» liraya A Sallıyor Hany AA) ne le lar Mi, ç Mitmmy a hayat makele Mk A | W Bi k Gg © ar, Her Paten; tie. Mliyor. aym : BOR altan Nb ti Şa AR Getto gelirin / al 2, bahiledir ve di. a VE Bala BİR. AL * Ce Mta yaz Pollstar eti » tulumdurmnieı, Macar müsteşrikr doktor Ku. nosun bu kıymetli eserinin yeni harflerle basılması lüzumu üze. rine İki yazı yazmış ve sözümü, doktorun: “uzatmıyalım kameti, koparirız kıyameti!,, tekerlemo- mesile ağlamıştım. Bağlamıştım ama, Macar gen- sinin Molyer mitercimi ve Türk lisanı âlimi Ahmet Vefik paşa ile mülâkatmı da nakletmekten ken dimi alamadım: “Ahmet Vefik paşa namma bir tavsiyenamem var... Paşanın kim olduğunu, eserlerinin, tercü- melerinin #öhretini zaten evvel. ce öğrenmietim.. Bir gün erken. den kalkıp Boğasicinin bir dilen- «i vapuruma rakiben paşanın İka met ettiği Rumelihisarma git. tim Doktor Kunos, vapurla azıcık gide dursun, ben de fırsattan is- tifade edip Ahmet Vefik paşaya dair hirkaç fıkra nakledeyim: Ahmet Vefik paşa Bursa valisi bulunduğu saman, şehir çıkmaz sokaklarla dolu imis. Bu sokak. I mak için vilâyetin parası yoktu, paşa her gün bir kira ara. basına binerek gehri sokak 80. kak dolaşmıya başladı. Arabacı. ya kasten çıkmaz sokaklara 0. kar, araba durunca da sesleni di: — Neye durdun? — Çıkmaz sokak paşa hazret. leri!.. — Vali paşanın arabast durur mu? Yıkım duvarları, sokak açıl. sın!. Belediye amelesi zaten hazır, sökak kapayan duvarlar yıkılır, çıkmaz sokak açılırdı! Bir gün Mudanya kaymaka. mına emir vererek bir yolun ke. narma filân yere Kadar ağaç di. kilmesini bildirmişti. Ormandan çıkarılan fidanlar farla gelmiş, kaymakam vali paşanm işaset et tiği yerden ölesine de diktitmiş. ti. 'Teftise gelen Ahmet Vefik paşa, gösterdiği noktadan İlerde ne kadar fidan varsa sökdürmüş Sebebini sormuşlar: — Verdiğim emri bu sefer faz. lasile yaptı, başka sefer de nok. şan yapabilir, bir erari, tam yap» mıya alışmalıdır!. Demişti, Keçeci zade Fuat paşa, Mol yer müteretminden bahsederken: "O, kocuman bir taş büyüklü. günde bir pırlantadır; ne bir ziy. net eşyasma yarar, ne d8 kaldı. rıma konur!,, demişti. İşte bu Vefik paşa, Kunosu zengin kütüphanesine kabul et. miş: “Paşanm davranışı şahane, bakışı merdane; yüzündeki zekâ- vet, sözündeki keramet bana öy- le bir tesir etti ki, kırk üç sene geçti, hayali hâjâ gözümün den gitmez. Niyetimi, ziyareti. AT dl) KIZIL'KITABI Yazan: Casus mektebi profesörlerinden İsveçli A, ın rek casusu ekip & ır, Bu suretle paraşütçü casuslar - dan yerde gördükleri vayifeyi bi- Üirdikten sonra muhakkak bir ölümden kurtulmaları temin edi. Jebilmektedir. Yeni harbin en dikkate şayan taraflarmdan biri de deniz ca - #uslarıdır. Esasen bu harp baş - lar başlamaz hemen herkes bu harbin, aşikâr olarak iki safhası olacağını kestirebiliyordu, Biri ka rada harp, (biri de denizlerde harp, Bilhassa iki ezaslı muha »- 8m taraflardan Almanyanm kara, İngilterenin deniz devleti olmssı bu iki safbalı oçarpışmayı zaruri kılmıştır. Nelekim harbin ilk gü- münden itibaren derhal denizlerde mücadele basladı, Şüphesizdir ki bu mücadeleyi €vvelâ deniz casusları idare et » mektedir, Casusluk bakımmdar denizler kara harciktma benacmeş, Deniz. tayyaraye Yeni Türk harflere basıtması lâzım gelen bir kitap Macar Akademisi âzasından doktor Ignace Kunos'un Türk Halk Edebiyatı () —3 0— min sebebini anlatırken kemali reraketle: — Demek ki Avrupa şarkıyu- nunun sırasında ver bulmak ni. yetindesin.. Aferin sana aferin!,, dedi,, İşte, davranışı şahane ve ba. kışları merdane olan Vefik, genç doktorun türkü ve Türk halk Reşat Ekrem Koçu edebiyatı merakını öğrenince, alıp saray gibi köşkünün bahçe. in “Güllük, gülis- ar şarıl sular akıyor. Her yanda kuşlar bülbüller ga- kiyor... Bakanın gözleri kamaşı- yor.,, Vefik paşa, bu dekor için. de, Macar misafirine “Menekse, adındaki cariyesinden “Türkmen kımı,, türküsünü dinletiyor: 'Tükmen kızı? Ben babanım evin anlam, Tavladan dorusun çektim Yüz bin altın alıp çıktım Bim gidelim beyim oğlan. Bey oğlu: Kır atımın nah yoktur, Arkasında çulu yoktur, Bir gecelik yemi yoktur Git, gidemem. Türlmen kısı! "Türkmen kızı: Bilesiğim nal edeyim Feracemi çul edeyim İncilerim yem edeyim Bin gidelim beyim oğlan! — Efendim. Bu öyle âdi tür. külerden değil. Âdeta bir “bal. lade,, benziyor. Bumm gibi be. yitler garp edebiyatında bile na dir bulunur! dedim,, “Pasa ile doktor Kunos uzunca bir edebi sohbete dalıyorlar. Pa şa, Osmanlı ulemasının Türk di. lini lüzumsuz yabanocı kelime. lerle nasl bozduklarmı anlatı. yor. Trk dilinin zengin kaynak İarından bahsediyor.. Sanra Ku. 10 Sene evvel bugün 10 AĞUSTOS — 1981 ÇARŞAMBA ristan Cemiyeti Akvam © meclisine müracaat etmiştir. MENGHAN Çeviren: H. D. lerde cssusun rolü karadan çok daha mühimdir, Bilhassa harp gemileri dalma tuzaklara maruz © kalabilecekleri ve kıyılarön pek büyük ve kıy . metli olacağı İçin denizlerde ea. sussuz hemen harekât yapılamaz. Onun içindir ki bu harpte de da » ha ilk gününden #ibaren mühim — casusları faaliyete geçmiş » r. Bilhasız Almanlar, karşılarım » da İngiltere gibi denizlere kükim bir düşman bulunduğu için casus larını insan takati üslünde ve da. ima fevkalâde bir şekilde çalıştır. maya mesburdur. Almanlar deniz altılariyie ve tayyareleriyle İn . giltereye yapılan sevkiyair yaka- İyabilmek için hemen ber taraf. ta casus kullanmak satırarnda « dır, Onun içindir ki Avrupa ve A, merika arasında işiyen büyük kil, çük hemen bütün vapurlarda, har nosa Menekşeden bir türkü daha dinletiyor: — Kınm kısım kanalı kızım Seni bir sarraf istiyor vereyim ona — Ana ben varmam own. Barrafın allı çoktur Saydırır bana... — Kısım kızım kınah kızım Seni bir bakkal istiyor vareyi. omg, — Ana ben varmam ona * Bakal yemişi çoktur Yedirir bandı. Türkü malüm:! Ana Kalı kı. zımı kasaba, hallaca, terziye ver mek ister, kmalı kız, et kıymak. tan, pamuk stmaktan, dikiş dik. mekten korkar, var; nihayet ki. zt bir sarhoş ister: — Kim Kis kınalı kazım Seni hir sarhaş istiyor Vereyim ona » Ana benvanrım ona! Barhoşun işi yoktur Yaptırmaz bana!., Doktor Kunos, Ahmet Vefik Paşanın huzurundan, kendisini tekrar ziyaret etmek izinini ala. rak ayrılır. Göksuya geçer, orada, bir kayık çxdan “mani atma,, nın ne demek olduğunu öğrenir, Güneşin gavkı etrafr tutmus, dere kayıklarla dolu, kiminde çarşaflı, ebtarili, yaşmaklı hanımlar. Kiminde şik bey denilen gençler... “Oh! O mahmer gözlerdeki yaman bakışlar!. O dilruba cilve ler!. O ines belli, bal dudaklı, al yanakir, çifte benli, servi boy- lu periler!.. “Efendiler O vakit benim de gençliğim vardı, kusura bakma. “Birkaç kürek çekildikten son ra, biride ne : bakayım. Önde çayırı çemenli bir cennet deresi açıldı, Kayıkçılar, “Varda “destur!,, ; kah 1, 5 simitçiler simi helvacılar, “âlâ kokulu!,,, “ bağırıyor, Gördüklerim, gezdik lerim, bössettiklerim rüya gibi imişt., Acaba Türk dostu doktor, kon, feransının burasında içini neden çekmiştir?! Rüyaya benzettiği bir âlemi eserinde taklit edilmez bir kalem ile tesbit ve nakledilen Kunos, mesut, fânilerdendir. (&). İlk yazı 18 ağustas ve Sinci yas 15 ağustos tarihli nüshalarımızda, &n da çimali ve csnubi Amerika- ya casuslarmı doldurmuşlardır. Şüphesizdir ki İngililerin deniz casus teşkilâtları çok mükemmel. dir, Fakat Alman caşusları ön « larla büyük bir mücadeleye gir - mişler ve bazan da hakikaten mühim darbeler İndirmeye mu » vaffak olmuşlardır, Meselâ gerek İngilizler ve ge » rek bütün dünya Almanların de » niz yoluyla şimali Afrikaya sevki» yat yapamıyacaklarını zannet İleri bir sırada esrarengiz bir 86 - kildö gimeli Afrikada birdenbire lörire kuvvetleri görü. «ç, Hor tarafta büyük bir hayret uyandırdığı gibi bir - çok İngilizleree de anlaşılmaz t6- lâkki olundu. Zira, İngilizlerin Akdeniz do - hanmasi İtalyan donanmasına ör darbeler indirmiş ve Akdeni. x6 tamamiyle hâkim bulunduğu - na umumi bir kanaat hâsıl olmus. tu. Bu kanaat de yersiz değildi. Fakat buna rağmen mühim Al man kuvvetlerinin Afriksya de » nizden geçirilmesi pek yaşilacak bir gey addedilmek Jâzmeelir, Halbuki Almanlar evvelâ Sieii. ya adasma mühim kuvvetler tah. git ettiler ve nakliye gemilerini gizlice yüklediler. (Devamı ar), HEP AYNI NAKARAT Bir müdettir dikkat edi - yorum; gazetelerimisde yer bulan şikâyetlerin hepsi, baş- ka teller üzerinden çalınan muayyen şarkılardan başka bir şey değildir. Bunları, isa- betli bir göz ve seziş, nihayet ve nihayet sekiz, on, bileme" din yirmi ana mevzuda top- layabilir. Alâkalı makamlar himmet edip göze çarpan bu şikâyet leri hallediverseler, gazete. lerimizin ağzı açık kalsa da seslerinin çıkamadığına şa - hit olsak, HiÇ OLMAZSA BUNU GÖRMESEK Bu harp bize her şeyi gös. İ serdi: Uçan kalesinden yü - rüyen kalesine kadar ve bu » na benzer daha nelerde ne - ler... Bu ana kadar harpten evvelki yapılan hazırlıklar - dan yalnız birinin tatbikine şahit olmadığımızı memnu * niyetle kaydedebiliriz: Ze - hirli gaz. Son günlerde ajans ha» berleri, bunun da tatbikine geçilmek üzere bulunduğuna ifşa etmektedirler. Ne olur dır? şu harp, bize bütün feca. atlerinden başka hiç olmazsa bunu göstermemiş bulunsa. İNÖNÜ GEZİSİ Bilerek m? yazıyorlar yek sa bilmiyerek mi tashihe ça- lışıyorlar? Frenkçe spilant karşılığını gezi olarak kal « lanmaya başladık. “İnönü gezisi,, dendiği za man akla gelen, daha çok İnönüne yapılan seyahaitir ; bu bakımdan gezi hiç bir ze man bir mevki adı olamaz vâ olmak kabiliyetinide haiz değildir. Gönül, gazeteleri a mizin Gezi ismini tamime ça," luşanlara âlet olmamasını iss tiyor. R. Nuri Demirağın gökokulu Evvelki günün birkaç saatine sıkıştırılan bir ziyaret bizlere Nu ri Demirağ atölye ve mektebini gezmek fırsatını verdi. Memle, ketlerin hürrriyet davalarında öne sürdükleri yegöne silâhm tayyare ve tayyarecilik olduğu düşünülürse, Türk sermaye siyle ve Türk emeğiyle kurulan Demirağ mektebinin kıymeti kendiliğinden meydana çıkmış olur, Avrupa milletleri zengin;ve gahai teşebüsü fazla'olan. İtimse. lerle iftihar eder, dururlar. Bil, hassa Amerikan halka bu hasleti kendinde fazlasiyle görür. Fa- kat; Avrupada tek başma bir havacılık sitesi kurmuş ve MİL yanlarını hiç düşünmeden ve karşılık beklemeden vatan dava, ama harcamış veya harcamak düşüncesine kendini tamamiyle vermiş olanına tesadüf edilemez. Fedakâr Türk çocuğu 'Nuri Demirağın şu sözleri, kendi ke- zancının harcanacağı yolu gös. termesi bakımından çok alâka, lıdır. Bu 'Türk evlâdı diyor ki: “Büyük eserler; lüks hayat tan, bol masraflardan ictinıp sayesinde yayılan tasarruflardan meydana gelir. Şahsi servetler, Türk milletinin heyeti mecmua. smındır. Vatanım neline her za. man hasr ve tahsisine amade ferdler elinde emanettir. Bunu kimsenin. bol bol ve se- fahate sarfetmeğe, israfa, suis. timale hakkı yoktur. Bu suretle büyük bir sorma, yenin' yatırılmış olduğu isi teba- Priz ettirmiş oluyor. Yoksa; bir harp başlangıcı veya harbin mil. letler sırtına yüklediği musibet. er karşısında varmı, yoğunu fe- da etmek, en fakirinin &n zengi, nine kadar ferâlerin mecburiyet duydukları bir hamiyet veşi olur. Böyle Nuri Demirağ bi, sırf memleke havacılığın m tarihinde oynayacağı roll edi rek bu uğurda verm ba; bir evlâda sahip hulunm: thar edebiliriz. Ve bu seyin miz ne kadar çok olu; gi- sevgisine ve ttir ki henüz çö- iessesen'1 . Yalnız şu w anları hissettirmey ışma, bir elaman ihtisası gö çarpacak Resim 3 kanat profilleri: kavemetlerini ayrı ayrı öleül hazırlayarak mevdana çıkaracak ufak atölyeciklerin gayretli Türk isçilerini tekniğe vakıf, makine. sine hâkim karşımızda görüyo” ruz,. Ve resim atölyesinden bas- layarak bir. tayyarein percir givisine kadar döğüldüğü, bası diği noktaya vara mağa yüz tutmuş, ça lanmış yolcu teyyaresinin yanı ba: mda duruyoruz Kanat ve motörleri hentiz “ takılmamıs ol masma rağmen tayyarenin tek satıhlı ve çift, motürl olda zannı doğmaktadır. Atü her işi inceleyen bi ayrı bir hayretle Bu atölyenli Avrupüdal yare fabrikalariyle ölçü; İasak bir mahiyet Miiinasımı da işare! ridir. Bazı ufak tef yecek bir mahiye tır. , Bundan sonra ai larla meydana getiri len müessesenin de Avr daki benzerlerinden, Siki, yapan benin hiç bir maddi katlanmasına lüzum in masraf Nuri De. , himmetiyle ödenmekte ve hevesli genelerden bir kısmı uçarak, bir kısmı da teknik yeti şerek, biribirlerinin yardımcısı ve tamamlayıcısı oluyorlar., Bu ha Nuri “Demirağ mekte. urdumuza ait bir Basisi., , Avrupa sivil tayyare klüpleri nin uçucu yetiştiren tarafları enz'n parasmın yarısını uçan. 3 devlet sermaye, ödedikleri halde bir şahsa ak hakkını vermekte uçmayanların da yardımcı yen olan yelişmesin- maktadır. Burada tek n unsuru birleştir er teker yapılan uçuşlar, le erzak atmek ve plâ. akrapasi hareketleri citten son harbinen ibi y rk yuvasında ehe! bulunması da i olmuştur. Nı T ağın büyük Galip Demirağın kumandasını &i üçlü be retmei j a borçlu k ordu bü ıyesindeki alehesi böle bir başarı acağına zaten inanmış. Mükemmel ve gençliğine Tağ. men bize bir çok muvaİfakıyetli sabular gösteren ve istikbal va. adeğen Nuri Demirağ okulunun ve hava statyomunun yapıcısını takdirle" anarken daha (ogeniş a başarıların memleket hesubına beklendiğini de işaret. liyerek, Türk gençliğinin minnet duyuzlarını #ekrarlamak isteriz»