1 Eylül 1940 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6

1 Eylül 1940 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DAİA ai Bt el | Dü <3 Ca A P AT MT Üa * L S aa Hai ; hi li 3 aĞ Te ae No Va —ç Na ea ee -— Ş Spor tarihimizde daima enerjik futbolcu tiımsali şeklinde kalacak GALİP Meziyetleri.. oyun tarzı ve hususiyetleri Galip» Geçenlerde ölümü ile yü, reklerimizi parçalayan: arkasından bütün #porcuları ağlatan, sporcu. ların nümunesi, medarı iftiharı, üstadı, canı, her şeyi olan Büyük Galip- Fenarbahçeli Galip-. Galibi tam manasiyle anlatabil. raek- Bu pek güç iş-- Binbir mezi. yetini srralamıya çalışayım: Bir sporcunun mensup olduğu klübe nasıl candan bağlanabilece, Egini, klüp aşkımm n<sil ve ne de- mek olduğunu bilmek, öğrenmek isteyenler Galibi örnek almalıdır. lar. Galip değil yalniz, Türkiyede mübalâfasız bütün dünyada ideal bir sporcu nümuünesidir. Sporun Mmuhtelif şubelerinde muvaffakıyet ve meharetle azim, sebat, irade küdreti; hususi hayatmda ve ah. lâkmdaki teyazu, Tİferagat, me. tanet, mertlik, fazilet ve temizli. liği ile Galip buna kat kat lâyık. tir- Sporun muhtelif şubelerinde dedim. Evet Galip sadece benim burada anlatmıya çalışacağım şe. kilde bir futbolcu olarak tanmma, mıştır. Ü, avcılık, denizcilik (kotra, cılık, yüzücülük, kürek. balıkçılık, dümencilik) dağcılık, atletizm, ho, key ve nihayet tenis gibi püç spor” larda da kendini göstermiş ve mu, vaffak olmuştur- Ne yazık ki sporun bu birçok şu. besinde Galibin meharetlerini, kıy. motlerini anlatmak için benim ihti. sasım kâfi değil. Fuütbolcu Galip: Herhangi zaviyeden bakarsak ba, kalm, Galibin göze derhal car. pan ve başta gelen meziyet ve hu. susiyetl gudur; Klübüne delicesine bağlr ve âşık olması İşte, Galip — bütün yaptığı sporlarda olduğu gibi — futboldaki maharet ve kud. retini de bu kaynaktan, bu mane, vi yoldan almıştır. Galip bu sön. mez sevginin tesiri altında, bütün maçlarda canmı dişine takarak: var kuvvetiyle didişir, uğraşır, çırpınır ve yaratır- Enerjik bir futbolcu ne demektir, nasıl olur? Bunu gör. mek, bunu öğrenmek ancak Galibi seyretmekle kabildir. Bu lâfla an. latılamaz. Galip oyunlarda son de, rece fedakârdır. Cosurdur- Adetâ harpte vataniını müdafaa eden bir yiğite benzer- Canmı gözü görmez, ölümü gözü görmez- (İki misal: Taksimde ecnebilerle bir maç yapılıyor. Galip eğilmiş, topa vurruken başma çok şiddetli bir tekme yiyor: Yüzüne doğru kan, lar akmıya başlryor.. Buna rağ, men Galip oyunu terketmiyor. bir. çok yararlıklar gösteriyor, maçın kazanılmasma âmil oluyor. Oyun bitiyor. Galip kendisini soyunma o. dasma dar atıyor ve orada bir kö, Şeye düşüp bayılıyor: Ayıldığı za, man. şunları söylüyor: “Tekme yedikten sonra köndimi kâybetmi, şim, hiç bir şey hatırlayamıyorüum. Oyunün neticesi ne oldu?..” Galatasaray . Fenar muhteliti, nin ilk Avrupa türnesinde bir maç esnasımda Galibin bacağı çıkıyor. O bacakla, oyuün bitinceye kadar, tam on beş dakika oyun oynayar: Doktorlar: “Bu hasta bacakla bir insan nasıl top oynıyabilir?..” diye şaşırıp kalıyorlar-) Galip, klübü — kazandığı zaman bayram yapar: Sart lâcivort kay. bettiği zaman ise ağlar. Son zaman. larda artık maçlara devam etmez tı!ll;nuştu- Mnr;tkh sormuştum; *Ga görünmüyorsunuz?." şu cevabı al, miştım: “Şimdiki çocuklarda klüp aşkı yok, bu yüzden çok üzülüyo. rum; maçlarmı da görmek istemi, yorum!..” Galip klübüne âdeta kendisini vakfetmişti. Hepimizin yetişmesin, de büyük hissesi vardır. Bir çok, larımız topa vurmasını ondan Öğ. rendik. Spor terbiyesi nedir, spor. cu karakteri nasıldır ondan ders aldık. Biz o zamanlar yokluk içe, risinde spor yapardık ve o yokluğu hissettirmemek için zavallı Galip, uğraşır didinirdi. Toplarımızı ya. (Her hakkı mahfuzdur) mar, diker. önümüze kordu. Bir müşkülümüz olsa ona koşardık. “Galip ağabey«” diye onu sayar ve severdik. Galip . klüpte yatar, klüpte kalkar, klüpte uğrasır, klüp. te çalışırdı.. Onu büyük bir hata işleyerek klüpten uzaklaşttranlar olsaydı. Kimbilir belki de çok sev, diği klübünde de ölecekti. Oyun tarzı ve meziyetleri;: U, zün boylu, zayıf, fakat çelik gibi sağlam bir vücut Kurü ve sporun binbir meşakkatli yolunda erimiş yağsız ve kemiksiz bakışlı iri göz. ler. Hırçın ve cevik hareketlerle didişen sırim gibi yağız bir futbol, cu- İşte Galibin tibi.. Galip, müdafaa, muavin ve muha cim oynar, fakat her nerede oynar, sa oynasın yamandır. Çok sert, lâkin katiyen (favlsüz bir oyun. Çok yerinde ve enrjik hareketler.. Kanter içinde uğraşmak. yorulma, mak, oyuna nasıl şevk ve kudretle başladıysa oyunu aynı şiddet ve kuvvetle bitirmek-. Tekmeden, düş. mekten, şiddetten, hiç bir şeyden korkmamak, yılmamak-. İşte Gali, bin oyun tarzı« Şütleri kuvvetli, kafa vuruşları son derece mükemmel. Çalımları uzaktan uzun uzüun ve müessir. Yerden ve havadan isabetli paslar, mücafaa oynadığı zaman: Gegğaj. manları mesafeli ve isabetli.. Muhacim oynadığı zaman eşa- letri harika» Kornerden gelen to. pu balıklama bir atlayışla kalenin içine kendisiyle beraber sokmakta mahir-. İşte üstad Galibin meziyet leri-. Galip bizden evvelki neslin o de. rece kıymetli ve eşsiz bir futbol. cusu idi ki onun ihtiyarlığı bile bi. zimle oynaması için kâfi geldi« Türkiyede her yetişen sporcu da bu yüksek ve ideal sporcumuzun bir emeği vardır. Maddi olmasa bile hiç olmazsa örnek olmak bakımın. BEDRİ GÜRSOY ğ t Istanbul. yeken (Ankara- İstanbul D0" şampiyönasına | ——— Çj dünde devamedildi. VE A__nkar d7 KOG'Iaâ güreş müsabakâ'” | saniyede tuşla kazandı 79 kilo: Yaşar Doğu ( ) met Akkar (Kocatli) gi du- Yaşarın — kilosü — g nazaran çok daha 87 men Üstün bir £ riyetle kazandı- 79 kilo: Aziz Kiper (Ank eli) met Pehlivan (£ oldu. Aziz Kiper $ yede tuşla kazandi" 79 kilo: ' Bu güreşe Anknf* güreşen Vâhit haBîâew - yerine 72 kiloda ” pall l mişsa da Kocaelillf'-"' yerif İ etmişler ve vaki O* ğ $ Vâhit, Kocaelili A miş ve rakihini çök # g »İİ d İstanbul yelken birinciliklerinin ikinci müsabakasma dün de Moda koyunda, devam edildi. Ankara, (Hususi) «« Bugün 19 Mayıs stadyomunda İstanbul boks ekipi ile Ankara boks ekipi ara. smda boks müsabakalarıma ve An- kara gürescileri ile Kocaeli güreş. çileri arasındaki müsabakalara ka- labalık bir meraklı yığını karşısın- da devam edildi. Bö'ts karşılaşmalarının - buügilnkü neticeleri şunlardır: Birinci müsabaka: Ankaradan Halit ile İstanbuldan Abdi arasrmnda yapılan üç ravdluak karşılaşmayı Abdi ittifakla kazan' dı. Yarışlara (11) tekme girdi. Ha. vanın sertliği - ve denizin fazla olması vyüzünden ancak (7) tekne yarışı bitirmeğe muvaffak — oldu: İç tekne su aldığmdan ve bir tekne de devrildiğinden — yarışa devam imkânı olmadı. : Yarışlar basladığı zaman her zamanki gibi Burhan (G. 5.) ile Feyyaz' (Demirspor) başta idi. Birinci turdan sonra Feyyazm teknesinin çarmıhları koptu ve yarışı terketmek — mecburiyetinde kaldı. İkinci müsabaka: Ankaradan Mehmetle - İstanbul. dan Abdi arasında oldu: Abdi. itti- fakla,bu müsabakayı da kazandı. ten/ sohra 10 dakikâ e Üçüncü müsabaka: Cafer (Ankara) ile İlyas (İstan. j at BEm iHt NÜ | bul) arasmda oldu. Caferin kilosu | 'S'a mağlüb.e Va. B rakibinden az olmasma rağman üs: ö l D tün catrnısıyordu. Üçüncü ravndda ğ ı'.'ı'," ; ringe sünger atıldığından maçi K ARÜN hükmen Kkazandı: Düöürdüncü müsabaka: i | Haydar (Ankara) ile Cevdet (İs- tanbul) arasmda oldu: Daha üstün ve tecrübeli olan Cevdet ekseriyet. le kazandı. Müsabaka sonunda: 1 — Burhan (G- S.) 51,54, 2 — Mahmut (G. S.) 52.3. 3 — Nedim (Ğ S.). Müsabaka beş deniş mili mesa, fe üzerinde yanpılmıştır: Cuma günkü yarısta Feyyaz ile Burhan. biribirlerine çaparız verdiklerini iddia ederek hakem heyetine şikâyette bulunmuslar- d Meseleyi inceleyen jüri ve hakem heyeti her iki itirazı da varid. , görmiyerek reddetmiş ve cuma günkü neticeyi aynen kabul etmiştir- Öğgünkü yarışta Feyyaz birinci, Burhan ikinci olmuştu. . ** Ankara - Kocaeli — güreşlerinin neticeleri de şunlardır: 56 kilo: # | —Ankaradan — Mustafa Beton'la Â, Gücü D. 5 oru Kocaeliden Niyazi Yıldız arasmda 2.0 | dl.,i oldu: Niyazi Yıldız ekseriyetle ka, ”V Şen zandı. Ankara, 31 — Ankaragücünün yiüaönümü 'doölüymilü bügln Anka, ragücü stadında Ankaragücü - De- mirspor takımları arasında bir maç Kadtri'Boytaş (Ankara) ile Nu- rettin Özşen arasında oldu. Çok çevik güreşen Nürettin Özşen ra- yapılmıştır. Kalabalık bir meraklı | kibini 52 saniyede tuşla mağlüb kütlesi önünde yapılan müsabakayı | etti. — a 2:0 Ankaragüçlüler kazanmışlardır- 66 kilet X e —— Cemal Öztürk (Ankara) ile | N L e Mehmet Akkar (Kocaeli) arasında | ' Ankara atletizm oldu. Mehmet Akkar 8 dakika 10 birincilikleri bi Bugün 19 Mayıs stadında Ankara | v bölge atletizm birinciliklerine baş. lanacaktır. I7 Işte şimdi, ikisinin de önüne geçmeğe anla muvaffak olamr yatakları bir kuvvet başlarını biribirininkine yaşlaştırıyor. Bir an sonra uzaktan iki nokta ha- linde görebileceğimiz bu başlar birleşiyor... Asırlarca uğraşsa . lar izah edemiyecekleri hisleri" ni şimdi dudakları biribirine en kısa zamanda anlatıyor. Yeni doğan bu aşkm biricik Bir tarla kuşu... Bu sahneye sanki bir aşk sen' fonisi ilâve etmek istiyormuş gibi konduğu dalda cıvıldaşıyor. İlk defa Nâran kendini topar- layabilerek başmı çekiyor. Ke. mal elleri içinde tuttuğu Nâra' nm omuzuarını kuvvetlice sıka” rak fısıldayor: — Genç kız hiç bir cevap ve- remiyerek başmı bu dinç sporcu erkeğin omuzuna sokarak bütün vücudiyle ona sığınıyor. Öylece kalıyorlar.. Ne kadar?.. aFrkında değiliz. Yine ilk konuşan Kemal olu. yor: | — Beni seviyorsun değil mi? Nâranın dudaklarmdan utan" gaç bir kelime dökülüyor: — Çok!.. Tekrar sârılıyorlar. Hem öyle bir sarılış ki, sımsıkı.. Sanki bir vücut oldular.. Biribirlerinin Böğüşslerinde kalblerinin attık - larmı duyuyorlar.. Zafere kadar.. Spor, macera, aşk romanı Yazan: SACİT TUĞRUL ÖGET — Kemal kolarmdaki bu çok kıymetli yükü bir an brırakma. dan söylüyor: — Dün gece, hattâ bu sabah içinde hislerim isyan ediyordu. Amerikaya gitmek bana bir ce* hennem. seyahati gibi geliyor * du. Sanki vücudumun, kalbimin, benliğimin bir kısmmı burada bırakarak yola çıkıyordum. Fa- kat şimdi... Şimdi hiç öyle de . Üzerime yüklenen vazifeden muvaffakıyetle çıkmak için i* içmde büyük bir âzim kabarmış vaziyette.. Bu âzmi bana sen veriyorsun Nâran.. Nasıl ki bir hafta evvelki galebemi de gözle- rime takılan senin gözlerinin mânası temin etmişti. Şimdi Amerikaya koşa koşa gideceğim.. Koşa koşa dönmek Nâran ilâve ediyor: — Ve zafere kadar ulaşmak için çalrşacaksm.. — Bunüu sen söyledikten Son. ra bu benim en mukaddes ga" yem olacaktır. Şu anda dünya” nım en kuvvetli boksörünü kar- şıma çıkarsalar, senden aldığım kuüvvetle onu ilk yumruklarda nakavt edecek kuvveti vücudum. da hissediyorum. : Nâran Kemalin gözlerine bar karak doğruldu. — Şu halde Kemal, senden ü" zerine verilen vazifeye lâyık bir zafer bekliyorum. Sade ben de- ğil.. Senden en küçük bir haberi büyük bir sabırsızlıkla bekliyen bütün Türkler.. Bir vakıtlar sporcu atalarmın titrettiği, bü. tün meşhur, güreşçilerini onla" ri ayakları dibine seren Ame” rika, atalarmım yaman bir toru- nü olduğuna şahit olsun... Çok âzimkâr bir cevap: — Buna bütün varlığımla ça. İrşacağım Nâran.. Eğer muzaf- fer olursam. Bunda en mühim âmil sensin. Çünkü bana bu kuvyeti sen veriyorsun.. — Bu da benim milli vazifem" dir. Seni çok, tasavvur edemiye” ceğin kadar çok seviyorum, İlk görüşümde anlaşılmaz bir tema. yül duymüştum sana karşı.. Bu temayül çok kısa zaman' da hakikatli çehre seni belli etti. İçimde sermden bir dakika ayrılmamak istiyen bir arzü var. Fakat bu arzuya tahammül etmek vazifemdir. Herhalde pek Suzun sürecek bu seyahatte beni bir gey teselli edecek: Senin sevgin,, Bu suretle sana her za- man yakın bulunacağım. — Beni de aynı şey teselli e. decek ve avutacak Nâran, Tekrar biribirlerine sokulu" P- ı yorlar., _ | Bu sırada. Kemal birdenhire hatırlamış gibi doğruluyor. Ce- binden çıkardığı saatine bakıyor. Sonra acele ile ilâve ediyor: yor: — Nâran, sana yalan söylemiş tim: Vapur saat onda kalkıyor. — Ne diyorsun Kemal? Saat kaç şimdi?.. — Dokuz buçuk... Genç kız yerinden firlıyor: — — Çabuk, çabuk... Vapura ye tismek lâzım..., Asfalt yola firliyorlar... Ne mesud bir tesâdüftür ki o saıra boş bir taksi kendilerine doğru gelmektedir. Derhal atlıyorlar ona... Şoföre lâzimgelen - talimatı verdikten sonra bir yıldırım giki uzaklaşıyorlar... Otomobilde, bir fırtınadan sa çak altına sığınmış kuşlar gibi birbirlerine sokuluyorlar. Nâranın elleri, Kemalin a- vuçları içinde, gözleri birbirinin — — kine saplanmış gibi öylece kalı. — yorlar. d Bu vaziyet uzun sürmüyor. Osman Beye gelince Nâranı bırakmak üzere otomobil duru« yor. Bir an.., Fakat onlara asır ka dar uzamış gibi gelen bir an el sıkışiyorlar... Sade iki kelime: — Allaha ısmarladık Nâran? Ve kısaca bir cevap: — Muvaffakiyetler... Otomobil tekrar yıldırım sü- ratiyle uzaklasıyor. Osman Beyde, tramyay cad" Gesinin kenarında Kemal, gittik çe küçülen bir nokta gibi gördü- gü Nârana mütemadiyen el sal. layar, W uai — G, Nihayet araya giren bir tram- — Caddeler, Bğ'çı” vay arabası bu hayali de büsbü ler... — inemt .dgt tün silip atıyor. Hep hir ğ paybo Artık, otomobilin gittikçe ar- göpdel & tan uğultusu işitiliyor.

Bu sayıdan diğer sayfalar: