22 Aralık 1940 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6

22 Aralık 1940 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sehl Pi Beni hi Vale şekkür ederim, şef, hattâ bir kuduz köpek g Bire bir ce, kanın pesine salınız! set getir din Diye bağırdı. O vakit ölün iokentasından Ki- rişkiye mükellef bir yemek getir, tim, Kendisine bir elbisemi verdim, Traş ettirdim. Para verim, Va * kit akşam olmadan sürati me Âmüde olması &ö Kiriçki hazırlıklarını dik . ten sonra tekrar oteldeki odama geldi, kendisine gu (teklifte O vakit uu ietiyeceğim!,, — Emret, geti, klarm seni ğı tekrar bur — Şu Utvan; pis ettikleri meni labilecek misin” — Oraya mi gitmek iüyorsu . nuz get? — Evet!.. — Bulurum! — Şu telsiz makinesini ve me. zar konulduğu şekli görmek is tiyorum — Fakat şef. — Ne var? — O heriflerin benim firarım - dan sonra hâlâ orağa kalmış ola, caklarmı zannetmem !,, Çürkü ih , bar edeceğimi bilirler! Buna #iphe yak!,. — Hettâ beiki de orayı terke * derlörian mezarı berhava etmiş - lerdir!., — Bunu zannetmem, Kiriçki!, Çinili, böyle bir intilâik köylüle, rin elbette nazarı dikkatlerini çe. kecelrtir!,, Ozun için böyle bir pey yapmalıtan .çekinirler!., — Hiç olmezaa telsiz makine * sini götürmül'elmdiiir pök muh - temeldir! — Oru'da zansetncım!,, Çünkü seferberlik zamanrdır!,, Yanlarm da nekadar gizletack isteseler de bir telsiz makinesi taşımaları hem çok gir, hem çok tehlikelidir! Kirioki o vakit tam bir teslimi yetle: — Pek âlâ, gef!,, Medemki gör mek arzu ediyorsunuz, gidelim! Yerm mr giğeceğiz?.. — Hayır, bu uktam!,, — Bu aksam nn? — Hemen! — Hemen mi? — Evet, Kiriçki!.. Çün imi gi bi meselelerin hiğbir tehire mey- danlart yoktur!.. Heman gideceğiz. Eğer mezarı tekrar bulabilecek, #n!., Kirişki mezarı tekror bulabile. cağini kat'i surette temin ettiği çin hakikaten de hömeön hareket etmeye karar vermiştim, Polonya emniyet teşkilâtmm eririndeki o - tomobilerden biri Densizie şah - #ıma tahsis olunmuştu, Kiricki 4. Ie beraber bu otomobile atltya © rak Şvarz Vald ormanına hareket ettik Akşam olmasına henüz 2-25 sadt vardı. Otomobili, gebir hari . cine çıktıktan sonrr, bütün sürati. le sürdük, Birkaç dakika sonra ormsna gir miş buluzuyorduk. Direksiyonu biz zat Kirieki idare etmekte ve gi © ecek istikameti o tayin etmek - i, Kiriçki ormanın doğu cenubuna dağru teveccüh ettiğimiz Sırada, bana, son gün ormanian otsmo . bil yoluna lena Nduğu noktayı gösterdi ve gündüz von çik. eği nolrta burası olduğu için bunu katiyetle * etmekin b reddüde Ondan sor: rma saptık. Pukat bu yollard düyme ra orum stomobili: kemmel bir siirstie hare ket edebiliyordu. Tokrar garp isti tametina dönmüstük Kiriçk! mezarın bulunduğu kö yün (Erirbere) de, yani “Şvarı #anminan iki büyük bölümü tory ZN ALi Esteliren Serviş seflerinden,. arasmdaki tepenin kenarında ol - duğunu söyledi, Fihakika bir müddet sonra Gru. noberg'in tepelerini görünce Ki riçki büyük bi» memnuniycile ya' plmamiş olduğumuzu baber yer - di Bu minval vâsıl olduk, Üzere Grüneberge Hakikaten de tepenin öbür ia, bangisi oldi 5 e dikkat ctmesini tenbi hiettim, Kendim de onun arkasından, cebimdeki tabanenmi tetik üzerin, de tutarak yi: Kiriçki birkaç tane muntazam ağacın dikili olduğu mezarlar ta. rafına ilerledi. Bu. ağaçların dibine gelince o - radaki mozafları dikkatle gözden geçirmeye başladı. Soara bir mezarın önünde he - yocanla durdü, — Oh şet! Dedi, O saman Kiriçkinin. gösterdiği mezar taşları yerlerinden ,söküle, rek devrilmiş olduğunu gürdüm. Kirişki do bunlara baytetle bak. İste budur. maktaydı. Ona. yavaşca: — Hayrola ?., dedim, Bu mezar Eskiden de beden bu halde?, ivdi? tereddit bir halde ce” vap vereli — Girdiğim ve çıktığım zaman gece karanlığı vardı, Sarih suret- değilim? Onun göyliyemem?.. to görmüş Belki kat'i bir şey fip etmişlerdir! Fakat me, Burası olduğuna öwinim, r defa girilecek yerini arı. Bir tecrübe edelim. Dedi, Bunu söyledikten sonra taşları yerinden oynatarak bir hayli uğ . aştı. Kiriçki kapıyı setıktan sonra ker ihtimale karşı ihtiyaten geri çekilip içerden bir ses gelip gel mediğini dinlemeğe başladı. Mezarm içinden hiçbir gürültü Emrini vermekte beis görme - dim, Filhakika açılan demir kapınm ig tarafı öyle korkulenk şekilde karanlık bir yer değildi, Kiriçki biraz helecanlı bir hal . de, fakat benim orada bulunuşu . ma güvenerek içeri girdi. Ben de kendisini takip ettim. Tabancemi cilme almıştım, Müm kün mertebe ibtiyatin içeriye gir man buranm yer altında et& biribirine bitişik iki oda şek 5, olduğunu hayretle imiş gördüm, İcerde bazı (o yiyecek artıkları, boş ve kirli yemek kabları, boş iç ki şişelerinden başka hicbir sey rça edilmiş ve demir ak büğrü, tanmmez bir hale girmiş bir makine durmaktavd Makineyi görür görmez bunun kü. & çapta alıcı ve verici bir telsiz Zunu anladım. De , Kitiçki hak'kati söylemiş t, Teliz makineleri bu şekilde İmiş bulunu - Maamstih makine bana bir par. ça olduğundan fazla bâsit bir şe. kilde göründüfü için, birdenbire bunun sahte olabileceği aklıma gel işti, | » Balıklar âleminde | Şu ipe sarılara değiştirmek istiyen balığa, bakınız İmam düşmanla çarpışan asker başına taktığı dalı ve bulunduğu araziye uymağı muhakkak bu kalıktan Mönako'yu bilirsiniz. İspanya - Fransa hududundaki bu yer, küçüklüğüne uymıyan bir âlem dir. Öyle bir #lemdir ki burada her gey bulabilirsiniz. oem bile, dünya i evinde ataş tırmalar yapılıyor. Mönako akvaryumu görüle cek şeydir. İnsanı saatlerce, gün- lerce, aylarca oyalıyabilir. İnsan bu deniz Kayvanları akovaryu munu seyrederken aldığı zevki başka bir şeyden alamaz deve- bilir, Siz bir ahtapotun, ke.disine bakan, kendisine yem veren gar- diyanma âlısabileeoğini ve onun okşamalarmdan zevk alacağını tasavvur eder misiniz? Kocaman bir balığın gardiya- nının eli suya dalar dalmaz bir kurşun aızıyla seğirteceğini ve sırtımı, başmı, tıpkı uysal bir ke- di gibi bu ele süreceğini düşüne bilir misiniz? Adı, nebat ismi; fakat et yi- yen deniz hayvanı bilir misiniz? Bir canbaz gibi ipe sarılarak şeklini Si baltkların mevetdiyetinden haberiniz var mı? O halde #izinle birlikte biran için şu Mönako deniz hayvan- Jarı akovaryumunu seyredelim. Göreceğiniz manzara hoşunuza gidecektir: Donuk, esrarengiz bir ışık, bir fesri âlemine girdiğinizi size ha- ber veriyor. Hiç ümit etmediği- niz uzak bir diyara seyahat et- miş gibisiniz. Şurada gördüğü- nüz, içi deniz suyu dolu tekne- ler, size, denizin bin metre dibi- ve indiğiniz zokabını vermekte- dir. İşte, derin denizlerin sevimli sakinleriyle karsı karşıyasmız.. Mercanlardan, yosunlardan, bö. eek kabuklarmdan vücuda getir. dikleri saraylarda oturan bu ma- hiler, burada mahpus bulun. malarma aldırış bile etmeden habalarınm evinde oturur gibi yaslanmış yaşıyorlar. ie Ke öğrenmiştir İçlerinde, nesilleri insan nes- .nden çok daha eski tarihlere adar uzananlar var; (obazıleri, lünya yaratıldığı tarihte yara- tılan neslin alıfadı. Şu sırt üstü yatmış, dişisi tarafından sürük- ene sürük giden tank yapıl ağanoz, dünyanm ilk devrinden kalma bir neslin eviâdindan, Flo- ridadâ, bu zavallının asaletini hiçe sayıp tavuklara yem diye veriyorlar! Şuradaki havuz boş gibi görü- nüyor; halbuki, gözle güç görü- lebilen bir kurt orada hafif hafif sallanmaktadır. Bu kurt, $u beri taraftaki yuvasından çıkıp ihtiyatsız hareketlerle ilerlemi- ye başlıyan küçük balığı yutmı- ya hazır bir ürancskop dilidir. bu isi tetkik etmiş olmak, ya- hut fazla dikkat etmek şarttır. 'Taş veyn nebat nerede bitiyor? Hayyanm vücudu nerede başlı yor? Runu farketmek çok zor... Mercan zannettiğiniz şu elsim, bir hayvandır; su püskitllü prra- çen, vücuduna bir'et Türçası" te” der etmez püskülleriri sa> rıp sarmalıyarak o eti yutan bir mahlüktur. İsmi bir nebat is- mi, fakat kendi hayvan. Bu mahlüklarm en şayanı dik- kat ve en esrarlı tarafı, tebdil kıyafet meraklarıdır. Deniz ö rümeekleri, yosun, ne bulurlarsa vicutlarma sarıp, kafasını ka- nadi altına gizliyen devekuşu gi- bi, düşmanm gözüne görünmez bir bale gelmiye çalışıyorlar. Ve bu hususta pok mahirdir- ler. Altma gizlenmiye çalıştıkla» rı öteberiyi, içinde veya kena- rımda oturdukları kayanın rengi- ve uydürürlar. Mavi bir kâğıt üzerine otur- tulmuş cam bir kavanoz içine bu hayvanları koyduktan sonra, su- ya mavili kırmızılı konfetiler ser piniz. Derhal mavi konfetileri seçip vücutlarmı onlarla örtme- ye ve kendilerini, yaşadıkları su üleminin mevi zeminine benzetip o zeminden İsrzedilmemiye ça- 0 melekle Akuvaryumdak! büyük lışırlar. Kavanozun (altındaki mavi kâğdı değiştirip yerine kırmızı kâğıt koyunuz; bu sefer, mavi yerine kırmızı konfetileri seçip onlara bürünürler. Yalnız, aynaları olmadığı için, vücutla- rına evvelce yapışan mav, konfe- tilerin, kırmızıların altmdan sı- rrttığnı farkedemezler. Bu denizaltı. ülkesinde: geçen hayatın ne kadar kanlı mücade- leerle dolu oldi görmeden tahmin etmek zordur. Orada, kendi yavrularını yi - yen deniz aygırmdan tutun da, en kuvvetlilerin, bilhassa en kur- nazların zayıfları mütemadiyen yutması şeklinde ezeli ve ebedi bir imha kanunu mer'idir. Şu sarasos balıklarının ismi xülhanbeyidir; çünkü düşman- *larmam gözünü oymakla şöhret kazanmışlardır. Çağanoz, ahta- potu görünce, ölü gibi uzanır ya- tar; çünkü ahtanotun ölmüş hay van yemediğini tecrübe ile bilir. Düşmanın yaklaştığını görün- 6e kursağını hava ile doldurup suyun içinde vükselen balıklar, yanma kimsenin yaklaşmıya ©8- saret edemiyeceği kadar kuvwet- # olduğunu bilen, bu kuvvetine güvenerek suyun dibinde rahat rahat oturup yaklaşan düşmanı uzaktan elektrik ceeryaniyle kö- türüm eden elektrikli torpil ba- Ikları, bep bu kanlı mücadelenin kahramanlarıdır. Denizlerin dibinde yaşıyan mehlükların, karada yaşıyanlar. dan farkı olmadığı iddiası, de- niz hayvanları Üzerinde , esaslı tetkiklere ve müşahedelere yol açmış ve bu müsahedeler de çok suyanı dikkat neticeler vermis- tir. Monako Akvaryumunda Ya- pılan tetkikat, deniz hayvanla- rında hafıza ve zekâ aramak e- sasma istinet etmektedir. İl tecrübe, er zeki balık olan Stronkiloe üzerinde yapılmıştır. Ağdan çıkarılan bir “*---*-iaa, içi deniz suyu dolu hir tekneye konulduktan sonra, teknen çine, biri tüvane yerlestirilmistir. Bu Us- tüvanelerden sarısmda yem bu- lunduğunu, ertesi giinden Ten farkeden balık. derhel : vaney& saldırmiya başlamıştır. Tecrübeye yirmi beş gün fasıla verildikten sonra tekrar başlan. dığı zaman Stronkilosun sarı ts- İllvaneyi derhal tanıdığı görül- © rağiştür, k kıyafetini halklardan biri... Monaco Alkvariumundt. — hak kazanmak için suyuf yi danseder, murtazam disi w nizamda resmi geçit yaps” yun içine uzetilmiz bir çe geriye içinden taklak atarak çinden geçilecek çemberi mızı çember değil, sarı olduğunu şaşmaz bir Ok belliyen ve nihayet, mi avicündan yem toplryan . Tar vardır. b Öfkeli bir gününde dişisi mek suretiyle amala bir balığın, muhafızmi ve görmez gelip onun oy na sığındığını, sevilip için yaltaklandığını ve sans Be mubafızm bir kumanda ye rine döne döre dansetmiy© ladığını görürsünüz. e Ahtapot, o korlamç ve ai a hayran da insana arşa muş meğer. ye Teknenin dibindeki sun vuğunda oturup dururken ki â yanm suya dalan kolunu gı görmez derhal onadoğru lâmiselerini incitmeden, dan bu kolun etrafma e ve yumusak karnmt okgıys” »i adeta minnettar kaliığmi burada görmek mü Bu denizaltı sirkinde, ye nin hayvanlardaz! irsf Ö e bile değiştiren büyük bir n vet olduğu görülüyor. " VAXİ GAZETESİ Bir müd tiği ve gördi deh on defn t birer retmiye bBaslamıtlır. Bu iz kuponları 8 toplayın3 f CTafsilât “YAKIT” 0) 5

Bu sayıdan diğer sayfalar: