NİSAN GEENESANIRI, Büyük hareketli zabıta romanı a — — Beni aldatmak istiyorsanız le uğraşıyorsunuz, Siz kocam İdürmek için gelmiştiniz. — Simon Maksveli öldürdüğü » İÜ yannediyorsanız aldanıyorsu - Bu da budala Standişin bir b dr, — Yalnız Stendişin değil, O »». İİ? Parhalmda bulunduğunuzu in - | €demezsiniz ya?. Elimde 'r. itlar var! — Nasıl? — Fastaki bavulumda kullanı. miş bir tren bileti var, Üzerin- de düğün gününe rastlıyan tr. İh. Marsliyada vapura binerken Üşürdünüz! — Siz de buldunuz değil mi? — Evet, Sonra başka 8 var, İngilterede zaman bir kaza geçirdiniz. To. İliyordumuz, O gece son trene işen yolcu da hafifçe sallanı - Ordu, — Bir kaza mı dediniz? — Evet, garip bir kaza. Simon Biksvelin elinde bir kılıç vardı. Üren ucunda da an. Ölmeden 6l katilini yaralamağa muvafe olduğu aşiki Trene bisen mun geçirdiği kaza da bun » başka bir gey olamaz! Varboro gülümsedi: — Bütün bunlar Standişin söz. , fakat zerrece İsbata yarayan ler değil, Köznelya sabırsız bir 6! hareke. Yaptı, >— Güvercin kulesinde bulunan din cebinde... > Kayenin mi? >> Evet, Kayenin cebinde bir bulundu. Telgrafta nikâh kıyılacağı saat yazılıydı. Ni « tn kimsenin. haberi yoktu. Korn siya söylediklerinin ne gi. tesir yaptığını anlamak için horonun yüzüne dikkatle baktı. S#lşmmn yüzünde heyecan ve Mülcrim ifadesi yoktu, Kom*k r söylediklerini alâka le dinli du, Varboro sabırsızlaştı: >> Peki, sonra ne oldu? 0 Siz Avrupada bir Nriştünüz! > Ask mektubu zannetmiştiniz ül mi? Halbuki bir otel hesabı mektup > Evet, nikâh Meğini yediğiniz bir ötel! gününde öğle Hösas > Aç kalsenk deldim va! > Yemeği telgrafta adresi olan antara yemintiniz. > Tesadüf! > Standiş sizi orada gördü. | > Hayır, yanılıyorsunuz, Stan- İİİ baygın bir halde kaldırımda “üm, Nakavt olmuştu. İİ One arkadaşımız vurdu. Tİ” Arkadaşım olduğunu nere - biliyorsunuz? Beni neden ka. Hİ” görüyorsunuz? (Ne bileyim, ken #decek hiçbir şey nizi müda. sövlemiyore > Duymaz olur muyum? kula- a işittim: Lukreçyaya yazık V“ Va'de sultan onu bos yere Pisttirdi. Odasma ( bıraksaydı. İİ. olurdu? Zaten padişah gelin kadar sayarayın neresinde o . bir mahpustan farkı olmu diyordu. E> Kâmil bey benim için böv'e Püyorsa, sarayda iyi bir dost elim demektir Fırsat bulur “ma teşekkür etmek borcum ak, “oçya o gün ilk 3efa kapı ile bu kadar uzun konu edu. Yürük Ali çarçabuk gev Wi. Kapıdan ayrılmak istemi Lukreçya: ili aydi, kilitle artık kapımı b halde Tneboluu nöbete nt şe şt ani yok, bii aha hav e 4 bea © gün Yürük Alinin Si çulmuştu. Yazan: OTWFLL BİNNS sunuz ki! Ne olur, söylesenize? O gün tayyareyle Karston Mağznays neden geldiniz? — Standiş size sebeplerini her halde anlatmış olacaktır, — Demek nikâlıma mân' ol - maz İstediğinizi Itiraf ediyorsunuz. — Evet, çünkü... Bustu ve tek. rar devam etti, -Hayır, söylemiye. ceğim, Simon Meksvel öldü artık anlatmağı değmez, — Konuşmamak için güzel se bepler buluyorsunuz, — Madam, şunu bilin ki, büyük tehlike içinde idiniz. tahmin ede . ceğinizden fazla büvük bir teh » ke içindeydiniz.. Daba dün gee dünyanm en betbebt kadını idiniz. — Bugün mes'ut muyum zar nediyorsunuz? — DD tehlikede madam, İki olduğunuzu gördüler Bu iki Kişi seyahate çık - mışlardı, Yollarına devam edece”. ler'ne kendile #izi kürlarmak için, tehlikeye &ttılar, Kornelyanm yüzüneeki fade de #işti. Beki düşmanlıktan eset ks) madı, — Vallahi ben de ne “düşüneceğ”- mi bilmiyorum, Beni kurtarmak © çin kendin'xi neden tehlikelere Ats tağınızı düşündüm, Ah ne olur, Karston Magnayn neden geldiği: ' sizi söylesenize! — Hayır, söylemiyeceğim. çün kü Simon (Maksvelin ölümünde” sonra zaten ehemmiyeti de kal. madı, — Demek bnna.. — Madam susunur, biri geliyor, Gelen © olmıyab'lir; çabuk, şu kayanm arkasına saklanmız. Kornelya itaat, ederek kayanın arkasına. giz'endi. , Varhoro yüzükeyin otlar arasi» na uzandı. Kornelya Varboroys düşünceli bir tarzda baktı, acaba hakikaten kabahati; miydi? Varboro bir kahkaha atarak yerden sıçradı, Gelen büyük baha Jaktı, — Madam, çıkmız. Gelen büyük baba Jak, Jak memnundu: — Binbaşım, bir keçi yolu var bu tepenin üstünde kurumuş bir ırmak yatağını, takip ediyor; bu keş! yolundan başka da bir yol ta- iz, ancak o sayede kur löyiniz kip edeme tulavlliriz. — O halde bu yolu taerübe edi riz, Hazır musiniz madam? Zaman kaybetmeden yola ko - yuldular. Yol, TJakm dediği gibi cok sarptı. Teneye yükseldikçe ha reret artıyordu. Yolun İli tarafı uçurumdu Öğle oldu, Sıcak tahar mül edilmiyecek bir derecede art mzgtı, Kornelya eşeğin sirtmda di, Varboro bitap bir hale gel - mişti, Jak küfürlerini ancak, yolu kapayan bir kayanm yanıma gek dikleri zaman kesti, (Devamı var) Biraz sonra kapı kilitlendi. Yürük Ali dışarda , söyleniyor du: tn — Ser ne zaman hava (almak istersen kapıyı vur.. bana seslen Ben derhal kapıyı açarım. ge Lukteçya odasında (yalnız ka- tınca. kilercibaşı Kâmi: beyi hatır ladr: — Demek ki o da hans acıyor. muş G halde ona bir mektup yar sam, vardımını istesem, o bilmem ki taydası olur mu? KAHVE VE-MEYHANELER AÇILIYOR: MU? Dördüncü Muradın selere gitti Ki gündenberi, kapanmış olân ma- halle kahveleri ile mevhaneler va vaş vevaş açılıordu. o Dördüncü Mura'.wirmi dir vaşında idareyi © «e aldığı ve her işe akıl erdirdi gündenbari. kahve, tütün, afyor ve şarap İstimalini yasak etmişti Bu yasağa karşı gelenleri derhal HABER | “Fakir” gilebi İzmir limanma demiriedikten sonra. ikinci tan Kadri Denirkurdu kizaya çıkıp önce mükemmelen meğe karar verdi.. Uzun bir yol, culuktan geliyorlardı. İskende riye üzerinden Pireve geçmişler, di. İzmirden sonra İstanbula uğrayacaklar. bir müddet kalıp *okrar aynı yola döneceklerdi. Cardi Denizkurdu kendisini pek li hissediyordu, o geceher hade çok eğleneceki Bir kayığa atlayarak sahile çıktı, ve Göztepe, Güzelyalı ta- rafma doğru uzandı. Burada caddenin iki tarafina sıralanmış evierin hercen hepsinden güzel kadın başları sarkıyordu. Fa, kat Kadrinin gözleri bir sokak başındaki evin penceresinden bakan güzel, bir kızın kara gö lerine takılmıştı. Kadri uk iş olarak sokağın ve evin numara sını okudu. gonra derhal karşı, daki birahaneye daldı. Vakıt erken olduğu için bira" hanede kendisinden başka kimse yoktu, Yezâne müşteri otduğu İçiu de patrondan fazlasiyle iti, bar görüyordu. Kadri bir kaç duble parlattıktan sonra patro na dost bil lisanla: — Ahbap. dedi. ben Naim bey isminde birlsini arıyorum 479 unsu sokakta, beş numaralı evde oturuyormus.. Patron biraz düşündü: — Naim bey.. Naim bey. dedi. Bu ismi tanımıyorum. Sonra 479 uncu sokak hemen *u karş mızdaki söküktır-ve-ordada beş numaralı evde Süveyda'ha; nım oturur. — Süveyda hanrm mi.. Sakın Naim beyin kardesi olmasm.. Nasıl bir kadın bu?. — Dul bir kadmcağız. Cavi, dan isminde birde liz vur.. Zavallı kadm.. Ve bu zavallı s4» meyha, nenin patronu anlattı. Kadri bu vasıta ile Süveyda hanımın bi müteahhitten dul kaldığını bu acı yetmiyormuş gibi oğlunun Aa on dört on bea verma selince büvük bir nars fle evden kartığr ni ve on beş senedenber' evine dönmediğini, Süvevda hanımım bu iki aer arasmda hütün sevgi sini kızı Cavidana verdiğini öğ rendi. Kadri Denizkurdu kararmı -mişti, içtiği biralarm parası” nt ödedi ve birahâr” “nca 1o#ruca karsıdaki 179 uncu &* kağa sirin 5 numara" evin kapı, s'nı çaldı, Kanrvı ota wee ki- tar bir kedim aetr. Kadri biran kadma dikkatle baktı, herhalde Süyvevria hasım İw kihar kadın Topkapi Aksam Bir cüretkârlı dın ji ikâyesi manınm gelmiş old dir et genç kıza da sarılmak stedi, y dabir tokat şakli hanım: — Kızım bu herif biri,, Diyordu adı. Süveyda serserinin Kadri ısrar etti: — Anmneciğ yoksa tanıma, dın mi beni. Yavrum nili ve ık unuttun derhal buradan çıkıp gitmezseniz derhal polis çağ rırım, Diye sözde anne kat'i Ultima" tomu verdi. Çaresiz kalar Kad. ri kapıya doğru giderken Süvey- da hanımm aklımdan şinişek gibi bir fikir gecti. Sakm bu genç oğlunun ölümünü haber vermek için gelmiş olmasın Belki de birdenbire heyecan ver, memek için böyl bir harket et- miştir. Bu düşünce hâkini olum ca Süveyda hanım Kadriye: — Salona geçin de konuşalım. Dedi. Kadri . hayretler içinde kalmasma rağmen itaat etti, Sa, lona girdi. Cavidan annesinin yanıma oturmuş. gözlerini gözle rine dikti. Süveyda hanım bir iki yutkunduktan sonra söze baş* tadı: - di.. Bana fena bir haber getir diniz.. Kâmil! son defa olarak nerede ve ne zaman görmüştünüz? Genç adam iki kadını da hay retle süzdükten sonra: — Ne demek istediğinizi an, lamryorum ki “eze Kâmi! benim diyorum.” O kadar değişmiş mi- yim ki anne? Halbuki eiz der ikiniz de hiç değişmemi: bi Genç kız Kadriyi tetkik edi Yordu. Yirmi dokuz otuz yaşla, rmda görünen bu delikanlı hiç te çirkin değildi. Cavldan böyle güzel bir gen cin aklımı kaçırmış olduğuna üzüldü. . Kadri h&lâ saçmalıyor, ken disinin Kâmil olduğuna ana kızı inandırımağa çalışıyordu. Fakat artık hem Süvey'da hanımın hem de Cavidanm tahammülü sn haddini bulmuştu. Süveyda Ohanım yerinden kalktı: — Ben kadar çıka şövle biraz dışarıya “Sarayına “gire of ll Ra deg a SR Zal MELER KOTİL AM 139. yakalatıp katlettiriyordu. Bu şiddet İstanbul halkının ne şesin: kırmıştı. Bütün bunlara dü; künlük gösterenler gizli gizli ev lerinde kullanırlarsa de. ortalıkta” ki kahvelerin kapanması yüzünden mübtelâları da terketmeğe mecbu: kamıştı. Tütün tiryakilerinden bazıları “dumanı görülür de başımız. ye dar, diye tütünü ula'ayıp toz ha ine getirdikten sonra burunlarını çekerlerdi. Açık kalan kalıvelerde şerbet. ayran satılırdı. Kahvelerin (eski müşterileri kalmamıştı Barları saz şâvrleri toplayarak saz çaldırıp mani er söyletmek suretile (pars kazanmanın yolunu bulmuştu. Padişahın musabiplerinden' İn çili çavuş (1) bile gizli gizli kahve ve tütün içer, dördüncü Murgt ken disini çok sevdiği halde bir türlü bu iotilâsını meydana vuramazdı İncili çavuş zarateti. nükteler 7 5 huzr sanda vaptığı mas karalıklar savesinde Iran elçiliği» ne karlar vökselmişti İçki, tütür ve kahve yasağı halkta başkate mavüller doğürmuştu. O devirde Dedi, ğını gok â — Ben de anne, bu Ya; niz bırakmak doğru olmaz. Dedi. Fak vidan genç uda. mı durdurdu ve bir kerek Kadın İş! kadâr cür'etkâr olmak doğru değildir, dei Ka kenüra çe- şimdi korktuğunuzu görüyorum.. İsterseniz gidebi- lirsiniz., — Kalmamı tercih eder misi, niz? — Ben mi? rakla sordu.. cağım sizi. Kadri hiç döndü ve oturdu. — Doğru sizin yerinizde ol. mak hiç te hoş bir sey değil. Bakın annem polis çağırma a gitti. — Arnemiz ha! Şimdi polis gelince ne cevap vereceğiz? — Ben cevap veririm, Size de büyük bir mesuliyet gelmez. diye Cavidan mw Hayır.. Ne yapa” aldırmıyarak geri eski yerine geçip ws üwwNihayet bir... şeyimizi çalmış, de" rarmediyorum ki dei ğilsiniz.. K Kadri Denizkurdu içini çekti: — Ne yapayım. dedi.. Buka, bahat bana değil kalbime ait. Hakikateri mücrim değilim. Sizi pencerede gördüm. o kadar gü“ zeldiniz ki, dayanamadım.. Cavidan nefretle genç adama baktı: — Şimdi de yapacağınız yegi” ne İş henüz vakit varken bura, dan savuşmaktır. Dedi.. Fakat nafile kapı tara fından ayak sesleri egliyordu. Cavidan .derba! kapıyı açti. : genç adamı yatak odasma ge çirdi: — Çabuk. dedi. Oradaki dola, ba girin. Başrmı belâya sardr niz.. Ben polisle meseleyi halle, der, sizi de sonra gönderirim.. Ve genç adamı odasına at tıktan sonra polise delinin ka;, ms olduğunu sövledi. İki kadm salona döndükleri zaman Süveyda hanım bir kol tuğa çöktü: — Ne rezalet. Ne tuhaf değil mi? dedi. Ben hayatımda hiç çengilik. meddahlık, hokkabazlık çok rağbet görmüş ve bu işlerle uğ raşarlar bir hayli servet sahibi ol. muşlardı. (1) 1041 de ölmüş ve Edirmeka» bısında şair Bakinin mezarı karşı sına defnedilmiştir. Dördüncü Murat tunlardan ba ka hanendelere. sâzendelere, "ri kase'ere. ve diğer oyuncu ara da iltifat gösterir ve cümlesini hima- ye ederdi. İnciliçavuşu dahi bun- lar arasmdan kendine musahip © larak seçmişti. Dördüncü Murat çok sıhhatli ve bilhassa bazuları çok kuvvetli idi. Sarayda daima kuvvet tecrü- beleri yapar. onun.bunun.. Sırdını vere getirir ve bundan zevk duva". AL Kendisi içki tütün düsman ole duğu «çin bunları o kullanmaz ve kullanân'arı şiddetle teczıve eder di. Dördüncü Muradın en büyük bir lar — Muhakkak ki aklındar © zava'ının.. Sen gittikten ra o kadar korktu. öyle bir kaçtı ki artık bir daha gelip bizi rahütsrz edeceğini İç zannetmem. vidanm bu sözlerinden son, ra sesler kesildi.. Kadri biraz sonra salondan Süveyda hanımın kahkahalarının geldiğini duyum te düşmekten kendini di. Kadri büyük bir sabir göste, rerek akşama kadar dolabın b çinde bekledi.. Kapınm altından sizan bafif bir ışık ve kulağına kadar gelen tabak seslerinden iki kadının yemek yediklerini anladı. Kulak kabarttı.. Cavidan konuşuyordu: — Eğr yarın akşam sen yok. ken gelirse anne kat'iyen kapr yı açmam.. Sen herhalde saat dokuzda dönersin deği! mi? Süveyda han, “evet” diye cevap verdi. Cavidan devam etti: — Saat yedide gideceğine gö re iki saat arasında hiç bir çeş olacağını zannetmiyorum. Kadri, Denizkurdu Caviğann bu sözlerini hayranlıkla... dinli. yordu. Genç kız-annesiyle konu” şuyormuş gibi yapıp ertesi gür saat yedi ile dokuz arasında evde kimsenin bulunmayacağını ne güzel anlatıyordu. O gece saat onda Cavidan © dasma girdi ve Kadriyi dolap. tan çıkararak! — Çabuk. dedi. Çabuk kaçm, Sokak kapısını açık bıraktım, Ve Kadriyi kapıya kadar ge : girdikten sonra arkasından ine“ rek dışariya çıkardı. Kadri ge, miye dönerken yolda muttasıl: — Hele yarın yedi olsun.. Yine damlarım.. diye düşünüyordu. Ertesi akşam saat yediye çeyrek kala Kadri kıravatını bir çok kereler dikkatle düzelttikten sonra 479 numarslı sokakta 5 numaralı evin yolunu tuttu. Ya vaşça kapıyı vurdu. Cavidan kapıyı açıp- Kadriyi karşısında görünce: : — Yine mi geldiniz? (Sonu yarım) zevki kuvvet denemeleri yapmak güreşmek ve keskiri kılıcı ile bir e şeği Dir vuruşta ikiye bölmekti. İran selerine çıkmadan bir gec evvel sarayda bir toplantı yapmış ileri gelenlere yeni emirler verdik. ten sunra, ortaya ince belli bir eş getirterek: — Bunu bir vuruşta ikiye böle dek kimse var m içinizde? diy“ OrMUŞtU. Kendi kuvvetlerine güvenenler dahi du işi yapamıyacak'arını sün leyince, Sultan Murat keskin kıl» cını şiddetle savurmuş ve meydan da durar eşeği belinden bir vuruş ta iki parça yapmıştı. O bu zaferinden o kadar mem nundt ki.. baran tıpkı bir çoc gibi, harpten dönen galip bir k handan edasile etrafına o bakin vale — Siz bunu neden yapamıy “ sunuz? demekten kendnii alam (Devamı »