Büyük hareketli zabıta romanı ——1 — ay | dia - Ömer, dağların öte tara- MdS, Fransız dastı bir köyün ol. 8 söyledi Bu köydekiler Muharip adamlırmış, Bizim bu - Sadiğumuz son köy berberileri. 8 dis bilerlermiş, Berberiler Boy e iukla geçlindikleri için onları T İrsatta yakalıyarak cezalan- Harmış, Ömer dağlar arkasm. “eki köylülerin bizo muhekkak J tta yardım edeceklerini söyli- “ek benden ayrıldı ve ka bir da âh sonra yardım getireceğini Söyledi. Ben de, bildiğiniz gibi Sallığa gizlendim. Yöhansanin binbaşıyı ölürem; » Yöceğinden emindim, Zira siz var. ve onu müdafns edebileceği. va Mllyordum, Zaten Johansenin Yeti. binbaşıya işkence yapmak. Ma iri yardım Miöğye diğimiz i harel “ ti iğimiz gib ket ot mi Çok iyi bir plân Büy rk Baha Jak gülüyordu. Gü- n a mazhar mi hoşuna & gitmişti. Kornelya “seni gösterdi 7> Bunu ne yapacağız? >> Önü yeni doğmuş — tedavi ed edecek Si kadınlar eline düşmeme - > tenıln etmek biraz güç olucak MA, elimizden geleni yapacağız. Sonra Johansene dkndü: “Duy. ÜüRüz ya? O zamana kadar bol f Vİ dürükürsünüz. Köy kadınları iz Bıçakları o keskindir. Nelere Modi oldukları bilirsiniz. | Varboro bu esnada yattığı yere £R doğrulmuştu, Tekrar nöbet x çocuk ecoğiz, cezası ta - alan da binhaşıdır! Diye bağmdı. Kornelya onu yar ke Yatırdı, tekrar alnma soğuk apre yapmağa başladı yük baba, söylediğini duy takan Evet madam, boğaz yar lidir, Kimbilir rüyasında ne belki çölde öldür arabi hatırlamıştır... “> Hayır, büyük baba; çölde “ vaka değil, boğazında! Maş, Sicfanson, yani Simce takı sidi. Onu hatırlamış ola « ik, >> Boğazdan yaralamak emin » > Böylece boğazdan yaralanan İçin ölüm muhakkaktır ya sasine garip bir oda , en iyisi boğazdan yö» İTİRAF... Tadan sekiz gün ge NM kurtulmuştu. Sti: anda karşısmda Kornek lm Sesi kuvvetsiz çiki « ti, Varböro Göslerini haydi. ban» hakikati söy- İ affedeceğim. Gi titremeğe bazladı . Ağ “Wliyeceğini bilmiyordu. #2tnda dili dolaşıyor, dizleri y Btüinde duramıyordu Vale sultan; pa Görüyor musun? dedi. Diz iyi tremeğe haşladı. Yalan m Yüzünden belli. Neden bip “diyorsun? Onunla görüşmek Bünz neden korkuyors Biray ağa saklıyamadı. Anlatı, kati kasmen tahrif ederek daya kayanın hastalandığını, da. Oradan geçerken, İ see mirtağ Lukreçyanın inle Can ha leyince, şöyle obirkapı yam. en. Nöbetçi ka» ulunuz odaya girme kğ Yazan; OTWELL BİNNS — &?. — Evet, benim, — Hastalığım vurm sürdü mü? | — On gün,, Günler o kadar ya» vaş geçti ki... — Beni siz tedavi etiniz değil | mi? — Bu benim vazifemdi, siz de beni kurtarmak için yaralanmış - tmız... Varboro uzun müddet sustu; a» mm: karıştırarak düşünüyordu. Bi. röz sonra fewltı balinde konuşma » | ğa başladı: — Taşlz yuvsrlanırken yara - lermiştem, Öleceğimi zannediyor. dum, Halbuki ölmedik... Kornelya sözünü kesti: — Karston Magnaya »eden geldiğinizi biliyorum, Ben! büyük rezalsiten kurtarmak istiyor « duruz! — Hastalığımdaı sayıkladım ga liba.. — Evet, fakat Sip Jak da bana her şeyi znlattı Varboro zorla gülümsedi — Demek masum olduğumu ladınız, Beroet ettim değil mi” — Evet, Simon Maks müş olsanız Baba su öldüren başkasıydı — Kim? gördünüz mü? Öldüre- biliyor musunuz? — Görmedim, fakat kimin yap- | tığı biliyordum ve onu yakaladı. | ğım zaman kendisinden hesap 80 Tarafın Komelya hafif bir kayha ko - pardı — Bildim. Cinayeti yapan Je - bhansenâi, Kendisi Londradaydı. Varboro, onu artık yakalamağa Tizum kalmadı. O eli. mizde. — Ne dediniz? Johanson yaka» İnndi mı? Johansen burada mı? — Kafestekiıkuş gibi Büyük Baba Jak ona öz çocuğu gibi ba- kıyar, Johansenin yakalanması « da yardımı dokumanlar oru mek ve berberi kadınlarını Um etmek istiyorlar, — Vay canma, mühim havadis bunlar... Jakln hemen görüşmem lâzım, Kornelya mâni olmak istedi: — Hayır, fazla heyecanlarma- nız doğru değil, istirahate muh - taşamız, — Onu muhakkak görmeliyim, — Mademki israr ediyorsunuz, Fakat iki üç dakikadan faz in konuşmak o yasak! Yemeğinizi yedikten sonra tekrar uyumalısi- niz! K srboro güldü? EN — Kabul ediyorum, İstedikle » yapacağım, fakat vel görmem lâzım. a odadan çıktıktan bir- ız sonra Jak girdi, (Devamı var) tem peki inizi harfiy i ! la bi HABER — Arsim vostin Yazan NEZİHE MUHİDDİN Tütün dumanlariyle buram buram tikanmış küçük kahvenin kapısı açıldı; içeri ifrit gibi bir rüzgârla karışık kar serpintileri le beraber yüzü gözü sımsıkı yün âtkılara sarılmış şişman bir adam girdi Soğuktan şişmiş ellerile yüzü. nll örten kalım sargıyı çikarır. ken; — Amanın çocuklar! dışarıda öyle bir don var ki taşlar çatiz. or. diye boğuk boğuk söyleni- yordu. shvehane birdenbire canlanıverdi: — Safa geldin Haydar babe Safa geldin. Hele buyur şöyle bakalım.. Sensiz kalmen ağzımı. çak açmayı Ilahi.. Hay dar baba sırtına kalmer katmer | geçirdiği sandık sepet eskilerini İ sanmış hk götür- | düğün “ göönsi"t kabuğu gibi soyarken be. yaz top sakalı hâ'â soğuğun şid. detinden titreyordu. Kahveciye seslendiler: — Haydar babaya bir okkalı getir... İçi ısınsm adamcağızm. Ey Haydâr bâbe keyfler?., Gel miyeceksin diye meraklanıp du. ruyorduk. r baba beyaz kılları w ni altımda yu yamuk şirin gözlerile gü. güm. Aksırık tıksırık derken bi. zim bacı günlüklü opamuklarla iyice bastırdı; yarm gece kahveye gikâyım deme ha âli mallah kapıyı arkasından sürgü. erim! diye bir yemin savurdu. Yemekten sonra kıvranıp duru. yorum. Allahtan güldür güldür kapı vurulmağa başladı. biti komşularm gelininde doğum rdarı bağlâmiş inöğersa ? pürtelâş çıkma ben de xöpağı buraya attım. — Oh ne iyi oldu. nefeste kurterem b Ey Haydar baba a2: ne ver ne yok? — Bönde birşey yok, ne varsa sizde vardır.. En Son Dakikanın bavadislerini anlatın bana Üçüz” Yü misaka giren çıkan var mi? esir daha &. kağ > bomüa Allah bir uncağızı. t bakalım, İarımış düşmüş ?... — Birak.. Bırak Haydar ba, ba, şu masalları da bize tatlı tarafından anlat sen.. Biraz 'a. famız dinlensin yahu., Haydar baba çubuğunu derim ce bir çekti, ta ciğerlerinin içine doldurduğu kesif titün dum: nm: burnundan, ağzından sâkal ve bıyığının sert ve beyaz kılla rı arasından tüttüre tüttüre bi tip tükenmeyen | hikâyelerinder birine başladı: wn tıpkı böy” göz ze göm € - Ben o zaman virmi wwiklr arslan gibi Cadılı han | bir delikanlıydım. — Öhö Öhöö! Haydar baba şaka dolu bir öfkeyle uzun çubuğunu sözlerini alayla karada anın omuz bü zannediyorsun a gaş- kın! O samanlar beni görseydin öksürmek değil ya karşımda yutkunamazdın bile, Şimdi H dar baba dediğiniz bu miskin ihtiyar o 33 Etrafını alanlar Gene de arslan gibisin Hay Hepimizi cebinden çi. aşallah! Şiri ihtiyar acı bir tahasürüyle: — Nerede o günler! vam ett ma tabi bir kasabanm tapu töbiydim.. Beni Rumeline nak- etmişlerdi. Düşürün bir kere O kış kıyamette Anadolunun bir başından kalkıp R bir EE, gitmeği dar baba. karırsın yadın diye de- di le Otom. bile MEŞE duri mu on beş günlük yolu iki günde safa ve rahatla bitirmek nerede, kırik dökük at, bazan da merkep posa gibi totulararak ana emdiğin süt burnundan fitil #1 gelerek o garip nerede? Neyse nzatmıyalım! Yampiri yiıya zorla teda. rik ettiğim sıska bir hayvan ko. düzü'düm. Burnum kıl aldırmıyacak uysuz bir arabacıya tesadüf istiin Hk günü söyle bi geçindik daha ünümüzde-on günlük 1ss1z bir yol vard... ci günü akşam tipi dindi. Bi sız bir sesi ç ve garip ufuklara Tam bir ormanın dönem krvrliken bizim yaylı ki bi diy © 8ol tarafıma bindirmez mi? ız. del r e atladığı il tında dan, yolculuklar ozanın izbandvt kildi: — In aşağı efendi! İndim. Ve — hayd gile şu arabayı tamir edelim de akşam olmadan bir varı lum — diye söyleniyordum. Arabacı kımıldamadı dik karşımda duruyı omuzuna dayayarak yarı rı tehdit: — Hayüi' rsun ? diye tek . Herif yaban domuzu nerek homurdandı: elbirli. köye bile, — Orasını senir le, A Bak su yoldar dim.. kapıdan baktım, — Neler konuştunuz? — Yerde, bir Hasır üstünde ya göre ae tıvordu, İlk önce kulunuzu medi, — Uyuyor muydu? — İnliyordu. Çok hastaydı. — Nerden anladım hasta oldu- ğunu? Pelki seni (o aldatmak için yapıyordu — Hayır, sultanım! Onun sesi- -145- niyetinde olmadığınızı biliyordum. ni kulunüz kapıyı açmadan duy» Nasi gelip söyliyebilirdim? muştuma, — Pektif, Neler söyledi sana? —Siz sultanıma gidip yalvar © mamı ve alını dilememi rica et- ti Valde sultan başını salladı: — Ah seni gidi kurnaz tilki, ilân bu yalanlarla beni kam dırdığını mi sanıyorsun? Ve birden hiddetle o yerinden — Başka bir şey söylemedi mi? kalktı: — Hayır, sultanım! Mümkünse Haremağasınnı yakasından tı» eski odasına nakline delâlet'etme tup yere çarptı: mi istedi. —Sen neden gelip bunları bas derece nankür olduğunu na sövlemedin? — Kendisine karsı çok şiddetli davrandığınızı ve onu — Alçak köpek! ben senin bu bümeze dim. Sana birçok işlerde itimat gös termiştim. Meğer sen bir inci ta affetmek (nesine bile satılacak kadar hayatı bir adammışam! Elmas ağa yüzüstü vere müştü, Bir türlü kendini toplayıp kalkamıyor ve valde sultanım #- yaklarma sürünerek yalvarıyordu. ahi kulunuzun hiçbir sv» ltanım! sizden im içini beni affediniz. ime bağışlayınız bu düş çum yoktur, siz görüşt Eski bizmeti tedbirsizliğii Di n hiddetinden ateş sağa sola ürüp getiren bir takım farelerin sarayda dolaştıklarını has karşına bir kulübe yahut bir in, sannğlu çıkar Ar içurümlu kocaman eliy bir g sttikten sonra, in sıska rir yanma gitti, Yanmda kalın ve zorda bir kamçıdan başka bir silâh namı y yoktu. Hiddet ve çaresizlik karşın. beynime vurmuştu, Her göze alarak herifi tepele. Kurdum, Karaçımı kaldıra belinin ortasına var kuvve- timle indirdikten sonra bağır . dım — İnsanı yol ortasında bırak. raağı senin yanma koymıyaca- ğım mel'un herif! İkinci kamçıyı indirmeme kal. madı, herif azgın bir su aygırı gibi gürüyerek karları savura sâvura yerinden fırladığı gibi belinden kocaman kamesını çe. atüme atıldı. Kamçimla vaziyeti almama vakit , karanlık ormandan bir tırlay arak aramıza : — Durun delikanlılar! Durun e! Ne olüyorsunuz? Ne var? &öluk soluğa? u kırık yaylı ile bana #0r- alıkia yol aldırmak istiyor. ye homurdandı. Az daha eli. mi kana bul Na Var ne haliniz Dedikten sonra sersem ser msc hıriayan beygirin üstüne bizden -uzaklaşmağa layarak fıldır - frdır #esvip Bir tirperme eriyordu. Evhamımi eynerök: — Haydi! dedim ne yapacağr » dik ederek bayırın ta geceyi nah burada dedi, İt bir gülüşle: — Bir hi». diye cevap verdi. dıl han m — Başka çare yi merkeple seni bayırdan rim... Belimden omuz başıma kadar diken diken ürpererek: — Merkep nerede? dum — Ormanda. tim sırtına — Peki sen Bizim indiri. dye sor Odun yüklmiş. gidecek DEVEYE net göstererek kten sonra Kesemi çıkararak gümüş beşlik o bahşiş herile iki uzatmca erek Oğün erkebi getirdi. Odunları birine beni bindirerek başladık. üstüne yayı- yüklü indirdi, m1 nlığı ğı ken diken tülylerimi iu.. Köylüye bir çay sorm! cesaret edemiyordum. Artık dar bir geçide inmiştik. Yanımsıra düşe kalka yürüyen adam birden merkebin yularım çekerek durdu, Acayip bir sesle: — Cadılı hana geldik. Dedi. in burada! Ben. Cadılı han nerede? diye etrafıma bakınırken, köylü gol tarafta izbe bir yeri göstererek: — İşte burasıdır! dedi. Gösterdiği tarafa bakmea karların altına sinmiş siyah bir külnbet gördüm — Sen benimle oraya kadar gelmiyecek misin? Garip bir bekişla meçhul bir yere bakarak: — Hayır ben gelemem! diye gülümsedi. Ben tekrar yoluma döneceğim.. Hem.. —Ey söyle bakalım hem. diye neye durdun?! Köylünün düdakları hafifçe kıpırdattıktan “sonra etrafına üfleyerek: — Efendi sana doğrusumu yliyeyim mi?! Buhan tekin r!.. Böyle senin gibi yolda çaresiz kalan niçe yolcular... Sözünü keserek dehşet dolu bir bakışla yüzüme bakarak sustu. Kafatasımda bir zonkla. ma duyuyordum. Gözlerim ka, rarmıştı. Köylüye bağırdım: — Söylesene be adam! Bir gok yolculara ne olmuş? — Nens gerek.. Bırak söyle- iyeyim daha İyi... .Xüregize korkü vermekten başka neye yarar? -Allâha tevekkel ol.. Olu üfle uyumağa çalış. Yiyecek ta nen varsa eğer, yarım kalkar yoluna gidersin. Taş kesilmiş şaşkmlığım kar. şısında köylü merkebine atlaya. rkebini sürmeğe başladı. Öyle taş, gibi ne kadar yapa- yalnız kaldığımı bilmiyorum. Vücudumun acayip acayip uyuş" duymağa ( başlayınca dişlerim biribirine çarpârak ken. dime gelmeğe çalıştım. Karla. rım arasmda donup kalmak mu- hakkaktı. İster istemez Cadılı hana döğru hızlı adımlarla yö- rilmeğe başladım. Ara sıra kam" çıyı tutan sağ kolumu kaldırı. yor ve cesaret almak için çizme. lerimi o kamçılayor, odonmağa baslamis dudaklarmam arasın dan, cadıları kızdırmamek, için fif hafif bir sarkı mırıldamı yordum, tuğunu ordu enin min etmemiştim. Haydi defol kar şımdan, bülund mindi.. Derhz lerek vakde sulta tı, © disini Elmaseğ migti, Hattâ ode betçisine — Recep reis beni ararsa, ker iremiyeceğimi söyle ve bö- kabul etmezsin? diye şiddetli emirler vermişti. Elmasağa yattığı yerde güçlük” le nefes alabiliyordu. Valde sulta- nim yanında o kadar sıkılmış, o de rece korkmustu ki... — Bereket versin böyle bir frr- Uma İle tehlikeyi atlattım. Daha Hruca odasına ve kem ciden falan vazgeç» ıma gelirken kapı mö- : ceza görebilirdim, O 2 hiç Kimseden sefaat göremez” Padişah da burada yok. has man olurdu. leniyor ve mütemadiyen an terleri | siliyordu. nberi sarayda hiç e si çokt Valde sultan onu çok tahkir et» çok hırpalamıştı. attığı yerden « biraz.sonra » asmt kaldırdı. geniş bir neles ald: — Acaba beni valde sultana kim gamezladı? ah şunu hir keşfedebil sem.. diye düşünüyor ve bir taraftan hakaret gördüğüne diğer taraftan incileri kaybettiğine yanıyordu. Recep reisle bir daha görüşme- lerine imkân kalmamıştı. o Zaten Elmasın basma bütün bu felâket» leri getiren, hep onun inci iptilâsı değil miydi?