e sa Ne gibi. ve Evet, çok tecrübe ettim, Bu öp atanma, Bence en iyi dü an ik falan tetemez, BUM) « La eline her çeşiti meşrudur, en tutun da mitralyöze topa kadar... anlar diğerlerinden Wir Mr açılırlar, ve sonra bizi hücum ederler. Tabii pusu, arkadan vurmak, elba” Vieş türlü hileye cevaz var, Ne derili (o Hintlileriz yaptığı gibi, öyle mi? b , evet, Vakit de müsait &, öğr, Mis Lakland uykuda girdiğin hududu ols" Müzsadenizle Fiz. Mine bum emirler vereblür > Maal; “maniye,.. ta, Biamu » Adnn'la Nos- Mp Sağa; ve Tüdoru göste * İk da ki; işa, eni İsi dinleyin. Bu adamla kavga edeceğiz. Belki o ö. belki de ben, Ben ölürsem Nü evi muhafaza edin. Na, Tüdorla konuşmak ista. Li * Adam dedi ki: > Ye Bütün Tahitlliler sflhlansa ayi olacak, Siz ölürseniz kıyamet kopar, cevap vardi: a Pek am... e Tüdor tüfeğiyle oto- Movelverini yanma alip Fisek” takarak sofada beklemiya eme görür görmez sabırsız edi kiz , “Cabuk olunuz. Günümüze ya- rana Yazan Gok London ve bahçs küptumadan geçerek kum sala çıktılar, Orada sırtlarmı biribirine çevirip ellerinde tüfekleriyle, srd İska - Mmetlere doğru yürüdüler, —u— ŞİDDETLİ BİR DÜLLLO TARZI Şeldon Balesuna nehr'ne vardı ği zaman uzaktan bir silâh sesi işit ©, Bu Tüderun verdiği işaret ol- duğuna göre, demek delikanlı ds çiftliğin hududuna varmıştı. Şeldon, cevap olmak üzere heva ya bir ei silâh attı; ve sabili takip #derek dönerken şöyle düşünüyor da Adam öldürmek ağır b'r iş, Deli- kanlı budalalık edip de Jan Lek landı öptü diye Şeldon beden kati! olsun? Tüdorun tahkirlerine karşı yediği tokat kâfi ve vafi idi. Bu düşüncelerie ilerlerken bir denbira arıkta bulunduğunu hatır- ladr ve #ola Hindistan cevizi ağaç larmm altıma saptı, Bunda isabet etmişti, Çünkü bi tez sonra ansızma bir silâh potirdi; ve vızlıysrak gelen bir kursun, Şel- donun arkasındaki kumlara sap * landı, 'Bu arada, beheenin bir kösesin de otlyan atlardan biri Şeoldonun gözüne illeti: “Acaba diğer İkiri nerde 7” diye düşündü. Sonra ilerledi; aynı zamanda, 0 Zaçlarm altina da dalıyordu. Tüdor şayet dosdoğru İlerleseydi çoktan karşılaşmış olacaklardı. De. mek ki mubastmi onu onsızın bas tirmak Için daire çizmişti, Fakat, acaba, şimdi nerede bulu nuyordu? Mesele burada, Bahçenin yolları düm tüz, ve, bi « Tibirimeamıtta ba seheptan Td ran sağlan veya soldan, ansızın çikivermesi pek muhtemeldi. a merdivenlerden imalar, (Devamı var) Haberin bulmacası arın bulnmenmazn balli e N m Kelepir, 2 — Selâmet, K,8 — Mibe, 4 — Arama, İm, Ri 6— 8 — Kefal, Ara, T— A Mat, 8 — e Mah MB — Alr, 10 — Hamak, Hin, Sarayında SE 8 YEL YA TL ei NDERER, adam bir Türk olsay Hah efendi muhakkak şu ihtimal de od ciendiye vermişti. Hem Mk, 2 ve binbir rica ile. m lah efendi işlerinde çok Ne mamüskâr ve memleketini Yi, Dİ adamdı. O güne kadar den Be rilevet. ne de hedi: a değildi. Hayatı çek temiz Tüşvetin ne olduğunu bile Boldun coğu 1 — Bir cins hamur Işi salan, 2 — Merbum Habeğistarin S#ivik hümmezi, 3 — Eziyetçi, bir çeş't içki, 4 — İş, vapur, ovası, 5 — Me,hur bir sne ma komiği, kısa zamanın tersi, in sanların jik gıda bulma (arzı, 6 — Buzu su baline getiren, reköketle J- kazdı söyilyen, 7 — Nola, müvksenesi boruk, Iktiyar, $ — 'r hayvan, karan ikta oyun eyna'an, 9 — BU rüzgir, bir edat, 10 — Öteğenberi, # rüp ge lan âdetler, Arapların vuya tektıklar. isim, Ji — Sir yaz hastalığı, Yukardan aşağı 1 Bir cins şekerlemenin cemi, 2 — Bir musiki Ale, Yunanistandaki bir kasabadan, ağutın kolu, 4 — Yoyunda kibarlık olmak, nibüyet, 5 — Bir hay vanın tatlı mariteti, şutatın 29 gekb Bi sene, 6 — Horozun tepesindeki, 3 ki harflerden biri, bir sist edatı, 7 — Müthiş. cimri. — Arapça (babaf 9 — Fazla olarak bedavadan verilen az, 10 — çifiçinin allötmden, hesapta giren la eğ di UM Ga anlıyamamıştı. — Bir adam. bir başkasına, du» rap dururken, neden para versin?. Bunun elbette bir sebebi olacak. Diyordu. Odasına dar kapağı atı; kapıyı arkasından sürmeledi — Hele şu keseyi azayım.. Ba kalım içinde neler var?! Keseyi açınca. sarı sarı Venedik altınlarını gördü.. Şaşırdı. — Aman yarabbi! Bunları şim” âi nerede sakiamalı? Her biri birer ateş parçası gili, elime, vücuduma yapısıp yangın çıkaracak. Bak ser şu işlere Bu baykuş suratlı heril perden geldi buzün saraya! Ticaret KABER > AkeiimiPostlği Işıklar maskelendikten 'sorra Tramvayda bir âlem! Tramvay yetmiş b eş yolcu ile gene her za- manki gibi yani bir çıkmış, ışıkların m askelenmesi tesir etmemişti. Istanbulda sast 4,5 dan sonra vasaitinakliyede yer bulabilmek ve arzu edilen öüale istenilen yere gitmenin imkânsızlığmı tekrarlamağa lüzum yok. Hele ışıklarda maskelendikten son. ra, Sirkeciden Taksime çıkma. nın, Hicaza sefer yapmaktan zor olduğunu zannediyordum. Saat baş buçukta Sirkeciden bindiğim tramvay, Beyoğlunda Parmakkapı istasyonunda dur. Buğu zaman stat tam yediye beş vardı! diyeceksiniz ki: Bir bu, çuk saat? Az şey mi?.. Bu her gün göyle olduktan sonra fark var mı? Ama ne yalan söyliyeyim, ben, kendi hesabıma bu bir saat 25 dakikalık zaman zarfında, cenderaye girmiş gibi sikişik vaziyette bulunmama rağmen halimden hiç şikâyet edecek değilim. Çünkü en komik bir filmde bile olamıyacağı kadar güldüm. “Ve Şehir Tiyatrosunun Komedi kısmı oyunlarına taş çıkaracak derecede hakiki bir hayat ko. medisine şahit oldum. Tramvayımız Şişli Sirkeci tramvayı. İçine girişimiz zaten bir âlemdi.. Iki kişinin zor sığı, şabileceği tramvay kapısmdan bir hamlede arabayı doldurmuş, tuk. Biletçinin ifadesine göre yet. miş beş kişi imişiz... Fakat muhakkak ki biletei te, peme erkmış birkaç Kişiyi, yer isgal efinemiş atdvktarı için her me, Byrimegti: Demir kamlar kapanıp bir in. san külçesi halinde yola revan olduktan sonra #k ihtar: — Baylar cepleri srki tutalım. Es dost kafıştırır!. Bilelçi bu cümleden sonra en feci ihtarı da yapıyor: — Rilet paralarmın tam veril, mosi?.. Eyvah". Bu karanlıkta insan cebini bulamıyor. Parayı, hem de biletçinin istediği tam parayı nereden bulacağız?.. Hafif bir kaynaşma oluyor.| Yanlışlıkla elimi yanımdakinin cebine sokup hâdise çıkarma, mak için, bin ihtimamla eebimi arayıp bulduktan sonra içinden 8 kuruş çıkarabiliyoruz. Üzerini biletçiye bağışlayıp halâlımdan bir bilet aldıktan sonra rahâ, tiz (0). Bir yanda biletçi lira bozmak kavgasile meşgulken, beri ta. rafta Musevi vatandaşlarımız | arasında bir sandalye müzaye, deye çıkarılıyor. muahedesini hayırlısiyle bitirseler, imzalasalar da, Greçyo bir daha buraya gidip gelmese, Hayrullah elendi kesenin ağzını tekrar bağladı ve keseyi odadaki sandığının dibine koydu. Hayrullah elendinin zihni dai- ma bu işle meşguldü, — Aklımı sandıktan ayıramıyo. Tüm. Şu herifin Allah cezasını ver sin. Kafama öyle bir vesvese, öyle bir kurt soktu ki... Diye söyleniyordu. Odasından çıkar çıkmaz kiler. başıya uğradı: — Bir insan Istanbulda kaç pa- rs ile hovardalık yapabilir? Diye sordu. Kilercibaşı, Hayrullah elendiyi çok severdi. — A gözüm, dedi, semahatte endaze yoktur. İnsan on kuruşla da, on lira ilede hovarda'ık yap. bilir, Fakat, bizim gibi orta halb bucul: saatte Beyoğluna süratine Nihayot heyamolla ile Kara, köye gelebildik Bu istasyonda merhameti a, yaklanan vatman, ibtiyar bir bayanı da aramı7$ sıkıştırıyor. Uflaya paflaya nefes #lan ka, dmcağız,'tramvaya obinebildiği için Allaha bit şükür ettikten sonra biletçiye soruyor: — Nereye gidiyor? — Şisliye!, — Allaha sükür. — Kame: mevki evlâdım? , — İkinci!. : — Ah yavrucuğum.. Bu halde nasıl para çıkarayım. Haydi sen baş"alarma bilet kes de para «ıkormağa uğraşayım. Bankalar caddesine tramvay girince kendimi Tünelde zannet, tim. Simsiyah bir yokuş!. Yalnız uzatan uzağa, ateş böcekleri gibi, elinde fenerlerle gezenler görülüyor. İşküzarın biri vatmana sordu: ! — Makasları nasil gürüyeren. nuz? Vatman ters ters cevap veri, yor: — Gözlerimle?.. Birisi yanmdakine söylüyor: — Çok iyi oldu birader. Göz, lerimiz keskinleşecek!.. Biletçi tekrar bizim sahanlığa geldiği zaman, biraz evvel lira bozmak bahsinde kavga ettiği adam'a alay oiler gibi bağiriyor: — Baylar lira bozalım”.. İşte bu şekilde, alaylı 1 eğlence, İk üeükükemereile İnsana ması) vakıt gectiğini bel #tmiyen 1.5 saatlik bir wlevlukten sönra Parmakkapıda tramvayı ter. kettim. Fakat ben bir noktaya hayret ettim: İş'kların maske edilme, sinin seyrüsefer Üzerine mühim tesiri olasağını dileiinmiistüm. Hubuki hayret değil mi? tramvay yine her zamanki gibi, yani bir bucuk saatte Sirkeciden Beyoğluna çıkabilmişti!.. BACİT TUĞRUL ÖĞET Konferans * Eminönü halkevinden: Evimizde 14 ve 15 birincikânun 1940 cumartesi ve pazar göhleri saat 14.30 da verilecek konferans İ ve temsillse'n aynı günlerde gece sant 20.80 a çevrildiğini muhte- rem. halkımıza bildiririz. On hirinci tasarrf ve verlimn!- Isr haftası münasebetlle her Iki toplantıda ( azalarımızdsn Mediha Museffer Barsal tarafından bu msvruda birer konuşma yapıla" caktır, içinde olarak — bir gümüş mecidi" ye sarledecek olursa, mükemmel suretle eğlenir, Bir de hovardalr ğın para yeme şekli vardır. O mey- hane senin. Bu meyhane benim. diye sabaha kadar dolaşır. Böyle sine para dayanmaz. — Yok canım. ben böyle eğlem mekten hoşlanmam. Bir mecidiye lik eğlenti benim neme yetmez! — Neo? Bir vurgun yaplın ga- liba? İstanbulun bu - eğlentilerine bir memur maaşı yeter ew hiç?! — Vallahi vurgun falan deği aslanım! Biliyorsun ki, ben on beş günde bir kere dışarıya çıkarım Böyle bir adamın elbette hovarda, hık İçin sarfedeceği beş on parası vardır. — Hatırımda yok. Duvardaki çizgiye bakayım da, geçerken sans haber veririm. Hayrullah efendi odasının kapı" Harpve Anırs ızlık Zalıtamız zamanın icaplarına töre haroket etmekte ve bu sayede vakalar azalmış bulunmastağır Dünyayı saran harp âfeti, ber yerde ve her eyde kendini göstös riyor! Hattâ, bhırsızlıkta bile! Harp ve hırsızlık! Ne münase. bet, demeyiniz! Bilâkis, hırsız İlik, harbin tesirlerine kapılmak” ta, icaplarma uymaktadır! Mese” İ lenin iç yüzünü bilmiyenlere, bu hüküm, garip gelecektir. Fakat, | zabila dosyalarını biraz karışt» racak olanların, benim gibi dü. şüneceği muhakkaktır. Kaş nevi hırsızlık vardır? Ev velâ, bunu yazalım; sonra, bum larla harp arasındaki alâ ayı arağtıralım! İşte, hırsızlık fasıllar; İşte, hırsızlık filleri: 1 — Yankesicilik, (uyanık bir adamdan maharetle para çal mak,) 2 — Karmanyolaerlik, (gecte leyin, sokakta cebren soyulmak) 3 — Kapkaşcılık, (elden, ya. hut koltuk altmden çanta kap mak.) 1 — Kaldırımcılık, (çarşılar Jan veya dükkünlerdan para ve le şva çalmak.) 5 — Açıkçılık, (herhangi bir dükkündan, sahibi içeride değil &n, eşya ve para aneforlamak.) 6 — Tırnakçılık, (alış verir» ten vazgeçerek, dükkân sahibi, ne bozdurulmuş çlan paranı bir miktarını, iade esnasında yoket mek.) 7 — Müuslukçuluk, (abdest d. İlan bir şahsın yanıma koyduğu esketinm cebinden para aşır, mak.) , 8 — Söğüşçülük, (uyuyan bir adamın ilzerinden para ve eğya çalmak) © 8 -- Manitacıtik. (herhangi bir şahsı kandırarak para ve eş ya tırtıklamak.) 10 — Zarfçılık, (yere zarf a tarak, bulan adamı gürültüye getirmek ve seymak.) 11 — Tavelik, (kelepir. ara" yanları faka bastırarak pera çale mak.) 12 — Dolandırıcılık, (muhte. W£ sebep ve bahanelerle herhan" gi bir adamı kandırarak para almak.) 13 — Definecilik, (helis altm yerine kıymetsiz madenleri sata” rak adım dolandırmak.) 14 — Dizdizellik, (ma'sine ile paraları çiftleştirirken hepsini kazaya uğratmak.) 15 — Papelcilik, (oyun Ile saf” dillerin parasını almak.) 16 — Otel, plâj hırsızlığı, (baska müşterinin oinema veya kabibesine girerek para ve eşya çatmak.) 17 — Kumar, talim hileleri olan para oyunu.) — Üç gün sonra çıkacağım, Ne olursa olsun, yanıma bir sarı Hira alıp, kendime şöyle bir âlem yap muya karar verdim. KAPTAN PAŞANIN HAFİYELERİ Derya kaptanı Vezir Kara Mus- tafa paşa. Havrul'ah efendiden hiç hoşlanmazdı. Bir iki kere ona: — Ben saraya gelince, hemen karşıma çılama.. Soytarı herif! Diyerek, zavallıyı kovmuştu bi. e Hayrullah elendi de bunu bildi # için, divan toplantılarında Bay ram paşa kendisini çağrımadan gitmezdi. Kara Mustala paşanın hüsume tinin hakiki sebebi ma'üm olma- mak'a beraber, Hayrullah efendi paşanın emektarlarından birinin divan kâtipliğine namzet gösteril diğini sezmişti. Hattâ bir gün Ve insanlar, cânân evinde — her şey (sının iç tarafındaki çizgiye baktı: (o ziriğzama: Istanbul, eskiden yankesicilc. riyle meşhurdu. Lâkin, son iki sene içinde, dünya ahvalinin bo. sıkluğuna rağmen, şebrimizde ayak üstü suçları ehemmiyetli miktarda azalmıştır!. Meselâ, bütün bir hafta içinde tek bir yankesicilik, kaldırımcılık. kup kaççılık, manitacilık, dızdızcılık ve zarfçılık vakası olmamakta” *dır. Neden? Çünkü, artık sabika" mın fasliyet sahasmı teşkil e » den insan, eskisi gibi, sözü ka, palı olan bir mah değildir, Aynı zamandı, evvelce suç lar, şebeke halinde iş'enirdi. Ça” İman nesne her ne ise, elden ele dolaşır, tutulan failin üzerinde bir şey bulunmazdı. Şimdi iss dünya sulhunun defterden silin” mesi kabilinden, yankesiciler ve emsali arasında da bir İtima'. sizlik havası esmektedir! Bu yüzden, kolektif çalışma anlaş, maları bozulmuş, onun yerine tek basma iş görmek usulü erk” mıştır. Bövlece, elirmii meshut halinde yakalanan suc'urum ü * zerinde “malı mesrâk”. bulun" maktadır. Zabıtamız da zamanın İcanlar rına göre hareket etmektedir. Klâsik takip sistemlerine zekâ oyunları karışmış; meselâ, hır. sızlarm, arasına polisin e haberleri olmadan — #'rmi Bundan başka, vola gelm! -&." lerine karar verilen serm «© peşlerinde birer sivil polis lunmaktadır. Yaver refakatirde yaylak Su gezip dolaşmalar, car şeref olmekta, halk icinde bu emniyet garantir! teştil « tedir. Zehrtenm fetnöraf serv, sinde de bir yenilik yarı" yalnız sabıkalılarm değil, vera. dılışları itibariyle suc işlem've müsolt sahıslarm da resmi alin mıstır. Böylece, hırsızlık sanatr na başlamak Üzere olan bir og mi, ustalaşmaya vakit bulma. dan, polisin eline gecmektedir. Aynı zamanda tavan delerek, maymuncuk kullanarak yapılan vasıflı hırsızlıklar da szalmak. tadır. Lâkin âdi cürümlerin bir aralık arttığı görülmüstür. Meselâ; kapı önnden paspas & şırmak, anartıman aniresinden ampul sökmek, umumi helâlar dan musluk koparmak gibi... Otel, plâj hırsızlıklarma pe lince: Bunlarda da bariz hir ek. silme vardır, Çünkü, bu etrüm, ler, ekseriyetle büvük ve lüks otellerde islenmekteiir ki harp dolayır' yle meskür milessaselere wantar makie ehem” ae — Kulunuzdan memnun değil seniz, başka bir vazileye çırağ İm yurunuz. Belki bu işedaha ehli gelir. Demiş ve Bayram paşadan bu yüzden adamakıllı bir papara ye O gün Hayrultah efendi isiniiy- di.. Saraydan çıkar çıkmaz: Kars Mustafa paşanın hativelerinden bi, fi zavallının peşine takılmıştı Hayrullah eterdi bunun farkını deği'di O saraydan çıkar çıkmaz çarşıya uğramış, kendisine bir ka yeni elbise almış. Yakası yağlı cüh besini yenilemiş. Bir meet tesi! almıs,, Orvlan sonra Çiçek pazarı na gitmişti, Çiçekpazarınm atımdak! Mövüi sez kahvesi Hayrullah elendinir senelerdenberi devam ett we gel zevk aldığı bir verdi, Kahve Hayrullah elendiyi görür görmez (Devam ver”