Büyük hareketli zab ta romanı. —u— Arabacı gülerek kamçısnı gak- hiti, Araba hareket etmişti, Arkaia- Maden biri bağırdı: ”— Hey, durun, beni bekleyin. Cet arkasına dönü nce, pancara Önüş bir yüzle arabanın arka - De koşan Standişi gördü, Cef Vatböro gülerek: — Koşunuz dostum, koşunuz. Belki bir dünya rekoru kırabilir » "niz, Standiş fazla koşamadı, araba ve Arasındaki mesafe gittikçe açi. lu, Koşusunun faydasız oldu. gören Standiş durdu ve an * Dalmıyen bir geyler bağırdı, Büyük bahn Jak gülüyordu: >— Binbaşım, amma ds yapışkan erir; yoksa karısını mı ayarttı. tu? Saygı nedir bilmiyen Baba Jak he rüşvet teklif eden ada « GECE SERGÜZEŞTİ Aradan üç gün geçti, Kornelya b akşam yemeği sırasın « | a Erddls konuşuyordu. > Bu akşam da gelmeği.. Sonra düşünceli bir halde de - Yam etti: ”— Eğer kendisi Sidi « bel » Ab bulumsaydı, nezaketsizliğine man. Burada olmayışı... — Bunu ne zaman öğrendiniz? — Pir sast önce, bana iki güne :t eden bir sipahi yüzbe. ME, binbaşı Varboronun bir ay » Sidi « bel - Abbasa ayak olduğunu söyledi. Ağı riniz bay Standiş şüphelenmek» İS haklıymış, Binbaşı bizi aldattı. Vo bunu kasten yaptı, acaba ne » den? Enid cevap vermedi. Sesini igit- “ğnbeysini karşılamak için ö- Yala Kalktı, — İşte Gari. Korneiya: — Bize muhakkak Orandan ha. Mdis. getiriyor; yüzünden belli! i Kadırm hakkı vardı; Gari Stan. “ÜN havadis getirmişti, Masaya o « zaman anlatmağa baş - — Evet, hem de Orana geldiği sün, Sonra devam etti: İki şişe şarap bu nu sak. anak istiyen tren istasyon memü. İnn dilini çözdü. > Dahs başka ne öğrendiniz? > Bu adam seyahatini bir ve. e yapıyormuş, Siyasi işlerle Azul olan bir subaymış. Yalnız Pana, niçin gittiğini öğrenemedim. Standiş sofrada Varboro için ha olana yere mllstehzi bir bakış- A bük, Kornelya: — Bakım, size bile bile yalan Medi; Sidi - Bel - Abbasa git. İNASTA ÖLDÜKTEN SONRA. Anastanın o cesedini . kimseye « kollarına ve bacak» taş bağlayıp Halice atmış « # AÂsastanm ölümünden sonra ör Greçyu, Lukreçyadan çe - Klmeğe başlamış. Kendi ken. VE Bu kadının zekâsından kor- » diyordu. Anastayı kendine Bördü. Zavallı kadıncağız bete kurban gitti, Eğe başımda faz'a kalacak amme ya banada 2r © ii İni, bü kanaatle yaşıyan Vene. siçisi; Lulireçyaya: > Hazir elilik hareket edecek > He senil Vened'ğe gönderece- Deri UM a işi Nakleder : Benkulen isimli vapur Bata viz'ya doğru gidiyordu... Gemi Kornelya hem kızmış, hem de | Paternoster Oadaları İrtifema müteessir olmuştu. Başmı kaldı - | geldiği sıralarda ikinci kaptan rarak; , bana. aşağıdaki hikâyeyi anlattı: Yazan: OTWELL BİNNS * miyeceğini bildiği halde sizi aldat. &. — Pasa giderek onu bulacağı. | Benkulen gemisi Malezya li». mızdan eminim, manlarını - dolaşıp'yük taşıyan Stsndiş: küçük bir. gemidir. Geminin i. — Bon de bunu tekl'f edecer. |.kinci kaptanı Valenhoven boylu tim, orada elimizden kurtulamaz. | boslu ve hakikaten güzel.bira, Enid söze karışarak: dam. — Acaba? Şunu unutmayn ki müömleketi avucunun, içi, kadar ki» üyor. İsterse izini yine kaybede- bilir, Kornolya hiddetle; — Hayır, elimizden kağırmama- Tyız onu, İcap ederse çölün öbür ucuna kadar takip ederiz. Enld, kadınım bu inatçılığna hay ihayet güneş ret etti, Fasa gelmekten caydır - e > ez mak izin hiçbir yere kımıldanım» yacağmı söyledi. Kornelyanm, 8 - ğabeysi Je gitmiyeceğini tahmin 6- diyordu, Halbuki Kornelya serbest bir kadındı. Tahmininin. hilâfına hasir koltuklara. oturmuştük; Aksam oluyordu. Irk bir rüzgâr de hafif - çirpyitila yaratarak uzaklaşıyordü.. Oldukça uzun bir müddet ko- lâymca ikinci kapfan eliyle şi- mal istikametini işâret ederek: — Ben orada hayatın en güzel ve belkide en heyecanlı, Sönele,, rini yaşadım.. BA ESR ini e GÖREN Miras | adası Geminin küçük gövertesindeki - yanaklarımızı ökşüyor ve deniz” huşmağan öylece grupü seyföt,” çasi gibi denizde sönmeğe bâş Muzaff-ı £ car Bindik.ve kaçtık, Onun benim)e berâbör;-w yanımda olmasından başka hiç bir. şey, dilgünemiyor.” dum. Anlayor.. musunuz? Ben» yalnız onun vadığını bütün,ha -raretiyle “duyuyordum... “ Derimin altında: sanki- volkan: lar hareketle gezmişti. Gecenin kârarlığı içinde'sahil” den uğüklaştık.. “Güzel kızın a- kidesi -çok- kuvvetli ydi; -» Benim: Allah tarafmdan "str onu kur. tarmak iii göndermiş olduğuz “ma ihanıyor, iman ediyördü. Girip değil “mi” Dömek ki bin Liverpol'dan Kalkmış ve, dünya” tun bir çok limanlarını dölağtık- tan sorira Lomibok'a onu kurtar, mağa gelmiştim. Bu bana garip gelmişti, fakat onun buna öyle bir inanışı vardı ki nihsyet ben de mümkün olabileceğini düşün. meğe başladım. — Bu civarda 9 kadar gok 3. Sasi olğa dal eki, hareket etti: — O halde, ben de Gari fle gi, derim, dedi. Enid hayretle: — Böyle şey olur mu? diye ce va» verdi Standiş: — Neden olmasm? Fasa gide. Dedi. Gösterdiği istikamette Patermoster adaları, * Postiyon adaları ve Spermod âdalart var, dt. Hangilerini “işaret ediyordu. Bunu pek anlayamamıştım ama. Hiç bir şey sormağa da.lüzum görmedim. - Çünkü bu - sözleri olduğu için nihayet küçük kayı ğımız Javâ dehizme “doğru sl, rüklenmeğe bâşlsd 0 memnun. dur, “Bu büyük Allahu yarattı” rek onu bulacağız ve adaleti yeri- ie lr takip" edeceğini getireceğiz, 1 S8e! in. een © Gömide benden başka yolcu — Bek evet Fans gidip onu | yoktu. Esasen Benkulen yük yakalıyacağız. Elimizde mrvent ve | Vapuru oldüğu-için yolcu alamr- kâfi delillerimiz var. vapurda kay. | Yordü. Be'bile kanun! fofmali- bett'ği baz: kâğıtlar, Orandaki hat. | Leye risyet edilmiş olmasi için & hareketi, hakkmda kâfi derece. | kamarot yazılmıştım. de malümat veriyor. Onu yaksla - Kısa bir süküt daha geçtikten sonra İkinci kaptan karar vermiş yeteri eirenrimii ezanimadn Vala: ? y 4 ağ ii zaman Tombok (> adasında Ke bulan, — Sen delisin! Tkinik de delisi yordum. dedi. Onu, © adada niz! . gördüm, tanıdım. Bir Portekiz. * Dedi ve adeti uzaklaştı. linin yarında calışıyordu. Efen' Bütün geçeyi uykusuz geçirdi..| disi haydnd gibi bir herifti. Za- Sonra kararını verdi, Onlarla bö | vallı kıztağızı her zaman döğü. raber gitmiyecekti. Caf. Varbcro |. yordu. Omuzlarmda . kırbacım kendisini bunlara karşı koruyabi - | açtığı yaralararağlayarak bana lirdi. gösterirdi. Hattâ bir akşam o Gari Standiş kız kardeşinin git- | haydut herif alçakça harekâtini miyeceğini duyunca adetâ sevindi. | işlerken vakaladım.. — Seninle Orana kadar gider m a ap | ya Dediği gibi oldu. Enlâi, Kor * — Ne yapmam lâzımdığ 17 melya ile beraber vapura kadar yaşmda, bir hazan yaprağı ka teşyi ettiler, Vapur, İmandan a. dar narin ve #işmeğe, yuvarlan- ır eğip gerken Kaağmi “İ mağa müheyya olun bü müsumu maç arboraya Aşk gali tag | çal a haydıdın elinde biraka. rain “| bilirdim. O kadar da güzeldi ki, Hemen orada kumlar üzerinde a AR Nİ yel m il tavriyle hikâyesinö' ve ğI cereyan, bizi muhakkak Saa- dete sürüklüyor... diyordu. O sıralarda uzaktan bir geminin geçtiğini” gördüm.. El salladım, bez salladım” görmediler, ve Aİ bayet denizlerde bir hayli çal, © kalandiktan sonra işte şimdi se" viyelerinde “bulunduğumuz Pa- terköster” adalardan birine gık” Hikâyesinin "bu kısıma gel, İktenssonre mulatabıam sesi dince Bir edi” ie konuşu, “yordu, Geçirdiği maceranın on”, da derin izler bıraktığı muhak- kakti. Eliyle devamla: dedi kir” - —Adanm garp, sabillerind. karaya çıkmıştık. Derhakadanm iç taraflarına doğru yürüdük. Bu küçük adada herhalde bizden başka ipsan yoktu... “dar gıdayı nasil bulduklarını s2, bırsızlıkla dinledim. Bütün bun” lar beni pekfağla alâkadar etmi- yerdir; İstersöniz beni Ayıplaya. bilirsiniz, fakat itiraf edeyim ki beni dâha ziyade düşündüren o gümürde "bu çiftin esmimiyeti ne dörettye küdar vardırmış ol, düklüriydi. * Nihayet ikinci kaptan mite reddit bir lisanla bunuda bara süyledi. Genç kizin ahlâk pren- siplöri pek” kağlamdı; Hattâ bi. raz da mutâdssıpti.. Bu sebeple » nigâhlari kiyilmadan teslim ol, “müğa bir türlü razı olmamıştı. “İkisi de biribiflerini seviyordu.. İkisi de aynı'cam üzerinde yavaş Yavaş akan ve mukadderatın kendilerini birleştirmesini * bek" liyen iki su damlacığına benzi- yorlardı. Ada. fevkalâde sicak ve rutu, betliydi, O kadar ki nebatler şa, yanı.hayret bir süra'tle büyü .yorlardı. — Gecenin.karanlık ve sessiz- Hiğinde onların ve diğer nebat rın adeti büyüdüklerini duyar. dık. diyede ikinci kâptan'devam etti. Büyük yaprakların “sabaha karş tgılırken “gikardıkları gü” “rültü enli ğine Kada?” gelirdi. “Sarki uyuyan bir adamin gerin” mekte * olduğunu zanederdim. Cehennemi bir sıcak vardı, Ve biz cehennem < haystikadar ta- © Kammülsüz bir hayat sürüyor. duk. İkinci kaptanın sesi gittikçe haffileyor o rüzgâra © karışıp ç gidiyordu. Eyice duyabilmek "için kulağımı yaklaştırmağa i İç taraflarda boyumuza kadar emebur oldum. O anladıyordu: yüksöleri “otlar vardr. “Kendimize > — Dua ediyorduk. O beni bu güçlükle yol'üğarak ifetliyofdluk.” na mecbur ediyordu. Her gece Otların arasında bir. çok, yiz. ay yükselip bizi sarı ışıkları ak lerce, belki. binlerce kuş yuvası tında yıkamağa başladığı zaman vardı. Bizim gürültümüze bütün “ diz çöküyor ve kaybolmuş zaval, kuşlar havalandılar.; O bu'kuş, lılar gibi: Allaha du ediyorduk. larm, bizi selâmlamakta olduğu Ben onun gibi kuvvetli imana nü söyledi, Buna. ,maşum bir, şahip defildim. çünkü istekleri, inanışı vardı. mizin tahakkuku pyavri mümkün Biz ikinci kaptanın bu.hikâ, olduğunu pekâlâ bilivordum, Fa mii man, onu Stefsn Lengfordla ev - lendireceğiz, — Varboroyu neden müdafaa ©. diyor?.. (Devamı var)-İ sonra gelen ilk büyük adadır. Greçyu, bu kısa zaman içinde Lukreçyayı bir kerecik olsun koy- nuna timağa muvaffak olabilirse kendisi bahtiyar sayacaktı. ... Bir sabah ölçinin uğağı telâğla geldi: — Sinyör! Kapımızın önünde iki 5 boylu adam geçti. Bunlar Lulseçyadan bahsediyor.ardı. Bir. .$e, mesele yok, Ben oraya gider tanesi çok hiddetliydi: “Onu-ele < ve onların kim olduğunu öğreni - geçirirsem, geberteceğim!” diyor. “rim. du. Öteki: “Hayır, ben yakalar . sam. bir kâles içinde İlapsöödce - dersiniz Siryör!Sizi- orada bir-ya- ğimi” diye bağırıyordu. — Ne tarala gittiler?.. — Arka mahalleye doğru yü © rüdüler. Galiba oradaki saz şair.” Sen evcen ağrıtmal, eri kahvesine sidiyorlar. S6 Greçyu; bu adamları yakından": tanımak merakma düştü” " sandal” sanki bizi” bekliyordu. Artık hiçbir şey dnimeğ- “yesini dinlerken Benkulen'de ol. “duğumu © unuttum. Sanki bu 8 dam ve'ö kadınla Derâber küçük bali adada “dölsmyördum. Sığı- « masak,bir çatı ve ölmiyceşk ka, (8) Lombok, Bali ddasınsan . kat o duavetmekte 1srar ediyor. ben.de sirf Onun ârzusunu yeri- ne getirmiş olmak için ona uyu. İşte bu sıralarda heilaten mucize denecek bir hâdise oldü.. Ben hâlâ o hâdiseyi düşündükçe hakikat olmasına ihtimal vere- mem. Evet bu hakikatön müthiş bir şeydi. Müthiş, çok müthiş, fevkâltablat bir hâdiseydi bu. Bir esbahtı.. Deniz o kadar sa, kindi ki insan ayuaya bakıyor muş gibi denizde yüzünü görebi, liyordu. O gözü ufuklara daldığı bir sırada, çok uzaklarda şimali istikametinde bir nokta gördü. Bu küçük #iya'ı noktayı görür görmez derhal dizçöktü ve dua etmeğe bağladı. Siyah nokla yavaş yavaş bü- yümeğe ve bize yaklaşmağa bağ, ladı, O muttasti duz ediyordu. Sanki bu duaların cazibesi var mış gibi gemi bize doğru geli, yordu. Bu gemi dört yerli tarafından idare edilen biç yelkenliydi. Geldi, geldi. Nihayet kumsalda karaya vurdu. O zamana kadar geminin yelkeni geminin asıl sa” hibini saklanıstı. Ben sahilden biraz geriye oturmuş geminin © manevrasmı (o seyrediyordum... Fakat bu küçük gemiden çıkan adamr gördüğüm zaman birden bire yerimden sıçradım. Bu ben, « den daha uzun boylu, zayıf tr, .. adamdı. Baştan aşağıya kadar siyahlar giymişti.. Başmda şap kası uzun kır saçları omuzlarına dökülmüştü. Elinde meşin kaplı lim bir kara kitap vardı, Aya. ğını sahile basar tasmaz elleri” ni havaya kaldırdı ve Allahma dua etti. Evet böyle ani olarak adıya gelen fâni bir Hollândalı Misyonerdi. Ben o güne kadar hiç kimse, nin önünde diz çökmüş değildim. Fakat-o beni kolumdan tuttu ve Misyonerin önünde diz çökmeğe mecbur etti. Çaresiz ben de kum- larm Üzerine onun yanıma diz çöktüm. Bizi takdis etti. Sesi boğük bir çan sesi gibiydi. Bu ses sanki gökten gelivordu.. Onu dinlerken gayri ihtiyari garip hislerin tesiri altında kaldım. Bu adam sanki gökten düşmüştü. Dini merasim bittikten sonra ona hangi isükamete gitmekle olduğunu sordum,. Lombok ada. (Litfen seyfayı çeviriniz) ef LUKREÇY p Dördüneü:Murad devrinde bie'V LL ME EN İSKENDER TF. 127. — Fer o kahvehaneye gittiler. lıdan çıkşn. Greçyu, on, dakika sönre, arka mahalledeki" saz şair», leri gahvehanesine » varmıştı, Bu- Tası, Cibahder Fatihe doğru” ui” — Siz'o kahveye her zamandir eğ ea tahyor'âr. 18. Bahp-si" çok gözekli, Hervsaman terseniz me de beraber miri perde rai s.a elenen "ağünü söyledi ve: “kala salık Gür ve sz şairleri bu trgen iki İri ene aka fine oturdu. Aradığı adamlar hiç “Şüpte yok ki bunlardı. Acaba ne- ler #oruşacaklardı? Lukreçyayı nereden tanıyorlar- da? j Greşyu, en ziyade bunu merek ediyordu. © Ağaç dibinde oturan iri boylu »“müşterileş hızı “hazli konuşuyor - sardı: Jj. > Tanburacı Ömer onu bura- lara inerken görmüş. değil mi? ”.— Evet Öder yalan söylemez, Dün tana onu buralarda gördü “Aman Recep Reis şakm onu görürsen benim ai verdiğimi © Siyleme"” dedi. —— O halde bürslarda bir yerö di.ştir. Birkaç'gün. buralarda K&. her*hiilde izini bülü - 2 rus Kaltağı elimle kaçırdım, E i evime gilze! güzö 24 “Lukruçyaya haber vermeden şahin sekasmdaki iskelelerde etüruyordu. Ona çok - değerli bir gerdanlık da hediye etmiştim. — Ne dedin. bir gerdanlık mı hedive ettin? — Giyle ya, Kadın bu, Birinin göğsünde görmüş.. aklına koymuş. Bana cahsedince, dayanamadım. Föne zenginlerinden birinin ka «- risinim gerdanlığını vurup aldım; kenrisine verdim. — Yine durmadı.. kaçtı desene? — Evet. Kaltağı iple bağiama aydır? Boş bulundum... — Sen onu zincire Dağlasan yine saçardı. Çaprazcığım! O, pa- dişan, bile kalese koyan bir ka dındır px İyi, ama, bir defa koklama- 4m ge “yabu! “Bukadar talisiz - lik ze olur mu? — Buna talisizlik değil. aptal - hik derler. Şimdi nereye kaçtığını tahmin edemiyor musun? — Hayır. 3 (Devamı var)