, K iyen çılgın a taratındarı yi e havada iki yüz bin Si yi, larından has ol RA ça yi tizüz vardı. Velhar Yargı <aPyıcı, çok mağ yap an bu sukutuha Mod küçük koyu vakit daha (az İstırabinı etmemeğe “3 ben ateş yakma Sklary rün çadıra girerek | licağı baltanıyelerin arasır e Salıştığından emi emin J ine dı, tü Emek benim NV Beldiği Okada hi al muvattak ol di, erinin İçi tekra' Hİ bana çi hattâ yatmadar rr Bk Şarkı söyledi , “ Alg elini ilk defa iş İla, > başında oturarak e, si kuvvetli olma j a © kadar ( tatir we aki Yahşi muhıtım bir âleme Kl in nin hakkı vardı dl öten bacaklarının | Si il Paramı avü” İN ut, are etmişlerdi. ' m pkeğiğ da Bi i kem aşi, Şinağı ancak Ghost uş Sinodi ise Başka biri İlini 9 d€ omuzlarıma / İç üyordum. Ve bu : E Çeriytlerin en böyü © dünyada sevdi Çeviren: Efdal NOGAN pi nu — 105 — # Sadıra 1, * . p nda, B girerek hiçk ırıklarını battaniyelerin ç gmağa çalıştığından emindim. ül eke, m Müruyyy, baremlerinin ara | dJükçe âdeta gözlerim yaşarıyordu ibiş “an hi genç erkeklerse | Maamatih onunla iftihar ediyor & İz Miğei başlarına | dum. O itina ile büyütülmüş na ” rdı, hif kadında dehşetli bir kahraman kine a daha fazla tar | lık ve metanet vardı. karşılaştığı tip ye , aYelik olmuyan yer | bütün zorluklara o ufacık kuvve tile tıpkı bir köylü kadın gibi da yanıyordu. Kulübenin O dıvarını teşkil eden taşların çoğunu o top ladı. Artık buakması, oturup din lenmesi için söylediğim (söğlelt kulak bile asmadı. Nihayet, kış i- çin tahta >arçası toplamak, yemek pişirmek gibi daha hafif işleri yap mağ. onu güçlükle ikna (edebil dim. Kulübenin dıvarları müşkü âtsız yükseldi, Lâkin sra dam yapmağa gelince durakladım. Damı az dört d:zar neye © yarıyacaktı Damı ise yapacağım malzeme yok tu. Filvaki elimde yedek (o kürek ler vardı ve bunları kiriş gibi ku! ianabilirdim ama üzerlerini neyle örtecektim? Yosun kullanamaz dım. Ot da pratik değikli. Yelke andal o içinlâzmdı. Elimizdek branda bezi ise akmağa başlamış tı, — Vinters kulübesinin damın deniz aygırı postlarile örtmüş, de dim. Mod: — Etrafta fok balığı çok, dedi Ertesi gün kolları sıvayıp avcı lığa başladık. Tüleğin nasıl kulla nildığını bilmiyordum ama heme tecrübeye başladım. Üç fok vura bilmek için oluz fişek (O yaktıktar sonra avcılığı öğreninceye kada cephanemizin biteceğine oOkanaa getirdim. Ateş korlarını nemli yo sunla ertesi güne kadar muhafaza usulünü Keşletmeden evvel “ato; yakmak. için sekiz. fişek, kullanımı. um. Kutuda ancak yüz kadar (işe ğimiz kalmıştı. Nişancılığımın işe yaramıyacak kadar fena olduğunu anlayınca: — Fokları sopa ile öldürmeli yiz, dedim. Fok avcılarının bun dan bahsettik'erini çok işittim. Mod itiraz etti: — O kadar güzel hayvanlar ki onların böyle vahşicesine öldürülme leri düşüncesi kile fenama gidiyor. Doğrudan doğruya temasla öldür- mek vurmaktan çok daha hunha: ca gibi geliyor bana. (Devam ver) Taksim “Cumlhuriyot asvli..ine Aljmer Balkan glireşlerine Işlirak edecek ekipler dün wat 16 da HABER — Akşam Postan Aldkimekiiken Gulilyaamkani wi) esi İüemilari srekli $) yani vüüişiler arasin Çoyarımaz br Adıms seyyaai — lw — Yuzu; k Masel Namlunun ağzından çıkan alevli silâh sesinin gökyurultüsü gıbi pallay ışı goril adamı dehşetle yerinden sıçratmaya kâtı geldi. Goril adam şimdi ağaçteki da ayn üstünde iri fari kapkarmızı mak niyetinde değilim! Fakül su, de bana Jenalık yapmayı aklından gözlerime dehşetle yüzümüze bak | geçirmemelismi makla olan ağaç adamına, hayret AŞide: -— Maharol ne var? neye bağır dın? dedi. Gocu adamın Maharo Jediğ. savallı âğaç adamı üğriyerek, uzyu ürnakli pasmağıde beni gösterdi: — Bemahu * buncari - harul diye bağırdı. Yanı, eski hintçede meşhur bir dardı mesel söylüyudu ki maa 41 (geytanın elinde yıldırım o var dır demektir, Bu söz, Maharonun neyi kas Jettiğini pek anlamadığı o hede, gor adam Üzerinde tesiri o Oğös verdi. Görül adam ürkerek gesi çe &idi ve elimde Lultuğum tabanca ya hayretle baktı. Filhakıka bu dev adam beni # gaçlan aşağı çekmek için ayukla aşmı tutmuş olsaydı, kendisine 1s ter İstemez aleş emek mecburye ünde kalacaktım Maynailhi bu Korkunç adamın gözünü korkutmak için bir gh — iş yapmak mecburiyetini hiset- lim ve tabancamın namlusunu ba' vaya çevirerek bir el ateş ettim. Namlunun ağzından çılcın alev" i silâh sesinin gökgürültüsü gibi patlayışı görül adamı (dehşetle yerinden sıçratmaya kâfi geldi. Dev adam yerinde yarın; melre havaya sıçramış ve gözleri âdeta sovuklarından dışarıya uğrıyarak saçmağa davranmıştı. Fakat benim bir (el hareketim adamı durdurdu. — Dur! bir yere gitme! dedim. Bâna delişetle bakân koca ada" ma tatlı bir teebesümle de gülüm sedim, O, benim evvelâ hintçe ko” auşuşuma hayret cw Fakat namlusundan duman çr kan tabancama hâlâ şeytan gör müş gibi bir korkuyla vbaxmaktan kendini alamadığı için (yanıma yaklaşmaya cesaret edemiyordu. — Senin ismin nedir? diye sor- dum. Dev adam hâlâ şaşkın bir hal deydi. Şaşkın şaşkın; — Ura * Sahal diye homurdan- Jr. Ben tatl: bir sesle; — Ura - Sahal! dedim. Benden korkma! Sana hiçbir fena'ık yap OE rwrasiale çelenk koymuşlardır. Besmimizde güreşçiler mersinden sonra bir srada görülmektedir... Mün Tokatliyan otelinde toplan. miştir. Kongreye Ahmet Fetgeri İyaset etmiştir. Diğer milletlerin trahhaslsri da kongreye iştirm” “tmişlerdir. Kongrede eski zabıtlar olun - muş, ve bunu müteakiben Trk! Wei Reisi Abdülhalik Renda'ya, Başvekil Refik Saydam'n ve Ma. reşal Fevzi Çakmak'a tazim tek “rafları çekilmesine karar veril « mletir. Bundan sonra 1941 senesi Bel, kan gilreş müsabakalırınm nere - de yapılacağı hakkmda görürül. ve Relalcumkuruna, o Romen ve | miş ve bu hususta verilecek ka- Yunsn Krsilarile, Yugoslav bü. | rsr gelecek kümeti naibine, Büyük Milet Mee- pazartesi toplanimına baralılmıştır. Ura - Saha koca kıllı yumrukla nru sıkmış, Son dereve hiddet 1 çinde ulduğu görülüyordu. Fakat ağaç adamının leryadı ve taban çanın korkunç putlayışı, onu hud deni zorla zaptelmeye O mecbw eymekleydi. Ben, tekrar: — Ura < Saha! dedim. Söfledik- lerimi anlıyor musun? Eğer bana bir tenalık yapmaya okalkışırsan seni yıldırımla vururum! OoFakal, emin ol ki ben sizin / hiçbirinize bir fenalık yapmaya gelmedim! Ura * Saha benim tatlı bir sesle konuşmamdan yavaş yavaş kendi" ni toparlamak imkânını bulmuştu. Goril gözleri gibi kat kat olan gözkapaklarını oynatarak yüzüme dikkatli dikkatli bakıyordu. — Sen, dedi, buralı değilsin! — Hayır, Ura - Saha, buralı de Bilimi — Dilimizi nereden biliyorsun? — Ben buralarda uzun zaman yaşadım.. öğ.endim. Ura * Saha kılı © pençesindek) ok yayını havada daire (şeklinde gezdirip ormanı işaret ederek: — Şen bu ormana nasıl geldin? diye sordu. — Buna niçin hayret ediyorsun? Tesadülen geldim! Sızin ormanı nıza başka insanlar gelmez mi ki? Ura - Saha birdenbire koca kıl: la elini hiddetle göğsüne Vurdu. — Gelemez! diye bağırdı. — Neden? Sizden korkusundan m? — Hayır! Fakat bu orman yer" altında bir ormandır! — Yeraltında mı? — Evet! — Güzel, Ura < Saha. Ben de sizin ormanın yerallunda bir or man olduğundan şüphe elmektey- dim. Demek şüphem yerinde ımış Buraya nasıl girdiğime (gelince, Ura * Saha, bunu ben de pek bil miyorun! Ura » Saha hâlâ vahşi bir hay" van düşmanlığıle gözlerimin içine buyordu. Birdenbire: — Sen yalan (söylemeyi bili misin? diye sordu. Gayriihtiyari güldüm, İhtimal kı bu dev adam, bazı (İnsanların yalan söylemeyi bilmediklerini ve” ya öğrenmediklerini zannelmekle, di! — Ben mi? elendim. Elbette ys laa söylemeyi bilirim! Fakat senin le yalan konuşmaya bir mecbu.i yetim yok! Çünkü senden O kork” madığımı görüyorsun! Korkum ol: mayınca da niçin yalan osöyliye yim? Ura - Saha bir benim, birde hâ 18 titremekte olan ağaç adamının yüzümüze bakarak bir (O müddet düşündü. Sanki söylediğim — söze inanmak istiyor ağıç adamının da şahadetini bekliyor gibiydi. Bu © hareketleri, bu Okorkunç dev adamının ne kadar basit dü- şünceli ve ne kadar sal olduğunu göstermekteydi. — Ura * Saha! dedim. Benim yalan söylediğimden niçin şüphe ediyorsun? Neyi gizlediğimi ran nediyorsun ki? Benim bu ormana yalnız geldiğime inanmıyorşun? Ura »-Saha omuzlarına Okadar sarkan uzun kıvırcık saçlarını sil“ kerek bir yabani domuz hooutu” siyle: — Hayır! inanmıyorum! bomurdandı. — Ha! Hay Al'ah belâsını ver sin, şimdi-ak'ıma geldi! diye ba gırdım. Evet, evet, hakkın o var. Ben buraya yalnız gelmedim! Ya: tımda bir de Hinlli adam vardı. diye | Gara isminde bir Hint adam! (Devazm, var) Seven Macit Tahiri çok zamandır göt memişum. Bıribirimizi mektep si râlarında tasıımış, hukuk tuhsili - mia berâber yapmış, senelerce he meu hemen her akşam biribirimiz. le buluşmuş, sonra birdenbire ha. yat bizr ayırmışu. O vilâyeddea * den birinde noterlik almışu, Ars suwa İstanbula geliyor, birkaç gün üstüste buluşarak eski hatıraları atuyorduk. Fakat on sene oluyur du ki, biribirimizi görmemiştik. Onu şimdi böyle birdenbire s6. kakla görünce şaşırıp kalmışlık Beyoğ u caddesinde, bize hayretle bakanlara ehemmiyet vermiyerek bıribirimizi kucakladıklan sonra Macit, İstanbula bir otomobil al mak maksadile geldiğini, karısı - nın Mersinde kaldığını haber vet- di. — Yemeği benimle beraber ye sin, dedim. Seninle eski halırala. n tazeleriz. Velasız! İstanbula ge lirsin de beni aramazsın ha? Ne ise kusurunu allettim Maşallah ahhatini yerinde görüyorum. Ha lin vaktin de yerinde, Allah ver. sin. otomobiller alıyorsun! — Hamdolsun halim iyi, bed. bahtım dem-lim. Epey para ka #ardım ve İşten çekildim. Mersin- de güzel bir evim, bağım bahçem var. Çocuklarımı ( evlendirdim. hepsi mesut... — Tebrik ederim. Çocukların kaç yaşında? — Oğlum, yirmi dört; kızım yirmi yaşında... Çocuklarımı genç evlendirdim. — Ben, biribirini sevmek şarti. le çiftlerin gönç evlenmeleri taral. tarıyım. Bu sayede insan saade - ti tatmak için bol bol vakıt bula bilir. — Ben de öyle düşünüyordum. Dediklerin' gençler için iyi, lakat onların ana ve babaları için? — Senin vaziyetinde olduğu gi. bi, eğer çocuk arı mesut bir evlen. me yapmışlarsa ana ve baba ço * Cuklarımnı osaadetlerini (görerek mesut olurlar ve isüirahate çekilir. ler. Arkadaşım içini çekerek mu . kabele etti: — Hiç de öyle değil, kardeşim: Ben mesut değilim ve maalesgi istirahat da edemiyorum. Bilâkis rahatım çocuklarım evlendikien sonra kaçtı. — Tuhal şeyi z — Bırak da sana derdimi döke. yim. Karım, fevkalâde iyi bir an- ne oldu, hayatını çocuklarına vak tetti, Onlarla uğraşıyor, işi gücü onları himaye ve terbiye etmek oluyordu. Bu emada ise beni ra hat bırakıyordu, ben rahatta idim Anlıyor musun? — Pekiyi anlamıyorum! — Şimdi anlıyacaksın. Çocuk. larımız evlenince karım işsiz kal. dı ve vakıt geçirmek için benimi meşgul olmağa başladı. — Fena mı? Karısının kendisi- le meşgul olmadığını söyliyerek az mı erkek şikâyet eder? — Onlar saadetlerini takdir e demiyen zavalhlardır. Şunu da bil ki, karım çok iyi bir kadındır Bir çok meziyetleri vardır. Fakat benimle çok fazla alâkadar oluyor beni küçük bir çocuk telâkki edi. yor. Beni tavsiyeler, nasihatler'e boğuyor, ihtimamlarile öldürü. "yor. Kendimi üşütmemden. çok İ yememden, çok içmemden ödü ko- puyor. Evet iyi kadın, bunu ka bul ettim, ama bu kadar iyilik de lazla.. Tekrar içini çekerek İlâve etti" — Hepsi bu kadar olsa! , — Daha ne var ki? — Üstelik kıskanç da oldu! — Eskiden kıskanç değil miy - di? — Haddinden fazla ktskanç de gitdi, birdenbire kıskanlaştı! Es- kiden, çocuk'arımız evlermeisn evvel onlarla meşguldü, kıskanç - hık aklına gelmiyordu. İşsizlik bü. zel e ölme İRİ mmm amman amam nenem miami 21 İd kadın tün lenalıkların auasıdır diyen sa meye me duğu Söylümişieri spa başka bir işi Olmucuağun- gan karım Kendisine en niğükm - ws) .bir #nüşyale o'asak kıskanç. gi buldu, dai halime dıkkal edi - yor, Mer illğın yeri evveldeu uğ ssümek, ve Dümek istiyor, sokanla yüğu çevirip bir kadına bakma au en büyük bir cürüm süyıyot. Bılırsın ki, ben pek lena adam dığılundır, lakat lena bir huyum vasdır; Inalçıyınıdır, tepbih edi - sen geyin aksini yaparım. Kıskanç vlmuyan bir kadını aldatmak bel &1 hiç bir Zaman aklıma yemez « dı, Lâkın kiskanç bir kadını gi - dalanak çok sevki bir iş gibi ge yor banal Onun, yakalaryak için kurduğu tuzakları atlamak, oyun. tarim buşa çıkarmak spor gibi va bir şeyl — Demek karını aldatıyorsun? — Maalesei evet! Mâalesel dis yorum. Çünkü işin hazin taraf olalı karımı aldatma filmin benim İçin eğlenceli olmamasıdır. Gülme! İnsan ellisini aştıktan sone ra rahat ve sakin bir bayat yuşa, mak istiyor. Yirmi beş sene evvel karım kıskanç değidi, şimdi bir dışi kaplan gibi... Bu gecikmiş kıs kaçlık gayritabii ve aynı zaman. dan gülünç bir şeyl Tekrar ediyorum, karım fena bir kadın değil, bilâkis çek iyi. Fakat beni çok, haddinden fazla, üzerime diktatörce düşerek sevi « yor. Onda mutehakkim bir hima- ye ve şefkat gösterme ihtiyacı var, Bunu çocuklarına sarfedemez 0 — lunca beni himayeye başladı. Meselâ ben ağır surette hasta düşsem, yatağa mıhlanıp kalsam, bana gece gündüz ihtimam gös « termek mecburiyetinde bulunsa âdeta dünyalar onun olmuş kadar. , sevinecek. Beni ne derece ve nasil * sevdiğini anlıyorsun ya? İLAH olsun, diye arkadaşıma bir çare gösterdim; — Bir fikrim var dostum. Çe. cuklarınla konuş, karını bir an ev. vel büyük anne yapmağa gayret etsinler, ı Macit Tahir başını salladı? — Onu ben de düşündüm şe. gâne ümidim büyük baba clmak» tal Nakleden: F. KARDEŞ. Afrika ütuhatı Cesur müstamirler, Serliven pozla. de koşan seyyahlar Afrikanın ça kale bine kadar nüfuz etmişlerdir. Livinga tonun, Stenleyin İsimleri Afriıs tarle bine çözülmez bir tarzda bağlıdır, Fakat bu eesim Iitanın sahilleri has ler İşgal ediliniş bulunuyor ve şim. diden medeni bir milletin o bayrağı Afrikanın göbeğindeki itongo sahli- lerlade dalgalanıyor; bununla beraber Afrika yeniden fethedilmeğe muhtağ ter. Yalnız bu defa vahşi kabilelere karşi değil, tabiate kayı, şarki Af- rikada, Portekiz müstemlskesi Una. tekilgattan çıkan bakikat işte budur. Malarya, müstamirlerin ve yerillerin kuvvetini aşmdırdığı cin, Dr. Soeira, utma meselesini Afrikada halli muke tazi en müşkül kaziyrlerden biri ol- mwak Üzere telâkki ediyor, Bereket versin ki, Malarya Ma mi. endele edenlerin, tabil bir mahsul ge *sn kinin gibi kudretli bir müttefik. teri, azla nİmak Üzere, cemiyeti aks vam sıtma komisyonu gibi bir istinat zâhları var. İşte bu komisyonun lav. #iyesi: Sıtma mevsiminde hergün, 40 santigram kinin alınmalı; be miktar die balinde, 504 7 gün müd. » yevmiye 2 (A grama karılmakıdır, DE * ARARLAR