pale dört nala giden bir at Tinda Dir süvarinin kırmızı enli bir k kaçırdığı gö. ordu. Bu reklâmm altında 3 ük beyaz harflerle gu keli, Kâr yazılıydı: # Ümumi arzu üzerine meşhur Bikalı aktör Karlos Hanri, Er'in şaheseri olan “Rara'nın anlası” filmi yeniden bir haf- daha gösterilecektir” iHleniz genelik yaşlarını as M, sarışın, güzel, zay bir Kim afişe dalmış, gözlerini bir i ayıramıyordu. Yanmdaki ülyet.. “Diye seslendi. Kadim sunki bir Wadan uyandı ve müteessir belde geriye döndü. #iemen bütün sinemala; ler ve hepsinin de üzerinde: Dolmuştur” levhası görmüş. Erkek: — Biz artık bu gece sinemaya İmekten vazgeçsek hiç te fe, pmayız.. edi. Kadın önünde bulur- Barı sinemayt işaret ederek: ie # Buraya girelim. Burada var. Kevahını verdi. © Fakat burada oynayan çok İki bir film. Kâdın isteğini kocasına ka, Bi “ettirmişti. Bir iki saniye Pnra Jan Matüren karısile be. ber sinemanm sıcak Joşluğuna irerken bu filmin mukadderatı erinde derin bir iz açacağını tahmin etmiyordu. ... Büyük, film baslamıştı. Mev- Hindistanda geçmekteydi. tün şark âdetlerini aksettiren h filmde Raca, Hindistana plan avlamağa gelmiş bir ilyarder kadın şerefine ziyafet eriyordu. Güzel artist Karlos Rrikez kırmızı ipekliler ara” inda bir kat deba güzel görü. yordu. Jan Matüren filme ara sıra Öz atıyordu. Doğrusu bu Mek, rd kordelisını pek saçma bul, 5, hattâ canı sıkılmağa baş- Muştı. Adeti olduğu veçhile ko- inu, karısınm kolu altından ge ve Jüliyet'in elini tuttu. un eli buz gibiydi. O za. an Jan Matüren karzsmın fil- i büyük bir alâka ile seyret, ekte olduğunu gördü. Halbuki ndisi firmi'ne kadar saçms, ne dar sikici buluyordu. Jan Ma, İren birkaç defa karısının ku. i Yavaşça filmin çok saçmü gunu söyliyecek oldu. Fa- RÜ' bu sörleri duymadı bile, —“Garip.. diye düşünüyordu. caba Jüliyet bu Raca ve kup. R heden bu kadar alâka, olsun. Düşünüyor bir türlü veremiyordu. Nihayet sına biraz daha yüksek ses, Bordu: >— Hakikaten bu kadar hoşu- mı gidiyor? — Oh Jan rica ederim beni hat birak. Jüliyet çok hafif bir sesle ce, V Molde bilek AYET Tünburatı Ötber, tanburunu çe. arken, kulağıma akbeden bu sözler Arasında (Lukreçya) kelimesini de Raya, Bevisim, tanburacıya pek ya ANEZ gelmedi, . Çülarken düşündü. hatıralarını i “we Padişahım harem bahçesifi 1» Ecçenlerde mahrem eğ'enti Yü0ı - alta. Sultan Murat (o gözdesini i : Kliyordu. Birdenbire © bir kata bbir gelenişti, Gözdesinin kaç' hoyâlike kaçırıldığı haberi or Kı Mtüst etmişti. Eğlenti geri kal a dişah; — Lükroçyayı bus Sir SiRis! S LUKREÇ CELL AE İl vap vermişti. Daha garibi he, men bir sdniye sonra elin smin elinden kurtulmuğ tasından çık mendille gi Jan Matüren bunlardan hiç bir say anlamayordu. Sonra Jü.. iiyet'in hig te bu kadar olmadığımı biliyordu. Nihayet filmde hassasiyetini tahrik ede, öek en ufak Dir hususiyet te yoktu, — Fakat buna rağmen Jüliye sıcak gözy rile ağlayordü. Sinemadan çıktıkları zoman da Jüliyet başınm ağrıdığım söyledi ve eve gelir gelmez der, yufup yatağa girdi. wm bir tek sual bile mahal bırakmadın apadı. Jan Matören uyumadığnı biliyor: du. Fakat acaba neden uyumu, Yör, ne düşünüyordu? Jüliyet'in göz kapakları arı, sında Jan Matüren'i düşündür. meğa, Üzmeğe başlayan bir&ir bulunduğu muhakkaktı. O gece Jan Matüren belki sa- behlara kadar bu hâdiseye bir mâba vermeğe çalıştı. “Jüliyet bu kadar saçma bir film görmekle tahrik olunacak, kedere düşecek kadar saf de, Zildir. Bilâkis çok zeki olduğunu Kilirim. Fakat bu kadar derin bir reaksiyon için e muhakkak bir sebep lözim. Yoksa bu fil, min fazelediği bir hatıra mi var?” Filhakika Jan Matüren, Jüli. yetle evleneli iki sene olmuştu. O zaman Jüliyet henüz yirmi dokuz yaşlarmda vardı. Kimse, siz büyümüş bir gok işlere gir. miş çıkmış, hayatın bir çok cep, helerini görmüştü. Fakat Jan Matüren karısmın mazisi hakkmda hiç te sarih bir malümata sahip değildi. Jüliyet mazisi hakkmda pek az malâmat veriyordu. Jan Metüren düşündü: “Öl- müş vakaları neden canlandırma. İM ar rl Dedi, , Jüliyet söz arasmda eski bir maserasınm olduğunu söyle, mişti, Acaba bu ne zamana ait tir macera idi. Gerçi Jüliyet bunun için ehemmiyetsiz bir çocukluk demişti ama, buda ne dereööye kadar doğruydu. Jüliyet Brezilyaya gittiğini söy.. lemişti. O zaman Balear adala- rında durmuş birez istirahat etmişti, Acaba bu macerası o zamana ajt miydi? O tarihte Jüliyet bir otomobil aoentesinde okâtiplik vapıyor, her türlü insanla, ressamlarla, tenis şampiyonlariyle, yabaner. larla, sinema yıldızlarile temas eö'yordu. Böyle düşünürken Jan Mati. renin düşüncesi önüne yüksek bir insan heykeli dikildi, Alnı buz gibi soğumuştu. Asaba Karlos Hanrikez ismi neden birdenbire hatırına gelmişti. Karlos Har- rikez o gece görmüş oldukları “Raca'nn o nişanlısı" filminin kahramanı idi. Koc 8orr gözleri karısın: giren Vuruz! «- diye bağırıyordu. Demek ki, sultan Murad gözdesi şimdi Karamustala paşanm gine (düş müş! diye mırıldandı. , Gözünün ucuyla yani alıcı bir göz le Lukroçyaya baktı. O, hiçde o güne kadar © gördüğü kadınlara benzemiyordu. Halinde, tavında, konuşmalatında bir yabancılık se» siliyordu. Güzellikte de hemen he men öşi yok gibiydi. o Tahbufacı Ömer, ömründe tik defa böyle gü” 7e! bir kadın görüyördu. Tanburacı sazını çalarken Öyiz beyecanlanmıştı ki. Karamustala paşanın cesaret ve cüretini düşün düşen detlerine gülge Çeviree: M, Acar Jan Matüren dolgun kafasiy, le gu neticeye varıyordu: “Jüliyet muhakkak bir zaman Hanrikez'i sevmiştir. Profesyo, vel Don Juan, o zamanlar basit bit genç kız olan Jüliyeti kolay- ca kandırmış, bir müddet eğlen, dikten sonra da bırakıp gitmiştir Bu güzel adamın yaşadığı aşk macerasını kolayca unutamayan Jüliyet dür geceki filmi görünce elinde olmıyarak kendinden geç. İğ, Artık Jan Matüren için başka bir ihtimal mevcut değildi. ... Jan. Matüreh ertesi sabah kalktığı zaman başı ağrıyordu. , Kıskançlığı. kabul” | beraber içihde garip bir endişe vardı. Muhakkak öğrenmek is. tiyordu. O gün karısı öpmeden işine gitti. Öğleye de telefon ederek yemeğe elemiyeğini bildirdi, Vakıt kazanmak. düsünmek, bir karar vermek istiyordu. Acaba o akşam meseleyi acp karısm. dan izahat istemesi lâzm mıydı? X Jan Matilren o gece eve dön, düğü zaman bir iki gün vaxiyeti tabii seyrine bırakmağa kurar vermişti. Jan Matüren karısını tetkik ediyor ve onun formal haline gelmemiş olduğunu görüyordu. Pilhakika Jüliyel'in düşüncesi, neşesiğliği bir kat daha artmış. tı. Jan Matüren işi tabii haline bıraktı ve ertesi akşam Jüliyetin gnat yedide geldiğini, ertesi ak, #am hiç bir izahat vermeden yeğibuçuğa ve nihayet Üçüncü akşam sekizbuğuğa kadar drsa- rıda kaldığmı gördü. Yine bir ey söylemiyordu ama bu kere dükçe büsbütün coşuyor, den çehelerini sıkarak ikisinin de #onunu vahim görüyordu. Padişahı gözdesini kaçırmak... Bu, hiç bir devirde görülmüş. işi tilmiş bir hâdise değildi. Demek k, Mustala paşatın görü bu dereöe kızmtiştı! Mustafa paşanın içkiye taham” mülü yoktu. İlk hamlede tasla diş künlük gösterir, içer. başı döne”. Neşesi bir dereeye kadar devan: & derdi. Ondan sonra tekrar o içtvek mecburiyeti hasıl olursa, rahatsız olur, neşesi kaçar, somurtur, dü günetli ,kederli görünür. ve tiki” yet başımı bir yere dayayıp sai”. dr. Gene öyle oldu. Lukreşyanın üstüste verdiği kadehler pasıyı çabuk sarbaş etmişti. Lukroğva, tanbur sesi kesilmesin diye, tariü racıya mütemadiyen çalmasını İşe» rel ediyordu. Tanbur duracak ve paşanın sesi de içine şöyle bir şüphe girmişti: — Bu Karlos Hanrikez mu, hakkek şimdi Paristedir. Karım önü tesfonla bulmuş, görüşmüa. ler, yeniden anlaşmışlardır. Iki gündenberi de muhakkak gizli gizli butuşuyorlardır, Bu zan tahammül edilir givi döğildi. iron her ns 6, Yuhsa olsun Karlos Hanriközle kargı Karşıya konuşup İŞİ hal- letmeğe karar verdi. Evvelâ yıldızın adresini bul, mak. lüzamdı. Bunun için de Sijer - Artist . Produkstyon kumpanyasmın idara mârkezine ge'di.. Kendisini karfılayan bir kâtibe: — Mndmazel, dedi. Karlos Hanrikez'in “Raca'nın nişanlısı” isimli filmini gördüm. Kehdisine bir iş teklif edeceğim, acaba &â- reğini veremez misiniz? Genç kız kendisini byük bir hayretle tetkik etti sohfa içeride bir odaya girdi. Bu odadan mı, rütalar, kesik kesik kahkahalar gedi, sonra içeriden çıkan bir girdi, Jan Matilren büetüni alır. ken kasadaki edemlar karısm. dan şöyle bahsediyorlardı: — Her gün gelen kadın, tani, dm değil mi? Tesadüfen duyulmuş olan bu sözler Matüren'in endişelerini teyit ediyordu. Filhakika Kar- los Hanrikez ölmüştü ama, Jüli, yetin mazide bu adamla çok de, rin bir alâkası olduğu da inkâr #dilemezdi. Jan Matüren sinemada bir kö geye çekilmiş, hiç kendisini gös, termeden Jiliyeti seyrediyordu. Filmin bir yerinde Raca Ame, rikalı milyarderi kaçırmadan #vvel güzel bir esirini azat edi. yordu. Bu sahte öynarken Jan Matüren Karlos Harrikezdeki erkek kuvvetini inkâr edemezdi. Raca esir kızı kolları arasina almıs alnından övüyordu. Jan Matlirer karnı da bir za- mahlar bu artistin kolları era. &mda sikilmış ölmast ihtimalini düşünerek terlemeğe başladı. Artık Hanrikez'in hayali onu her yerde adrm adım takip edi. vordu. Hayatma bir üçüncü karışmış, her yerde karşısına erktyordu. Hayatı artık tahammülsüz bir hal almiğtı, Aradan on gün geç, tiği halde Jünyet gayri tabif hareketleri hakkmda en ufak bir izahat vermek üzümünü bile hissetmeyordu. Nihayet Jan Matüren dayana- madı, Bir akşam karsiyle her şei ağıkça konuşmak kararile eve geldi. Fevkalâde kederli ve ssabi İdi. Karısınm yatak odasma gir. dı. Jüliyet uzanmış kitap oku. yordu, kotasının girdiğini gö. tüneş kitabı bıraktı ve tatir tat» 1 güldü, Fakat Jan Matüren'in gülecek hali yoktu. Yüzü asabiyetle bu. ruşmuştu. Hemen oracıkta tu. velet masasının üzerinde Karlos Fantikez'in Hintli Raca kiyafe, göğsünde erkek kendisine doğru. ilerliyes» çiside azat ettiği kre rek: — Karlos Hanrikezin adresi, ni mi öğrenmek istiyorsunuz? dedi. Çok orijina! bir fikir doğ- rusu, çök orijinal, Herhalde &iz Karios Hamrikez'in bundan on sene evvel bir otomobil kazasın. di ölmlş olduğunu bilmiyorsu. nuz. Şimdi ölümünün onuncu yıldönümü münasebetile elimizde kalan yegâne filmini bir kere daha gösteriyoruz. ... Jan Matüren film idarehane, sinden çıkarken gönlü biraz ol. sün Terâhlâmıştı. “Çök gülünç oldum. diyordu. On sene evvel ölmüş bir adam, dan şüphe etmişim... Jan Matüren fasla hayale kapılmanm doğru olmadığın düşüne düşüne giderken birden önde karısının yürümekte oldu. ğunu gördü. Hiç tereddüt etme, den takip elti. Karisi biraz daha gittikten sonra Karlos Hanri- kez'in filmi oynayan sinemaya geldi. Bir bilet aldı ve içeriye kesilecek olursa, Kâhyanın Şeriye girmesi mühtemeldi. Kaptan paşa, başını oturduğu minderin arkasına dayamış, horis mala başlamıştı. Lukreşya bü vaziyetten Tetitirle ederek, ârrhal parmağındaki Yürüik lerden birini tanbuftaıya uzattı” »» Yarm hemen saraya oOköş. Padişaha benim burada -mahpus olduğumu söyle, Bölki Sözüne i manalar. Bu yüzüğü pâdişah ba na hediye olarak vermişti. - Onu kendisine gösterirse, sörüne ina nır. ve beni büradâk Kurtarır. Tanburacı süratle yüzüğü “koy nuna koydu. Lukreçya göğsünden iri o taneli bir iti koparıp üzâttı, — Al, Bu da sehin hediyendir. Paşanın akşamdanberi sana verdi Bi bahşişlerden on misli fazla değre ti vardır. Tanburacı sevinçle İri İnci tans" söni de aldı, koynuna attı.. ve bar gıktığı sahnenin resmi düurü- yordu. Müthiş sinirleri bozuldu. O. rada hemen eline geçirdiği bir vazoyu kaptığı gibi resme fır. Yattı. Sonra kırılan çerçeve için. den resmi aldı ve yırtarak karı» sının yüzüne fırlattı. — Anlat, bana, diye bağırdı. İzahat ver, nasıl oluyor da bu a, damın resmini yatak Odamıza kadar sokmak cesaretini göste, rebiliyorsun? Bunun üzerine Jüliyet koğaz #mm yanma geldi ve gayet mu- his sesile: — Demek ki, sen bunun için kaç gündür o kadar assbi idin. dedi.. Ben de acaba nesi var di, ye merak ediyordum. Jan Matüren saklamadı: — Evet, dedi. Artık taham, meülüm kalmadı. Bundan hiç sa- ra bahsetmek istemezdim. Fa Kat gok ıztırap cekiyorum. An, lavorum Ii sen onu hâlâ sevi, yorsun.. ” — Nasıl sevvor muyum? di, şile teşekkür etti. — Beni bufüdan (o kurtarırsan, Yarın seti ihya ederim, İstanbutan «h meşhur senginleri arasında par makla gösterilirsin! dedi, Tanburac Ömer, Lukreçyanın eteğini öptü, — Merak ttiteyin! Yarın doğ fuca saraya gideceğim ve dediki dİnizi zatişahaneye arzedeceğim. Tanbtürüöi Örter bir o müdüst daha çaldıktan sonra: —-Artık kollarım durdu, suite rim! emir buyurunuz dâ paşayı yatağına yatırsınlar.. kulunuz da gideyim. Lukreşya etini vurdü. dedi, Benim odama gitmemi em. retti. Kendisi burada yatacak bu göce, i Alican paşaya bakti: şey söylemeden fümi seyrediyorlardı. Jan Mâtüren gâyanı dikkat bir şey göreme, mlgti. Bir müddet Yunu sıkarak: i — Bak Jan, dedi. Bak. Dik. katle bık.. Bu Rara'nımn ezat et- ği genç esiri kucakladığı sah, neydi, — Bir şeye dikkat etmiyor musun? Diye Jüliyet sordu. — Bir gey farketmiyorum. güzel bir kiz o kadar. — Öyleyse teşekkür ederim. — Neden teşekkür ediyor, sun? — Çünkü... kere... Jan Matilren birdenbire dön, dü ve bir hayret nidası '“var maktan kendini imenedemedi. sonra karası ko, Bak bana bir âyaklarıma kadar getiriyordu. Tekrar tekrar gördüm bü filmi, Çünkü yirmi yaşım hatıraları bir daha da göremiyöceğim bu filmle birlikte siliniyordu. Gök gayret ettim ve tihayet (Lütfen sayfayı çevirme) — Her saman böyle çok içe. zar, adamakıllı eğlenemez. diye Söylenerek, tanburacıya döndü: — Haydi. ilk önce sen kirişi kır bakalım. Ömer yan gözle Lukreçyaya ba” karak: — Aliaharsmarladık.. dedi, c» Hannümadan utaklağı. Onun arkasından kâkya Lukreğ yayı aldı, mahpus bulunduğu öda. ya götürdü. — Paşa sizi affetmedi mi? — Hayır, — O halde kabahat sizde Hu dereöt inâtçılığın Sonu vahimdir. — Ne olur? paşa ne yapar b na? — Ne #i yapar? ber dilediğini yapar. Sizden korkacak değil ya, — Ya ben önü korkutursam,... Kâhya kulaklarına ananamıyor di (Devamı yar)