Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
— İkinci cephe » a. £ p I Meselesi... Hopkins ve mareşal Londrada neler konuştular? — Kormmando nedir? — Almanya ne diyor? — İtalya harp meydanı olacak mı? ZUN boylu, yüzü inanılnı , yacak kadar zayıf, gözü renksiz denecek kadar açık mavi, çehresinde istirap okunan, —mide- sinde tedavi kabul etmez bir has- talığı bulunan bir adam, Bu bu. gün dünya mukadderatı ile alâka, dar olan bir Amerikalı, mister Ha- rj Hopkins'tir. General Marşalle beraber Londrada İngiliz İmpara- torluğa genelkurmay başkanı Sir Allen Brak ile müzakere halinde bulunuyor, Amerikaldar bu mühim müza. kerelere niçin Hopkinsi gönderdi. ler, Ruzveltin sıkı fıkr dostu olan bu centilmen evvelce yalnız mali Ve jktısadi meselelerde mütehas- sıs sayılırdı. Sonra siyasete ka- rıştı. 1940 ilkbaharmda Rurvel. tin hususi ve fevkalâde mümessi- li olarak bütün Avrupa payitaht- larını dolaştı, sonra Londraya gel- di, Kısa bir zaman sonra Hopkins diplomatlıktan — kurmaylığa Bgeçti, Bugünse dünyanın alâkasmı üze, rine toplamış bir adamdır, Amerikada büyük askeri şefle- rin toplandığı hiçbir meclis yoktur ki Hari Hopkins iştirak etmiş bu- lünmasın, Bu zat sık sık hasta ©- Jur, Fakat hastalığı zamanında Amerika hiçbir mühim askeri ka- rar Vveremez, Hopkinsin yüzünden Amerikadaki askeri toplantılar 4 Eaatten fazla sürmez, Zira dok- torlar Hopkinsin daha fazla çalış- masını yasak etmişlerdir. Ameri- kanım bütün askeri — kararlarında Hopkirisin kat'i tesiri vardır. Ame, rikalt generaller ve mareşaller Arnoltlar, Marşallar, Hartlar, Kint ler bundan memnun değildirler. Hattâ gazeteler vasıtasiyle ara s- Ta seslerini de işittirirler, Fakat başka hiçbir şey yapamazlar , Hopkinsin Amerikan — ordusu başkumandanı general — Marşalin Londraya — beraberinde “ gideceği kavadişi artaya.çıkmca Londrada mühim meselelerin müzakere edi- leceği neticesine varıldı. Ve hattâ bunu, ikinci cephenin açrlacağıma delil sayanlar bile oldu, Marşal, sima itibariyle 'Hopkin- sin zıddidir, Yüzü kanlı; hareket, leri canlı, gülümsemesi tatlıder, Şimdiye kadar büyük bir müuhare- beyi idare etmek fırsatını ele ge- çİrememiş olmasına rağmen Ama- rikada Iyi bir asker olarak tanın, mış sağlam bir göhreti vardır, Londrada toplanan harp mecli- Si 12 pisanda bitecekti, fakat 18 nisana kadar uzadı, Bu görüşme- lerim ehemmiyetine bir delildir. Atlantiğin iki ucunda bulunan iki memleket ahalisi taarruz ta. raftarıdır. 45 milyon Britanyalı İle 180 milyon Amerikalı harbin ancak taarruz edilerek kazanıla - cağımı anlamıştır. Hattâ eskiden * faarruz aleyhtarı olan İnsanlar bi, le bugün hücum taraftarıdır. Me- Selâ İngiliz gazetelerinin en bü. yük askeri münekkidi olan Lider Hart senelerdenberi İngiltere İçin müdafaa harbinden başka bir kur taluş çaresi olmadığı #krindeydi, Hattâ 1939 da Fransaya bir İn- giliz ordusunun — gönderilmesinin de aleyhinde bulunmustu, Halbuki buzün Lider Hart fik. rini değiştirmiştir. Dugün — eski söylediğinin aksini kabul ettirme- çoğalıyor ve kat' ilesiyor. Paskalya günü İngiltere. nin yeni Harbiye nazırı Mister Griji vatandaşlarına yeni bir cep- he açılacağını âdeta vadeden söz, ler söyledi, Londrada Nelson sü- tunu önünde toplanan nümayisçi - er 1942 de Rusyaya yardım - için İngilterenin taarruza geçmesi lâ, zım olduğunu söylediler, İngiliz teslihat mnazırı Letlıton parlâmen- toda İngilterenin taarruz ordusu için silâhilırinı hazırlamakla meş- gul olduğunu söyleyince hemen günün büyük adamı oluverdi, Taarruz için yalnız silâh kâti değildir. Ordu da gerektir. İngil, terede üniformalı 38 milyon er bu- sün artık İngiltereyi korumak için kışlada kalmakla İktifa edemiyor, Simdiye kadar harektesiz duran bu orduya taarruz zevkini vermek için Britanya başkamandanlığı Kommando ismini verdiği yeni bir sınıf hazırlamıştır.. Kommandolar adet miktarından zayıf askeri bir. Bklerdir. Bunlar bilhassa ihrac yapmak üzere hazırlanmış ve hu, Susf talim ve terbiye görerek ye- tiştirilmiş kıtalardır. — İngilterede itibarları çok yüksektir. Buügünkü İngiliz genç — kızlarının hayalleri yoklanacak olsa orada ya bir tay. Yaretci subayın yahut da bir Kom, Mandonun resmi bulunacaktır , Bir İngiliz gazetecisi Komman- doların İngilterede ne kadar hür- met gördüğünü anlatırken şu mü, sahedesini naklediyor: “Bir — lo- kantada garip bir sahne ile kar- şılaştım, Bir Albayla bir er aynı zamanda lokantaya giriyorlardı. Albay hürmetle geri çekllerelr_ e. Te yol verdi. Hayret ettim, yanım- daki arkadaşım izah etti: (Şaşıla. cak bir şey vok, bu bir Komman, dodur)”, Gazeteler 16 mart pazartesi gü- nü İngilterede geçen bir hâdiseyi uzun uzadıya yazıyorlar, Bir ihrac tecriibesi yapılırken meselâ ciddi :lı' harp halini alacak şekilde e. emmiyet kesbetmiş, işin önü güç subay bu sahileşen Mmanavranm hesabmı vermek için çağrıldığı va, kit şu cevabı vermekle iktifa et- miştir: “Kommandolar harbin şa- kasımı yapamazlar,,, Bu fevkalâde erlere verilen e. hemmiyet; suradan anlıyabiliriz: Kommandolarm komutanlığına Kı- | ral Altmer Jorjun küzeni Lui Munt battan tayin edilmiştir. İngiltere gibi Aristokrat bir memelkette bu. nun ne demek olduğu kolayca an, Taşdlabilir, İngilterede toplanmış olan harp meelisinin Kommandolarım sayısı- nı Çoğaltmıya ve Fransadaki — Al. man işgal kuvvetlerini sarsmak maksadiylte Sen Nazer baskmına benziyen bir takım küçük ihraç hareketleri yaptraya karar vermiş olması mümkündür. Hattâ Avrr. pa kıtası üzerinde ikinci bir cephe açılması da müzakere edilmiş ola- bilir.. Rus gazeteleri Rusyanm Londra sefiri Maiski ve Vaşington sefiri Litvinof bu noktada wrar e- dip duruyorlar. Şt halde Almanyada ciddi böy. le bir ihtimal düşümülmüş olsa ge rektir, . Jurnal dö Jenevin Berlin muha. biri Almanyanm Londrada verilen kararlar hakfımda geniş malümatı oldufğunu yazıyor, Bu gazetenin yazdıklarına göre Britanya adala.- ri Avrupa krtasma yapılacak kor. kunç bir ihraç hareketinin üssü halindedir, Bu harekette İngiliz ordu'armın yambaşında İrlandanım şimalinde bulunan general Russe- Tin komutası altmdaki Amerikan kuvvetleri de bulunacaktır. Bu rivayetler şubattanberi de. vam edip gidiyor. 7 şubatta İngilzi (Devamı 5 incide) Romanyanın Tanınmış San'atkârı Piyanist Midı.ııı “ESYLVİA ŞERBESCU 16 Haziran Salı günü aksamı saat 21 de * Lağğgı, 4 - İSARAY sinemasında " ÜTÜRKiYE KIZILAY GEMİYETİ | menfaatine BiR KONSER VERECEKTİR. /— Progsam: Bacb — Liset ve diğer büyük göhretlerin eserlerinden —mü. rekkeptir. Biletler SARAY Sinemaar Gişelerinde satılmaktadır. | Günün Meseleleri | SaTADIN Nikâh muamelesini bekle - meden emeline- kavuşmak istiyen adam Nişanlısını 22 yerinden bıçaklıya- rak öldürdü Kırklareline bağır Demirköy kaza. sının karacadağ köyünden Hüseyin kı zı Emine, Üç ay evvel Mahimut adında birisile nişanlanmıştır. Bir hafta €v- vel Mahmut kızım evine gelerek Emi. neyi nikâh muamelesini — yaptırmak bahanesila beraberine almış ve kâsa. baya gideceği yerde evine götürmüş. tür. Mahmut üç gün Emineyi evinde alıkoyarak tecavüze kalkmış, — fakat kızm nikâh muamelesi — yapılmadan Mahmudun tecavüzüne mukavemeti Üzerine 22 yerinden yaralıyarak feci bir şekilde öldürmüştür. Mahmut ya- kalanmiştır. istanbul iaşe Müdürü değişiyor İaşe müsteşarlığında yeni müuavinliğe Sait Rauf Sarper getiriliyor Ankaradan bildirildiğine göre tica. ret vekâleti faşe müsteşarlığı tama - men idâri işlere bakacak — ikinci bir müsteşar muavinliği ihdas etmeği ka. rarlaştırmıştır. Bu müsteşar muavin. liğine Sait Râuf Sarperin getirilmesi takarrür etmiştir. Diğer münhal u . mum müdürlüklere de tayinler yapıl. | mıştır, Bu hususta bir iki güne kadar neşredilecek olan kararnameye göre fiyat murakabe ve mücüadele umum müdürlüğüne İstanbul bölge iaşe mü- dürü Mümtaz Rek, teşkilâtyandırma umum müdürlüğüne Zziraat bankası şeflerinden Yusuf Saim, - ihtiyaçları tesbit umum müdürlüğüne — Mahmut Şeyda, Dağıtma ve tevzi umum mü. dürlüğüne dahiliye vekâleti seferber. lik ümüm müdürü Hüsamettin getiri. leceklerdir, Yaman bir dolan- dıricı yakalandı Zabrta, sahte nüfus kâğıdı l mem. leketimizde yaşıyan Halepli -. yaman bir dolandırıcıyı ele geçirmeğe mu * vaffak olmüştur, Halepli Fuat Barok adımdaki bu do. landırıcı başkasma ait bir nüfus kâ, ğıdı ile şehrimizde yerleştikten sonra sırasile goför İsmallin 700 — lirasmı, göför Lütfinin 600 lirasını, şoför Hü. seyinin de 180 lirasını kendilerine oto mobil lâstiği bemin etmek — vaadile dolandırmıştır. Fuat Barakın marifetleri bu kadar. la kalmamış ve Kadıköyünde oturma- ga başlıyarak küçük yaşta — bir alle kızınt kandırarak kendisile — metres yaşamağa başlamıştır, Üç ay kadar bu kızla yaşadıktan sonra, bu sefer Yakacığa geçmiş, orada da bir — aile kızının aklına ve kalbine girerek ken. disile evlenmeğe muvaffak olmuştur. Nihayet son defa da, Halebden ta. nıdığı Halil adında birislle Divanyo . lunda benzinci Saim — Göztepenin de kendisine benzin satmak — vaadile 2 bin İlrasını dolandırırken suç Üzerin. de yakalanmıştır. - FT — AFT B V FN n 'Vf l4 HAZİRAN — 1942 Kendi karısını zorla kaçırmış !?.. Blımmı Ağır Ceza malhke. mesinin suçlu yerinde, bi. Fisi ihtiyar, ikisi genç olmak üze- Te üç suçlu bulunuyordu, Üçü de Silivrinin Akviran köyü sakinle. rindendi, Suç, “zorla — kız kaçırmak ve balta ile tehdit” di Ancak işin tahaf tarafı SŞuradaydı, ki üç suçlu da aynı zamanda birbirle, rinden dayacı idiler, Üstelik ihti- yar adam, yanmdaki yanık ve sert yüzlü delfkanlı ile kız kardeşinin kayin peteri idi de,, Hepsi de aynı köyde rTençperlik- le uğraşa uğraşa, tunç — bir renge Bahip olmuşlardı, Bilhassa ense, leri, güneşten yana yana, kalın- laşmış, derileri kat kat olarak kıvrım yerleri beyaz kalmıştı, Reis evvelâ genç suçluya hitap etti — Kadir! Bak bu adamın kızı- nı zorla kaçırmışsın? — İnsan kendi karısını kaçırır mı beyim? — Sahure senin karım mı, ki? — Resmen değil, amma, karım, dır, beyim, — Nasıl?, — Yani, ya, üç aydır, karı ko, ea gibi yaşıyorduk, Yakmda ni, kâh yapacaktık, fakat işte bu ak- bilikler çıktı.. — Anlat bakalm, nasıl oldu, bu mesele? Kadir, yanmdaki ihtiyarı göste. rerek: — Bu adamın Sahure adında bir kızı vardır, beyim, — Evet. —— Ahmet ıdmd_ı bir de oğlu — İşte bu kızmı bana vermek mukabilinde, kız kardeşimi de oğlu Ahmeda almıştır , Vak'adan galiba, Üüç ay kadar evveldi: Sahureyi ben alacak, kız kardeşim Muzafferi de Alinin oğlu Ahmede verecektik, İşi böy- lece kararlaştırdık, Fakat zaman « lar malüm beyim, Düğün dernek yapacak hal, vakit kimde var? Hele bir bizbize evlenelim de. nikâhı, düğünü güze doğru yapa, rız, dedik, Aynı gün kız kardeşim zorla Yani demek istediğim, biz bu ada- rom kızı ile karı koca olduk, gitti, Amma, gel zaman git zaman ::rhan bayramı geldi, Bizim karı — Hele bir yol, babamın ana- mın elini öpmeğe gideyim, birkaç gün yanlarında kalayım, dedi, Eh kart kısmı bu beyim, Fazla sıkmağa gelmez, Netekim, kız kar, deşim Muzaffer de, bizim eve el ipmeğe gelecekti., Aynı gün, Mu- Ahmede.Sılıued_ohışı geldi, | | mışlardı, D BO “sa Hepinizt bü balfa He'kıtir kıtır | / Silivrinin Akviran köyünde cereyan eden karışık bir kız kaçırma hâdisesinin muhakemesi İşte aksilik de bu yolda geldi, çattı, Bizim kız kardeş Muzalferi, civar köydea birisi ne vakittenbe. ri severmiş, Vallah —diyorum, be, yim hiçbirimizin haberi yoktu, Ve bir gün kız çeşmeden dönerken ur- kadaşlariyle pusu kurmuş, kızı ku cakladıkları gibi bir arabaya, yal- lah kaçırmışlar.. Bu ihtiyarın oğlu Ahmet, bu işi benden bildi: — Kadir bu işi mâsus yaptı, Kız kardeşini 'Hüseyine kaçırttı! Diye tutturdu, Beri yandan Hüseyin de kızı ka, çırdı, amma, haftasma — varmadı. | nikâhladı, İşte beyim, işler bu minval üze- reyken, bunlar da tuttular, bana Sahureyi geri göndermediler, -— Bre yapmayın,. —benden ne istersiniz. Muzafferi kaçırdılar ise Sahure ile benim ne günahım var? Ta anlatamadık gitti. — Madamleyin sen, Muzafferi başkasına verdin, Biz de Sahureyi cana vermeyiz, Bu olur ma ya beyim. Ne kadar olsa, genciz, Sahüre de beni se, ver, ben de onu., d Bir gün dalgın dalgm çeşmenin önünden geçiyordum, Sahure de karşıdan gelirmiş, Amma, çarpıla- yım, ki onu görmedim, Sahure be- ni görmüş, Yanıma koştu, — Kadis, ben seninim, beni ka, çır, evimize gidelim, Diye ağlama . Ba başladı. Ben onu değil, o beni zorla ©&ve gelirdi, Fakat akşamma varma. dr, bu ihtiyar da elinde keskin balta kapıya dikildi: — Sahureyi derhal verin, Yok, doğrarım! Diye bağırmağa başla- ĞI, Uzatmıyayım, beyim nihayet jJandarmalar geldi. Hepimizi yaka. ladıdar, Sahureyi ağlaya ağlaya e. vine gönderdiler, Bizi de buraya, — Ya sen Remzi? Remzi, Kadirin arkadaşıydı. Kadirin kız kardeşi Muzaflferi bir başka köylü kaçırıp da, Sahu- reyi Kadire tekrar göndermedikle. ri zaman Kadir, Remzi ile birlikte çeşme yanımnda beklemiş ve ikisi birden kızı kucaklayıp zorla kaçır- — Benim hiç haberim yok be- yim, Olsa olsa gahitlik ederim ben bu işte, —-Hakkınız var, beyim haktı nız var, Amma Vallahi Sahureye elkmi bile sürmemişimdir. Allah belâsını versin, nereden de 0 gün çeşme başından geçeyim. dedim. Meğerleyim Kadir, Sahu- re İle birlikte önümde gidermiş.. —— T A F * A HÂDİŞELER TARAH Yahudilerin lideri nerede? F AŞİST ve Nasyonal Sosya- listlerin hâkim oldukları memleketlerde yahudilere yapılan hususi ve şiddetli muameleye &it haberlerin arkası senelerdenberi kesilmedi. Bunlarm sonuncuları bilmem hangi memlekette altı ya- şından büyük yahudi — erkeklerin Üzerinde “yahudi,, kelimesi bulu. nan bir işaret taş yacakları ve İ- talyadaki yahudilerin mecburi — İ$ mükellefiyetinin / başladığı hak- kındadır, Görülüyor ki yahudilere düşman olan millet veya hükümetlerin şef. leri bu meseleyi hiç gevşetmiyor- lar; takip devam ediyor, Başkala- rnm bir şef idaresinde onlara gös. terdikleri düşmanca hareketlere onlârın da bir şef idaresinde kar- sılık vermeleri tcabetmez mi? Hal- bukj yahudiler arasında böyle bif hareket * görülmüyor. Bunda onla. rm bütün dünyaya pek dağın k öl- malarınım tesiri var mı? — Elbet var, Zaten bütün dünyadaki yü- hudilerin sayısı on iki milyondür. ta, orduya sahip olsa yine mihver yaprak gibi savrulurdu; çünkü misâllerini görd makinesi ancak kehdisinden daha otoriter bir devlet karsısında du- rakladı, | İyi amma yahudilerin llderi var mı? On sene evyeliş bir mecmuadü onun resmine tesadüf ettim, Si- küçük altm gözlüklü, uzunca bi- yiklı Ve uzunca dört köşe lr siyah cühbeli bir adam, Ufak Ve parlak gözlerinin ortaları 1ştl işli yanıyor, Tatırmıyanların önün gayet ağır başlı bir profesör oldu. ğunu sanırlar, İsmi Joöjef Her- man Hertz'dir. İngiltere İmpari- yahudi onun teşkilâtına dahildir Vedi yüz bin kişi bhütün dünya Yü naf Sosyalist, Fasist, lar da © milletlerin bütün nüfus- larına göre fazla nisbet göster - mez, * Doktor Herman Hertz dini — bir pelstir; başka türlü helki olamaz; fakat buğgün de dünkü gibi yahi- âel'lla din ve siyaset atbaşı Bi- Doktor Herman yedi —dil bilir: ilmi tetkiklerini bu yedi dilde ya- par, Sigara ve içki kullanmaz; ye- mekleri azdır, Dünyanın her tara: fina « yupmış, yahudile- rin hallerini görmüş, onları uyan- dırmıştir. Kimse hakkımda — fenü söylemez; ahmaklar için bile “fax la zeki değildir!,, der, umda yahudilerin lideri acaba me- rede Ve ne yapıyor? Kadircan KAFLIİ — * Şehrimizde bulunan Nafia vekili Bu yaman dolandırıcı ile arkadaşı | zaffer bize, Sahure de anasma NİHAT ŞAZI | tamış olduğundan, bu akşam, Anka- yarm adliyeye mnmw'_ı gitü, — (Devamı 4 üncüde) — raya dönecektir, ! nun neler duyduğunu, Neler dü » şündüğünü elbette tahmin ediyor dum, İnsan — onun ve benim gi bi — harbin amansız bir düşmanı olur, kendi memleketi de henüz harp Gfetinin dışmda kalmak ta. Kine mazhar olmuş bulunuürsa, bu talj kuşunu uçurabilecek en ufak hareketten bile sakmır, Hem, ne kadar jnanılmaz glbi_ görünürse gü rünsün, memleketinin hıı felâke « tHen masun kalabileceğini, bir mu- cizenin kendilerini bu fırtmadan kurtarabileceğini umar. Fakat j « nanılmıyacak gibi görünen Şeyle « rin de bir hududu vardır. X. his- hareket eden bir adam de ğildi. Akir başında bir adamdı. Hitlerin Hollandaya ve Escaut nehrinin ağızlarına hâkim olduk « 'tan sonra Belçikayı bir keklik gi bi torbasma indirmiyeceğine na « |Bi olur da inanabilirdi? Bana dedi ki: — Ne plursa olsun önce krralı görmeyiniz, Evvelâ Spaak'la gö rüştünüz.. .— Bu bizim usulümüze aykırı. 'h'ı ndzim... —— Kıral Spaak'a sormadan size hiçbir sey söylemek istemlyecek- tir, O zaman da Spaak kendisini hice saydığınız için size gücenmiş olarak.. / Ban hAlA kendi noktaj nazarımı müdafa ediyordum; fakat beyhude ge/ g e! %ı' Z Te VSY LAŞ gL Ce AVRUPANIN HLAM Yazan: JÜL ROMEN yere., karşımda tam manasiyle bir dıvar fakat bütün darbele, ri sömüren bir şilte vardı. Kendi kendime: — Kötü başladık. diyordum, Kı- ralm adamı ile de böyle uğraşa. caksak,,, * » * Bunu takip eden altı gün için. de devam etltirmeğe mecbur kal- dığım mücadeleyi burada teferru, atiyle anlatacak değilim, Bilhassa M, S | uğraşmak zorunda kaldım, Gerek kendisine, gerek kırala düşen mes'uliyet pa- yını belirtimek hususunda hiçbir şeyi ihmal etmiyordum, — On beş gün içinde Belçika istilâ edilir, biz de kendisine hiç. bir yardımda bulunmazsak, — vic. danmıizım ve tarihin huzuruna ne yüzle çıkacaksınız? M, Spaak pek vyapmacık hissini veren bir heyecanla: —- Beni pek müşkül hir vaziyete sokuyorsunuz, diye — bağırryordur, size vadediyorum ki bütün bunla- rı kırala anlatacağım, - .. S | K Ç AAT v aa 5 G £ a # Gt | IIIIIIIIIIIIIIIIIll!illlllllllIIIIIIIIIIIIIİIISHIîî UAMMA Çeviren: LUTFI AY — Hasa! Fakat Parise menfi bir cevapla dönecek olursam hiç olmazsa Başvekil Daladyeye şun- ları diyebilmeliyim: “— Kırala icabeden her bizzat kendim söyledim, Meseleyi çok iyi anladığından, memleketini Fransanm ve İngilterenin yardı. mından mahrum ederken hiçbir su, itelehhüme, hiç sek ve Şüpheye meydan brrakmıyacak şekilde bü- tün mes'uliyeti kendi üzerine al dığından eminim.,: K Bana bir vazife verdiler, Vazi. femi sonuna kadar ifa edeceğim, İstiyorum ki ileride bir gün bana: “— Daha azimkâr davransaydı. nız, kırala gidip meseleyi, malik olduğunuz bütün —#ma kuvvetini kullanarak, bizzat kendİniz anlat. saydımız bu korkunç felâketin ö- nüne geçmiş olacaktınız,,, Diyemesinler, M, Spaak nihayet: " EARN ÜÜ rr Vi AĞ Çf ” a B . SA YA — Pekâlâ! Öylerohlmflqm K Meseleyi Kırala anlatacağım ve sizi yarın sabah kabul etmek is. lerse, otelinize haber gönderece- ğim, Ertesi gün II üncü Leopold he- nüz karar verememişti, M. Spaak bana: Milletinin bu buhranlı zamanla- — Bu nüfus muayyen bir memleket. — fe toplanarak en modern teşkilâ: — devletlerinin önünde — rüzgürda | Alman hörp | büyük, daha geniş daha zengin ve — lindir şapkalı, yumurta biçiminde — torluğunda yaşıyan yedi yüz hit — / kudijiliğini temsile kâüfidir, Nas : Komün - Ve diğer siyasi partilere dahi! olan — Se v0 'Gin p n ea | ti ie S eai Âli Fuat Cebesoy tetkiklerini tamam” — 4 4 ğ — Kendisine Yütün meseleyi anlattım, deli, Hattâ bu mesele üzerinde kıral, kabinenin İleri ge- len azaları ve ben görüştük bile.. Size yemin ediyorum ki bu İşle en ciddi şekilde meşgul oluyoruz , — Veki, öyle ise niçin kıralı gör Memi istemiyorsunuz? Yoksa be, nim yüzümü görmekten mi hoşlan- Mmiyotlar” — Yoök canım, ne münasebet! Hele bu kış kendisine ettiğiniz hizmeti unutabilir mi? Hepsinden haberim var,. böyle bir mesajm hümili olmasaydımız, emin olun, Siİzi derhal kabul ederdi, — Döğrusu — anlıyamıyorum.. (çok İyi anlıyordum amma: anla- omak işime gelmiyordu) M, Spnak acınacak bir halde, deydi: — $Size bir şey söyliyeyim mi, dedi, Öyle sanıyorum ki Krralr gör meseniz daha İyi edersiniz.. — Neden? “— Nasıl söyliyeyim,, belki fena sıkmtı için- bir intiba edinmenizden korkuyo - Tumi, — Adam siz de,, . J var) —