29 MAYIS — 1942 j iz Ukbaharmın son günle, a harp alanı vardır, hat. Yüzünde biribirinden ayrı il Yardır, diyebiliriz, Mâdalaydan Por Mores Nar uzayan Uzak Şark a, ie Hava ve deniz üsleriyle ve m bir ihraç hareketiyle KDR 0 01 BE MTU rRE > ğa harbi, tıları ve tayyare, dimi kafileleri planla $& harbi, n dayalı tahta Acele acele tırmanıyor, içerisi ei beyaz ketenden 2.2.2 208 Ter Te # # : ğ : değil Iki barr » Harp bile bu limanı ya denilince hatıra tahta a geniş bir askeri ka- endayeye kadar u-İ dır. arbi, Mili giden İnriiz tay | Kr şİ yeti, karşısında Narp sahalarının coğrafyası: Iı yedi ay ve gecesi 20 saat süren bir liman URMANSK U liman Atlantik harbini şark cephesine Slayan birleşme noktasıdır. Onun için- dir ki şiddetli hücumlara uğruyor ve kuvvetle müdafaa ediliyor rargâh ve İngiliz torpitolarının yanaştığı potreller üzerinde ku- rulmuş kaba bir iskele gelirdi. Bu zamandan Murmanskta 1916 da yapılmış 'bir kiliseden başka bir gey tir, Lenin Murmanskla bilhassa a“ lâkadar olmuştur, Burada tam manasiyle modern bir şehir ya, pılmıştır. Bir tiyatrosu bile ver- yyarecleri lar da vardır, Pazar günleri Mur. mansk biraz daha canlıdır. La vonlar şehrin satmak üzere öteberi getirirler, Medeni. yetin tütün ve başka “İhiç bir zevkini tatmıyan bu in üzüL, sazlar geyik koşulu kayın ağacı kabuğundan arı üzerinde yüyeree kilometreyi asarak bu, raya gelirler. Ren buranın kn metli hayvanxdır. Zira yiye kabukları ve nebat satmıya getirilir, Bu eldivenlerin s:cak tutmak hususunda €şi yok tur, Fakat çok fena kokar, “İda maden kuşların uçuşuna bile Ona Deniz gi ini Kaplanı diyorlardı bilen yoktu, Mai usta” derdi, Fa- laşmazdı, Bu bakışlar hain, kan enmek istiyen bir bakiş ? Hayır. kimseye tatlı. önül alı, er hir söz söylemediği gibi kim- seye de haykırman, kimseyi to. katlarmazdı, Fakat onun bir ba. kışla küçük bir işareti kâfi idi, Açıkçası bütün, ama tay- “İfalar ondan titrerlerdi, Geminin teçhizatı artıyor, top lar konuyor, asri vesmit çoğalı - yor, fakat hiçbir tayfa bunun €s rarma vâkıf du, Deniz Ka; daima yanın da bulunan bir kişi vardı, Tom. Tayfalar ona “Tom umca” der lerdi, Kaplanın bir çok emirleri» ni o tebliğ eder, kumandayı o ve- rirdi, Tayfa arasında gezer, ek - seriya şişman vücudunu hopla- tarak kahkaha ile güler fakat € fendisinden bahsetinez, onu gör- düğü vakit put kesilirdi. Bir ilkbahar günüydü, Deniz Kaplanı ile Tom karsı karşıya idiler ve konuşuyorlardı, — Tom, uzak ve tehlikeli bi —Yarm gece yarısı hareket manı yapmak istediler, Fakat sene kaş çok giddetli oldu, deniz dondu, buradan istifade eğileme, di, De için gözler Murmansika 1941 de bir daha burayı birji. man Da işletmek re merikalılar Rusyaya Vilâdiy tok tarikiyle yahdım divos Küçlükle ilk gelen Amerikan kafi lesine yol açabildiler, > Yaza kadar Arkanjelesk lima , hından vazgeçmek lâzım geldi O. nun için bugün şimal harbinin başlıca hedefi ve Murmansk demir yollarıyâr. Ho ricans İngiliz tayyareleriyle Stu, ka Alman tayyareleri havada bu maksat için çarpışıyor, Karada Mareşal Marnerhaym orduları bu maksatla harbedip duruyor, Her iki taraf da Murmansk'ın ehemmiyetini anlamıştır. Harbin omular Mur. mansk'ı müdafaa eden Kiğini dağlarına saldırdılar, Fakat bu dağları aşamadıiar, Bu suretle Laponlarım buraya Kibini ismini vermekte haklı oldukları anlaşıl lunma” mânasınadır. Dikl Amerikan ordusunda kıs harbi mütehassısı olarak tanın. HABER — Akesm Postası | BORSA 28.5.947 MUAMELESİ Londra 1 Sterlin 022 Nevyork 100 Dolar O 13930 Cenevre 100 Frank © 30385 Madrit 100 Perata © 1289 BStokhalın 100 İsveç hr, ESHAM VE TADYİLAT miz İkramiyeri 446, 988 İr, Ereni 966, 983 967 1/2883 Tibarcu Tr. MAS $$ T1/2005 T.borcu Tr. 223.20 e 7 1/2863 T.borcu tr.8 23.30 Sıvas . Erzurum 1 19.90 —,— Bivar,Urzarum 27 10.90 19,80 “e 5, 958 Haz.tah, 750 “7, 1941 DX. 3 20, 4671941 D, yolu 7 10,55 19,50) Anadolu D.Y. Tas 52 52.75 Aradolu D, yolu 9480 3015—.— Anadolu D. yolu 12 Anadolu D, Y, Mü: Merkez bankası İş bankası nama İş bankam hamiline İş bankası Müsssin İzmir Benaf , Ahali B. Aslan çimento müesein 530 Şark değirmenleri 540— — İtihat değirmen. 'T. kömür maden, -Borsa harici altın fiyatı Dini Bugünkü) Reşadiye 3340 3209 Külçe altın gramı 442 4.52 karşısında No, 1.2 Tel: 20937 den isteyiniz, saninde bir binbaşıdır, Binbaşı Platonof Moskova harp akade salsinden çıkmca şimale gönde mış bir komutandır, Uzun boyu | rilmiş ve bir daha orndan ayrıl. İnce vücudu zayıf yüzü ile haki, »Mamıştır. Kursk cephesinin ko. ki bir dağlıdır, Nerveç seferi bi. | Mulanı olan general Johof bir linde generali Nörveçin şimelinde | seyahati sırasında Plstonofu keş bir kış harbi akademisi açtı, Bü | fetti ve kendi kurmayma aldı, tün Alman dağ tümenleri burada | Orada Plantonofun fikrinden isti keşfi | talim ve terbiye gördüler, Bu kr. | fade ederek ve Finlândiya sefe, talar oradan Rusyaya geçti, Fa, İrinden alınan dersleri gözönünde kat göneral karşısında kendisi | tutarak kiş muharebeleri için hu. kadar değerli bir rakip bulmuş. tu, susi kıtalar yetiştirdi. Almanlara ve Finlândiysirlara Murmansk Bu rakip 35 yaşımda Platonof | yolunu kapiyan bu kıtalardır. Esraringiz sandık esdiyoruz, Gideceğimiz yer Cenu- bİ Amerikadır, Bu belki son se ferimiz olacak, Tayfalara emir ver, — Fakat, onlara de ki,, Deniz Kaplanı, > bu sözü de Tomun kar. ği defa gplüyorüu. Çün lediğini duyunca İrrpkı dart ti j — Evet, de ki Deniş planı bu belki son seferimizdir diyor Ve ilâve et: Fakat bu son seler belki bir ebedi hüriyet seferi o. lacak... , Korsan gemisi, Cenubi Ameri . kanm sarp dağları önüne geldi gi vakıt Deniz Kaplanı kaptan köprüsünden ayrılmadı, Gece ve gündüz sahili o gözetliyordu bir gece: z ; ze koyda demirliyeceğiz, emrini verdikten sonra kı kamarasına kapöndı ve Nakleden : MSÂYECİ çıkmadı. Bu esnada tayfarım &a- hile çıkmasına müsaade etmişti, Tayfalar cesaret edip 'Tomdan #ormuşlardı: — Buraya niçin geldik? Yoksa bir hazine mi var, fakat bizim burnumuz öyle bir koku almıyor, Toma hiçbir şey söylemediği için: — Ben de sizin gibiyim, Bir şey bilmiyorum... Cevabını ver- di, Usta cok garip bir adam oi. a” muştu, Bazı gelecek yanmda üç tayfa alrkoyuyor ve diğerlerine; — Hepiniz dışarı çikacaksı - Biz, diyordu, Tabii tayfalar sahile çıkıyo;, bazeş iki Üç gün orada kalıyor. tardı, Günler haftalar gecti. Herke sin canı sıkılmağı başlamıştı. Bu esrarengiz hale tahammül €dilmez olmuştu, Bir gün gine sahile çıkma emri verilmişti, Sa- bırları tükenen tayfalar disaron yi aralarına aldılar, Iriyarı i#bandut. krlvilir bir tayfa: — Öyleyse sen (Tiyen . Fo)yu ta- nımıyorman, kardeşim! O kadm Ja. pon imparatorunun tahtını — yıkacak kadar kuvvetli ve kesin bir zekâya maliktir, Keki misafirlerimizden Bek tay ames bile onun tafkunlarından. dir, — Ne diyorsun. Bektay amca hâ- 14 sizde mi yatıp kalkıyor? — Evet, Babam Nankinden gelin töye kadar. — Ah, me iyi, me hoş © adamdır 0, Hanlya Keçen yıl bizm heyecanlı ma. sallar anlatır ve: “Rus , Japon harbi om yil sürecek'i derdi, — Halbuki bu baharda. bitiverdi, — Onun atıp tutmalarma inanmak socukluktar, Lâkin güzel söz söyler. hikâyeleri, masalları çoklur. fmsanı eğlendirmesini pek iyi bilir, Bir kusu- ru varsa, (Ker kelebek) barı müda. vimierindendir.. bütüm gecesini orada geçirir. — Ayıp değil mi ona? Bir Mogol aslizadesi, Tiyen - Wo gibi herkese a. it bir (gayşa) ie nasıl düşüp kalkı- yor? Nasıl öyle bir kahpeye — gönül verebiliyor? İ — Onun gönlünün iiliyası değiliz İ ya, İstediğini sevebilir. Mem Bektay amca göründüğü kadar yaşlı da de, &ildir, Fakat, ben seni temin ederim ki, Bektay amen Yiyen - Foyu gunr. sarsa seviyor. ba kadın onu bir gün müthiş bir nouruma © yuvurlıyacak. “ xomun ağlayacak ve pişman olucak ama., faydasız. — O halde kendi düşen ağlamaz, Acınmığa değil, konuşmağa bile değ- wez, — Evet, Başka şeyler konuşülüm. Uyağımızın ölümü bana çok delin. Sa, Bugün çok kederliyim. — Sesi nasıl avatayım: Bir masal Miylersem, dinler misin Kurtay gülümsedi; — Senin hayatın da bir manaldır. Bana eski hikâyelerden riyade kondi başından geçenleri anlat! — Pekhlâ, Sana son ulşanlımdan İ niçin ayrıldığımı onlalayımı Bu, dün. | yanın en meşhur romaaclarmn dü, İ yünüp yazamıyacaklar kadar höye - canl bir maceradır. Kurbay hayretle gözlerini açtı; — Ben nişanlndan ayrddm mi? — Evet, Geçen batia. — Duymamıştım bunu — Söylemek fırsatını bulamamış tan, — Çok sevişiyordunuz ? Nasi oldu da ayrıldınız? — Babam bana: “İnsanın en ah. mağı, aşk demilen manasız ve asisz bağlar inanan kimsedir! derdi de ben inanmazdım, Son nişanlım sen , gin ve yakışıklı bir erkekti, Beni de- ler seviyordu, hen da onun sevgisine —— e —— gız? Tom, bu tehdid edici sözler . “en korkmağa başlamıştı, Fakat yapacak bir şey yoktu, Çünkü kendisi de bir şey bilmiyordu, — Benden ne soruyorsunuz. Ben de #izinle sahile çikart'iyo * rum, — Peki Kaplan orada n: yapn yor? — Gittiğimiz vakıl arkadaşla. ra soralım, : — Söylemezicise? Zorla iriz, — Ya Kaplan görürse), Evet, bunları Kaplan görürse ne olacaktı, O Kaplan, ki bir sefer de on tayfayı iki oline al - larak tabancalara birer birer öl- girdikleri vakıt orada kalan ar - kadaşlarını sıkıştıracaklar, Sırtı öğreneceklerdi. Dışarı çıkalı bir hafta olmuştu, Deniz Kaplanı gemiden içiri gel meleri için işaret, verdi, Bütün tayfelar heyecanla içeri girdiler Arkadaşlarımı aramağa baş'a lar, Hayret, . Üç arkadaştan hic biri yoktu, Ne olmuşlardı? Efen. dilerine sormak imkânsızdı, Çün kü Deniz Kaplanının gözleri kan içinde idi, Yüzü büsbütün burus Muş ve korkunçlaşmıştı O gece Tomu yanma çağırdı; — Bütün tayfalar bu gece tek rar dışarı çıkacak, Sen yanma iki arkadaş alıp burada kalacak sin, (Sonu yarın) Yazan: İSKENDER F SERTELLİ, ananarak onu sevmeğe başlamıştım. Bir yandan düğün hazırlığı yapıyor, bir yandan da enunin beraber gezip tozuyorduk. — Bu kadar güzel bağlarla başla maş olan bu münasebetin birdenbire kesilmesi gerçekten merek edilecek hir şeydir. başladım * — Bir Japon felsefesi vardır: “Ee keği edine alımdan kımkarıçlık göster mek, kadını dalma mavaffakiyetsirli £o sevieder!,, derler, Ben da bun düşünerek onu kiskanmamıştım. — O halde neden bozuldn aram? ? — Beni delice seven bu © adamın birdenbire benden kaçarcasını uzak. laşması eldünn saşlacak bir mesele, dir. Babam bir sieşnm eve geldi ve beni odasına çağırdı: “Kızım, dedi, bu sdam sana Hiyık bir koca değil - miş!,, sebebini sordum.. söylemek fs temedi: “Ben sana başka bir koca bu. rum, Omu unut! dedi, Bsraris fen ettim: “Aramızda (o kalacak, baha! Ben bunun sebebini anlamadan en - «an ayrlamam,,. dedim, Babam am. latmağa. başladı: “Ba sabah bir âr. kadaşımla şehrin kenar bir mahalle nine gitmiştik. Orada bir fakir knlü. besinin önünde oynayan mthtelif yaş in yedi sekiz çocuğu rastladık, Ço « euklinra - babanız yak mu . diye see. dum, Kulübe sahibi yanımıza soku. du,, çocuklar oyunlarına devam eder. ken, orta yaşlı ba kadın — bize içimi sekerek: — Bunlar, bir kişinin çocük. Tarıdır. Her çocuğun anası (ayrıdır. Çocukların babası çok bain fakat der. hiyeli görünen esnavar ruhlu bir 8- damıdır.! dedi . Bu çocukların babe smı tanımakta gecikmedim.. bu adam yarın sana koca olâcak vicdansızdı!,, — İnamılır şey değil, Nişanlanma dan önce soruşturma yapmadınız. mi * — Yaptık ama, bir şev öğreneme. dik. — Sen bunu anlatırken, aklım dür du, İnsan bu kadar çok günshemi sx sl sakiryabilir? — Bundan sonra biç kimsenin #5 süne ve görünüşüne o aldanmamağa karar verdim, Kurbaycığım! Sende» sakın böyle kimselere kemiizi küfe <0 Erp dn gönül yerme! Kurbay ba macerayı duyunca, de. rin derin düşünmeğe başlamıştı, Kurbay, o akşam, arkadaşı gitlür- ten sonra kendi kendine söylendi. — Sekiz çocuklu babanın, sekiz ka. Yoksa kıskançlığa e iştir. Arkadaşım gene talihli imiş ki, tehlikeyi vaktinde sezmiş. Bügün ih- * tHiyar ve sadık uşağımız ölmemiş ol - saydı, ona bu rancerayı anlatır ve fik. rini sorardım, Herhalde bana: — Sir de Temuçinin görünüşüne aldanma. yıni diyecekti, Fakat, Temuçin hiç dö öyle canavar ruhlu adamlarla öl. gülemez, Temacin çok termiz o kalbi Tamoçin hâlâ dönmemişti. — 0, bizim ihtiyar emektarı severdi, Ölümünden on çok müteessir olanlardan biri de odur, Diya söylenen Korbay, ait kattaki bulçıvan odasında © göceyi geçirecek solan Beklayın erkenden eve geldiği, nin farkında değildi, Korbay gökteki yıldızlara baktı. Tam tepesindeki ışıldayan Nippon yıldı ona birçok şeyler söylemek in ter gibi, mavi bulatların arasından gülümsüyordu. — Ya cevap vermek, yahut ik va,, sıla ile kendisi gelecek, Diyor ve göklerden yardım, tese, li bekliyordu, Şanghayda “Haberci kuşu” diye e milan kırmmzı çazalı, mavi kanat şark güverelnlerine benziyen kuşlar. dan biri bu sırada Kurbayın penese sine kondu Kurbay bu kuşları gök sever, be. raman onlar İçin pencerene yer ko yardı. “Haberci Kuyu” penceredeki yem den yemedi, sadece cnm kamal vurup tekrâr pır diye uçtu gitti, Kurbay elini kalbine götürerek — İşte bir haber getirdi, Benim kuşlarım, de45, eğer önüm karmaç olsaydı, pönceremin Ünündeki yem , den yerdi.. bir şey yemeden uçup gil, ekinin mümas budur, Sonra ellerini göğe kaldırdı: — Tanrım. sesı bakm Bayar ibare ler gönder, İbtiyar ve emektar uşağL Mirze elimizden aldın. ben ona çok KÜ