Boğaziçi eskiden olduğu kadar şimdi de şiir ve aşk diyarıdır Boğazın her iki sahiline | para ikraz edecek havagazı ve su tesisatı uzatılmalıdır YAZAN: Hasan Bedreltn ÜLGEN KUYUCULARIMA bu gün Boğaziçinin en değerli anlarından bay Hayri Göbü - alarmı, eski ve yeni Ho » gaz haklındaki kıymetli fikirleri edeceğim, Hayri kap sarın gerek Anadolu ve ge- tekse Rumeli yakasında tanımıyan yuk gibidir. Suhilde, yalılnrdu, en küçüğünden en bü e Kadır © sü selâmlamak için o pencerelere, rıhtımları kaşarlar, el ve mendil saliarlar, O da onları düdük esl . mak suretiyle setâmlar, kendisi Boğazı çok yakından tanır, Eski ve yeni Boğazı bana şöyle anlatmaya başlardı: — Eskiden Boğaz nasıldı, şim, «li nasıl diye soruyorsunuz, Sp « hesiz Boğar, eskiden mamurdu, Sa hillerde hemen boş yer yok li, İçerilere doğru biiylik mahal Isler vardı, Saray gibi yalılar, bü, yük köşklerle her taraf bağ ve hahçeydi, Çok zenginler kışm gi - derler, fnkat orta halk hiç kımıl damadı, Boğazda gece hayatı yok tu, Yalnız ramasanda bu hayat can lanırdı. Sirketihayriye vapurlarında ev. veler elektrik olmadığından rama. zanda £ece çalışan o vapurlar çok güçlük çekerdi, Sonraları elektrik Ni vapurlar geldi, İki büyük va - Pur bile, bu Şece yolcusunu istiap <dçmezdi, Anadolu tarafı daha ka iahalık olurdu. Yazın Boğaz dolar. dı. Yüzlere aile, Mısır zenginieri gelir, ber taraf zengin bunzer ve ülecarlaria dolardı, Mısır zengin leri o kadar bol para birakı ki, fakirlere çok yardım ederi di, Bununla beraber Boğazdaki m #aatta hiçbir zevk yoktu, Plâusaz, ölçüsüz yapılan insnat ruha sıkın. ta verirdi, Ötede beride tek tük kalmıs bakiyelere bakarsan, bu iddinmi siz de tasdik edersiniz, Ruha sıkmtı veren diğer bir iş de padişahım hafiyeleri Mi, Nerede ufak bir toplantı olsa, hemen örs nm rahatını kaçıracak birisi dam lardı. Fallen Koğazda kış hayatı çok güzeldi, Halkm birçoğu balık avı. Bs, bireokları kara avma giderdi. Yazm her taraf bir âlemdi. Eene- biler Kalender mesiresine rağbet ederlerdi, Çok güzel arabalarla ba raya gelirler, çok ihtişamlı ziyi « nirlerdi, Bu en yüksek tabaka hep orayı tereih ederlerdi, Ecnebiler basusi evlerde muhtesem balolar verirlerdi, Boğasiçinm £ ziynetlerinden biri de üç çifte piyadelerdi. Mavi, ye dil, pembe, kırmızı renklerde, i « pek ve sırma işlemeli örtüler, sır- ma çepkenli sakir gibi şalvarlı kü rekçiler vardı. Sarıyerin suları, Büyükderenin piyasası ve bütün sahiller dolardı. hidayetin bağı, Beykoz, Anadolu * hisar mesireleri de öyle,., Emir . gün korusu görülecek bir yerdi. Balta liman çayırı, pehlivan gü - reşleri için, Mısır zenginleri çok rağbet ettiği bir yerdi, Yeniköy - de Sait Halim pasanm yalısmda üç pehlivan yaşardı, Bunlarm meşhur Hergeleci İbrahim pehli - ven, ve yins meşhar Karan Ahmet Pehlivan ve Arap Salt pehlivan lar olduğunu da bilirim, Mısır zen, ğ > Değerli kaptan Hayri Günür ginleri mehtap Slemlerine de e - Kemmiyet verirlerdi. Harem ha - yatı yaşandığından, yalar bu meh tap âlemlerinde bu iki cins biri , birine yaklaşabilirdi, zevkli, ne ince çapkınlıklar olurün, Bu yüz dendir ki Yenimahalle, - Tarabya, Yeniköy, Arnavutköy, Çengelköy, Kuzguncuk, Anadoluhisar panayır ları bir âlem olurdu, O zamanlar ize girmek udes tâ bir kabahatti, Sonraları deniz hamamları biraz rağbet gördü ise de, açıkta denize girenlerin zab» ta gelip çamaşırlarımı toplar, gö türürdü, Söyliya söyliye bitiremiyece - öm; ba geçmişi bırakalım da, bu. #linkü boğaya bakalım! Her ye” rindow hayat fışkıran güzel Boğa zm temiz gençliğini ihtiyarlar ba kıp boş yere krıkanmasınlar! Te « miz rahlu, neseli gençlik, plâjlar - da, bütün boğaz sahillerinde san . dallarda hiçbir kayzuya tâbi olma. dan geziyor, yüzüyor yanıyor ve gülüyor ve eğleniyor. Hele 74 nu. mara geçerken, onları çok söven Mayri kaptanlarına oyağ'lırdıkları iltifatları gördükçe, ben de onin » rım zevklerine iştirak Boğazın hususiyetlerine gelin . 66, çok temiz ve sağlam bir hava. #ı, sert ve mutedil yerleri, yük » sek Yasımları, küzel bağ, bah » çsçe, yemiş yetiştirecek çok ve rimli toprakları, dünyanm en ne » fis suları, emsalsiz lezzette balık. ları ve sair mahsulleri vardır, İn san boğazın yalnız akan sularına baksa, haftnlare doymadan, bik madan seyredebilir. Ceviz, kiraz, incir, ayva, üzüm, çilek boğuzda yetişir, Dünyanın en güzel tahin helvası bile Yeniköyde yapılmıştır. Beykozun paçası, işkembe çorbası ve paça böreği başka bir verde yapılamamıştır, ğ Boğazı güzelleştirmek için yapı. lacak işlerin en büyüğü Belediy» yo ait işlerdir, Birinci mesele, bos Zarı her İki sahilini nnihayetine kadar havagasi ve su şirketinin tesisatı uzatılmalıdır, Boğazın bir an evvel plimi yapılmalıdır, Be hdr, Vapur iskeleleri yanımdaki kum tuğla odun ve kömür iskele. lerini, kömür depolarmı boğuzm daha münasip bir yerine naklet - meli, Bundan sonra, halk kendiliğin. den boğüz imar cdçeektir, Mem İekette sörvet arttıkça ve halkm sıhhi durumu dizeldike, boğazdan (Devamı 4 üncüde) Reyyan HABER -- Alisa vostasr Emniyet Sandığı Kıymetli eşya mukabilinde de Geçen ay Kadıköyünde lik defa bir şube açmış olan Emniyet #ah ağı halkm ihtiyaçlarına bir karş ik olmak üzere bir müddettenbe- ri üzerinde hazırlıklar yapılan kiye | metli egyayı terhin mukabili ikraz servisini de faaliyete geçirmeğe kerar vermiştir. Malâm olduğu üzere bu en erki wİlf balk ikraz müessesemiz öle « denberi yalnız kiyinetli taşlar ve kıymeti madenler üzerinden ikrs- zatta bulunmaktadır, 1940 sene * wnde verilen bir kararla sandığın kiymet halı, kilim, şal, çerçeve, | tablo, radyo Ejbi bir üzerine de terhin mukabili öd para vermesi muvafık görülmüştü. Fakat sundığın bu çayayı kabul ve muhafaza için yerleri müsait ol » madığımdan sandık binasnm e * win katı bu sada uygun ola » rek tadi olunmuştur. Burada muntazam do'aplar ve gözler yapıl mıştır, Fakat araya giren baz: se bepler bu kısmın faaliyete zeçme sine mâni olmuş bulunmaktad Öğrendiğimize göre, şimdi Ziras at Bankası İdare meclisinin de tasvibiyle bu kısım faaliyete geçi » rilmek flzere bulunmaktadır. Ya » kın bir zamanda Mzmngelen teşk'« Mil yapılarak sandık bu növj eşya» yı da kabule başlıvacaktır. ————— Cepleri beşibiryerde dolu dilenci Emniyet Altmer Şuba metcurla. rı dilencileri takip ve toplemağa devam etmektedir. Dün, çarşıda dilenmekte olan Hamdi adında bi- ri yakalanıp üzeri aranmca bir çek beşibiryerde ve hay'i para bu- Tutmuştur. Hamdi, düşkünler övi ne gönderilmişti 'Terzilere malzeme “tevzlatı İstanbulda bulunan © terzilere #mdiye kadar Terziler Cemiyeti vesrtasile terzilik malzemesi tev » siatı yapılmaktaydı, Yeri bir kara ra göre, bundan sonra tersilerç de tevzlat doğrudan doğruya manife | tura ithalât tacirleri birliğind yapılacaklar. Dağıtma ofisi teşkilâtıni ikmal | ettikten sonra bütün diğer dağıt « ma işleri gd bu tevrstda ofis tarafından yapılacaktır, me Rumelihisarı kaleleri tamir edilecek İstanbulun Türkler tarafından zaptınm beş yüzüncü yıldönümü münasebetile Fatihin şehrimizdeki tarihi eserleri tesbit, bu arada, fetihte miihim rolü olan Rumelibi. $arı kaleleri asıllarma halel gel » memek üzere tamir edilecektir. Kale içerleri yeşil saha haline ko- necaktır. —— Nikel ufak paralar Halkın elinde bulunan o nikel beş on ve yirzi paralikların ufak kıy . metli paralar olması dölayısile mer. kez bankası ve O malmüdürlüklerine tesiimi müşkül olacağından bu ay #onuna kadar bü paraların tramvay ve Tünelde kabulü takarrtir etmiştir, Bu ufak paralar kabul edilecek fa kat halka verilmiyecektir . Gayri mesul genç nazilerle Fran sz-Alman o münasebetleri üzerin deki bu konuşmalarımız, samimi bir genç olan A, yı, günde birkaç defa, görmeme mani olmuyordu. © bana randevuları temin etmek hususunda yardım ediyor, ban faydalı mâlümat veriyor, kimler. den sakınmak icap ettiğini veriyordu. Fakat bunlardan ziya. de bana rejimin ve kendi düşüm celerinin iç yüzüne nüfuz etmek imkânmı veriyordu, Şimdi size ondan daha vâzıh bir şekilde bahsetmem ve kendisi Di nasıl tonulığımı anlatmam İğ. m, Son baharda 9 Temmuz Hare- keti idare komitesinin en güzide ve faal üyelerinden biri olan Jan Tomas bana demişti ki; “— Size birisi namma bir ri. gençlik teşkilatları arasmda tesi- Bulunmaz hizmetçi evden kaçınca... Ufak bir ipek parçasına düğümlenmiş bir kutu podra ile allıklar meydana çıkınca, Gemilenin esmer ve boyasız yüzü kıpkırmızı kesilmişti Polis: — Haydi kız gir içeri! diyerek kendisini mahkeme salonunun ka- İ psımda (o bıralıvermişti, o Cemile #ağırdı, ürktü, bir seyler söyleme, ğe çalıştı ve fakat mahkemenin heybeti kendisini pek fazla ezdi inden muvaffak ( olamıyarak Sa Jonun ortasında kala kaldı, Haki, mg doğru bakıyor ve tatlı tatlı gü Mimsüyordu, Karaçalı gibi simsiyah ve sert saçlarımın her teli birer tarafa doğru uç kaldırmış, başma sımsıkı sarılmış penbe kurdeleye kafa tir. tüyordu. Bu kapkara kızın en gü. e çarpan tarafı, dnimi bir tebes. tümün pırıldattığı inci gibi dile « riydi, Üstünde rengi solmuş, ince penbe kumaştan bir teyyör vardı, Yeni olduğu zaman da kendisi için dikilmediği besbelliydi. Zirs kı cık yönleri handiyse dirsekleri! de geçecekti. Ayaklırmda kaim çoraplar ve eski erkek iskarpinle, ri vardı, Mübaşir koştu ve kendisinin ko, lundan tutarak suçlu yerine oturt. tu, Hâkim Cemilenin evrakını oku. yordu, Nihayet başmı kaldırdı ve iki tarafa sallıyarak: — Kalk bakalım, kızım, dedi, — Unuttun mu yoksa” — Mayır almadılar, — Kim almadı? — Kiw olacak, yanlarında — Nerelisin Perş — Tairin, Selçuk D ei — İçinden mi? — Evet, — Okumak yazmak bilir misin? —h, yalnız imzanı stiyom, — Simdi nerede oturuyorsun? — Hiçbir yerle, — Nasıl olur, evin yok mu? — Yok, Vapurdan çıkar çık » maz polisler yakaladılar, — Pekiyi daha evvel nerede & turuyordun? — Bandırmada, — Kimin evinde? — Sahir Beyin. Hizmetçi miydin burada? Evet, Neye buraya geldin? Hiç. Kaçtım, — Ama, yalnız kaçmakla kalma mışsın, Eşyakırmı, oparslarmı da çalmışsm. — Yann, affetmişler bunu, Ben hiç bir seyciklerini çalmadım, ca, Marm, Beni tekrar yanlarma ge « tirtmek için böyle iftira stiyor - lar. — Peki niçin kaçtın? — Düvüyorlar, kırpalıyorlardı, Sonra beş para da vermiyorlardı. — Buraya gelip te ne yapacak, AVRUPANIN e e JUL ROMEN si düşünülen münasebetlerie meş" gul oluyor: Entellekflel o mübade. leler, karşılıkkr ziyaretler filan g'. bi... Adı Otto Abetzdir. Kendisi nazi değil; fakat tabii sncak nasi lerle ve onları kırdırmadan iş gö. rebilir, Daha geçenlerde Fransız gençlerinden miirekkep bir kafile- nin Almanyayı sİvaretini temin et. ti; kafilemiz orada çok ivi bir ge- kilis karşrlandı ve hattâ bu hüs. ni kabele mahalli hifkümet İlare- leri de iştirik ottiler., Şimdi © da buraya, entellektüel mnhitlere mensup Alman gençlerinden mi rekkep küçük bir kafile getirme. # düsünliyor, Ve bizim de onları sâde, fakat iyi bir şekilde karşı. 63 — Evvelce yanlarında çalışmış tam, — Demek kaçarken hiçbir sey galmadım, öyle mi? — Tabii çalmadım, — Ama, bak, buraya telgraf Şekmişler, bizim 25 lira paramıyı, fotoğraf makinemizi, çamasırları . mızı, elbiselerimizi çaldı, demiş - lek, — Yalan, yalan, İnanmayın siz onlara, Muhsus yapıyorlar böyle, Tek yine yanlarma gideyim de, hem beni eşek gibi parasız çalış tırsınlar, hem de dövsünler, diye, Sonra polisler de oraya telgraf çektiler, “Cemilenin o yanmıla hiç bir şey bulamadı." diyerekten, Ama, evap geldi mi, gelmedi mi Hilmiyom, — Cevap gelmiş, Dinle bak ©. kuyayım: Fotoğraf makinesi ile diğer eşyaları bulduk. Yalnız pa, ra ile çamaşırlar eksiktir. — Yalan, çamaşırları da yanlas rmdadır, Benim eşyam İşte bura- da, — Nercde? — Dısarda, Omlleyi getiren polis basmn , vat: ; — Getireyim mi efendim, — Getir bakayım, Polis mahkme ( salonuma iri bir s0pet soktu. — Cemilenin bütün esyası bu kadar m? — Bu kullar efendim, vapurdan çıkarken bununla yakaladık kendi, 7 sini, — Pekiyi, aç bakalım, içersini de, bir bey evine yakışır esya var mı, yok mu? görelim. le: — Yoktur; “Beyefendi; - bunlar benim kendiparamla yaptığım esyalardır, Polis sepetin (o kapağmı açı rak içmdekileri birer birer çıkar. wağa basladı. Evvelâ bir eski lâei, vert tayyör, sonra sıra İle eski bir entari, bir eteklik, bir hamamtası birkaç çift eski kadın çoratı ves, ire ufak tefek esya masayı kapla, öı, Bu arada ufak bir ipek parça. sıpa düğümle sarılmış bir pudra kutusu ile bir allık meydana Çı « kmen Cemilenin boyasız osmer Ya pakları kıpfınmızı kesildi. İhtimel bunları yalnız kaklığı saman krık bir ayna karsısında gizlice sürünüyor, sonra kimse gör mesin diye acele acele siliyordu. Fakat ortada hükimin bey evi. ne yakışır esya tavsifine uygun hiç bir sey bulunamadı, — Pek iyi yol parasını nereden buldun? — Beş Hira paranı vardı, Onunla &eldim, Şimdi yanımda ill Tira kal, dı, Başka on param bile yok, Ortada Cemileyi itham #decek, W'ebir sey yoktu, Eski beyinin id. diası da sadece sözde kalryordu. Bu vaziyet karsısında kâkim, Ox milenin börfaetine Ve serbst bıra. kılmırınn karar Verdi Ve polise: — Şimdi nreye Kidecelme iks wetgüh senedi tanrim eder kendi, sini srbest barakırsmz, NİHAT ŞAZI (Devamı 4 üncü sayfada) » HUAMMASI LUTFI AY lamamıza istiyor, Meselâ hususi bir 9 Temmuz toplantısı yapar ve genç arkadaşlarımızdan, İyi «0 çilmiş, altmış kadarmı bü toplan. Uya çağırınız, Ben bu foplantıya Sosyal Dokümantasyon Merkezi. nin salonumu “tahsis edebilirim... (Tomas Yüksek Muallim Mektebi binalarmda bulunan Sosyal Dokü. mantasyon Merkezin; idare ediyor du)Toplantaya siz rejslik edersiniz, Bu toplantıda genç Almanlarla davet edeceğimiz Fransız gençleri, söz alarak, biribirlerine istedikle « ri sualleri soracaklardır. Ahetz Fransada, bugün için hâkim olan zihniyet dahilinde, kendilerine, on larm bizim gençlerimiz, karşı gös 9 TEMMUZ — 1n45 | HÂDİŞELER Hem muharrir, hem şair, hem müzisyen | hem aktörl,,, Mer şairi muharrir saymak müm kündür amma ber maharririn şa. ir olamıyacağı tabiidir... Yazı ya, zanlar ve eser yaratanlar arasm- da kuvvetli müzisyen olanlara te sadüf edilir, Fakat pek azdır. Pi. # yazanlar #YBİ zamanda sah. meye çıktıkları , temsli ettikleri, hep eski zaman- Wnrda sıl sık görülürdü. İlk bakış. ta eser sahibinin o eserdeki şah, Siyetleri daha kuvvetle canlandı. racakları sanılır. OHalbu ki çok vakıt aklörler muharrirlerin yar ratlığı kimseleri onların da umduk larmdan daha üzel temali eder. ler; hattâ yaratıcı olurlar; vücüde ruh verirler, Bir adam hem muharrir, hem $uir, hem müzisyen, Bem aktör o. labilir mi? o Yaradılışm tak insa, na karşı hu derece cömert olduğu pek az görülmüstür. Tarihin de vammca ancık birkaş tane buluna. bilen bu bahtiyarlardan biri ge sebrimizde Antigon İSİMİ en app, tesem eseri temsil edilecek | olan meşhür Yunan Trajedi şairi Sofok. Bs'tir, Fakat yalnız kabiliyet başlı ba. fına bir mânâ salatrax, Bir rak verimk olabilir lâkin maks) vermesi için onu sürmek, gilbrele, mek, sulamak (lâzımdır. Artist olmak için kültüre İhtiyaç olma. dığını söyleyerek ( tahsillerini yas rma bırakan gençlerin, bindiği da is kesen adamdan farkları ne dir? Bâzr istisndinr emümi kaleyi boz maz, Trajedinin ilk Ve büytk üstad. larmdan olan Sofoklis #nvvetii bir tahsil görmüştü; bütün Yanan şa, irlerini, Trajedi ve diğer esrlerin muharrirlerini dikkatle , sabırla okumuş, etüd etmisti, Mükemmel bir musiki tahsili Yaptı, Yunan ve diğer milletlerin tarihleri, Mitolo. jileri hakkımda tetkiklerde bülüm. du, Milâttan evvel 480 senesinde büyük Salâmin zaferi Kazanjldığı zaman Sofollis ancak on alta yaşı da idi; lâkin zengin Gânlmetlerin etrafımda danseden ve Zafer alayı istirak eden gencler korosunu ediyordu; Lir calıyordn, © devrin en büyük Trajedi müharri, ri Fahislosu mağlâp ederek birinej müküfatı ve zaman yirmi sekiz yaşmda bulunuyordu, Bi, kei en mühim rollerde teh neye çıktı, gür çoşkun Sesile bin. lerce, on binlerce Yunanlıyı bay, ranlık içinde bıraktı. Bazılarına göre 80n piyesi © kadar rağbet (gördü ki sevinçten öldü, Fakat bu rivayetin doğra ok. ması düçünülemez, Zira doksan ya tında olan Sofoklis 0 kadar mu. vaffni şan Ve Seref görmüştü hi buna alısmistz. Bâziları ise bo. Bazma bir üzüm Kncarak öldüğünü söylerler, Meztrmm üstünde bir Diyonizos beykeli yardı; bü heykelle maza- rm önünden £eten yolen arasm. da şöyle bir konuşma olur ve hu konusrd taşa yazılmıştır.: — Ey ziyaretci, işte burası So. fokhs'in mezarıdır, Bunun mahafa zasını şör tanrıları bana emanet ermislerdir, Bn büyük sair öldün #ündenberi ben o ouhtesem dans ları unuttum. Simdi burada otu. ruyorum. — Ba elindeki maske nedir” — Bu maske Antigon ile E- lektra,, Üsterim Iki giisel eseri... Kadircan KAFLI terdikleri kadar şatafatlı bir ka , bul resmi temin edemiyeceğimizi hiliyor ve bunun sebeplerini de gok takdir çüiyor, Bu milli bir mi. »aç meselesi, Fakat bu Yoldaki çalışmalarına devam €debilmesi ;- çin oradakilere: “İşte Sörüyürur, nuz ya, Fransızlar İs mukabele etmekte gerikmiyorlar...., diyebil. melidir, Hem bu mukabele, Alman. ların büyük bir önem Verdikler; 9 Tenunuz teşhilâtmn yardımile baş larsa, onlarca daha büyük bir mü. ni ifade edecektir, Herhalde A » gı TANSIZ gençlerinin Almanyaya karşı prensip itibariyle hiebir düş manlıkları yoktu, Onlar harbet « mek değil, çalışmak istiyorlar, iki memleket arasında geniş hir iş bir böinin kurulabilmesini temeni & diyorlardı, Fakat safa mensup gençlerde bile nazi | ideolojisine karşı büyük bir sempati yoktu. (Devami Yar)