İSüyük nareketl zab'ta romanı —3i11— — Körler mahallesinde, Sidi Ades çamlinin bulunduğu dar (başladılar, Görünmemelerine im - sakla, Hiçbir evde bulunmayan o kân yoktu; çok İyi gizlenmişlerdi | <Ündür. Hacı bekârda değildir. İrden büyük bir kapısı var, Kr, mükemmel bir surette güs — Güzel; çok iyi çalışmışamız, İnen! Sizi tebrik ederim. İ| Sona kolunu kaldırarak: Yazan: OTWELL BİNNS taraftaki ev önünde beklemeğe Baba Jak, binbaşısına İtiraz et. ü: — Bu karanlıkta aradıklarımı - r nasıl bulacağız? ? — Yürüyüşlerinden, Fas isyanmda aldığı bir kurşw Amati, Fuçtan Adlı Haci Sina ini geçmiş bir ihtiyardır. Fakat elli yaşmı geçtiğini hiç bir zaman kabul et. mez Yüzünde ki buruşuklar saçındaki ağlar için : “Çok çalış maktan oldu” der, Hacı genç kızlara fazla düş Bir pehlivana yakışacak kadar şişman bir karısı vardır. Zavallı Hacı ise “Gandi” yi kıskandıracak kadar zayıftır. Ha & ile karısı yanyana genilce on rakkamma benzerler. Kadin çok | Ben aklıma hizmet ödiyo- yarasından dolayı hafifçe topnllar, | Şişman kısa boylu, yusyuvarlak, -X. Mehmet Amatinin isteği ye. | * gelirse kan gövdeyi götüres — Ya öteki? — Hiçbir Avrupalı yerli pabuç. ii » Milletini Amati nazarımda o Jermı sürtmeden yürüyemez O - #ürüsünden daha beter, >> Hayır İşona, merak etme; i ârboro ayağa kalktı, vedala - > Size yarm havadis gönderi dedi, eonn kapıyı açarken: >> İnşallah memnun olscak bir ber akran, Sokukta kizseler yoktu. Kapt çıkarken Varboro diğer bir Rapısmdan bir başın uzanıp çe. İğini gördü, Bu hâdise Varbo - nun İç'n kulaklarımızı dört aç - malryir. — Yanılıyoreunüz binbaşım! — Neden? — Zira siz Avrupalı olduğunu kalde pabuçlarmızı sürtmeden yi. rüyebilivorsumuz! Bu iltifat Varboronun hosunr gitti. Cevap verecekti, Karanlık ta bir ses duyuldu, — Dikkat, b'ri geliyor, dedi. — Bir değil, fk kişi, Varboro: — Bunlar bekledirlerimiz de - İn Afkkatini celbetu, “Herhak (Eli. diye fısıldadı. bir casus olacak,, diye düşüne Demir kapmın önüne gelen iki kişi kapıya vurarsk biraz bekle « tostoparlak bir sıfır, Haer ise uzun ve çok zayıftır Mektep çocukları Hacıyla ka. rismı sokakta görüner; Torel Hardi geliyor diye alay ederler Hası bu vaziyetleri bildiği için sokağa karısı ile pek seyrek çi kar. Hacı hergün kahvededir. Ayni yerde oturur ve hergünkü gibi nargilesini çekerek etref'ma top» ladığı kahve müdavimlerine kon. ferans verir. Siyasetten bahsetmez. Çün- kü hiç hoşlanmaz . İstanbidan dışarı çıkmadığı halde, Mekkeye Medineye, Mısma yaptığı seye hatleri anlatır. İçtiği nargilenin parasmı bile karısı verdiği halde “Karının eşiği altın olsa atlan. maz” darbımeselini ağzından hele adımlarla sokağın başm , Ükten sonrn içeriye girdiler, Jak; | eksik etmez. bekiiyen Baba Jakın ö den geçerken başmi çevirme . duydunuz mu? dedi. Bakın, elle konuştu: — Binbaşım, başka gelen var, rinde fenerleri de var, Yüzü gözü tirnak içinde gelir. Belli ki karısından dayak yemiş. Başlar kazaklığından bahsetme Peşimden biri gelirse, mâni Hak'katen de öyleydi. Sokağm ye, Viziyeti kavrıyan Jak, Varbarç | Urmisti İalimatr alır almaz Varboro. Keldiği istikamete doğru yü - İs basladı. Tam bu sırada, Versin, Işık işimizi bozacak! lu bir arap acele sdirmlarla a biç bakmadan Varboro » Peşinden gitmeğe başladı. geçtikten sonra, ayağına , 4! kullana cağız, “ân bir çelmelle yüzükoyun (Ti eve girmemi #landı K#imeyi büyük baba Jak atmım. lerinizi şimşek gibi yerine getire Arabın yer: yuvarlanmasile a Yumruk yemesi bir oldu, baba Jak, yerde baygm Jiyorlardı. Varboro atılmağa ha » casusun beline bir tekme duz | Sen hirez istirehat et, fazla Gölgeler yaklaşıyordu, Vücut - » “İs iyi bir gey değildir. , Manav dükkünmm kepenkle | Kapyarak içeri çekfld Ne | X! Ihtiyatlı davranmak lâzım *A Jak, bir sant sonra hana |, $ Varboro ve lejiyoneri e - | tini Sidi . Bel - Ades camii, #Ylasunum önüne bağladılar, sonra, Ben Musanm evi - Sİ Sabmakta güçlük çekmediler, | “2 bir sokağın ortasındaydı. t etmek lâzmdi, Karsı İne çıkardılar. İki ağaç ara- Sopalamağa başladılar. yin, çavuşa: Na Mİ aşı gülerek devap verdi: alen söyledin.. Bizi aldat- 4, Yin dayak yerken bağır” | Vallahi yalan söylemedir , Mastayı da tanırım. o Hek İN, SYayı daha iv! tanırım. Ben Ma söyletmek © istiyorsunu Nedir o zorla o söyliyeceğin i. Dilinin altındaki bakla başında eli fenerli bir gölge be - Varbaronun canı sıkıldı: — Tuwu, Allah müstahakkımı — Üçe karşı iki kişiyiz zinba » gan, En çok hoşlandığı da genç kız larla olan mâceralarmı anlatmak tır. Hacı söz söylerken, iki şey için susar. O dakikda nargilesini çekmiş, yahut kahvenin önünden genç bir kız geçmiştir. Kız gü» den kayboluncaya kadar Hacınm — Ne olursa olsun silâhlarım'. | sözleri o taraftan ayrılmaz. e? — Korkmaymn binbaşım, emir. erğim. Karanlıkta nefes almadan bek - rdi; elindeki tabancanm kabza. sını sıkı sıkı kavtamiştı. ları fenerin ışığıyla seçiliyordu. 10 İsveç. |» Tesadilen kaz başanı kahve çevirirse hemen Hacının etrafın. dakiler: — Amân Hacım kız buraya baktı. Seni muhakkak tanıyor, Aranızda bir şey geçmiş betli, ne olursun anlat, derler. Hacı gururla güler, yalanları hakikaten yaşamış gibi başlar anlatmıya, Mahallede" Hacının bu zaafmı Fakat yüzleri görünmüyordu. Göl. | herkes bilir. Genç kızlar Hacıyı, WE uzaktan görer ŞİŞ - geler tam önlerinden geçti. Varboro bunları tanımıyordu. Üş kişi demir kapımın önünde durdular, biraz sonra onlar da geriye girmişlerdi, Aradan birkaç dakika geçti genç delikanlılardân daba tekli, keli görür sokakta karşılaşınca kaldırım değiştirirler. Hacmın bir gün karısı hasta, landı ve buna herkes hayret etti. İnsan şişman olursa hasta ol- uzaktan ayak sesleri duyuldu, Bö. | maz mıydı? Karısınm hastalığı * yarısına bir sant vard. yük baba Jak Varboronun kulağı. na eğildi: — Avımız geliyor, dedi, “Siyatik” ti. Sağ bacağı müthiş ağrıyordu. Ağrıdıfı zaman Za valı kadm avazavaz bağirı, Varboro sinirleri gerilmiş bir | vordu. Karanlıkta emin adım - İsyordu, Jaka: — Mehmet Amati, hazir ol! kolaylaşmıştı; ancak bir ye © Diye fistldadi. Tabil bu vazivette ev isin! gö. ğu sokağa girmislerdi. larla ilerliyen gölge hafifçe topal | memezdi. İş Hacıya kalıyordu; Haci bir ekmeği doğru dürüst Vesemezdi Ferda #kineinder baş” ka kimse de yoktu, yalnızdılar. (Devamı var) Haci bu iş cihetinden karısının ibraz Hüseyini Okarakolun © ken bi: yandan da anlatıyordu: — O, benim koynumda bile yat | beğlayıp boynunu aşağı iğ” miş bir kadındır. Ben onu asesba şıdan daha iyi tanırım. Lukreçya Venedik elçisinin (yalısında saklı Senim suçum ne? diye soru değilse, kalamı keserim. Asesbaşı düşünmeğe başladı: — Bu adam esrar içse bile dal ga zamanı geçmiştir. Elbette bir ayağı yede (aklın başın. bildiği var. Bırakın şu köpeği. Dive bağırdi ve Hüseyinle be - Taber tekrar Cibaliye gitmeğe, el çiyi sıkıştırmağa karar verdi. Cibal'ye vardık'arı zaman garip dir hâd:se ile karşılaştılar. Venedik giçisinin uşağı yalı ka »isinda toplanan komşulara; — Lukreçya kaçmış, onu gör nediniz mi? Diye soruyordu. da dayak yemekten kum O Asesbaşı bunu duyunca: — Çaprazın hakkı varmış. Ya - RHRAS“R — Aksam nostası Topkapı: SaraYinad CASUS LUKREÇYA e ea Te re İla GAL ZE Yani İSKENDER'E SERTEBL EE. Bunu ler. Hacı nizmetçi almak taraf. tarı değilmiş gibi vörünüyor: — Ah harıme#m senino yumuşak ellerinin gördüğü işi elkızı nasıl görür, diyordu. Ka, dın kocasınm bu komnlimanm- dan memnun oluyor; fakat el kızı lâfından huylarıyordu. An. Manışlı ki Hacı eve, genç kiz getirmek niyetinde, Açıktan açı, Za “genç hizmetçi istemem” de- mek de gururuna dokuwuyor. Sadece: — Hacıcığım gene olursa iş görmez, gözli dışarıda olur, âi- yordu. Aradan iki gün geçti, “seve bir hizmetçi ile geldi. Geldi « ma, karının da gözleri döndü. Getirdiği hizmetçi değil, adet harımdı. Bu on sekiz on dokuz yaşlarında yeşil gözlü, sârı saçlı balık etinde çok güze! bir kızdı. Tırnakları da manikürlü idi. Karısı bu eller nasıl iş görür gi, bilerden dudak büktü. Hacı hemen izahat verm'ye başladı: — Hanım zavallı kız hiris'i, yan... Kadın bunun neresi zavallı &.- gibi baktı. Hacı devam etti; — Allâhtan başka Okimses: yokmuş. Bakkal, Yani getirdi. Çok güzel iş görürmüs. Çok na- muslu imis... İsmi Kalyopi, Sonra, kia dönerek; — Haydi Kalyopi'öp harırmm elini... Kalyopi hanımın elini öptü. Karısı kızı gözlerile kontrol «. tikten sonra sual sormiya baş, ladı; — Başka yerde çalıştım mı ki, zım?. — Evet hanımefendi... — Oradan niçin çıktın? — Kirye Yani burası daha iyi ve rahattır dedi de ondan... Kadın “peki” dedi. Hacı s: vimdi, Hacı artık kahveye pek söy rek geliyor. Sebebi sorulunca “Bizimki hasta” diyordu. Asıl sebep Kalyop! idi. Hacı memnundu. Güzel bir kızla her gün karsı karşıya idi. Hizmetçi memnundu, iki kişinin işini görüyor, gece de rahetra sevsilisi kasabın çirağını eve alı. yordu. Yalnız Hac karısı mem” a değildi. Kocasının geç yatma, sından, mutfakta, taslıkta Kal yöpinn yanında saatlerce giren -133- — Lukre;ya nereden kaçtı? — Burada misatirdi. Bu sabah kimseye görünmeden kaçmış. Asesbaşı bir gün evvel oraya geldiği halde ters döndüğüne ya nıyordu. Çapraz Hüseyine de öz söylemek sırası gelmişti: — Gördünüz mü? diyordu. Ben yalan söylemem, Bekri Mustafa değilim ki, sözüme inanmıyasınız! Ne osrar çektim. Nede sarho- şum. İşte, sözümü dinlemediniz. Lukreçvayı kaçırttınız. Petro korkudan bütün bildikle" rini asosbaşıya söylemişti, imdi yapılacak iki iş vardı: Bi ri limana gitmek, diğeri de Cemal Çelebiyi bulmak: Çünkü, mahalle sakinlerinden biri 6 sirada Cema Çelehinin de buralarda sık'sık dolaştığını söy- lüvordu. Asesbaşı iki atı asesi *“Çeebiyi aramağa gönderdi. Kendisi de adamlarını alarak Haliç boyündan limana geldi. O rada bülünan birçok yabancı ti- caret gemilerini ârâştıracaktı. Aseshaşı artık Lukreçyanın İs - tanbulda bulunduğuna inanmıştı. Cemal da mı görecekdim! hastalığına üzülmüştü, Nihayet eve hizmetşi almıya karar verdi" kalmasından, her gün tras ol masından şüpheleniyordu. Hacı işi artık adamakıllı özitmışu. Her gece bir yirmidokuzluk bo. şaltıyor. Ondan sonra yatıp *. yuyordu. Çok geceler sabahı iç tiği yerde karşılıyordu, Hacıyı bir akşam karısı içerken yakala, dı, Kavga edecekti. Tazat Hacı kendine oOhas soğukkanlılıkla kurnazlığı ile önledi: — Ah hanımcığım senin böyle acı çekmeni gördükçe bilsen kadar ıztırap rekiyorum. Hasta, liğını unutmak istiyorum. Bu, nun içindeşu zifti içiyorum, Kederlerimi şu şişedeki suyun içinde boğuyorum. Kadıncağız inanmış hatta gözleri yaşlanmıstı, Artık Hacı serbest serbest ke- derlerini şişedeki rakının içinde boğuyordu! Her akşam yatak v, dasında Hacıya rakı sofrası kü. ruluyor, karısı yatakta, Ka've »i karstamda irivordu. Yine böyle bir akşam Hacı yatak odasında içiyordu, Birinci şişe bitmiçti. Karısı yatakta borluyor" ». Kak yopi bol bol esniyor uykusunun geldiğini anlatmak istiyordu Hacı cebinden bir ikinci şişe da. ha çıkardı. Bu çıkardığı şişe birincisinden daha büytktü. Fal, yopi Hacının bu akşam İşi azıta" cağımı anladı. Yatmak için mü gnade İstedi, Hacı git dive işaret etti. Kalyon! odadan çıktı. Haci da yeni #işeyi "böge! b İadı. Biraz n a pire nk Haset karısma baktı, horluyordu. Mahsus patirdı yaptı. Karısı yi- ne horluyordu. Demekki derin bir uvkuda idi. Hac ayağa kalktı. Başı dönüyordu. Yavas. 8e9s'> yllrüyordu. Odadan çıktı. Merdivenleri irdi. Durdu. Etra- fı dinledi, hie ses vo'tw, Heyecan İanıvordu. Ya arım uyanırsa? Ya Kalvoni bağırırsa? Fakr* buraya kadır wetmişken de dön, mek istemiyordu. Bafırmaz, uyanmı» divordu. Kalyoninin odasma beş adm İkatmteti, Hasr tepli'eleini erkar- dı. Kapıya doğru yürüdü. Kap. açıktı. Benim için açmıştır, diye dü, gündü. İçeri sıyrıldı. Eer dönün kasını baksaydı; ker:s'n vörür, Bİ Zevalin kadm hastalığını ü- mutmuş. Heervr efiriim Üzi yekalemak istivop; — Ah Kalyopi kocamı iceri oğana almak ne demektir. Suna ben şösteririm divordu. Asesnaşi bu arada bir atlı asesı de saraya gönderdi ve vajde sultana Lukto;yanız izini bulduğunu. ken dirinin İstanbulda gizlenmiş ol duğunu bi'dirdi. İstanbul halkının ağzımda Luk reçyanın heyecanlı maceraları do laşıvordu: ,— Lukreçya İstanbudaymış, — Sultan Murat burada bulun saydı, Lwkreçveyı iki saat içinde yakalatırdı. z — Lukreçya Cemai Çelebinin gizli bir evime vaşıvormus! Yok canım :o Venedik elçi-. sinin yalısında saklanmış. Onu bimz sonr vakalıvaraklar Aseshaşı Aa onu vaka ıvacağın dan emin bulunuyordu. O gün akşama kadar Halicten hiçbir geminin hareketine müsa- ade etmemislerdi. Akşam Öctü val4> sultandan ce” ler vir emirde de T wlrecvanm bes hemehal yakalanması bildiriliyor * Mutfak kapısmın acr'” Hacı yerde emekliyerek yata, Za-yaklağtı. Kalyopı bütün yorgünı üstüne çekmiş, kafası bile gözükmüyor- du. Havı heyecandan titriyordu. Yorganı kaldırdı, yatağa girdi. Karısı tam içeri girecekti. “mi Kak gördü. Geri mutfakta x a- yopinin çıktığını çekildi. Kalyopi riyordu”? Kalyopi hanımı görmeden o, daya girdi. İçeride elektriği yak, tı. Hacının karisı hanım içeri girdi. Kalyopi şaşırdı. — Seni gidi... Kocamı odana alırsın ha... Şimdi sana ben gös. teririm, | — Yok kale... Oki kocan. — Nasıl kocam değil ha... Ha- cı değil ha... Hacmm karısı yatağa gitti, yoga kaldındı ve haykırdı: — Amanın bunu da mı göre, cektim? Gördüğü manzara su idi; Hacı Kalyopinin sevgilisi ka, sap çırağı yanında | İw boyun, ca uzanmış, hemen hemen Siz miş yatiyordu. Kasap çırağı da uyuyordu. Amerikarın en meşur on adam: Amerikadaki Gallup enstitüsü Amerikanın cumhurreisi Ruz. velt'ten sonra gelen üç mühim simasmı gösteren bir İlste ağ zırlamıştır. Bu listenin başmda, genel- kurmay başkanı ve Birleşik A, merikanın yeni ordusunu kurma, ğa memur general Jorf Marşal gelmektedir. Bunu” silâhlanma işlerinin başmda bulunan Vir yanı Kundsen takip etmektedir. Listede üç nazırm ismi var- dır: Hariciye nazırı Hul maliye nazırı Morgentav, ticaret nazırı Jessi Con. : Bu listede madam Ruzvelt'in ismi en büyük Amerikan propa, gandacisı olarak "eisieumhur rmzetliğini kabul etmek isteme- mesine rağmen Amerikan sendi.. kalarmın hareketlerinde çok nü- fuzu olan Con Levis'in de ismi vardır, Geri kalan üç isim ise Amx” tadar tan vı halde Avru Padaspek işidilmemiş üç isim, dir: Karşısmde Tröst'lerin kor, kudan titrediği Furnar Arnold, cumhurreisinin şahsi (dostu Harri Hopkirs ve Amerikanda yeni idealin t *bikinde Rwzve cok yardımı dokunan Korkoron” dur. du. Asesbaşı, o akşam iinsandan Akdenize çıkâcak olan büyük bir cüret gemisine binecek olan yol Culari çevirmişu. Lukreçya eğer Venediğe kaçacaksa, muhakkak Du gemiye hinecekti. si Atar aseserden biri bu sırada yolculdı arasında kahabralı iki yol Cunün yanında yaşı sarılı Dir ka din gözdü., yanıns sokuldu: — Sen nerelisin? — Kalabralıyım. — Nereye gıdıyorsun? — Hiçbir yere gıtmıyot'um. Ak tabam gidiyor da, onları geçir * meje zeldim — Buralarda i.ükreçya isminde genç ve güzel bir kadın görme © din mi? — Görmedim ama. duydum. Sabahleyin buraya ge miş. dolaş mış Sonra #enç bir çeleb: gelmiş» onunia berabar gitmiş (Devamı var) MALİ a aki İİ rae