2 Haziran 1941 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

2 Haziran 1941 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

EÜRUEPAR TEA LE IE EEE 2 5 w Aşk, Istırap ve hisromanı 32. > Haksızsınız, dedi. Bö; lat etmem için herhalde çok kuvveti sebepler mevcut bulun. paunu tahmin etmeniz lâzım £e.. Bi, Simdilik Allaha rsmarladık. Sir defaki ziyaretimde sizi daha Makü' bulacağımı umarım. : Eczahaneden çiktz. Kendi ken. sine; Benim için kimse içten bir ecasüe duymayacak, diyordu. Artik bundan şüphem kalmadı... Sağtlerce “zihninde hep bu İlğünceyle dolâştı: — Beni seven kimse yok. U, Rica bir zaman için terkedip #deaoğim memlekette ayrılışım ay yle samimiyetle biran, *k olsun bir teeasüre kapılacak #bee bulunmayacak. Binden aklına bi vam kızı, annesine karsı şüphe, Sini doğmasma sebep olan ka, wa geldi. Bu kadm hakkında ei hanedeki ydı?” diye “snerek onu görmeğe karar "di, Birahane o gün pek kalaba, * ve bizzat patron bile masa, İN masaya dolaşarak hizmet e. ha yakm bir ma, & 4 yer bulan Faruk kızın ken, , Nİ tanıyıp hemen yanma ko. ümidiyle bir milddet Fakat kız telâşla gidip onun mevcudiyetinden bile göri yordu, masaya vurarak Çi mecbur oldu, Kız geldi. >> Ne emredersiniz efendim? a İhhi diğer müşterilerin sipa. İleriyi mesul, karşısındaki, İR Yüzüne bile bakmıyordu. Aruk: > Oldumu ya? Ski ahbaplarmı bö 8”? Bir bonjur olsun Y Run kazı anesk bu w v nğğ ona bakıp tanıdı. dedi, İnsan Acele 5 Siz misiniz? dedi. Pardon <&ün hiç vaktim yok. Bim mi Yorsunuz? > Evet, bira... yiz birayı getirdiği zaman İk devam eti: >> Sana Allaha ısmarladık de, eğe geldim Gidiyorum da... uhatabı lâkaydane: ? dedi. nistana gidiyorum. zel bir yerdir herhalde! iş”? vecap beklemeksizin, baş. 45, vir kelime ilâvesine de Tüzur eden diğer masalara gitti. e e.. ya druk bu hâdiseden sonra 1 lerce ailesinden mümkün mer e Uzak yaşadı, Ancak akşam Rüstem yemekten (sonra, 4 “asiyle müşterek kararlar " bahsederek: 5, 0 Senin söylediklerini Do” Pedi Önüne bakarak sur Marta, 44 > O halde hemen bir gece .anlığmda baskın hazırlıklar si, Apılsın... Bu işi geciktirme" mler, Di Ri mırıldandı “stemin sabrı tükenmisti. snr seviglisine çevirdi: > Doağn bey bu işe beni SöMur etti, Marta! Baski yn bu gece yapacağız. Marta bunu duyunca yıldr ae beyninden vurulmuşa Mng Sersemledi... Gözleri y> Bilseydim, sana bundan tmezdim, Rüstem! Bu, NAKLEDEN; elhi Kardeş LL, yordu. O Suzi Deroz, gik giyinen kadini Andre Mirna ii masi “Jön prömiye"lerinin kralı yor ve sert sözlerle herkesi kam, |b çılar gibi konuşuyordu, Hareket gününün arifesinde birdenbire değişti, yumuadı. Ak. şam yemeğinden sonra babasma: — Yarım vapura gelmek niye, tinde mininiz? diye sordu. Raif hararetle: — 'Tebil oğlum, dedi. Hep ge. leceğiz, öyle değil mi Leylâ? Leylâ fısıldar gibi mukabele etti: — Tabii geleceğiz. Faruk devam etti: — Karadeniz postasmı yapan İç vapur yarm saat onda hareket İY edecek. Gelmek isterseniz saat dokuzda vapurda bulunmalısı, nız. Ben eşyam: evvelden götür. müş olmak ve geceyi vapunda geçirmek niye, tindeyim Babası atıldı: — Aklıma mükemmel bir fü gekli çocuklar. Faruku uğurta, | yınca vapur kalkmadan evvel biz hemen bir otomobile atlar ve Büyükdereye geliriz, Bizim san. dalı da evvelden hazırlatırız. He, men sandala egçip Faruku mi Boğaziçinden geçerken de u. gurları. Fikrim güzel Omijdi Leylâ? — Çok gürel! hi hı ti d am, yemek yedik. ten sonra, en vapura gi, de kamarasındaki bir tabut gibi daracık yatağına uzandı. Bu vaziyette (gözleri açik uzun middet kalarak, iki avdanberi başından geçenleri düşündü. di Iztirap çeke çeke ve başkala. (o: rına ıztırap vere vere mütecaviz İh; ve kinci acısı, körleğen bir bıçak gibi yorulmuştu. Artık kimseye karşı düşmanlık duymuyordu; Kücadele etmekten, nefret et, moxtenı Kimrap çekmekten, her şeyden o kudar yorgundu. Unut. mak ve kendisni hayatım cereya, Faruk o a erki ki bi nma bırakmâktan başka bir şey |görmemek için başını ç düşünmemek İstiyordu. Kalbinde |ay1nda yüzünü o zamana kadar kendisine pek | P eziyet çektirmiş olan yarasından idi sam Üstü klüpte görebildi duyduğu memhuniy yirmi defa Andre ile karşı mantık ve ihtirasının belli ettiği andan cihi karşı: arağığda Kan#peye uzanmış” b * lan Suzinin devamlı bir tebessüm le kendisini reddererek ağların iç i, Andrenin kurlarına o m met gösteriyordu. Kunkü bir şüphe, bir korku vardı. Kendi hare yemeklerinde bulunuyordu. Çok İkalbine hâkim olduğu halde, snirliydi. Hiç yoktan hiddetleni, İçici de olsa böyle bir cil, nlıkla »ayatının sükunetine halel getir fikrinde değildi. Bu vaziyet kar şısında, böyle alışkın olmayan sinirlenmeye başladı. Suzi'yi da, Andre baş rolde olmak re Rene Mervilin kumandası al tında bir flim çevrilmekte Andrenin i min çevrilmesini kütlesinin ön sırasında a ka mukavemete Andre Mirha bir Dovilde tanımıştı. Ora üze idi, Deroza düşmüştü. Bakışları laştığı esnada Suzi gözl aşka tarafa çevirdi. Buna ok canı sıkılan Mirma onu bos yere bütün gün aradı. Yalnız ak Bir arkadaşı vasıtasile kendisile ta. nışmağa muvaffak olunca, bey ude yere iy ğı bir #yecanla, yanında bulunmaktan eti izhar et nde ye ça . Bir hafta müddetle Suzi ayrı ayri tesirleri altında çırpınıyordu. Ken isinden katiyetle emin olmadığı ğından sekizinci gün Fore cadde #inde ki mecbur oldu. malikânesine dönmiy Kadın, Andre Mirnanın bir ka ina karsı lâkayd kalmadığını bu ter nda hakiki bir sandet ana kadar -5 o rur hissettiğ kadan fazla bir > ng Vi tasavvur eti Şimdi de, karşısında lan siyrilıp kaçtığını hissdiyor ve mbeş günden beri bir türlü alledemediği bu muammanm ; yüzünü anlamıya çalışıyordu Kelimeler dudaklarından müş ülâtla cikiyor, hareketlerinde ir acemilik seziliyordu ilmi rip te kendi Bir aralık Suzinin tebe: 8 sabına utandı. Artık harekete geçmesi Mzrm nce simdi, kapanmakta olan yarala, |d4. Yerinden kalkıp küçük bu rın ara sıra zonklamalarına ben, İduarda kati bazırlanıyormuş bir yukan gidip kanepenin kenarına otur ve gemideki gürültüler, |du. ziyen bir cı duymaktaydı. Derin bir uyku ile geceyi ge. çirdi le uyandı. G kararını vermeğe gibi bir dolaştıktan sonr Suzi gözlerile onu takip edi - vertöde dolaşmağa çıktı. İyor ,tebessümü de ya Döndüğü zaman annesini, babs, | sönüyordu. “Jön prömiye' amı, kardeşini ve Şükranı kama rada kendisini beklerken buldu. (Devamı ver) m özleri tehlikeli bir iştir. Gidip memek de vardır. Ufak bir muvaffskivetsizlik veya tede birsizlik, baskma gidecekleri felâkete sürüklivebilir. Ben se ni katiyen bırakmak istemem. Beni odüşünmüyor musun? Yarmki saadetimizi nasıl bır günden çiğneyip geçmek isti” yorsun? Kendine acımıyor san, bana da mı merhamet et» miyorsun? Rüstem sordu: — Bu fikri bana verirken, baskında hiç bir tehlike yoktur diyen sen değil miydin? Şim* di neden bu işi tehlikeli görü” yorsun? — Evet, bu fikri ortaya" tarken * bir teeşhbüs yapılsm diye - tehlikeli taraflarını deş* memiştim. Di m bir nokta vardı: Gidenler muvaf” fak olurlarsa, kale içine kolay ciddi bir tavırla nın dizleri üzerine, çene: larına dayalı, bası hafif öne ej de avu yerde , halıdaki bir -3l- ca erzak” getireceklerdi. açlık sefaletten kurtulacak, muztar riplerin iniltisi dinecekti. Fakat işmdi, bu teşebbüsün menfi ter raflarını da düşünüyorum: Meselâ, gidecek adamlar bas kım yapmağa (o muvaffak ole" mazlarsa, eğer düşman uyanık bulunuyorsa, hepsi birden a” yaklarımca, baskma gidenleri bir hamlede boğarlar. Görüyor sun ki, etrafımızda karargâh kuran düşman oduları dört cep hemizde de kuvvetlidir. — Biz hir kere bu işe karar “ yavaş yavaş yanaklarından aktı e * hald y? e m ya m iki Göz Y çiçeğe dikilmişt, Ansızm göz kö - âmir olduğu anlaşılan birisi şelerinden iki damla Yaş sızdı. memnun bir tavırla haer verdi: — Çeviriyoruzt.. Bunu görünce Suzinin içi zonk. gi Andre Mirna ağır ağır başını la : kaldırdı. > a uğrunda ağladığını ömründe hiç “dr. Birdenbire gözlerindi görmemişti. Gerçi, kendisini mu - hasara edenlerin birçoğunu kaç defa o gülünç hareketleri yapma ğa lebar etmişti. Fakat böyle zevkli bir ahmaklıkla hayatında ilk defa karşılaşıyor. ve yanaklarında birer hat parıldayordu. Suzi hayret içinde geriledi. Bu gözyaşları, kalbinin aşk tellerini reten, gencin hakiki ve derin aşkına İnandıran, kuvvetli muka ? bu würetle on tatl yemebini kırarak kondisini sahdö, raşesiyle o gence kuca 5 oldu. diyordu. bir 2 te kavuşturan yaşların tıpkısı değil miydi? Makinelerin mono, ton gürültüsü devam ediyordu, Andre Mira hâlâ ağlıyordu. Ni, bayet yerinden kalktı; aynı za, manda her taraftan tebrik sas, leri yükseldi: ğını açı Ertesi gün uyanır uyanmaz ilk düşüncesi çu oldu: Hakikaten bir erkek, kendisi için ağlamıştı. Bu cümleyi tekrarla - dıkça manası da o nisbette eş - — Hayret vallahi! İsmarlama rarengiz görüyordu.. Ahl. sağlayabilen yenâne adam sizst, disine bir zevk ufku a Diz! Ne teessür! Ne his inceliği! erkeği nekadar sevecekti.! v3 yük bir sanattır bu, doğrusu! av Neden o kadar çabuk gitmiş U? Yanında kalsaydı, üzerine eğilip yüzünde o kıymetil göz yaşlarının izini arayacaktı! Fâkat simdi uzaklı, onu ancak akşama doğru görebilecekti. Bu dilşünce İle gittikçe sabırsizlanıyordu. Andre Mirna bu kompliman . dalgalarını mutlak bir #ukünetle karşılıyordu. Hattâ yakmış gülümsüyordu! sigarasını Bunu Üzerine , birkaç damla gözyaşinı orada. ne kadar kıymet li olduğunu taktir eden Suzi De- roz sessizce o muhitte uzaklastı .. Yarım saat sonra Juanvil Stüdyosunda bulunuyordu. Pro «| jektörlerle aydınlanmış geniş bir hole girdi. Burada kolları sıvalı gömlekler giymiş birçok kim geler gidip geliyordu. edği bu müthiş patır i şaşkın bir şitmiyorsumuz, 1939 har & ataba ne-| ) rı olan bu söz Almany | doğdu. Dünyanın ber taralna ya yıldı. bütün Jisanlara yerleşti. Belki işitmemişsinizdir diye ma. nasımı da İşaret edeyim. Ersatz iı karşısında Suzi durakladı. A öde idi? İşte kalahalılk-arasın. d- cetrafım. saranlar gibi -elleril. birtakım iştretler yaparak ba gıra bağıra konusuyor. Anlazı | lan çevrilecek sahne hakkında| münakaşa ediyorlar. Biraz #« Andre Mirnanın gür sesi aksetti Nihayet kendisine tevdi edilmek istenen roll kabul ediyordu lan bir isimdir, Meselâ ne bilevim samandan cam yapılırsa bu şekil de yapılmış cama Ersatz cam di yorlar. Asrımızda Ersatz eşya alp yü rüdü. Bilhassa bu seneki Layp: sergisinde neler teşhir olundu bili. yormusunuz ?. Balık derisinden kravatlar, Morina derisinden eld midesinden yapılmış Bunu müteakp derin bir sizlik yayıldı. Sonra projekt karbonlarının . çatırdım duyuldu ve derhal bütün kalabalık “J prömiye” kralını seyretmek üze. ze bir kenara çekildi. O, bir bu duarı temsil eden gayet şık bir sahnede kanapenin kena u , dirseklerini diz ini iki elne dayamış şını hafifçe ileriye Iğmis, göz srini halıdaki çiçeğe dikmiş bir halde sessiz ve hareketsiz durılı venler, ökü, si çantaları. bir N | o Frankfuhter Zaytung gazetesi | patates kabuklarından yapılmıs bir kâğıt lzerinde basılmış » simli fevkalâde bir nüsha mıştır, Yukarıki satırları bir Kransız asından tercüme ettik. Bu mecmua bu malümatı veren yazı sımı şv suretle bitiriyor ; “Ne olurdu, bir hayır sababi çıksa da eski gazetelerden pata, en yapabil Bu vaziyette birkaç dakika | '1<© geçti. Suzi şiddetli kalp çarpın tıları ve derin heyecan ile, kendi. sini bile usandiren birdikkatle garip manzarayı seyr &diyord" Nihayet kolları sıvah erk beliren iki damla yaş biraz sonra | seklinde | sun'i olârak yapılmış eşyaya takı. | BİLİYOR MUSUNUZ? | Kolonya suyu 106 senede yapıldı? Kolonya suyu icad edil mam /“ sene oldu. Bunun mucidi bazılarına göre (Jan Piyer Fe mini)dir. Bize göre (Jan Pi; Farina) , (J. P. Farina) hin bu förmülü J için, yürek darlığına Karşı kulla. sılıyordu. Bir birdak $ ölürken oflu Pol ve kolonya suyu Üni . aFkat yanına. çağırf nun formülün İl çak fi sının keşfi muvaffak ni de bir ti demiyordu. Bir ge nası, misafirler telâşa düştü Poi, derhal cebinden bir küçük şişe çıkardı, Kızın yüzüne el . lerine sirdü, —Piyasada bulamassınız. Bu babam keşfidir. Bende de yal ni? bu şişe kalmıştır. Meciiste bulunan hunla a niçin bunu Yapıp satmıyorsunuz diye tazvik ler, Pol bunu sermaye meselesi ol- itimad edinir, Sizi 2 Pol bir Pr avsiye et - ti Az zaman sonra büyük bir rağ. bet gördü. Fakir delikanlı zengin oldu. sevrititi İızla evlendi. Vitamin ve meyva suyu Nevyorkun her hangi bir 16- kantasında, kahvebanesinde — is tediğ her han; ir meyva resini bulabi! Taze meyi te pek faidel uyu, en çok karasi n müztarip hastaları tavsiye ediliyor. Bu sular, cilde tazelik verir | taravetini arttırır, meyva sula Iri, yemeklerden yarım veya bir sast evvel içilir, Üzüm suyu — Vitamini bol - iw Mafsal ağrılarını karşı dir. | Çilek suyu — | muhafaza eder Kiraz suyu — Mafsal ağrıla - na, şişmanlığa ve kaba karşı de Yabani merrin otu — Suyu ha zımlıdır. Serinlik, ferahlık verir. Ananas suyu — Şekeri çoktur. Mesane hastalıklarına karşı kul. lanılır, Elma suyu — Citamini boldur ve barsak hastalıklarına çok iyi bir ilâç yerine geçer. Siyah frenk üzümü suyu — Ha. Frenk üzüm! yu — İstiha - vi açar. İdrarı çoğaltır. Domates suyu — Vitamini bol dur. Dalma içiniz Kuvvetlenir siniz. Portakal suyu Vitamin; Ağaç cileği suyu — Sekeri ve bold büsbütün ümitsizliğe düşer — Bırak beni, Marta! kor kak kediler gibi burada sinip kaltınam. Söz verdim... bu egce kirk kişi ölmeğe and içti İer... Beni bekliyorlar, Onlar la beraber kaleden çıkmağa mecburum. Marta oçk yalvardı... Ayaklarına kapandı... Ağladı... Ve arkasından: — Sana acıyorum, tem.. gitme ! Diye haykırdı Rüstem Doğan beye söz vermiş ve hazırlık yapmıştı. Geri dönemezdi. Mademki bu fikri Doğan beye veren kendisiydi... nasıl geri dönebilir, peml: â mem.. diyebilirdi? GECE KARANLIK BASINCA... Doğan beyin “Serdengeçti- verdik, Marta! Artık kararımız. dan geri dönemeyiz.. — Demek ki, ne bahasma olursa olsun, gideceksin öyle mi? Rür gideceğim, Hem kırk kişilik bir — Evet de bu gece, müfreze ile. Marta, Rüstemin sarıldı; — Bu işe sen atılma, Rüs* tem! Sen amcana İözrmsin! Eğer bu gece geri dönmez” sen, Doğan bey sağ kolunu kaybetmiş olur. Niğbolu halkı kollarına ler,.i ayrılmıştı. Hepsi kırk ki şiydiler. Rüstem bunlarm ba” smda bulunuyordu Gecenin izfiri karanlığı etre* İl sarmıştı. Kale içinde korkunç bir ses sizlik vardı. Rüstemin arkadaşları zırhlı elbissler giyerek, bellerine pa lalarmı alarak kale kapısma inmişlerdi Doğan bey, gece yarısı Rüs temle konuşuyordu: — Arkadaşların Eğer müşkül bir va eşrseniz, içlerinden biri sine sek gelip bana vaizyeti habe versin — Merak etmeyin, amca! bir azman müşkül bir vaziyete düşeceğimi tahmin etmiyorum. (Devam: »

Bu sayıdan diğer sayfalar: