29 Ekim 1941 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11

29 Ekim 1941 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

k Mili Roman MM. Yazan: MAHMUT ATTILA AYKUT Ni e ea bunu Şakar tanığın — Tevekkeli değil kanm kay, ARI, , Öosty Alay etme Allakaşkıma,. ? var, Yaman O sırada bir Rus kadını elirde iii, Bazı sıkılan Onu muhtelif siyara paketleriyle dolu faizi alır a, bir tablayı önümüze koyarak: ye da hızır — Et deği, aş bize iki smokin (o Aldınmadık. va sonra yi., ak düz ne baske bir Ras mr taze ba pik İİ görür. Evye. her çiçekleriyle süslü bir tepsi G Aanat” « Sonra bizim masamıza koyarak bir sürü i Süleynana gi. j tavas y Y isimler söyledi. Tınmadık. Yü iş, siyle birer şise zlimlize k; £ Çakır keyf ara am Olga. Olga deği, İki demet karanfil masaya koy- Ma Sit Mi tamon dört du. Btsak Ez, Hoş zaten Rüknü: aş Micağe OlearI görün. - Karıya bak birader, Bunları ” ya...., Olgaya verirsiniz &yerek malımı nasl peşkeş çerivor, Gel de alma, Gitti vine bizim yirmi beğ doluydu. zencinin e e ge alabalık ia MERRY »kla * Herkes meçhul ve esrarengi içi Sütleri kendile Rus gi Yahut yeni öğ. hin (e Coğmustu. rendigimize göre Mecar dilberi. İk ayi örlmda değil. pin numara yapacağı saati göz. lee ma kadar Jüyordu. Rüknü bir aç defa se. Ma Rna bar ka. rışın, kızıl saçlı bir Yahudi kı. a İr eğa ile ken ziyle dansa kalktı, Kadm, ben, bagmatir erkek dil. den hiç hoşlanmalmız olmalı ki arını gül kok. bana göstermeden Rükrüye; a “. Mk akı, yal, ve milyon — Bu soğuk sdam dn kimdir? bi © Parçelarından gibi yüzünü buruşturdu., büreye hir şam. O Nihayet Olganıa wuvnra ya, Patlayarak cevap pacağı sast de geldi crt Bir. den bol ışıklar yavaş, yavaşkr. “e İle bölünen kü. *rardı, Sahn çevrilen a öne ğa i projek- N yerede biz mâ siyorlar > ler kızıl ia dayı ie ateş ve w ine getirdi, Ve İL e, Masalarda hep seri ağır, ağır uzunca boylu. a öylemi Yordu, Kran. giysh gözlüklü beyaz kravatlı Mazçokalmm bini cıktı, va #velA Rus değaz : ildir — Olganm patronu, Meneçeri MI Olsa değildir ça ERE San ole < yalımdan bir şeyi iste, Her za. MASAYA VU- yan tu berifle beraber, nü — Ya, , Şimdi bu mu numara yapacak? — Yok «anım, O'çutın geldi ğini müjdelivecek ve bu geceki Siyah gözlüklü sdam d0l - Ig 4 5 met Bekof isminde bir Türkmüş, Programı okuduktan sewra sağa i Mezadakile. iltifatlar yağdırarak sahne. | b hayret! — Bö, SE çekili, Şimdi herkes bütün | ya — * bar hglikr sarhoş, ayık,, Kadın; ye? erkek yüzlerini mk ağn i e güzl Ölgayı beki 5 b dr Ya, Hem asl Ça kayrak bir üvertirle kekli. ği yuvasından sıkarttı, Siyah tüller içersinde çıplak im, bir kadın silüeti perde aralığın | dan göründü, Çılgın ve sonsuz e a bir alkış koptu. Ga i Yirrleri semliğime rağmen © algiğa , vi öğre em lıyorum, Rüknü taşkın bir nege | i güzel Türkçe ile: . e e — Nasil? der gibi yüzüme bak | ui Yor. Herhalde tı, ve birden: İm Mösretini çekiyor. | — E, dedi na oldun ya? Ne | N anmak istemi ye rengin attı? Dur anam daha Ma iy bismillâh! Hele şöyle beş on da» Ed © kika geçsin, ; Balişke oldu de- Önümde nesi Yi kadehi » ni avyelarımla kavradım ve bir Me Siraç Ham daha İYİ yefesie son damlanın. kadar pi “daha bize yakım, içtim, Rüknü cülüyordu: (Devamı var) # : Biretle sonsuz Bu sırada karşısına kızı çı * De ilir . karsa, biç şüphe yok ki ona k da merkamet etmez. deneme. O Valde sultan dairesine gi. iş pa bu sözlerini derken, koridorlarda Cafer. Başın, sun! Cafer yavaşça valde sulta. : i kapadı daya. nın yanma sokuldu: a, “da 4 — Zükreyi gördünüz mü, sultanım? al — Evet, Şimdi onun yarın aklını oy. dan geliyorum, Kendisine Şu bu halde bir hayli öğüt verdim. Fakat, İİ Zar dan şeytan onun içine (aşk kur. | ii bu sa. du)nu sokmuş. vü ke ydi: “Bugün mirip duruyor. Gözleri dö” oyna. nük.. Ne beni gördüğü var; — kim nede dünyayı. Vek her bametsizce — O halde bunları kendi. Meceğir stahın ka. sine kolayca gösterebilmek diyordu. için, yüzüne ayna tulsaydı - al HABWE — Aksam postam Bundan tüm 41 gene evvel 1900 senesinde Pariste beynelmi, le büyük Bir seni acılmıştı. Ben, o zamun Fransanın bu mer, kez şehrindeydim, İ edeyim ki. para sıkıntısı yordum, Eh, © zaman hertianci bir mem. he m tecizi için, vaziyet böy- Pariste, bir İstanbul sokağı vardır. Fransızların “Rü dö Konstantinuni” dedikleri bu 80, kakta, mütevazı bir aile pansiyo. nunun 5 inci katmda ay hesabiy.. le bir odacıkta yatıp kalkıyor. dum, : Utacık balkonuma çikap ta et. rafa söyle bir bakınca, kül rengi ev duvarları, &mer bacşlar ve dumanlar görüyordum, Duman bulutlarının arkasmda, ara ver. İ meksizin gürültü, patırtiyle gelip keçen katarlarn buluştuğu ver saldıydı, Sen Lazar garı! Buraâr, gürültü, patırtı biç mi hiç eksik olmazdı, Geceli, gün. düzlü gidiş, geliş halinde faali- yet, Trenler, dolup dolup boşalır, boşalıp boştlıp dolar, civardaki küçük şehirlerden gelen binlerce ve binleree işçi, göldikleri yer- lere dönerler ve tersine Yukarıda dediğim gibi, Paris. te beynelmilel büyük serginin a- çıldığı seneydi. Yâbancı seyyah. lar, ecnebi devlet reisleri, ekzo. tik prensler, meşhur siyaset a damları ve tanmmış sanatkârlar, dünyanın dört bir tarafmdan gel, mişlerdi, “Wil Lümiyer” denilen bu #6hire bu “ışık şehir”eğ kın akın gelenlerle sonu gelmez merasim, müsamere, ziyafet V.8, Bir gazeteci için k&fi derecede meşguliyet mevzuu teşkil ediyor, Gâzetemin muharririni hayliden hayliye uğraştıriyordu, Har sabah erkenden sergiye yollanıyordum, Gerçi parası kıt ve muktesit bir adam, daha zi. vade yayan yürümelidir, ama bu, benim hiç te işime gelmiyor. du doğrusu! Bir gün öğleden evvel maruf bir Macar diplomatiyle buluşa- caktım, Bu Macar diplomatı, hesabına çalıştığım mühim fran, sızca gazetesinin bagmuharririy. ca attığım zaman, tek atlı bir araba ile karşılaştım, Arabacı yerinde, yaşlıca, töpik bir arsbacı oturu. yordu, Bu Fiyazcı üzerinde kamçı şaklatan adamın parıl parıl, kıp. kırmızı bir burcu vardı, Şüphe- siz, ayyaşlığına delâlet ediyordu. Arabasi, basındaki silindir şap, kayı yana doğru, göyle şakağı üstüne eğmişti. Capkm tavırit 2» dam, kandırıcı bir gülümseyişle, bana arabada yer gösterdi. Zaten diplomatik davetine İca- belinde gecikmekten korkuyor. dum, Bu itibarla. yer gösterme. sini “mahzı nimet” telâkki ettim ve arabasına atladım, Diplomat, la “Granâ Otel” de “şeref. mülâki” olacaktım, O, bu otele inmişti, Arabayı otelin önünde durdurarak, arabacıya bekleme. sini söyledim. Otelin önünde 30, 40 araba, hepsi bir arada uzun bir yılana benzercesine, sıralan. BAŞI... Biraz sonra diplomatla bera ber otelden çıktığımız zaman, bir arabacı. kamçı şaklatarak ne, rede durduğunu bildirdi, Ben, seslendim: — Beni buraya getiren arabö- Cı, siz misiniz? P Arabacı, başını salladı, Diplo- matla yanyana kurularak, mat. baaya yollandık, Borcumu öde. yip, arabacıyı saydım ve başmu, harririn yanına çıktık, Başm»- harrir, pek dostça davrandı. her YAZAN: Hakiki ha > yat hikâye'eri: 7 İŞ nd Kendi paramla kendi- me çekilen ziyafet... ikimizi de yemeğe davet etti Sonra ben işimle manvul olmak üzere ayrıldım ve geç vakit eve uğrayarak, akşam yemeği İçin elbise değiştirdim, Vakit darai. mıştı, Ascek yetişebilecektim. Sendim, tam mânasiyle beğem üzerimdeydi. O gün işim tams. miyle rast giterişti, Cebimde pa rada mevcuttu, «kem de havli para; darphanöden henüz çık. mışcasına par) parıl vsnan pnj franklık bir siten! Odamda, giyah ei ban makin uğraşmak sırasında, kapı veruldu, Vurmasiyle bereber de, odama bir srubacı ayak bastı, Gerçi silindir şapkasını eline si. dı, ama keyfi yerinde olmadığı. > m beet ie Kubaca, şö li. z — ee ai için geliyo. rom! i —N rası? d Amı dakiknda, müthiş bir duyguyla tarsıldım, Arabacımn parıl parıl ve ni. bana yabancı gelmediğine ay- yaşlığa deldğet eden bu buruna aşina olduğuma göre, her kendisiyle bir yerde kar# . tm. Fakat, nerede? İşte, bumu iyice kestiremiyordum! Arabacı, tepeden n İnme ezici beklemek. icap gündeliimi ödemek ttfunda bu- ö dönüşte, “Grand Ote” den dönüşte, başka bir arabaya binmiztim. demek! Öteki arabacı ö8 ze parıl ve kıpkarınızı y ve kamçı şaklatması, sualim te. i i te rine başımı sallaması beni Yak mışlı, anleşilen! gi a olduğuna göre de : türen arabacının rı altısma kadar orada mke olacağını ileri sürerek, kendisi ye: münakaşa kapısı açamAsdır. Kuvvetli ihtimal, otelin öğünde bir sant bekledikten sonra, be murdansrak. biraz evvel beDi kapısından aldığı aile yani nuna iş, buradan ri renmiş ve sonra da, akşân ein tekrar uğramak üzere, Gül diğer saatlerinde pekâlâ çal olmasıydı, Şimdi de beni MET. mak istiyordu, işte! | “Ne olurea olen. dedim. kene disine bu tehminimden © 8 rokı yarım saat te cabasiyie ba bucuk saat üzerinden ki ödemek teklifindebulundum. ha faziabir santim bile vermiye ceğimi açıkça ortaya attım, Arabacı bu teklif - büsbütün kabalaştı, ben hiddet. lendim, uzun boylu münskaşr. hattâ kavga da bir hayli yakssğe sız İğflar teati etikten sonrâ, Mi. cak polise müracazt kararınğı Birleştik, O, beni ve ben, 085... göstererek, polisin karşısında soluğu aldık ikimiz del nokta bekleyen po gr Kulübede İSKENDER F. SERTELLİ — Bunu yapmak aklıma gelmedi, Cafer! — O zaman küçük sulta - nımız, gül yüzünün bugünler de nasıl solduğunu görecek ve belki de kendisinden kor. kacaktı, — Bu işi yarın yaparun, Cafer! Siradi Zühre yala » gına girip yattı. Vücudu © kadar yorgundu ki... — Bütün bunlar yapma * cıktır, sultanım! Zindana i- nince öyle dânlanıvor, öyle neşeleniyor ki,. Arkada du * ran zindan nöbetçisi bile bu. bun farkındaydı. Valde suitanın canı sıkıl . dı.. Odasıma doğra yürürken, hiddetle bağırdı: O halde bu rezaleti baba” sına da gidip anlat, Bu çap - kanı biran evvel yola gıkar - sın. — Bugün sekiz puhafızla yöla çıkarılacağını duydum. Fakat, Tahirin yola çıkma - dan kaçırılmasından korku . yorum, —« Onun ( muhafızların Vs, her ikimizi de sonuna kadar DİP duruyordum, Aribacı keza, Nokta bekliyen polis, kirpiğini bile oynatıradan, bizim, histaret- le lâktrtı söylememize kulak ve. verek - iki: da dinlerken, bu 3 “birimize mütecaviz tisanle Mficum etmemizi, dil u, tlağil tercih ye Ğ 1 ediyordu! Polisin kararı, benim aleyhim. deydi. Ben, #rabacınm bütün © gürlük kasancın ödemek zoran- “aymıgım, We kör ginilük tekel, 45 frarik! Tarife mucibince! Bu karar üserine, yanımda tapu toyu 20 frank parayı “oebellezi” etmisti, Ki kün bir halde, polisin yenmd uzaklaştım! o amam enn; hassastım Parisi seviyordum, Parisi ve Pa. rislileri,., Ye böyle haksız mun. melelene uğramak, teni pek üzü, yor, Ayaklarımda rogan iskar- pinler, sırlamdu smokin . Fakat çalarak karnım âçlıktan zil ve ceplerim bombog! Sigara #lacak param bile kal. lik, baştmıhamririn akşam yeme. Zine gerikmiştim, “Rü â5 Kons- “Dir ae k me göreyim? Hani benim arabacı, deği mai! Su bur nu par parl ve İapkırmızı mel'un! Su menhus bulunmaktan 5 işti" Bir an tereddüt ettim, Pakat, arabacınm tekliği, viodun iD ' deilet edişi emmeyi) kada —Ne diyorsun, Cafer? Onlar Kutbettinin en sadık — Bana kalırsa, bu muha. fazların başma insaf ve mer hameti olmıyan bir zabit koy malı. Zira muhafızlar az za- manda Tahire merhamet gös tereceklerdir. Valde sultan, Tahirin kaç. ması ihlimalinden endişeye düşerek, tekrar kocasının hu zuruna gitti: ,— Benim devletli efen - dim. Şimdi yeni bir hakika. te agâh oldum.: Tahiri gö “ türecek muhafızlar pek yut. ka yürekli kimselermis. Bu adamların başma insaf ve merhameti olmıyan bir zabit koymazsanız, muhafızların yolda Tahiri kaçırmaları muhtemeldir, Eğer Tahir yol, Bundan baska da, adamaleii; bezgin ve adım Atamıyacak hal. deydim, Uğun söze ne hâret tek, kabule yanaştım, Arabaya ştim, Kaldırımlarda sakır, r nsl seslerine kulak vere. zillmüştim, A. defa benden vans çevirdi. kendi kendine başını salladı. Birdonğire arabayı durdurdu, oğuz öytirden, şöyle bir sordu bana: x3 — Bu civarda ufak, ara iyi bir meyhane vardır, Bana, misa» firim olmak şercüni bahşeder misiniz? k Bi Parisin fiyaker arabacıları, ö, #idevberi gkinin halisini bülir kimeeler, diye tanınmıştır, Bir meyhanerin kapısında “Fiyaker rının randevu yeri” yü. ha görüldü mü, böyle bir költuk meyhanesinde masa başi- na sadece arabâcı kisvesiyle de» &il, smokinle oturmak ta, yerin- dedir, Ben de arabasının srokin, li misafiri olarak böyle bir mey. haneye gilmeğe İtiraz etmedim, Arabadan böyle bir yerin kepi- sında inerek ,içeride karşdıkir, bir masa başına göktük! Doğrusu mülecmmel bir ziya fetti bu: Serrmsak çorbası, sü- müklüböcek #atalnsr, Kusu yah, nisi, bu orada iki hire kırmızı yah, hepsinin ü dehelk konyak! Yeyip içtikten sonra da birer eyyara tellendir. dik, Sohbet ve muhşhbetteo derce İleriye gitmiztik ki kadehi tokuşturuyorduk, Arahacıdan gerefi de esizgamiyotdum Ben, rogen iskarpinli, #mokiii müm? Bir aralfk, ihtiyar arabacı, 6- lini omuzama Lu vez Me — Bak işte, dedi, ton viyi Hayatta her şey düzelir, Mühim olan, bir şeydir: hoşuna giden seyi yapabilmek! Eh, cepte ax. cok ptra oldu zn, nede olsa ho, ax giden geyi yapmak mümküni Ve tkir başında, hal . aşina İki insan « fakat öyle öği insan de #il, sahiden insan, İçi insan iki kişi! Binde, sonunda ösima anla. sırlar, Sen isin basına değil, ni, havetins bak! Bundan 41 gene evvelinin bir maoprası bu' Ve hayli de öriji. nal, sayilmaz m1? O gece diplo matla beribeor başmuharririn misafiri olaca , bir arabaci- nım misafimperve Yandım. — Hemde... kendime, kendi paramiz onun tarafında! ziyafet çeliilmek suretiyle! Bir fırsat Kütüphanelerle, Tarihçilerin dikketine: sandıklarından çılkrmarsış bir bal de, biç kullanılmamış 15 seiikem, met eli ansiklepodiyn Britain meşriyatandan Tenew Historians, Hesiory Of The World Adımdaki tarih kolüyatı 200 Hira. ( Beyoğlu Parmakkapı tram sokak Tel: 4658 dan kaçmağaı muvaffak o- lursa, buraya gizlice gelip kızımızı kaçırmağa teşebbüs edecekmiş. Kutbettin bu ibtimal kar - şısında ne cevap verebilirdi? — Hayır.. bu alamaz. Dese, yarın Tahir ka. çarsa, gerçekten kızı Zühre. ye musallat olacaktı. Bu ih * timal çok kuvvetliydi. — Peki, dedi, beni ikaz et- tiğin için sena teşekkür ede. rim. Hemen şimdi muhafız * ların başına taş yürekli bir zabit göndereceğim. Sak merak etme! , Valde sultan gittikten son ra, Kutbeltin karısının kö lesini çağırdı. — Cafer! dedi . Karım, Tahirle neden bu kadar mer gul oluyor? bunun gizli bi: sebebi var m1? (Devamı ve “iz

Bu sayıdan diğer sayfalar: