âdiseler di e Tarin amaa Şövalye Kral... Yugoslavyada gecen son hâdi- kler münasebetiyle Kral Alek- vdr'in adı sık sık anıldı; bu Hada Kral Aleksandr'e verilmiş Han “Şövalye Kral" unvanı !' a- irlandı. Aleksandr bü; nperverdi; onu henüz çocuk k yaşta iken esk! ve mes başvekillerden Pasiç'le bir- Sırbistandan Osmanlı top- İklarına, kendisini tanıtmak m göçerek tetkikler yaptığını, ugoslavya hulyasının tahak- fku icin çalıştığını görenler ardır, Geçen büyük harpte. | Ükümeti vatansız kaldı; lâklu #ğüsmekte devam etti ve hürp Uvunda birkaç misli büyüyerek İkrar haritada göründü. Sırb - telleri bütün cenup İslâvlarını araya toplayan on milyonluk İğir devlet kurmaktı ve veremli çip Bosnasaravda eski A» #eturya veliahtı Ferdinandla ismi bu maksatla öldürmüş- Busün Yugolavyanm su vardır ve son nefesinde iz üroslavyayı muhafaza edi- 1” demişti. Kral Aleksandı'i anarken na- “Şövsiye Kral" unvanını ! yorsak “Şövalye Kral” | or da bize derhal Fransa Kralı "inci Fransuvayı hatırlatır. Bu al bizde Kanyni Süleymanda Kirlken'e karşı yardım İste .ek- Meşhurdur. Biz burada onun, övalye Kral” unvanmı kendi- 9* pek yakişlıran hususiyetle- İtden bahsedeceğiz. rinci Frapsuva (1497 - 1547) leri arasmda oyasamıştır. al on İkinci Lui'nir yeğen'di nin yalnız birkızı vardı; da Fransuvaya vermişti. Meshur İtalyan ressamı Ti.i- :n şimdi Luvr müzesinde len bir tablosu vardır; birinci nsuva'yı gösterir. Ressam inu Krala bakarsak değil sade- dir madalyadaki kabartmaya pkarak yapmıştır: lâkin gerek İk tanıyanlar, gerek Kral, bu Moyu hakikate ok uygun 'muşlardır. Resssm bilhassa ükterin aksettirilmesi nokta» çok muvaffak olmuştur. nde, dudeklarında, bütün mde ebedi bir gülüm ır, Parlak Obakışları onun İM bir mizaçta olduğunu gös İP. Zekâsı da yüzünde parlar; *vket ifade eder. Küçük gös bekleri, diz ve uzun burnu © * bir keyf adamı olduğuna #eitir, Sırtında siyah kadife, manto vardır, Mantonun al- gülkurusu renginde parl “nden bir gömlek giymiştir; dik ve dantellidir; gerek sil gerek kolları yer yer di. Niş olup aralıklardan parlak va saten görünür. Siyah kenarları beyaz tüy. ei bni Alin ve şa- Alara kisa ve dalgalı sir, siyah sakalı ve bıyıkları 2 devrin en sevimli ve zarif MI unvanını verdirecek ka- güzeldir. Bir Venedik eiçisi çin hakkmda şu satırları yaz. rün tamamiyle şahane- , Öyle ki evvelce kendisir: resmini görmeyenler bile derhal : hükmü ve- di: İşte Kral!” kadar zarif, za. Olduğu kadar çankındı, Pa- güwl bir kadın görürse i bir yerde güzel bir kadın | Oduğunu işitirse muhakkak #tmeğe çalışırdı: lâkin bu yaparken (Kralik dan istifade etmezdi: bir adam gibi kur z&- Amerikanırı 'Yugoslavyaya| . — yardımı | Yugoslavyaya asker asker sevkini istiyenler bile var mile Ruzvelt Yugoslav i Kralına bir telgraf gönderdi Vaşington, 8 (A,â,)) — Reisi ikinel Piyere bir telgraf gö: Ee miştir, Rüzvelt bu tolgrafında di. yor ki: Birleşik Amerika milleti, Yugos lav milletinin biç sebebiyet ver - meden uğradığı merhametsiz teca- vüzden dolayı fevkalâde mütecs - sirdir. Birlesik Amerika hükümeti ve milleti, Yugoslav milletinin ama nevi kalıramanlığına porlak bir mi- #al olan cesaretli müdafaasını hay- ranlıkia takip etmektedir. Majes - tenizin hükümetine de temin et - miş olduğum gibi, Birleşik Ameri- ka mevcut kanunları mucibince mümkün her türlü maddi süratle yapacaktır, Memlök zin istiklâl ve bütünlüğüne yapılanı bu caniyane taarruza karsı mu - vaffakıyetle neticelenerek cesaret. li mukamevetinizin samimi olarak ümitli bulunduğumu arzederim, MALZEME SEVKİYATI SURATLENDİRİLECEK Novyork, 8 (A.A,) — o Ameriks, Yugoslavya ile Yunanlıtana yardım etmek için harp malzemesi sevkiyntz. Bı tesri etmeğe © hazırlanmıştır. Bir kasım harp malzemesinin o şimdiden yolda bulunduğu bile söylenmektmdir. Sekiz Yugoslav vapurunun Amerikan sularında bulunması mühtm miktarda harp maltemesinin Atinntiği geçerek Yugosavyayâ “svitedifnek üzre ol. duğu ranomı vermektedir. Harp mal zemesile yüklü müteaddit Amerikan | vapurlarının da Kızıldenize kadar gel İ meleri ihtimali artmaktadır. Adisaba,. banm eni olarak işgal edilmesi üze, rine Kozildenizin Amerikan vapurları. BA mumu harp mıntakas; olarak ilân edilmi mmtaka haricinde sddedilmesi için reisleumhur tarafından karar ve. vereceği anlaşılmaktadır. Colombia Brondoasting o Company tarafından yapılan bir anket neticesin de Yuçoslavların gösterdiği U şecaat karşında Amerikada çok büyük bir beyecan uyandığı görülmüştür Batti iki radyo istasyonu, Ameri. kan kıtaların yakında Yugoslavların yanıbuşında harp edeceklerini söyti, yecek kadar eri gitmektedir. Bir hayli uzun süren sükütu Ce. mil Sermet bozdu: — Yakmda gidiyorum, dedi. Kimbilir, belki bir dahe biribirimi. zi göremiyeceğiz, bile, Beni unut. mıyacaksm, değil mi Şükran? Beni unutmıyacaksm de- gil mi? Aratra yalnız kaldığın z8- man, yabut beraber okuduğumuz kitapları gözden geçirdiğin veys biraz serinlemek için İneesuyun başına geldiğin zamanlar bir an için olsun beni düşüneceksin de. ği mi? Şükran bocaladı: Sizi unutmıyacağım... ben... Sözünü O tamamlıyamadı Sesi çıkmıyordu, Susta, Mavi gece içinde kara bir heyw- Mi gibi yükselen ağaçlarm arasın- dan geçerek ciftliğe girdiler. Her tarafı binlere çiçeğin kokusunun birleşmesiyle hâsi olan ağır bir hava kaplamıştı. Hemen kapının yanındaki emektar omarm yanm- dan geçiyorlardı. Cemil Sermet kafasinda intihar etmek kararı olduğu halde çifti. ğe gelmiş olduğu ilk geceyi, ge - girdiği müthiş buhranı hatırladı. O zaman büytk ennesiğin rihu her seye hâkim olmuş, onu yeniden hoşlanırdı ve otuz üç sene. hükümdarlığı maceralarla dolu- dur, Şariken'e esir düşerek mah- pus kaldığı da meşhurdur, Kadircan Kaflı |: TANER — Alsim postası Alman denızaltılarile mücadele Almanların en meşhur denizaltı süvarisi esir edildi Londra, 8 (A.A.) — İngiliz bah riye nezareti bu akşam aşağıdaki tebliği neşretmiştir: Alman denizaltılarma karsı taar- ruzumuz mütemadiyen artan bir siddetle devam etmektedir. Evvel. 68 de kaydedilmiş olduğu Üzere d« | hizaltıları karsı yaptığımız muha- tbede ve uğradığımız ticaret ge misi zaylatmda temevvüçler bek - lemek lâzımdır. Harekette bulunan Alman deniz aluların sayısı son zamanlarda mü- him olmustur. Ve bizim mukabil tedbirlerimiz de o nisbette rmuvaf. fakıyetli netiseler vermiştir, De- nizaltılarma karşı muharebede ek- eriyell& canları kurtarmak imkân six olur, Bir çok denizaltılar tahrip eltik ki bunlarm mürettebatmdan hiç hiri esir almamamıştır, Maa - rak 50 Alman subayı ve 400 den fazla da erbaş ve asker vardır, Ke. za elimizde İtalyan denizaltrları mürettelalmdan da bir miktar harp #siri bulunmaktadır. . Harp esiri Alman denizaltı ko - mutanları arasmda “U, 99” komu. tanr Otto Kretshmer de en güzide denizeltr komutanlarından biri ole- rak telâkki ediliyordu, 1040 ağus- tosunda demir ha; madalyasmm iye rütbesile | talti? edilmişti, Geçen » kânunuevvelde de Bitler : madalyanm daha yükseği o lan meşe vaprağı rütbesini tevcih etmişti, Geçenlerde de hususi bir terfiç mazhar olmuştu. * Lendra, 8 (A.A,) — Röyter ajan. sam üğrendiğine göre (o Holandanm Budapeşte maslahatgüzarı Draadiğk vazifesinden ayrılmak için Holanda hükümetinden talimat © almıştır. Bu #uretle Holanda ile Macaristan &rs. sında siyasi münasebetler kesilmiştir. * Alin, &(A,A) 8.1 niren geceyarısından itibaren yaz saatini kabul etmiştir. Yunan saati & saman bir saat ileri idi. * Londra, 8 (A.A.) — Hariciye na. zareti parlâmanta mlstağarı Butler dün sabah Yugoslav elçisi o Subotiçi kabul ederek yeni müttefik devletin mürmeseili erfatile kendisini tebrik et, miş ve İngiliz hükümetinin Yugoslav hükümetine gönderdiği mesağ tevdi etmiğtir. — Yunanistan / Bir Amerikan gazetesine italyada herkes sulhe taraftar! pl Fakat İtalyan üslerine ihtiyacı olan Almanyabuna muhalefet ediyor Newyork, 8 (A.A) — Güristian Science Monitor'ün Roma muhabiri bildiriyor: Kzal Viktor Wmanvel münferit sulh yapmak istemektedir, Prens Humbert İslyanın bârbe nihayet vermesini gör mexle çok mesut olacaktır. Fırsat düş tüğü takdirde papa bir İtalyan müla. rekesine derhâl imüzaheret edecektir. Eski ordu kumandanları böyle bir mütarekeyi imzalamağa bazırdırlar. Faşlat partisinin sağ cenab muhafa. #akârları İtalyayı bitaraflığa götüre.. cek berbangi bir yolu kabul © etmeğe hazırdırlar. Fakat Almanlar mâni o. larak “hayır, diyorlar. Almanlar İ, talyanın kontrolünü ellerine almışlar. dır, Cenubi Akdeniz sahillerinde ya. pacakları o harekât için Almanlar Köprü başı vazifesi görmekte o olan Trabhasgarba ihtiyaçları vardır, Al. manlar iyi biliyorlar ki kendi kendile. rine bıraktıkları takdirde Trablustaki İalyanlar günün birinde İngüizlere müracast ederek İtalyaya nakillerini istiyedeklerdir. Fransada iaşe müşkülâtı abad Adam başına haftada 200 gram et veriliyor Berlin, 8 (A.A.) — Bir bususi mü. habir bildiriyor: Fransada iaşe vaziyeti ümitsiz bir vaziyet aldığından evvelea bildirilen mübadeleden başka işgal altında bu, lunmıyan Fransa ile işgal altnda bu. lunan Fransa arasında mevâsi müka, bilinde hububat mübadelesine devam «edilecektir. Almanya kafiyeli mik. tarda patates göndermiştir. Pariste ağam taşını günde 200 gram ekmek haftada 200 eram et dağıtılmaktadır. Her ik! muntakadan 8000 fransiz &- melezi çahşmak üzere o Almanyaya gitmişti, AHRET TEN Cr) S5 -40- Nakleden: Muzaffer Acar hayata atmak fırsatını hazırla « miti, Büyük anneciğin hayali gelmiş, Çemil Sermedi sarmış, ona kuv » vet vermişti, Genç adam büyük an neciğin her zaman gülen masum ve neşeli gözlerindön ümidin ne olduğunu öğrenmiş ve batik bu gözlerden saadetin münasını anla. mağa başlamıştı Bu kadar yakım olan bütün bu mszi, bütün bu gayretler, bütün bu hayaller çok az bir zaman son- ra Yesari Gündüzü ayni yerde, av ni dekor içinde yakalamıstı. Fakat bugünkü Yesari Gündüz eski Yesari Gündüz müydü? Cemil Sermet bu suali kendi kendine soruyor ve samimi bir 808 içinde şu sevabı veriyordu: "Ha - yır, sen artık ayni insan değilsin, Çünkü artık seviyorsun ve kalbin. d6 doğan bu büyük aşk sendeki fena hislerin hepsini öldürdü. Sen artik ayni insan değilsin. Çünkü artık seviyorsun ve kalbinde do » ğan bu büyük aşk sendeki fens hislerin hepsini öldürdü. Sen ar- trk hakiki ihtirası, hakiki ıstırabı sevgine, acına inanıyor « #un!,. Sen bu inanışta şimdiye Xa- dar bilmediğin ve artık lâkayt ka- lamıyacağın öldürücü bir sevinç buldun. Artık ayni insan değilsin Çünkü ölmek istediğin şu dakik- da bile, başka hir hayat yaşamağı arzu öttiğini ve hayatta kalırsan yazacağm eserlerin başka hislerin heyecanmı taşıyacağı ve nihayet ölmeğe karar versen bile son ds- kikadada bile kafanda tatlı, büyük bir hayal yaşatacağını, son nefe - sinde bile dudağından sevdiğin bir ismin bile odöküleceğini biliyor - sun, Cemil Sermet gözlerini havaya kaldırdı, Acaba onunla böyle ko - nuşan büyük anne miydi? O zaman yumsak bir elin eleri üzerine konduğunu hissetti, Sik. ran Cemil Sörmedin ellerini kü - çük avuşlariyle kapamıştı. Sesin. de heyecanmı belli etmemek için güçlükle kendine hâkim olarak: — Sermet, dedi, Bans vaadet, yaşıyacağını büna vaadet, Genç kızm sesi titriyordu. Cemil Sermet titredi, fakat fevkalbeşer bir kuvyet sarfederek kendine hâ- kim oklu ve dudağınm kenarına 3 İ Konuştuğum insanlar Yaşları büyütülüp barasoulankızlar Böyle bir sahtekârlığı cezalandırma :, Barlarda sözen bir nevi gençlik unsurunun, memleket namına kurtarılması demek olacaktır YAZAN: HİKMET MÜNİR EB STANBUL Nüfus ve Emni. I yet Müdürlüklerinin, bes raberce, mühim bir #ahtekârlik tahkiketiyle o maşgul oldişklarmı öğreniyoruz. Bu sahtekârlık, yap ları, kanunun tayin ettiğinden da- ha küçük olduğu için Bar veya Ti- yatıo artistliği , yapamıyan gönç kızların, nüfus" tezkerelerindeki doğum tarihlerini değiştirmek su yetiyle, çalışabilmelerini temin şek» linde yapılmıştır. Aymi vaziyette küçük olan bazı kızların da, bu suretle umumha nelerde çalışabilmelerine Oikân verilmiş olmak'aymış. Böylece, yaşları büyütülenlerin yısı, Emniyetin teybit ettiği mik. tara göre, yirmidir. Ayrca Emni. yet Müdürlüğü, bunlardan bir kıs mınm taşraya gönderilmiş olmalar rını da ihtimal dahilinde görerek İzmir. Adana, Samsun gibi vilâ- yetlere de müracaat ederek, eğ. lenos yerlerinde çalışan kızların nüfus tezkrelerinin tetkikini iste. miştir... Sabtekârlık, kimyevi mad- deler vasıtasiyle ve pek wstaca yapdıyormuş, Demek ki Barlara sık sık giden bazı kimselerin, ballandıra ballan- dıra bahsettiği “Bar gülleri” bum- larmış... Bebek gibi, gıtı pıtı ve dipdiri kızcağızlarm bütün o s6. vimliliği bundan İleri geliyormuş: Hakikatte birer körpe yavru ol dukları belde, yaşları büyütülerek, gelişmiş birer kadm sıfatile kar #rmiza konulmalarından... Bir san» dık üzüm farzediniz ki, içersinden “kuru” sunun 'çikacağıni anne derken, hiç mevsimi olmadığı hal. de kütür kütür, pırıl piril “taze” si zuhür ediyor! Fakst bu kızağızlar, gerçekten, göründükleri kadar taze kalıyorlar mr, kalabilirler mi bakalım!,. Bar. larda yaşadıkları hayatm manen tehlikeli ve maddeten yıpratıcı mihnetlerine, o körpecik vücutları dayanabilir mi? Her gece biribiri zoraki bir tebessüm iliştirerek: — Zavallı yavrum, dedi, Bu sözlerinden bir kere daha ve çok iyi anlıyorum, ben hakikaten ta « Bümmülsüz bir çılgınım, Bu sabah söylediğim saçma sapan sözleri na si oldu da etâdi telâkki ettin Şük- ran, Bu kadar düşüncesizce söy » lediğim bu hakiki mânasız sözlere den dolayı affmı rica öderim, Çünkü ben hiçbir zaman... Şükran israrla başını sallıyarak Sermedin sözünü kesti; — Beni aldatmağa bakma Ser. met, deği, Bu defa da fena bir o yuna sapıyorsun, — Oyun mu... derim, — Oh, hayır, hayır. Bunu hiç istemiyorum. Bans karşı merha - met duyarak hareket etmeyin, Si. 76 iyilik ettiğimi ve beni hiç unu- tamıyacağınız söylediniz değil mi? Hatırlıyorsunuz tabif bunları, Öy. ieyse beni şimdi bir kere daha din- leyin eğer tabloların da sesi ol saydı, büyük annecik de size ayni ekilde hitap edecek, ayni sözleri söyliyecekti, Metin olun, cesur olun, mert o lun,.. Ben sizden bunu bekliyo» rum. Hayata kuvvetle bakın. Vaa- dedin bana, Deyin ki: “Şükran, ya sıyasağım, Kendimi öldürmiyeco « ğimi sana vandediyorum.,, Sizden bu teminatı istiyorum, Size inanım Yar benim, Bu sözle. rTinize de inanacak ve mos'ut ola. (Devamı var) Fakat yemin 6. ardınca içmek, oynamak, vine iç mek ve sarhoş, sürüklenerek eve götürülmek, değme yetişkin kadı. nır beceremiyeceği hir marifsuken, henüz dudaklarında rinin meme sütü kokması eno yavru kız çocukları ne y ? Fakat igt4, yapılahiliyormuş anne dâzum .. İR keyifli akşamım zimdebu w birine uğ ğrmiz ol. muştu, Artistlerini de gördük; nve maralarını da,,, Ve inanınız: Bar artistliğine heves edip de, nihayet © mihnetea katlanmak, hele var yete namma o kötü, zevksiz, ber. bat numaraları göstermek, âcini- cak bir haldir, O yolda harcanan ömür ve paraya yazıktır, Anlaşıldığna göre Barda çalış. manm ağırlığını gidermek ve ruha biraz teselli vermiş olmak için bir oyun, bir numara göstermek lâ. emgeliyor, Bu uğurda bir miktar para sarfettiklerine şüphe yoktur, Neticede elde ettikleri bu düşük, bayağı sıçrayıslar olduktan soöra, hassi acımazsiniz!... Yanmdaki masada bir kiz otu rüyordu. Yaşını tahmin edemem, Fakat gençti... Orada her kız, ya» nmizdaki masadan veya tâ karş» dan #iz8 pek yakm bir aşinâ gibi görünüyor. Yerinize (yerleştiğini: dakikadan başlıyarak, bülün bu güzeller, size bakıyor... Şüphesiz bu meftunluk, sizin kara gözleri. nizs değildir. Kesenizde n6 varss, ona hitap ediyor, Kendisine bir gişe, bir kâse icki ısmariryabilir mi. siniz? Olmazsa bir bardağa da re- sıdır... O bir bardak içkiyi damla damla ve eğer sizden hiç hoşlar- mazsa. bir yudumda içip bitirines- ye kadar yanmızda oturur. Sonra tekrar makamına geçerek, südünü içmiş bir kedinin, tatlı tatlı yala. mıp pençesile yüzünü temizlemesi gibi, boyalarını tazeler, pudrasını yeniler, Ve sradabir, hatır için, size güler, “Vah yavrucuklar, dis yorum içimden... Bu içkilerin he- sabmı, müşteri ödüyor ama; s- nin için ne oluyor acaba!7...” . genç kızla benim konuşmam, O hiç masrafsız oldu. Ya kendisi bana bir samimiyet göster- mek istemişti. Yahut benim para sızlığıma (hükmederek boş yere yürek oynatmayı mânasız bulmuş ve incelikle sorduğum birkaç sus- le uslu uslu cevap veriyordu. — Siz, cok güzü bir kızamız, yağmız da genç... Niçin buralarda ömrünüzü çürütüyorsunuz? — Ne yapayım, çalışmağı mac burum. — Ne gibi? — Bir annem, bir ablam var... Annem yaşlı ve hasta,, Ona, zaten ben bakıyordum. Ablamın kocası hayırsız çıktı, İkisi de başımda, — Başka bir iş bulamadmız mr” : — Burada çalışan birkaç arka. daşım vardı, Annem de zaten on- ları görerek izin verdi. Ne tuhaf şeydir!.. Daha bir sene evvel Bar kapısından geçtiğim bazı za. manlar, kadınların şüle oynaya i- çeri girdiklerini gördükçe: “Aman, Allah düşmaenrma vermesin,, diye tahtalara vururdum, Halbuki şim- di, ben de onlar zibi, serbest ser- besi kollarımı sallaya sallaya gi riyorum, İnsan alıyor... — Peki, ne kazanıyorsunuz? ia. bi dumanlı yerlerden S4