28 Temmuz 1942 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Öz üeü7 — Mmaşai Elâle ney â%mmnel n hattın- da neden durdu? Mihverin Afrika drdusunu durduran sebenler, müteaddiltir ve bunlar, odjektit bir larzda, aşağıda, mütalea edilmiştir İHVERİN —“Alfrika — ordu. su” yıldırm gibi ilerlerken, Ingilizlerin 8 inci Mısır ordusu da bozguna uğrayarak perişan bir şekilde geriye çekilirken, İngilizle. rin Elâlemeyn müttahkeni hattm « da durarak Gayaaabi'melerinin ve Romcl ordusunun bir adırm daha - lerliyememesinin ve hattâ Alman. yadan Şelen haberlere göre, Gene ral Ohinlekin bu hatta, üstün bir kuvvet toplryarak teşebbüsü ele alabilecek bir kabisiyet göstere - bilmesinin sebebi nedir? Bu suale, doğru cevab verebil-. mek İçin, bir kaç noktayı aydınlat mak Tüzımdır. TOPOĞRAFYA BAKIMINDAN Afrika ordusu, yıldırmı gibi iler. Byerek Tobruku düşürdü ve dur , madan ilerledi. Maksadı, bozguna uğrayan 8 İnci İngiliz ,ordusuna nefes aldırmadan vüı-umek bir tâ raftan İskenderiyeye, d!ğer taraf, tan Nil vadisine varmaktı. Halbu. ki General Ohinlek, ihtiyathı ha « reket etmiş, Filistin cephesinden getirdiği bir kısım küvvetleri, to- pPoğrafi vaziyeti müdafaaya mü. sait hattâ müstahkenmı bulunan El. alemeyn hattında yerleştirmişi. Elâlemeyn müstahkem hattı, de vizle tepeler arasında, cenuba doğ ra uzanan bir deniz girintiİsidir. Bu hat, Nil vadisi önünde, müda, faaya elverisşli bir seddir, Afrika, ordusu, günlerce yürüyüşten sön « Ta, esas Üslerinden çok uzaklaş « mrsş-ve pek yarulmuş bulunduğu | halde, bu hatda, taze bir mukave, metla karşılaşmca — duraklamıya kuvvetlerimni — toplamıya ve erzak Ve cephanesini kmal ederek yeni bir taarraza hazırlanmıya mecbur oldu. Romel böyle vakrt kaybederken Ohinlek vakıt kazamyor, Filistin cöphesinden takviye kuvvetleri ge tiriyordu, O halde, Afrika ordusu. nun tekrar taarruz edebilmesi, tak viye kuvvetleri alabilmesine büğfe h bulunuyordu, YAKVİYE KUVVETİ BAKIMINDAN - Diğer bir âmil vardı ki, yukarda söylediğimiz topoğrafya faydasın, dan da mühimdi, Bu, Alman » İ« talyan kuvvetlerinin pek süratli yürüyüşleri yüzünden, geri İle ir « tibatlarmı kaybedecek derecede ilerlemiş bulunmalarıdır. Romel, Bingazi üssüne dayuııı " rak harekete geçmişti. Bu üsten, kuş uçuşu ile 300 ki'ametre uzak. ta bulunan Mersa M7 zuhda mu, harebe cereyan ederkeızn hazi « randa daha yeni Dıwnayive mihver takviye hnetl“ıkıyur. du, Tobruk, daba?I1 hazirmedi su. kut etmiş bulunu*k Gödiyse de, ha. nüz mihver ozduesı”m 'aşe ve cene hanesini tentina edet Nnt bir men zil merkesi haline 20'SEkmesi, Ba Tüği ancak temmazan ilk günle « rinde“Bintazinin yerini tufabile . cekti. Buma müni olma kiçin, mütea tefik tayyaroleri temmuzun 3-! ge cesi Tobruku bombaladı, Bu veziyette, takviye kuvveti almak menzil işlerini târsim et . mek, mihver İsin en mühim me - seleydi. O gümn'erdeti ajanslar, Mihverin Yunanistandan Tobruğa, iki zırhlı fırka İla bir piyade fır « kası hareket ettirdiğini bildirmiş. lerdi. Bu ferkalar, hekikaten me'e, bilditer mi ve Tobruğa N, yoksa Ringaziye mi çıkarıldı? Bu cihet pek belli değil,, Cünkü bu firkalar daha o zamanlarda Tobruğa eıkmış Eylunsaydı. Romelin taarruzunu getİkt'zmemesine İmkân vardı. Üfrika ordusu, takviye ve inşe #inak için, Sellam ve Mersa Mat. tih koaylarımdan da istifade edebi. Et, Yalnız buraya otrta Ve Woük hacimde gemiler yenaşabi'ceaği için verecekleri faide mahduttur. Geri hizmetlerinin chenimiyetini anlatmak kçin 1000 arabalık — hir fank frrrmsr, Dir santlik yürüyüsle # do henzinle £ ton yağ sarleder, Banlarım yekütinn, 4 jlâ 5 sarnıçlı vazonluk yük tular., Muharebe za manında cephe Ha feriler arasın « — da gidlip gelmenin müşkülütı göz Yazan: ASKER ı önDünde, bu miktarm iki hattâ üç ' misli olması İâzımdır, | — Bu misal gösterir ki Romel or , dusu bu geri hizmetleri yüzünden de durmiya mecbur olmuştur; çüne kü çok süratli ilerleyişi, onm, iaşe Ve takviye üslerinden çok uzaklaşa tırmıştır, Bunları yaklaştırmadan ilerlemesi kabil değildir. İNGİLİZLERE — GELİNCE İngiliszlere gelince: Sekizinci ar. du, geri çekildikçe, iaşe ve takvi- ye kuvvetleri üslerine yaklaştı.Bu suretle geri çekilirlerken, mütema. diyen takviye —kuvvetleri alıyor, cephane ve benzin ihtiyaçlarını ta mamlıyordu, 30 haziranda Mersa - Matruhun sukütünün frdası gtünün de daha, 8 incji İngiliz ordusuna, Filistindeki $ uncu ordudan takvi. ye kuvvetleri gelmiş bulunuyordu. » » » Elâlmeynde, 1 temm bir muvazene şeklinde görünüyor. Bu da, iki tarafm mütemadiyen mkvıye kuvvetleri getirmesi saye, sindedir, Yalnız, güçlük yine İngi. lizler tarafmdadır; çünkü 8 inci İngiliz ordusu, fena bir perişanlı « ğa uğramıştır. Berlin ve Roma - dan verilen haberlere bakılırsa, | Romelin taarruza geçtiği 81 mayıs Bünü ile Elâlemeyn önünde dur . duğu 3 temmuz günü arasımdaki müddet zarfmda İngiliz ordusu 58 bin esir vermiş ve tecbizatımmı bü. yük bir kısmını kaybetmiş bulunu- yor. 58 bin esir,, sonra yaralılar, küla yıplar.. hava kuvvetleri hariç tn , tuiduktan sonra 100 ilâ 180 bin ki şilik bir ordunun perişanlığım gös. terir, Gerçi tebliğlerde 8 inci İngilir ordusunun İngiliz, Hintli ve Afri« kalı5 hbattâ 6 fırkadan mürekkep bulunduğu zikrolunursa da, bütün bu firkalarm hücuma uğramadan evvelki mevcudu, yukarda söyledi. ğimiz rakamdan ileri geçemiyecek ıLııaıdeıııı- 8 inci İngiliz ordusunun fırka , Jarı tank alaylarından, bindirilmiş ) piyadeden motörlü topçudan vesal reden mürekkep muhtelit birer fırkadır, Bu fırkaların her birinin mevcudumu 12 bin kişi kabul e- dersek hesap kolaylaşır, Bu mev « cuttaki ordunun yarısını kaybetti. Bi kabul olunursa, ordudan geriye ne kaldığı kolayca anlaşılır, Mihverin Afrika ordusu, zayiat vermemiş midir? Şüphesiz, evet! Fakat fazla mukavemet görmedi « Bi Ve esir vermediği için, bu zayk at, muhakkak, İngiliz ordusundan azdır, Onun kuvveti ise, taarruza gece tiği günde, zırhlı, motörlü ve hafif olmak üÜzere 6 Alman fırkası ile i. kisi zırkilr ve ikisi motörlü 4 İtal . yan fırkasından mürekkepti, Bu fırkaların meycudüunu da 12 şer binden kabul edersek, — ordunun mevcudu, takriben 120.000 eder. Yalnız bu zaylat meselesinde iki tarafı müsavi derecede tultamayız. Komel için, bir nefer kaybetmet, İngilizlerin bir nefer —kaytbımdan dGaha mühbimdir; çünkü takviye kuvvetlerini denizaşırı getirmekte dir, Mihverin Afrika ordusu, hususi surette yetiştirilmiş 100 bin üs . kere malikti.Çöl hırplerine hazır- lanmış olan bu kBVVGf' simdiye kadar, muharebelerde, muhit ve iklim tesiri ile çök telefat verdi, Tahmine göre, bu 100 bin mimtaz askerden, nnenk 35 bin kişi kaldı. O halde, bupünkü Afrika ordusu « nun mütetaki kısmımı çöl hareket, lerine hazırlanmamış unsur teskil ediyor ve onlar, İngi'iz ordusun . daki. Mintlilare cenuhi Afrikelıle« ra Ve Yeni Zelândalı'ara nazaram, nmhite ve iklime daha dayanıksız- dırlar: fakat, şüphe yök ki, _a_r.lıi'. İyi askerdirler. N NETİTE Bütün bu İzahattan Soönra neti. cenin takviye kuvvetlerine dayan. dığını söyliyelim: İki tarafın takviye kuvveti al « dığı yerler, müsayi uzaklıktadır. Mihver, hava-deniz hâkimiyetini üi KONT pi J - yün odun İhtiyacı çeksi 486 kuruşa mal Olacak Mahrukat ofisi, Üsküdar ve Kadıe köy kazalarının odun ihliyacının en büyük kısmını Alemdağı ormanıt dan temin elmek imkânını hulmuş- tür, Bilhassa Alemdağındaki evkaf ormanından vakıflar idaresile ya « pılan anlaşma ucibince bu sene 122647 kental o:gın kesilmesi için hazırlık yapılmaktadır, Bir müleahhit, mahrukat ofisine müracaatla Alemdağında evkaf or- manından beher çeki odunun ke » sim, Üsküdar veya Kadıköyüne ka- dar nakli ve bu kazalar hududu da« hilinde gösterilecek depolara tesli « mi işini, bülün masrafları kendist« ne ait olmak üzere 484 kuruşa yapa» bileceğini bildirmiştir. Bu her tür- lü tahminin fevkinde ucuz bir fiyat olmakla beraber ofis daha ucuz bir * fiyata aynı İşi yapabilecek bir mü« feahhidin çıkması ihtimalini de gözönünde tutmuş ve diğer müte - ahhitlerin de vaziyelten haberdar edilmesi lüzumlu görülmüşkiür. Yas- rın akşama kadar bir talip çıkmaz- sa, İşin gecikmiye tahammülü ol w madığından hemen bir müteahhide ihale edilerek tatbikata başlanacak: tır. KÜÇÜK HABERLER * Yüksek muallim mektebinin bü. tün eski ve yeni mezunlarını Cadde, bostanma cuma günü bir gezinti ya. pacaklardır. * Geçefi büyük kışta — Tırabzon . Karaköse transit yolunun — bazı kı. sımlarında esaslı bozukluklar hasıl olmuştu. Kış bastırmadan, buraları tamir edilmektedir. Ölüm Bayan Muhsine Özcan — tutulduğu “Hastalrktan” Kkurtülamiyarâk genç | yaşmmda hayata gözlerini kapamiştır. Merhümeye tenabihaktan rahmet di. ler, kederli allesine, yakm dostlarıma ve kızlarına u.ziyetmw; elde etmiş gibi göründüğü orta Ak deniz yoliyle takviye küvveti alır. ken, İagilizler harp sahâsma da . ha yakmca olan Filistinden demir- yollarından istifade etmek sureti. le kuvvet getiriyor, Aradakj fark, mihver takviyesi daha emin gelir. ken, İngiliz takviyesi, mihver ha, va hücumlarma fazla maruz bulü. nuyor, İngilizler bir taraftan da, deniz nakliyatı jile Filistinden, Su. riyeden kuvvet getirip İskenderi, yeye, Portsalde Ve Süveyşe cıkarı, yorlar, Mihver, sık sık bu limanlae rr tayyarelerle bombalıyor. : Görülüyor ki, aradaki kuvvetler arasmda muvazene devam ettikçe Elâlemeynde, kati muharehe olmı. yacaktır, Fakat bir gün gelecek « Ür ki, hazırlığınm tamamlandığı. na kanaat getirmiş bulumracak © « lan taraf, diğerine ştüdetle yük - lenecek ve bu hareket de neticyi verecektir. Üati r' GELIN KAYNA N GÖRÜMCE £ Sünnet düğününden sonra Sulh ceza hâkimi, yarı lâtife, yarı hayret yollu: — Demek siz görümce, siz ge. lin, siz da kaynana ve ayni zaman- a da anasınız öyle mi? Karşısındaki davacı yerinde ku- cağında bir çocuk bulunan orta yaş ı bir kadım, ihtiyarca diğer bir ka- dın, suçlu yerinde de şık giyinmiş, | çalık kaşlı genç bir kadım oturu. yordu, Hâkimin hitabı üzerine üçü birden âyağa kalkarak: — Evet, dediler!.. Şik olan kadiın gelin, orta yaş. L ve kucağmımda çocuk bulunan ka- dın görümce ve yaşlı kadın da ana ve kaynana idi, Bu gelin, görümce ve kâaynanayı birbirine düşüren va. ka hayli garibdi. Tanm tabiriyle incir çekirdeğini doldermazdı, Bir müddet evvel, bir bahçede yapılan bir sünnet düğünthdc ge- linle görümcenin ç ocukları da sün- | net edilmiş ve yatakları yan yana kurulmuştur. Düğünde yenilmiş, i çilmiş, sabahlara kadar eğlenilmiş fakat, sabahm saat dördünde bir tatsızlık çıkmış, maznun bulunan gelin görümcesj Halime, kaynana- sı Falka ve diğer bazı davetlilerle otururken — yanarmdan hışımla gecmiş ve çocuğun karyolasına doğ ru giderek: — Ne olacak, ki hastalıklı jn- sanlar, Biraz ceblerine para girdi de burunları büyüdü, Kabilinden bazı şeyler söylemiştir. Kaynana ile görümce atılan ta- şım kendilerine aid olduğunu anla- mnuşlar ve derhal karakola ve ora- dan da İşte mahkemeye gelmişler. di, Görümce: — Amma, hâkim bey, arka. ba, makraba yn bu kadarma da ar- tik göz yumulmaz. Bize demediğini lmymudı, Bımlar söylenir Tâf mır. Hem bizim dört tane (İavamn . ah var, Evet tam dört tane.., di- yordu. ; Kaynana da dıwısındııı vaz geç miyeceğini bildirdi'Gelin ise böyle bir şeyin katiyen vuku bulmudığı nı ileri sürerek: — İftira atıyorlar, dedi, böy- le bir şey olmadı, Bunun üzerine mahkeme şahid. leri dinlemeye karar verdi, İlk şa- bid yaşlıca, fakat fazla boyahca, sürmeli bir kadındı, — Vallahı da, billâhi de efen. dim, diye başladı, düğünün batım- dan sonuna tadar oradaydmı am. ma gelin hanmmn kimseye bir şey söylediğini duymadım, — Hiç mi? — Tabil.., Artık düğün bitmiş. ti. Taksilere biniyorduk, Yine böy Te bir #ey olmadı. İkine; sahid ise tamamen aksi ifatta de bulundu. Bu bir, müesse sede hastabakıcılık eden bir kadım. dı: — Düğün çok kalabalıktı, efen dim, dedi, herk.g-— yemeve otur. im. Ne yapaca: , Alemdağından depoya ,Sulh Cezada soluğu almışlar ğim öyle oturup yemek yemekle, Oradan bir parça, buradamn bir parça daha güzel doyarımı, Derken efendim, gelin hanmm, hırslı bir hal aldı, alr al, moru mor yanımız- dan geçti ve: — Ne olacak ki, hastalıklı in. sanlar.,, Filân falân bir şeyler söy liyerek geçti, gitti. — — Kime dedi, acaba bunları, Kaynanası ile görümcesine mi? — Tabif başka kime olacak? — Yüzlerine karşı mı? — Hayır arkaları dönüktü. — Pek iİyi öyle ise onlara süy- fediği ne malüm, Belki sana söy- ledi? — Aaana, öyle şey olur mu, ta- bil onlara söyledi, ki davacı olmuş lar, Baftm ben üzerime aldım mı? kı—PekmBantkaçtaoldu Va- — Bilmem, | — Nasıl bilmezsiniz? — Saste bakmadım ki... — Güzel amma, ben sana dati kası dakikasmma söyle demiyoruru ki, tahminen, — Soyllyaum. — Canım sen hasta balm-nmı İsin gücün saat, Gerece İle... Na- sıl tahmin edemeuîn. — Edemiyorum, efendim, am . ma, yemek vakti olacak, Velhasıl kadın bir türlü saati söylüyemedi ve hâkim kendisini bir kenara çekerek diğer şahidi ça. Ücüncü şahid 19 yaşlarımnda bir, gençti, Damdan düşer gibi. — Düğünde böyle bir şey ol. madı, dedi, — Sön de düğünde mi idin? — Tabif. — Ne münasebetle gittin? — Gelin hanım çağırmıştı, An. Nemi falân, Fakat, onlar gitmedi. Bqıı yalnız nışanlımla gittim, “ — Snat v kaça kadar düğünde kalüm'!' diğim gibi böyle bir şey olmadı, — Düğün ne kadar mel ol - duft.. ; — Tahmin edemem, — Nas&ıl öolur? ridorda ortalığı birbll'lel'lne kattı. lar, tan da görümce ağızlarma geleni söylüyorlardı. Bilhassa gelin: — Pek âlâ söyledim, diye ba- ğırryordu, yalan mı? Yine de söy- Hyeceğim amma, orTası mahkeme Ağzamı açmadım... diye bağırıyor-. du, Bereket iki tarafım avukatları .| bir işin ihalesi yapılacaktır, Birkaç gündenberi şehrimizde bu. , lunan adliye vekili Hasan Menemen eloğlu, dün öğleden sonra adliyı gelerek tetkiklerde bulunmuş, bir & ra, kabul ettiği muharririmize şu be yatı vermiştir: — Medent kanunumuzun değişti 8) rilmesi etrafında yapılan bir anke! & Üniversite ve barolara — gönderildi! Henüz bu müesseselerden cevap gel miedi, Cevaplar alınınca esaslı tetl kata tabi tutacağız ve tahminim göre alacağımız bu netice — üzerin medeni kanunda esaslı bir değişik lik yapılmaksızın bu işi ıslah edecel ğiz, Yeni ceza kanununun bu işe müte allik hükümlerinde bazı değişiklikle yapılmasına ihtiyaç olacaktır. Heri halde yapılacak şeylerin kati şeklir önümüzdeki aylarda tesbit — etmek imkânrı olacaktır, | Boşanmanın kolaylaştırılması içir yeni hükümler koymağa ihtiyaç yo tur, Bu iş daima hâkimin mürakabi ve takdirine bağlı kalacaktır, ; Muğlada bir kaç ay evvel — inşasi ikmal edilen ceza evinde çalışan raat amelesinin miktarı 400 dür, Eylül ayında şahsan gidip bu ça Iışmaları yakmınmdan göreceğim. Ta min ediyorum ki, sahası çok ge olan Dalaman çiftllğinde — çalışacali amelenin miktarı önümüzdeki — seni bir misli daha artacaktır, İstanbul adliye binası inşaatr içiiş; İstanbul müddelumumisi ve vilâyeh meşgul — olmaktadırlar. — Ankara dönünce bu işle yakmdan meşgül o 4 lup bir neticeye varacağız, İçinde buh lunduğumuz şartlar böyle büyük bifjp binanın inşasma başlamağa müsalk,; değildir, İlk fırsat elverdiği Zzamarf 4 işe başlamak Üüzere ha zırlıklarımız! ikmal ederek bu zamanm gelmesi bekliyeceğiz,,, Lâhit hazırlama i E ihale edilecek £ Daimi encümende pazarlesi gik. nü mühim ve ayni zamanda sarı Kİ Ülülerin defni işiyle de ç olan belediye aynı zamanda 1lâhil, teahhide verilmesi münasip görül *n mektedir. Şimdi eskisi kadar cenat zelerinin bir lâhide komulmasını tiyenler çıkmamakla beraber yin de bir hayli talep vardır. Belediyöl mezarlıklar müdürlüğü önemli bi hesap neticesinde önümüzdeki malli; yıl sonuna kadar 350 kadar ölünür ailesinin cenazelerinin lâhide ko nulması arzusunu izhar edeceklerİ! kanaatine varmıştır. Lâhitlerin ma' , sıl olacağı ve ne gibi şartları hai bulunacağı hakkımda bir de şartnatı me hazırlanmıştır. Şimdi bu iş b müteahhide ihale olunacaktır. yetiştiler ve her hangi bir drmlL meşhud tehlikesinin kendilerini hea mencecik suçlu mevkiine düşürece Bini söylediler ve birbirlerinden u- zaklasştırdılar, Nihad SAZİ “ Hattâ ba #tlamların tahmin ve tasavvurlarında, hakikatin çok dü. nunda kaldıkları da söylenebil'r. Çünkü onlar, umumiyet itibarile, Götü akidelerin muvakkat bir zr- man için bile olsa, sruzaffer olacr. gmı hesabha katmamışlardı. Bugün kü gibi, muzaffer hitlerizmin çıl. gımliğma kendisini tamamiyle tera Nim etmiş bir Avrupa ve bü Avrçım panm etrafmda bütün mabveviyatr. 'nı kaybetmiş, çoğu korku ile yarı meflüç, bir kısmı da onlarla cürüm ortaklığı heves'ne düşmüş bir dün ya tahayyül etmemislerdi. Fakat ne olursa olsun biz bu a. damları tebcil etmeliyiz, hattâ hu bareketimizin Allahtan başka ga« hidi olmasa da,.. Harbe takartdüm eden seneler, milletlere ve takin ettikleri siyasete, herhanmi bir memlekette tumumi bir rol oynamış lâalettayin bir şahsiyete dair ve « receğimiz hükümlerde do'ma sı düsünce hâkim olmalıdır: “Bu har be mâni olmak istivorlar muvdı ve ondan gertekten nefret ediyorlar mırydı? Müvaffak olsun'ar veya 9'. masmlar bu völda gayvret sarfedi, | yortar mıydı?” Burada gitgide yayılmakta olan ve dünyada âmme şuuru namma ne kaldrysr onu da zehirlemeğe çalışan bir'sofizmi siddetle takbili etmek isterlm. Bu sofizm mesul; « yet keliemsi üzerinde düşülen yüz LAĞ e W A » hai aa K D AYRUPANI AMLANNAKIGAKALAIAN l ” OO ö GEEEEER G z G GEE G G G A T G SA Yazan: JUL ROMEN » kızartıcı bir safsatadan ibarettir. Meselâ suna benzer sözler söyle. niyor: “Bu işlerden hep Çember , layn, Ha IfılES Dahd"! “ahu- mesuldür.” Yahat da: “Huzvelt de bundan mesuldür.” sonra Hitler den, Müusoliniden, Göringten, nazi ı'!lma.nyn.da-n ve faşist , İtalım"nn bahsederlerken de aynı kelimeyi kullanıyorlar.., . Nasıl oluyor da ferkma varmıyorlar ki, bu iki cins büdisenin birbirile hiç olâkası yok tur Ve her ikisi icin de, kelimenin ker defasında tamnmiyla mâna, sını değiştirdiğiNe İşa9ret etmeden, aynı tabiri kutlanmak beşeriyet düşmanlarının İtbine, adeta, bir pevi el çabulluğu ve göz boyacıl'e Bt etmekten, müsfakbel hüznü ni- yet sahinlerinin cesaretini kırmak, tan başfca bir şey değildir? Dün , yayı felâketten kurtarmak için see nelerce uğraştıktan sonra bir gün o felâketi başımıza getirenlerle aynı muamel'eye tâbi tutulduktan sonra o kadar didişmemizin, çalış. $i —- Çeviren: LUTFLAY. Evet Çemberlayna da, Daladye, Ye de, başkalarma da kabahat bu. labiliriz.,. 'Evet, İngiltereyi ve sulh Tehindeki gayretleri boş giden her kesi kabahatli çıkarabilfriz, Bu &- tabın gayelerinden biri de en asil davalar uğrunda sarfedilen çok sa mimi gayretlerin hâdiseler tara « findan nasıl boşa çıkarıldığını, yak hut da sonunda ufak bir sebat vea. ya teyakkuz noksanı yürzünden nüs sı) zararlr netieeler verdifini,  « deta günü gününe ve teklifsizce, anlatmalıtır. Aynı zamanda ba ki, top, hailevi bir safhaya girmiş o. lan su dünyada hiüsnü niyetin bir zânf âmilf olabileceğini gösteriyor. Vakat şunu da gözden uzak bulun durmamalıyız ki, bir tarafta itimat sızlık. huşunet veya tehdide kar« şr tehditle, şiddete karşı siddetle mukabele etmek bir kabahat te « lâkkç edilirken, diğer tarafta bile bile, isteye İsteve, uzun uzun ta, sarlıyarak cinayetler işlenmistir. Bir tarafın mesuliyetile, öbür ta . rafm mesuliyeti arasında beşer aha — lâkınım derin uçurumuvar, Evinde, kapısma kâfi derecede sağlam hir kilit vurmadan uyuyan namuslu bir adamm ftabahatile, bu kapryı | mükemmel bir maymuncukla açıp zavallr adamı yatağında — öldüren , bırsızm cirayetini aynı şekilde mü talâa etmeğe İmkân var mıdır? Ammenin şuuru, bu iki mesali . yet arasımndaki farka omuz silktiği E gün beşeriyetin - tarjhten evvelki zamanların orman hayatına avdet ettiğine Berçekten inammak İcap edecektir, Hattâ bugün, her biri tehitkeler, sus fikirler güderek, sulhü dünya sulhünü kurtarmak itin mücadele etmiş insanların, düştükleri mesu- İiyet paniği içinde dünkü arkadas. Jarı unutmaları ne kadı.r hazin bir. şeydir, "Meselâ geçen gün, burada lehin de şahadet ettiğim Jorj Bonnenin, harb'n Hlânr meselesinde Daladye. yi itham edenlerle elele verdiğini okudum. Bu haber doğrorm İse Jorj Bonneye şeref verecek mahi, Yötta değildir. O da çok İyf lıilır ki, Daladyonin 1939 eylülünde yas pa!n'leeeğl şey nihayet harbi altı ay geciktirmekten ibaretti, Bonte bu altr ayın ihmal edilemiyecek bir mühlet olduğunu söyliyebilir ve bnnda esas mbnne haklı da olur. —-

Bu sayıdan diğer sayfalar: