Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
katiyen şüphe etmezsiniz, gülüşle gülüyor gibidirler. kunç ve sefildir. tekreh bir iskeleti gibi kakırdar. yak da mı geçmemiştir? Görüyorsunuz: muhteşem binasıdır. manı glmiştir. Kadıköyünde sokak faciası.. APURLA Kadıköy - Moda - burasmın, İstanbulun en manıur yerlerinden biri olduğuna Bütün bu sahil arkasma biriken en güzel köşkler, en bedü bi- nalar biribirlerinin omuzları üstünden size mesut ve müreffeh bir | Fakat vapurdan Kadıköy iskelesine çıkmız. İskele meydüânmı döner dönmez ayaklarmızın, gözlerinizin bir saniye evvelki hay. ranlığını rezil ettiğini dehşet ve hiddetle görürsünüz. Çünkü yollar ve kaldırımlar çürük dişli ölü ağzından daha kor. Başmızın hizasile ayaklarmızın hizası yetle sefil bir lâğiımın muvazi bir halde size dolandığını hissettirir- ler, Zira başmızın hizasında en güzel ve modern binalar sürüp gi- der. Ayaklarınızın hizasında ise yollar, orta çağların uzun ve müs. Zavallı Kadıköy, böyle emsali az görülmüş bir medeniyet fâci, asını hâlâ ve kimbilir ne vakıttanberi taşıyor. Bu sokaklara hiçbir himmet, bir alm teri damlası gibi damlamamış mıdır? kabilelerin bile belki ürkeceği sefil sokaklardan itibarlı tek bir a- Hususi eşhas, dilber şehrimizin bu bölgesinde durup dinlenme- den mamureler kuruyorlar, servetler döküyorlar. Meselâ, buraya bir umran hızlle üçüncü sinema binası yapılı- yor ki, söylendiğine göre değil Türkiyenin, bütün Balkanların en Hususi eşhas Kadıköyünü imar için bu kadar himmet ve ser. vet dökerken, sokaklar, bu medeniyet sıçrayışma, hâlâ geberme. miş bir inadla sırıtıyor gibidirler. Belediye bu hususi eşhasım İmar gayretlerine hiç bir şey med- yun değil midir? Kadıköyünün hiç olmazsa ana caddelerinde bu ha, zin rezalete bir himmet yıldırımının düşmesi lâzımdır, Valimizin, bu unutulmuş beldeye sihirli değneğile değmek za- Yazan: H. DALKILIŞ Suadiye önlerinden geçerseniz muktesem bir medeni- Bu vahşi Valat Asım Us, “Millt Şef FErzurum yolunda" — başlıklı makalesinde, Reisicumhur İsmet İnönünün Er. zuruma doğru yola çıkmasının maksat ve mânasmı, mevsim kı - şa tesadüf ettiği için, belki bir- cok kimselerin tayinde tereddii! edeceklerini, fakat hakikat halde gark vi.iyotlerinde en iyi tetkik zamanmın kış mevsimi olduğunu kaydediyor. Muharrir, deniz sat , hından 1900 metre yükseklikte 6X) ! lan ve 3 - 4 bin metra İrtifalı dağ. larla cevrilmiş bulunan Erzurum da senenin yedi sekiz ayı karlar ve yakacak buhranı İçinde gecirL len hayatı anlatryor ve trenin Er- | zuruma varması bütün bu müşkü - lâtı bertaraf ederek Erzurumun olduğu kadar hat güzergâhmdak! şark vilâyvetlerimizin de iktısadi vaziyetlerinde mesut — inkişaflar 'yarattığını tebarüz ettirerek ya - zısını şöyle bitiriyor: “İste Aziz Cumhurreisimiz İs , met İnönü herkesten fazla iftihar hisleriyle yakmdan görmeğe hak | kazandığı bu manzara içinde bir kaç gün yaşamağa gidiyor; aynı zamanda geçtiği ve gördüğü yer - lerde memleket ihtiyaçlarını tet . kik etmek fırsatınr bulmuş olü - JO!'." Cumhuriyet Yunus Nadi, “Harbin sebepleri ve sulhün hedefleri' baslıklr ma - malesinde, bitarafların harp felâ. -. ketinin günün birinde kendi ka - pılarmı çalmıyacağı Üümidile ve derin bir gaflet içinde oyalandık - Tarmı kaydederek bu —devletlerin .sthmt ettikleri devletler huku - 'kunun bugün hiç bir krymeti kal . | madığmı yazmakta ve harbin se - ' Beblerini anlattıktan sonra bita . | raflıkta selâmet aramanım bütîln mülletler işin büyük bir gaflet ol - Jduğunu yazmaktadır. | Yeni Sabah Hüseyin Cahit Yalçın, bugünkü nakalesinde, şehrimize gelen bir çAlman gazetecisinin eski Türk - Alman dostluğundan ve buntn kmvmetini takdir — ettiklerinden Bahseden beyanatmı kaydederek buna cevap veriyor. Muharrir, bu Alman gazetecisinin — hakikatcn Türk dostu olabileceğini, bizim i - lelmizde olduğu gibi mütekabilen Almıan milletinin icinde de Türk, lerden hoşlananlar bulunabileceği- ni, fakat bütün bunlarım aksi de vâki olsa, yani bu zat Türkiyeye karşı hiç bir sempati duymasaydı da yine aynı şeyleri söyliyeceğini kaydederek şöyle diyoz: “Öyle tariht dakikalar yaşıyo . ruz ki, her devirde mutat olan ne- zaket ve merasim sözlerini bir ta- rafa birakarak açıkca konuşmak - tan başka çare kalmamıştır. Kim, se kimsenin artık böyle basmaka- p, beylik Jâflarına İnanmıyor. Bilhassa siyasete taallük — eden sözlerde karşıkinin lâflarma ve te. minatlarma İnanmamak en esaslı kalde haline gelmistir. Binaena - leyh bu vaziyete uygun bir konuş- ;;"tım itat etmelidir fikrinde - Komur lıuhranı Belediyeye göre böyle bir şey yok! Belediye Sömikok buhranı üze- rinde tetkikler yapmış ve bir kö- mür buhranı olmadığı — neticesine varmıştır. Ancak fiyatlar yüksektir. Piyasada Karabük kömürü vardır fakat bu kömür lopltarı tonu 26 1li- ra 25 kuruştan satılmaktadır. Kö- mürcüler pahalı olduğu için bu kö- mürü tercih etmemekte, alanlar da fiyalı taş toprak karıştırarak 35 li- raya kadar yüksellmektedirler. Sö- mikok daha ucuzdur, fakat yoklur. Çünkü sömikok fabrikası günde an- cak 130 ton ! imür verebilmekte ve bü miktarın az bir kısmı İstanbul- dan başka yerlere gitmektedir. İs- tanbula gelen kısım ise mütenhhit- lert tarafından evvelce mukavele ile bağlandıkları müesseselere — veril- mektedir. Bu vaziyette ihtiyacı olanların Ka- rabük kömürlerini toptan — satılan yerlerden ve toptan almaları daha istifadeli olacağı anlaşılmakladır. KÜÇÜK ŞEHİR HABERLERİ * Üniversitede bir ikraz sandığı kurulması için yapılan — tetkikler müsbet netice vermemiştir. * Kadıköyünde fırınların — bak- kallara kâr bırakmadan ekmek sat- mmak istemeleri halkı müşkülâta dü- şürmüşlür. Belediyeye — şikâyetler yapılmaktadır. * Limanlar umum — müdürlüğü belediyeye müracaatla, rıhtımlarda yolcu eşyasının vapurlardan arabu, otomobil ve kamyonlara nakli için hamallar tarafından gösterilen müş- külâtın İzalesini ve bu işlerin orga- nize edilmesini islemiştir. * Dahiliye vekâleti bütün devlet memurlarının altı lira mukabilinde ve Üç taksitte ödenmek üzere birer Baz maskesi almalarını vilâyeltlere tamim etmiştir. Seferberlik müdür- lüğü keyfiyeti bütün resmi dalre â- mirlerine bildirmiştir. * Bazı ötobüsçülerin belediye ai datından kurtulmak için halkın at- tiğı kullanılmış biletleri — toplayıp Ütülölerek lekrar kullandıkları gö- rülmüş ve zabıta sıkı bir kontrola başlamıştır. * Yarın saat 18,30 da — Beyoğlu halkevinin Tepebaşındaki — merkez binasında doçeni Mümlaz Turhan taralından “Zekâ ve mizaç,, mevzu- unda bir konferans verilecektir. * Bu yıldan itibaren hariçten lise bilirme imtihanlarına gireceklerin, yeni ialimatnameye göre, lise dev- let olgunluk imtihanlarına tabi tu- talmoları kararlaştırılmıştır. * Gümrük ve inhisarlar idaresine lise ve örtamektep mezunları ara- sından alınacak memüurlarin — imli- hanları yarın yapılacaklır. * Falih parti kaza köngresi dün toslanmış ve içlimada vali Lütfi Kıtdarla Parli müfettişi Fikret Sı- lây ve Parli vilâyet idare heyeti a- sası hazır bulunmuştur. * Belediye işaret memuürları için yaptırmağa karar verdiği semsive- | leri dün müleahhide ihale etmiştir. Bunların üzerleri yazın renkli kışın da muşamba olacaktır. * Malzeme — fıkdanından dolayı inşaatı durmuş olan — Haydarpaşa intaniye hastanesine ilâve edilecek paviyonların tekrar — yapılmasımna başlanmıştır. Cerrahpaşa hastanesi- ne eklenecek yeni poliklinikin de plân ve projeleri hazırlanmıştır. bez | Harpten sonra ilk Fin yolcusu bu satah geldi Finlândiyanın tanınmış kadın muharriri Helsinkideki son vaziyeti anlatıyor Rus . Fin harbi — başladıktan sonra Finlândiyadan, ilk yolcu bu sabahki konvansiyonel trenile şeh- rimize gelmiştir. Bu, Finlândiyanımn tanımmış ka- dım dil âlim ve —muharrirlerinden Madam Dr. Ranha Hammar'dır. Harpten çok müteessir görünen bu değerli Fin kadmı, gözyaşları içinde bir müuharririmize — şunları söylemistir: “— Türk dili hakkında tetkikat yapmak üzere evvelce de buraya gelmiştim, Ruslar bombardıman ettikleri zaman Helsinkide bulu - nuyordum, Rus bombaları birkaç evi harap etmekten başka bir işe yaramadı. Helsinkideki kadm ve çocuklarla muayyen bir vazifesi olmıyan erkekler tamamiyle şehir. den çıkarılmışlar, kırlara gönderil- mişlerdir. Düşman, bizden çok — fazla kuvvetli olmasına rağmen milleti- miz sakin bir haldedir. Memleke - limn ekseri yerlerinde harp manza, yası yoktur. Yiyeceğimiz ve silâhı- nuz boldur. Kendimizi kuvvetli hissediyoruz ve topraklarımızı ka- nımızım son damlasına kadar mü - dar müdafaaya azmetmiş bulunu - yoruz, Maamafih bu nisbetsiz mü- cadelenin bize hariçten ciddi bir yardım olmazsa birkaç ay veya bir seneden fazla sürmiyeceğine gşüphe etmiyoruz. Komşularımız İsveç, Norveç ve Danimarka şim- dilik bize bir takım eşya hediyeleri göndermekle iktifa ediyorlar ve askeri yardıma girişmiyorlar. Hediyelerden memnünuüz. Fakaât | bu şekilde bir yardımm bizim mu- kavemetimizi esaslı surette arttır- mağa faydası dokunamaz, Fin milletini en ziyade keder - lendiren bir cihet de, ötedenberi iyi münasebet idame ettiğimiz ve aramızda hiç bir ihtilâf ve düş « manlık olmıyan Ruslara kargşı si - lâh kullanmak mecburiyetidir. Fin milleti, hâlâ Ruslarm neden har- bettiklerine şaşıyor ve dünyanm bu faciaya lâkayt — kalabileceğine ihtimal vermiyor. Ruslar, şimdiye kadar bütün gayretlerine rağmen ehemmiyetli bir yer işgal edememişler ve ta . arruzları kendilerine çok pahalıya malolmuştur. Fin milletinin yük - sek harp kabiliyeti Rusların sürat- le ilerlemesine ve kolay bir muvaf- fakıyet elde etmesine imkân bı - rıkmamıştır. Maamafih, hâlâ barış Ümitleri - miz kaybolmamıştır. Bütün dün , yanın ve bilhassa yakm komşula - rimızın bizimle elddi surette meş- gul olmasını bekliyoruz. Türkiyenin Fin milletine sem . pati ile baktığına keminiz. Zaten kendimizi Türklerden ayrı telâkki etmiyoruz. Benim — tetkikatım iki milletin aynı ırktan olduğunu te « yit etmektedir, Fin lisanında birçok türkçe ke, limeler de vardır. Meselâ benim ismim olan Ranha, “rahat” mâna- sınadır. Ve menşei türkçe olduğu tahakkuk etmiştir.” Harpten sonra gelen iİlk Fin yolcusu Sirkeci garmdan doğruca "Fînlândiyı sefarethanesine git . Talebeye maske Ayda 50 kuruş taksitle verilecek Maarif Müdürlüğünde çalışan Dasif Korunma Komisyonu, bü- tün talebenin birer gaz mashesi ' teklarik etmelerine karar vermiş- ti. Seferberlik Müdürlüğü bazı fakir talebenin ayda iki lira ve. rerek maske alamıyacağını dü- şünmüş ve maske satmak imtiya- zına malik olan Kızılay Kuru- miyle temaslarda bulunarak bu kabil fakir talebe velilerinden ancak ayda elli kuruş — alınması süretiyle kolaylık gösterilmesini kafal'h,tll ml!m * Muzğla - Köyceğiz köprüsü açıldı Muğla, 12 (A.A.) — Muğla - Köyceğiz yolu üzerinde bulunan Nam - Nam köprüsü gelip geç. miye açılmıştır. 120 metre uzun - luğundaki bu betonarme köprü 65 bin küsur liraya mal olmuştur. Gaz ve benzin depoları nasıl saklanacak Şehrimizdeki gaz, benzin ve ma- yi mahrukat depolarının hava teh- likesinden korunmaları için mah- fuz yerlere nakilleri kararlaştırı- mıştır. Bu meseleyi görüşmek üze- re bugün seferberlik müdürlüğün- de sivil, asker ve müher.dis olarak bütün mütehassısların işirakile bir toplantı yapılacaklır. Şehrimizdeki gaz ve benzin depolarının nerelere kaldırılacakları ve nasıl maskelene- cekleri bu toplantıda tesbit edile- cektir. ı——o—ı—— Poliste seyrisefer dersleri Poliste yeni bazı ıslahat yapıla- caklır. Bu arada İstanbul zabıtası- nın yeni yıl bülçeşine daha munta- zam bir arşiv tesisi için — tahsisat konulacaktır. Polisin Seyriselfer a- it bilgilerini arttırmak üzsere şehri- mizdeki polis kurslarının progra- mınâa haftada birer saatlik seyrise- fer dersi ilâvssi muvafık görülmüş- tür. Bu dersler, halkın da istifade- sini temin icin gazetelerle neşredi- lecektir. — Derslere — önümüzdeki haftadan itibaren başlanacaktır. Yazan: Nezihe MUHİDDİN — 03 - — Doktorun düşünceli bir — yüzle içeri girdiğini gören Zeynep ağla- maktan kızarmış gözlerini tered- düt ve hicapla önüne iğerek ya- tağında doğruldu. — Doktor ona yaklaşarak gene alnında — ve yü- zünde müşlik bir temasla elini î gezdirirken sordu: - — Nasılsın yavrum? Biraz ha- raretin var galiba? Hem neye göz- lerin kızarmış? Yoksa ağladın mı? Zeynebin taşmata — hazır göz yaşlarile seçi ıslanarak mırıldan:- dı: — Korkuyorum.. Çok korkuyo- — Neden korkuüyorsun — çocu- ğum? Bırak bu boş — korkuları. Ben seninle çok ciddi konuşmağa geldim. Zeynep ürkek bir bakışla dok- tora bakarak âciz ve acıklı bir ta- vırla boynunu büktü: — Benimle konuşmağa mr gel- diniz? — Evet,. Artık çok şükür iyi- leştin Zeynep hanım.. Size ne yap mak istediğinizi sormağa geldim. Zeynebin rengi büsbütün — sol- muş dudakları titriyordu: — ©O kadar yorgun, perişandım ben ne düşünebilirim ki?.. Öyle sakin, övle rahat ettim ki, bu bir iki gün hayatımın en mesut gün- leri oldu. Şimdiden sonra ne ya- pacağım... — - Sustu, yalvaran gözlerle dokto. ra baktı. Ve birden göz — yaşları boşanarak ellerini istimdat — eder gibi uzattı.: ı — Öh ne olur! Bir iki gün da- ha... Bir iki gün daha burada kal- mama müsaade ediniz.. Beni çok korktuğum o yalnızlık içinde br rakmayınız. Doktor kendisine doğru uzanan | elleri tutarak: — İstedifin kadar kalabilirsin kızım - dedi - Zeynep ellerini tutan müşfik el- leri öperek inledi: — Beni bırakmayınız.. beni br rakmayınız ne olür! — Ben de bunu teklif etmek is- | tiyordum., —— Oh teşekkür ederim. Ne i. yi kalbiniz varmış.. Size ebediyen sadık kalacağım. Bir köpek — gibi arkanızdan geleceğim.. Sizin esi- riniz, kulunuz olacağım. rin hiçbirine hacet yok.. Burada sana bir iş bulacağım.. Benim ya- nımda hastabakıcı olmak — ister (AHABİEER' misin Zeynep? — İstemez olur — muyum? Siz ne emrederseniz yaparım.. Hattâ en güç en ağır hizmetleri bile yap. mağa hazırım.. Benim sizden baş ka kimsem yok bu dünyada. — Şimdiki halde öyle.. Zavallir baban eski kafalı bir — ihtiyarcık elbet bir gün olup o da seni affe- decektir. Zeynep ellerile yüzünü — kapa: yarak hıçkırıyordu. Doktor onun şırtını okşryarak: — Artık ağlamağı brirak — yav- rum - diyordu - Şimdiden sonra yeni bir hayatın kapısını açacak- sın.. Cesaret ve ümit. Zeynep ağlamaktan — şişmiş ve kızarmış gözlerile gülmeğe çalışa- rak göğsü derin ve bol bir nefesle kabardı: —'Ümit ve msaret. sizinle he raber oldukça, büyük bir cesarnt. le hayata yeniden başlıyacağım. Doktor ona kitapları uzattı: DN BD(EB Ç” — Sana yeni mesleğin için a- yırdığım kitapları getirdim.. Zih- ninden kötü ve muztarip düşünce- leri atmana yardım edeceklerdir. Bunları oku.. İstirahat et, — Bu dakikadan itibaren yal. nız yeni işimle meşgul olacağım. Artık gönlüme fena endişeler sok- mıyacağım. Hastabakıcılığı — çok seviyordum. Müsaade ederseniz derhal çalışmağa başlıyabilirim. Âzım, — Hayır daha bir iki gün sabır ... Zeynebin mağrur gözlerinde si- ik daima yalvarır gibi — ezilen yir ilade, Hareketleri, yürüyüşü yer şeyden korkan çekingen silik yir gölge.. Doktor Şefkat, bu mağ- tur, coşkun ve züppe kızın birden- bire gölgeleşerek hüviyet değiştir- memesinden hâd bir tevettürden sonra birdenbire tansiyonu düşmüş bir hastanım sıhhi ahvali kadar en. dişe duyuyor. — (Devamı var) . Föolânm primin 7 puan tenzili îl | AKŞAM PosT ibi ve Neşriyat Mü! Hasan Rasim U İDARE EVİ : Istanbul Ankart Pasta bututu İstandal Tit Talgeel adrası Yazı işleri telelonu : ldırı * Kü t DABO E" ŞARTLA !ııumı =ıı. ıuij E GSaylık «5 . Bd0 | B Sayük z00 , 15 : el Lemidenersi — Kİ Hayat pahalılığ önlemek içil Hükümet ithalât t primlerinde yeni tenzilât yaptı Ankara, İ2 (A A,) — Beyn. şartlar dolayısile, ithalât zorif nı bertaraf etmek için tevessü! len tedbirlerden maada, hay halılığına müessir olabilecek © yette diğer bir takım — unst"? hattâ maddi fedakârlıklara df lanmak suretile ortadan kaldi” sı için hükümelçe gayretler * dilmekte ve kararlar alınmak! Bu meyanda bilhassa ithal kas primlerinde yeniden (€ yapılması düşünülmüş ve (47 ta geçilmiştir. Haber aldığımıza göre, ticü kilinin reisliği allında lo maliye ve ticaret vekâleti v? kiye Cumhuriyet merkez ball Takas Limited şirketi müme rinden mürekkep heyet bu hf 11 kânunuesvvyel 1939 dan M? olmak üzere Takas primlerind” ğıdaki tenzilâlın — yapılması! rar vermiştir! 1i — 2-7005 sayılı kararntl üçüncü maddesine dahil en!”) yonal takaslarda, ithalât ; catla onar puan tenzilât ihracatta yüzde 47 ve ithalâtl de 56 nisbetinde prim tatbi Ü 2 — İngiltere takaslarındA'li racal priminin aynen yani *li yüz üzerinden yüzde kırk * ibkası ile ithalât tahvilen ÜR de 7TüÜ,e indirilmesi, 3 — Belçiha takaslarında: yüzde 69 olan ihracatın yüz?|" ye ve yüzde 72 olan ithalâli|" yüzde 70'e tenzili. | 4 — Holanda — takaslarınd?!| yevm yüzde Ğ7 olan ihracati?$ de 63'e ve ilhalâlın da üzül| den yüzde 66' ya indirilmesi. 5 — İsviçre takaslarında! | catın yüzde 48'den yüzde ithalâlın da yüzde 79' dan 70'e tenzili. İ 6 — Fransa ve İsveç takdi da: Halen tatbik edilen fiyfi, gerek ithalât ve gerek ihracal" nen muhafazası yani Fransüt racatın yüzde 56 ve ithalâtın l 59, İsveçte ihracalın yüzde 'İ | ithalât priminin yüzde 53 '|. İbkası, Ş ! 7 — Yukarda zikri geçen ihij, nit prim fiyatlarının hazır tf)| ra ait olup alivreler için Şt yapılmakta olan ekarların mt|k zasi. (e Çarşamba - Me yeköyü oiohus Şişli - Fatih hatti' ! temdit edildi |* Belediye, Mecidiyeköy vi şamba halkının müracaa'i, nazarı itibara alarak ' Şişli - Fatih otobüslerini ** diyeköyünden Çarşambayü|, * dar işletmeye izin vermiştir" : Yeni hatta ıeferle:e başlamak üzere hi 4..ı— mamlanmasına çalışılryor. — Yarından ıtâarm Beit| Otobüsler, ÇW' * sen Fethiye, Sllmatomruk 'paşa caddesi yoluyla Fati ecekler ve mutad yoldan * vardıktan sonra Mi ii yideceklerdir. — Böylece mühim bir ihtiyacı KA olacaktır. Bundan başka Kurtulu yazıt otobüslerinin Süleyet| ye kadar?üzatılması ka '-j J PŞ ECcidi