ç 23 EYLUL — 1939 İRİSTOF TOLOMB'UN İUMURTAISNA İOĞRU ii . Yazan: VASFİ RIZA ZOBU m evvelki konuşmamızda Heber düşüdebir hayı dan bahset ettik. Zaten Sakir “park,, lâkırdısı açılsa “bir dertdir. kabarır.. Bu da & Gülhane parkının bugünkü dir. Fanın her taralında, ie şehrinde, parklar en 2 XS, istirahat ve gezme yeri" 4 Amerikadan İranın orta- X Mısırdan Rusyanın şimali bilinen memleketlerdeki ! “AF safakin beraber halka 2 Bece yarısından (o sonralara « kapanmaz. Şehrin en güzel aları, en eğlenceli gazinola” zengin çocuk bahçeleri, en “at yolları ve en düzgün bil şoseleri bu parkların i ir... Geceleri her taral ışıl * Sağdan soldan müzik 8es &lir. Gündüzleri işlerinde yo- bunalan o memurların en Üava alacakları, gezip eğle- “ri yerler de: Bu umumi ağaç altları, lokantaları. enn çaldığı meyda” alındaki sıraların üstüdür, nın hiçbir parkı, bizim tabi güzelliğe malik “e. e kadar w Mana caddesi, uzun senele İtiştrebileceği muazzam 8 |, * çıkılan tepeleri, (inilen darı, geniş meydanları. eşi an boğazın manzarasile, va denizinin (sahili; yani &üzelliklerin toplandığı bir > dinin ormanla enin adasını, Viyananın Moskovanın kültürparkı- in Gülistanmı bilmiyen İren, içinde zevk o sürmiyen. tek insan kalmamıştır. Bü “NN nerede olduğunu hatır İstanbul'ular kaleme gel- kadar hesapsızdır. tığı, vasıtasızlığı, resmi © ticari büro ve mağaza” > ihtarını tektar etti; bu seler o sustu. Fakat ını sıkarak Oo Nobodiye bir işarette bulunmak» ini a'amadı. çıkarmamıştı &,> verebilirdi zaten? Mü- Siemiyecek hale gelmiş Bir abele edilir mi? ig yana dönerek: İdelim, dedi, çok müthiş bir 51! vu Nobodinir yaşadığı gibi Eğ ların karşısında Gülhane ! eş Yi stanbnlun parkları, manifatura “dükkânları gibi saat yedide kapanırken... —| | ların kapandığı saatte kapılarını örtmesi... de tesadül edilemiyen bir kararla akşam, daha ortalık kararmadan, galiba saat yedide kapanır, sekiz- | de içi tamamen boxanmış olur. Bir iki senedir iş tatili zaman ları bizde de muntazam bir şekle girmistir.. Mağazalar, bazı büre- | lar aksam saat yedide kapar.. İş | tanbul tarafında oturanlar . için gidip vakit geçirecek bir (bahçe yoktur, çünkü parklar, manilatu- m. Resmi memur daireden < beşte çıkar. Fırından ekmek, kasaptan et, bakkaldan peynir alıp da eve gidinceye kadar saat altı buçuğu bulur. Elini yüzünü yıkasın? üs- tünü başını değişsin? yoksa karısı ve çocuğu hazılanıncaya kadar mı beklesin?,. Peki, saat kaça geldi? İstanbul tarafında Fatih, Sul tanakmet parklarından başka dür yanın en muâzzâni ve güzel parkı vardır. Fakat iş sahibi bir, İstan büllunun bundan İstifade etmesi" ne imkân yoktur. Bu, Allahın ver diği belediyenin de dünya kadar para sarfedip muhalara (ettiği parklardan istifade (etmek için yâ çocuk, ya kadın, yahut da mü- tekaidinden olmak lâzım.. Fakat çocuk mektepli, kadın kocalı, mü” tekait de dermansız olmamak şar tile... Cemil paşa tarafından Gülhane parkı açıldığı zaman (İstanbul şehrine Osmanlı (imparatorluğu hâkimdi. Tramvaylarda perde, va- purlarda bölme daha kalkmamış haremle selâmlık evlerimizden da Sa çıkmamıştı. Tiyatro ve sine malar kadmlara gündüz, erkekle” re gece kapılarını açardı. Umumi hiçbir verde kadınla erkek vanya na oturamazdı.. İşte Böyle bir za i manda parklar açılıpta kadın er kek beraber girince, İstanbul s0 kaklarında, mahalle kahvelerile © Makleden. Feth KARDEŞ hâdiselerie dolu geçen bir gün ve iki geceden sonra bir kaç saatlik | istirahate ihtiyaç olduğu muhak- saklı. Fakat. böyle iyi bir mecra- | ya girmişken işlerini bir müddet | tehir edebileceğini o sanmak onu İ tanımamak olur. Bu adam sanki demirdendi, yorgunluk nedir bil- miyor gibiydi. Hopishaneden çıkınca, bir oda tuttuğu otele gidecek yerde doğ” ruca Corç Bromleyin evine git Orada Fred Sturbiyi bulmağı w muyordu. Ümidi doğru çıktı. Stur bi orada idi, yanında da Lord Holney, Sir Esington ve kont Spitetri bulunmaktaydı. Nobodi içeri girdiği sırada bun" lar da Corç Bromleyin csnaze ms- rasimi hazırlıklarına dair bütür onun da Gülkane parkı, eşine hiçbir yer- İ İ ra dükkânları gibi yedide kapa” İ HAB BE ve Akşım Posa inanan ARAAMAMANAKAAAAASADAAE edilince pirincin kıymti daha misline muadildir. BONAALA MAN lu bir gıda olduğundan pilâv demektir, Bazıları, pilâvı hazmedemediklerinden 4 Herkes kendi halini başkalarından iyi bileceğinden, pilâvdan şikâyet edenlerin şikâyetlerine asılsız denemezse de pilâvın » mideye dokunması pirincinden değil, pilâva katılacak yağın 4 iyi tarzda ilâve edilmemesindendir. Yağ eritildikten Sonra İ pirince katılırsa karaciğere ağır gelir de onun için dokunur zannedilir. Pilâvdaki de işi yoktur. Onun terkibinde bulunan şekerli maddeler a İ ğızda ve barsaklarda muamele 4 olan albüminin midede işi olutsa da o kadarcık albümüni zayıf mideler bile bazmederler, Pirincin hazmı güç olmadığına en iyi delil sade suya pirinç çorbasının mideleri ve barsaklar; bozuk hastalara bile içirilebilmesidir. Bizim alaturka pilâv, sade et suyu içinde, biraz kıyılmış soğan ve sir kaşık la erimiş yağla pişirildikten sonra yenile. ceği vakit Üzerine çiğ tereyağı konulup ta bu yağ pilâvın kendi sıcaklığıyla erirse midesi bozuk olanlara dokunabile, cek ancak bir kaşık yağ kalır. pilâv, şekerinden dolayı, şekerli hastalara dokunur denilirdi. Halbuki şimdi; şekerli hastalara şekerden ziyade vağın ve etin dokunduğu anlaşılıyor. ; j j dokunacak yeri kalmaz. hiç bir sebep yoktur, dokunmaz. ahşap evlerin içlerinde: (o bilmez tükenmez dedikodular başlamış Allah selâmet versin, paşa hak- kında söylenmedik lâkırdı. bira“ kılmamıştı. Taassubun böyle koyu bir dev rinde elbetteki Gülhane yi ği en ? erkekleri ve sanlar, geceleri de dınlarla beraber oraya sokanları linesdebilirlerdi.. rilecek karar: Binaenaleyh ve- lardır. Ölüm, gene bunlar vasıtası» le polise haber verilmiş, zabıta cesedi Dubline getirmişti İngiliz detektifi, birkaç kelime Be fon Brand hâdisesini anlattı, Sonra daha ziyade Fred Sturbiye hitapla sordu: — Artür Badman hakkındaki fik- riniz nedir? İhtiyar adam irkildi: — Allah Allah! diye söylendi. Bu adamdan ne isteniyor; bugün üçüncü defadır ki bana bu Sual İ soruluyor. Size de ötekilere verdi- Him cevabı vereyim: Hasmımız ol masına rağmen (Artür Badmani dünyanın en sevimli, en tehlikesiz adamı telâkki ai. ni Kibar bir adamdır. Kendisinin fena bir harekette bulunmasına imkân ve ihtimal göremem. Bu suali niçin sorduğunuzu öğ” renebilir miyim? Ceyms Nobodi kelimeler üzerin” de durarak cevap verdi: — Çünkü, fon Brand onu Corç Bromleyin katili olmakla itham ediyor, telerrüatı tesbit etmiş bulunuyor: | Lord Holney ayağa kalktı: pirinç ekmeğin bir buçuk mislinden ziyade besler: Beş yüz gram pirinç 800 gram tkmeğe bedeldir. Patatesle mukayese Kalori hesabın: ararsanız, 100 gram pirinç 345, o kadar ekmek 275, gene 6 kadar patates 98 kalori verirler, Pirincin İyiliği de pişerken pek çok su içmesidir. Pirin- $ cin tanesinde su nishbeti yüzde ancak ,3 nisbetinde olduğu halde pilâvda yüzde 70 nisbetinde olur. Su da insana lüzum, Semirmek isteyen zayıflar için pilâv en iyi yemek olur. Yalnız, şişmanlara faydalı olamıyacağı şüphesizdir. Pilâv fıstıklı olursa ,o vakit fıstığın yağından dolayı » helespiring te gek yağlı olunca - karaciğeri bozuk olanlara; bir de kanlarında fazla âzot bulunanlara dokunur. Fakat İranlıların pişirdikleri tarsda pilâv, pişerken sü, yuna limonsuyu girmesinden, bir de yağı kavrulmadan be, yaz kalmasından dolayı pek kolay hazmedilir ve hiç kimseye Hind pilâvı denilen ve yağsız, sadece tuzlu su içinde pi- şirilen pirinç pilâvma gelince, bunun da kimseye dökünmüsma Büsbütün yağsız pitinç diye hoşunu. şa gitmezse, yerken üzerine biraz çiğtereyağı koyunca o da | madan parkın kapıları kapana Karanlık basma” | İ sibi muhafaza edip değistirmeğe Plâv insana dokunur mu? Yazan : Dr. G. A. Pilâvın pirinci vitamin bakımından haylice yavan ise de madenleri epeyce hatır: sa, yilacak nisbettedir. Fakat şe, keri yüzde 70 nisbetinde, albü. mini de yüzde 8 nisbetinde olduğundan, yağı hemen hiç nisbette olmakla beraber, pi- rinç pilâvı insanı pek çok bes, ler, Zaten pilâv piştikten son, ra üzerine tereyağı konulunca her şeyi tamam olur. Ekmekle mukayese edilince, büyür; pirinç patatesin on insanı bu cihetten de besler şikâyet ederler, mideye pirincin terkibine göre, mide. görür, zaten pek az nisbetinde Yakın vakte gelinciye kadar t i :) > Yİ dan parkın kapıları kapanacak» tir!,, olabilirdi; öyle de oldu.. Aradan uzun seneler geçti. Ar ka arkaya harpler oldu.. Osmanlı imparatorluğu parlaçanıp, yerin- de Türkiye cumhuriyeti kuruldu. Ne harem, ne selâmiık kaldı. Per- deler indirilip, bölmeler devrildi. Fakat buna rağmen “karanlık bas | caklır!,, emrini, sanki bir âyetmiş Şerefim üzerine temin ede rim ki fon Brand yalan söylüyor, Bunu isbat edebilirim. Dün Corç Bromleyin Ölüm körfezinde katle dildiği saatte Artür Badman Dub linde ihtilâlcilerin merkezi komi" | tesi içtimaıa riyaset etmekteydi. Ceyms Nobodi hayretle sordu: *— Ne diyorsunuz? Bundan €- min misiniz? Lord Holney arkadaslarına bak- ti, kısa bir tereddütten sonra ce- vap verdi: — Eminim. Çünkü bahsettiğim | komitenin. azasından biri oolmak | sfatile içtimada ben de bulunu” | yordum. Nobodinin o hâyreti arttı; — Nasıl? Siz Sinn Fein merke- zi kömütesine mi mensupsunuz? Lord müstehziyâne (o mukabele etti: — Evet, o şerefle mübahiyim! — O halde ihtilâl o hazırlıkları hakk'-da bana en doğru malü mat verebilecek olan biri varsa o da sizsiniz, Bildiklerinizi o söyle- *wek lütfunda bulunur musunuz? büsbütün İ SUMER BANK Sellüloz Müessesesinden: Bugünkü cihan vaziyeti dolayısile ham madde iedârikinde marş kalınabilecek müşkülât ve aynı zamanda memleketin her nevi kâğıt tiyacını kabil olduğu kadar uzun bir müddet temin edebilmek zarureti bizi imalât programlarımızda bazı tadilâtta bulunmak ve ayni! zamanda fiyatlarımızı da normalize etmek mecburiyetinde bırakmıştır. Mahaza herhangi birihlikâra meydan bırakmamak üzere lizımgelen tedbirler alınmıştır. Büyük toptancılara yapılan iskonto lâğvedildiği gibi Yemiş iskelesinde açtığımız perakende salış depomuzda aşağıda göste rilen fiyatlarla kartonlarda bir top ve köğıtlarda bir balyaya kadar satış yapmakta bulunduğumuzu ilân ederiz. Perakende satış fiatları CİNSİ Kraft ambalâj kâğıdı 60 Gr. Sanayii İstanbulda Perskende Kilo Fiyatı 31,5 Kuruş Kraft smbalâj kâğıdı 40 ve 50 Gr. Bir laraflı beyaz sellüloz kâğıdı 80 Gr. Bir taraflı beyaz selüloz kâğıdı 40 ve 50 Gr. Beyaz sellöloz iki taraflı renkli Sellâloz kâğıdı sarı, turuncu, penbe Renkli Sellüloz kâğıdı mavi yeşii Renkli Selüloz kâğıdı kırmızı Açık renkli bir taraflı Sellölez kâğıdı Biletlik kâğıtlar renkli Biletlik kâğıtlar beyaz İmitasyon Kraft 60 Gr. İmitasyon Kraft 80 Gr, Sünger kâğıdı penbe Sünger kâğıdı beyaz Sumen sünger kırmızı 32.— ” 315 Şümen sünger yeşili Şrenz (Bakkal) kâğıdı 130 Gr. ve yukarısı $renz (bakkal) kâğıdı 130 Gr. dan aşağısı olduğu tavzih ve tashih olunur. kımse cesaret edemedi. Şark ve garpta gördüğüm, gör dükçe de imrendiğim (bahçeler gibi, bir gün Gülhane parkını da kazanacağımızı düşünür hayal ey- lerim: Münasip.yerlerine asılan lâmbalarla aydınlanan o güzel &* Zaçların altında gezen insanları kolkola görürüm... Meydanlarından müzika, gazi” nolarından cazbant sesleri duya- rım.. Etraftan kahkaha seslerini, işittikçe neşem gelir.. Hayal bu- yal, Eğlence yeri için bundan güzel mevki var mıdır acaba? Orada ne ler yapılmaz? Gazinolar, barlar, küçük şekilde Lünapark eğlence leri ve nihayet açık hava tiyatro- su,. Hepsi bu bahçenin içinde en güzel şeklini alır. Bir tarihte, Sarayburnuna mu: azzam bir teşkilâtla gazino yapıl” dığı zaman, Tepebaşının meşhur müşteciri “Lehman, — Bu iş olmaz demişti. — Niçin? diye sordum. - Oraya gilmeğe vamta o yok. Gece park kapalı.. Arka tarafta- — Bildiklerim pek fazla değil madlesef.. İsyan prensip itibarile kararlaştırılmış o bulunmaktadır. Komite, harekete geçmek İçin fon Salzman isminde birisi taralın dan bildirilecek emirleri bekliyor. Bu adam Alman bahriyesinde yük sek rütbeli bir zabitmiş, Almanya” Rin buraya göndereceği o kuvvei seferiye teşkil edilince (o Dubline gelecekmiş. Ceyms Nobodi gülümsedi: -— Almanvanın şimdi o içinde bulunduğu müşkül vaziyet gözö" nüne alınırsa İrlandaya gönder mek üzere garp cephesinden asker çekeceğine ihtimal veremem, Almanyanın buraya gönderecek fazla askeri bulunduğunu (kabul etsek bile bu projenin (tatbikine imkân yoktur. Fred Sturbi sordu: — Neden imkân yoktur? — İngiliz filosu İrlandaya as ker ihracma mani olur da ondan. Lord Holney endişe ile başını sallıyarak: - Allah vere de öyle olsa, dedi. Fon Branda bakılırsa İngiliz fi- Kaba beyaz mukavva (iyi mal)dö numaradan ilibaren 24 kiloluk paketi Gri mukavva $0 numaradan iti- baren 24 kiloluk paketi Hamiş: Birinci defası gazetemizin 18 eylül 939 tarihli nüshasında neşredilen bu ilânda karton ve kâğıtların hizalarındaki fiyatlar KURUŞ olduğu yazılacakken sehven (LIRA) gösterilmiş ise de hakikatte KURUŞ 405 , ki harabelerden de yayan gidi narına kadar otomobillerin geç“ mesine müşaade edilse. Büyük sergilerde olduğu gibi iki üç kişi- bir yer dünya yüzünde bulunur- mu? Bu sayede halk da pahali pi, Samatya sahillerinin çöplükle- rinde sürmekten kurtulmaz mı? Ne yapayım, benim bir derdim de bu.. Gezdiğim dolaştığım şehir lerin parklarından, halkın nasıl is- tifade ettiklerini görüyorum da' kederleniveriyorum... Vasfi R. ZOBU losu amirali Celliko, müdahale et- mek imkânsızlığile karşılaşacak- miş, Nobodi sordu: Neden? Bunun sebebini söy- lemedi mi? — Hayır. Merkezi o komitede, işin iç yüzüne dair şimdilik baş- ka bir malümat © veremiyeceğini, ancak ihtilâlciler hesabına yakın- da mesut bir sürpriz ortaya çıka” cağını bildirebilecek vaziyette ol- duğunu söyledi. Ceyms Nobodi düşünceye daldı. Almanların plânlarının ne olabi- leceğine dair zihninde faraziyeler yürüttü. Hiçbirini mantiki ve şa“ yamkabul göremiyordu. Sonunda karar verdi; İşteki esrarı çözmek istiyorsa tahkikatına Almanyada devam etmekten başka çare yok” ta. Alman erkânıharbiyesile hari diye nezaretinin hazırladıkları plânın sırrını ancak orada öğre renebilirdi. (Devamı var)