; vü Neyir — he her gün beş ku. — Sürmen Neden oluyormuş mm varil yokluğun İri demiş bunu? , Mk oMlüncr İle perakendecinin a 4 Üni, doğru mu? ş ei terek ve > Fakat Anormal vaziyet yal. d Pe ağına deği ki. Her Dİ er el, sebze, Aysekndim f e anbul tarafında 18, Be. 4 > 30 kuruşa satılıyor, 15 kuruşa satılan üzüm 30, hele, mahalle ara. ““Yyar satıcılar bir fe İnsafsız ki bunlar, eyi, 30 . 40 kuruşa her şeyde pahalılık P gidiyor. Bence Ti seyyar esnafın lemek için sr tedbir. Yapa, mütemadiyen o kontrol » Va ; ya Bilhassa mahalle LAEDRİ ereriniz ie yaktınız. Yükselen n ih mahlara tatlı tatir bakı Kİ Bit Bu dumanların yok ğini düşünürseniz ya” Krm Bu dumanlar R Yapailir. mahkemesini iki bu. i Sen eden bir dava var â$İktme yedi yaşında bir iii. #nelik masrafı ne ola, tay ile uğraşıyordu. ki &ok tetkiklerden. h, Öteye milracatlardan Nik; 8 bu çocuğun se e, Milyon dolar masrafı : kabul etmiş ve dedesi, m Me senede bu kadar 4 ix Arılarak vasilisine ve- L (9 Tar vermiştir, j vin ismi Krıstofer a” Meşhur tütün kral My, torunudur. Bu zatm “e harbin başladığı Fb ye bütün dünyada. kul- kik m Cigara dumanından ÜMATES DE Mi LÜKS OLDU? $ © Bâzeteler yazdı oku. aralarında kontrollar yapmalı, Tarzan mm birden, 2— Kara kedi, 3 — SN? Milyonlar. Komedi. — Mürakahe komisyonu uğra. yor, toplanıp kararlar veriyor ya! oplanmak şüphesiz ki fay. | dah fakat siddet hareket, müte. madi kontrol da lâzım... Esnaf na, “il insafsızca hareket ediyorsa, on. lara karşı da öyle hareket etmeli, Pahalılık srarlı takiplerle, radi . kal tedbirlerle o halledilebilir, Mü, ewieleye çarşıdan, işportasılardan, seyyar sebzecilerden, mahalle ara. larında gıda maddeleri satanlardan başlamalıdır. Asıl, halkm canımı yakan bunlardır. Domates, pstir « can ve benzerleri de Av m gelmiyor ya! Topraklarımızda ye. tişiyor, Hem de bol bol, ihracat da yapmıyoruz, Temmuzda, donma. teş 30, 45 kurusa yenir mi?,, Buda mı Tiks oldu? — Anladık kısa kes, ne yapmalı da bunların önüne geçmeli? — Mürakabe komisyonu baska bir sistem bulup çalışmalı: Şiddet. Hi bir sistem, Ve mahalle aralarm. da günün her sastinde - kontrol... Böyle yapılmazsa, terkos suyunun bardağını 5 kuruşa içirirler bu kü. çuk muhtekirler vallah bize!., Yarap! devası yok mu bu Ületin! Dişçinin endişesi Şimdi dünyanın en çok korkak adamı kimdir diye sorulacak o, tursa tereddütsüz Lıverpol'da o- turan bir dişçidir. diye cevap vermek lâzımgelir. Fakat bu diş, «il bombardımanlardan. bir tay- yare bombası altında ölmekten korkuyor sansrvınız Odabü. tün İngilizler gibi cesur ve s0 Zukkanlıdır. Bu dişçiyi korkutan sebep bambaşkadır. . Disçinin. . hususi koleksiyonunda. . yeryüzünde bir eşi daha bulunmayan bir takım takma diş var bu dişin üç bin senelik evvel oluşudur. Üç bin sene evvel kimbilir hangi zengin altın damaklar üzerine bir takım diş yaptırmış. Dişçi elindeki bu güzel eseri bir sevgili gibi ihti, mamla muhafazaya çalışıyor. Gece gündüz yanından ayırmı yor. Hattâ bombardıman esna, smda sığmağa bil bersber götü rüyormuğ. Bevoğlu Halk Sineması Bugün 11 de akşam 830 da 1 — yamyamlar arasında, 25 Jar tarstmânn gürültülü bir tarzda hücum bizim Londrada orta şiddette dediğimiz hücumlardan birldir. faasma Wyik olduğu kıymeti vermez üslerinin gene bir hayli mesafe oldu. Yapılabilmesi hususunda Londraya anlaşıtmışter, si eş #kın Londraya yapılan ote Modelin annesi — Kızım basta onun yerina ben geldim. — Çek raktatiiriü — Tam o sırada depo haline koy - duğumuz eve İsabet oldu, Kısa biz zamanda alevler etrefı sardı, Biraz sonra da yandaki ev de ateş aldı, Norveçli bir kaç kişinin yar. drmıyle sövdürmeğe uğrastık ; camlar hararetin şiddetinden çat. layıp kirilıyordu, Fakat | İçindeki “şyayı kurtardık, Mevzii değiştirdikten sonra mü him bir vazife aldık, Fiyorun w, cundaki Norveçlilerin bırakıp git. tikleri istihkâmdan dörtbin kadar mitesiyöz mermisi alıp getirecek tik, Istihkâm çıplak kayanın üzerin deydi, Mütemadiyen sahilde dola, san İngiliz destroyerleri gözü ö , nünde, Kar elbiselerimiyi çelik miğ ferlerlerimizi giydik; silâsız o larak kızakla yola &oyduk, Demir yolu boyunca bin müşkülâtla iler ledik, Norveçlilerin terkettikleri istikâmr bulduk, Beton istikâm bir dev yumruğu yemişe benzi , yordu, İngiliz zırtılılarmdan birinin 88 Viği onu acıkir hir hale çevirmiş. Royterin muhab ri Moskovanın ilk bombardımanını anlalıyor ! Bombardıman Londraya yapılan Orta şiddette bir hücuma çok benziyordu Tehlike işareti veri- lince bir çok sesler işittim: ti. Bir yığm enkazdan ibaret kak : muşta, Dağ avcılarma mensüp bir Mancviyatınızı bozmayın imi eme (Mi heyecanlanmayın ! nerede buluduğuu sorduk, Nöbet si gizlendiği yeri terketmiyerek Osoten fiyorunun ucundaki deni, ze bakan kayalığı işaret etti, De, nizde dolaşan ve dürbünle kaya » ğı bütün çıplaklığı ile görebilen bir destroyer dolaşıyordu. Destro- yer cevgik dostumuz “Potemlkin” den başkası değil, Destroyerlerin mühimmatı pek bo) olacak, He, sapsiz mermi sarfediyor. Polonya harbinden mi tasarruf etmiş der - siniz, Sahilde hareket eden her - hangi bir hedefe 1? liklerle ates ediyor., On ikllik bir topla tek bir adam üzerine ateş etmek aptal - Uk! Bir atış yüezlli firaya patlar Makineli tüfek o kullanmadıklarna bakılırsa top sesleriyle bizi kor , kutmak istiyorlar, Korkacak adam buldular sanki; Fiyordaki deniz dümdüz ve sim. siyahtı. Karlar arasmdan kaya rak İlerliyoruz, Bereket beyaz ek Londra, 28 (A.A.) — Röyter ajan, sinin Moikovadaki husus muhabiri mister Aleksandr Vert bildiriyor: Moskova, tizerine yapılan dik &kn, bize, baz: farklarla sanki yeniden Londrada imişiz hissini vardi, Alman. Ve tâhripkâr olurak tavsif edilen bu Akin, Almanlarm Moskova müda. diklerini göstermektedir. Bu kısa ge, geler için Moskovaya en yakın Alman ğu ve Almanların hazırladığı yeni ü Guş anhalarının, geniş ölçüde akınlar Yapılan akınlar için © ellerinde buluban tayyare teydanlarmdaki izm. kizlara hizbatle çok mahdut olduğu Diğer kakımlardan Moskova üzeri, Her gün bir isim aolonya 4 İavn merareti 21 temmuz tarihli resmi tebliğinde Ren havzası * hava ohnlarında esas hedefi, Kolonya şehrinin teşkil etti. ği RA Ken nehrinin sol sahilinde 700009 nifaslı dt İN ey e ll v, bugün Kolonya sehrinin bir mahallesi halini almaştır. “İN Sn Mnanyadaki ana demizyollarının ve bu demiryollarile Ren nebe Re Misak noktasıdır. Paris » Berlin yahu ve Ken kıyılarında dol. 1 tagyiolları Kolamyadın gerer. Bu müstomn vaziyet yüzümden AR bakımından gayet mühim bir şehirdir. Almanyanın en müs birisi olan Kolonya fabrikalarınm yaptığı çeşit p (borselenler, ipekliler, makineler, Kolonya, kâğıt, kimyevi snd. ii ) dünyasm her tarıfıma gönderir. Kolonya aynı zamanda Ü- a, ektepleri, konservatuorlarite mühim bir kültür merkezidir, İNU a Umanyanın garp erpbesindeki müdafaasının ikinci onaalı hate Mayans, Kolbenç hattının yanmda kesilir. 1922 yılmda yapıl. liye kilisesi çehre tamamile hâkimdir. Kilisenin kulesi 1886 SN clup 140 metm yüksekliğindedir. 1048 yılmda yapıldığı NR May, g3 eski hiliselerinden birisi sayılan Sent Mari kilisesi Kolonya Are mdenr İN rem tmm gir orlaya da A. du 0 Ni Ücüret şehri olmuştur. Din mubarebelerel, ve Ameriküs ri ay iktisadi ehemmiyetini azalttı. Fakat Almanya impara., - “den seçicilerden yedisinin bu şehirde bulunması şehro si, vi vermiştir. Oa dokuzuncu asırda Kolonya eski iktisadi HN tekrar kazanmıştır. iy, Maanyanın sanat. tarihinde de mühim bir şehirdir. Mistik tes ik * eski Alman ressumları Kolonyada bir mektep tesis etmiş- 1 b, , Zamanında Kolenyair sanatkârlar gümüş işlerle ve maya, | Meshwrdular, On dördincü narrda Kolonyada yalnız mond öze, j enitiler moda old, 1378 tarihinde ölen Vilbelm fon Elerle ba y İP unutulmaz tistadıdır Kolonyada yetişen ressamlar serisini ân Lahner kapar. Bu zat flaman ressamların taklit ettiği ,, Dİr yenilik getirememiştir. a «m besinci asr zarf nda yaptığı fağfur ve porselen oşya ile dö DİE yürek kazamamıştar, kendilerine Jüzumundan fazla itimat ettiklerini göstermektedir. Bazı AL man tayyareleri şafak söktükten son ra dn faaliyetlerine devam etmişler, dir. Baraj ateşinin hiç arkası kesilme . diği için Sovyet gece avcı tayyarela, rinin Moskova Üzerinde düşmanla çar pışmadıkları zannedilmekte isa de Sov yet gündüz ve geoe avcı tayyareleri. nin akmın zatarını büyük O misbette ve milessir bir surette tahdit etmeğe muvaffak oldukları muhakkaktır, * Norveçlilerin bıraıp gittikleri istihkamdan dör bin kadar mermi alp getirmek vazifesile tavzif edilmiştik .. Aynı köprünün haziran başında alman rosnn biselerimize, Mühimmata nihayet kavuştuk; İki sandıktan İbaret, Sandıkları betonlarm arasından çıkararak kızağa yüklüyoruz, Av. det etmek üzereyken Potemkinin gölgesi Rombake fiyorundan gö, wiktü, Yere yapışırcasına hareket siz duruyor nefes bile slmiyoruz, Saate bakıyoruz. Desiroyer yarım saat sonra çekildi, Mühimmatı ka. yalıklar üzerinden aşırdık, Sandık. lar gok ağır Tepeye varmadan beş yüz metre uzunluğunda çıplak ka, yalarım üzerinden geçmek mec . buriyetindeyiz, Kızağm iplerine yapıştık, çekiyoruz, Destroyer bi. zi görecek mi? Ter yüzümüzden ırmak gibi akıyor. Soscye az kal - dı. Bir saatlik geyretlen sonra ni. hayet tepeye varabildik, Karşı - mıza çıkan subaylardan biri des troyerin Rombuke fiyorunda olup olmadığını soruyor. “Evet bir sa. atten beri” diye cevap verdik, “Hayır, hayır, ötekini denize uza- nan çıplak kayanm ucundaki des- troyeri kastetmek Istiyorum” de. di, Arkamıza bakıyoruz. Talihi . mizden utandık, Bayırm solunda iki ev var, Evler, destroyerle ara miza girerek görünmemize mani olmuştu, Beş yüz metrelik çıplak sahayı zeçerken hiç bir şeyin bi- zi kurlarmasma imkân yokken evler sayesinde öteki destroyerler tarafından görülmedik. KARLAR ARASINDA ON SEKİZ SAAT Aradan bir hafta duha geçti, Kara topcusu bombardımanları , na da uğradık, Ba satırları par | Tak bir sema ve ısıldayan bir gü. meş altında yazıyorum, Rin metre irtifamda, düşmanm top nteşini tanzim etmek için ucan bir İngi- liz tayayresi üzerimizde daireler çiziyor, Yanımda iki arkadaş uyu. yor; nöbetçi dürbünle şelaleler dolu karşı dağları gözlüyor İngi, liz, Beis fiyorunda ki ahsap evleri” ağır bir taş altına aldı, Bazıları yanıyor, Mevzimizi bir daha değis tirmiştik ve bu değiştirme büyük müşkülâtlar arasında başarılmış tı, Kayukçılardan ibaret müsa deme kuvvetlerimiz karşı dağla . rm arkasmda düşman (faaliyetini görmüştü, Bels fiyorundaki ufa, cık ahşap evler hâlâ yanıyor, A tılan mermilerin parçalarını ikj ki- si zor kaldırıyor; İngilizler 40,8 caplık toplar kullanıyorlar, Böyle toplarla ahsap evler değil çelik istihkâmlar döğülür, (Devami var) Cüzzamlılar adası Tahiti hem bir cennet, hem bir hastalık yatağıdır Tahiti dünyalar cenneti, dans ve âşık memleketi, f Sulh zamanmda bir çok Avruap lınm balaylarını geçirmek için koş” tukları aşk adası... Cenup hararelinin kanlarmı tu. urduğ'ı güzel vücutlu kıvrak muntazam bâcaklı yerli kız ların palmiyeler altında 1r$ mâna gözlerini süzörek dans ettikleri dünya cenneti, Ea sicak aşkların yaşandığı, yer M musikinin oynatısı havasma ka. pılarak durmadan dansedilen mem” leket.., Tahiti adası dünyalar cenneti, mdns ve aşk memleketi, Bu dıştan görünüşü, Binbir zevk ümidile koşulan bu memleket dün. yanm en zevalir insanlarmı göğsün de saklar. Tahiti yalnızca aşk &. dası mıdır? Hayır, burada en çok ıztırap çeken, cemiyet içinden atıl. miş mahlökler yaşıyor... Hemde cemiyet içine bir daha girmiye viç hakkı kalmıyan zavallı insarlar.. Bunlar Tabili de yaşıyan cüzzam- ar,,,. Tahitinin limanı küçük Pepete körfezinden içeriye giden bir yol. dedir. Dar ve karanlık bir yol, San ki götürdüğü felâketzedelerin ha- yatile kararmış gibi, Bu yolun 80. nuna doğrü açılan bir vadide, por- takal ağaçları ve palmleyler ara. sina sıkışmış küçük çiçekli ve gü- ezl bir kasaba,. Sanki ve güler yüzlü bir kasaba: Bu, sanki işinde mesut insanlar yaşıyormuş gibi? Fakat hayır, burada yaştyanlar mesut değil, dünyadan, cemiyotica kovulmuş insanlar bunlar, bu kü, çük kasaba cüzzamlılar kasabası. Bu kassbays giren küçük bir levha derhal nazarı dikkate çarpar ve burada Yaşıyanlarm mahiyetini anlafır,.. 'To Aroho: Merhamet. Evet cüz- zamlılara merhamet gerel Bu kasabaya girerken küçük bir yulübe ve bahçesi var. Kuvveti yet tiği kadar bu bahçeyi ekip biçiyor ve bu küçük kulübede bedbaht günlerini dolduruyorlar, Metylen ile maddlleşmiş olan bu Insanlar bahçe ve çiçeklerin oytamaktan zevk duyuyorlar, Burada hemen her milletten cüz zamlılar var, Çinlilerin çaylarmı Pişirmekle meşgul oldukları görü” rülür, Tahitililer ise büyük bir sev Bile düğün horozlarını ok$arlar. Burada yaşıyan zavullları teda” vi için doktorlar da var, Onlar da bunların arasında yaşarlar, hem de dört sene için meeburi hizmet gö. rürler. Doktorların vazifeleri has, taların dereeelerini almak, yarala- rini tetkik ve gıdaları kontrol et. mek,. Fakat bu zavallı insanlar doktorlarile eğlenirler. Çünkü, dü, gar oldukları bu felâketin nesii geğ” mez, amansız bir dert olduğunu bi- Jirler, Bu cüssamlılar kasabasında bir çök hastalar evlenmişlerdir. Bir çokları da birlikte yaşarlar, Hattâ bazılarının çocukları bile olmakta, dır. Bu kasabada yaşanan bir aşk macerası bütün adayı alâkadar ei- miş fakat artık anormal bir hale girmiş olun hastaları bir hayli gül, dürmlştür, Vaka şudur: Vaite isminde Tahitili güze! bir kız evlenmiş, bir müddet sonra ko, casının -cüzzamir olduğu meydana gılrmiştır. Bunun üzerine hastanız derhal Orolaraynı (cüzzamlılar ka- sahasına) gitmesi icap etmiştir. (Lülfon sayfayı çeviriniz)