4 e LEMMUZ — 1941 Sergilerin fayda ve faziletleri Açılan her sergiyi gilip gördük, ge, şaşkınlığımz, (o hayranlığımız artıyor ve kendi kendimize; “Mem lekette neler yapılıyor da bilmiyor api Ve haklı bir gu, rurla, ikarrmız kabarıyı siniyoruz. VE İstihsal deal tanıtmanın yaymanm yetiştirmek, yapmak meydana Ketirmek kadar a yeti vardır. Propaganda, reklâm her şeyde miihim rol almış hayat, siyaset ve ekonomik düstarlar. dandır, Mer sahada, propaganda, en büyük muvaffakıyet ümilidir, Nosriyat, ilin, kadar, hattâ onlar, dan dahu ziyade . bilhassa ekono. mik islerde . sergilerin rolleri ve tesrlleri vardır. Sergilerin fayda. ve faziletlerin. den ve muhakkak; ki en ehemmi - yetli bir safhası da şudur: İç pa. #arlarımızm inkişafını hazırlama, “1, önder olmayı, memleket istih , sali, yalnız, dışarı mal çıkarmakla Yalnız bu noktayı hedef olarak ele #linakla yapılmaz, İstihsakıtımızı ihraç etmeden, hariçle müşteri bulmadan iç pazarlarmızda talip bulmalı, tamtmaya ve satmaya ça- Uşmalı ker gün daha artan ve ya, Yılan bir revaen mazhar kılmak i, sin azami bir'şekliğe çalışmalıdır. Bir memlekette ekonomik taazzu. vün en başta gelen mesnetlerin - den ve temellerinden biri, hattâ #irincisi sudur: İç pazarlarının in, kiyafı, Bu İnkişalları hazırlıyacak wn , surlar arasında gelen sergilerin Goğulmasma, yalnız bu iki yurt köşesinde değil, Oumhuriyet hu , dutlarınm kucakladığı bütün vatan Parçalarında açılamsınma çalışalım. Tâ vakti gelmeyince umur eylemez Sergi işlerine verilen müitezayit ehemmiyet. tamamen yerine mas, Fuftur. Fuarda, İstanbulda açıla. sak sergide istihsal maddelerimiz teşhir olunacağı gibi, sergiye işti. râk edecek yabancı memleketlerin Malları da mevki alacaktır. Memleketimizde kurulmalarma her gün artan bir ehemmiyet ve kıymet verilen sergilerin U zayesi yurtta çıkan ve yapılan maddeleri mümkün olduğu kadar çok insana tanıtmak, onları yurdun içinde ve dış memleketlerde o yayımmı ve müşteri bulmasını, rovağ kazan, masını temin etmektir. İstihsal maddeleri O meydana konulup, sergilerde teshir edilme, dikçe, gözönüne konulmadıkça faz. İs yayılmak ve tanmmak bakımın. dan bir mazhariyete ulnsamar, Sergilerin ba cepheden çok büyük faydaları vardır, Ve istihsal mad. delerini başka memleketlere, bas, ka milletlere fanıtmak hususun , da sergiler en müessir çareler, dendir. Hatiğ, bu çarelerin en bu, yında gelenlerdendir. Sergilerin feziletleri yalnız ban, lardan ibaret değildir; ayrıca muh. telif sanat Şubelerinde yapılan Yenilikleri görmek ve bilmek ih, tiyacmda Dolan mutavassıtlarla müstehlikler de sergilere çok e. hemmiyet vererek onları görmeğe koşarlar, sergilere gidip de, are, dan istifade etmiyen, yeni bir sey görüp öğrenmiyen ve bu ziyaretin. den boş dönöcn hiçbir inan, hiç bir müstahsil yoktur, er yi e 4 ARR İngiliz tayyareleri 1:2. piyes y Panbardman Berürelilimleis en dördü bu hareketlerden dönü Almanya . * Londra, 8 (A, A.) — İngiliz üzerinde hava nezareti tarafından DAEŞ bo akşamı neşredilen tebliğ: İngiliz avcı teyyareleririden mi Tekkep aye: filoları şimsli Fran » sa üzerinde taarruzi 2 bareket Yapmışlar ve Ji düşman avcı tay, yaresi düşürmüşlerdir. 6 avcı tay. Yarömiz üslerine dönmemişlerdir, Harekâta, istirak eden bombarâı - mel tâyyarelerimiz Saint Omer ru, kasında demiryolu hedefle - * hücum etmişlerdir. Bir bom. ma tayyaremiz üssüne dön. Seri tir. Bugün yalnız bir Alman Yöresi İngiltere üzerinde uç baskınlar yapıyor Il Alman tayyaresi düşürüldü Londra, 3 (A, A.) — Röyler ajansınm öğrendiğine göre dün gece İngiliz bombardıman tayy3. Felörj tarafından Almanya üzerine yapılan. taarruzlarda Bremen, Ko- muş ve lonya ve Duisburg başlıca hedef. nuoli gpu 41 öğleden sonra Cor. eri teşk çilelerdir. Bremen partalanı erine karaya düşerek Bir Deli Kızın Hatıra Defteri — Bir genç kızı timarhaneye düşüeyn, ve acıklı bir as” macerası mama & Yazan: İskender P. SERTELLİ esrarengiz Bümiğ Ve OMMFAnSIZ EPYEN günlerin. acıklı huyatmın en mahrem v6 ca, T, Türsayiz safhalarını maal anlattı? nmış bir aile kızı olan Le: inden bile gi > ylânm, ailesinden gizle. Re mahrem hatira defterini Kariletimiz bu sü me. ve heyecanla okuyacaklardır. YAKINDA En Son Dakika -<(sAZETECINIDE a ABİLR — Akşam pusüss FRANSA HARBiNi FİLME nı haline gelmişti. Dikkat edince sol tarafta deniz gözüküyordu. Şehrin &ağ tarafındaki petrol de, posundan çıkan alevler iki yüz metre yüksekliğe çıkıyordu. Su. baylarm (o kullandıkları o topçu Gürbünü ile her şeyi teferruatiy, le görebildik. Şehrin diğer ma hallerinde de yangınlar çıkmıştı. Galais'ye daha çok yaklaşarık bunları fikme tesbit etmeğe ka, rar verdik . Yollardan dikkatle ilerliyor. duk. Yolumuz. Galais limanma giden bir kanalı takip ediyordu. Kanalın karşı tarafı korkunç bir şekle girmişti; işte limana yana, şan gemilerin yükünü vaktiyle boşaltmağa yarayan vinçlerin a cıklı hali, Arkalarındaki antrepo ve gümrük binaları ise harabe, den ibaret; evler yanmış, her bi. nadan duman çıkıyor. Hayat na, mma bir şey kalmamış. Anlaşı. lan, Fransızlar geceleyin o mm, takayı (boşaltmış; Alman piyade. sine gelinceoralarmı çoktan ta, rayarek ilerlemişti. Sol taraftaki yüksekte terke dilmiş bir istihkm var. Yol üze, rindeki ağaçlardan bir tanesinde İngiliz armalarını miişahede et. tik, Yaklaştığımız zaman bunun düşürülmüş bir İngiliz tayyaresi olduğunu gördük, İngiliz pilotla, rının cesedleri enkaz" arasmda sallanıyordu. Şose, sağ tarafta bir köprü üzerinden sehrin Kman lesinin ortasma girdik, Mahalle müthiş bir gekilde yanıyordu. Hava, yakicı bir dumanla dol. muştu, öyleki gözlerimiz kısa bir zaman zarfında yaşla doldu. Kız, gm kül yığmları arasmda ilerle. meğe uğraştık. Tüfek ve taban, calarımı âtese hazır bir vaziyet. tevdi. Elli metre ancak yürü, müştük ki, (otomobilleri yangı. nm şiddeti yüzünden geride bi. rakmak mecburiyetinde kalmış. tık) yüzleri dumandan kararmış yedi Fransız askerinin bize doğ. ru ilerlediklerini gördük. Silâhla. rmı yere atarak teslim oldular. Esirler, en yakm esir karargâhı, na göndermek üzere maiyetim. deki en genç askere havele ettim. Gururuma diyecek yoktu! Bilâhare, şehrin içerilerine doğru girmeğe çalıştık, Fakat gözlerimiz dumanm kesafetin. den hiç bir şey görmüyordu. Ö. nümüzde uzanan caddeler alev ve duman içindeydi, İlerlemek imkân haricindeydi. Cehennem. den beter olan bu limanm reşim. lerini çekmekle iktifa ettik. ve Boulogne'e döndük. “FANTOMA” GEMİSİ Ertesi gün, erkenden, tekrar Galais'ye gittik. Sisli bir sabah, tr. Bir sürü tepeciklerin arasında, | ve sahil: boyunca ilerlediği halde | denize nezareti olmayan bir yol. dan gidiyorduk, Sahil yolunun bir dönemecine geldiğimiz za. man denizde bir gemi göründü. Gemi karaya oturmuş olduğu halde yana yatmamış, amudi © larak duruyordu Met ve Cezir hâdisesinin her gün vuku buldu. ğu bu sahilde deniz şimdi kile metrelerce çekilmişti. . Nemli kumların üzerinden gemiye müm kün olduğu kadar yaklaştık; da. ha fazla ileriye gidemeyince İn, dik ve yaya olarak geminin ye. na. geldik. Geminin teknesi ö, —— NASIL ÇEKTİM Yazan : Dr. Hans Henkel Galajs (Kale) limanı taş yığı. ' geminin küpeştesinden uzun ha: latlar sarkıyordu. Biraz uğraştık” tansonra güverteye çıktık ve film çekmek için faaliyete geç- tik. Gemir ağır bir tayyare bom, basiyle tahrip edilmişti, Bacanın bir tanesi, infilâkm şiddetinden uçmuşlu; geminin içi kibrit çöp, leri gibi biribirine girmişti. Çelik levhalar mukavva gibi kıvrılmış. tı. Velhasıl bir yıgın yanmış tah ta ve kerestelerden ibaretti, Ke, reste yığınları arasında yarı eri- miş demir parçaları vardı. Sağ. lam olarak geminin kıçındaki top kalmıştı. Kumanda köprüsünde kapla. nın kömür haline gelmiş cesediy- le karşılaştık. Enkaz yığınından ibaret olan kamarasınm civarın, da da karısı ve çocuklarının yan, mış cesetleri vardı. Hava tazyi. kiyle etrafa dağılmış olacaklar. dı. Gemi mimettebatından ve as- kerlerden bir çoğu kömür halin, deydiler. Diğerleri kendilerini denize almak suretiyle kurtar. mış olacaklardı. Geminin üzerin, de şayanı dikkat bazı resimler çektikten sonra ayrılmak için İs. tlorl gösterdik. Böyle korkunç bir dekor içinde daha fazla dur. mak için insanlıktan çıkmış ol mak lâzemdr, Gemide resim çekmekle meş, gul olurken gittikçe yaklaşan bir tayyare motorunun sesini duy- duk. Dağılmağa başlayan 8is içinde sahili takiben, ve çok al, çaktan bize doğru gelen bir İn. giliz tayyaresini gördük. Kamyo, netimiz nazarı dikkatini çekmiş olacaktı zira o istikameti tut. muştu, Arabanın golörü. Müks, sui kemali âfiyetle kahvaltısını yer, arttığını görünee, reçeli ekmeği bir tarafa (biraktı ve kendisini yıldırım gibi bir çalılığın dibine attı. Tayyare kamyoneti ateş al. tma aldığı gibi yüz metre irtifa, dan Müke'ye de mermi yağdrdı. Mükenin talihi varmış; kurşun yağmuru altında burnu bile ka namadı, “LİLLE” BARİKADI... Alman ordusunda “haber” oto, mobilleri vardır. Vazifeleri, rad. yo havadislerini ve müziği opar. Iörlerile cephedeki erlere yay, makim. Ayrrca kitap ve mecnma dağıtırlar. İşte böyle bir arabaya (araba deyince motorlu bir nakil vasıta, sı kasdediyoruz) tesadüf ederek cephenin durumu hakkında ma. lümat alabildik. Almanlar Dün, kerk'i büyük bir kusak içineal, ucunu teşkil ediyordu. Şimali Fransanm en, büyük şehri olan Lille'de çetin mnharebsler vuku bulacağını izle agirad lanmağa karar an üzerine, başçavuş Hel ateş altına alan topçu kıt'aları. mızm mevzileri yanımdan geç, tik. Sağır edercesine patlayan top sesler! altında şehrin şarkın. daki varoşlardan birine girdik, Çok dikkat etmek lâzımdı; her taraftan tramvay telleri sarkı, yordu. Yollar imfilâk etmemiş u- fak tayyare bombalarıyla dol, muştu; infilâk etmemiş bu düş. man bombaları arasında yılanka, Yi bir şekilde ilerliyorduk. Şehrin bu kısmı bomboştu: fakat makineli tüfek ve piyade tüfeği ateşi giltikçe yaklaşıyor. du. iki sıra evlerin bulunduğu bir sokağın ucunda en ileri piya, de hattma vardık. Sokağm iki Niçin bedbaht oluruz ? Bunun yedi sebebi vardır... Her insan doğduğu günden 8. Dedikodu, peşinde kadınlar, leceği güne kadar mesut olmağı | erkeklerden üstündür. Maama - ister, Fakat insanın her zaman | fih son zamanlarda erkekler a - mesut olması mümkün değildir. | rasında kadınlara taş çıkaran . Saadetin pek çok sebeleri olduğu | lar da göze çarpmaktadır. gibi betbahtlığın da iki büyük | V— Aşksızhayat. âmili vardır. Onlar da şunlardır: | OSaadetten, neşeden, zevkten Hasta ve çirkin olmak. Böyle | mahrum bir hayattır. Bilhassa olan İnsanlardan pek azı hayat» | aşkı tattıktan sonra onun ölü. ta mesut olabilir. münü gören insanlar en betbaht Her insana göre değişen ve | olanlardır. hepimizin bedbaht olmasında Para, sıhhat, mevki insani az çok rol oynıyan âmiller şun - | mesut edemez. Bu üç âmiller bi lardır: lunduğu yerde bir de sevme Ve I — Şüphe. sevilme varsa bu hayata doyum , Şiphe insanı içten içe kemi . | olmaz. ren bir kurt gibidir. Şüphe insa. | Vi — Parasızlık. Para insanı saadete kavuştur. mağa kâfi değildir. Gençsiniz gü zelsiniz, seviyor ve seviliyorsu - nuz, yalnız paranız olmasa ken dinizi mesut sayar mışmız? Ve- ; receğiniz cevap tabil hayırdır. Eşinize istediğiniz geyi ala - madıktan, çocuğunuzu isteğiği - niz mektepte okutamadıktan sonra günlerini yarı aç, yarı tok geçirdikten sonra bundan saa - detinizi unutur ve kendinizi gar yet tağit olarak bedbaht sayar - nım en sevdiği insana karşı kin, nefret ve kıskançlık uyandırır. Bütün aile fâcialarmı gözö - nünde bulundurursak en mühim sebep şüpheyi buluruz. Karısın- dan şüphelenen koca ve kocası. na itimadı olmıyan çiftler iyi bir aile kuramazlar. Mutlaka 0. nunda ayrılırlar. Milletler arasında şüphe ka - dar zararir bir şey yoktur. En bülyük harpler milletlerin biribir- lerine karsı besledikleri şüphe . den ve itimatsızlıktan doğar. | smız. ie? Ve bu şekilde milyonlarca aile | © Parasızlrk insanları felekete sefil otur. Şüpheyi kaldırınız | sürükler. Parasızlık yüzünden birçok insanlar katil, namussuz ve hırsız olmuştur. Masraflarınız çoksa bedbaht. hik başlıyor demektir. Fakat ge Tirinizle geçiniyorsanız o zaman az para İle mesut olmasını bili- 1 — İmansızlık.. Mesut veya bedbaht olmak in- sanların seciyelerine ve vaziyet- lerine göre de değişir. Çünkü herkeşin bahtiyarlık anahtarı | yorsunuz demektir. cebindedir. Saadet ve felâkeli insanlar kendilerine getirirler. VII can sekıntesi, Meselâ Kederli, sıkmtılı mü- Durup dururken insanın ca - nı sıkılmaz. Tabil her geyin bir sebebi vardır. Fakat sıkıntı ve. eden doğarsa doğsun can sıkım tsı başlayınca. insanın saadeti de yılalmağa Bâslır. “Yalnız 'dr kadaş, para, Sıhhat bu sıkıntıyı geçirbilecek başlıca âmillerdir. Her insan yaşamasından, mu. vaffakıyetinden, yerinden mem - nun olmazsa sıkılır, Kin yavaş yavaş insanı zehirleyen bir şey” dir. Kinei insarlarm ömürleri si- nirli ve sıkıntılı geçer. Çünkü her gün kin tuttuğu adama karsı ne fenalık yapar “mı düşüne Tü güne kendini yer gitirir, Bol gineş. temiz hava insana ferahlık verir. Kapalr yağmur » hit içinde yaşıyan bir insan za» ruri olarak bedbaht olur. Çün - kü herkes ağlarken, bizim gülüp eilenmemize, mesut. olmamıza imkân yoktur. Yalnız imanınız - dan akdığinız kuvvet sizi daya. nıklı bir hale getirir. Bedbahtlığın en mühim âmil. lerinden olan bedbinliği bile yi- ne iman dağıtır. Çünkü imanı 0- lan dünyayı karanlık görmez. Her geyi neşeli ve parlak görür. TN — Yalnızlık. Dünyada en korkunç, en müt. hiş şey yalnız kalmaktır. Hayat eğer sizi kimsesiz brakmişsa, #izi seven ve sizinle alâkadar o - lan kimse yoksa bu yaşayış ta- hammülsüzdür. Sevgisiz ve alâkasız hayat değeri oolmiyan bir yüktür. Tatir tatlı iki kelime ko nuşacak, derdinizi anlatacak, sır daş olacak bir dostunuz yoksa bu şekil yaşamak insana pek a- ğır gelir. IV — Dedikodu. Her tarafa dal budak salmış vaziyette bulunan bu fena huy birçok aileleri mahvetmiş ve bir POLİS'te: çök kimseleri de felâkete sürük. e lemiştir. Bir kız ikinci kattan Kadınlarımız arasında yapı - düştü lan dedikodular evvelâ uluorta | | meyoğunan, stikin enddesinde “is sekilde baslar, büyüye büyüye, ağızdan ağıza geçerken şeklini değiştire değiştire öyle bir hale gelir ki lâkırdıyr ilk söyleyen bile inanmağa cesaret edemez. Dedikodu çok fena bir huydur, karıkoca arasını açar, ana ve ba bayı biribirinden uzaklaştırır. gama kğ ei lale kakta karşımıza âni olarak bir İngiliz tankı çıktı. Tank, yaya, kaldırımın üzerine çıkıp durdu oturduğu ye adında bir genç kız, dün ikinci kattan aşağıya “düşmüştür. Genç kız, kolundan ve muhtelif yer lerinden yaralanmış, Beyoğlu hâsta nesine kaldırılmıştır. TRAMYAYDAN DOŞTÜ Beşiktaş tramvay deposu Geren den Arslan oğlu Hüseyin, dün Ört& köyden geçen, 223 numaralı Bebek » Eminönü tramvayına atlımış, kapıyı Mi & eybederek düş müştür. Atnele muhtelif yerlerinden ağır ya rajınarak Beyoğtu bastanesize gön * nı açtık; in man çıktı; dum sonra tank mü: kö. mür haline geldiğini teessürle Tankla meşgul olurken binici- si olmayan bir sürü atların dört nala sokak boyunca rini gördük. ODUN ARABASI BİK KADINA ÇARPTI Dün, Kadıköyünde Mısirloğlundan geçen Ali oğlu İzzetin idaresindeki © dun arabası, 60 yaşında Cemile adın- da bir kadına çarpmıştır. İhtiyar ka: dm başımdan ve ayaklarmdan yams - lanmap, Nürmete hastanesine kaldır” tikla” apartmanında oturan Evgenir he