Weodinin sözleri çok omantr « Sir Duglâs Haig ve sir Bon on Lav bunu teslim ve detekti" > İseğini kabul ettiler. AD eden hazırlıklar yapıldı ve te Ceyms Nobodi, yirmi kişi “idir müfreze ile Vermel ile Oş da Basse istikametinde bir Yaparken Aimanların kur bir tuzağa düşerek esir ol x Modi, geceyarısı harabe halin i T köye sevkolundu ve arkadaş beraber yarı yikilmiş bir ki- * kapatıldı. Kilisede (başka “ de vardı. Bunların üzerleri Miş, hepsi isticvap olunmuş tesi sahah muhtelif üsera ka- larına gönderilmek © üzere amışlardı, *Yms Nobodi ve arkadaşları boyunca ( sıralandılar ve *İhde ne varsa birer mendile Kitmağa davet edildiler. Nobo hat ederek, cüzdanı da dahil, (“inde ne varsa mendili ve A işi bir zabitin nezare © iki onbaşı tarafından Yapıl “Aytd. Üstünün aranması ta- A anan esir, bir jandarma tara” sradan çıkarılıyor, men iniyor ve bir mass bi öitlerden biri, esire sualler sor rleri onun evrakı” ar, isticvap data işare edip esirin is- hizasma gönderileceği kam- Bardağı şehir ve numarası Yordu. bu işler metodik bir ş& fakat süratle yapılıyor. üstünün araştırılması İN on dakikadan — fazl Yor ms Nobodiye sıra en Sonra » Tercüman zabit ona sordu: e İsminiz? tektit cevap verdi: Artür O'Flanagen Nerede ve hangi tarihte doğ” 2? si, 4 şubat 1869 da Dublinde Mesleğiniz nedir? Gazeteciyim. “Dublin Adver- ».Bazetesinin başmuharririy- . “abı yapan zabit başını kal- “ve esiri alâka ile baştan aşağı « Sonra şuallerine devam et- N Bu gazetenin siyasi meşrebi Dublin Advertiser Sinn Fein min fikirlerini meşreder. », © arkadaşile bir göz işareti tan sonra: » Peki, dedi, Sinn Feinin fikir- iştirak ediyor musunuz? Bütün kalbimle. İk Su halde İngiltereyi pek sev- <niZ lâzimgeliyor. İgiltereden nefret ediyorum! ke onu birdela daha Süz Mademki İngiltereden bu A, vefret ediyorsunuz, neden &, İizmetindesiniz? İl i omuz silkti ve acı bir e Cevap verdi: Baska türlü hareket etmek 5 lütlen bana gösterir mi Hakkınız var, mecburiyet. 4 <iniye düşündükten sonra Söylediklerinizin doğru ol - ik dair nereden delil bula - © $ Deliller orada... le diğer zabitin önündeki gösteriyordu. o Arkadaşı İle konuşurken Onun ey. “tetkik etmiş olan İşaret edi- Mbit müdahale etti: Doğru, söylüyor. Önündeki kâğıtlar hakkında Verdi; ni koy | Nakleden; Fethi KARDEŞ — Işte Mister O'Flengenin baş- muharrirlik vesikası. Bir de Sinn Fein partisi mensubu olduğuna dair vesikası var. Birkaç tane de | | Deyli Meyil ve Deyli Ekspres Ra- | zetesinden kesilmiş parçalar var i ki, bunlar kendisinin 1913 İrlan - ıda ihtilâline iştirak ettiğini ve İn. İ giliz askerlerine ateş ettiği için iki sene hidematı şakaya mahkum olduğunu isbat ediyor, Bunlardan, “»ndisinin bize söy ledliklerinin hakikat olduğu neti - cesini çıkarıyorum. Arkadaşma yaklaşarak kulağı - na fısiidadı; — Bakın askerlik vesikasmi a- İm ve birinci sayfasına kırmızı | mürekkeple yazılmış oan kaydi okuyun. ç Zayit baktı ve şu cümleleri gör” | dü: l “Sinn Fein partisi erkânından Völduğu için tehlikeli bir odamdir. | | Yakından pezaret altında bulun - | durulmalıdır. biribirlerine Üç Alman zabiti warak gülümsediler. Askerlik | kasındaki bu kaydin onlar i - İ çin en mükemmel bir tavsiye mek tubu teşkil ettiği anlaşılıyordu. O amana kadar Almanlara esir dö n İrlandalılar arasında Nobud Bu vaziyette ondan azami isti | fade etmek lâzımdı. İrlanda kuv vel seleriyesi için Almanlar dah: iyisini bulamazlardı. Ancak, ken disine sarih bir tekliite bulunma dan evvel zemini yoklamak istedi ler. İsticvabı yapân zabit, Nobc dinin önüne, Bose mıntakasındı İngiliz kıtalarınm bulunduğu ara zinin büyük mikyasta bir harita sını açarak sordu: " ..Tğ..ur.. — İlik hatların mühimmat de polarının ve mitralyöz mevzileri - nin bulundukları yerleri bana gös- terir iz? Nöbodi bu suali bekliyordu. Hat tâ buna o kadar hazırlıklı idi ki kumandana (tavsiyesi üzerine 6 gün öğleden sonra İngiliz hatlarır daki mühimmat depoları ve mit - ralyöz mevzileri süratle başka yer lere nakledilmiş bulunuyordu. (Devam var) 364 HABER — Akşam Postası gi | bir taş Cavadinin tercüme ettiği sözleri mi sakin bir dikkatle dinliyen Bo- ha - Rutiye birdenbire sordum: -— Boha « Ruti! Sizin yıldızlara gitüğiniz hakkındaki rivayetler ya lan mıdır? Böha - Ruti iri, vahşi «üme baktı. Parmaklarile siyah sa kallarını karıştırarak susuyor, yü“ zünde derin bi; istihzanın parla dığı gö. Güyordu. Soma, birdenbire karar vermiş gibi: Beğrudur! dedi. O vakit istihza (sırasının bana gelmiş olmasına wemnun olarak atıldım: — Muhterem Boha * Ruti! Gök” | lere bu seyahatiniz bazı peygam | berler gibi sırf rubani mi, yani ruya ha.ihde mi, yoksa cismani mi, yani hakiki ovücudunuzla mı vaki oldu? İ Boha-Rutinin gözlerinde âdeta bir yekâ yanardağı fışkır nuş gibiydi. Benim ince ve gizli istihzamı kemen hissetmişti. Bir , islihkar ilade eden - in yıldızlar diyorsunuz! dedi, Asi dünya (onlardır, Belki bizim dünyamız bir yıldızdır! Boha * Rutinin ne demek İste- | diğini pek anlamış değildim. Fa j kat gözleri bu kadar heybetli olan bu kuru, cılız, sıska adama hay- cetle bakmaktan kendimi alamı yordum. Şüphesiz bu adam, sene | lerce karanlığa alışmış ve gece bak İ tağı için bu kadar büyümüş olan İ du gözlerle yıldızları bizden başka türlü, çok daha berrak görmektey di. * Şimdi, 6 garip, Yöslorlü özleri” fi kırparak, hakikaten kendi alış- tığı âlemi imiş gibi yıldızlara ba kıp susmaktaydı, Sonrâ birdenbi ve bana döndü: — Maamafih, üstünde yaşadığı i mız bu yıldız bir girdaba düşmü bir taş parçası olmakla beraber a sıl kâinata hiç de uzak değildir deği, Sihirbaza sordum: — Bizim dünyamız hangi gir daba düşmüş, bir taş parçasıdır? JOZEF BALSAMO parıltılı | gözlerini kırparak uzun uzun yü: | ” Hindistanda dünyanin en eski insanları arasında Yazan: 1, Buseh 35 yılını vahşiler arasında geçirmiş bir Almah sevyahı Bizim dünyamız girdaba düşmüş parçasıdır! Bununla ne demek istiyorsunuz? Sihirbaz o vakit kuru parmağı Pat yıldızlara doğru kaldırdı. - Semada büyük cereyanların dışında kalan girdaplar “vardır. dedi, feza çukurları! Üstünde ya- şadığımız yıldız işte bu girdapla dan birine yuvarlanmıştır! Onun için kâinatta dolaşan büyük sema akıntıları buraya pek nadiren çar par! — Sema akıntıları mı? Bunlar İla ne kastediyorsunuz, Boha - Ru- tül Boha - yah sakallı, kemikli yüzü parlayarak devam etti! — Semaya ait hiç bir şey bil - mediğiniz için size anlatmakta güç lük vardır! dedi, Fakat mademki hakikatleri aramak için dünyayı dolaştınız, Size bu hakikatleri söy lemek isterim!. Sema (akıntıları, benim (kâinat yaratıcı cereyan- lar) dediğim kuvvet dalgalarıdır Bu dalgalar geçtikleri yerde bizim cisim dediğimiz her şey asılları © - lan seyyal intizazlara tahvil eder- ler. Bu ihtizaz yığınları bütün kâ inat: bir anda dolaşır. Tekrar mukabil akıntılar bun ların üzerinden geçince eski cisim lerini alabilirler! — Hiç bir şey anlayamıyorum. muhterem Boha-Ruti!., Boha-Ruti güklü. Bembeyaz diş leri ayda parlıyordu. — Yıldızlara gitmenin mühir bir şey olmadığını sana anlatıyo rum dedi. Kâinatın böyle dalga « ları vardır ki, semaları doldurar. seyyal maddeleri cisme tahvil e - Ruti, zayıf, kıvırcık si ayda eklen -O'R Tenis kupasını Dağcılık klübü kazandı İstanbul mıntakâsı tarafından tertip edilen tenis turnuvası Fe- nerbahçe, Dağcılık ve Beyoğlu spor klüblerinin iştirakiyle ya" pılmıştır. Dağcılık klübü, Beyoğlusporü 4 -7, Fenerbahçeyi de 4. 7 mağ- | löp ederek kupayı katanmıştır. İkincilik için Fenerbahçe ile Bayoğlu spor parar günü Moda klübü sahasında karşılaşacaktır. ana Gece maçları tehir edildi Dün gece Şişli Çocuk Esirge, me Kurumu menfaatine yapıla- cak olan (Fenerbahçe - Şişli maçı yağmur dolayısiyle tehir &- dilmiştir. İki takım arasındaki futbol maçı ayrıca ilân edilecek, tr. —— Kongreye davet İstanbul Güreş Klübü müessi- sin heyetinden: Yeni teşekkül eden klübümt, | zün idâre heyetini intihap etmek Üzere 8 teşrinievvel 939 pazar günü sabah saat onda içtima e- | dileteğinden Kumkapıdaki binaya (gelmeleri rica olunur, Alemdar Sineması CASUS AVCISI KIRIK HAYAT derler ve yeni yeni dünyalar mey daha getirirler. Mukabil cereyan- lar da vardır ki, onları tekrar sey- yal maddelere tahvil ederler! (Devamı var) Kitap'arınızı | bilimum azanın | İ:si sene olduğu gibi, bu yıl da pi VakıtKitabevin- den alınız JOZEF BALSAMO a ŞEY 5 Askeruk şuues.ns davet Falih Askerlik Gubesinden: Aşağıda isimleri yazılı Erbaş ve erlerin şubemize gelmeleri ilân 0- lunar: Tayyare başçavuşu Ahmet oğlu Ma Tabir 319 Fatih 51/1 Tayyare başçavuşu Osman oğlu Mustafa Lütfi 312 Doğ. Makonisi Eri Tevfik oğ. Rifat 319 Fatih 3/3 Davet Istanbul muudesumumiliğinden: Istanbulda bulunduğu (anlaşılan Tirebolu ceza hâkimi Şevket Akı- nan hemen ıemuriyelimize müra- cali, SEHIR TİYATROSU Tepebaşı Drem kis. mında 30/9/939 Cumar- lesi akşamından ifiba - ren tenasillere başlıyor. em imi KOMEDİ KISMINDA IK! KERE IKİ İstiklâl caddesinde komedi kısımin« 30/9/9039 Cumartesi akşamından itibaren temsillere başlıyor, İS BİÇKİ ve DİKİŞ sap Esaslı öğretip musaddak diploma veren AEKTAR K. ZARUKYAN .slebe kaydına başlanmıştır; 'azardan maada her gün 9 - 1: ve 14 , 18 e kadar müracaa abul olunur. Adres: Beyöğlu Altınbakkal Babil caddesi o. 63 Londra ve Parısiu en meşhur fabrikalarından gelen YANLAR için son moda ve yüksek fantazi MUŞAMBALAR ve MANTOLAR, Beyoğlunda BAKER mağazaların. da teşhir edilmek ve göyet mü. sait şerait ve ucuz fiyatlarla sa. tılmaktadır. Çeşitler tükenmeden evvel ihtiyacınızı şimdiden temin ediniz. 949/1126 Beyoğlu 1 inci Sulk Hukuk H.. imliğinden; Mehmet Nekinin OKasımpaşad. ait tersanekapı eski 17 yeni 27/4 No. kahveci Ahmet aleyhine açtığı davada müddeialeyhin ikametgâhı. nın meçhuliyeti haşebile mahkeme ce 20 gün müddetle Ninen tebliğe! lerasına karar verilmiş olduğundan mahkeme günü olan 17. 10. 939 tari binde saat 10.30 da bizzat veya bilve kâle gelmeniz tebliğ makamına kâ- im olmak üzere ilân olunur. (RK. 1 266), 361 İhtiyar hizir yürümeğe başla. dı. Jilber de onu takip ediyordu. ihtiyar Jilberi sıkmağa başla yan derin bir sessizlikten sonra: — Size benim evli olduğumu söylemeği “unutmuştum, dedi. —AL — Evet, karım tam bir Paris kadını gibi geç kaldığımızda dolayı bize söylenecek. Bundan başka size #öylemeğe mecburum ki yabancıları pek sevmez. : — İsterseniz ben giderim . — Hayır, dostum, hayır.. Sizi evime davet ettim. Geliniz. — Geliyorum.. — İşte şurada sağdaki ev.. Jilber başını kaldırıp köşede ki bakkal dükkünmin üzerinde bulunan levhada Plâsttiye soka, fı kelimelerini okudu. İhtiyar, evine yaklaştıkça â- deta koşuyor gibi sür'atımı arttr rıyor, o nisbette de telâşi artı, yordu. Delikanir arkallaşını kaybet » memek için koşmağa mecbur ola” rak yolçulara, arabalara, hamal, lara çarparak geçiyordu. İhtiyar Jilberi unutmuş gibiy. di, Hal ve tavrı kafasmdaki de rin bir düşünceyle meşgul oldu. ğunu gösteriyordu. Nihayet bir kapmın önünde durdular. Kapınm bir tarafında ucu görünen ipi ihtiyar çekince bir zil sesi işidildi ve kapı derhal açıldı. O zaman, arkasına bakarak içeriye girmekte tereddüt eden Jübere: — Gel evlât, gel,, diye söylene di. Delikanlı içeriye girince kapr yı sür'at ve dikkatle kapadı. Ka, ranlıkta bir kaç adım gittikten sonra Jilber meridivenin ilk be samağına çarptı, oralara alışmış olan ihtiyar bu dik ve karanlık merdivenin henüz on iki bâsa- mağımı çıkmıştı. Jilber de onu tâ, kip ederek eski bir sofada durdu lar. İhtiyar, oradaki kapının üze rinde asılı duran tavşan ayağını ihtiyatla çekerek zili çaldı, O za- man içeriden bir kadın sadasr duyulmakla bir kap: açıldı. Eli, elli beş yaşlarımda bir kadın kapının önünde göründü. İhtiyar: — Sevgili Terez pek geç mi kaldım?, diye seslendi. Kadın hiddetle haykırdı: — Jak ne güzel vakitte bizi yemeğe mecbur ediyorsun! ihtiyar, içeri girip kopıyı ka, payarak ve Jilberin elindeki kus tuyu alarak: — Merâk etme, bunları hep tahmin ederek geçinmek için gün de bana altı su kifayet eder. — Pek güzel, pek güzel dos, tum, işte ben insanı böyle seve“ rim, Benimle beraber Parise gel, orada şize hür bir san'at bulu - tüm, onunla geçinirsiniz. — Ah, mösyö teşekkür ederi.m Fakat ben cidden ve hakikaten çalışmak isterim, bana bir sada- ka gibi ücret verilmemek şartile. — Evet oğlum, merak etme. Bahusus ben sadaka verecek ka, dar zengin ve rastgeldiğime ve- recek kadar da deli değilim. — Pekâlâ, işte böyle konu mayı pek severim. Teklifinizi kabul ile teşekkürler ederim. — Benimle beraber Parise gel, meniz kararlaştı değil mi? — Evet mösyö, eğer müsasie ederseniz?. — Elbette müsaade ederim, Çünkü ben teklif ediyorum. — Size karşı vazifem ne ola” cak?, — Hiç.. Yalnız çalışmak., Bun- dan başka işinizi siz yoluna kor ve tayin edersiniz.. İhtiyar bastonuna kalktı: — Şimdi sizin bir hizmetiniz, bir vazifeniz var, artık bu karar- laştı, Arzu ederseniz bir kutu 6t daha toplarız, evimdeki kaba kâğıtlar üzerine kutudaki otları dayanıp tasnif eder, sonra kutuyu tekrar doldururuz. Ha hatırma geldi, karan aç mı? Biraz ekmek daha var, — Arzu ederseniz o ekmeği öğleden sonraya saklarız. — Hiç olmazsa kirazları ye, çünkü elimizde yer tutar.. — Başüstüne.. Fakat müsaade ediniz de kutuyu ben götüreyim, bu sünüz, ben gencim, çabuk yorul- mam, etle siz daha rahat yürür. — Bak! bak!.. Siz bana uğur- lü geldiniz, sabahtan beri arayıp bulamadığım bir fidan işte orada duruyor, dikkat et, ayağınm yâ» nında Hiğer bir fidan var, Sab. ret, sabret, koparma çünkü siz san'ata henüz vâkıf değilsiniz .. Biri daha henüz rütubetli, diğe“ ri daha olmamış. Bu akşam dö- nerken birini koparırız, diğerini de sökiz gün sonra. Onu dostla» rımdân bir âlime yerinde göster. mek isterim. Şimdi haydi beni © (kapılır) yosunlarını gördüğün yere götür. Jilber önde ihtiyar arkada or mana girdiler. a ei —i Jifber, en meyus zamanlarm - da kendisine himaye eden birini bulduran taliinden memnun ola, yak önde yürüyor, arasıra “a