(heva Mr, Spartona haber veri . Yolum, Denizli barma bunun $- Mİ blitereyin takip edeceğini öğren- me kostiyle kumarhane civarına Binişiik. Ayni zamanda Al Vud yi Poslerdon kaşmağa muvaffak o . uza üzerine ateş etmek maksa - Am.da gürüyordum. Fakat geç “ Mis Li, çetenin gizlendiği ye . Tizöildiği öteki methelinden içeri Eivil, hen dışarda gözcülük yap - Mendisini bir daha sncak er, bulduğunu ve az kaldı tev- #dileceğini anlattı; gülüştür. Mr. Sparton hafızanıza mürada, enemiş miydim? Bu, tarı- kendisiydi, zira Lavrens Lat ter bizant bendim. — Geçelim... Metruk fabrika - Muhasatası gecesi Mis Lü Akzibeti hakkında olduğunu keşfettiği Vud ona da Pecsiye Betti 14$n karıştı: İ —Alvudia geçirdiğim müthiş $dakikalar endişenizin yerinde ol - Lİ duğunu ispat etti, Tam zsmanm . da Yetiştiniz Mr. Letter, #ize bu bakımdan minnettarım. Bu sözlerden pek mütehassis 0 lan hadut yavaş sesle: —— Teşekkür ederim, dedi, Son eğ orana hâkim olarak devam — Polisler fabrika binasını mu. hasara ettikleri atrada ben de or” lari arasa karıştım. Höviyetimi toran bulunmadı, Bir aralik kim. © farkettirmeden fabrikaya Birim. Yevkalâde bir hüsnütem - öU haydutlar da farkma varma. t, Büyük bir teklikeye mariz bu- Tünufordum, Bununla beraber ber #“vi göze almıştım. Evvelâ Mis Li. Hri emniyet altına almak, intiks hel CASU LE Bir aralık, Kaptan Paşa, Tar, buracıya: — Haydi bakalım, dedi. Ben Sarkı söyledim. Şimdi sen başla da dinliyetim. Tanburacs. kasa bir Sonra sirkı söylemiye başladı: Bakışlarına canla kurban olahdan, MEn okuma sinemi etdim siper vi ey dost! Gönlümü alıp, şimdi €ğer kasdın © ise can, Çokta i . taksimden Roma yoluma ben v cön «dü sör oy dos Müstafa Paranın çok hoşına gi- den “bu sarkıdan birçok - manalar arayına S LUKREÇYA bir Venedik şöv -65- düm. Tam bu sırada içerden biri çıktı, tahancamla onu tehdit et , tim ve silâhmı aldım. İşte bu a rada hayatımm en büyük bhatala , rmdan birini işlemiştim. Bunu s9 radan anladım: Bü adam Al Vw dun tâ kendisiydi, O sirada düş , manı pek âlâ öldürebilirdim. Bu hatamı anladığım zaman iş işten geçmişti, Artık Mis Liti ile moşguldüm, O beygınd: ve kendi Sini selimeta çikarmak lâzımdı, Bu sırada Al Vudu düşlinemezdim. Ustelik oldukça mühim bir yara da almıştım, Bundan sonrasını biliyorsunuz, Al Vud motörden nehre atladı, berkes boğulduğunu sandı. Ben es, sedini görmedikçe inatamazdım, © nun ne mahir bir Yüzücü olduğunu biliyordum, Filhakiks şöphe etmekte bakir olduğumu çok geçmeden anladım, Al Vudun, Mis Lüliyi elinden kur. taranm kim olduğunu öğrenmiş, bana olan Mini bir kat fazlalağıma- ti. İkimizden birisi muhakkak 5le, cekti, Bunu o da, ben de biliyor - duk, Bu işte daha talili ve mahir çiktem, “Babilon" barına müşteri rolünde adamlarımı doldurdum, a. ramızda kararlaştırdığımız bir işa- retim üzerine ateş edeceklerdi, Al Vuğu dn o gece “Babil” da bu, Janacağımı duyurdum. Fakat bunu bir meydan okuyuş şeklinde yap- mıyarak Alm kendi adamlarından geldi. Onu ben değil, adamlarım öldürdüler, Hikâyem bu kadardır.. Mazimi öğrendiniz, hiçbir nokta meçhulü, müz kalmadı, Artık söyliyecek sö- güm yok, Eğer lüzum görürseniz siz sual sorun. — letter, açık sözlü olmanızın mükâfatını göreceksiniz... Size bir Sun!: Kaçmağu hazırlanmıyor muy, dunuz? — Evet, felâketime sebep olan bü şehirden uzaklaşmam için her #ey hazırdı. Al Vuddan intikamın: aldıktan, param da bol olduktan sonra he diye Nevyorkta kalsesk- tım? Maksadım bir kenara çekilerek sakin bir bayat yaşamak ve unut, mağa Hattâ - ber gey itiraf ettiğime göre belki inanın, nız » namuslu bir adam olmak ni, yetindeydim, Bunu ispat etmeğe maalesef vakit bulamadan elinize geçtim. (Devamı var) giren F. SERTELLİ çıkabilirdi. Paşa, Lukre;yanın at- Iryamadığı yerleri birer birer izah ediyordu. z Venedik dilberinin türkçesi oka- dar derin ve kuvvetli değildi, Tan buracının şarkıları ise bir ağflalı olmakla beraber, çok güzeldi.. Çuk ahenkliydi. O devirde onun şârlir- ları kadar hiç kimsenin şarkılarım sevmezlerdi. Her evde, Halicin her sahilhanesinde onun türküle- ri söylenirdi. Bunun içindir ki, şe- hir ve kalender tanburacının: “Ben her kalesin arkasında yaşıyan bir insanım.” sözüyle övünmek hak: kiydi, arasında geçirmiye başlamıştı. Homer seneler. nberi “bir kö- ten mütevellit şiddetli bir ıstı. rap çekiyordu. Fakat bu çırılçıplak tabiat i- çinde yalniz ve sakin kalmes, Kırk sekiz yaşındaki bir in Homer bu küm tepelerini, kü. çük gölleri, ufak zararsız ba- taklıklar;ı gördüğü zaman <dü- - şüntesinin birdenbire geriye doğ Tu kaymış olduğunu söyledi... Kendisini yeniden eski haline, birlikte yüzdüğümilz, çimenler, Üzerinde yuvarlandığımız zaman ki haline gelmiş olduğunu zan- netmişti. Bir gün kumler iişerine uzan, mak, güneşten hakkiyle istifa» de etmek için soyunmuştu. Ken- dini böyle soyunuk görünce bir- ateşiyle yanıyordu. Yine ilk Seta oberek o gün vüsnduki a8” şlndü ve kendini tetkike başla- dığı zaman ne zannettiği gibi ihtiyar, ne de vücuttan düşmüş olduğunu gördü. Biraz gevşemiş olan adaleleri henüz kuvvetini kaybetmemişli, Kendisini bu kas dar canlı hissedince ıstirap duy. du... Gençliğinin tamamen kaybol - madığmı görmek, ona, Byrice çılgmea bir sevinç xermişti, Ni- hayet ilk defa olarak yeniden mesut olmak &. o -nu duymuş- tu., Fakat bu arzu onu korkut. tu ve birdenbire yerinden fırtı- yarak kalktı, lelâcele gitti... Bu gezintilerden vazgeçmek istedi. Fakat oteldeki manasız gevezelik onu tekrar kum tepe- lerine koştüsuü. Birkaç gün sonra da soyundu. gölün suyund vk “lan son- Kara Mustafa Paşa: — Bir niyet tuttum. Söyle ha- kalım bir tane daha. Üstüne isabet &lerse, bir kese akçeyi bak eder- sin! Tanburacı okumıya başladı; Karşıda ben pervaneyim, sen sem'i tdbânsn bana! Aşkınla ben divaneyim, sen dieti — Tam düşündüğümü söyle- din. Aşkolsun koca çaylak! Sarki kafamın içinde dolaşmış, veya'tut kalbime girmiş gibi ,bütüri guygu- larımı bir anda keşlediverdin! Sonra Lukreçyaya döndü: — Bu şarkıyı ilk defa dinliyo- rum, güzelim! Bu, benim, senin z HAYATIKI YAŞAMAYAN ADAM ra sicak kuzular üzerine serildi. Böylece elidi Yandı, esmerleşti, adaleleri eski clâstikiyetini bul, du. Güneşin doğuşunu seyret - mek için artik subahım saat dör- dünde vi başladı. Güneş ve'su onun hayatmm İki merke- zihi teşlcil ediyorlardı. Karısı Homerin yavaş yavaş kendisinden uzaklaşmakta oldu. ğunu hissetmiye başlamıştı. Yal nız kaldığından şikâyet ediyor- du. Fakat artık bu şikâyetler, Homerüzerinde hiç bir tesir yap taryordu.. Onun kum tepe- elikleri, gölü, giineşi vardı.. Ar - tik kendihi ivi hissediyordu. ... Bir gün, otelin yemek selo. nunda Homer hizmetçi Lesli'ye dikkatle baktığı için karım müt- hiş bir kavga çıkardı. O kadar ki hizmetçinin kovülmasını isti. yecek kadar da ileri gitti. Tabi kadının çâsabiyeti bir müddet sonra yatıştı. Fakat Ho- mer o giinden sonra Lesli'yi de. ha dikkatle tetkike başladı. Ho- mer, Lesliyi uzun boylu, güzel, ; suluyordu.. Hizmetçi, Homerin iştiha dolu ve hücresinin kapısı açılıp da, nazarlarnı gördü ve ona hafifçe * tebeğiilim etti; Homer altüst cl. MUŞİU.. Aynı gün Homer mutad ge- zintisinden dönerken göl kena- tında sıcak kumlar üzerinde genç bir kadınla bir erkeğin yat tığını gördü. Bunlar beraber banyo yapmışlar, sonra yorgun. tuklarımı çıkarmak için tatlı bir uykuya dalmışlardı. wa mes Höiner dikkat edince hizmetçi “ Lesliyf tarhâr ve Kâdinmi öhisaf- siz vütudu karşısında titredi. Bu sırada Leşli tatlı tatlı ge rinmiye başladığından Homer, bir suçlu gibi oradan kaçtı. O gün otele döndüğü zaman, Homer, karısını her zamankin. den dahe çetrefil, daha kavgacı buldu. ve o haft sonunda bura- dan uzaklaşmıya katr Verdi. Artık Homerin tehammülü son . haddini bulmuştu. Ve bans İti- rafta bulunurken, 6 gine kadar bir deliden farksız olduğunu ve ancak o gün muhakemesini ka. yandığını söyledi. Ertesi akşam Lesli, gölün ke narmda Homer ile buluşuyordu. Homer evvelâ genç kadma bir tek kelime bile söyliyemiyeceği- ni zannetti. Çok, pek çok titri. yordu.» Uzun müddet karanlıkta kar- şı karşıya k: Acemise su- dan, gölden, kum tepelerinden bahsettiler. Fakat sonra Homer uzun serelerdenberi evinde nok san olan hr şeyi sövledi.. Bütün bunlar senelerdenberi göğsünde hakkında düşündüklerimin hakki- le ifadesidir. Nasıl, senin de hoşu- na gitli, değil mi? — Evet. Çok güzel, paşam! Bil- bassa sil izah ettikten sofra, ma masını daha iyi kavradım. Doğ-u- su siz de/çok ince ve hassas br şairsiniz! Kadehleri tekrar dolup boşalnı ya başladı. Vakit ilerliyordu. aBzan sahilden geçen bir kayı- a, yalı köşkünün deniz kapısında” ki nöbetçiler: — Açıktan gel... Diye bağırıyorlardı. Lukreçya bu sesleri işitiyordu. Padişahın gözdesi bit türlü pışa ile tenha kalamıyordu. Tanburacı oraria iken açılmak da istemiyor- du, Belki paşa onun yanında, büy» le bir mesele konuşmak istemez. “di. İstemiyeçeği de pek tabil değil miydi? Lükreçya, bu işin, paşa büshü- birikmiş, büyümüştü. O kadar Kİ, şimdi söylerken hepsi birden ağzına doluyor, vat Karışıyor, â. deta konuşamıyacak hale geli- yordu. Hemen oracıkta gölün kenarı» na oturdular ve Homer genç kı- zm körpe yüzüne daldı. Mehtap Leslinin güzel kumral saçları ü. zerine yaldızlı işlemeler yapıyor du, Muhakeme sırasında şahit- ler, Leslinim vaği:, i4kat fevka- lâde güzel bir kız olduğunu söy- lediler, ... N Su şehrinden hareketlerine i. ki gün kale Btta yastığının üze- rine iğnelenmiş bir not buldu... haber veriyor, artik kendisiy le alâkadar olunmamasmı rica ediyor ve bir daha yüzünü asla görmiyeceğini ovaadediyordu.. Ayrıca mektubun altına Hano- verdeki bankadan parayı çek. miş olduğunu, fakat hırdavat dilkkânmı bıraktığını ve bunun da hem ona, hem de çocuklarına bol bol yeteceğini ilâve edıyor- du, Evvelâ Homerin intihar etmiş olmasmdan şüphe ettiler. Kita bayıldı. Ve lüzumlu kederi gös- terdi,. Derhal gölde araştırma yapmıya başladılar. Fakat o ek- gam saat altıya doğru otel hiz. Mmetçilerinden biri bu araştır. malarm beyhude olduğunu ve Mösyö Homerin, Lesli ile kaç- mış olduğunu söyledi. Bunun üzerine Etta yeniden bayıldı ve evvelkilerden daha , müthiş, feryatlar. kopardıktan sonra ilk trenle Hanovare hare- “et etti. Bu vaka üzerine tta koca - smdan boşanmayı reddetti, Ve buna mukabil çok daha milthiş bir hal aldı. Müthiş sigara iç- miye ve'ber türlü uyuşturucu madde kullarımıys başladı. Rezalet Hanoverde evvelâ bü- yük bir gürültü kopardı, fakat unutulmakta geç kalmadı. Bu hâdiseden iki sene sonra bir gün gazetede Homerin o za- man beraber yaşamakta olduğu Lesli ile yabancı bir erkeği öl. “dlirmüş olduğunu okudum ve se- kiz gün sonra da Hömerden beni hapishaneye kendisini görmive davet eden mektubu aldım. Derhal hapishaneye koştum normal yaşından çok genç, bil, hassa Kapanık hayatınm ihti- yarlatmadığı sağlam ve hakike. ten güzel bir adamla karşılaş. tığım zaman ..hayrete düştüm. Karşımdaki adam eski Homerdi İhtiyarlamamış, bilâkis kapa- nik hayatından uzaklastıktar sonra daha gençleşmişti. Açmak İçin göç kalmış, teşrinisani or- tün sarboş olmadan açılıp biti mesini düşünüyordu. Mustafa pasa ilk defa elini Luk reçyaya uzatarak parmağınnı uç- larını öpmüştü. — Sen ne'şirin, ne câna yakın, ve güzel bir kadınsın, meleğim! İnsan seni gördükten ve şenin'e bit an konuştuktan sonra, seri nasıl ayrılabilir? Lukroçya gülüyordu. Fakat, felâket yüz göstermiye başlamıştı. Paşanın bu sözlerin - den, kendisini sevdiği ve ayrılmak istemediği anlaşılıyordu. Bir aralık Ciharümada — eş on dakika olsun — yalnız kalmak lüzumunu hisseden Kaplan Paşa, tanburacıya döndü: — Haydi, biraz kâlıyanın yanr- na git de hava sl! Ben seni tekrar Dedi. Tanburacı da fena halde sıkılmıştı... Aldığı babşişleri koy- muna koyarak: taşmda Çilgınca çiçelere boğul. muş İhtiyar bir elma ağaci gis biydi Benimle karsılasmea sakin bir sesle; — Jtiraf et ki-dedi, bir gön beni Böyle hağisharede görmek hiç de hatırından geçmezdi. de- di. Hareketlerinde benim şimdi- ya kadar önda görmediğim bazı erkek hususiyetleri vardı. İlâve etti: — Cim.. Sen beni anlıyabile, cek yegins adamsın. Ben, haya- tı evvelâ anlamak İstemiştim. Fakat şimdi de çok geç kalmış bulunuyorum, Artık beni me is- terlerse yapsınlar, umurumda terim. tı. Nihayet sıra Lesliye gelinös, sanki ölmemiş gibi ondan sevgi ile bahsetmiye başladı. O zaman Jeslinin ona karşı çok yumuşek munis hareket etmiş - olduğunu Anladım. Homer, Lesli ile birlikte yeni bir hayata atılmıştı. Başka bir şehre taşınmışlardı Orada te hir yoluyla gelen buğdayı Ho- mer, mavnalardan boşalttırıyor. du. Bu tealihüt işinden İyi para kazenryordu amma, içine ge rip bir kiskançlık girmişti. Ken- disinden genç olan her erkekten şüphe ediyor, hattâ bu sebeple are sıra Lesli ile biraz, amma yalnızca biraz kavga ediyorlar- dı... Bu vaziyet, Lesliyi bir köşe. Ve buna bütün hayatını anlat» başında genç bir erkekle konu- surken görünceye kadar devam etti, Homer, Valette Lesli ile birlikte kumlarda uyuyan deli». kaniryı tanmmıştı. Fakat Lesli aldanmış olduğunu iddia etti, ve Homer de artık bunu düşünmek istemedi, Fakat bir gün öğleden sonra *. mavnaların mutad sastten çok Homer evvelâ hayretle dona- kaldı, fakat sonra her şeyi bir sila anladı. O zemân bütün ha- © Yatmın fikrine © arida hâkim olan bir düşünüş önünde yrktidı- ğını hissetti. Yapılarak başka bir iş olma. dığına göre hepsine toptan niha» yet vermek lâzımdı.. Kapıyı kır." dı* İçeri girdi ve rovelveri iki kere ateşledi... ».ş Davanın sonuna kadar Homö, rin yanında kaldrm.. Başmı kur- tarmak için hiç bir müdafaade bulunmuyordu. Lesliyi öldürmüş olduğundan ıstırap çekiyordu. Onunla beraber yaşamış olduğu (Lütfen sayfayı çeviriniz) — Allah ömürler versin, paşa “cığım! Kulunuz da zaten biraz mü sandenizi dileyecektim. Dedi, tanburunu bir kenara das yadı. Kapıyı açtı.. Dışarıya çıktı, Ali Can kapının önmüde uyuk” & İuyordu, Tanburacıyı görünce: — Ne o? dedi. Salraları dışarı ya mı atıyorlar? Z — Öyle icebetti. Mazmatih ben de çok sıkıldım. Şu küçücük odarla havasızlıktan bunalmıştım. — Peki.. Şimdi gidiyor musu? — Yok canım. Biraz hava al. muya çıktım. Paşa efendimiz biraz sonra çağıracak beni, — Çok âlâ, O halde çene çala- rız, Ben de sıkıntıdan çatlamış - tım. Tanburacr, kâhyanmn yanma © turdu: — Bu ne? Sen de mi içiyorsun? (Devami var),