Sen yarın gi Kema, ünbürtüyü seyret, MÜZ az aa in he. “üpkeyi a ü ki içine Ve ma düştü endine hele dur. : #tmeden anlamalıyım,. düşündü, Ve derhal usta Arşt, kurnazlığiş; e muhata, iriven yet hududu içeri, © be Besim gu k vt a Yolunu ban de öğ Cağ inde bir sürü yik var. çiriş Dert cok. Gördün ya halde, rai #rkadaşım olduğun im bile tamıyamadım. mann bu İstekli ve âsından pek Maş pex mem Gi eştir. Tabakasından bir > in ?arak: li Kemaleiğm dedi. Ve iy, #eslendi; * Böndep? Nİ key ağ #elip mezeler tazelen. al ki Pi Di Kendilerini etraftan İğ, hin dinle Me ear, inlemedi esi Tl £-irdikten sonra #ğ olara, İn Çenesi altına s0- MuşmaZı başladı. m; ben şimdi Ar. i maiyetinde çalı. 5 #tarbulda çalışan ku. #ciler var, Buradan A- “ephane ve zabit kaçı. SİYük bir merakla Be. Ordu. Onu daha çok Sa Bevketmiş olmak : inle. Se inene. yo Yen ekete getirmeğe sa: Sih, Benüz boşalan kadeh Yerüy, “MİR kendisi dolduru < nm n Rüya küyvayı şi «alin kuvvayı milliye, Kana, rum Onların nerede va # Yaptıklarını öğreni. e, pera Bİdip İngilizlere ve um, “Stİkyana) haber veri, er. verdiğim; haber irem bana gine göre Parsl veriyo : . a a DI veriyorlar Bila aNda kurşun yemiş B 1. ği mektepte bir sıruda Mam gi, İrkadani Ma Mind ie. ettiği bu ona büyük bir ifti. yatını anlatıyor. ikti. Dişlerini zerine atılmak ve ür, Wbutan bu şerefsiz İİ 58 ony, e veyahut hiç ol. ti, O Yüzüne tükürerek. yy al Hp iğ adam diye #ekarki, vicdanını bey aynı kıskanç. fırsatını ka- $ taz, SER, önünde duran in bile vuramaz, de. ye söyl, kendi aleyhinde tü edi iğini uzaktan ai ve için için ep sn avda bir çok eğ- 9, üşünürdü. i cine, gari da dolaşan Börünce, nziyen kara kuş ie iz m üç kişiye, dalında duran ka- N ter, , Ol kim vurabilir? Süer üçü de yayları. | Yazan: MAHMUT ATTİLA AYKUT çok garip üç, beş kuruşa satmış bu sarhoş ve sefil insanı bu sözlerle yola götirmiş olacak mıydı? Hele bulundukları yer o kadar | — gayri müssitti ki; ufak bir hare ket ve hamle onu varınki'mühim işlerinden ve kafasmda yaşayan her şeyden evet her şeyden: mahrum bırakabilirdi İ Susmak. Tahammki etmek ve bu serseri dejenere arkadaştan daha pok çok şeyler öğrenmek lâzımdı. Kimbilir belki Refik be. yi ve arkadaşlarını ele veren | alçaklardan 'biri de bu idi. Besim; Kemalin yalancı teş, vik ve alâkalarmdan büsbütün cogmuştu. Yarın sabahleyin İneboluya kalkacak (Ümt) vapurunda A-| nadoluya kaçırılan bir parti $i- lâh var. Onları bugün haber ver. dim. Yarın sabah o enselenecek ler, Ve ikiyüz papel de cebe g” | recek. Ha... Nasıl kolay bir kszanc, usulü değil mi bu Kemalciğim? Ne oldu. Sanki hizmet ettik de ne kazandık ki? Seksen yerden ko, ğulduk. Açlıktan imanımız gev- | redi. Hem ben sana söyliyeyim | mi? Bu Anadolu davası da si. | foz.. Kiminle harbedeceğiz be. | Yazık bu millete Varsın efendi. | miz İngiliz olsun. Fransız olsun. Biz yaşıyor muyuz? Sen öna bak... Ha, Öyle değil mi; Kemalei- ğim? tesene: — Yarm hangi vapur kalkı, yor dedin Besim? — Şeybe. Has (Ümit) va, Pür — Niçin bu akşam Vapuru basmıyorlar da yarma birakı- yorlar. -—— Daha vapura gizliden çizli. ; ye silâh yükleniyor v Yarın sabah va Kızkulesi 6. nünde ilk kontrolde yahut Ka vaklarda ikinci kontrolde hesa. | bın görürler Kemal saatini çıkarttı Vakit “henüz erkerdi. — Ne o anam. Dostluğun bu kadar mı? Ne diye saatini çıka, tır. çikarır bakarsın » Kemal büyük bir cebrinefisle iğrendiği bu arkadasının yüzüne nefretle bakarak güldü: — İsim var demiştim ya Be sim, Sen istersen duramıyacağım diverek sür'ati verinden kalktı. Besimin Kendi. sine uzattığı eli görmemezliğe gelerek sıkmadi. Tezgâhm üzeri. ne bir lira atarak kapıdan fr ladı. | faza e otur ben (Devamı var) Karakuş kaçtı.. Vurulmadı, Biraz sonra bir başka da la konan bir diğer karakuşa da ikinci nişancı okunu attı. Karakuş hafifçe kanadın » dan yaralanmış olacak ki, daldan silkindi... fakat yere düşmeden uçlu. Hasılı üçüncü nişancı da attı.. gene vuramadı. Yıldırım yayını gerdi: — Siz nişan alamıyorsu » nuz! Diyerek, okunu bir başka ağacın üstünde duran kar»- kuşa savurdu. , Karakuş yaralandı... Ve birdenbire düştü. Yıldırım burada mahareti. »i ve nişancılığını göster - mişti, Şimdi, deneme sırası Rüsteme gelmişti. Yıldırım, yere düşen yara- | omistaz © MERAKLI! gg yy gg EYLER yy Avustralyada hayvanlar var Avustralya, garip garip hay. anlarla dolu bir memlekettir: Yavrularını karnındaki ceple. rine sokup taşıyan Kanguru ora. da yaşar, ördek başlı, memeli bir hayvan olan hem karada, hem denizde, yaşayan Ornitomk ora. da bulunur... | ım garip hayvan. bir tanesi dahâ | vardir. “Kazoar” ismi verilen bu l kuş baykuşa benzer ama; daha güzel ve sevimlidir. Hattâ, elini. 20 alıp oksamaktan korkmıyaca. ğiniz kadar yakın bir hayvandır. Fakat, elinize aldığınız zaman bâyret edeceksiniz: “Bu, kus mu, yoksa kedi, köpek veya tav. san gİbi bir hayvan mı,. diyecek. | siniz. Hakikaten, Kazoarın tüyleri kuş tüyünden ziyade, kedi, kö pek. gidi hayvanların tüyüne benzer , Avustralyadaki garip hayvan” lardan biri de “Koala” dır. B”. küçük çocuklarm oynadı. ZI oyuncak ayılara benzer: Tıp. kı bir ayışı andırır. yalnız & yının ufağı... Bu çok sevimli bir hayvandır. İnsana da yakındır. Hattâ, alıp evlerde kedi, kösk gibi beslene. bilir. Yalnız, bugün Avustral Yada bu hayvanın cinsi pek azal, muştır. Avcılar ve seyyahlar tek tük rasigeliyorlar. Garip bir hayvan daha ister i halle, Avustralyaya gittiğiniz zaman karşınıza (Üç metre boyunda bir yılan çıkarsa korkmaym. Günkü, sizin yılan zannettiğiniz bu mahlük Solu. candan başka bir şey değildir. Bizim bahçelerimizde gördü. Zümüz solucan gibi, insana pek zararı olmayan bu hayvan bir ip gibi uzundur. Üç metre boyunda. ki bu solucan, ne de olsa insana bir korku verir. değil mi? Bereket (versin, bü heyvana da çok wk rastgelinmez, Çünkü, | daima toprağın içinde yaşar. Toprağın altmda, vücuduyla aç. tığı uzun boru gibi yollardan gi- rer, çıkar. Esasen, toprağın üze. rine çikarta pek yaşamaz: Çün kü, ıslak yerleri sever. albuki Avustralya öyle pek | sık yağmur yağan bir yer değil dir . Bunun için, üç metre boyunda. ki Avustralya solucanı ancak wliak havalarda toprağın üzerine .çıkar, Yazan: -7 İr kuşu aldıktan sonra, Rüs. teme döndü: — Haydi, sen de bakalım kendini! — Başüstüne şevketlim! Diyen Rüstem hemen ya. yını gerdi ve havada uçan bir karakuşa nişan aldı. Vezir Ahmet paşa kendini tutamadı: — Oğul, öteki nişancılar, dal üstünde duran kuşu vu. ramadılar. Sen uçana nişan alıyorsun.. çıldırdın mı? Diye söylendi. Yıldırım da hayretini izhar ederek: gösler | banesinin gz KISKANILMAK iHTIYAGI rtev Malh mütevazi ticaret direktörlük çodasmda daktilo makinesile mektup yazar. çocuk kapıyı vurup sevap beklemeksizin içeri girerek ken bhsdeme haber verdi? — Hâdi isminde bir misafiriniz İ geldi, Amucazadenizmiş, İçeri ala i vam m? İstanbulun sayılı zenginlerinden biri olan Hüdi mütevazı akrabası ilk defa olarak ticarethanesinde | riyarete geliyordu. Bu sebeple Per tev Malı büyük bir hayret içinde: — Tahii, isbil, dedi. Buyursun. Hâdi içeri girdi. İki kardeş ©, cuğu srasmda, yaşlarının bir olma, sından buska hiç bir benzeyiş nok tası yoktu, Hâdi çok şık giyinmir, serbest tavırlı, Portevse silik gö rünüşlü, temiz, fakat çok sâde gi. yinmişti, Pertev konustu: — Seni gördüğüme pek mem- nun oldum Hâği, Ru ziyaretine... Misafi rinin hâkim olmıya çalış, tığı bülyük bir heyecan içinde oldu” Eunu farkederek durakladı, Müdi: — Fakat bu s#iyaretimin she, bini anlıyamadın değil mi? Çünkü sana ihtiyacım var Pertev... Evet, biliyorum, sana karsı lâsımgeldiği kadar yakınlık göstermedim, seni oldukça #hmal ettim, aliece birbi: rimizi smcak nadiren görebiliyoruz, Fakat bu tamamile benim hatam, dan değil, ayni muhitte yaşamıyo” ruz, Sözümü kesme, dinle... Bütün bunlar Senin kıymetin; takdir et, meme mâni teşkil etmez. Sen paw melu, ve dürüst, itimat edebilece, ğim yegâne adamam, Sana bazı evrak, hususi mektup” lar vesaire tesilm edeceğim, Bun, “ları küçük bir çanta içerisinde ge tirdim, dısarda duruyor. Bundan eski kafalı adaınlardan değiliz ams gene erkeğiz ve serelimiri koru. masını biliriz! Sustu, Prr'ev beyecanla: — Ne yapmak fikrindesin? İyi düsün Hâdi, pişman olma,.. Muhatabi onu dinlemek bile is temedi ; — Allaha ısmarladık, Ne yapti, ğrmi yukında öğrenirsin, Pertevin kalmadan dışarı çıktı. Pertev, Hâdinin birsktığ: çanta” yı kasaya koydu ve ticarethane kapandığı zaman, havadisi karısına habar vermek İçin alelücele evi, yaptığına sonradan müdahalesine (vakit nin yolunu tuttu, Pertevin karısı Ayse, küçük, mütevaşı ve şirin apartımanmda kocasını beklemekte idi, Ayşe de miltevazi ve şirindi, Kokulu saçlı, yüzü makyajsız, nazik, hiç nazarı" dikkati celbetmiyen bir kadındı ve o, mahcup olduğu Için zsten böyle istiyordu, Kocası telâşla içeri girip: — Ayşeciğim Korkunç bir şey isittim, Amucazadem Hâdiyi karısı aldatıyormus! Deyince kulaklarına inanamadı, — Ne diyorsun? diye söylendi. Nereden biliyorsun — Hâdi heri ziyaret etti, Ben. den... Pertev o günkü hâdizeyi uzun uzadıya anlattı, Karı koca çok he- yocanlı idiler, Hâdi, ailenin hay. ranlrkla bakılan mühim ve zengin şahsiyeti idi, Kermi Seher güzel- Tiğ, şıklığı İle marüftu, Pertev ve karı Hâdilere davet edildikleri zaman , bu pok sik veki olmazdi - yaşadıkları dünya ie hiçbir #lâkası olmıyan başka bir dünyays girmiş gibi olurlardı, Fakat ne Pertev, ne de Ayse.en ufak bir kıskançlık his- başka buzu işlerimin tesviyesi için, si duymazlariı, Onlar kendi bayat. talimat da vermek istiyorum, Ka, bul ediyor muzun? Pertev, tehalükle cevap verdi: — Tabii Hâdi., Fakat buna niçin Wzum gördün? Neden korkuyor. sun? Hâdi net acı gülümsedi: — Bön mi? Şahsen hiç birş den korkmuyorum, — O halde?,.. Bana herşeyi an, istabilirsin sanırım, — Evet. Anlatmam daha İyi... Karımın, Galibenin beni aldattığını öğrendim, Kati delillerim var, Bu. na İnsnamıyorsun değil mi? Ken- disini kat'iyen ihmal etmediğim para icinde yüzdürdüğüm, elinde fırsat olduğu balde sadik kaldığım Galibenin bir âşık; ver! Hemde kim? Hiç bir mevkii, serveti, tah- sil ve bilgisi, hattâ zekâsı olmıyan bir züppe! Sen onu tanımazsın. Benim gibi bir adamın öyle bir kukla tarafından aldatılması kar. i şisinda duyncağı nefretin derece ! sini tasavvur edemezsin, Fakat İ ben yapacağımı biliyorum, Evet İskender F. SERTELLİ 8 - — Bırakın atsın, dedi, gök yüzü engindir... bir okla de- linmez. Rüstem Allaha sığınarak vaymı boşalttı. Yaydan kurtulan ok, hava- da uçan karakuşun kanadına plandı ve yaralı kuş kamlar inde yıldırımın tam önüne düştü, Padişah birdenbire şaşala. dı. Vezir Ahmet paşaya döndü: — Buna nişancılık demez. ler. Bu, bir tesadüftür. larmdan merihundülar. Hidiler lüks bir saadet, kendi, leri ise mütevazi ve sâkin bir sa” adet içinde idiler, Binaenaleyh ha. yatlarmdan hiç bir şikâyetleri yoktu, Karı Koca o akşam hep aya hi, diseyi konuştular. Ertesi günl ise gazetelerden bir evvelki vakayı öğrenince Obu alâkaları da» ha fazlalaştı, Gazeteler kanlı ne. tee vermiyen bir aile facisindau uzun uzadıya bahaediyorlardı, Hö, di » ihtimal Pertevin yanından 8Y. rlir ayrılmaz . Beyoğlunda bir « yartımana gitmiş, karımı orada âşığın “gaseoniyer, inde âşığile beraber yakalamıştı. Rovelverlle ateş etmiş, iki kurşun isabet etme- miş, üçüncü kursunda ise rovelver i ateş almamıştı, İki âşık hemen hemen yarı çip. isk bir halde dısarı firlamışlar, komşular yetişmişler, Hâdi çağır lan bir polis tarafından karakola götürülmüş, büyük bir rezalet o muştu, Dedi. Fakat,nede olsa Rüstem kendini göstermişti. Nişancılıkta mahir deli . kanlı hünkârın bu sözünü du yunca: — Ferman buyrulursa, bir daha atayım?!... Demekten çekinmedi. Pa. dişah: F — Havada uçan karakuş - lar çoğaldı. Haydi bir ok daha at bakalım, Eğe: bu se- fer de uçan kuşu vurup yere düşürürsen sana “nişancı, diyeceğim. Dedi. Rüstem tekrar yayt. nı gerdi. — Allahın, sen beni düş- manlarımın yanında mahcup etme, Diye yalvararak okunu bi- raktı. Rüstemin nişan aldığı kuş bu sefer tam karnından ya- “alanmıştı. NAKLEDEN MELEKZAT KARDEŞ bu: hâdineye bulunduk” cektiler ve Aralarında bir Pertev ve kar atan da olsa arı için GpEy rahatsiz oldular daha bu hüdiseden bahsetmediler, Nihayet zamanla bu hâdise de unutuldü. t Ayse unutmadı. Bu uru m ilk tezahürü vö- rüne makyaj wülar ve dudak” arina ruj'k sya başlaması ıldu, Kendi kendine “Pertev aca ba ne diyecek?, dive heyecani: soruyodu, Lâkin Pertev hiçbir şey farketmemiş gibi idi ve hiç birşey söylemedi : Bir müddet sonru Ayşenin saç, renk değiştirdi. kizile yakın #arışın oldu, Kirpikleri kıvrıldı ve uzadı, Pe iç birsey far ketmemiş dart Az sonra Ayşe yeni bir rop yap. tırdı, Bu rob da eskileri gibi sâde İdi, fakat vücudünü iyice sararak sadamını ve ön tarıfı bir hayla, 1k olduğu için de göğsün yukarı kısmını meydana çıkartyordü, Genç, kadın ayni zamanda cazip bir koku kullanmıya başladı. Lâkin butular da Pertev üzerinde bir tesir yap- mışa benzemedi, Bunus üzerine Ayse sinirlendi ve daha kuvvetli bir vasıtaya mü. racaate kafar verdi, Soğuk hir mart akşamı mağaza mağaza do, aştı, Altı buçuk matinssine sing” maya gitti ve ancak gece saat do. kuzda eve döndü. Korkunundan &z kaldı bayilıyor.. du.Fvde kendisin! kargılıy-” sanki | kocanı deği, kıskançlık ve ülddet- ten değişip bambaşka olmuş bir Pertevdi, Kocası onun üzerine atıl dı, omuzlarından tutup bütün kuv. vetile sarsarak haykırdı: — Nereden geliyorsun? Söyle! Bir zamandır sendeki di liği farketmedim mi sanıyorsun? Sen de Seher kaltağını taklide mü baş- ladın yoksa ?., Dikkat et, ben Hâdi gibi beceriksizlik etmem, intikamı" Ayse hıçkırıklar arasında keke” tedi mir, —Heyır Portevciğim! Hayır Bırak ta anistayım si Ağlıyordu, yüzünün göz yaslarile garip bir hal almıştı. O. © muzu fena halde acıyordu. Fakat y o, bütün bunlara rağmen memnim ve mesutlu: Onu da kocası kıska- niyordu, demek o da şiddetli bir aşkla sevllmekte idi. Nukledön:: Melekzat Kardeş i ğ Çi Halid Ziya Konuralp *KİSCİ CERKAMI DÖÇENTİ “oyağtu Uetiklâ gerim meşe sağa Doktor Hıfzı Bakım Dahiliye onötekasası ; Taksim: Talimhane i Güngör Ap Hergun öğleden sonra ik Kuş yere düşer düşmez, Yıldırım kuşun yarasma tu: ğ — İşte, nişancılık buna derler. Tam göğsünden vu - rulmuş. Yıldırım o gün Rüstemi çok sevmiş ve bir hatıra ol- mak üzere, göğsünden kıy» metli bir zeberced kopararak bu mabir delikanlıyı herke . singözü önünde taltif etmiş - Rüstem, padişaha veşek e-Siğ kür ederek geriye çekilrsek ediği balde, Yıldırım Rüs- temle konuşuvor, ve onu ya - ondan ayırmıyordu. Bu, kolay bir is değildi. Nisancılarım hiçbiri bu mu- vaffakiveti gösterememişti. Rüstem bu imtihanda, bü- yük ve cetin bir kale fethet. mis kadar seviniyordu. (Devamı var)