OUR isk, Istırap ve hisromanı eği #ünemiştı. Mutfaktaki MR Su almak üzere i Bonra elinde dol > a dolu sü rüzgâr oan mer- İh, Kadar da sessizdi Bu P bir heyecana düşürü, Yakat dikkat odince ya MA. vak gürültüleri başladı. İlk farkec- Ona saniyeden sani, IrmUuş gibi gelen ye" alli sındaki duvar saatini i oldu. Sonra zahi T horlama, ihtiyar bir e İphesiz babasınm ho- ik; © İitti. Yukarıda da N lamakta ydı. © titredi: (o Hayattan İm, odanları müsterih Uyuyanbu iki adam a sanıldıkları halde ii, oyasında en küçük bir ip Tabrtası yok ve onlar berdar değillerdi! Ge. Setle konuşuyorlar, * Sanki damarları 1 dolaşıyormuş gibi lerden zevk alıyor veya *8 oluyorlardı, Halbuki Mei, ucunda doğmuş iki birlerine bu baba ile yabancı olamazdı, Mİ Sevdiklerini zarme- © zira İçlerinde bir umubüyümüş, kök baba ve bu evlât uda getiren Siz olan ve dünya l k Farukun, önun da Sİ Küçücük de 1 arasında bir ben. olsa ki açıklık, d in cinsi, Yetsiz bir ân evlâda geç de Zevk, dikkatli bir göz yi, irakterist k olan her Müşabehet noktası kâ- . araşlırıyor ve 'Ta- al arasında hiç bir ben. bulamıyordu. Fakat hattâ da N Map Kralına söylersem, Böre tedhir alırla tuzağına düşmeme ten Macarlar o lidir ki... Hiç bir 22 9 MAİ iyiyim ime iğ. 4 Hİ. NN buldu, Ogün, Marta Tü, “Adar uzun gelmişti Yer ini yü Yarısına kadar sur» * Olan sonra düşmü- 1 uzaktan emri veririz sezince e VA A EE , ED Mürta bu sözleri unut» NAKLEDEN ; erfhi Kardeş | bu beliibelirsiz noktalara dikkat etmesi için o zamana kadar bir sebep görmediği için dikkat et- memiş de vlabilirdi Odasma dönmek için kalktı ve yavaş yavaş merdiveni çıktı eşinin odası önünden ge- , İçinde şiddetli bir derhal görmek, onun uş sında sakin çehresine, gevşemiş yüz hatlarma uzun uzun bakmak | istiyordu. Böylece onun fizyono” misindeki sirri uyku esnasinda kate değer bir benzeyiş varsa bu gözlerinden kaçmayacaktı, Fakat ya Tatır uyanırsa ona ne diyecek, bu vakitsiz ziyareti nasıl izah edecekti? Eli kapı tokmağı üzerinde, bir sebep, bir behane arayarak du- ruyordu, Birdenbire bir hafta evvel kardeşine diş ağrısını kesmek için bir şişe ilâet verdiğini turladı. O gece de kendisinin dişi ağtımış ve Hâcı almak üğöre gemiş olabilirdi. Bir hırsız gibi ayaklarının basa basa içeri gird ucuna Penosreden odayı aydınistan | ay ışığı da baktı: — 'Tarık, ağzı yarı açık, derin bir uykuda idi. Sarı saçları be, yaz yastık örtüsünün üstünde altm rengi bir leke yapmıştı. Uyanmadı, fakat horlaması ke sildi, Faruk yataga doğru' eğilmiş. kardeşine korkunç bir dikkatle, uzun uzadıya baktı. Hayır! Bu delikanlı ana baba bir kardeş değildi, Raife ç bir benzeyişi yoktu, onün oğlu olamazdı. efa olârak hatırasında resmi canlandı. Onu zımdı. Resme bakmca şühesi okalmayacak, tereddütlen kurtulacaktı Ayaklarmın ucuna ba odadan çıktı. Odasına fakat yatmadı. lar sunki birer sene kadar uzun sürüyordu. Yemek odasmdaki | duvar sasti biribiri arkasından , gecenin sessizliği .içinde çük makinenin sesi adetâ bir kilise çanr kadar gürültü y pıyor, Fârukun (kulaklarında çınlayordu. Faruk odasmda yataktan pen | cereye doğru bir aşağı bir yuka- | rı dolaşıp duruyordu. Ne yapa. | caktı? (Devami ver) Ge yarısından epeyce zaman Vu di üm rün. Biras sonra hürriyetime, vatanıma cağım. Dödi. Yavaşça kapağı kaldırdı taş mezdivenlerden indi. Bir âra- hık ma: — Dur, Marta! Beni bırakıp ne reye gidiyorsun? Seni hâlâ seviy rum! Diyen bir ses işitir gibi oldu durdu... Etrafa kulak verdi. Ortada ne bir vak sesi vardı. Ne de bu korkunç sükütü ihlâl e den bir kimse... Marta, güya karşısında Rüstem varmış gibi, birden başını kaldır» dı ve yumruklarmı sıkarak: — Bacağıma sincirleri vurdu ğ ? Revi zindana at mağa neden gelmedin? ni ağlayıp bağırdım.. Toprak üstür. de, başarat arasında yattım, İnile Bican e akılikii evlâtlığı Nakleden : Cemil Nejat Ahmet Bican efendi on beş se nelik evlilik hayatından sonra hâlâ bir çocuğa sahip olup ken. disine “baba” dedirtemediği için çok üzülüyordu ama bu üzüntü. sü çok uzun sürmedi. Çünkü he men konu komşu araya girdiler ve Bican efendiye kimsesiz altr yaşında bir evlâtlık aldılar. Ahmet Bican efendinin bebe şefkati çocuk byüdükçe şekil değiştirmeğe başladı. Bvlâtlık oğlu Mehmet evvelâ kucağa alı. nip sevilirken ik heves geçtik“ ten sonra surat görmeğe, sonra haşin muamelelere maruz kalına” ğa başladı, Hele çocuk büyüdük. çe iş büsbütün değişti ve Meh- met Ahmet Bican efendinin ka” rist târafından ev işleri yapma, ğa alıştırıldı. Os iki yaşma vardığı zaman Mehmet değme (beslemelere taş çıkaracak kadar ev işlerinden anlayordu. Hele aradan iki sene geçtikten sonra evin bulaşık, çamaşır, & teş yakmak, ortalık süpürmek gibi bütün kadm işleri üzerine yüklendi. Mehmet desteksiz bir çocuktu, analığından kısa günde iki üç | defa dayak yediği ve belki yir. mi defa azar işittiğin için aptal. laşmış, alıklaşmış korkak bir hal almıştı. Mehmet analığından çok kor kardı ama; Ahmet Bican efen, diden de ödü patlardı. Çünkü analığı nihayet Mehmedi mügs ile teri döver, fakat Ahmet Bican efendi bir kere kızdı mı üzerinde baston kırmadan bi- rakmazdı Her akşam Mehmedin muayyen İ bir vazifesi vardı. Gün kararır ken kapının önüne çıkar, baba. lığını bekler, Ahmet Bican efen- di karşıdan görününce koşar e, lindeki çıkınları alırdı. Yaz günleri bu vazife kolay ve zevkliydi, Fakat kış günleri çekilir gibi değildi, Çünkü Ah- met Bican efendinin pis bir hu" vu vardı. Eve gelirken daima temiz caddeyi bırakır, muhak, hak çamurlara saplana saplana sayırlarım tarlaların içinden ge- Urdi, Aksi gibi evlerinin . tam arşısmdâa da büyük bir terla vardı. Ahmet Bican efendi kes” n diye daima bu tar. ve eve gelinceye ka- ai adetâ çamurlar İçinde yü” zerdi. Tabii sonra bu çamurları temizlemek de Mehmedin vazife. leri arasmday'r. Bir çok kereler Ahmet Bican efendi çamurlardan ayağmı kur- taramaz. O zaman kunduralarrr nı kamura gömülü bırakır çorap larmı hattâ bazan yalın ayak yo- luna devam ederdi. Eğer çamura batlığı zaman Mehmet. yetişip elinden çıkınları almamış ise o zaman hidetle ço” cuğa döner: — Mehmet yetis, yoksa varı, yon ha, kafanı kırılmış bil.. Diye feryadı basardı. Mehmet bu çrkışma karşısında bütün işi- w ni bırakır, dayaktan kurtulmak için ördek gibi çamurlara dale” rak babalığına yetişirdi. O zâ, man Bican efendi bir mukadde- me olmak üzere Mehmede bir kaç tokat indirir, kapın önüne vardıklarında birkaç yumruk, tekme #âve eder ve iceriye gir dikten sonra sırtında da muhak. kak bir baston karardı. Yine yağmurlu, pis bir akşam- dı. Ahmet Bican efendi evine dönerken tarlaya dalmış ve gün lerdenberi yağan yağmurun te. olan tarlada papuçları, çorapları bıraktıktan sonra evlâtlığının hâlâ gelmediğini görünce bütün | kuvetiyle: — Ulan Mehmet yetiş. Yoksa varıyon hal. Kafam kırılmiş bil - diye bağırdı. Mehmet bir gece evvel yediği dayağın tesiriyle hastaydı. Bir yorgana sarilnış, mangalsız bir odada kanapenin üzerine büzüi- müs uyuklayordu. Bu feryadı duyunca ok gibi yerinden fırla. dı, Merdivenleri dörder, beşer atlayarak imdi, sokağa çıktı. De garıda müthiş yağmur yağıyor” du. Mehmet bir kere tarlaya ve | yarı beline kadar sulara çamur, | lara gömülmüş olan babasma | baktı. Çaresizdi. Sulara daldı.. Bican efendi 5) teden bağırıyordu: —'Ulan Mehmet yetiş? Mehmet, korku, telâş ve has- talığın tesiriyle deliye dönmüs | sulara dalmıştı. İlerileyemiye, ceğini anladı. Babalığma da ni- hayet on metre bir şey kalmıştı. — Baba su çok, gelemiyece- Dedi, Fakat Ahmet Bican e. fendi dinler mi hiç!, Kükredi: — Yetis diyon sana. Yoksa sen bilirsin,. Mehmet son bir gayretle ken- dini zorladı, âdetâ yüzerek ileri- ledi.. Artık babalığına varması işin dört beş adım kalmıştı. Bi. can efendi de biraz gayret gös- termiş üç dört adım daha at Yazan: Glee F. . SERTELLİ iğ. lerimi neden duymadın, hain? söylendi. tırmanıp yüzünde tektük yıldı ğaldryordu. Orta- lığı korkunç bir karanlık sarmıştı. Mana kaşmağa hazırlanıyordu. İlk önce basını dışanıye çıkad- dr... Etrafma bakındı: — Cinler bile uyuyor, Meyda da kimseler yok. n genis bir nefes aldı. Sonra, başını aşağıya indirdi... vere baktı, Üç dörtadam boyu “0 bilecek miydi? Mademki kaçmağa azmetmişti, — Üç değil, beş adam boyu yük» sekliğinde de olsa, gene atlaya» cağım, Dedi. Evvelâ delikten ayaklarını sonra taşlara tutunarak gövdesini çıkardı. Marta tüy gibi ince, zas yıf bir kızdı. Kendisini yavaşça bıraktı. Yere sessizce düştü, * Marta birdenbire inledi. Sol ba cağımın üstüne düştüğü için, ayağı nafi'çe Markulmuşt. Maârte sevinçle âcı duymuyor: — Şe dakikada etimi i benzi KADINLAR Çİ Çikolatalı krema Yarım Jitre sütte 100 gram şekeri kaynatınız. Bu sütten iki kaşık alıp, içinde iri tablet çi. kolatayı otp top kalmamasına dikkat ederek eziniz.. Öteki sütü de üstüne katının Soğumaya bırakınız. Diğer tarafta bir yu- murtanm bevazmı üç sarısı ile çalkalaymız ve hazırla” dığmız soğuk, çikolatalı sütün içine karıştıra karıştıra dökü, nüz. Bu mayii (sıcak suda kaynatılacak kaba) boşaltınız. 10 dakikn Okadar kaynattıktan sonra soğuyup donmaya bırakı- BIZ. yumurta İçiçe sıkışan bardakları nasıl ayırmalı Sofradan kaldırırken, yahut dolaba yerleştirirken içiçe ko nulan iki bardak srkışır ve biri, birinden ayrılmaz otursa bunları kolayca ayırmak için sıcak su dolu bir kap içine bardakları koymalı. İçiçe olan ikinci bar- dağm içerisine hafif ırktan baş İyarak #oğuklasan 8u ile dol, Yılan derisinden çanta ve ayakkabı nasıl temizlenir? Yılan derisinden çanta ve a. yakkabıları temizlem. içir 64 gram kaynar sıcak 90 gram rendelen parçası ya sürerek temizli Bardakları temizlemek için Vazoları, bardakları, temiz'e « mek için pişmiş çayın u süzdükten sonra sirke İle karış. tırır ve temizlenecek eşya İde”. Sin koyarak kuvvt) çalkarsınız. Lekeli gümüş çatallar Temiz bir paçavra almalıybu. nu Isistmalı, cigara külüneia. tırmalı, oğmalı, sonra soğlk suyla yıkam: r. Bu basitfigi yaparsanız alacağmız neticeden çok memnun kalırsınız. durmalı, Sicak suda duran ber. Eski bir bluzun yününü dak insibat ederek içindeki ko İaycs çıkar. Beyaz yaka ve bluzları nasıl temizlemeli İnce keten, nansuk, organdi gibi kumaştan yapılan yaka ve bluzları kolayca temizlemek için iri bir patatesi dört bardak su ile ateşe koymalı. Patates yarı pişmiş iken atesten (indirmeli. Patatesi de ortadan keserek #abun gibi kullenmalı, bilhas kirlenmiş yerlerine patatesi sü. rerek çitilemeli bol sü'ile çalkala mali, güneşe adimi, tömli fer Ütülemelidir. Bu suretle yıkanan beyazlar kar gibi olur. Benzinin saf olduğu nasıl anlaşılır ? İpekli elbiseler » balırılm yikanarak mizlenir. Elbisenin iyice te lenmesi için benzinin saf olması icap eder. ekseriyetle Bunu anlamak için benzin içe, | risine bir iki damla ispirto akıt- mah, Eğer benzin berrak ka hırsa saftır, bulanınsa içinde yabancı madde vardır, mıştı. Elini evlâtlığına uzattı: — Tut elimden Mehmet, çek beni, Dedi.. Mehmet de elini uzattı babalığinı yakaaldı, çekti fakat tam o sırada bir gümbürtü ile | ikisi de ortadan kayboldular.. Pencereden bu vaziyeti görüp arkadan dolaşarak vaka yerine İ gelen konu komşu Bican efendi yolsa'ar, hissetmiyeceğim. Diyordu. Geniş bir nefes aldık- tan sonra, yere kapanarak sürline sürüne beş on metre ( İlerledi ve kalenin dibinden ayrıldı. Maria böylece sürünerek cenup cephesinden uzaklaşacak ve Macar ordusuna İltica edecekti. “BAK... BİR KAPLUMBAĞA GİDİYOR!, Kalenin burçlarında dolaşan nö- betçilerden biri, arkadaşına Yö vaşça fısıldadı: — Bak! kalenin dibinden büyük bir kaplumbağa ayrıldı.. Karar lıkta çalılıklara doliru gidiyor. — O ne?! kaplumbağa böyle #plıyarak mı yürür? Gözcüler birdenbire (tereddüde düştüler. Osirada burçlarınar- dında dolaşan Rüstem beye ses lendiler* Şu da de nasıl kullanmalı? Örülmüş bir biüzun, bir svele- rin yününtü okrer kullanmak işin blüzu sökmeli. Yününlü bir isin İehin arkasına sararak çile ne getirmeli. Üç dört gezinden yünü bağlamalı ve sahile. çinde sallıyarak yıkamalı. kağ. yen çitilememeli, BÖ .— kamalı. Gölgede bir ucuyaşğan mandalla tutturarak asmaiı, ku- rutmalı. 'Tekrar yumak gibi sa. rarken eğer yün d smemig, kıvırcık ise eli hafifce nemlete. rek yumak yapmalıdır. Refik Ahme Sevengil'in Romanları Mevcutları tükenmek üzeredir ÇIPLAKLAR (400 Kuruş) AÇLIK (50 Kuruş) KOYUN YOLU ( 30 Kuruşy PERDENİN Arkas ( 85 Kuruş) Vakıt, Halit, Sühulet kütüphanelerinde ile zavallı evlâtlığınm kaybol, duğu yerde suyum kaynadığını gördüler, Beki bir bostan kuyusu çök- | müş Ahmet Bican efendiye âdil bir ders verirken, zavallı Meh medi de çekilmez hayatından kurtarmıştı, CEMİL NEJAT Rüstem köştü ve mazzalların 2 rasından baktı. — Büyük bir hayalet. Herhalde kaplımbağaya benzemiyo; — O halde bir casus olmalı — Gözcülerimizden dışarda kah se var mi? — Hayır. Hepsi döndü. yok m Kimse Rüstem gözcülere şu emri verdi: —Birer ok atın bakalım, Belki bir hayvandır. Gözcüler yaylarını ogerdiler ve ardı sıra birer ok attılar. Kaplumbağa gölgesi artı! müyor, olduğu yerde duruyordu. Rüstem: — Bu bir düşman olsa gekşk, dedi. Kaçmasma meydan vermi- yelim. Haydi birer ok daha sevi. run bakalım. Gözcüler tekrar birer ok-daha attılar. (Devamı var)