| A TE Di / k EŞ m e eze EŞ Gi RİN — 1939 ANL GA e 0g >. kya eri Teşkildt si- Vermez acaba? i W.j Naklieden: Fethi KARDEŞ kaya gayet kolayca gireceksiniz, yani biz ona göre ortalığı hazır - layacağız, bu takdirde şahitleriniz de eğer biraz zekâ varsa sizden şüpheleneçeklerdir. Yahut fabri - kayı hakikaten soyarmışcasıma ve hakiki şerait dahilinde iş görecek | nerede gör siniz, bu takdirde ise... Üç adam bakıştı. Gayar düşün- celi bir tavırla: — Silâh kullanmak icap ede - cek, dedi. Kolonel de tasdik etti: — Evet Patalesli bilteği bitirinceye ka- dar bir şey konuşmadılar. Sükütü ük bozan Haym oldu, Büyük bir ciddiyetle: — Casustuk müşkül bir meslek tir. Birçok tehlikelerle doludur ve bâssas ruhlular için çök defa a « #âp verici olur. Güldüler, Alsaslı devam etti: — Bana itimatlodin şef. —— İtimat etmekten başka ne ya pıyorum ki? Hemi boyuna işten bahsetmekle caniau sıkıyorsunuz, Yemekte olsun başımızı dinlemi - yecekmiyiz? Gene batlarsanız size ceza veriri, ... Teşkilât şefinin ismi hiç bir as- keri salhamede yoktu. Köşkü ci - varında hiç askeri üniforma ile gö" rünmemişti. Mütevazı, çok mün « evi (akat nazik bir büyük memur olarak tanmmaktaydı. Dört hiz - metkârı seçilirken dillerini tutma ları ve birer bekçi köpeği kadar sadık olmaları meziyetleri esas 2- lnmıştir. Bütün bu sebepler yüzünden köşkün sakinleri civarda gezip do- laşmakta oldukça büyük bir ser - besti kazanıyorlardı. Haym o gün öğleden sonra uzun bir gezinti yap mak suretile bundan istitede etti. Mındıstanda duaysnış iğ 35 yılım vabşiler srasinda HABER — Akşam Posram €n eski iüsanları miele Yazan: L. Buseh geçirmiş bir Alas seyyahı Tufan nesli insanlar Hindistanın ,cenubundakı ormanlarda yaşıyor Buha - Ruti tufan (insanlarını ileceğimi anlatir. Bu aralık hâlâ hayret ettiğim derin bir uyku sersem'iği halinde olan Hint- li uşağımı da çağırdı. Ona gidile cek yeri, tufan insanlarının bt gün yaşadığı ormanları tarif etti, Bu İnsanlara sıl o Hindistanm cenub kısmında yaşamaktaydılar. Buha - Rutinin iddiasına göre bun lar Hindistana ilk zamanlarda sey lân adasından, daha doğrusu o za man bir kıta olan Seylfn kıtasın- dan geçmişler. Sonradan Hindistanın diğer kâ” vimleri tarafından sürüle — sürüle cenubi Hindistanın kuş Ouçmaz, kervan geçmez, en vahşi ormanları na kadar tıkılmışlardı. Onların ya" şâdıkları ve Buha - Rutinin (Gua la - Çanga) yani (cehennem or manları) dediği ormanlara ise hiç bir Hintüi yaklaşmaya bile ©esa- ret edemiyordu. Buha * Ruti bunun sebebini zah etmedi. Yalnız esrarengiz ve dehşet dolu bir yüzle: «—- Bu ormanlara hiç bir insan ayak büsamaz! Tesadüfen yolu düşmüş olanlardan hiç kimse geri dönmemiştir! Dönenler de çıldır muşlardır. Onun için bu ormanlar da deli olunacak şeyler olduğu şa- yi olmuştur! Hiç kimse buralara yanasamaz! demekle iktifa etti, Ben ise kendi hesabıma (gerek cenubi Afrikada, gerek Melânez- ya, Polanezya ve gerek Avustral ya adalarında yerlilerin böyle a” foroz etikleri ve hiçbir © insanm giremiyeceğini söyledikleri birçök Yerlere girmekte tereddüt o etme- Versaya kadar gitti. miştim. Onun için (yerlilerin - Fransiz Villar aklından çik - | debşetlerini daha çok cin ve peri Hik İabrikasında hakiki | mıyordu. Genç kızın hatırası ona | çibi batıl itikatlara atfediyordum. İİ Sömacm: muhak | tenha yollarda değil, Versay şeh | Esasen, insan ayağı basmıyan yer 4 Mu görüyorsunuz | rinin kalabalık (sokaklarında da İlerde insanların o Yaşamasındaki ii refakat etti, Haym bu hedefsiz ve | tezat kadar insanı cezbedecek ne Gİ an. faydasız fakat tatlı hulyaya ken - | vardır? a e dir Alman- | disini kaptırmişti. Bu, onun için | Buha - Ruti tufandan evvelki in Me, ; hikâye ile dön - | bir fevkealâdelikti, maceralı haya | sanlar hakkında bundan fazla iza İ Wa lüzumu işte | tında şimdiye kadar böyle şevler- | hat vermedi. Zaten vakit de pek i- a ikten baş- | le meşgul olmamıştı. İlerlemiş, belki hayatımda uzun za“ “ emi şahitlerin (Dovumı var) © | mandanberi hiç konuşmamış olan İk etmem icap e- Hintli sihirbaz hemen bütün gece | e, ettiğim Şmit 7 © İluzun uzadıya ve derin bir o heye- la, Sakırdığım a Merhum Fethi carla konuşmuş olmaktan dolayı Baş bu... ? iy son derede yorgun düşmüş” ik ir , E. N / ie. <<<“ (Tahsin için MEVİĞİ| sana metnin yürü sindi yz KR eş Bir sürü hok- Bülüz' spor klübü & kaan, , | yaşında cılız bir ihtiyarm OoOyüzü lp ağ De benzer mu- iliğinden: gibi derin buruşukluklar (o içinde | D anlar ri Kiübilmüzün kurucuları ve İ- porsumuş, gece parlak mehtap ak Kn i » Canımı arecileri arasnda mümtaz yeri tmda fosfor yanan iki çukur gibi ya ? A garip madent alevler kaynayan göz » kinden, olan memleketimizin değerli svu- ” : N İ ii gülüyor “| katlarmüsii “kıymetli büyüğümüz |leririn sanki artık feri (sönmeye KN değil m Fethi Başaranın aziz ruhuna it- | bAŞaMIŞ GİbİYĞİ. g İçi, Si mi Kolonel? | har edilmek üzere 8.11.1689 pa, | Bu Hitlinin hana gözlerde par- Salışan bir fab- | yar günü Erenköyünde istasyon |layan insan zekâsının en müthiş harüzlığın pl karşısında Zihnipaşa eamlinde öğ | Örneği gibi müthiş bir tesir yapmış ayy TÜP etmeniz... | je namazı müteakib Mevlid o- | olan parıltı ve madeni — gözleri ;, — Müdahale et -| yonacağından merhumu sevenle - | Simdi âdeta âmâ gözleri gibi do ki, Tin bu din! merasime İâtfen işti: | huk bir hal almıştı. “iye bir işte tee || rakleri rica olunur. Karşımdaki insanın birdenbire bir İşi bize bir gece hayaleti gibi porsuyup sönen N bu garip değişikliğindeki | sebebi & Biryağ derhal anlamakta - gecikmemiştim. nak, üz, dedi, Zira mehtap sönmeye başlamış, zamanlar Sanki yalnız ay ziyası altında vi y vevele şurada, son derece büyük bir hayatiyet ve | “İz bu fabri cevavliyet bulan Hintli, ay ziyası > Nezle, Grip, Romatizma, bütün ağrılarınızı derhal! zayıflar zayıflamaz bir rüya gibi sönüyordu. Sesi bile artık işitilmayecek de- reoede, bitap bir halde çıkmaktay- dı. Onun zekâsı ve kâinatı içinde geçirdiğim müthiş gecenin niba yete ermekte olduğunu hissettim. Artık güneşin doğrudan doğruya değil; ay vasıtasile akseden müm akis ziyasında yaşıyabilen ve tepe den tırnağa zekâden başka bir şey a, erülelake icabında. günde 3 kase alınabilir Bullu kutuları srorla isteyiniz. taz olmıyan bu garip Hintliden, sabah * İgüneşi yaklaştığı için, (artık bir hayır olamıyacağını görüyordum. #rimde wainır tufan İnmmslarr | başka da hiçbir şey kalmamıştı, Su ormanlar geceler insanını 12 mat bırakmaya karar verdim. Bana, yeryüzünde ilk dela alış tığımız ve Bakikâtine inandığımız kâinattan büsbütün başka bir kö inatın heyecanını tattırmış olan bu ihtiyar Hintliye içimde derin bir minnettarlık duygusu vardı. Onun için, hiçbir şey söyleme den, iğilip, şindi'bir cenaze elleri gibi buruşup porsumüuş olan kuru ellerini öptüm. Buha - Ruti benim bu Hindi in sanlara mahsus minnettarlık teza- hürümden derin surette mütehas“ sis olmuştu. Gözlerimin içine şim- di feri sönmüş, âdeta (buruşmuş gözlerile ve derin bir kederle baktı. Sonra işitilmiyecek kadar yor” gun ve tatsız bir sesle: — Beyaz adam!. dedi. Hakikat leri aramak için dünya (yüzüne çıkışın seni çok uygunlaştırmıştır. Evet, bu hareketin mukaddestir. Tıpkı bizim Hint peygamberleri" nin yaptıkları gibi sen de hakikat” leri aramak için yeryüzünde dala” şıyorsun! Fakat, beyaz adam, sen- den dileğim biriciktir.. Bahuran gaya fenalık etmiyeceksin! Hintli bunu, yani şu (sabah ça" nı) burcundan getirdiği ağaç kadı na bir fenalığım dokunmaması di- leğini o kadar acı ve yalvaran bir sesle söylemişti ki şiddetle müte- essir oldum. Ben, hâlâ, ba garip (o Hintlinin bunda niçin ısrar ettiğini bir türlü anlamıyordum. Onun bu garip his” sini tamamile gönlünden çıkarmak için kati bir şekilde: — Sen hiç merak etme, muhte” rem Buha * Ruti.. o Bahurangayı bir daha hiç görmiyeceğime sana söz veriyorum! Buha - Ruti acı bir gülüşle yü” züme baktı. Zayıf (O parmaklarile elimi srkiyordu. Porsumuş ve ka lim dudakları anlaşılmaz bir şey- ler mırıldanır gibi kımıldamaktay- Gılar. Bir dakika sonra, garip Hint li, hortlamış bir mumya (tekrar mezarına dönüyormuş gibi ağır ve bitap bir yürüyüşle sürüklene sürüklene ağaçların arasından kay boulup gitti. (Devamı var) ME — Hakem ücretleri Yüksek komite şimdiye kadar verilen tazminatı fazla gördü Hakem işlerini resen - İdare &- den “Yüksek hakem komitesi, İstanbul oomtakasmın tesbit etti- ği on lira tazminalı fazla gör müş ve bu teklifi reddederek beş ra tediyesine karar vermiştir. Yeni kabul edilen şekle göre, birinci küme maşlarmda hakemle, re beş, yan hakemlerine İk, i kinci küme maçlarmda hakeme üç, yan hakemine bir lira verile, cektir, Bu miktarlar üzerinden kesilecek vergiler de hesab edi- leoek olursa hakem tazminatları- üm kesile kesile ne kadar güdük bir vaziyet siscağını 'ahmin güç değildir. Maçların ehemmiyeti, topladığı hasılat, gözönünde tutu” lacak olursa tesbit edilen pera- | nın sarfedilen eforla nispet kabul etmez vaziyeti kolayon moydana çıkmış olacaktır. , Dünyanm her yerinde çok yüksek bir ücretle hakemlik ya, pilmakta olduğu hesab edilerek zaten hiç mesabesinde olan ha, kom tazminatının makul bir had- An rikarsiması an silseli ir hara. | i Boşanmayı kolaylaşlırmalı mi? Boşanmaktan hiç korkmayalım, korkunç olan gvlenmelerin Tabii olmıyarak kurulan azalmesıdıi ; yuvaları d ağıldıktan sonra kadın ve erkeklerin baska eşlerle mesud yuvalar kurdukları görülmüştür: İsmail Hakkı Baltacıoğlu projeyi, bir noktası İctimaiyatçı ve muharrir İs * mall Hakkı Baltacoğlunun me- deni kanundaki tadilât hakkında ne düşündüğünü yazıyoruz: İsmail Hakkı OBaltacıoğlunun sade ve mumtazam odasındayım ve onu dinliyorum: “Öüce bu tadilâtın büyük ehem. mmiy'etini işaret etmek (isterim. Biri biri ile karı koca olarak ya” şamak isteyen iki tarafr kanun kuvvetile ayırmamak esâsen hak- sızlıktır. Bugünkü ailenin en mühim karekteristiklerinden biri karı ile kocanın evlenmek ve ây- rılmak hususundaki tam isklâli- dir. Demokrasinin tabiatma uy- gun olan ahlâki durum yalnız bu- dur. Bu durumu bozan her ka. nun maddesi hukuki zihniyete aykırıdır. Yapılacak tadilât ile bir anor. mali ortadan kalkacaktır. Henüz yirmi beş yaşını bulmryan karı koca için bu hürriyetin ebevey. nin rızasiyle takyit edilmesine a- leyhtarım. Bu temayül, hukuki vicdanımız rencide eden antide. mokratik bir şeydir. Yirmi beş yaşına henüz varmayan kârı, yâ- hut koca, ya reşittir, ya değildir. Reşit ise vesayete muhtaç değil. dir, reşit değilse kendi rızasiyle | evlenmiş olamazdı. ş Bu temayül tezatlar içindedir ve ilgası düşünülen kanun mad. desi zihniyetinin yeni bir şekilde devam etmek istediğini gösteri. yor. Boşanma hakkında milletimi- sin ahlâki ve hukuki vicdanına uygun olmıyan kanun maddeleri. nin varlığı boşanma hâdisesine karşı duyduğumuz şuursuz bir mükavemetten ileri geliyor. (Ya boşanmalar çoğalırsa?) diyoruz. Halbuki ne gayri tabii evlen- melerden, ne de gayri tabii (o aile hayatından cemiyet için fayda beklenmemelidir, bilâkis (Ozarar vardır. Gayri tabi aile müesse. selerinin Esası sevgi ve iş bölümü değil, yalmiz riya, aldatma, fu- huştur, Bu derece çürük bir yu. vada yetişen çocuklarda da ahlâ- ki şahsiyet beklenmemelidir | Böylesi aile değil, bir cehennem. dir. Boşanmaktan hiç korkrmyalım. asıl korkunç olan evlenmelerin Galatasarav - Beşiktaş maçı Gelecek hafta Taksim stadında yapılması mukarrer olan Galata- saray - Beşiktaş maşı çıkan mali bir ihilâf yüzünden Şeref sia dmda yapılacaktır. Bu haftaki lik maçları Bu nafta yar iacak futbol lik müsabakaları şunlardır: 'TAKSİM STADINDA: Ortaköy — Demirspor Fenerbahçe — Vefa Beylerbeyi — Kale ŞEREF STADINDA: Alemdar — Şişli Hilâl — Kasımpaşa EŞ — Sülevmaniye KADIKÖY STADINDA: Gülatasaray «—- Topkapı Revkoz — a ARAN 'ADIN. & Karagümrük — Anadoluhisar müstesna, alkışlayor öralmasıdır. Tabii olmıyarak ku- rulan yuvaların dağıldıktan son. da kadın ve erkeklerin başka eş. lerle yeni ve mesut yuamlar kur dukları görülmektedir. Kadın ve erkek geçimsizliğin kolayca boşanmıya varacağını bilmelidirler. O zaman geçinmek imkân daha çok bulurlar. Eğer bu geçim imkânı bulun - mâzsa kolayca ayrılmak süretiyle cemiyetlerine hizmet ötmiş olur- lar . Mili örflere uymayan kanun. lar da kendi başlarma inhilâi $ wii olurlar. Patriyarhal eile devrinde yaşamıyoruz ki evlen - me gibi yalnız kadınla erkeği iL gilendirebilecek olan şahsi bir hayat işinde babanın reyi mutâ olabilsin. Arap ve İslâm medeniyetinin tesiri altında kaldığı devirleri müştesna, tarihte Türk ailesi da. ima kadınla erkeğe ayni bak ve hürriyet yerini veren müsavatçı aile tipi olarak yaşamıştır. Kanu: nu medeniyi tatbik eden Avrupa milletleri modern âilenin tarihi menşei olarak Cermen ailesin gösterirler. Cermen ailesi Patri- yarbal aileye zıd olan müsâvalçi bir aile:tipidir. Halbuki aile mü. savatçılığının mutlak bir kema le vardığı tarihi enmuzeç Cer men ailesi değil, eski Türk ajl:- sidir , Türk tarihi, babaya mutlak nü. fuz ve hâkimiyet veren patriyar. hâl aile tipini hiç tanımamıştır. Yeni yapılacak tadilda bu noktalar göz önünde bulunduru- lursa tezatlardan kurtulmuş o ve milletin ahlâki ve hukuki vicda- nina uygun bir aile kanunu elde edilmiş olur.,, Üstada verdiği izahattan dola. yı teşekkür ederek ayrıldım. Kadri KAYABAL Fasta memurların izin alma muamelesi Maliye vekâleti tarafından gön der'len bir izahnameye göre, me. zwniyet almak istiyen hasta me - murların mezuniyetleri, bekleme ye tahammülleri olmadığı andar Wibaron o başlıyacaktır, İstiraha* ve tedavi istiyen memurlarsa me runiyet için rapor İstihsaline ka . dar çalışacaklar, iznin tebliği ta. sihinde vazifeden ayrılacaklardır. RR Çİ LR Fitremiz. yene kartallarımız isin, göklerden yağacak ölüme karsı bizl koruyacak Kızılay için, yordum yarmki koruyucuları yav. rularrmiz İçin vereceğiz. Bize (Pitrenisi Türk Hava Ew runruna veriniz) dedikleri zaman hiç tereddüd edebilir miyiz? Gök- lerin korunmasma tercih edebi, leceğimiz hiçbir o mesele var m