7 HAZİRAN—IMI -İğ- Mim kendi yerine idam edilmesi Me dereceye kadar ihtimal dahi. ihteydi? Giyindi, elleri fazla titrediğin. den traş ölamazdı. Bir berbore Bitti, Orada okuduğu gazetede, Kardeşinin verdiği havadisi gör. İİ dl. Maznunun ismi de yazılmiz.. İL Salih, Berberden (oçıktığı ozaman, Mahkemede muhakkak bulunma. İf karar vermişti. Bu kararına rağmen, muayyen | *satte mahkeme salonunun ka. bismm dişide, bir türlü karar , dolaştı, durdu. Niha. Yet içeri girdi ve salonu doldu. 1 iç meraklıların arasında yer Kalâbalıkta kulağma çarpan | *eslerden, herkesin bilhassa bu “İnayet meselesiyle alâkadar ola. Tak tolandıklarımı anlayordu. Da İ2 evvel görülen davaları kime Mâkayla dinlemedi. Ve salonu İ birdenbire kapisyan sistizlikten, Sevat, kendi cinayetine sıra gel. i anladı ve ayağa kalkarak Mâznun mevidine baktr: Mazmun, bir gece evvel görüp Konustuğru rorkenluk belir Fakir #iamdı. Gündüz ışığında sefaleti | Ükaralığı daha belliydi. Etrafını » köpekleri sarmış zararsız bir # hayvan gibi #rkek, ürkek ba- Halk arasmda bir fısıltı oldu. Cevat “ant, dan belli” İİİ cümleler işitti. Demek kendi etiği cürmün suçu bu. zavallı, Prişanı 4, Bir müddet bütün dikkat derde toplayarak bu his Vüzalaştı. lik şahit, mak- z Nâdnin kaldığı otel sahibiy. hi Me yüzük ös "i gördüğünü kat'iyetle Msleyondu. Cesedi de o teşhis gi, İkinel şahit, bir faizeiy. İİ, Yeo yılan yüzüğün sabah er- | den maznun tarafından ter. X edildiğini bildirmişti. il Mk mevkiine gelen İki po k en biri, Salihi bir gece evvel, , ay raltanda birçok defalar gör. nü hattâ bir defasında ora” İş Uyurken bulup kaldırdığını Ni de tevkif etlikleri zamsn a; “— Evet, yüzüğü ben ölünün ğından aldım. fakat ben dardiğüm zaman çoktan ölmüş. & Yapmamalıydım bu isi, yüzü rehine kovmağa O kalkışmam aklı oldu, ben tahsil gör. 2 Sir adamım. Cepleri boşsi- “e vüzük kalmıştı. bu zavallının müdafaasını hmağz uğraşmasmı dilem ce: > Kapıyı açm... Srı Ahme. h geliyor. / Demişti. Kapıya koştular. *rçekten Sarı Ahmet ancak Sün sonra dönebilmişti. Sarı Ahmet attan iner in- 2, Doğan beyin yanma git. — Büyük bir muharebe ol. 5 Düşman ordusu ikiye bö- iâ.. Macar kralı ve Korku. Z Jun kaçmişlar.. Türk sipa. düşmanı kılıvtan geçi » Yaldurım muzaffer ol. |, Dedi. Doğan bey bunu du. ihca ellerini göke kaldırarak: — Allahım, sana sükürler bize bugünleri de gös- andan öptü: Güldü. Acabu, masum bir ada, GHANGİSİİ KATİL Nakleden: ILHAN TANAR nin ne garip, korkunç bir büyüsü vardı. Onun küçük, kanlı göze, riyle karşılaşırsa ne yapacağını düşünüyordu. Zavallı adam ,ümitsiz, aynı zamanda isyankâr ve öfkeli yü. sünü sık sik samiine doğru çe virerek, sanli birini arar gibi ba, kmıyordu. Cevat, kendisine hâ, kim olup soğukkanlı kalabilmek için epeyce gayret sarfetti. Nihayet. mahkemenin başka bir güne talik edildiği ilân edil âi ve bedbaht adam jandarmala, rm arasmda salondan çıkarıldı, Cevat, hâlâ yerinde oturuyor. du. Alnını kesif bir ter tabakası kuplamıştı. Demek Salih yüzüğü almadan evvel, bir başkasıda cesedin o ceplerini boğaltmıştı. Nari gibi bir adam, gece sokağa parasız çıkmazdı. Hemde, Salih cesedin üzerinde para bulmuş ol- saydı, yüzüğü almak gibi tehli. keli bir işe girişmezdi. Paraları çalan adam, şimdi meydana çı- kıpta, cürmünü itiraf etse, Sali, hin cürmü âdi bir hırsızlıktan başka bir gey olamazdı. Bu dü. şünteyle biraz teselli buldu, Sali, bin mevkufiyetine sit mesuliyeti o meçhul hırsızla paylaştığından dolayı adeta ferahlık duyuyordu. Bu hırsız ede geçince, Salihin masumiyeti tahakkuk edecekti, Mahkemeden, uykuda yürür gibi, etrafımda ne insan ne eşya hip bir gey görmeden çıktı . İçkiye karşı şiddetli bir arzu hissediyordu. Muvskketen olsun Yelki gibi kimsenin — kendisinden güphelenmesinden Ooo ürkmüyor, kendi kendinden korkuyor, gidip teslim oluvermekten. cürmünü i, tiraf etmek arzusuna mukave met edememekten korkuyordu. Şimdi gidip sevgilisini de göre. bilirdi. Artık ondan korku yok, tu. En büyük tehlike lcendi vic- daniyle başbaşa kalmaktaydı. Halbuki ağabeyisine onu görme, yoceğine sözvermigti. Zavallı Ferit, her zamarki ha, yır severliğile nasıl onu kurtar mağz uğraşıyordu. Ama ona an. | islamazdıi ki, artık, bu kızda ha, yatmdan uzaklaşırsa, dünya w murunda olmaz. Ondan ayrıl. | maktansa, hayattan, yaşamak, tan ayrılmağı tercih edeceğini Fe rt anlayamadı. Onu her gün biraz daha fazla seviyordu. Kız da mesuttu, Berbat, sefil bir ha. yatm içinden kurtulmus, re ga, Tip, hem de Cevadm aşkı saye- sirde kurtulmuş. temiz hislere, temiz (oyaşayışa kavasmııştu. (Devamı vnr) vi “ru isi orduda?. —Mı uzu padişaha elimle götürdüm. İlk gecesi çadırma bile girmemişti. Hay. vanla orduyu teftiş ediyordu. Mektubu okuyunca: “Hemen dönme... yarm sabah hiicum e. deceğiz. Öbürgün gidersin!,, dedi. Busüne kadar bekledim. Harp başladı. Düşmanm gil yavrusu gibi dağıldığını, “iki yandan nasıl çevirdiklerini gö. zümie gördüm. Meğer ilk boz. gunu padişah mahsus vermiş... Düşir.anı şaşırmak için. — Şimdi Yıldırım nerede? — Harp meydanında yaralı sövalyeyeleri toplatıyor. Beni çağııdı: “Haydi Doğana git. müjde'e. Düsman ordusunu i. kive vardık, Seksen kadar şö. valvs esir aldık. Bu gece hava yıllızlık olursa, atına binsin... beni karşrki tepede gelsin, bul. sun. Onunla konuşmak istiyo. Hepsi sizin olsun! Nakleden : Kapıyı açmadan evvel tereddiit et “m, Vaktile gri boyası olan bu dük kan şimdi mavi byosk le gençleşmiş gi du. ruyordu, Vitrinde sabunlar, koku gö geleri arasında duran güler yözlü ka- din heykeli değişmemişti, fakat sag - ları son modaya uydurulmuştu. Yazı lar yine eskisi gibi duruyor: “Güze zik kadın berberi, ondüsasyon, mani - kür, düğün tuvaletleri" saçir kapıda güzel bir yazı ile iğri olarak yuzılmış isim yine aynı, beş sese evvel yüzler ce defa takrarladığım isim: Ferit; Kanıyı açtım, Çıngırağın sesi sak maç ve kölonya Koksu beni bey sene evveline götürdü. Kendimi bu dük - künde kasaya oturmuş, penbe yunuk” Wi, parlak saç: müşterilerden para 8 Urken gördüm. Fakat burün kasada hiç kimse yoktu. — Ne istiyorsunuz bayan” Sıçradım. Ne istediğimi söylemek mümkün değildi. Burada kulmek, bu rayı gürmek istiyordum. Fakat artık bana hakkım yoktu, ince bıyalsların * dan başka hiç kiymeti olmiyan bir srseririn tatlı süalerine uyarak koca” sn: ve çocuğunu bırıkıp giden bir kuğıun,bu hareketine pizman bile olsa ale ocağında yeri olamazdı, Beni kan dıran adam çoktan savuşup gitmişti. Bürdüğüm yalnız ve sefil hayattan iğeenmema rağmen beş sene bursya girmeğe cesaret edememiştim. Eğer Feridin aakere gitmiş olduğunu işit memiş olasydrm yine cesaret edemi * yecektim. Bu haberi almca da düşündüm. Şa yet Ferit askere gitmiş ve bu Yür den dükkân kapanmış yayrım me olmuştu?. Zavallı kızım çimdi sekis yaşındaydı. Sekiz yaşında bir kır be basın, kimsesiz ne yapar? Ba kızm annesi böyük bir günah işlemişti, fa kat bugün yaptığına pişman olmuş, rukunda beş yıldanberi şefkat ve his setle au görmek istiyor, Bir tarartan endişe, bir taraftan bu biriken gefkat hissi beni bu dükkünm kapısına kadar #ürüklemişti, Şimdi elime bir fırsat geçmişti. Eğer Ferldi dükkünde bula cak olursam ona: “Beni affedemiye » tekini biliyorum, diyecektim. Sizden kendim için bir gey istiyecek değilim. Fakat gayet nakere gidecek olursan Leylâ yapayalnız kalacak, Onu bana verinin, bakayım, besliyeyim, ne de Olsa ben annesiyim.” Ferit her halde bu kadar tabii, bu kağar haklı bir zi caya hayır diyemezdi. Şayet Ferit as kere gitmişse o vakıt LaylAyı nereye buraktığını anlamağa o çalışacaktır. Bunu öğrendikten sonra gidip kızımı görecektim. " BEYAZ GÖMLEKTİ GENÇ KADIN Mümkün olduğu kadar tabii olma" Arna guyret ettiğim bir sesle sordum: -Bay Ferit burada yoz mu? - Hayır, Bay Ferit asker oldu. Bunu hiç beklemiyordum. Dükkânı açık görünce Feridi buruğa, makas « Bnde göreceğini sanmıştım. — Bay Feridi görmek istiyordum. — Eğer saçlarınızı yaptıracaksanız ben de yapabilirim efendim. Bu &. rada işim de yok zaten. Vaziyet! şöyle bir düşündüm. Ferit gitmişti, fakat belki Leylöyr görebi- ir, yahut nerede olduğunu öğrenebi - Mirdim, Kazım bü saatte her halde mektepie olacaktı. Sante göyle bir taktım, Üçü geçiyordu. Eğer dörde kadar burada kalırsam kızını görebi- tecertim. Muzaffer Esen Kârurmu verdim. Eski şapkamı gi kardım ve — Evet, dedim, saçlarımı yapacak sınız. Evvelâ tam bir şumpvan. Son ra da kıvtracaksınız. Bu sözü söylerken bir yandan da başımı yapacak olan kadma bakıyor dum, Bu yenç bir kağıdı, oldukça güzrt bir genç kadın, yüzünden anat, genç Uk ve sükün akıyor. Feyaz gömleği zarif ve, UtMü, saçları kusursuz, mak- yalı hafif ve zevke uygun, Bu kadını mnhakkak Ferit “askere gitmeden evvai dükkünm kadmlar kısmmda ealıştırmak Üzere tutmuştur. Kadınlar bölmesini erkeklerden âyran cam bölmenin arasından öbür tarafta çalı” şan kalfaları görüyordum. Genç kadm beni bir koltuğa oturt” tu. Dükkünm tesisat: Geğişmiş olmuk- ia beraber vaktile birçok defalar otur duğtum bu koltuğa yerleşirken bir par «a heyecanlandım. O vakıtlar aynaya baktığım zaman kumral bir genç ka denn hayalini görürdüm. O vakıt Fe rit #trafımda döner dolâşr; bene “sevgilim hangi kokuyu iatorain? Sa dece her zamanki gibi mevgi ve aşk mı?” Heybat bü tatli günlerin üzerinden tam beş #ene geçti. Şimdi yine yn: ayna yorgun bir çehre, aralarında bo" yaz teller görünmeğe başlayan kar - makarısık saçlar gösteriyor. Rtra * #rmda dolaşan berber, kafamdr tutu gan yangından haberi olmiyan yaban- ez bir kadındır. Kadın saçlarımı yu - mügak ve becerikli elleriy!â sabunla” mağa baştadı. PFeritten ayrıldıktan sonra saçlarımı yaplırımamıştım. Dı - sarmın soğuğundan sonra âalonun © uklığı beni Âdeta uyuşturmuşta, — Saçlarınıza kokü süreyim mi? — Evet, Sevgi ve aşk lotyodundan. — Bu kokunun odası geçtiği için bulundurmuyoruz. Bugünün en mak bul kokusu macera © Tosiyonndur, Bir defu Werübe etmek ister misiniz? — Hayır. Yürümde açılan hazin tebessimü aynaan hizmeisim, kayalımda 1400 - rayı bir defa tecrübe etmiştim ve ba- nâ& gok pahalıya oturmuğlu, BU KADIN KİM OLUYOR? Çan, gen, İçeriye başka bir müşler: girdi, Kir mix çehreli, saçları sineme yıldırları gibi arkannda bukle bükle sallanan şişmür bir kadın. ElhamdiliNah bir tanıdık değil! Bir an içersinde dükkü- b& beni tanıyan bir müşterinin de ge” tebileceğini düşünerek kızardım. Başımı yapan kadın nazik bir ta * viria yeni mügterisini karşıladı: — atfen oturunuz bayan Perihan gimdi işim bitiyor, Kadın oturdu ve konuşmaya beş - ladiz — Demek Bay Verit askere giti öyle mi? Geç kadın dişleri arasında bir fir- kete tutarak: — vet, dedi, — Onun gidişi evde büyük bir boş” ik yapmıştır, ber hakle, Öyle değil mi? Bu #uslin mâsasını iyloe anlama dığum için hayretle başını çevirdim. Bu genç kadm Feridin ev vaziyetini nereden bilecekti. Genç kadm bana: Yazan: İskender F, SERTELLİ 45. rum., dedi. Doğan bey sevincinden ne yapacağmı bilmiyordu. — Sarı Ahmet, aksama bir yıl var.. ben geceyi nasıl bekli. yebilirim. Şimdi gitsem olmaz mı? Diye sordu. Ahmet: — Ele ye zeval yoktur, as- lanım! Cedi . Ben hünkârm sözle: ni size aynen söyledim. Vakitsiz giderseniz bem bula. mazsiniz.. hem de gece kendi. sini tepede boş yere bekletmiş olursunuz. a Doğan bey geceyi bekle Bu haber Niğbolu kalesinde uzun aylardanberi sıkıntı çe. ken halkı da muhafızları da se- vindirmişti. Hâlâ bodrumda mahpus ya. tan Koca Ahmet bile bu habe. ri duymuştu. O, Yıldırınm bu kadar çabuk düşmanı püskür. teceğini tahmin elmiyor, €sa. sen bunu gönlü de istemiyor. du. Muhasara biraz daha uza. yacak olursa, Koca Ahmet Martayı iyice elde edeceğinden emindi. Bir aralık möbetçiye sordu: — Kaje kapıları açıldı mı» — Lülfen kiruldanmayınız. Dedikten sonra yeni gelen müşteri le konuşmakta devam etti: — Boşluk ne demek.. Her gey We- ridin yokluğunu hatırlatıyor bize... Küçük de çoz üzülüyor. Sıçradım, Bir iğne büşma bett, fakst tu acıyı duymadım bile, Kal bim hizit bezli çarpmağı başladı. Bu kadın nelerden hahandiyordu: “Küçük Ferit." kim oluyordu bu kadın? Perihan #öze tekrar başladi: — Bereket versin ki siz varsınız da Buy Feridin işleri bozulmadı, Ka” dm berberliği öğrenmekle derhal iyi bir şey yapmış olduğunuz şimdi an * olağılıyor. Genç kadın bu sözleri gülerek kar- geladı: — Nk günlerde çok üzülmüştüm. Ferit yorulduğumu hiç istemiyordu. Fakat obun #rarlarına rağmen öğren" dim. Ne kadar isabet etmiş olduğumu da bügün anlıyorum. Dükkân başka" sına devretmeğe ihtiyaç kalmadı. Şim di bu dükkün sayexinde Teylâcığımla gül gibi geçiniyoruz. Üstelik kocama Ga para gönderiyoruz, Yanlış işitmemiştim. Kadın Leyla çığım diyordu, Fakat burada tek bir Leylâ olabilirdi. Doğurduğum, süt ver diğim, ninniler söylediğim Leylâ, ke #rm! Bu kadın hangi hakla yavrumu kendisine malediyordu. Wierim'e koltuğun kenarlarına sıkı sıkıya sarıldım. Doğrulmak, bir şey ler kırmak, haykırmak istiyordum: “Yalan! Yalan söylüyorsunuz. Leylâ #izin çocuğunuz değil, o benimdir, onu tuna veriniz!" ve eğer şişman kadın tekrar söze başlımarcış olsaydı, ora erkein bir yezmlet gıkarabilirdim. Perihan; şefkatli bir ssedet — Evet, dedi, Hay Merdim zim gi bi bir karısı olmasaydı, şimdi vasi; pek fena olacaktı, : ©, YENİDEN EVLENMİŞTİ “Karısı” kelimesi bir tokmak gibi beynime vurdu ve beni bitkin bir bal de koltuğun içersine düşürdü. Karım! Bu kadın onun karısıydı!.. Nasti ol - muştu da bunu daha evvel düşünme” #iştim? Bununla beraber, bu hiç de fevkalde bir şey değildi. Uç yaşında bir çocukla beraber vefasız bir kadm tarafından beralalan genç bir erkek bunden başka ne yapabilirdi? Vakın ilk ayrık günleri seven bir erkeği çok süzer, ayrılıktan sora Ferit, Mahkemenin boşanma Kararı: din - lerken hâkimler buzurunda bütür ka. dırilara lânet etmiş ve bir daha evlen miyecuğini söylemişti, Fakat sradan günler geçtikçe erkek evdeki ve kal bindeki boşluğun farkına varır. Bi. haasa Perit katiyen yalnız yaşama ga tahammül edecek bir adam de gildir. O daima dükkanda Kasa Hu #ında, evde, mutiakta ve çamüşir de lab yanında bir kuden görmek iz ter. Üş yaşındaki kızı bakımın ve kırık Kalbi teselliye muhtaçtır. Ferit, tekrar evlenmişti Bu düşünce beni garip bir sarhaş- luk, anlaşılmaz, bir baş dönmesi içer — Hayır. — Bence hakiki zafer, kale kapıları herkese serbestçe açıl. dığı gün olacaktır. Böyle zafe. re benim aklım ermez. Herkes kale içinde sefaletten biribiri. ni yerken, boş yere şenlik yap. manm, sevinmenin manasi yoktur. Doğan bey o gece ortalık kararınca, Yıldırımın söylediği tepede bulunmak üzere atma bindi ve Sarı Ahmedide bir başka atla yanma aldı. Yola çıktı. Doğan bey kaleden ayrılır - ken: — Bu zafer şerefine her suç luyu affediyorum, dedi, hod. rumlarda yatan sekiz kisi ile beraber Koca Ahmedi de çıka. rmiz. Allaha şükredip işlerine baksınlar. Akşam özrü enler kararır - ken, diğer mahkümlearin bera. sine hirukmıştı, o sırada, öteki, yeri- m6 göçen kadın ateş gibi yanan al - nım üzerinde unta ellerini dolaştı - Tarak, saçlarımı düzeltmeğe çalışıyor du, Ferit tekrar evlenmiş!,, Şimdiye kadar Ferdi düşünürken, onu de be baht, benim gibi peri ordum. Halbuki böyle değilmiş, her geçen dakika beni daha derin bir kaderin karanlık mezarma gömerken o maziyi çiğniyerek yebi bir sandete doğru koşuyormuş. O şimdi maasmuttu, Bensiz, fakat Me sutlu, Bense kendimi onun yaşamaaı, onun resul ulabilmesi igin JAzım ve saruri sanıyordum, Ne kadar aldan #migem! Evet, o bir zamanlar beni Ç- dırasıya sevmişti, onu bırakıp kaçtır dım zaman zebeniler elimde kalan bir günahkâr gibi ıstırap çekmişti. Fs * kat derdinin devasımı bulmuştu, Şip- di o vefasızlığı düşünürken beni, at latılmış bir hastalık batırasını anar gibi, anıyordu. Ben, onun evinden kar çurkon mağrur ve Zelimdim. Fakat gururumun Oozasıni çekmiş, caben * nem azsplarmın en korkuncu İle vi& danımı temizlemişti'm. : Şu Perihan öenlirn kadın da #ani bilerek yapıyormuş gibi yerimi çalan kadınım bütün meziyetlerini, bütün iyiliklerini sayıp Göküyordu: — Evet, Bay Ferit hakikaten talni bir adammış. Evini, dükkânmi, Kene emriyet edecek sizin gibi bir kadın bul mak her erkeğe nasip olmaz, — Fakat bir kadınım kocası için elinden geleni yapması tabii bir pey değil midir? — Kadm kadma benser mi biç, Öyle şırfıntdar vardır Ki, insan deği ipi, dükkünni, kızını, köpeğini bile st edip brrakamaz . (Sonu yarım) 17-6-1941 12.33 Türkçe 19.50 Ajans piklar 19.45 Salon © IAS Ajans kostramı 13.00 Karışık 20.15 Radyo ge program zeta 13,15 Türkçe 1045 Radpo ön - plâklar kın orkest- 18.30 Karışık ras program 21.00 Memleket 18,03 Fusri ens poatası 18,30 Zirmat tak (o 31,10 Keman s6 - vini Volari 18.40 Das müz o 2145 Klâsik porg gi ram 19.00 Yuva anati 2230 Ajans M.15 Salon or 2245 Dans zeğ” hestrusi ziği amal Çocuk Hekimi Ahmet Akkoyunlu Paksim Tulimhane Palas Na, 4 Vazardan waada hergün san 18 ten sonra, Telefon 40177 ber Koca Ahmet de bodrum. dan çıkarılmış ve serbest brra. kılmıştı. “DOGAN TEPESİ, NDE TİARIHI KONUŞMALAR... Doğan bey sultan Yıldırım Beyazıd: görünce ayaklarma, kapanacak ve ona: -—— Yurdumuzu şu kâlirlerin şerrinden koru! canımızı çok yaktnar... Diye yalvaracaktı. Son Ahmet biraz ileriden gidiyor, Doğan beye yol gös. teriyordu. , Ortalık gündüz gibi aydın. Jıktr, Gökteki yıldızlar « mınki Do. Zan beye yol göstermek için « o gecs her zamankinden fazı ışıldıyordu. (Devam ver) idistibe ÜNCÜ Sk ci