5 Ağustos 1942 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

f : MA , f narısını eliyle başka sına veren hakan! Cangiz, (Ünek hân)ın ordusunu Jağıtlıktan, kendlisini de vurduk. tan sonra, güzel karısı jile, güyet hasna, müstesna iki yeğenini, Abi. Ka İle Tay'i, beş yüksek Trütbeli zeveesinden (Ulu hatun) yapmayı unttmadı, Fakat nedense bu (Ulu hatun) 'ak püyesi, yani İmparatoriçelik, güzel Abikanm hoşuna gitmiyor, şarayda yaşamaktansa, gönlünü kaptırdığı (Geti) nammdaki bir 7abitin fakir kulübesinde yasşama- ı daha ziyada tercih ed'yordu, Bir Türk kabile reisi olan (Geti) İle çoktan mektonlaşmağa başla. mış, dertlerini kurtulma carelerİni AçIk açık yazmıstı, Gösterdiği Die tânlat üzerinde yürümeği sevgilisi (Geti)ye bırakıyordu. Cengiz, hiçbir din ile mütedey . vin degildl Faknt fena ruhlardan, cinlerden, ödü kopar, Tanrı ılı)e fanıdığı göğün hoşuna gitmiyecek işler yapmaktan çok çekinirdi, A- bika da onun bu zaafından İstlfade etmeği düşündü. Getiye — verdiği talimatta, engizin geceyi yanında geçireceği akşam, ne yapıp yapıp behemzhal ı—obet almasımı söylü « vordu, Cenglz Abîkayı çok sSeviİyor, âde. fta tapmtyordu, Türk dilberini, vü- cudunu yarı gizleyen ipek elbise, leri içinda seyrederken kendinden geçer: — Bir Abikaya, bin imparator. lük feda olsun! l?erdi. Visal nöbetine sık sık Abikayı koymayı da unutmazdı, Bir akşam, Abikanın beklemedi- Zi bir zamanda odasmdan İçeriye | Rirdi. Abika şaşkm yüzüne baktı: — Hani, dedi, Bu akşam gelmi- yecektiniz? Cengiz, cevap verdi; —- Kulazımıza gökten bir ses f:eldl. Abikaya git dedi!, . — İyi yaptınız!., : Simdi genç kadın hazırladığı hla ioyi oynamak istiyordu, Fakat ev. Yelâ möbetçinin kim olduğunu bil. sesi İâzmmdı, — Bana neden elma getirmedi - üz? Dedi, Cengiz, alklaştı: — Güç değil, simdii aldırırız! Cevabmr verdi, Hemen bağırdı: — Nöbetçi, buraya gel... İçeriye sültüin boylu güzel bir zabit girdi, Abika görür görmez, rahat bir nefes aldı, Nöbetçi Getı idi. _Isteni!en elmalar getirildi. Cen giz sevgilisi Abikanm karşısında elmtaları iştiha ile yiyor, gzümüş sü, rahi içindeki şarabı da durmadan yuvarlİryordu. Küurnüz Ahbika hâkanı aldatma. Nn zamanı Şeldiğini anladı: — Coengiz, dedi, dün gece öyle fena bir rüya gördüm hi,., Cengiz, riı?a.yn çok inanır, fena rüyalardan ödü kopardı. Gözlerini dört açarak sordu: — Ne gördün? | birlcik Cengizimi Abika güya korkuyormuş gibi, çekine çekine anlatıyordu: — Birdentire gök yarıldı, Ben de senin koynunda yatıyordum, Göğün yarıklarımdan — ejderhaya benziyen iki fena ruh indi, yanıma geldiler, Sen ürdiler, Cengizin ya, nmnda yattıkça, bütün Tenalıkları. miız senin va onun Üzerine olsun!, Başmıza getireceğimiz — belâların sayısı olmasın!., Cengiz, bunları duydukça yetine de oturamıyor, telâs$ ve heyecan İçinde, harekeCte getirilmiş bir kukla gibi hopluyor, merak ile: — Sonra!,; Sonra!,. Diye soruyordu. Abika da hizâ. yesine devam ediyordu: — Sonra omuzlarımdan tutarak beni salladılar., Ceng'zi brrakaca. ğina söz ver diye bağırdıla>, Ben bırakmam, de . dim, Onlar da peki, dediler, bak tnün başma #*lecek belâyı gör! Cengiz sıfırı tüketiverdi, Bu gök kendisinden ne İstiyordu?! Artık durmuyor, dolaşıyor, gezin'yor, gü miüş sürahiyi dikiyor, ara srra, da Büzel Abikanm harşısınn gelip dık rayor, sarılıyor: — Abika, korkma bir hayır var: dır! Diyordu, Zavallı Cengiz, kadımın oynadığı oyunun farkında bile değildi. Gök ten inen fena ruhları düşüne düşü. ne, zilminde büyülte büyülte Abi, kasım yanında zorlukla uyuyabildi, Bu şekilde uyuyan bir adamın nasıl bir rüya göreceği kestirilebi. lir, Sabaha karsı deli gibi fırladı. — Kalk Abika, dedi. Gök bize emrini verdi: Abika güya hayret ediyormuş gibi sordu : — Ne dedi? * — Sana dediğini dedi! Tanrı seni başkasma vermemi söyledi! Abika korkar gibi bağırdı: — — ÜÖyle ise şimdi ver! Nöbetçiyi çağır! Hemen nöbetçiyi çağırdı, — Sana bu güzel prensesi karı diye veriyorum al! Dedi, Geti korku İle hâkana bar kiyordu, Cengiz: — Ne bakıyorsun, dedi, söylüyorum ! Ertesi sabah, orduyu, yani sa- rayı bütüm eşyalarile, hizmetçile « rile, harasile, sürüleriyle Abikaya Verdi, Yulnm sofra takımı İle bir altm kadehi kendine ayırdı: — Abika, dedi, Seni çok sever. dim, senden çok memnundum, Bu sofra takımı ile bu altın kadeh, senin bir hatrran olarak bende kal- smn!,. Dünyada hicbir hükilmdar, kendi karısmı kendi eliyle baskasına vera memiştir, Bunu ilk yapan Cengir. dir. Zavallı hâkan, korktuğu gö « ğün, rüyalarm zadrına uğradığı » nin farkmda bile olamadı!, Artık: — Gök Tanrı böyle İstadi! Diyor, bununla müteseli; oluyora Ciddi 5 AGUSTOS — 1942 Adanada mühim bir sulistimal davası Ü — Valı, beledıye reisi, ve ticaret müdürü ve diğer bazı alâkadarlar mahkemeye verildi Adanadan bildirildifin2 göre, ikin. ci asaliye ceza mahkemasi dikkate da. ğer bir davanım rüyeline bışlamıştır. Fabritacılar tarafıadan satışa çı. kâarılan un Üzerindeı kazan; vergisi esasina göre milli müdafıa — vergisi verilmesi lâzımzelirkan bu işle alâ , kadar hayetin yapmış olduğu yan « lış bir'hesab sonunda milli müdaıfiz vergisl gayrisaft hasılat Üzerinden a, lnmış ve bu suüretle — fabrikaoırlarin zimmetine 31 bin küsur lira geçirli. miştir. Açılari tahkikat — noeticesinde fiyat murakaba komisyonu relsl sıfa, tile eski Seyhan valisi Faik Üstün, belediye rels vekili, ticaret odası baş. kâtibi, iktısat müdürü, balediye mü. fettişi, belediye kömiseri, borsa umu., mi kâtibi, belediye daktoru hakların. da lüzumu mühakeme Kkararı veril. miş, son dört suçlu tevkif edilmiştir. Eski valinin muhakemesi şürayi dev. letten çıkacak bir kararla yapıla . caktır. Muhakeme, 8 ağustosa bıra, kılmıştir. istanbulun fethinin 5 /O ücüyıl dönümü Büyük bir sergi açılması düşünülüyor Ankaradan haber verildiğine göre, İstanbulun fethinin 500 Üncü yıldö . nümüne ait hazırlıklar yeni bir sifha ya girmiş bulunmaktadır, Bugün maarif vekâletinde bü mak satla İslanbul völi ve belediye rehL sinin iştirakile bir boplantı yapıla. caktır, Bu toplantıda 1953 senesine' kadür geçetek zaman zarfmda kilitür sa'. hasında' yapılacak Hazırlık faaliyet. leri tetkik edilecek ve mühim ka . rarlara » varılacaletır. Bir taraftan bu mühim yildönümü bir hareket ve teşebbüs Raynağı haline koymak su. retile imar sahasında atılacak adım. lar da tetkik edilmektedir. İstanbu - lün imarrmna âlt pilânm müuüayyen kı. sımları bu müddet içinde — başarıtla. cak, büyük bir milletlerarası sergi . nin esasları hazırlanacaktır. İstan - bulun otel gibi ihtiyaçların?ı tamam. | lamak, İstanbul ve — memleketi tu. rizm #ühasr halinde geliştirmek için bu yıldönümlünden istfade edlecek . tir, Bir sabıkalıyı bıçakladılar Evvelki gece' sabaha karşı Adnan adında bir sabıkalı birçok yerlerde içip sarhoş olduktan sonra Ferikö . yündeki evine giderken üÜzerine iki kişi çullanmış birisi ellerini tutmuş, diğeri de kendisini bıçaklamıştır. Mütecavizlerin Fethi ve Aslan &a. dında iki kişi olduğu anlaşlımış, dilm adliyeye sevkedilerek tevkif olunmuş lardır. ” Dostunun peşi sıra seyahate çıkan kadın Körkülük tramvaya hınmce, önüne gele- nin ceplerini karıştırmada baş!amış ve... ÜN cürmümeşhut — nöbetçisi olan asliye ikinci ceza mah. kemesi hayli garip ve hazin bir hâdiseinin muhakemes'ni yaptı. Suçlu yerinde 30.,395 yaşlarmda bir kadın vardı, Saçları darmada- ğınık, suratı çılıt çarşısı gibi bozuk bir kadın,, Burnu kırk yıllık ayyaş- lar gibi uzamış ve morarmıştı, Lâf söylerken veya yılışık yılışık gü « dTerken kirden sapsarı kesilmiş ©. lan disleri itsanı iğrendiriyoardu . Halbuki, pek yakm bir zaman ev. vel hiç de cirkin bir kadım olmadı- Bı, biraz 'dikkatli tetkik edilince anlaşılıyordu, Sürmeleri akmış, iri siyah gözle- ri vardı, Teninin parlaxlığı kaybol muş bulanışlaşmışlardı. Gözlerinin | altı da mosmor kesilmişti. Yani kar gınızda tam müânasi'e sefahat- ve sefaletin çökerttiği, yiyip bitirdiği bir kadın duruyordu, Kirden rengini atmış, lâcivert el. bisesi, ya kendisinin Pek eski xa manma ait veya bir başkasının vü cuduna dikilmisti ki, şimdiki cılız kemikleri çıkık bedeninden aşağı- ya sarkıyordu, Fakat —ayakkahıları bobstildi: Mantar taklidi tahta tabanlıydılar, — Aslezi İzmirliyim, — Buraya ne vakıt geldin? — Dün, Keir Tni L *. — Niçin? — “Boylesene neyı: geldin bu - raya? Maznün kadımm cevap vu'mamesı sandığınız gibi ntanmasından ilerie ye gelmiyordu, Hayır, sadece anla. tacağı seylere fazla alâka celbet , mesi içindi. Gözlerini hâkimden çe virdi ve salonu dolduranların üze» rinde dolaştırmağa başladı. Yılışık : yılışık ve çarpık çarpık gülürordu: — Hasanm pesinden geldim, — Hangi Hasanm? — Benim Fasanın. — Senin Hasanm da kim? — Kim olacak, bânim erkeğim Hasau, — Yana!,, a LA — Tabii ya, O İstanbula gelir« ce, ben de kalktım, arkasından geldim. — Yaoksa seni brrakm kactı mı* — H, bıraktı, kaçtı, Ben de buldum buluşturdum, bir yol pa . rası tedatik ederek kendisini bu', mak üzere arkasmdan buraya gel dim, — Pokl sonra?, — Sonracığfıma eferdim. dün ciktim vapurdan, ama, İstanbul İz- mire benzemiyor, ki,, koskoca yer, Ha burası, ha şurası derken akşam cldu, Hasanı bulamadım. Sirkecide sıkkm sıkkın dolasır « ken arkadaşım Salihaya rastla . dım, Beni görünce Hayret etti, So. rıldık, öpüstük, — Anlaşıldı, anlaşıldı, buraları. Önüçler ve Beşler komitesine reis seçilen ve Habeşistan davası dosyasını dünyada herkesten daha İyi bilen dostum Salvador dö Mat, riagğa —dünkü Avrupanm en par, lak zekâlarından biri—— beni Ber. gües oteline, yemeğe davet etmk Ve bütün gecesini bana ıyımmk lâtfunda bulunmuştu, Sofrâda dört veya beş kişiydik, Madriağa, o da, şek ve tehalük içindeydi: o dn artık geleceğe güvenle bakıyordu. Elimi sıkarken, bir Bordolu veya Bayonlu konuşmasını andıran ken- dine has, tatlı bir give ile konuş « tağa mükemmel fransızcasile: “— Musolini hapr yuttn!” dedi. Ve derhal, hepmizin zihnen yap tığımız gibi, Meseleyi umumileşti - rerek, Beneşden daha - teklifsizce, fakat aynı fikri ileriye sürerek i. İâve etti: — Eğer darbeyi iyi indirebi . Tlirsek, dünya, bir hay'ı zaman için, kurtulmuş olacaktır,., Evet, azizim, o zaman tekrar çalışmıya ve yaşa. mıya başlıyabiliriz... Sonra bize bu İşle ilgili olan bir çok fıkralar veya hususi olaylar anlattı, Musolininin psikolojisi, gee lectk günler ve hbhaftalar içinde aüscağı variyet Üzerinde münaka. — SA GÜĞÜR, Madrlasa: “—. Artık gerl dönemez, dedi; çok İleri gitmiş bulımuyoı'... Dö « | nerse derhal düşebilir. Onun için AVRUPANIN, DOMDALILADIRAANNGLOLAALKLAICKLANIK U Yözülü . JUL ROMEN yoluna devam etmesi lâzımdır. Tar bil artık devam etmeğe imkâa kal, mayıncaya kadar, Kendisine az-çok gösterişli bir son havarlıyacaktır. Buradaki İtalyanlar bunun - nasıl olacağını simdiden bildikler'ni 10. * âlwediyorlar: Tayyaresine biniy, uçarak denizlerde h!bü!acılmıış. Fakat bazıları da, fasist purt'sin deki müfritlerin, çok kanlı bir max zileri olduğu için, kendi başlarını kurtaramıyacaklarmdan em'n olan. larm, ümitsizce ve çılgmeca haze « l-st'.ere girlşeceklerini ve kendile- ri de idam sehpasmda sallanmadan önce, on, on beş gin İtalyayı ateş ve kan içinde bırakacatlarını söy. liyoralr," - Sonra Madrlasa, alaylr Aalavlı sunları anlattı (fakat bu alaya İr, panyol kalan ruhu helki de istemi yerek bir nebze İnanış katıyordu»: “— Riliyorsunuz ki, Musollninin yıldızı —bunn bana geten gün bir heyetsinas söyledi—, daha düşük olmakla beraber, Napolyonun'iİne çok benziyormuş, ve ikisinin de x iL KK 2 e eĞ Ş e gn Dü ' PN b fi Türak vÜ , '_.".1 ııııııımıııımınııııııııınııııııııııııımî | MUAMMA Çeviren . LUTFLAXY sonu denizde görünüyormuş, Setltce lende ölmek de, aşağı yutrarı, de- nizde ölmek demektir, öyle değil mi? Tayyarea bu âkibeti sadece ns- rilesştirmiş olacaktır.” İşte birinci teşrinin o unutul. maz günlerinde, bütün dünya, Cos nevrede bu çeşlt kurtuluş hulya | larile yaşıyordu, Bütün dünya d!'- yorum, çünkü ertesi günü rastla» diğim Amierikalı dostlar da —mo: seli Edgar Mover— tıpkı — bizim gibi, ayar büyük ümidin heyecam. nı yaqyorl-ırd Her şeyi ifade ett'. Bi için hakikâten güzel olan, faket hâdiselerin çok defa bir alay me>» zan haline getirdiği, gn meşhur cümle, hür mill.»tleriu selâm düar « dukları b'r bayrağın tepasinde, ye- niden dalgalanmıya başuryordu: “MWMake the world safe for Demac: raey” (Demokrasi için dünyayı e min bir wazıyete "eth'iniı)_ * * İkinet !&numm iklsinde, akşama doğru PalceSurbon (Fransız me buslar Meclisinin toplandığı saray) da, o zaman mebuslar meclisi reis vekillerinden olan eski arkadaşım İvon Delboyu görmeğe gidiyordum, Beni, yeni tanzim edilen ve “reis vekilleri büroları” denilen, o küçük Büzel odalardan bir'nde kabul et« ti, Simdi onunla, o gün, ne için ' görüşmeğe gittiğimi hatırlıyamıyo- rum, Hem lâkayt, hem de içinden çok heyecanlı bir şeyle meşgulmuş, çok tatlr bir havadisi varmış da —meselâ yeni bir sevda oyunu gibi— söylememek İçin kendis?ni Zor tutuyormuş gibi bir bali vardı, Gitmek için ayağa kalktığım 2r, man dedi ki: “— Seni arabamla götüreyim... Biraz daha konuşmuş oluruz... Na Teye gideceksen orada brrakirm,” Otomobiline bindiğimiz zaman bir müddet süküt etti, sonta kula, ğima eğilerek: — Dinle, dedi, Öyle sanryornum kif'ön beş güne kadar fasizmden kurtuluyoruz... Üç hafta sonra da nazizmden, Bu sefer isler tamam, Büyük bir sevincle: — Ne diyorsun, diye bağırdım, Delbe hiç de kendisini “wmek için uydurma şeyler söyliyecek a. damlardan değildi. Onun ağzından çıkan böyle bir cümlenin bit kız- gmlk eseri olmasıma da imkân yoktu, Tekrâr kulağıma eğilerek: (Navamı var) nı kısaca kes de, esas hâdiseye gel, — Ben de oraya geliyorum, ya eİendim, fakat nasıl içtiğimizi an" latmıyayım mı? 4 Ha, ne diyordum, Saliha derdimi anlayınca: — Haydi, kız, fazla üzülme, Gel şurada bir iki tek atalım, her seyi unutursun, dedi, Çıktık, meyhaneden, atladık bir tramvaya, Tıramvay kalabalık mı kalabalık, Sıkıştıkça sıkışlık, Dere ken, tıramvayda bir gürültü, bir kı. yamet koptu, Beni yakaladıdlar, z« şağıya İndirip karakola götürdü - ler. — Burasını pek kısa kestin, lü- şamet neden koptu”,. Kadın boynunu büktü: — Vallahi bilmiyorum, efendim, — Hele hele?.. — E ee?., — İşte, girdik Sirkecide bir mey- haneye . Bir şişe, derken iki şişe yi bir ânm içinde deviriverdik, Lâkin, gel gelelim, içtikten son, ra beni yine Hasanın hasretl sar. dı, sardı, kendimden geçirdi, Ha bayıldım, ha bayılacağım, Saliha baktı ki, olacak gibi de- Bil: — Haydi, çıkalım, bir tıramva- ya binip Bebeğe kadar gidelim, ha. va alalrm, dedi, — Güya tıramvay halkmm cep. lerini karıştırıyormuşum, — Neye bilmiyor gibi anlatıyor. sun? — Vallahi de, talahi de bilmi: yorum, hâkim bey, çünkü çok sar- hoştum, — Pekiyi otur yerine, - Hâkim bundan sonra başmı ev« rak Üzerine eğerek ilk ifadesini o. kumağı başladı. Kadın, suçlu mev. kiini hiç de yadırgamıyordu, Otur- duğu yerden samiin arasında du- ran arkadaşı Salihaya karşı, Züz, ağız işaretleri yapıyordu, Anladığımıza göre, Adile kadının suçu kalabalık Bebek tıramvayız « da yankesiciliğe teşebbüstü, Sar . hoş bir halde tiramvaya binince, yanmdaki adamın cebine el atmış, bir şey bulamamış, Adam da gü . lümsemiş, Ceketini düğümliyerek başka bir araştırmaya (!) mâni ol« muş., Bundan sonra bir başkasının cebine el atmış, yine bir şey bula- mamış, sarhoşluğu ile'belki de pek usta bulunduğu bu işi âdeta “kör kör parmağım” kabilinden yaptığı için herkes İişin farkma varmak « taymış, Nihayet en sonuncu adam pek sinirli çıkmış, tıramvayı dur « durarak kendisini polise teslim et, Fakat ortada kadını dava eden bir mağdur yoktu, Dinlenen şahit - ler de bir şey görmediklerini söy- Küyorlardı. Neticede, mahkeme, A- Wilenin suçunu, sarhoşluk neticesin de gayrişuuri bir hareket, mahiye. tinde görerek ve davacısı olmadığı nr da gözönüne alarak hakkmda beraet kararı verdi. Adile karara pek sevinmişti, Hâ kime teşekkürler ederek, sun'i o'. duğu pek belli, asırı bir salmışla dı şarı çıktı, Artındası Salihanın kö » hma girerek yine aymı şekilde vü« rüyerek, uzaklaştı sitti. NİHUAT SAZİ Bmnilyet sandığı kooporatlıı Tekrar faaliyete başlıyor Emniyet sandığı memuüurlarr tara. fından kurulmuş olan kooperatif sa. tışlarr hakkında yaprlan bazı ihbar ve şikâyetler ilzerine mülga bölge İa. şe müdürlüğü tarafından geçen ay. kooperatif hesaplarına el konulmuş ve defterleri bir odaya — kilitlenmiş müteakiben tetkike başlanmıştı. Bu etraflı tetkikler İkmal edilerek koo. peratifin hesaplarımnda gerek müba. yüat gerek satışlarında — bir Ihtikâr hareketi ve yolsuzluk görülmemiştir. Kooperatif şimdi tekrar — faaliyaete geçecek ve bu aylık tevzlatmı yapa. caktır. ZAYİ — Şile nüfus m*murluğun. dan almış olduğum nülus tezkeremi askerlik tezkeremle birlikte kaybat. tim, Yenilerini alacağımdan esklie . rinin hükmlü yoktur, Şilenin Kabakoz köyünden Kala, fatçı oğullarından Mustafa oğlu Hasan 328 doğumlu ı—.—ıı " bz HADİSELER F AREAH Harp ve vahsi hayvanlar SKİ bir mecmuayı karıştırı . yordum, Bir resme tosadüf et. tim; derin olmrıyan vö yaygın bir de. renin İki tarafında üç yüz kadar fili gösteriyordu. Koca kulaklı, hortum. lu, şişkö gövdeler ve mini mini kuy. ruklar.. meraklı olduğu kadar tuhaf bir manzara,. Resmin altında şu satırlar vardı: “Sudan civarında tayyaremizin mo . törünün gürültüsünden ürküp kaçan fil sşürüleri,.,, : Yazı Londradan Kap'a tayyare iİle yapılan bir seyahatin — hiküyesiydi, Bütün hayvanlar tayyareden ürktük. leri ve kaçıştıkları halde — aslanlar hiç aldırmııyorlarmış; başlarını kal, dırıp büyük bir heybet ve ihtişamla kükrüyorlarmış! Bu ve bunun gibi tir çok intıbalar yalnız bir tayyarenin geçişinden doğ. muğtur, Halbuki şimdi dünyanın he. men her tarafında hergün — bir çok tayyareler uçuyor; bomba yağdırı - yorlar; diğer korkunç silâhlar da ca. ba,.. insanlar vahşi hayvyanlara ralı. met okutacak şekilde — birbirlerinin boğazlarına yapışıyorlar; daha doğ. rusu birbirlerini uzuktan,; mümkün olduğu kadar sokulmadan imha edi. yorlar, Muhakkak olan bir şey varsa harp. lerin vahşi hayvanlar üzarinde g& . yet fena tesir yaptığıdır. Rus cep . hesini ele alalım: — Bu meomleketin kurtları meşhürdür ve çoktur. Buz denizinden Karadonize kadar uzıyan cephe her adımda müdafaa edilerek şarka döğrü kayıyor. Şimdi ordular eskiden olduğu gibi muayyen bir yol ve hat üzerinden O Memleketin kal . bine yürüyerek Orayı — fethettikten sonra her şeye Sâhip — olamıyorlar, Her tarafı, her kariş toprağı kanla sulryarak almak lüzimgeliyor, Bu L tibarla iki üç bin — kilometrelik bir cephe, sürgün avında — olduğu gibi şarka gidacek; önüne — Grkanlardan yalnız insanları değil hayvanları da sürecek! Bütün O Keniş bozkırlarda kurt sürüleri ve kurt yuvaıaı-ı kalmı. yacak! Vaktile Aıul'mku*u: T Vllhlı av . larlârdı; şimdi / Ve elyarında aslan bulmanımn tarkünt ;“îh!tw W kıralları da Anadoludü aslan avma çıkarlardı; bu aslanlar — daha tfak boylu, hususi bir tip teskil ederlerdi, Şimdi Anadoluda aslan mevsut de . ğildir. İlk ve battâ ortacağlarda Fı. ransa, İsviçre, Almanya, tngiltere gibi yerlerde kürt V6 Reyik sürüleri, ne tesadüf güç değildir. Simdi geyik. ler ancak hususi Sürette idare edilen av çiftliklerinde VAardır. Vahşi hay- vanları bu memleketlerde yok edem başlıca seheb insanlar — arasındaki vahşi harplerdir. Harplerin en vahşi. S1 olan b harp mutlaka 9 mıntaka, larda vahşi hayvanların azalmasında veya yok olmasında Mmühim bir se. beb diye anılacaktır, Kadircan KAFLI Kadırga talebe yurdu yemekli olacak Türk maarif cemiyeti, İstanbulda - senelerdenberi yaşalılmakta olan ka, dırga taleba yurdünu daha fazla 1s. laha karar vermiş bu kararm tat. bikine geçilmiştir. Türk maarif cemiyeti, — hükümet ve partinin yüksek tahsil - talebesi yurtları hakkındaki kararlarma uya. rak kendi talebe Yürdunu da iaşeli olarak yapacaktır. Şimdiya — kadar “talebe bu yurtde Sadece — yatmakta fakat iaşesini hariçten temh. >t . mekteydi. Bu: şekilde — tateba için matlüp olan ve Közdini — derslerine vermeğe fırsat Verecek huzür temin edilememekteydk Yurdun dahili de aymaca slâh ecm“'ı 'mekte ve hüyük bir tamir yapılmak. tadır, Yurtta ayrıca bazı umhı.u te, birler da almacaktır, Deri Hatları düşüyor Birkaç gündür şehrimize külliyetif miktarda deri gelmiştir. Halen piya. sada 800 bin kilo deri bulunmatta. dir. Bu vaziyet Karşısında ayakkabı fiyatlarınm . düşeceği Ümit edilmek. tedir, : Dün, şimdiye kadar 200 den satı. lan kuru sığır derisi 160 kuruşa düş. müştür. Mesut bir doğum İstanbul defterdarlrğr hesap mü. tehassıslarından arkadaşımız Tahir Sarucanım bir erkek evlâdı dünyaya igelmiştir. Küçük yavruya uzun ö . mürler diler bu mesut doğumdan do. layı genç ana — ve babayı candan ._hbl'ik M aNÜÇAER, n İ

Bu sayıdan diğer sayfalar: