25 Ocak 1941 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

..25 İKİNCİKÂNUN — 1941 KŞAM POSTASI Sahibi ve Neşriyat Müdürü ; HMasan Rasim Us İDARE EVİ: istanbul Ankara caddesi Üasdir ealvu: Üslastei Tia Teyral adrasi : İstasbal HABER Yan izleri telelonu: 23872 idare . ; 24370 .“. ....';..;.3?3.3?. ABÖNE'ŞARTLARI H t Seme li ı= Kr. :ı_nıı. ' Saylık — 150 . M00 , Ü © aylık 400 , &.00 & 150 820 Bakıuığ! $ dnü MAatDaası" Hâdiseler Ve Tarih TARPEYA — | - KAYALIĞI.. Bütün hayatları saadet içinde geçmiş olan insanlar pek azdır. Devletler de aşağı yukarı insan. lara benzerler; onların da ço- cukluk, gençlik, olgunluk ve ih, tiyarlık yaşları vardır. Dolayı. Bile milletlerin de ak günlerini kara günler takip edebilir; bü. | yük millet odur ki felâketlere göğüs gerer, yılmaz, talii bile yener Milletlerin talilerini büyük ar, büyük devlet a. d temsil ederler. Tarihte öyle muzaffer kumandanlara rastlıyoruz ki en parlak bir za, ferden, hattâ zaferlerden sonra müthiş hezimetlere uğramışlar. dır; mahvolmuşlardır. Bunların en yenisi mareşal Grazyanidir. Habeşistanda kendine göre za, fO;!' nümayişlerine mazher oldu; Sidi Baraniyi zaptettiği zaman önu Mısırin müstakbel fatihi Olarak görenler bulundu. Ne büyük şeref; o şeref ki ancak İskenderlere, Yavuzlara kismet oldu; hem de Fatih şimdiye ka, dar onların hepsinden orijinal bir yüz gösteriyordu: Şarktan garbe değil garpten şarka doğru | yapılacaktı. Fakat çok geçmeden iş tersi, ne döndü. Muzaffer kumandan Mmüthiş bir hezimete uğradı; Or. dusundan yüzbin kişiyi, bir çök Malzemeyi, hattâ bundan sonra" * Şarka doğru yürüyüş ümidini kaybetti. Hâdiseyi, heyecanla ve beklenmiyen bir şeymiş gibi ayanlar çoktur; belki bun. larm başmda bizzat mareşal üuyor. Fakat zamanı sükü, ür;lğalâa edenler için şzaşı. iç bir şey yoktur. Zira Romada meşhur ve bütün dün. Ya edebiyatıma yapılmış bir söz vardır: “Parpeya kayalığı Kapitol'un | yanmdadır." Ramanın kuruluşu sırasında Sabin'ler bu yeni şehre karşı anlığa başlamışlardı. Ro. mülüs kendisini ve Romalıları Muhafaza için Palatin dağının stmalinde Kapitol denilen tepe. ve bir kale yaptırdı. Bu tepe sSarp ve yüksekti; bilhassa ce., nup noktası çok dik ve kor. kunçtu. Sabin'ler Kapitol'u — kuşatiı. lar; lâkin içeri giremiyorlardı. Kapremin Tarpeyaci isminde bir kızı vardı; genç ve güzeldi; süse düşkündü. Sabin'lerin sol | bileklerine taktıkları altın bile, | zikler onun gözlerini kamaştırı. yordu. Onları elde edebilirse dünyanın en mesut insanı ola- caktı; fakat bunu nasıl yapma, lrydı! “Genç kız bunuün da çaresini buldu; mademki Sabin'ler Kapi. tol'a girmek istiyorlardı; on. larla görüşür; bilezikleri — ver- meyi vaat ederlerse onlara ka. pryı gizlice ve muhafızların ha. beri olmıyacak bir şekilde acar. dı, Genç kızın hodkâmlığı onu öyle derinden kavramıştı ki ha- reketinin ne ağır bir suç oldu. ' ğunu, ne müthiş neticeler doğu, vaibleceğini — düşünemiyordu.. Böylece düşmanla anlaştı. Sa. bin'ler kapıdan girer girmez “sol kollarında taşıdıkları” ni ona hemen vermeyi kabül etti- ler. Muayyen zamanda kalkan. larmı da sol kollarına takarak kale duvarlarının dibine, kapıya sokuldular; kapı açıldı. — içeri girdiler; gencç kız bir kenarda onların atacakları altımn bilezik. leri toplamak için hazır bulunu. Yordu. Fakat Sabin'ler ona “sol — kollarımda taşıdıkları” kalkanları attılar; kocaman de- mir ve deri kalkanlar yığılıyor; zenç kız onların altında can veriyordu. Romalılar ondan son Kadircan Kaflı (Devamı 4 üncüde) HLASA ga ! Esir Alman tayya- recileri Kanadada “Aralarında 56 tayyare düşürmüş meşhur pilotlar da var Kanadanm — garbinde bir liman, 24 (A, A.) — Burada karaya çıka. rılmış olan birkaç yüz Alman harp esiri Kanadanım iç yerlerinde Üü - |sera kamplarına — gönderilmiştir. Bunlarım ekserisini, İngiltere üze- rinde yere indirilen tayyareciler teşkil etmektedir. Bunların arasın. da subaylar, erbaşlar ve bir mik , tar denizaltı mürettebatı vardır, Alman hava kuvvetlerinin -en mühim üc pilotundan birisi de e - sirler grupu arasmdadır. Nizam- lar bu esirin isminin ifşa edilme , sine mânidir, Fakat kendisi 25 ya. şındadır ve Berline nazaran İspan- yol dahili harbinin bidayetindenbe- ri 5ö tayyare düşürmüşstür. Fransa, Holanda, Belçika ve İn, giltere üzerinde uçuşlar yapmış ve nihayet İngiliz hava kuvvetleri tarafından düşürülmüstür. Kanada polisi iki harp esirinin kaçmış olduğunu bildirmektedir, Bu hususta başka hiçbir tafsilât verilmemektedir. ——— Avustralya hava kuvvetlerini bir , misli arttırıyor Londra, 24 A, A.) — Avustralya hava filolarıı mühim — miktarda arttırmak tasavvurundadır. Bu fi. lolar, İngiliz hava kuvvetlerine ijlâ, ve edilecektir. Avustralya hava nazirıi Mac Even, domin - yon —arazisi — haricinde bulunan Avustralya filolarımın gelecek bir . kaç ay içinde iki misline hattâ da, ha fazlasma çıkarılacağı bildiril - miştir, Nazır demiştir ki: “— Hava kuvvetlerinin arttı. rılmasına derhal başlanacaktır. Bu nunla beraber buşarttımma> Kanlân SKFT gayretlerin ancak bir cüzünü teş. kil etmektedir.,, İtalyada askeri nakliyat Trenlerde sürat temini için tedbirler alındı Londra, 24 (A. A.) — Taymis gazetesinin İtalyan — hududundaki hususi muhabirinin bildirdiğine gö. re, askeri trenlerin geçeceği yol - larm serbest olması ve trenierin a- zami süratle işlemesi icin Romada siddetli tedbirler alınmıştır. Bu yeni tedbirler sayesinde baş. lica bütün hatlarımn serbest kala. cağı ve askeri sürat katarlarmın “mihver devletlerinin büyük Ak - deniz gayretlerini” besliyeceği Ro- mada ümit olunmaktadır. —M—HH——— * Londra, 24 (ALA.) — Milli Yunan bankası Görice ve Ergeri üzerine se, net tediyelerini kabul ettiğini bildir mektedir. Büyük sevgilerin ilk ve son Ül. küsü çocuk!.. Sevenlerin arasında ebedi bir bağsın, Senin olmadığın yerde aşkım hiç manası kalmıyor. Hk dt Bu sabah gözlerimi açar açmaz avucumda sıkarak uyuduğum def- ter, bana bütün bir gucenin yor. gunluğunu anlattı. Kimbilir hangi saatlere kadar yazmış ve nihayet dalmıştım, Tam yüz yirmi sayfa... Bu adetâ bir roman olmuş!,. Son yazıları gözden geçirirken göz pı. narlarımdan fışkıran yakıcı yaşlar şakaklarımdan süzülerek yastığa damlıyorlardı, Ağlıyarak uykuya daldığımı ha. tırladım, Kanılmamış iç sızıları ge ne gözlerimden taşıyordu. Yüzüm buruşmadan, hiç kıpırdamadan a- kan yaşlar, yüreğimi ezgin bir ra- hatlıkla boşaltmıstı, Der:in derin hıçckırarak yatak , tan kalktım ve hit kimseyi ça- ğırmadan giyinmeğe başladım, Sır tima koyu renk dümdüz bir rob taktım. Dudaklarıma ilk defa ruj sürmeden ve aynanm karşısına a vi eli b b x a. e Üeetaekari n < F ACA - HA italyada Yahudi aleyhtarı Bir nazır vazife- sinden affedildi Londra, 24 (A, A,) — Müstakil Fransız ajansı bildiriyor: Daily Ekspres gazetesinin İtal . yan hududundaki muhabirine göre Musolini yahudi aleyhtarlığı ile ta nınmış olan devlet nazırı Roberto Farinaci'yi vazifesinden altetmiş- tir. Frankfürter Çaytung — gazetesi, Farinaci'nin tayyare yüzbaşısı SI - fatiyle Arnavutluğa hareket etti. gini bildirmektedir, Fransada Milli Konsey ihdas edildi Konsey 188 âzadan müteşekkil... Vişiç 24 (A, A,) — Bugün res. mi gazetede çıkan emirname ile milli meclis ihdas edilmiştir. Vişi, 24 (A.AJ) — Havas A- jansı bildiriyor: Milli konsey âzasından 188 ki- şinin listesi neşredilmiştir. Bunla. rın arasında 28 âyan âzası (ez- cümle Jean Fabry) sosyalistler. den sağ cenah partilerine kadar 42 mebus (ezcümle Georges Bon net, Brunet, Chıchery,'! Frossard, German Martin, Ripert, Lamou- reux, Paul Faure) generallerden ezcümle la Laurencie, Touchon ve François, amirallerden Docteur ve Motet, havacılık albayı Fonck, â- limlerden Louis Lumiere, Geörges Claude, Louis de Broue, Paris başpeskoposu kardinal — Suhard, muharrirlerden ezcümle Lucien Romier, Pesguidoux, Henri Mas. sis, Abel Bonnard, Andre Siegfried büyük elçilerden François Poncet, Daoktorlar birliği reisi prolesör Leriehe, sendikalist-şef du Moulf, siyaset-adamlarından albay dö la Roogue, Gaston Bergery, Deriot, Henri Dorgeres, Pianist Alired Cortot vardır. Ayrı bir izahname, işçi mümes- sillerinin, eski adi demağgoji siya- | setine muhalefet edenler arasından seçilmiş bulunduğunu bildirmekte. dir. » * Yöni Delhi, 24 (A.A.) — Hind'e. tana 34.000 İtalyan harp — esirinin kabulü için icabeden tedbirlerin alm- | mış olduğu bildirilmektedir. * Yeni Delhi, 24 (A.A.) — Hindis«e tandaki İngiliz kuvvetleri başkuman danlığına tayin edilen general — Ât chinleck vazifesine 25 — sonkânunda başlıyacaktır. * Stokholm, Zdi (ALA,) — Stefant: 1940 senesi içinde İsveç ticaret filosu ceman 77.000 tonlük vapur kaybetmiş, tir. * Budapeşte, 24. (ALA.) — Stefasi: Macaristanın Üçlü pakta m.ihakına_. ve Yugoslayya ile bir dostluk paktı akdine dair kanun lâyihaları tasdik edilmek üzere dün mebusan meclis'ne tevdi edilmiştir. B E R — Akşam postası Faktıih Sdilön bir hareket Alman tayyarecileri paraşütle atlayan tayyarecileer ateş ediyorlarmış Londra, 24 (A, A,) — Dün ak - şam avam kamarasında hava nazı, rı Sinclair'den, düşman tayyareci. lerinin paraşütle tayyare terketmiş olan İngiliz pilotları üzerine ateş açtıkları bahsinde kaç vaka kay - dedildiği sorulmuştur. Sinelair de cevaben demistir ki: “— Bu tarzda asgari 12 hücum yapılmış olduğu sarih surette tes. bit edilmiştir. Bu hücumların dör. dünde pilotlara isabet vaki olmuş ve bunların ölmüş olması mümkün bulunmuştur.,, » Bu cevap üzerine, hava nazırm- dan, herhangi milletten olursa ol, #un bütün tayyarecilerce iğrenc telâkki edilen bu tarzda hareket. ler karşısmda herhangi bitaraf hü- kümet kanalr ile Alman ve İtal , yan hükümetleri nezdinde teşeb . büslerde bulunulup bulunulmalığı sorulmuştur,. Sineclair: “Bu gibi teşebbüsler - den hiçbir şey ümit olunamaz,, cevabını vermiştir. Çörçil'in nutku Amerikada nasıl karşılandı ? Nevyork, 24 (A.LA.) — Geçen Çar şamba günü İngiltere başvekili tara: imdan Avam Kamarasında söylenen nutuk, burada büyük bir tesir husu'e getirmiştir. Çörçil, bu nutkunda is:- tihsal ve amelenin seferberliği hak- kında şimdiye kadar neler yapıldığımır anlatmış ve bu yolda daha büyük bir gayret güöslerileceği — kanaatini ver- miştir, Çörçilin sözleri hakkındâ mütalea yürüten Nevyork Taymis gazetesi di- yör ki: “Bu faaliyet,uzun bir şefer için is- tim ve sürat toplayan büyük bir ma- kine hissini vermektedir. Yohn'Hul, artık yerinde oturarak, kuvvetine gü- venen heybetli, inatçı ve yakışıklı ih- tiyar centilmen değildir. Şimdi göv- desi çıplak ve son bir imtihan :çin hutüıg kuvvetlerini toplayan John Buli, müthiş ve gizli kuvvetlerine müracaat eden bir deve benzemekte: dir. Naziler silâhlarını kuşanan bu kudretli ve sebatkâr dev ile mücadele edeceklerini ümit etmemekte idiler. Çörçil mücadelenin ancak şimdi baş- ladığını ve istikbali koyu renkli ola> rak görmenin daha muvafık olacağını söylemiştir. Fakat Çörçilin nutkunun ifadesinde ve metninde rengi koöyü ö" lan hiçbir şey yoktur.,, — Japonyada fevkalâ- de askeri bütçe Tokyo, 24 (A, A.) — Japon hü, kümeti bugün parlâmentoya fev . kalâde askeri bir bütçe tevdi et - miştir. Hükümet, iki ay, şubat ve | mart için bir milyar yen tahsisat istemektedir. Parlâmento geçen içtima devre- sinde Çin işleri için dört milyar 460 milyon fevkalâde askeri tahsi, sat kabul etmişti. * ü AAÂAHLÂAA, e İNSİ hayatta kuüdretsiz in- san muhakkak surette ya, şi icabi olarak ihtiyarlıyan insan değildir. Bundan evvel meşhür a. damlardan misallerle — gösterdiği- miz gibi cinsiyet bakımından haki- ki ihtiyarlık yaştan ziyade, meni hücresinin dinamik küdret ve va, sıflarnma tâbidir. Normal olarak müspet müeyyedelere ve alâmet. lere bağlıdır. Freud'cilerin Libido dedikleri cinsi sevkitabil, başka- sını sevme kabiliyeti, fiziyolojik ve ruhi zevkin ifadesi olan şeh- vet, tenasül uzvunun kabarması ve normal bir müddetten sonra me, ni suyunu çıkarması gibi safhala, rı gösteren her erkek cinsi kud- retle etiketlenebilir. Bunun tali şıikları ve derecelerinin, iperseksü- el dediğimiz ifrat şekillerinin taba. bet ve tıbbi ruhiyat bakmımdan fazla bir mânası yoktur. Ancak sırası gelince söyliyeceğimiz gibi (Donjuan) geçinenleri bugünkü modern ruhiyat ve bilhassa psika, naliz tabil telâkki etmediği gibi bilâkis bir nevi iktidarsiız mânası- na alır. Bu mütalealardan anlıyo- ruz ki izdivacm ve ruhumuzun bü. tün mânalı tezahürlerinde rol oy. niyan cinsi münasebet bozuklukla- rı evli ve bekâr insanlarda ve her iktidarsızlde”* tahimtim sedildiğinden fazladır; ve cinsi Tfonksiyon içti- maf kayıt nikapları, zaruri hicap ve korkularla örtülü olmasa alâ, kadar hekimlere müracaat ede. ceklerin adedi bir misli daha ar- tar, En gürbüz köy insanlarında da görülmekle beraber, bilhassa mektep hayatmı yaşamış ve bin bir suliistimal çemberinden geçmiş olan şehirlilerde daha fazla görül- kmektedir. Evlendikten ve hattâ birkaç çoctuk babası olduktan son. ra başgösteren cinsi zaafım kökle, rini gençlikte, gençlik hayatımm aşkm hovardalıkları ve çılgmlık- larında aramalıdır, İrsi bünyenin, tenasül hücresinin yapılış ve di- namizminin rolü inkâr edilemez, Fakat muhakkaktır ki açık ve yo: rucu bar hayatmın, sabahlara ka, dar gece yorgunluklarmım inkişa- fımdan sonra henüz evlenmemiş o- lan gençlerde bu cinsi zaaf şikâ, yetleri çok fazlalaşmıştır. Bir az yakışıklı ve kuvvetli olan genç ba. zi açık ve kaşarlanmış kadınların KIN MANASI Yazan: NEZİHE MUHİDDİN geçmeden saçlarımı tarıyarak ba - şıma şapkamı geçirdim. Sokağa çÇı- kıyorum. Aşk aramağa değil, Aş. kım bana veremediği boşluğu dol. durmağa gidiyorum, Benim gibi kimsesiz kadınlar nereye giqer - ler? Onların son tesellisi nerede- dir? Ana aşkı duymamış kimse. siz yavrucukların arası... Ben bu. gün onların arasına gideceğim. A- nasız kküçük yavruları — göğsüme bastıracağım, Belki kalbimi yakan bu amansız ateş biraz söner; bel: ki biraz serinlerim, LA Yıldızsız, ayrısz, Senden korkmuyorum!... Karanlı. ğın beni ürpertmiyor. 'Siyah Son. 'suzluğun üstüne indirdiğim kalın , (N ışiksız gece!... « D HS a aü v perdelerin ardımda şu baş ucuma sarkan sarı elektrik ışığında, ha- yatım sıcak manası kalbimi ısıtı - yor, Ben artık yalnız değilim, Tam üç tane çocuğum var, Biri solgun ince yüzünde derin bir içlilikle si. yah iri gözleri parlıyan altı ya . şinda bir kız, ikincisi elâ yumuk gözleri parlıyan altı yaşımıda bir kız, Üçüncüsü yeni doğmüuş sıcak körpe bir bebek... Üçünün de an - nesi yok, Üçü de hiç anne kuca - ğıma girmemişler,... Kızm anası onu doğürür doöğür. maz ölmüş.., Oğlanınki, bir yaşın. daki yavrusunu kendi eliyle bu koruyucu yurda getirip bıraktık - tan sonra ertesi günü bir deniz kı yısında ölü bulunmuş... Yeni doğ- & | - | BT . n aai muş şinin bebeği de daha bu sa. bah bir cami avlusunda baygın bu. lup buraya getirmişler, “Çocukla- rı korüuma yurdu” nun havasmda yalnız gocuk sesi var. Ağlıyan, gü- len, oynıyan, sevinen, çırpınan ço. duk sesi,., İhtiyar dünyanm acısı. nı, yeisini, ümitsizliğini, matemi - ni, bilmiyen temiz ve saf çocuk sesleri,., Yalnız hepsinin ahengin- de masum bir yaşamak istirası can lanıyor... Ah bu körpe, bilgisiz ve tertemiz yavrucukları, hayatın ©o acı ve karışık ıstıraplarına düşür. meden yaşatmak kabil olsaydı!., Orada her şey çocuklaşmış, her görünen ve dokunular şeyde, ço , cuk rühundan taşan saf ve neşeli 'bir renk var./ Genç hemgirelerin erkeğin tenasüli küdreti birtakmım S Izdivaç Meseleleri 9 (» Hekime göreideal izdivaç ve şartları “Hakiki ihtiyar, ancak ruhu ihtiyarlık duy- gusile meşbu olan insandır; cinsiyette kudret- siz insan da ancak aşkın dinamik kuvvetinden mahrum olan betbahttır.,, Yazan: Dr. RASİM ADASAL rv"mw'rmm * doymaz iltifatlarma kapılarak bir sefahat uçurumuna yuvarlandığı andan itibaren cinsi fonksiyon ba- kmamdan yorgun bir insan şansını taşımaya başlar, Bazı zengin ve dul kadınlara, ev işleten zengin umumi kadınlara aylıklı âşıkdaşlık yapan gençlerin bulunduğunu kim- , se inkâr edemez; bunlar bu gibi kadınlar tarafından — kapatılmış olan birtakım (jigolo) delikanlı. lardır. Günün birinde artık bu se, fa.lşat ve Sun'i şehvet âleminin yorgunluklarından bıkarak ve bel- ki de aile tazyiki veya uzaklara tayin gibi sebeplerle evlenmeğe yeltenen bu genç çok düşünmeli, cinsi küdretinde eskisine nazaran , bir uaf hssettiği takdirde muaye-l# ne olmalı ve buna sıhhatli bir veç, he vermelidir, —Cinsi fonksiyonut ahlâk mefhumile karıştu-madan! tibbi ve içtimaf bir gaye ile ko.,! nuştuğunuz zaman biraz açık söy“. lemek — mecburiyetindeyiz; binae- naleyh izdivacın ana hatlarmı teş. kil eden bu haâyati meselelerde ka, palr konuşmanm, mecazi kelime- ler kullanmanın zararları vardır. O halde şuurlu genclere hitap e- derek diyorum ki, cinsi kudrette yalnız başma olarak tenasül uzvu. nun kabarması yani intiaz “değil, bu fülin müddeti deyamı"da - çok ehemmiyetlidir. Netekim çok de- fa da bu zevk vermiyen natamam ve erken cinsi münasechet şikâyet- leri ile karşılasıyoruz. Bu kusur her iki tarafı, yani bu münasebet. ten mütekabil bir zevk ve itminan bekliyen erkekle kadını sinirlendir. mekte ve hattâ bazı aile kavgala- rmı, hoşnutsuzluklarını ve bilhas- sa ifade edilemiyen ve heki , min bayağı —müsekkin — ilâç . larile — teskin — edilemiyen — ru- hi nevrözleri mucip olmaktadır. Bu itibarla cinst münasebet esna- sımda ve onu takip eden zevk ve veecdi ruhi insan hayatmın en vük- sek kıymetlerinden biridir; ve bü. tün insanlarda “yasşamasını, zevki, ni bilen insan” tabirinin mânası ve! ehemmiyeti —budur. Almanlarda Lebeman, Fransızlarda viyeur ta- “(Lütfen sahifeyi cevirini: ) (&) Bu seri makalenin birincisi 28, ikincisi 30 birincikânun 1940, üçüncüs sü, 1, dördüncüsü 5, beşincisi 11, altn- cıst 13, T incisi 18, 8 incisi 22 ikincis kânun 941 nüshalarırmızda çıkmışttr. gözlerinde sevimli bir inanış ve güvenç işitiliyor. Yaşlı hademe ka- dımlar şen gülüşlü. Bembeyaz dü- varlarda ışık başka türlü oynaşı . yör, güneş bile çocuk sesiyle c . vıldaşan bu aydmlık bahçeyi bam- başka bir renge boyuyor. Kimse - siz olduklarmı düşünemiyerek gü, len, şakalaşan, cıvıldaşan yavrula, rın höpsine kalbimde bir yer ayır- dım, Hayatta uğradıkları jik ve a- cı felâketi onların masum rühları. na duyurmadan sıcak bağrını açan bu beyaz ve temiz bucağa kalbi , min en derin inanıyla bağlandım., Bu sabah alaca karanlıkta camlin nemli avlusunda açlığa ve öliüme bırakılan yavruya, her seyden ve herkesten ziyade — 1smdım, Birkac saat önce, ölümün o soğuk ve Bsi- yah eli dokununca soğuyan körpe küçücük vücuduyla, şimdi kolları- mm arasmda yaşamak iradesinin en tatlı » ve sıcak — çırpmışlariyle göğsüme sokuluyor ve sonra — hir şey istiyen gözlerinin mavimai : , şıklarile yüzüme bakryordu. ( Devama vak) Hidüf l ee 2 .

Bu sayıdan diğer sayfalar: