4 ŞUBAT — 1941 j HABER — Aksam postası İHABER Yabancıdılderslerinin Bay muharrir Yazan: doğrultmak için, #portada çalkana çalkana suyu leğen ip çevirip çıktı. Nihayet kekremsi bir yaz, parçasını güzete idareha, mesinin yolunu tuttu. Gözlerinin içi dalma bir yazı mevmunun dalgın, fakat dışı herkese tatir tatlı gülümseyen kuzu gibi bir insandı. Gözlüğünü yerleştirip, yaka- sındaki tozları sikeledikten sonra müdürün odasına dalarak, tadımı kendi de pek beğenmediği Yazıyı sundu. Yazrişleri müdürü eline tutuşturulan © kâğıtlara #öyle bir göz attıktan sonra tat, #z tuzsuz, yavan bir şey yemiş BİDİ ağzını çarpıtarak: — Yazılarımız eskisi gibi şak, rak ve heyecanlı değil, dedi. Hasta mısınız azizim? Zavallı muharrir belli belirsiz iy geçirerek o İyi tebes, sümi; ” i Şümiyle müdürün yüzüne gü- Müdür emektar muharrire: — İdareye miiracaat ediniz, ikten sonra yanındakile ko, muşmağa başladı. Bay muharrir yerine gelen eşesiyle idare memurunun O, dasina damladı. Muhasebeciyle irası gok iyiydi: — Uçlan bakalım papelleri, diye onun kırçıl çenesini okşa, yarak karşımdaki hasır iskem- leye keyifle çöktü. »> Satış yolunda olmalıydı ki gi ulasebasinin de yüzü gülüyor. m. Beki hesb da ilâve e- Ücrek eline beş ön liracik sıkış. tırdı, Paraları cebine yerleştiren can e etekleri zil çalarak sabık Pali yokuşunun yeni asfalt İniginden kendini kapıp koyu: veri. Bir solukta 'Emintiniinde tramvay böklemeğe bâpladı. Fa, kat daha uzaktan Beşiktaş ara. Dazmı görünce evç gitmekten vazgocerek sola tornistsn ya, Pp köprüyü geçerken düşünü pe Eve gitse, bayan gene vızıltıya başlayacak, dünyayı başma zindan Hem bu akşam kömlürcüye mutlaka ta ML Riba şi. . nl e armı daha srklaştır. O ne dünya ne güzeldi! Cebi de bo$ değildi. Bu, yaldızir ılık ki yil gm yolunda, Nezihe Muhiddin Salatasiyle ilk kadehi parletm- ca: — Oh dünya varmış yahu! diye geniş bir nefes “'dı. İkinci kadehi oyuvarlarken koyu yeşil taflanların kenarına dikilmiş mor susamlarin me, âli rengi ona hayatınm aerla, rını hatırlattı; mahzun olmuştu. Üçüncü kadehi yaz güneşine doğru kaldırınca dünyayı bam başka görmeğe başladı. Artık gözleri, mor Susamların hazin ve melül rengini görmeyordu. Akşam güneşinin yaldızladığı taze çimenlerin üstünden aşarak bir serap âlemine daldı. Şimdi hayalinde ne yazıişleri mildirü. nün sitemi, ne evdeki şirret ba, yanım canma tak eden dirilti. ları, pe kasabın alacağı, ne de z6bellâ kömürcünün sürmeli göz leri kalmıştı! Hayatında çok az nasip olan kafa rahatına erişmiş bir bahtiyardı. Ikinci şişeyi bitirdiği zaman hayali adamakıllı küşayiş bul. muş, pariâk mevzularla mülhem olmağa başlamıştı!.. Yazıişleri müdürü ne derse desin! O dima- ğnm bol ve cevherli usaresiyle irfan &lemini az mı sülamıştı?! Bugün gâzetede yeni saylavlığa imtihap edilenlerin çoğu kendi gibi muharrirlerdendi. O da er geç elbet o bağı iremden içeri girecekti!... Keyfi tam kıvamı- na gelmişti. Tatlı hulyasmı kaybetmeği hiç istemiyordu. Üçüncü şişeden sonra kalktı; saat dokuz buçuktu.. Ancak on yatağına sokulacaktı. Ertesi sabah gazeteye götü- receği yazı mutlaka bir şaheser olacaktı!. Beşiktaşta Serencebeyin ara, lık sokağına sapimea durakladı. Köhne evin karanlık kapısı 6. nünde iri bir gölge kımılda, yordu! Yanılmayorsa kömüreü- nün gölgesiydi bu. — Vay nankör herif vay! diye mırıldandı. Kırk yıldı alışveriş ettikleri halde kıştan kalma bir kaç avuç kömürü bir türlü unu, tamamıştı bal, Utanmadan geceyarısı direk direk bağım. yordu: — Neredeyse sabah olacak yahu! Daha gelmedi mi? Arşm srşm yazı yezscnğna Denim paramı versin efendim!... Şimdi bayan da küplere bin. miştir mutlaka!, Selâmelle kapıdan ogeçemiye- ceğini kestiren bay muharrir tetir hulyasını okaybetmemek için van taraftaki kömürlük penceresinden (sessiz sadasız içeri girmeğe karar verdi. Ve devamına başlıyor surette hazırlayıp kısmına 10 şubat 1941 caktır. (HABER) in HABER gazetesinin ©. " “ Li . inebileceklerdir. Hkte seksen kufuğun yeremını ii Haberin birkaç sene evvel hergün £<-— - ma okuyucularına verdiği ve takip edeni hiçbir muallime müracaate muhtaç birakmıyacak HABER METODU adıyla neşrettiği yabancı -il dersler'nin ikinci pazartesi günü başlana- RAN yabancı dil derslerini takip edecekleri ir müjde 250 şer kuruşluk yabancı dil dersleri yalnız kendilerine 80 kuruş (Yabanc Gl ökeersisleri) se başlanmından istifade ederek gerek yabanci dillere yeni başiyarak.m. gerek bu dere- leri takip edecekler için emsalsiz bir yardımcı olan “90 derste kendi ken dinize Hinber metodu” eserini tavsiye ediyorut, Kütüphanemiz mevcutlarının pek azalmış olmasin» ruğmen İni smi- kemmel eseri parasız denecek kadar küçük bir bödelle Hiaber okuyu. enlarına temin etmiye kurar vermiştir. #0 Drste kendi kendine İngilizce Fransızca Almanca adlariyle ve Haber wötodüyls feytödilmiş olan bs derslerin ber biri 800 - 900 sayfa tutacak hacimde toplanmıştır ve ber birinin mutad m. tış fiyatı elitli olarak 250 kuruğtür. işle Haber okuvuruları bu 150 ko. ruşluk eserden hangisini isterlerse bunu Kütüphanemizden 80 kuruşa vr memiz için şu şartiirn göre höreektlerini rlem odörir: 1 — 20 Ikineiklinun . 20 Şubat İh$i arasında #ürh adresleriyle bir ödiyersm (Fransişca Al tüpbanemize manca, İngilizee) diilerinden hânği kitâbı tetedikierim Bildirmesler ve bir sipariş fişi alinaidırlar. (20 Şubattan sonra #ipâfiğ kabul edilemez.) 3 — Bu satış Fikber ökuğübularına minbasırar. Bundan dolayı dinci ilân tarihinde siparişleri alabilmeleri için 1 gübet iodi . 1 Mart 1941 tarihleri ârnleida Haber güzetesinde heşredilecek ölsa kuponları ön ripariş tişletiyie birlikte getirmelidirler. düşündüğü gibi yapl. Fekat yumuşak kömlr tozlarının içine yaff! diye düşmesiyle acı ve keskin bir yaygaranm kopması bir oldu! Sabah çaymı pişirmek İçin kömürlükte eşelenen ahiretlik. leri alık Raziye karanlıkta a. dibine doğru koca, man bir insanın yuvarlandığını görünce çığlığı bastı: — Aman can kurtaran yok mu?! Hırsız var! Hırsız? Demin kapınm önünde kavga eden kömürcü bu feryat üzerine ev halkıyle hemen dost oluverdi. — Çabuk bana bir sopa! diye gürledi. Derhel eline tutuşturular sü, pürke sapiyle kömürlüğe seğir. terek bir köşeye titreye titreye YAKIT BUTUPMANESİ sinen zavallı o muhatririn tepe, sine dikildi.. Arkadan ışık tu. tan öfkeli bayan: — Vurma! Dur! diye bağır. masa biçarenin dertli başı çok. tan patlamış gitmişti! w Züğürt muharririn kendin. den saklandığını zanneden kö, mürcü nazikine çekilip gittik. ten sonra bayan ateş püsküre, rek sordu: — Nedir bu kepazeliğin? U. tanmaz ârlanmaz herif! Kazayı hafif savusturan bay muharrir o geçimli ve babacan gülümse, yi'şiyle afacan karısının yüzüne bakarak; — Maksadım kepazelik değil hanımcığım, dedi. Gazsteve ya. Tm bir mevzu hazirlamak!.. NEZİBE MUBİTTİN tudaiği öldüren kati) Amerika cinayet cemiyetinin iki azılı âzası yakayı ele verdi Cemiyet nasıl çalışıyor ? Hedeti ne? Ve bu cemiyeti kimler idare ediyor (Baş tarafı 6 meıda) dayanıklı olması lâzım gelir, Talebe, iki sene tecrübe gör. dikten sonra gahsi işler göre. bilir, fakat bunlar tahdit olun. muştur. Soyguncu veya kurarbazları şantaj yapmasına müsagde edi“ lir; gündeliği bu suretle dolgun, laşır. Hiçbir âza, her ne suretle ölürsa olsun, istifa edemez. Ce. miyetin idare heyetine karşı oyun oynamak affolunamaz cü, rümlerdendir. Kombinâsyonun (yani cemiye- tin)- kârlarını elde tutmak, ido, fe heyetine karşı doğru fatura çıkarmamak, cürümdür. Hulâsa, her kabahat ölümle cezalandirı. dir. Her kömbinasyonun, jliriden mürekkep, birer mahkemesi var, dır. Müttehim, kendini müğa- fan etmek selâhiyetini hâizdir. Bu canilerin mazisi okuyucu, larımızı aliksdar edeceği için Hepinin faaliyetini nakledelim. Hepi mektepten hoşlanmazdı. 15 yaşında iken yedinci sınıftan ayrıldı. Okuyup yazabiliyordu. Alt: ay müddetle, Menhattanda, bir kumaş mağarasında hade. melik yaptı. Sonra Vilyamsburg da kundura boyacısı oldu, Kun. dura boyacılığından sonra dül. gerlik san'atını tecrübe ettiyse de bu işten hiç zevk oCuymndr. 16 yaşında iken taarruz ve 80y. gunculuk yüzünden tevkif olün, du Hepi 31 yaşına basmadan 35 kere tevkif olundu. Kundakçılıkatn baska ber f6. nalığı (oOyapmiş bulunuyordu. Hepi, Çarpan ve Abe Relehle bundan oniki sene eve) buluşa- rak, Şapiro kardeşleri diye ta. nıman, Vİl, İrvin ve Meyerior. tadan kaldırmağa yardım etti, Bunlardan Viliyi, 1984 senesinde diri olarak çukura görmüşler. di, Hepinin en muvaffak olduğu cinayet, Antono Sisilyano ve Sezar Latoro cinayetidir. Kütbanlar, açıkgöz insanlar- dı. Yanlarına yaklaşmak güçtü s#ra fırsatatları haber veren, büyük bir polis köpekleri vardı. Hepi, kadın kıyafetine girerek 6 şubat 1989 da ikismide ği, dürmeğe müvaffak oldu. Hepi, yüzünü pudralayarak makiyaj. adi. İkisinin basarı dikkatini celbettikten sonra evlerine da, vet olundu. Zaman kaybetmeden İkisini de tabanca ile öldürdü, Evi terketmeden polis köpeğine de iki kurşun sıkmayı unutmadı. Hepi, bu tarihten sonra mes leğinin en parlak devirlerini yaşıyordu. Biri, fahişe olan iki vardı, Rudnik cinayeti, onun kanlı mesleğine nihayet vermiş olu, yor. Canilerin yakalanmasına bi, yük yardımı olan Relesin mühâ- kemesine henüz başlandı. Daha pek çok ifşsatta bulunacağı Ü. mit ediliyor. Polis, Relesi kom- binasyona karşı muhafaza et. mek için son derece sikı inzibat tertibatı almıştır. Zira Reles, “işten” çekilmek isteyen birini müildafaz için, kombinasyon ta- lime mahküm edil, metresi a mm iel CASUS LUKREÇY a e YİNE ME Ml edir lg pap Ig b İİ NE 74. — Hayır. Hayır. Bu kız, Kaptan paşanın köşkünden #a- Taya geçmek, ve galiba Padişa, hin gözüne girmek istiyor. Böy, pile senin gibi bir bu, âlet ederek, Kaptan paşa- tn elinden kurtulmak istemiş. Padişahmız yüzüğü alınca me, Fak edecek. Şu kızı bir kere gö. Peyim diyecek. Çağıracak ve güzelce bir gey ise, sarayda alı, e Bütün mesele bundan iyi Dalavereli, dolaplı bir Sip de bu dolaplara inandın, Ömer ayağa kalktı: — Pekâlâ. Yüzüğü bana ver öyleyse. Anlaşıldı ki, sana dert anlatmak, deveye hendek atlat- bre güç olacak. Ben, Padi. gal uzuruna girmek için el, bette bir beşka yol bulurum. Eli Yüzüğü vereğik Bimer ye Tanburacı Ömer bu sözlere inandı: - ; — Peki. Seni burdan bekliye- seğim. Elmas Ağa! Allahaşkma beni faz'a bekletme! — Merak etme dedim ya, Söz verdim. Gm El: gü aldı. ğe 2 akde Bul koştu. k ve işinde titriyordu. Kolaylıkla Öz merin Si DE kemirir taşlı yüzük, Padişahm çarşı ku. AML yaptı yü. ziklerden biriydi. Elmas Valde Sultanm yanına SİNİ Siran utanın. Mahvol dum. çıkmış. Lukreçya meydana Şu Mustafa paşınm yaptığını gördünüz mü? Dedi, Kösem Sultan hayretle Arabım haline bakarak: — Dur bukalım, dedi, telaş etme! Ne olmuş? Mustafa paşa laıkrecyayı , köşkünde , hiç göğtermemiş. Nasıl kimseye meydana çıkabilir? ir Elmas, tanburacırın ğin İattıktan sonra: — Bu herifi Padişahla temas etöirmemck için derhal bir çare arayalım. Sultanım! Ömer, Hu, zuruşahaneye çikar da Lukreç, yanın söylediklerini birer birer anlatırsa, siz Sultanmma bile söz gelir. Malümya, kulnnuz bu işi sizin iradenizle yaptım. — O zaman inkâr ederiz. Fa- kat, iş oraya kalmaz. tanburacı Ömer şimdi nerede” — Haremağaların odaların, dan birine aldım. Orada bekli, yep mein aldatarak, Padi- şa aber vermeğe gidiyorum diye, yüzüğü elinden alıp bura, ya koştum. © Valde Sultan vaziyeti tehlikeli görmüstü, — İsi, ortalığı “telâşa verme, den balledelim, Elmas! dedi. ; göyle bir çare buldu. Elmasa anlattı; kif ettirir, zinâ tir tedbir değil mi? — Çek münasip, Çok güzel. — Sen hemen koş.. Böcekbüç. yı bana getir! Elmas Ağa. Valde Sultan. yanından çıktı, sarayın diğer kısma geçerek . Böcekbaşıyı yakaladı: — Valde Sultan hazretleri sizi düiresinde bekliyorlar. Mühim bir mesele için sizinle konuşa. caklar, Dedi. Zorla alm Kösem Sulta nm dairesine gsötlirdit. 'Tanburacı Ömer hâlâ sarayın Alt katındaki baremağalar dai, resinde Elmasi bekliyordu. Ömer, huzura çıkınca, Lw&, reçyanın bulunduğu müjdesini verecek ve kimbilir Padişahtar ne kadar ihsan alscakt”* Ömer bu hulyalariz sabırsız. lanıp dururken, birdenbire iki baltacmın şiddetle odaya gir. diklerini gördü. Bunlardan biri: — Bre hırsız, dedi, soyacak yı attırımız. İyi Sultanım! bulamadın mi? Devletin bazi, resine el uzatılır mi hiç..? 'Tanburacinın rengi birdenbi, re sarardı: — Hangi hazineden, hangi soygundan, — bahsediyorsunuz? Ben burada Elmas Ağayı bekli, yorum, Padişaha verilmek üze, re bir emanet getirdim. dedi Ömeri dinliyen yoktu. Söyle, diği sözler kimsenin kulağına bile girriiyordu Hırsızlık isnadı yetmiyormuş gibi, yolda giderken sille tokat faslı da başlamıştı. Ömer: — Bira'm, : beni, diyordu, benzettiler mba! Hele biraz bekleyin.. Elmas Ağa gelsin. O, 28 hakikati anlatır. Baltacrlardan bir Ömerin en, sesine şiddetli bir yumruk is dirdi: (Devamı var) | | | |