Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
j î * baktı. Onları böceklerin gezdiği yeşil yaprak - lar,. “Gitmeliyim!.” Diye konuş- tu kendi kendine; ve öyle hisse- diyordu ki eğer hemen gitmiyecek olursa fidanlar tutmayacak,.. Da- ha doğrusu fidan dikme mevsimi geçiyordu, Bir aralık onları sipa- riş etmek için karısma — mektup yazmayı düşündü, Halbuki postayı götürecek motör bir hafta sonra kalkacaktı, Mevsim bir de geçe. cek olursa... Tekrar düşündü; ve ertesi günü adadan kaçmaya ka - rar verdi. Murat Murat oğlu incir fidan - larr için kendisine yardım eden müfrezeye bunu anlattı, -“Fidan- larr diker dikmez gelirim!.” Dedi; | Onlar gimdi balıkçılık yapıyor - lardı; ve reisşleri Murat oğlunun kaçışını gizliyebilecekti. İçlerin . den üçü bu fikre itiraz etti; reise karşı geldiler: “Yirmi dört saat içinde her şey anlaşılır!.” Fakat Murat ofğlu onlara öyle bir baktı ki toplantıyı bırakıp çıktılar, Elin- de bir çakı tutuyordu; ve biliyor- lardı; Eğer maksadını haber vere- cek olurlarsa neyapar yapar; on. lart eline geçirir; ve — hepsini... Müfrezeden dokuz kişi de Murat oğluna hak verdi: — “Haklısm, dediler; mevsim geçecek olursa fidanlar tutmayabilir!..” — Murat önünae baktı: — BSandalı Mete burnuna bı- rakmız, dedi; gece yarısına kadar her şeyi hazırlamanız lâzım!. Murat Murat oğlunun cezasmı tamamlamak için bu — sıralarda tam yirmi bir günü vardı, Murat şöyle yaptı: Gece yarısından sonra yataktan bir böcek gibi çıktı. Yerde sürü - nen bir böcek,. Sonra kayığa at- ladı. Karanlık bir gece idi. Karşı- da fidanların bulunduğu tepeye görmüyor; fakat hissediyordu. Kalım ve kaba yap. raklar yüzüne sürünüyordu. 5000 fidan! Hepsi de kendisinin yetiş. tirdiği fidanlar... “Benim de ola- cak!” dedi. “2000 fidan...” Ve toprak üzerinde Mete burnuna gelinceye kadar bir böcek gibi yü- rüyen Murat sularda bir balık gibi sessiz hareket ediyordu. Fa- kat bir aksilik oldüu doğrüusu... Kaçtığı gecenin sabalır, bir fidan meselesinden döküz seneye mah. küm edilmiş Murat Murat oğlunu yakaladılar. Bir buçuk sene daha yedi; ve bunu adada değil başka bir tarafta, duvarlar arasında geçirdi. 540 Hirasma gelince.:, İşte bunu vermediler, Çünki İmralı ni. zamlarma göre kaçan mahkümlar T T AD lüsü olduğu meşhurdur. Patatesin kaç türlü pişirileceği he- nüz sayılmamışsada bir kere hesaba oturulursa onun çeşitleri belki kırkı da geçer, Fakat insanı beslemek ve vücuda faydalı olmak bakım- larından acaba hangisi üstündür?. İlkin vitamin bakımından, patlıcan, ne kadar olsa, halis, yaz sebzesi, onun için vitaminleri daha bolcadır. A vitamini 70 Bi 20, B2 300, ölçü C vitamini de 20miligram. Patlıcarım kabuklarını çiy yemek mümkün olsaydı onlar da C vitami- ninden 80 miligram bulunurdu. Patates kuru sebzelerden sayılmazsa da büsbütün taze sebzeler kadar da sulu değildir. Ondan dolayı A vitamini yüzde ancak 55 ölçüye çıkar. Fakat Bl vitamini patlıcanda- kinin iki misli olduğundan sinirlere daha ziyakle sakinlik ve- rir. B2 vitamini 40 ölçü ile patlıcandakinden çok uzak kalır, C vitamini taze patateste yüzde 20 miligramdır, fakat pata- tes durdukça yarı yar:ya kaybeder. UUU D OA a a adai HABER — Akşam Postası Yazan: Dr. G. A, Madenlerin çeşitleri bakrmından ikisi de tamamldır. Fa- kat yüzde nisbeti düşünülünce patates patlıcandan çok üstün çıkar. Meselâ çelik patateste yüzde 1 miligram olduğu halde patlıcanda onun yarısı kadardır. Manganez nisbeti olduğundan patlıcanın çeliği fazla sert olur, akıllılığa İkisi de bütün yıl içinde, şüphesiz, en çok yediğimiz iki önemli sebze,.. Biri Yaz mev- siminde yağlıca yemeğe kud reti olanların sofralarına neşe verir. Öteki yaz ve kış et ye- meklerinin İlezzetine lezzet katar, hem de keseleri pek derin olmıyanları doyurmak için onlara teselli getirir. Türlü türlü pişirilmek bakı- mından biri ötekinden aşağı kalmaz, Patlıcanın kırk tür- aksine Güzelliğe ve faydalı iyot madeni patateste patlıcandakinin he- men iki mislidir. Kanımızın temeli olan sodyom madeni pat- lıcanda ancak 5 miligram patateste onun dört misli bulunur. Etlerin temeli olan potasyom madeninden de patlıcanda 220 miliçram, taze patateste 450 miligram, Geçlik veren man- yezyom madeninden bile patlıcanda 12 olduğu halde patates- te 30 miligram, Yalnız fosforla kireç arasındaki nisbet patlı- canda 0,67, patateste 0,25 olduğundan bu iki maden bakımın- dan patlıcan daha faydalı olur. Buna karşı patatesin büyük bir meziyeti 7,84 — derece- sinde alkalen olmasıdır. Bundan dolayı şekerli hastalara — ekmek dokunduğu halde « patates hiç dokunmaz. Patlıcanda alkalen olmakla beraber derecesi daha az ancak 4,04 dir İnsant beslemek bakımından ikisi mukayese edilince de patates patlıcandan üstündür. Patlıcanda albümin yüzde 1.3, yağlı madde 0,2, şekerli maddeler 5,5 olduğu halde patateste sırayla 2, O,1 ve 20 dir. Demk ki patatsin besleme kudreti patlıcandakinin dört misline yakındır. Patatesin bir iyiliği de, kabukları soyulmadan suda haş- lanıp sonra kabukları cıkarılarak yemek mümkün olmasıdır. Bu tarzda pişirilince terkibinden hiç bir şey kaybetmez. Üze- rine tereyağı sürülerek tuzlarıırsa <daha nefis olursa da öylece de yenildiği vakit gene lezzetlidir. Halbuki patlıcan külde pişirildiği yahut suda haşlandığı vakıt terkibinden birşey kaybetmese bile öyle ve hiç yağsız yenilebileceğini tecrübe eden yoktur, — Manlarlı muşambalar, — siorlar, perdeler vesair her lürlü TEFRİŞAT levazımatı, Beyoğlunda BAKER mağazalarında her yerden müsa it şartlar ve ucuz fiyatlarla sa- tlmaktadır. Beyaz eşya daire- mizde haseler, yatak çarşafları ve yünlü yatak örlülerinin fiyat ları kıyas kebul etmez derecede ucuzdurlar ve rekabetten âridir- !cr birikmiş paralarını — alamazlardı. Müurat oğlu terleyen alnımı sildi; “2000 fidani” dedi “bana 2000 - fi- dan lâzım!,” Bir buçuk sene sonra Murat Müurat oğlunu köyde karısı karşı- ladı. Bir saman çöpü — gibi onu sapsarı buldu: “— Murat de- di; kendine gel!, Unutmaki şimdi bir çocuğumuz da var! Bir fidanı- mız!” Murat Murat oğlu dokuz &ene. denberi çocuğunu ilk defa görü. yordu. Onu kucakladı: — Evet, dedi, bizim fidanımız!.. | Ve, yavaş yavaş, üçü de çarka | sdeceklerin de belli gün ve saalle Kasımpaşada bulunan komisyona dngru xurudulor KENAN I'IULÜSI müracaalları. (31._)_)) a fK:Erkek ULKU LISESI (Uşak) Gecel-Günse! (Yüca Ülkü) müessisi Hamdi Ülkümen tarafımdan (Uşak) da tesis edilen Yeni Lise 10. 10. 939 da tedrisata başlamıştır. Bu yıl bu okula almacak öğrenci sayısı mahdut olduğundan yeniden veya naklen kaydolunmak istiyenlerin ilk önce yazı ile müracaat ederek ver olup olmadıgmı sormaları gerektir. L ünai he 4 at SESİ UÜB n aPi ST el ada , « ı Deniz Levazım Satınalma Komısyonu ilânları Marmara Üssübahri K. - Satımalma Komisyonundan - Cinsi kilosu — Tahmini fiyalı lik teminalı Eksillme gün ve saati Kuruş San, Lira Krş, Kuru fasulye 45.000 15 50 | bRÜ. 18 25 hbirinciteşrin 939 il 1 — Komutanlık kara birliklerinin senelik ihtiyaclarından olup, yukarıda cins, ve; miktarı yazılı iki ka: lem yiyecek maddeleri, ayrı ayrı kapalı zarf usulile eksiltmeye konu lmuştur. 2 — Eksiltmeleri İzmitte Tersane kapısındaki koömisyon binasında yapılacaktır. Şartnameleri bedelsiz olarak komisyondan almabilir. 3 — Eksiltmeye iştirak edecek İsteklilerin 2490 sayılı kanunun istediği bu işle alâkadar olduklarını gösteren ticaret — vesikalarını ve yuükarıda hizalarında yazılı ilk teminatlerile birlikte hazırlıyacakları reklif mektuplarını muayyen gün ve saatlerden tam bir saat gvveline kadar komisyon başkanlığına ver- meleri, — “*8200” EEKERE TTTT U OD Ür. Hecaettın Atasagun Sabahları 8.80 a kadar; akşam. ları 1?7 den soura Lâleli Tayyarı Ap, Darre 2; Na 17 de hastalarımı kabul esler. (Telelon. 23953) kokok 1 — Deniz hasltanesine monta edilmek üzere bir adet etüv makinesi 21 birincileşrin 939 larihine rastliıyan cumartesi günü saat 10,30 da pa- zarlıkla alınacaklır. 2 — Şarlnamesini gkürmek istiy enlerin hergün ve pazarlığa iştirak PLÂNŞ 72 5. ATILMIŞ OLTA a makara b çengel 5. F: la canne tendue a le moulinet b le ecrochet 5. İ: the fixed fishing - rod a the reel or winch b the hook for fixing the rod 5. A: die ausgelegte Angel- rute & die Spule b der Befestigüngsha. ken 6. BALIK KOVASI (delikli kapağı ile) 6. F: le seau â poissons (a- Tarama usulü av TIT vec couvercle ajour&) 6. İ: the tin pannier for hol- ding the caught fish (just as often, if not ölte- ner, baskets are uüsed whieh are called: fishing. baskets or creels) 6. A: der Fisehkessel (Fisch. kasten) - , KEPÇE T. F: Vepülsette /. T. İ: the landing - net or spoon - nct (the scoop - net, the hand . net, a fis, hing - net) . A: das Fischnetz (der Fisehha- Handhamen, |l men) F- Lâ pöche â la drague rau troublet; : Fis'n- hirmg in Brooks; A: Die Bacntischerei 1. BALIKÇI . F: le pöcheur 1, İ: the fisherman l1, A: der Fischer 2. DERE 2. F: le ruissecau $. İ: the brook 466 2, A: der Bach 3. TARAK | A.D balik üvi | 3. Fs la dragüe (le troubla, | le truble) | A-D la pöchr h 3. İ; the stake - net (a kind PLÂNS "? IV of bağ - net attached to two polea or stakes) A.D fishing (fishery, catching of fish) 8. A: der Seherhamen A-D dör Fisechfang Balık merdivenl Fi L'öchelle â saumons ç(â polssons; İ: The Fishway; A: Der Fischwresa 3 # 2 BALIKLARIN (3 No, lu) BENDİ AŞMASINA MAHSUS MERDİVEN whereby fishes mirrafing up the river or upstream (ascending the river) al- so called anadromous fishes, mav övercome ihe height of the waterfali 3 2 A: die Fisehleiter (in ihr überwinden 1, 2 F: İ'dchelle /. d'un bar- raze (permettant aux : polssons remontant le 1 courant de franchir 16 e barraze 3) t & aufwürts Fisehe die Höche des Wasserfalles 3) wandernde the fish . ladders, Balıkları Üretme F:ı La piscıculturae; İ" Artificial Fish - Culture or Pisciculture; At Die künstliche Fisctizucht 1. SU BORUSU (suyun gel. “Züger”. jar) diği boru) 2. A: das Brutglas (Züuger- 1. F: I'arrivöe /. d'eau (le glas) tuyaun â eau) 1, İ: the water inflow - pipe 3. YUMURTA TEKNESİ 1, A: der Wasserzufluğ (yalak) 8. F: l'auget M, aux alevins 2. TFFTİH KAVANOZU (au frai) 2. F: le bocal d'incubation 8. İ: the trongh for recelving 2. İ: the breeding - jar (the İry (the reatring - fank) 467 Pathcanla patates BİRİNCİTEŞRİN d ıgaq Mıxroîon KarŞ"" sında yıldızlâr Her artistin sesi, tabitaile, ” kuvvette değildir. Sinema Ü da hepsinin sesini aynı k“ olarak işitmemiz ancak Ss€5 hendislerinin müracaat etî:ılsWİ sülün sayesinde mümkün ol tadır. i ' Ti girr safesi, bu sebebledir ki, Şahsa h re değişmektedir. Grela V f mikrolondan de'ma bir bul;'—'-k re mesalede bulunmak mecb tindedir. An Sotern'in « bodan daha kuvvetli ) mikrofon ona 1,80 metre me=3 " bulundurulmakta ve mikroi” diyalframı artiste doğruü ;e mektedir. a Janet Mak Donald ile N& Eddi birlikte teganni ettiklefi ; kıt bilhassa kendileri için b mış bir mikrofon 30 santit” mesalede önlerine konur. NE? Eddi ve Lavrens Tibel gibi tonlar seslerinin sinemada taü'* gerile anlaşılması için bütün © vetlerile teganni etmek mecbüf” tindedirler. Sesin fazlalığı blıâw ra filme alındıktan sonra âY dilmektedir. çai i ise Gretâ u Joan Ktavfordun sesi Kalm dm sesidir. Bu artistin de © - fonla mesafesi Greta Gar v _.__-ı — Mikrofonların Aartistle olam 3 el B orduğu İAt I'A /;g: be is;ı V SY BŞ ıî' duğu gibi bir buçuk metrcdlf'öı. ' Incecik ve zayıf sesli JudI landın mikrofondan mesafesi cak 90 santimetredir. ğ En küvvetli sesli artist 4 * Beridir. Bu artist normal 0187 konuştuğu zaman bile mılı:r("îı dan'iki buçuk metre ötede 01 dır. Aksi takdirde ses sine gök gürültüsünü andırmakta Deanra Duı"l:ıin'în — pabucu « «47 dama atılıyor! Tatlı seı“ tist Deannü bin on ye gına girmiş » lunduğu wl" tık afacan Vy “vimli küçük “rolü yapm'k - eç temediği için (livud şııııcli “yerine ba$ risini ye ın' : ğ%iıif h ; Gloria Jean M mekle meşguldür. Bu 3enl | “On bir yaşmdadır ve işmi ria Jean dır. y Yeni “yıldız,, la vaktiyle y na Durbini bulup yetış.tu'lîîjl Joc Pasternak — meşguldür. geçen sene Holivuda geti aylarca süren derslerden Va rübelerden sonra bir film ç miştir. Bu film rağbet güzel sesli ve sevimli küt meşhuür — olmüştür; buği ikinci filmine başlıyacaktif: Cevrilmesine mus"ı " edilmiyen bir fi bif Senaryosu nazi aleyhtaf? vusturyalı taralından yaz filmin — çevrilmesine İ“gll sansür müsaade etmemiştir , de Her Göbels, mâireşal Gör bj hattâ bizzat Her Hıtlerd vardır. Almanya ile harP eri bulunmasına rağrien İngil ı || le bir filmin çevi'lmesini m görmemiştir. n * Büyük İngiliz — artisti yf Lovgton — Notre Dame * M filminde vaktile Lon c,-_mey : dan temsil edilen kanbur mu’df almak: üzere Holivuda'fi Artist orada Betti DaWBi tı.ıâj miş ve ona bütün Iı"n'e]îıendjsi defa — seyrettiğini, s»inemanın — en iyi iyİ Jığını söylemiştir. * Fransada yerleşen 4 M jisörü Pabstın harp ! dan biraz evvel a!PlMeI manyaya — döndüğü y ş Franstz gazeleleri Almaf eli : rütbesinin refedilmesi! tedirler, D .| h h Ar v | t - flf ıı fırırıııaışxııırii — (K 'N S den Lejiyon dönerun £ ”t&’ |