3 Kasım 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

3 Kasım 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

inkılâbın milli filesofu. Yazan. H. LALKILIÇ MAEXLERİN hayatında sanatkârlarm, filosoflarn ve inki. fapgıların tam ve şaşılacak bir ahengi vardır: Bişr cemiyette değişme devresini Uk sanatkirlar seserler ve onlar ruhlarda eskiyi yıkar, yeninin iştiyakmı haylurırlar. Filo- sallar bu iştiyakı eski ve yeni Fenlitelerle mukayese ederek yeni fikir terkipleri haline koyarlar, Büyük inlılâbellar da bu terkibleri realitelere tahvil ederler. Türk iletinin tarihi tekâmül seyrinde Ziya Gökalp deyince bu tarihi teslisi düşünmeden onu tem asşlamak habii değildir. Ziya Gökalp, Tevfik Fikretlerin terennüme başladıkları cemiyet değişmesi, yazi inkılâp istiyaklarını — sesintilerden fikir ve teori sistemlerine tahvil etmiş milli filesefter, O Türkün milli şuuru içinde arami kemal imkânlarını aramış. muhtelif inkiyaf sistemle. rini, tâ mebdelerinden en sonlarma kadar kritik etmis, hatti ha- yallere kadar yürümlş yaraları mütefekkirimizdir. Eğer Gökalpta ayni zamanda büyük realiteleri anlama zekâsı gibi büyük bir Ira de de olsaydı, belki, teorik sistemlerini bizzat bahikatleştirmeyi de başarabilir ve büyük bir inkalâpçı da olabilirdi. Fakat bu büyük yaratıcı irade ancak Mustafa Kemalde doğ- muştur. Atatürktür ki, büyük Türk sanaikârlarının rüyasını ve büyük Türk filosofunun tekâmül «istemlerini | realitelere tahvil e- debilmiştir. Zahiren Tevfik Fikretlerin, önlediği İnkılâplar arasında tam bir ayniyet yok gibi Ziyu Gükalpların ve Atatürklerin görünür. Fakat, hakikatte, inkılâp hızı realite olabilmek için imkânsızlık ve hayal paylarmı terkede ede nihayet Atatürk'ün dehalı iradesinde muazzam ve mümkün bir hakikat olahilmistir. Onan icindir ki ba günkü inkılâbın her zerresinde Ziya Göknip vardır. K e e 47 Vakıt Asım Us, “Türkiyenin beynelmi. İsi vaziyeli” başlıklı makalesinde, Milli Şef İnönünün nulkunda bil - hasso Türkiyenin vaziyetini tarif ve laşvir öden okısiniların en yüksek Hirlerdeu ziyade ruhlara zevk ver» diğini kaydederek böylece Ankara ınlaşmalarından söpra Türkiyenin #asan malüm olan vaziyeti ve ha. ici siyasetinin devlet reisi iarelin- lan daha berrak bir terrda İfade edildiğini yazıyor. Muharrir, bugün İtalyanın barp inde" blm “ Almanya ile tecavüzi e tedafüi ittifakı olduğu halde bi- araflık ilân etmiş bulunduğenu, iulbuki Türkiyenin sadece tedalül wahiyelle olarak 4kdeniz ve Bol- kanlar mintakatında İngiltere ve Fransa ile birlikte sulhü gara etmiş oludası bazı memleketler ga zarında Türkiyeyi bitaraflıktan çık- mış gibi göstermesinin doğru ola - ımyacağını tebarüz ettiriyor; Cumhuriyet Nadir Nadi, "Avrupa ve Sovyet Musya” başlıklı makalesinde, Sov - yet Başvekili Molotolun yüksek Sovyet meclisinde irad ettiği nut kun muhtelif memlekeilerde üyan- dırdığı akisleri gözden geçiriyor. Muhasrir, sutkun Türkiyeye ta- allâk eden kısımı için şöyle diyor: “Evvel şuhu (söytiyebiliriz ki, bu nutkun Türkiyeye ait olan kıs- mm, İçinde yaşadığımız şartlara na. zaran bir dereceye kadar sururi sayılabilse de, Rus dostu münevver Türk muhitlerinde epeyce bir tees sür uyandırmıştır. Türk . İngiliz - Prnosız anlaşması bebülnde #süh . | terem Başvekil Molotofun, bu an » laşmayı, dostumuz Sovyet Rusyaya ait menfaatleri de ihmal etmemek suretile sırf emniyet ve snih iden| - leri uğrunda yâpttış olduğumuz daha iyi iskdir etmesini ve biç ol. mazsa hâdiseyi imeclis huzurunda daba az sinirli bir Jisanla izeh et - mesini temenni ederdik. Mill re - Jimlerle yaşıt olan Türk - Rus dost- İuğunun, bir an bile bulanmaksızın dalma daha parlak devirlere ulaş - masıoı özleyenler için bu teessürü fazla bülmamak lâzımdır.” Nadir Nadi, bundan sonra Sov - yet Başvekilinin nutkunün muhte - | lif memleketlerdeki tefsirlerini ve kislerini Kavdetmekteğir Tan M. Zekeriya Senel, Dünya siya - setinde Türkiyenin Taziyetini an - latmaktadır. Muharrir, Cumhurreisimizin Mik let Meclisinde irad ettiği muluktan | parçalar wlarak Türk - İngiliz ve Fransız anlaşmasının gaye ve he - | ieflerini ve hükümetimizin bariei siyasetini izah ediyor. Yeni Sabah Hüseyin Cahit Yalçin, “Mİİ Şe Cim safikizi” Mesleki makalesinde, Belsicsmhurumuzan irad ettikleri «tam, Türk milletinin. Büyük * Menbisi etrafında sarsılmaz PES Ki b VEE 7“ bir kale gibi dimdik durduğu cüm- lesini alarak bir iki çizgi İçinde vücude getirilen bu levhanın Türk milletinin vaziyetini bütüm ciba - nın gözüğnünde lecessüm ettirdiği. ni kaydediyor, Mubarrir, Cumhurreisimizin i - rad ettiği hutkun harici siyaselimi. sl biç bir tereddüt ve ibhama ma- Bal bırakmıyacak surette iğah et - niş olduğunu, Türkiyenin şimdiki harp devresinde ifa eltiği sulh ve ön rolünü takdir | edemiyerek yanlış tefsirlere | kalkanların, büs- hüniyetlen mahrtinı değilseler, İs - met İnönünün bu sözlerinden son- ra artık hakikati göreceklerini za: nettiğini yararak Türk » İngiliz ve Fransız anlaşmasının geyesini ve ba anlaşmalara tekaddüm çden Ar- rupa vekeyiini anlalıyor ve: “Eğer Türkiye korkaklık ve şaş, | katlık içinde bugün müstakil diyor. vakıt kaybetseydi, Falkanlar yoktu” Belediye teşkilât kanunu projesi etrafın- Ida mütalâa toplanıyor Dahiliye vekileti yeni hazırlar makta olduğu belediye teşkilâtı kanunu hakkımda viliyet ve bele, diyelerden mjtalea sordurmuştu. İstanbul vilâyeti sorgu Üzerine keyfiyeti şubelere » bildirmiştir. Gelecek mütalealar merkezde teş kil edilecek bir komisyon tari - fından tetkik edildikten sonra ve kâlete bildirilecektir. Bu mlinaebötle şehrimizde bu- lunan dahiliye Oo vektleti mahalli işler umum wüdürü Rükneddin. dün vali ve belediye relsi Lütfi Kirdar syaret etmistir, -08 - | < Ben de çok” memnunum. Hem sen ne kadar güzelleşmişsin Zeynep? Zeynep itiraz etti: Genç kız biraz düşündü: Zizi vasıl? — Güzel Çok güzel artik ber de sana hep Zizi derim. İki kır sevinçleüpüştüleri Val tiz merasimide böyle yapıldı: | Eli tuvaletini bitirmişti. Zeyne | bin elini tetârak; * — Haydi önceşuradaki sütçüye gidip karnımızı doyuralım.. Sonra | i İ İ İ — Bana da artık Zeynep deme, | HABE — dd Üç yaşında bir | çocuk İ Mangal üzerine İ düşerek yandı Kasmpazada “Küğük Peyale mahallesinde oturan Mustafânm üç yaşındaki çocuğu Salâhaddin dün annesi evde bulunmadığı bir sada mangala düşmüş, kurta rasak kimse bulunmusdığı için va | narak ölmüştür, Çocuğun cesedi müddelumumilikçe lanmıştır. | a Torununu öldüren kadın Mahkemede kızı da aleyhine şahadet etti Birkaç ay evvel Tarlabaşında alti aylik torununu, gizlice sürur otü içirerek öldüren Emorfiya a- 4mdaki ihtiyar kadmm muhake , mesine dün de birinci ağırcem mahkemesinde devam edilmiştir. Emorfiya, kızı Efsatratyanm Şe hab adımda birisinden gayrimeş - ru olarak kazandığı çocuğu ta - smmüden ve kasten öldürdüğü an laşılarık idam edilmesi talebiyle mahkemeye sevkedilmişti. Dünkü celsede çocuğun anasıyla babam şahid olarak dinlenilmiş ve ihti, yar kadmı itham etmişlerdir. Bisatratya demiştir ki: “.. Çocuğum bir müslüman , dan doğduğu İçin anam bunu | hazmedemiyor ve mütemadiyen | delrediimiz | tahkikata baş | Akşam Post Trakyada arteziyen açma faaliyeti Çocuklar arterfyem etrafındı sevinşle oynüuyetlar.. Edirne (Hususi) — Lülebur- gaz şehrinde arteziyen dahil 134 metrede fışkırdı, Bundan sonra İ bütün arteziyenlerin sularını şe. beke halinde şehir halkına ver . mek ve tevzi etmek işine girişile- cektir, Şehrin asfaltı üzerinde kurula” cak yeni mahalle bu suya dayana caktır. Lüleburgaz merkez ve köylerinde ve çifliklerinde fışkı. ran arteziyen sular; tam on yedi- dir . Köy öğretmen okulu ve Baba» eski z : arteziyenleri de fışkırmak üzeredir. Devlet Demir yollarında Seyitler istasyonunda olduğu gibi Uzunköprü istasyo” nunda da arteziyen fışkırmıştır. Malkaranın Karaağılmda Jin. yit sondajları yapılırken “zengin bir su fışkırmış ve bu arteziyen köye hediye edilmiştir. merk Bizden mal alıp Almanyaya satmak istiyen B alkanlılar sokeğr atmamı veya dartlicese- | Muhtelif Balkanlı tacirlerin İstanbul piyasasile ye vermem! söylüyordu. Çocuğu sürür otunu anan içir. miştir, Vaka günü çocuk birden bire baslalandı, o mütemadiyen kan kusuyordu, Yatakta da sü - rur bulaşıkları, vardı. Ansem bir şey olmadığım söyledi Çocuk doktora götürürken öldü... Şehab da ayni ifadede bulun. muş ve mühekeme diğer şahit . ler için başka bir güne birakti - mıştır, ———— Sokakta bulunan para Eğlence yerlerinde hovarda bir müşteri yukalandı Son günlerde Beyoğlundaki eğ. lense yerlerinde İllzumsuz yöre çok para sarfeden ve bir komls- yoncunun yanmda kâtib olduğu anlaşılan Necati adımda bir genç yakalanmış, Üzerinde 300 lira pa. ra bulunmuştur. Nösati bu parayı Beyoğlu cad- desinde “bulduğunu söylemiştir. Paranm birkaç ay evvel Beyoğ- Tu caddesinde para düşüren ar . tist Şevkiyeye sit olduğu zann&. j âllmektedir. v ENE EE EE VE da kuvafüre gideriz.. Hangi artis tin saçlarımı beğeniyorsun? — Hepsinin. — Olmaz. Birini seçmeli. Kâş larını, saçlarını ona göre yaptırma lı. Dur bakayım sana hangisi gi- der? Zeynebin saçlarını şöyle bir iki parmak darbesile düzelttikten son ra birdenbire haykırdı: — Sen tıpkı Klodet Kolbere ben hi ya.. Kendini hiç aynada görmedin mi? — Farkında değilim. — Sen ondan da güzelsin. Hem dâha körpesin. Zeynep biraz kızardı, Eli devam elti: — Ben ayda sinemadan kırk el li lira çıkarıyorum. Sen belki da” ha İâzla kazanırsın. Ama bu, bu İ kadarla kalmaz | maşlarını, ici ve zarif'eşyaları has | İ tebessüm parlıyordu. Lili, med - | temasa (o girişmelerinin sebebi etrafında bazı rivayetler çıktı Avrupada harb çıktığı günden, | beri şehrimize birçok OPalkapk tacirler gelmiştir. Dün konvansiyonele bir Bal - | gur deri . Süccar, iki. Yuzoslar. | fabrikatörü gelmiştir. | Söylendiğine © göre, muhtelif | Balkan memleketleri tacirlerinin | İstanbul piyamsiğle böyle çök si. | kı ve hararetli surette temasa gi- | rişmelerinin sebebi şudur: | Almanya Balkan memleketle - | rinden ihraç edilebilecek bütün mahsullere talib çıkmıştır. Fakat bunların hepsi, Almanyanm ihti, | yaçlarmı karşılıyumamaktadır. Türkiye ile Almanya arasında heniz yeni anlaşma yapılmadı. | Sabıkalı iki hırsız yakalandı İl 15 yaşmda, fakat birçok sabi- ka sahibi Şaban adındaki hırsız çocuk dün gece Vefada seyyar s& ter Mecilin evine girmiş, öte be, ri çalarken yakalanmıştır. Bundan başka sabıkalı lursz . lardan Servet de < Taksimde ma bailsbici Maksudun evini soyar , ken elirmimeşkud halinde yaka lanmıştır. | Her Iki hırsız da adliyeye tes. lim edilmiştir, Eli manalı manalı gözlerini sü zerek güldü. Saat on bire (yaklaşmıştı, Gü neşli bir mayıs günüydü. Zizi dük kânların camekânlarında teşhir &- dilmiş parlak renkli mevsim ku - retle seyrederek sinemaya doğru Yürüyorlardı. Şık, süslü kadınla rm ve âvare erkeklerin dolaştığı Beyoğlu caddesi sepet sepet me - nekşeler, sünbüller, iâlelerden ti ten ferahir ve yaşamak zevki tat” tıran bahar kokusile doluydu Zeynebin neşe ve ümitle pembe leşen yüzünde genç ve şakrak bir halinde birçok artistlerin resimle- ri bulunan bir yerde durarak: — İşte bürası, dedi. Sonra ar kadaşının yeni kuvalürden çik mış saçlarıma bir göz atarak; Bu iş hiç güç olmuyacak, di- ye ilâve etti. Sen çok güzelsin. Bi- zim patron da çok çapkındir. ğmdan bu memlekete ihracatımız tamamiyle durmüş bulunuyor. Halbuki Balkan memleketlerile aramizda mevcut ticaret mukave- isleri, bu meraloketlereihracs.yas-| sak olmıyan mahsullerimizin gön derilmesine müsaittir. İşte bam Balkanlı tacirler bu vaziyetten istifade etmek istiya - rek memleketimizden mahsul top- lamak've bunları yüksek flat . Inria kendi memleketlerinden Al, manyaya ihraç etmek niyetinde- dirler, Alâkalıların, şimdiyo ka dâr hiç almadıkları bir takım ip idui maddelerimişe istekli yazi - yete geçmeleri de bunu teyid et, mektedir. Sehir Meclisinden bir istifa Şehir meclisi azasmdan ve Beyoğ. Tu halkevi relsi Ekrem Tur ayni zamanda elektrik ve ifamvayi daresinin murakıbı, Ethem Akif de başbekimidir. Vekflet burlarm ber Iki vaz: foyi birden ifa edemiyeceklerini bildirdiğinden Etem Akif şehir imeelisinden, daimi encümene se gilen Ekrem 'Tur da elektrik ida, resinden istifa edeceklerdir. Zeynep tereddütsüz sordu: — Patron genç mi? — Pinpon ama, gözü hâlâ çöp lükte... Gülüştüler... Yarım saat sonra sinemadan gülüşe gülüşe çıkarlarken Lili: — Ben sana demedim mi, diyor- du. Artık sen de bugünden sonra altmış lira aylıklı bir kızsm. Son- — Senin sayende oldu Lilici - Kim. Nasıl teşekkür edeceğimi bil- miyorum sana, Lili huvardaca elini salladı: -- Adam sende, ne yaptım san ki.. Hem sen kendi güzelliğine te- şekktür et. Eğer kırk beşlik bir ka- kavan getirseydim, patron beni kapı dışarı dehlerdi. : Kölkola (girmişlerdi. Zeynep mesuttu. Hayat birdenbire onun için değişmişti, Çektiği sıkıntıla - rm hepsini birden başından kal | yetini kabul ödemem. | caktır. Dört sanalkâra mükü AKŞAM POSTA“ Sahibi ve Neşriyat füdür Hasan Rasim US Haya dali Resim seriysi, i KTEŞHİNİN oluş biri; gi sanati tarihinde şüpbesif 4 him bir gün olarak kayd tir: o yün Ankara'da iMesim ve Heykel Bunu sadece hükümetin, sani” larınızı himaye arzusunun Y” gb tezahürü diye karşılamak doğr” mazi resmi sergi açmak hÜKÜĞÜ£ sanatkârları, cemiyet hayati saslı bir sınıfı olarak kabul © onlara itimadını alenen Bildi demektir. Şimdiye kadr “iy bizde resim ve heykel anal yetişmesine çalışıyordu; te“ rın ve heykeliraşların eserler serşide toplaması, 0 serGiYi gf kilinin ve maarif veki ” yi ile açması ertik sangiküriadi * tişliğine inandığını gö vere mi sergi açan hükümeti İ# “Ben bu sanalkürların mese? de erbab olduklarını kabul Seyf rum, siz de onlara itlmgd “ÖĞ siniz” demesidir. gi! Ba ilk sergideki eserlerdef “gf sedecek değilim; gerçi kedi e kirne, ve anlayışına göre GÜ ya çirkin bulduğum tablefy# fakat bu bususta söz söylendi” ie” dimde biç bir salâhiyet sö rum. Yani resmi aucak Ü anlarım ve hükümlerimin M“ bie Üy bi ar rildi: hakem heyetine HİM intibabına elbette itiraz edeni gf Yunacaklır. Zennederim sertrsji l en büyük faydalarından Pi alarım Di Bu sergi münasebelile hesiz çok şeyler söylenecek, böyle münakaşalara sebeb Heyetin hükümlerinde ne d* kadar baklı olduğunu ancök gösterir; fakat o münekaşili” zuh ve tanlılık getirmesi Mg duğunu hepimiz biliriz. Zal” kifat, çoğu zaman, bir 1ş8104 yi bir tavsiye değil, bir sanal if edeyim, biç bir resim eseri W da hüküm vermek isleme” Targut Zaim'in, İkloci kazanan Eretyaş'ına nasil yım? sevinçle, gönlüm baktım: hakem beyelini" beğenmekle yanılmamış “İf hükmünü zâmanın dö tasdi sini çok isterim. Şurasını da meramunla el detmeliyiz: bu ilk serside VE. sim, eski'den çok daha ei yer almış. Ressamlarımız * nın. en son ceroyanların4 4 bile, yeni cereyanlarına ulik gi” teriyorlar. Öyle zanmediYli Türk ressamları, şairlerimi”. di muharrirlerimizden çok Meda ların birtakım oskiliklere PE mayıp yeni endişeler peşini malarına belki de (sün gi memleketimizde bir anas©” çe masi yardım ediyor. “Bar?” in de olurmuş hayırlısı Nurullah > » # a ai ia # K ki DEN ka ik Vak

Bu sayıdan diğer sayfalar: