: : İ HAZİ İSTİK LÂL :UĞRUNDA Büyük Milli Roman e İstanbulu | kuvvetler, me dep elmiş ve parçala imparatorlu İni i hükümeti, | kuvvetlerinin emir ve ku- kukladan | “81 altında bir çmiş bulunuyorlardı. (MD ve a p) | l bir çok smleket dro ile fa orlar. ziyeti fotoğ ederek kontrolü bulumuyordu.. Fil. rünüş yep eya inden lâzım doluda hür İ rar etti an Türk Milletinin a8 vlâtları bu an aksatmadan » idare etti, Yazan: MAHYUT ATTİLA AYGUT| zarlar altmda for. İletini milli ve yediremeyon va, muhkir ma taşımak haysiyetlerine tan bekçile © aynı Pu kardepler sır yüklü takalarda 1, gâh kayıkçı gekillerin davaya ve mukaddes memleket * yı aşan kr, dillerinde tepkı “Tun; tacak tarihe < akıyorlardı..... Bir mayıs i ak bir mayas gecesi. altında sarı, kirli çehresi unutturacak ka 1 ve parlak görünen Hz gece d k göz dolduran bir güze yor gibiydi... Vakit gece yarı geşmişti.. “Sütlücede” dı. ti. Bul Kapmın zilini yavaş ti birkaç'defa tek, ğa ba aranlık sinde bir lâmba 'Tok bir 688 Saka Kendini Kemal diye tanrtan bu meçhul zait, İstanbulda Ana. dolu için çalışan gizli teşkilâtm memurlarmdan biriydi.. Yarı ge. ceden sonra geldiği bu küçük ev. de İhsan isminde bir arkadaşı oturuyordu. K İrp İçeriye girdiği : ve belli hir İhsan, Hava fena Derin bir bulunan muh sını merdiven ağzıma koyarek biraz teldzla sordu! — No var? Hayrola — Çabuk giyin. . Bir dakika duracak vaktimiz yok. Bizimki, ler yakalandılar. Uyku İ ğıtmamış reklenmiş gibi yor z da. Bi? diye ba, « . Patırtıya lüzum yok. PARER — Akem nostan 1 -İ Çeviren: mii CEMİL NEJAT itün dikkatini bir mikro » bu lala çeliün-bakeğiiyo. oğ ile yıldızların bareketini »ntrol eden İHeyetşinasın ha yatı aynı şeydir. Yıldız ile mik. rop gibi iki münteha arasında İ bayat daima yeknasak haliyle devanı eder, Beyaz saçlı şayanı hürmet profesör Ceymis Hellon da vaktini güzel mavi gözlerini mikreskopura hasretmekle ge- giriyordu. Uzun ömrü tama » men lâboratuvarında geçmişti. ştırmalarının gayesi kanser denen o müthiş âfetin tedavi « sine yarıyacak bir serom bul . makir. Avrüpanm bütün ilim adamları Ceymis Heltonun bu gayeye varacaklarma inanıyor. lardı. : Bu kadar detin bir araştır « | maya ömrünü vakfetmiş olan bir adamın dünya zevklerin - den uzak yaşaması kadar ta - bit hiçbir şey olamaz. Fakat neden evlenmişti? Daha doğ » İ rusu neden onu evlendirmiş » lerdi? Çünkü evlenmesi lâzım. dı. Ona yemeğini yedirecek, uyku zamanında yatıracak, el. biselerini, çamaşırlarını hazır - İıyacak ve şu veya bu hizmet. çi tarafından soyulmasına mâ. ni olacak bir kadm lâzımdı. Otuz yaşma geldiği annesi büyük bir ihtiyatla ha. Ben şimdi Rüştl babanın evin. den geliyorum, Refik bey suç ü- zerinde yaknlanmış yarın sa, bah evinin basılacağı da muhak, | kak.. Evde saklanmış pek çok şeyler varmış, Onların bir kıs. | mnmı başka bir yöra taşıdılar. | Yalnız Refik beyin kızmı sakla, | acak bir yer lâzım. Rüştü baba| Refik beyin biricik bir yere götürülme, | İ sini söyledi. Onlar baba, kız bu | grupun en faal unsurlarıydı. Ve bir çok mahröm “ösrafımıza da vakıftırlar.. Babasından başka hayatta kimsesi olmayan zavallı İ bir kız. Onun ele geçmemesi | zımâır.. İhan halâ şaşkın ve mütered dit Kemalin yüzüne bakıyordu. — Haydi yahu., Alık. alık yü, züme ne bakıyorsun. Çabuk ha. zırlan gideceğin. « Peki ama âcaba evi basma- dılar mı? Yahut evin etra fında ökseye gelenleri yakal: diye bir kordon yok mudur Ger. sin?,. — Hayır. Hayır. Ben şimdi | oradan geliyorum. Iş henüz bu sahneye döklilmedi. Elimizi ça- buk tutmak lâzmm.. İhsan e alnmı oğuşturarak bi müddet öyle düşünceye daldı. — Bu gece senin üzerine ölü toprağı serpmişler galiba. Yahu haydisene.. Ne hâlâ durur düşü, nürsün. i — Düşünürüm elbet. i İm ta esbimde saklayacak deği- lim ya. Kıza & Altmış öridin sonra Ceymis kendisinden daha yaşlı ve kin bir kadınla evlendirdi. Bu in bir servet. eline alabilmiş, bütün kalt varlığıyla profe abil faydalanma es sı üzerine yapılan bu anlaşma üç dört sene mesut tezahürler g klar olmadı. inkü bedeni olduğunu hiçbir zaman merak Mesuttu- zelliğin ne etmemiş olan bir erkekle, ko - casının çalışmalarına aslâ mâ ni olmayı düşünmiyen bir ka dınm anlaşınamasına imkân yoktur. Filhakika Mari o kadar mâ. nasız bir kadındı ki, önün hak kında bir söz söylemeğe bile değmezdi. Bir günden bir gü. ne sokağa çıkıp gezmeği dü » şünmezdi. Mesuttular ve me- sut öleceklerdi. Halbuki mukadderat altmış dinci yaşlarında bu ihtiyar çiftin saadetlerinin bozulması - nı istedi. Profesör Ceymis Hel. tonun yeğeni Mis Honni bir sa bah âlimin Londra € lâboratuvarma geldi. Fevkalâ - ımca, de - dokuzda beraber ra geleceksiniz. mle götürür, iki saat sonra da geri geliririm. Yengem Mari de beraber gel . sin diyemiye hakkak YEK çılihâk celeyin giyecek elbisesi yoktur. Halbuki sizin, bazı kongreler - de bulunduğunuz zamanlar giy diğiniz bir resmi elbiseniz oldu ğunu biliyorum. Haydi amca fazla söz yök. Bn akşam be - nimle geliyorsunuz değil mi? Söz mü? Söz. Hiç de mutadı olmayan bir davete gitmek için Bu» kadar üzerine düşülmesi ihtiyar pro. f i hayrete düşürdü: — Ben Ledi Çerfayldlarda İ ne yaparım? Benim orada işim ne? —Ledinin çok zengin anti « ka koleksiyonlarını göreceksi - niz amca, ece bütün Lond ya, bütün kibarlar orada bulu. | nacak. Bu son sözleri duyunca Ma. ri yenge derhal kulak kesildi: — Haydi kocaçığım, dedi git. Bu bizim için büyük bir şereftir. Honni atıldı: — Hayır yenge, dedi, bizim , onlar için, şeref, Bu sözlerle ! daha artan il ninin de gururu bir kat iyar kadın Hi kocas byordu. Böyle bi tava Ceymis He mühim bir Bütün g elbisesini iskarpinlerini bü mamla hazırladıktan şamlayın koc gitmek n için hakik nacera idi ım lüks oto yakıştığını görünce Mari yenge büyük bir zevk duydu. Ceymis Heiton ömründe ilk defa ola Ir erkekli kalabalık bir zeng sosyetesine giriyordu. Mari yenge kocasını meği di duğu üzere yatağa girdi mobile fevkalâde bek e. ünmeden mu sat dokuz buçukta an için gözü n kocasmın karyolasma gitti ize de r k fazla d ivmedi ve a sonra borultulu 1 aat kaçtı bilmiyor. Bir nde uyan dığı zami du. Gözünü açtı, ve daki elektr huzu yar masan gözlerini te » Yalağına dı Ceymis Helton yat kelsiz kendisi. hu, yakucunda | ni seyrediyo Bu sessiz nasıl müthiş bi yan etmekte olduğ edebilir miydi ki? Elli senedenberi mikroskoplardan ayırmamış o- lan Ceymis Helton nezarlarını birdenbire hayata çevirmiş ve Ledi Çetfayldın evinde rastla - | dığı Apollonlarda, Hergüller « de, Venüslerde insan şeklinin güze'liğini görmüş, bol ışık tinda h ayatm sihrine Altmış yedi er ıda “oldu halde önünde hiç bilmediği yep | yeni bir ufuk açılmı Bu de. gişiklik bir şimşek dar âni olmuştu tesiri ka» ynı zaman, da çirkinliğin ne demek oldu « ğunu da bir şimşek hızile anla. muşta. Şimdi böyle karyolaya daya np seyrettiği karısının uyuyu. şu, mânasız hatları, buruşuk sarkık yanakları, çökük dişsiz ağzı, hırıltı ile titreyen mor dudaklarıydı. Onu hiç man bu kadar çirkin. ce sakil görmemiş, bu ©. ! aşucun. | zı için ka « | gın isitmemişli. Meri koca li a dö ymis ne oluyör- İinde di. Bu sözler ihtiyar âli - min böşanmasma kâfi gel İ, mah - , Anlı. edile. Öm - mmül sakilsin., daha korkunç im. Oh, nülsüz bir ka. a yaşamama artık im. Hayır, ar bile sabredemiye. di gidere. un şimdi g deceğim diyorum. C Helton ile ihtiyar ne tam biran - Cevmis yaşmda oldukları hal bire boşanmaları İn - özülemiyen bir mu - kaldı Cemil Nejat Dünyanın en büyük seyyar hastanesi me r Harvard ü İngili Amerikan Kız verilmek a mü, I ve tam teşkilâtir bir has diye etm enin en şayanı bayret nı hastahanenin tama, merlkada insa edilmiş olma Harvand İngiltereye bir hasta» Amerikadan e oluyorlar, Fübekika hü hastahane sökülüp na bilen Ve sonra İstenil, » kurulabilen yirmi iki pav ibarettir, Bu pavyonlerm damları yangın mukavemet edekilen bir maddeden olun- muştur. Pencerelerinin hepsinde mniyet tertibatı ve lar vardır, diği nbnların. imal kırılmaz cam Pansuman, aspöliyat * salonları, yataklar, karyolulur velhasıl bü a icabında çabucak sö, klüp naklolensbilecek bir şekilde hazırlanmıştar, Bu hastahane are etmekte t 201, öezaci, i kimseler de 84 teşkil etmekte hizmeiçi kişilik kafile dirler, likte İngiltereyâ geleceklerdir. Bu seyyar muazzam hastahane, azn masraflarınm bir kesmı Harvard üniversitesi, bir kisıtır da haçı tarafından Şimdiki halde bu senelik masrafinm » milyon dolar olacağı tahmin edilmektedir. nin b ki ak hastahanenin bın ayaklarıma rkler, ayağma dü. 1 a alfede miş > Doğru mu 8 öylüyorsun? - Evet. Bunu küçükken Fak b benim “ümeğe tah “al haklarım Ye... 3 ataçyo, & 9€ yavaşça 5 >— Daha çel va yolumuz ir) —Mer laştık. OVALI DR MIN HUZURUNDA a ığru ordu ka- € #Cevarısına di Yeâhına vardılar, Tiz akrnerları, esirleri, hâs © Uyanık duran padişahın ça şövalyeler ve bilhassa sinyor Geagyö an titriyordu. bey, üç Fransız ve iki |. başka alyesirden Bunları samanlıkta “ka. rm Zoynunda sarhoş ola. yakaladık, sevketlim! dedi. Yaldırım çadırdan dsarıya 1. Şövalyelere lar ordusunun peri. ığundan haberiniz yok. da, "le cevap vere ada sinyör ( ve " catlamış za imin Bağı özülmüştü.. : halde yere yıkıldı. padişıhın ayağına açyeniin —— Bizim bir şöyden habe. Hank Tamer F. SERTELLİ «55. rimiz yoktu, haşmetmeab! Biz zaten harp Laraftarı değildik... — O halde harp meydanm. da ne işiniz vardı? Neden memleketinizden uzaklaşıp bü. ralara kadar geldiniz? Sövalyelerin dilleri tutuldu. Yıldırıra Beyazıt: — Bu korkak herifleri neye gilevek esirler kafilesile birlikte gönderelim: Dedi ve esirleri alıp götürdü. ler, Yıldırım Beyazıt $ö rin bir çoğunu, büyük zaferi. nin hatırası olmak üzere dost slyele- hükümdarlara hedi cekti. Mısır halilesine de yirmi şövalye göndermeğe karar ver. mişti, Heçlilar ordusuna iştirak et. miyen hükümdarlar bu hedi. yeleri almca, harbe iştirak et. mediklerine kimbilir ne kadar sevineceklerdi Yıldırım, kazandığı zaferi büyüklüğünü ancak bu suret- le Avrupalılara tanıtabilecek. ti. Haçlılar, yedikleri dayağı mümkün olduğu kadar sakla . mağa çalısacaklardı;bunu Yıld: tim'dea pekâli biliyordu Sinyor Graçyo ve atkad ri 0 geceyi korkulu bir rüya i. çinde geçirdiler. Ertesi sabah üsera karargâhma gittikleri za. man, kendileri gibi yüzlerce gövalyenin ve büyük kuman. danlardan bir nun Türkle. re esir düştüğünü gördüler. Bu beş gövalyenin diğer sö. valyelerden ayrı bir hu; iyet ifade etmesinin sebebi şuydu: Başta ihtiyar Graçyo olmak ü. zere bunları bir köy liğimda ve kadınların koynun. da sarhoş olarak; bulmuşlardı Herkes onlara: —Korkaklar.. — Kahpeler.. — Harp kaçakları... Gibi damgalar vurarak * bin türlü hakaret savuruyordu. Gerçek, böylesi, hicbir milletin tarihinde görülmemişti. samanlı. Bir ordu harp ederken, bu orduya mensup hatır sayılır beş şövalyenin bir köy saman. İiğıma kapanıp eğlenceye dal. ması affedilir bir rezalet değil. di Yıldırım bile, bu iğrenç ma. erayr duyunca: nsızlar ve İalyarlar en utaniyör maskaraları 1eanbına im. De, fadin Şu karşım. dan, ağırmıştı. karar. orada utan. Sinyor, Graçyo üsers zaman, am da kendi ya. şindaki arkadaşlarımı bırakıp bu sefih gövalyelerin peşine neden takılmıstı? (Devami var)