26 Ağustos 1941 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

26 Ağustos 1941 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ek aley. âttifa.k Nİh ü edim. bir bey bu Uidan korkarm. kölağm Te Ja ÇEİ Söyliye- Driye ilaj Cfradan kal Büm ç halde yT b[; “ko’“ân'mş ob : ttdiğ'yn üşüyor- İ ç !onla "Dım,gh kendi. “%ğh konu,, © İStedi, Va T D göumm yal- Ür takılıp Cenin İP 1şık “şlînlınî bir N an'ak gi Birbirlerike CORUNA ati hyh.,fi:“—“e_n - TU IıI ı * * el Canip bey onun; işitmediğim sözlerine kat'i hükümler verir gibi sık, sık başını sallavordu. Gitikçe esrarengiz bir mâna alan bu hareketleri tahlil etme, ğe savaşıyor fakat, bir türlü bu garip muammayı halledip icin- den cıkamıyordum. — Bu adam kimdi? — Bizi nicin takip etmişti? Eğer bize dost olmayanlardan biriyse Canip beyle bu kadar sıkı, fıkı dost olmasındaki seben ne olabilirdi? Canin bey; bir göz hapsi altım- da bulunduğumuzu söylüyordu.. Lâkin bizi göz hapsine alanlar aynı zamanda onun da dostları bulunuyordu.. Sonra; bugüne ka. sdar Kemal hakkımda benimle hiç bir şey konuşmamıştı. Vaka ge. cesi büyük bir heyecanla ken- dimden gecin düşüp bayıldığım zaman Kemal dive bir kaç kere sayıklamısım ki sonradan bana: — Üzülme dedi. O kaçmağa müuvaffak oldu.. Bir daha da v- nun adını ne kendi andı ne de bize hatırlatacak bir vesileyi ha. zırladı. Birkaç defa benim arzu, larımı gözlerimden okumuş gibi: — C; muhakkak Anadoluya kaçmıştır. —İnşaallah yakında büyük zafer alaylariyle buraya dönerler de beraber gider kahra- manımızı karşılarız diye adetâ bana ümit vererek teselliye sa- vaşmıştı.. Bazan insan ne fena düşünü. yor.. Canip bey de burada adları Türk olup Türke düşman kadar fırlayarak saldıran huysuzlar, dan biri olmasın diye düşünü- yorum ve sonra müthisş bir vic- dan azabiyle kendi kendime kendi kötü düşüncelerimi tekzip ederek! h - — Hayır diyorum. Asıl fenas-| lik bende ki bu- kadar zayıf ve: — karâ düşünedek 'kaüar TBanlığı, mı kaybediyorum. Gecenin serinliği; omuzlarıma yapıştırılmış ıslak mantar gibi içime kadar geçti. Bir atkı almak için ayağa kalktığım vakit kapı yavaşça vuruldu. ÂAnnem balkon:- da uyur kalırım diye merak et. ti de geldi sandım geriye döndü. ğüm zaman Canip beyle karşı- laştım. — Sen daha yatmadın mı yav. rum? — Hayır amca. Yanıma kadar sokuldu. — Annen uyudu mu? — Evet, — Sen niçin bu zamanlara ka, dar oturuyorsun? a — Uykum kaçmıştı da... i — Yine mi onu düsünüyor- — ÖO da kim? — Kemali.. Canip beyde Bu son günlerde garip bir hal var. Tıpkı kadımını kıskanan titiz bir koca gibi.. Kalbimin sırrımı ona açık et- mekte bir mahzur görmedim. — Babamı kaybettikten sonra bütün ümidimi ve hattâ sevgimi ona verdim. (Devamı var) Halbuki, Feyzullah paşdişa * hın cariyelerinden “ Rüste - min sevgilisi olan - Martaya tutulmuş, onu delice sevme * ğe, peşini kovalamağa başla mıştı, Yıldırımın Feyzullaha te veccühü vardı. Onu yarışlar” da tanımıştı. Eğer Feyzullah bu yarışta birinci gelecek olursa * kim * bilir - belki de padişah ona istediğini verecekti. Hasılı bu dedikodular ara* sında iki mühim haber vardı ki, bunların ikisinden de- Eğer duyarsa - Riistem çok Mmüteessir olabilirdi. Koşu bütün hıziyle devam ediyordu. ÖOn yedi koşucu, koşu yo - lunda fasrlalarla sıralanarak ' " alabildiğine koşuyorlardı. Rüstem son devrede öne geçmişti. PERDEYİ AÇIYORUM,,, — 18 — YENİ MUAVİNİM AV PEŞİNDE Yeni muavinim Agop Efendi, cidden yaman bir adammış!, Bir çıktı amma pir çıktı, (Şeytan) da eskiden (melâike) değil miymiş? Bana akıl öğretiyordu: — AÂhpar... « diyordu,.. Her işin fennicesini — yapmalı! Meselâm: yazıhane açorsun, Birkaç tane te. nekeden kasa yaptırmalı, Şöylem içeri giren adam Osmanlı Bankâ» sının kasa dayresine girmişim de. e hıp edip durmalı, Sen şimdiye kadar karagözcü ilem iş yapor - dun!.. | —- Ne bileyim ben... Seni doğ. Tu bir adam sanıyordum!, — Doğru değilim?., İğri olan kanbur terzidir,... Mum gibi doğru adamımdır.. Ne için sana uydum bilirsin ? ., — Ne bileyim ben?, — Öyle de bir gün baştmı der. de sokacaksın, — böyle de.., Bari deliğe hentce girmiyeyim! — Yaman adamsın!, Hele şu Mediha meselesinde,., Bu —mese. leyi böyle birkac günde hallete mekle çok gözüm, girdin. — Helbette. Babam der idi ki.. Agop - der idi. Sen Bismark gibi bir adamsın der idi, Aceb, der jli Bismarkla hir senede doğmuşsun? der İdi.., — Bismark olduğunu,; Edison olduğunu, Hügo olduğunu hepsi- ni yarm akşam ispat edeceksin!.. Yalnız yüreğimi bir kuürt yiyor A Bgöpçuğum!,. — Ne kurdu?, Yürek hastalığı. ha giriftar: olmuşsundur 70 —af ari Hayır!,; İçimdeki kurt, ne « bilir misin?, — Yine bir kadina tutlmuşsun. dur,.. Beni armut gibi enayi bul- dun ya!,, Ona da “apört;, deyi be. ni yollryacaksmdır!.. Fakat di şime görem höş'hir gey İse son « ram kolay kolay sana brrakırım?, Hani sizin mahkemei geriyelerde bir şey varimiş!, — Ne varmış?.. Kadı mı?. — Değil canım, bir lâf edor « lar.., Hani bir adam karısını tiç le. fa boş eder ise o kadın başkasilen nikâh olmayımcaz tekrar eski ko- casilen barışamormüs, -- X — Eysi sen!, Karı koca barıs. mak istorlar, Fakat başkasma bir nikâh olmayncas barışamorlar, Bu nu için adamın biri yalancıktan bir gece güvey giror. Kapu kapüs nor, mum sönor... Soyunorlar.., — O kadar uzun değil, — Bir odada sabaha kadar yal, nız kalmorlar,, — İşte o kadar,, — ÖO kadarı da Yetmez mi ki? Altık ertesi gün, her şey yeni da- madım elinde.., İster ise bırakır, ister ise btrakmaz, , — Buna hilei şer'iye derler!.. — Ne derlersa desinler!.. İste r SA7 Y//// Ce ll ü Feez ve HAKMUD SAİNE Yazan ve oynryan: nedamet eden meşhur dolandırıcı Mahmut Salm ALTINDAĞ Faşrollerde: Mediha, Zeynep, Mahmut Saim, Komik Hasan efend; Agop, “muavininim,, şöyle yaparım, bö amma hakikatta korkağın biriydi. Bir gazinoda otururken bir polis geçse, yahut içeri —— Sorunca: “Prova edoorum.. ?ir iş yaptıktan son- ram polis girse acaba nasıl titreteceğim.. - diye provasını edoorum.derdi onun gibi, Medihayı ne ise, İster istemez seni için avlıyacağız, Sa. na bırakacağız, Fakat, ikinci tefa mMmuavini cedidine. “aport” dedin #idi ikincisi min gayrihaddin di- şime göre bir şey olur ise efen - dimize yalnız kapınm önünde sü- baha kadar beklemek düşecektir dee korkorum, — İçimdeki kurta gelelim,.. — Kurta gel çakala gel, tilki. Ye gel, neye gelir isen gel, * — Mediha Tokatliyanda senin Kürkcü hanla ajt ticaret tezke « reni görmüşse yarm akşam ziya. fete hazır ol,.. Bunu gana dün de söylemiştim, Tekrar ediyorum. — Ne ziyafetiymiş bu? — Sopa ziyafeti, — Onu senin gibi dançukesle- re yaparlar (armutlara), Acep O. raya ben gayrimüsellâh giderim”, — İstersen bir browvning, bir bomba vereyim?.. — Na yapacağım brovningi, bombayı, Ben hentim?, — Ee.,, Nasıl silâh alacaksın yanma 7; — Zo ben deliyim ki silâh ala« yım,, Cebime iki avuç kırmızt bi. ber koymayı düşünorum, Bana el kaldıracak adamlar tak yanıma kadar gelinces avuçla kırmızı bo« yayı suratlarıma carparmm,,. Na 0. iorlar bilirsin ?, — Ne olorlar?, — Kör olorlar, kör, Dünyalartla Ni bir“daha 'göremez ölorlari,, Si- lâhr, bombayı, mitralyözü ne ya « pacağım?,. Beş kurüşluk döğül. müş kırmızı biber çöktür bilem, Yarm aksşam bu vakit Agop bens deniz Mediha Hanımla karsı be - karşı oturmuş keef edordür, Sen o vakit nerede olacaksın? ç — İskele başmda bekliyeceğiz! — Bekle ki rıhtrma vapur çarp- masın!,, Sonram efendim,, keef- lerimiz çakırlaşacak.. Mahmüt Saim beyin,, hani gu kurnaz enüe yi-Mahmut Saim beyin bakmaya kıyamadığı gül yüzü gu nazik ellerimle biraz seveceğim, okşiya. çabuk bozuşacağız.., — Kiıskanorsun? Ondan sönram efendim, O dilrüba mavi elbisele- rini çıkaracak, Hani bizim Onlar gibi soyunup dökünüp nezdi acizane . me gelecek; yani ki yanıma otu. racak,.. — Eysi sen.,, Sonram efendim, karyolanın tüllerini âçacağız. Sen o vakit nerede olacaksaın?., — Cehennemin dibinde!.. — Kızorsun?,, — Hakkın var. Eleli ile bağla. Yazan: İskender F. SERTELLİ . 112 » — Rüstem kazanacak... hiç kimse alkışlamıyordu. Diye söyleniyordu. Fakat, bu sırada Feyzulla- hın beyaz ayaklı hayvanı bir* denbire öyle bir yol almağa, öyle hızlı koşmağa başladı ki.. Rüstem bile şaşırdı. Ve çok sürmedi.. Feyzul- lah son işaret yerine herkes- ten önce vardı. Onu Rüstem takip etti. Rüsteraden sonra da Halil üçüncü geldi. Seyirciler hep bir ağızdan: — Yaşa Feyzullah... yaşa Rüstem... Diye bağrışıyordu. Halili kimse tanımadığı için -onu Yıldırım balkondan, elin" de tuttuğu sırma işlemeli mendili Feyzullaha atmıştı. Bu eski bir koşu ananesiydi. Padişah işaret mendilini, kim birinci gelirse ona verir” di. Feyzullah balkonun altı - na koştu.. mendili yerden al- dı veüç kere öpüp başına koyduktan sonra baynuna doladı. Feyzullahın atı kişneyip duruyordu. Delikanlının et rafını sarmışlardı. — Acaba padişah ona ne a nan gelin başı elbette böyle olur. — Sen birinci akşam onü bana bırakmadın ?.. — Biraktım amma, böyle ina PN dma gibi tafsilât — veresin diye tiğim paralar da heba olacaksa inşallah Mediha senin kim oldu - ğünu anlamıştır da — yarın akşam Adada Arnavutlarından güzel bir sopa yersin! Ö vakit görürsün ma- vi elbisenin ipekli kumaşını, kar , yolanm ince tülünü,.. —— Bana böyle bir hakâret olur ise sen o vakit Medihaya bir şey yapmazsın ?.. — BSana at da yakişir silâh da diye iki ellerinden öperim, Agobun beni kızdırmak icin Şüs ka söylediğine tamamil, kanidim. Bir defa yaşı altmış beşi geçmiş. ti, Saniyen Mediha belki ona eli« ni bile tutturmıyacaktı. Mutlaka bir gey İçirip mesti lâyakil halde birakacaktı. Eğer Agoptan zerre kadar şüphem olsaydı, Medihanm Agoba zerre kadar iltifat göste receğini zannetmiş bulunsaydım bu fırsatı Agoba vermiyeceksen ona derhal telefon ederek haki « kati apacık söyliyecektim, Halbuki Agop ihtiyar bir zaval, lıdan başka bir şey değildi, Beta ce Matlup olan şey de Medihanın istediğim bir yere gelmesi değil miydi? Agop saf bir adamdı, Hattâ bu gevezelikleri de fazla saflığımdan ileri geliyordu, Altmış beş yaşı. na geliyordu. Altmış beş yaşma kadar ticaretle meşgul — olmuştu, İşlerini brrakıp — benim — peşime düşmesi önce, nasıl boş bulunup (şeker), (patiska) gibi şeyler as lıp depo yapmasından ve bunları benim duyduğumu anlamasından; sonra da beni tabanca, bomba kul. lanır bir adam zannederek kork - masından ileri gelmişti. — Senin muavininim, söyle ya, parım, böyle yaparım!., « diye a. tıp tutuyordu. Fakat oturduğu « muz gazinonun önünden bir polis luyor; tesadüfen polis gazinoya girecek ols4 eli ayağı titremeye lryordu, Ben: beî__ Agop. Ne titriyorsun? Dam ha bir gşey yapmadık. Ortada ne $ mpeyim o yeğitliğe leke sür - memek için: — Prova edorum, . derdi. Bir iş yaptıktan sonram gazinoda © « turur iken içeri polis girer ise a, dep nasım titreeceğim, « deyi pros | va yaporum, Buna Amerikancası, pişmek, derler, Ağnorsun. Kork - morum, İlerde korkar isem nasın olacak? « deyi talim edorum, Agop, ertesi sabah, Taksimdeki hediyeler verecekti? Herkes bunu — soruyor ve merak içinde beklesiyordu. Yeniçeri ağası keyfinden yerinde duramıyordu. Birçok kimseler, yarışta yeğeni kazandığı için yeniçe" âi ağasını da tebrik ediyorlar y İ Ahmet paşa somur Yanındaki sancak biîlueîîu; ne: — Nasıl oldu da bizim sa" rı oğlan bu sefer kazanama" dı. Acaba hayvanı hastalan” dı mı? , Diyerek hiddetinden dişle- rini gicirdatıyordu. Yıldırım, Feyzullahı sara » ya çağırmıştı. İşte şimdi dedikoduların en büyüğü başlamıstı: — Acaba Feyzullah, Pa dişahtan ne istiyecek? Yıldırım, Feyzullahı gö * rünce omuzunu okşadı” değil!,. Şu on beş gündür sarfet- | ÜNT DN | B LA Agop,Meddah Kâzım vesaire yle yaparım diyordu girse titremeğe başlardı... gazlnoy*a’âcvinerek gelmişti; — Müjdemi ver, — Ne müjdesi?, — Artık kalbini kurt murt yös mesin! — Ne oldu?. çabuk söyle, —- Sevgilimiz şimdi telefon et miştir. — Kaç tane sevgilimiz vardır ki,.. Mediha Hanmm T — Ey sonra? — Ne deor bilirsin? —Ak. Şamı, deor, Sabırsızlıkla beklo - Tüm, deor, Aceb buğgün çabuk ak. şam olacak deor?. Ben gülmeğe başladım. — Ne gülorsun ahpar? l — Şu halde sana âîm'- tutur < muş demek,, — BSen daha iyi türke, bilor '« sün, Öyle demek istor?. — ÜÖyle demek Beni çatlatma, İSÜYOI' ammg, F. benim nazlı yârim, hele bir bak. . n Sırik kadar bir bir burun, Doğustan kafa kel, ko. nuşmak desen.., üç sıfır... Senin heni sevecek?.. Yalnız sen bana şunu haber ver! Aksşama gelecek mi?, Kaç vapuruna gelecek? — EKaraköyde, Havyar hanı - nm kapısındaki * pastahanede ak- şam üstü buluşmayı kararlaştır . mişizdir. Oradan otomobille Behe. - ğe lğadnr bir tur edeceğiz, Oradan a Köprüye geleceğiz. Doğ â yükada!, İ Gülme,.. Güldün mü kanım şIima çıkor... e — ÂAh Agop Efendi ah,, w de- dim, Sen Medihanm ne olduğunu anlryamamışsın, Bu Fmdık Fat . manın ona verdiği ilk derstir, Ha. ni “boynuz sonrâa mayı_gölgede birrakmıştır. Daha ilk günlerinde, ustasile beraber beni kafes, koyarak Halrctoğlun- da sandalda sarhoş ettiler, Sonra, |» ismi benzemesin amma bir çıkar amma ku, (” lağı geçeri,, diy. bin söz Vvardır; -- Birkaç sene zarfında Findik Fat, , boy, patlıcan gibi-.. " * tutturup tekrar Arnavutköyünde beni kepazeye çevirdiler, Daha Sonra,.. daha sonra,, daha sonra, — Hep yediğin dayakları anla» torsun.. İşte, karşımda duran bu naçiz, âciz; betbaht Ağgop, senin © İntikamlarını da : cektir. Kristof Kolomb gibi lâf e. dorun_ı_ Yumurtayı ayak üstü durea durabilmek için, evvelem onun nâa, sın durabileceğini keşfetmelidir. Bir tane değil, değil, kırk bir tas ne de olsa, Agop yine Agopkar, y ?.;Agup. yine (Devamı var) FENNİ SÜNNEETÇİ NURİ EŞSİZ Sür'at ve Emniyet Müracaat yeri: Aksaray Kâarakol karşısmda Husus? Daire ——VSeni kazandıran bu hayvana evlât gihi bakmalr sın, Feyzullah! Dedi ve kendisire bir kese Çi altın verdikten sonra: n sın? Diye sordu. Feyzullah se - y vimli bir gençti: — Henüz dünya evine gir- - medim, şevketlim ! Diye cevap verdi. n Yıldırım o günlerde yeni bir Anadolu seferi ha_zırlığr na başlamak üzereydi; sara- yındaki esir cnriyele_rdı_:!ı.. bir çoğunu mayietindeki yiğitle" re çırağ etmeğe karar ver * mişti. Feyzullah: ” Öyleyse sana bırıcı - riye bağışladım, dedi, düğün masrafın hazinemden öde - k. ne?ey:ıu“ah. padis2'ha teşek” kür ederek huzurdan çıktı , £f Devama var) A H Yerine getire , - — Evli misin, bekâr mı - © “ L r | AŞ L el ! 1 j

Bu sayıdan diğer sayfalar: