandığı Politböro müzakere salonüna, imza- ya götürülüyordu, * p8 Kremlin'den giktığım zaman, ör- tâlık iyle&e aydınlanmıştı. Bir sürü insân, kuyruk teşkil etmiş, mağazas Jarın açılmasını bekliyordu, “Dina« mo” stadında, bugün, futbol maçı olduğu için, oraya giden bir süvas ri polis müfrezesi, Görki caddesin- den geçiyordu. “Beyaz Rusya is. tasyonu” kapılarından akan civar köylüler, Moskova dükkânlarından ekmek almaya geliyorlardı. Tram- vaylar, troleybüsler, halkla doln.. Herkes, pazar gününü kırda, Ö- 'tam salâhiyeti haiz olduğu zanmıaktadır. Şehir, Volga nehrinin garp dirseğindledir .Eski ismi: bli ve çarlık 380,000 den fazla deği'di,. Stalin, 1919 senelerinden evvel, pek tanımmamıştı, İşte 0 sene, Le tüinin bir mektubu ile geldi, Oradaki kuvvetlerin kuman. | datnı Voroşilof'la ve hentiz yüzbaşı | bulunan Timoçenko He tanıstı ve için, bütün o civarı yaktı, yıktı ve bol, şevikliği tesis etti. İste bu yüz- dendir ki, bilâhıre, 1928 senesin. de Şşehrin ismj değistirildi ve Stalingrad oldu, BEŞ SENELİK PLÂNLARDAN 7 SONRA TALİNGRAD, Sovyet ida, resinde, ön Sertede, epeyce İnkişaf etti, Nütusu da 150000 & çıktı; fakat “heş senelik plân” lar tatbik olunmaya başlaymeca, inki- şafı hırlnndı Ve nüfusu 450,000 e çıktı, Bu arada, Şehirda, ticaret, sanayi de ilerliyordu. tankino'da, Puşkino'da, İlinskaye- de, Pavşino'da geçirmiye gidiyore du. Oparlörler, son haberleri bildi- riyorlardı!: — AKlman tayyarelerinin Londra- ya akmmi,.. — Hunan eynlelınde muhnreüe - ler,. — Fransada kıtlık.., — Ukrayna, işitilmemiş bır hâe sadı hazırlanıyor.., — Stahavste Gudüf'an rekoru... Kimse, Beyazdenizle Karadeniz arasındaki sahada sel gibi kan aktı- ğıdan, hayat memat saatinin çaldı« ğından haberdar, değil, M. RÂSİM ÖZGEN Çariçin | zamanındaki nüfusu | Çariçine | Burada, çelik, meşin, metisucat, yağ ve kimyevi maddeler fabrika, | lariyle harp samayij fabrikaları tesis edildi, Bu harp sanayi; fahe l Fikalarının en mühimmi; Cerjinski ismindedir. Bu fabrikada otomobil cer vesaiti gihi şeyler yapılır, Cerjinski, harp sanayii istihsa- | lâtında, Rusyanım üçüncü merkez'. | dir, Bu fabrika, harp haşlamadan Devvel, yalnız : başma, Rusyanın traktör ve otomobil istihsalimin dörtte birini temin ediyordu. Bu miktar, harp devammea, herhalde, çok artmıştır. Stalingradda , “Kızıl İlkteşrin" isminde, demir sanayliyle istizal eden bir fabrika daha vardır. Bu. rada 17,000 isşçi çalışır, Fabrika, nin 15 marten fırmı, ? elektrik fırmı, 11 de hadde silindir atölye- &i vardır, Sehirde bulman “Kızıl Barikad” iamindeki fabrika da mühimdir, Bu da demir işleriyle uğraşır. Bunün üa 8 Marten fırmı, 2 elektrik Tirr, nr Ve 4 hadde silindir atölyesi mevcuttur , Bu sön ikj fabrika, şehrin simali şarkisinde “Rikov” denilen mahnl. de uzamırlar Ve ham çelik, demir, zırh Vesaiti, hava müdafaa — topr larma, obüs toplarmına mahsus mer- miler, dingil, topla otomobi!, trak, tör, kamyon, tank purçaları yar parlar. DA A Stalingrad harp sanayilnin ehem. miyeti, bir çok sanayi merkerlerir ni kaybetmiş olan Rusya için, be. gün fevkalâde artntıştır. Bu şehir, barpten evvel, mütörlü — kıtalarm | traktörlerinin yüzde 27 sini, tank- larım ve zırhlr. arabalarm — yürde yirmisini, mühimmat ve cephane. ni yüzde 7 sini temin ediyordu. Şehirde, bir de, tayyare benzini fabrikası, kimyevi madde fabrikz, — Kim geliyor? Cevap yok. Bekçi, hiç bir şey gö" rTemiyor. Fakat; rüzgâr ve ağaçların hişırtisi arasından, birisinin önde, hiyabandan — yürüdüğünü — açıkca işitiyör, Bulütlü ve sisli mart gece“ si yer yüzünü kucaklamnış, ve bekci öyle zannediyor ki yer. gök v2 Bütün fikir ve düşüneeleriyle o ken” disi, nüfuz edilmesi imkânsız kap- kara, muazzam bir şeye kalhbolmu:" lar Yürümek ancak elyordmiyle Bekçi: SAPR GĞ -w — Kim geliyor? diye tekrar edı' yor ve ö anda hem bir fısıltı, hem de zorla zaptedilen bir gülüş işilir gibi oluyor. Kimdir 0? İhtiyar bir”ses: — Benim, ııizîm.,. veriyör, — Sen kimsin, — Ben.,. Hak yolcusu, bir rahip. diye cevın gizlemeye çalışarak hiddetle: — Nö Trahibi? diye bağırıyor. Galiba seni burada şeytanlar dolaş" tırıyor! Gece yarısı Mmezarlikta he arıyorsun,. iblis? — Mezarlik değil de ne? Elbette mezarlık! Görmüyor mMmusün İhtiyarın içini çektiği işitiliyor: — Öffo-fof... Yarabbi sen bizi körü!,. Hiç bir şey görmüyorum, a" zizim, hiç bir şey.. N& — karanlık, ne karanlık. İnsân bastığı yeri g- bir heak yolcusu, Bekçi, yolcunun ıııîndekı ahenk- len ve iç çekişlerinden — teskin ©* larak: — Tanrı cezanızı versin sersöri herifler.., ” Bunlar da rahip olacak- lar! Sarhoş köpekler... diye homur* daniyor. İnsanı günaha sokacaklar! ederler. değilmişsin gibi ,.geldi bana, iki üç kişiydmiz galiba,,. payalnızım ... nahlarımızı affetsin,..” * Bekçi âdama çarpıyor ve duru" Bekçi, düydüğü korkuyu sesinde, YOT ğti dir | — Burası mezarlık mi? 1 remiyor, bu ne karanlık, azizim!” Of-Tosfof... vi tie — Kimsin sen, yahu? — Ben rahibim, ııîsim garip Bütün eün meyhane meyvhwne dolar K öt Fazan: A. ÇEHOV Rusçadan çeviren: SERVET LÜNEL 4Şırlar, gece de şeytana arkadaşlık Hem Sen burada yalnız — Yalnızım, , azizim, yalnız, Yn' Of-fosfol, Tanrı gü" — Peki buraya nasıl girdin? diye sörüyor. — Yolümü kaybettim, azizim, Mit riyev değirmenine gidiyordum, vo" Ju şaşırmışım, — AÂma yaptın! Mitriyev değir- menine büradan gidilir mi? Aklın nerede, Be adam? Mitriyev değir* menine daha soldan gilmek lâzım- dir, şehitden çıkınca şoseden dös“ doğrüu..« — Sarhoşlukla üç kilometre fazla yöl yürümüşsün, Sehirde ada" makıllı içtin gâliba — Günahkârım, azizim, günahe kâr,.. Ne yalan söyliyeyim, içtim. Peki ben şimdi hangi yoldan gide" ceğim ? — Çikmaza varıncaya kadar bü hiyabanı takibederek dösdoğru gü, öondan sonra sola sap ve mezarlığı geç, tâ kapıya kadar, Orada cümlr kapısının yanında küçük kapı var.., Onu aç ve Tanri yardımcın olsun, Dikkat et, hendeğe düşme. Mezarlır ğin arka tarafından kirdan git, tâ Şosaya varıncaya kadar.., ıin yardımcısı etmez misin, azizim? Lülfet, kapıya SFT — Sağol, azizim. Tanrı eümleni* olsun., Beni teşyi kadar götür! — Benim vaklim Yyok! Kendin Bİt! — Lütfetli Tanrıya dua ederin, 'Hiç bir şey görmüyorum, zifir gibi - karanlık, azizim... Ne karanlık, ne karanlık! Teşyi ediver, paşacığım! — Teşyi edecek vaktim mi var? Her fast gelene dadılık edecek ©- lursak halimiz haraptır, — Tanrı Tızası için teşyi et. Hem görmüyorum, hem — de, yalniz başıma 'mezarlıktan geçmeye kor* küyorum. Korkuyorum, dehşetli kor ikayorum, azizim, - Bekçi içini çekiyor: — Başıma muüusallat oldun. Peki, haydi yürü! Bekçi ve rahip yürümeye başlıyor" lar, Yan yana, ömuz ömüza yürü- yör ve susuyörlar, İliklerine geçen ralıp rüzgâr, kamçılıyor, Karanlık“ ta görünmiyen ağaçlar, hışırdaya* râk üstilerine iri yağmür damlaları serpiyorlar... Hiyaban; hemen baş* tan başa şu birikintileriyle kaplan- MÜŞ .. ' Bekçi, uzun bir süküttan sonra: — Yalnız bit noktaya aklım yal" miyör, diye söyleniyor, buraya na- sıl girdin? kapı kilitliydi. Duvar" dan mı alladın? Eğer duvardan al- ladınsa bu gibi işler adama yakışmaz! — Bilmiyorum, azizim, bilmiyo" rum, Buraya nasıl geldiğimi ken- dim de (anlıyamıyorum. Aklın aF* mıyacağı bir şey, Tanrının gazehi- ne uğradım, galiba. Hakikaten akıl erecek iş değil, şeytan ayartmış o" lacak. Sen, azizim, burada bekçi- sin, demek — Bekçiyim. — Bütün mezarlığa bakıyorsun? Rüzgârın hamlesi o kadar kuv* vetli ki, bir dakika ikisi de olduk" ları yerde durmaya mecbur oluyor” lar, Bekçi, rüzgör hafiflediği bir sırada cevap veriyor: — Biz burada üç kişiyiz ama, ar- kadaşın birisi hasla, öteki de uyu" yor, Biz onunla nöbet twtuyoruz. — Öyle, öyle, Aazizim, öyle, Ne rüzgâr, ne rüzgâr! Ölüler bile işi- tiyordur! Baksana, vahşi hayvan" lar gibi uğulduyor... Of-fo-fof... — Sönin memleket neresi? — Uzakca, azizim. Voöloğdaliyım ben, çok uzak, Manaslir mahnastır dolaşarak iyi insanlar için dua © diyorum, Ulu Tanrı, sen bizi koru. Bekçi, çubuğunu yakmak — üzere bir an duruyor. Rahibin arkasında yere çömeliyor ve birkaç kibrit yar kıyor: Birinci kibritin işıği bir an ışıldıyarak sağ tarafta hiyabanın bir kısmı, beyaz meözat taşını ve kapkara haçt aydımlatıyor; küvvel* le parliıyan ve rüzgürdan — sönen ikinci kibrilin Aşığı, bBir Şşimşek hızıyla söl tarafa aydinlalıyor bir parmaklığın köşesi karanliktan ayrılarak yaklaşır gibi olüyoör; ü- çüncü kibrit, hem sağdaki, hem de soldaki beyaz mezar anıtlarını, kara haçcı ve bir gçocuk mezarının etrafındaki parmaklığı aydınlatı” yor. / FU ihtiyar bir yahnız mı (gonn' yarın ) üzerinden Kafkasya ile olan de., niryolu irtibatı — kesilelidenberi, son kalan demir yolları ile Volga üzerinde bulman Stalingrad'n & hemmiyeti artmıştır; çünkü payi, taht olan Moskovayı da, muvak - kut merkez olan Kuybişef'i de or. hnübi Rusyaya ve Kafkasyaya büğ- layan demiryollarımın üzetrindedir, Stalinerad ile Moskova Aarası, ktırk saantlik bir tren yolculuğudur. ZİRAİ VE TİCAİ KIYMETİ TALİNGRAD, 1917 Potres, bütg ihtilâinden evvel da- ha, bolşeviklerin elindeydi, Burz. da foplanan Leninciler, 1019 sene- Bine kadar, cenuptan vukun gelen beyaz Rus hücumlarına mükavemet ettiler. Nihayet, general Denikin şehri zaptetti ise de ,orada, tiç ay. dan fazla kalamadı. Şehir, yenir der. ,Sövyetlerin eline geçti, İşte bu sıraddaydı ki, Stalin, buraya ge', di, Sehre, bu gayret ve sadakatine mükâfat olarak ilk “Kuıxzlbayrak” nişanı verildi. Stalingrad'ın askeri — vaziyeti mühimdir, Barasmı elime — geçire. cek- olan Almanlar, bütün cemmbi Ruusuyaya Kolaylıkla “hifkmedebi. Jirler, Sonra ,böyle mühim bir sar nayi merkeziti almazla, Rusları barp ihtiyaçlarım teminden, mü . kim mikyasta nahrum oderler, Da- ha sonra, Völga nehrinden merke., zi Rusyaya yapdlan — petrol, balık nakliyatmı, cenaba erzak ve mü - himmat sevkini menederler. Stalingrad — eyaletinde, fazla miktarda kasaplık hayvan yetisir, Bunlar, hem şehri besler, hem de cenubi Rusyaya ve Steplere gider, Hazer detizinden gelean bol mik, tarda balığın, merkeri Rusyaya, buradan aktarma «dilhir, Bu yüz- ve den ticareti inkisaf etmiş, harp sanayliyle de büyük bir ehemmiğlet aimış — olan Bhlmgr:ul, merkezi Rusyanın bir ifaşe merkezidir de. AA Stalingrad, yolları ar olan bir mintakanm demiryolları üzerinde mühim bir iltisak noktastlır. Bu. radan uzanan bir irat Moskoyaya gider, Cenuba doğru uzanan,kısmı lıa, Tı.hm' 'Ğe Rostof - Kafkas hattiyle birleşir,, Vime bu şehirden diğer bir mühim demiryolu geçer: Garpte, Novorosiski — üzerinden, Moskova « Rostof hattiyle birleşir Ve o cihetle de, barp-sanayti fab- rikalarma lüzumlu olan iptidai madde'leri geltirir. Sovyet Rusya, bu ehemmiyetine binâen, Stalingrad'ı can pahaamn müdafaa ediyor; Burası da gittiği takdirde, Kafkasyanım elden git . Mesine ve Moskövanım da — tehdit altına girmesine yol açılmış de mektir, Meçhâl şöhretli Fransızlar, Paris civarında, Sent- Ven kasabasında — şiirleri kuvvetli. yeni birf şair keşfetmişler. Bu meç* hül şöhretli, evvelce fırımcılık, Jan darmalık, milis askerliği etmiş, ©- tarduğu, tuhaf biçimli, küçücek e- vi, kendi elile inşa etmiş. Haftanın üç gününde limonata salıyor, diğer günlerinde şiir yâzryormuş, Âsil şa şilacak 'şey, bütün şiirlerini, köpe- | ğine ilhaf ediyormuş. Bu meçhül şöhretfinin, bakkın- dâ, çök kati hükümleri varmış, Bir defa, klâsikleri hiç beğenmiyormuş, onlardan bahsed bile — ta- hammül edemiyormuş. Kendisile görüşen bir muharrire, edebi kana atlerini, şöyle, kısaca andatmaşı — Balzak, hoşuma gidiyor. Vik- tor HİUO’N sevmem. Romafa gelin ce: Baştan bir kaç sahifesine görz gezdirilir. Bu kadarı, mevzunun ne olduğunu anlatabilir. Gerisimi- tah min güç değildir. İnsan, tahirminin ide yanılıp yanılmadığımnı anlamak, islerse, bir defa da som sahifeter; Rözden geçirir ve “lamami, tahtt! nim doğru! der. Ör ee CA CN

Bu sayıdan diğer sayfalar: