Yakıt matbaası gibi mu Müşa hesi “ Suat Derviş bir fikrasm. tesbit. ediyor; bazünün on beşinci a- Villon'u, AL mel, İngilizlerin N anlıyabi'. 9 Kenesinde bi. isinin Abdül. Yİ ve saire. söylüyor, * “Bugün. Yarnsmda yaz. maine, i Oku. İ ve etrafını o rak duyar, e Türkiyenin; “Sah ae, © roman. Tasları yadırm. Sonundaki hik. VE Yüz Sene ew. mA benzemiyor, bir köseden düşünce. yemi €ski âdet- lkmıs, yerine lmiyoruz, evvelki nesi. amlılık yok, Yemizi milli ka sekilde bir hü- iy, faz edilerek li edilme- iŞ Ve aca. ye adığmı söy- bize hakikayez 6 Yapi Ani Sili, v Dam, © Menfanilg. Ruhu ve dili te eirleri lar zaman iy AE cok ken. Tenlist, ade. © » Mi vir Kehanatte devirleri Halbuki evvel ya, huhir, Baş harririn. Merlerde bu. | devirlerin | , HABER — Akşam postas, Hayattan parçalar : İ Dişlerini satan bir mali- | i Içi Geniş halk tabakaları mrasmda Divjenvari hikmetler savuran ia, xi ümani filozoflar mevcuttur. F» sasen kelimenin mânâsile hakiki filozof sayilmak için maruf mets. fizisyenlerin doktrinlerini okuyup tekrar etmek kâfi değildir, Birçok | münevver insanlar beşer hayat” İnm bütün felsefe tarihini, bütün | ahlâk sötemleri ve mefküre cere. | yanlarını ezberden bildikleri halde | filozof sayılamazlar, Filmef >, totsuz olsa dahi tabiat ssbnesir. İde herkesin kolaylıkla göremediği şeyi keşfeden veya bilinen geyle. cazip ve orijinsl br ifade ve ren İnsandır; bağsi dediğimiz is. tidiâl kabi ti kuvvetidir. Br Hayyam ile bir Yunus Emrenin mısfalarında, bir Nasrettin Hoca nm nüktelerinde veya bir Karagö. sin mizahi sohbetinde derece de. İrece felsefi düsşlinceler bulurur. İ Halkım içinde dilenci veya (şar? bülleli vennihar) denecek kadar İ sarhos görünen bazı garip tiplerin | buna benzer #zrlâne hikmetleri vardir, Ücra bir köyün tanbur ç. İlan kör halk sa'ri o mul man, talitesine ve hayat felsefesine uye Bun güzel sözler söylyen bir. fi, İozoftur. Anadolunun birçok (köşelerinde mezarları muhteli? adaklarla e yafet edilip mumları söndürllmi. yen ve (veli) sanılan bazı ölüler dç vaktiyle esl muhitleriade fe rasct ve kehanefiğrda bilünmuş hayat filozoflasıydı, Üstad Hüse yin Rahini'nin romanlarmdar file rol kocakarı tipleri çoktur. Cabli kabilelerde akılı kâhineler, kö. vin hürmete şayan en yaslı âğe. s1, bazan da birdağ yamacındaki kavallı çoban filozof sayılacak ka, lar söhret alırlar. Dimağ ense am ancak muhdut bir kısmı neş. vünems bulduğu halde umumi f. iyenomisi ile meczüp görünen arı yarı deliler dahi filozof şöh. retine ermişlerdir. Büvük -muhar. tir Cervantes'in Don Gulchot'ta yaratmış olduğu md tabiatli sem, bolik tiplerde dabi hayat felsefe. sinin bir mısra'nı okuyoruz, Birçok mahkümları sani bir #nye ile sinesinde barındırıp w . lah eden İzrahı adasmın bu tipte bir filozofu olup olmadığını bilmie mi, İskat Brsurumun ufak ha, gr pi shanesinde filozof bir mahkö. mun bulunduğunu we Tölstol'm ismini de bildiğini: daha yeni öğ. rendim, İ Bulunduğum yerdeki duvarlar | çatlamış, ve yolun Üzerine taşlar, İ topraklar dökülmüştü, Demek ki infilâk pek uzakta de Zildi, Fakat ne olmuştu? Zira, üstüme dökülen topraklar altmda can vereceğimi hissederek Hemen hemen kendimden geçmiş bulunuyordum. Fakat gözlerimi aştığım zaman hâlâ sağ kalmıs olduğumu gür - düm, O sevinçle ayağa fırladım, Yü xüm görüm duvardan devrilen peseriş zedelenmiş, kanlar için. deydi, Can hevliyle hemen oradan kaçmak kaygusuna düştüm. Bütün kuvvetimle koşarak gol. diğim yenlen gerisin geriye kac. Me. | maya bazladım. Sibayet sağ aalim bir halde de ip ŞEYAl İmir kapıdan ve merdivenden dı * şarıya, açık havaya çıktığım 24 Yan muhakkak bir ölümden kor . tulmuş olmanın miithiş heyecani, İe hemen yere yıkıldım. Bayılmıştım, Fakat gecenin serin havası be. bir ini, | ni çabuk ayıltmıştı, O vakit içer, de ne geçtiğini, geçirdiğim kâbu. , İsun ne olduğum anlamak merakı” | İma düştüm. ö İnfilâk olduysa elbette sehir den görülmüş olmalıydı. O takdir. de henliz gelmemiş olsa bile poli, sin infilik mahalline -ergoç Veti. göceği muhakkaktır. Diş polik'iniğinde mütemadiyen * girip çıkan fakir hastaları gözden geç riyorum; ben de bunlar ara" #mda akıl dişine pansman yaptı. ran bir dis hastasıyım; fakat diş- tahibinir isticvap ettiği bu zönç bn De.R. Adasal ve ihtiyar, temiz veya pejmürde, kadın veya erkek insanların söyle. diklerini ister istemez odinliye” tum, Bir tesadüf eseri olarak Er, Yürum hâpishanesinin en akli mâhkümu da bu mustaripler ars. #mdedir; Yüllarca evvel beşibirlik növ'indon bir altın turselığı ve bunug neticesi olârak işlenen bir cinayet yüzünden uzun bir zaman. danberi mahküm bulunmaktadır, Yaşi:, erir ve omuzları çökük bite kin bir adanıdir; fena bir hastalı. ğin haberesi © olan sönirlendirici bir öksürükle ökslürmektedir. VU. Odunun en #ağinm larafı çehre. sitin balmumu rengiyle pek de te* Zat teşkil 'etmiyen soluk altm dişleridir. Onları tamir için geldi. ğini sanmıştım ve aldandım, Me. ğer varlığının son sörmayesi olan bu kıymetli dişleri hiçbir fırsatı kaçırmıyan bir murababacıya sat, mak maksadile diştabihine müra” vaatta *bülanmuşlur. Esastn ha. pishanenin daima fikirlerine, ha. Kemliğine müracast edilen en p. Kir ve' yaşlı bir mahkönm oldu” ğu elhetle arasıra ve jandarma refakatinde olarak sokağı çike mak ve hasta ciğerlerini , temize —————— 10 Sene evvei bugün ———mn mmm 17 EYLUL 1931 PERSEMBE Londra - Gandi yuvurlak masa konferansının büyünkü © içtindnda “öylediği nutukta miyonlaren sessiz ve yarı çıplak Hialliyi temsil eyiee Mmevent olaması lizmmgelen O şekilde bir ittikat yapmak tasavvurunda oL. doğuma söylemiştir. ————— Yeni lil İİ KIZIL KİTABI kümun merhamet ieiselesi Erzurum hapishanesinin filosof mahkümu, dişlerini salmak ve bedelile genç bir mahküma yardım etmek istiyor ve dişleri n: “Bunları beyhude yere bir değirmen taşı gibi işletlim; fakat hesapsız buğday taneleri öğüttüğüm halde hir tek un habbesi vermedim,, diyor havayla doldurmak Oimüyaz ve hakkma da sahipmiş... Fakat bu. günkü diş ıstırabı zahiri bir beha. neydi; asıl maksadı dişlerini sat” mak ve bunların obedelini hapf- banenin &n bikes genç bir mahkü. muna sadaka olaraz vermekti, Bu meroklr hikâyenin dinleyicisi ol. duktan sonra bu çok akıllı ve çok memleketler görmüş olan İhtiyar adamla konuşuyoruz. — Sana henüz lâzım olan dir lerini neye satıyorsun baba?. Tarihten Küçük Fıkralar neccim Belhi ile Halifenin nm 9 Mn mam Hazreti Ali evlâdından olun Fatimi süllea » dan İiTi tarihine kadar 281 yil şimali Afrika, Mr, Hicaz ve Suriyede anitanat #8: rini Ş8 mezhebinin Balırı mişlerdi. Bu stlülenin »o: Mehmet AbAullah on bir yaşmda bir çocukker halife oluş ve on bir sene saltanat sürmüş, memleketleri Ziyyü. bi ailesinin eline geçmişi, Bu ki bu. çuk asır içinde bülün serki Akdeniz tcsretihi ellerinde tutaz Falimiler o kadar munzzam bir servet yığmışlardı ki, Ebu Muhammet Abdul'arın ölümtün de, Fatımllere ail mücevherat vesair kiymetli eşyanın &stiyi tam on yil sür, müştü, Bu arada, © yazı, tezbih, minyatür ve metin gibi çeşitli bakım. dan kıymetli olan iki meliyon Kitap sa, tatmıştı ». On ikinci asır sonlarına Tağdadda ” — Ark bunları me yapayım evlât, özarim kalmadı, ölmek Üs sereyim; bugüne Okadar Danlar! beyhude yere bir değirmen taşı | gibi işlettim; fakat hesapsız buğ- day taneleri öğüttüğüm külde bir tek wn habbesi vermedim, Hep ye. dim vekör kütük gibi yaşadım. — Niçin çaldın ve adam öldür dün?.. — O hikiyeyi deşmiyelim, Ses viyordum, sevgi beni körletmisti. Onun yüzünden çalim ve öldür. dim, Halbuki aşk bana yör olma, dı. — Dişlerin bedelini ne yapacak” sm?., — Aramızda iki çocuklu fakir hir delikanlı vardır, Onun bakım» siz çocuklarma yardım etmek İs. tiyorum, Ne yapayım, baska ser. vetim yoktur; halbuki sevaba ne kadar muhtacım. İhtiyar hapishane filuzofu mw âyene koltuğuna otüruncüya kö der hayli konuşmuş ve Şopenhavr ile Tolstol'n merhamet felsefele. rine iptidai hadsile temas ederek bütün stıraplarını dökmüştü. Fakat yazık ki günahını bir iyi kle affettirmek istiyen bu biç” Te ciğer ve kalp hastas: ihtiyar öldürücü bir sukutuhayale uğradı. Ağzımda ağır kıratlı diye taşıdığı kıymetli altın dişleri para etmi» yofdu; çünkü bu dişler Rusyada gok kullanılan bir nevi teneke al. tın, galiba sun'i altından yapi. mıştı ve Erzurum piyasasında bu” nun değeri yoktu. Çilekeş hapi'- hane filoşofu, dişlerini çektirmek Üzere gelen OHütün insanlardan çok daha muztarip olarak büsbü. tün kanburlaşmış bir halde mua. yene oğasmı oterketmişti, Fakat kendi kalp dişleriyle değilse bile, onu çok seven ve sayan diğer mahpusların topladığı parayla 169 vabını yapabildiğini duydum. Bu onun senelerdenberi ilk saadetiy» | Haşan: Cümue mobtebi veoteslile rinden İsvecli A. MENGHAM Vr Ortalıkta henüz ses soda olma * âığıma göre pek çabuk ayrlmış ol, maliydam, Hemen frrladim, etrafıma bakın Filhakika bulunduğum © yerden 150 - 200 metre uzakta müühiş bir çukurun açmış olduğum gördüm. Hemen oraya seğirttim. : Evet, İnfilâk muhakkaktı, Şüphe Yoktu ki yer aitmdaki infilâktan topraklar kara bir sü. Saba rar yerlere - ti, Belki gece olduğu da bre bire toprak sütununun havaya fıs. kırdığını uzakta, şehirden görmek kabil olmuyahilirdi. Fakat herhal . de infilâkm #68 işitilmisti. İhti mal şehir zabıtası infilik yerini aramakla meşguldü, Bu toprak enkazı önünde ben hayret ve dehşet içinde durup saşkın şaşkın düşünmeye başla * drm, Ne olmuştu? Tahla bacaklı adam neredeydi. İnfilâkr duyma mış mıydı? Kaçtı m:? Yoksa oda berhava mr oldu? Ben bunları düşündüğüm ama . Ceviren: H. D. da birdenbire kulağıma akseden motör gürültüleriyle hemen ken dime geldim, Şüphesiz polis otomobilleri va * ka mahalline geliyorlardı. Onun |. laya daldım ve başımı bir belâya sokmamak ilzere ora dan uzaklaştım, Fakaş hâdisenin mahiyetini sonradan öğrendiğim zaman hissettiğim hayret ve de rin tecsalirümü bütün hayatımda unutamıyacağım. Çünkü bir zaval K hiç hiçine kurban olmuştu, Ticm de benim tarafımdan ve isteme - den, Fakat buna o tahta bacaklı 2. damın fen ve yeni keşif gayreti sebep olmuştu. Filhakika bu tahta bacakh a dam ne bir casus, ne bir çeteye mensup hayduttu, Bu adam haki. katen göğen harpte, Mar muha . rebesine iştirak etmiş bir Fransız yedek askoriydi. Kendisi hükü metin resmi silâh fabrikalarında untabasıli. etmişti, Fakat Marnda hakikaten baca * ğımdan yaralandığı için eski mu NX yaşamış bumuaşşeri Pelhi adında bir müneccim vardı. Bir gün Abbasi bailfeni Nasiriğd'n gayet kiymetli bir yüzüğünü kaybetmişl:. Sarayda bir , çok adam zan altına almâr, her (araf dikkatle arandı. Yüzük © bulunmadı. Nibayet müneccim Beliiye bir baş vurdular, Münecelm o gros, yıldızlar. is meşgul olduktan sonr, sabahleyin “Bu yüzlik insayda deği, o kimsenin günahma girmeyin, bu yüzüğü Cenabı Hak almış',, dedi. Başta halife olmak üzere müneccimle alav ettiler, Fakat, birkaç gün sonra, halife, yüzüğünü a, kuduğu Kur'anı kerimin arazına koy» duğunu hatırladı ve orada buldu. *». ş Selçuk Imparstorlarındar. Melikşa, ba, amcası Musa, Mem-3anda İsyan etmişli, Üzerine gönderilen kuvvetlere mükavemei edemedi, #sh edildi ve Me Yıkan buzuruna — çücarıldı.. Musa; “Benim kavahatir yok, senin erkânı devletin bana şu mekiupları gönderip isyana teşvik ettiler, diyerek Melek, şahın önüne bir torba mektup koydu Sultan veziri Nizâmülmülke! “şu torbayı aç mektupları Sirer birer o ku! erkân: devletin (o Bainleri mülüm cisun!,, diye emretti, Fakat Nizami, mülk, torbayı açacak yerde, ocakta yanan ataş3 ati, Yalniz kaldıkları zaman bunun sebebini soran hüküm. Garına: "“Sullanım! torbay: açmış ol. saydım, nihayet hainlerin kim olduk. larmı üğrenecekin.. o Felki de çoğu, buğün saemleketlerinizi i“are eden va, iler çıkacaktı, Hiyanctleri oOmeydana çökmesi deyen edecekler, bir. layanı bastırmışken bir de on isyunla karşıla caktık, Simdi ise bizim o kuvretimiz beni oldu, osların da, can korkusu ol, mmaymen, yeni bir İsyan çıkaramıya. cakları muhakkak!,, dedi ». ş Toşlu (boca Nasir o: üçüncü 8. mrda yaşamış İronm mütefekkirle » rindendi. “Tecrit, adındaki © eserini telif ettiği zaman o #bbasi | halifesi hariplerden biri olarak fişten se kilmiş, bütün mwerakmı yen! bir h keşiine vermisti. Bu adam pratik bir şekilde yeni bir tayyare topu bulmaya çalışı yordu. Fakat, Fransiz ordusu mağlüb olduğu için hükümete yaptığı mi» kerrer müracatlar tabiatil, reğ dounmüuştu, İ Bunun üzerine evvelce kanali . zasyon inşaatında da çalıştığı için oradaki malzemeden istifadoyi dü, #ünmüş ve aylarca uğraşarak giz” li gizli kanalizasyon deposu çi varında bir tecrübe atölyesi kur. muştu, Fakat adamcağız oraya bir gün bir yabancı gireceğini katiyyen aklıma getirmediği için vücuda ge tirdiği tehlikeli kendisinin bildiği getirmiş, (hiçbir görmemişti. tertihstı yalnız şekilde vücuda ihliyata Yüzüm Halbuki günün birinde ben ye. ni bir casus yakaladığım şüphe * sine düşerek kendisini takip edip de adamcağızın fevkalâde gizli tut tuğu ver altindaki küçük atölyesi, Re girince yanlışlıkla tehlikeli bir elektrik o©öreyanma busmş ve betbaht adımın aylarca emek ve. terek vücuda getird'gi bütün #let. leri, cihazları, plânları ve ümitle rile beraber berhava olmazma se. bap olmuştum, Fatımi'lerin yıllarca satılc satıla b: miyer hazinesi - Mü. mektup torbası . Hoca Nasirin Halife Mustasıma getir. diği öküz - Mansur ile parası calınan tüccar - İmam Ca fer Sadık ile yamurta için yemin eden adarr. üzüğü « Nizamülmülk ile Yazan: REŞAB EKREM KOÇU Mustasıma haf etm Byle takdim etmek Uztre Bağda, mlşti. Halbuki, halifenin Mü£slt be. degnı, boca Nasir huzuru çıkmadan eseri hükicinda eis kitabıdır, bir geye yaramağ!,, diye tesvıratla bulun müşlardır. Mustasım da hoca Nasire hiç ii fat etmemiş, eline sular esp) Bile geziirmeden içinden bir koparmışı “Cinayeti zall dele irmafına Aitirmiş hakaret karşısında “Bunu öküz g oturd $ ve kendisine e, olsun? ve bu ağır karolar âlime: Tastan bir #aeydin daha ziyade memnu demiğli, Hocu Oo Nasir bir #ey söylemeden saraydan çıkıp gitti, giderken, halifenin nedimleri alay et. mek K nereye gidiyor » sun ?!.. diye sordular, Hecanm: “Hali fenin Wtediği öküzü getirmeğe gidi, yorum,. cevabını verdi. o Bağdattan çıkarak İranda Hulâgü bânin yanma git ve Hülâzüyu Bağdat üzerine Yün rümeğe tesvik edenlerden biri de o ol, Gu, Hulügü Bağdadi — muhasara etti, gehri mancruklarla döğdürtdü. Bağ « Gatlılar pek gök tölefat verdi. Ealife silesi efradı ve rica) ve üyantlş bara, ber Mogvi ordugAhına giderek teslim oldu. Hulâşü bir altın taht üzerinde, hoca Nasir â6 bir günüüş komle za, rinde oturuyordu! “Ey balife!.. ben, den istediğin öküzü gertdim, beğen. din mi?,, dedi, Halifeyi bir ciğır deri, sine #ardırdı, Mogo) alluarmın ayağı altma atarak öldürün ve Abbasilerin ikinci halifesi Ebu Cafe, Tülmansur, SAF gün sarayının pencere, #inde oturmuş, soka€ı seyrederken gaz yet mahzun ve düşüncen © bir adam gördü, buzuüruna getiri, O Derdinin, düşüncesinin sebebini sordu; adamun ; 31Z: “Ey Halifem! mesi mahzun ve düşünceli olmıyayım! Tiearet ederek biriktirdiğim birar paranı vardı. Bivi. me hirsiz girip çalmış ireceğine bara ni * » Gedi. Bunun yl3 ir konuşu oldu, — Evi misin? — Evet. — Ne zamaz evienülap Bir ya oluyor. Dul mu aldım İçez mu? Dul aldm, Karm yaşlı vi taz“ mi? — Tazedir! *— Adam sen de.msanm taze hir kanas ölür ön para için gam çeker mi? Al gu kek karık le beraber sürün ve s#afanıza bakın o yü ölümlü dünyada! Ve Mansur, bu adama, bir şişe ken, di Bususi kokularından verdi Fakat © gillikten sonr Bağdat şalhirinin zap Gye nasırmı çağını: “Bağdat kapı » larına udem koyun... benim (hususi kokumdan #irünmüş birine rastlarlar $a derhai yakalayıp getirsinleri,.. Diye emir verdi. Birkaç gün sonra da hlansurun karşına, Halifenin ko, Kusundan sürünmüş güze! bir delikan. M getirdiler. Halife: — Oğlum... sen falan tüccarın ka, ram maşukusun.. Bu üvret #eni elde etmek için kocasınm parasını çalarak sanâ verdi., inkâr yolunu saşıma,., git o parayı getir do başmı kurtar!,. . . . Büyük islâm ülemasından İmam Caferi Sadık milâdın sekizici asri 409 larına doğru Köfede yaşamıştır. Bir gok pürüzlü şeriat mesi sin hal linde şökret sabividir, İşte ozarif bir fıkrası: Bir gün Lir'adam; “Eğer yü. mürta yersen, karım öç talâk ile böçe turi,, diye yemin eder. Aradan bir müddel geçer karısının elinde bir kap görür: — İçinde olandan istara Der, karısı biras cüre « — İçindekini sen yiyeir —Yerim! — Yiyemeasin! — Eğer yiyemezaam boş cif... Bunun Ozerins kadıncağız . Çığlı basmış!.. Meğer o kabın #ğinde kepi, sıne gizlice pişirmek için aldığı yu » murta varmış. Adam öp şaşırmış Yumurtayı yemesi kartı Loş düşecek yese gene öyle. hilileye gelince fel , ket... doluğu imam Cafe; Sudıkta ul. mma, derdini açmış, İmami Caferi Sa, dik gülmüş, bir daha olur olmaz gey. dere böyle yemia etmemesini söyledia. ten sonra: — O yumurtaları bir tavuğun altı. na koyarsan, pili; (oçıkar, o pölçler yersin.. İki yeminden ös kurtulur san!,, der, »ç talik ile