23 Eylül 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

- -- Düşündüğüm gibi: ». gel Hariciye Vekil | â $ Yazan imizin Mosko- — Va seyahati münasebetile : Suat Dervis 4 Hariciye Vekilimiz Şükrü Saracoğlu şu dakikada —Moskovaya D . ulaşmak üzere yolda bulunuyor. Ü . P: $ | — devirlerdenberi, sıkı bir dostluk Bundan birkaç ay evvel de, inkılâbımız için mücadele ettiğimiz bağıyla bağlı olduğumuz büyük komşumuzun değerli bir devlet adamı, bizim memleketimizi ziyaret ler İ etmisti. Hariciye vekilimizin, bu ziyareti iade etmek ve bazı mese- îf f leler hakkında dost Sovyet devleti ricalile görüşmek üzere yaptığı DİŞ bü ziyaret, hiç şüphesiz ki dünyanm bugünkü politik durumunda *Ü ehemmiyeti tebarüz ettirilmeğe değer bir hâdisedir ve üzerinde şöy- VF )a düşünülebilir: k_ a Türk ve Soövyet devletleri, daha kuruluş tarihlerinden itibaren tif — ğalma sıkı bir dostluk bağıyla biribirlerine merbut kalmışlar, iki ANİ — milleti alâkadar eden mevzular etrafında yaptıkları fikir teatileri ıd - daima tam bir ahenk ve anlaşma içinde cereyan etmiştir. İşte bu. 21 nun içindir ki, Sovyet Rusya İle Türkiye Cumhüriyeti arasmdaki h &. dostluğa, an'anevi dostluk deniliyor, a (pi yapacağı temaslar, bu iki devlet Biz bundan dolayı eminiz ki, Heı_riciye Vekilimizin Moskovada arasındaki an'anevi dostluğun da; hd k ima ayni kuvette olduğunu bir kere daha teyid edecek, bütün gö- da gölk bi İlerle,, dönecektir, Kilğ | yi rüşmeler mutad fikir ahengi içersinde cereyan edecek ve hariciye vekilimiz, gitmeden evvel gazetelere söylediği gibi: “İyi havadis- Çünkü biz biliriz ki, eğer iki devlet arasında bir dostlük an- Bndl —aneleşirse, muhakkak ki bu şey iki devlet arasında tam bir emniyet ond ve menfaat birliği olduğuna delâlet eder. .N î,_ Türkiye Cumhuriyetile Sövyet Ruszya arasındaki dostluğun da ti, — yaâlnız manevi değil, birçok realist temeller üstüne kurulmuş oldu. e RE ğuna şüphe edilemez. inal Esasen Şükrü Saracoğlu Moskovaya hareketinden evvel Türk bi |efkârı umumiyesi mümessillerini kabul “ederek verdiği bevanatta: B k *Türk efkârı umumiyesine tavzih etmek isterim ki memleketlerir un | ııxiz arasında dostluk ve emniyet hissi arzu edileceği kadar sağlam- bağ o odır. Son zamanların beynelmilel karışık hâdiseleri aramızdaki em- kerl Riyet ve menfaat birliği vaziyetini sarsmak şöyle dursun, — bilâkis | |takviye etmiştir.., İle YİR Diyerek de Türk vatandaşının böyle düşünmekte nekadar hak- p e İ: olduğunu salâhiyettar bir ağızla teyid etmiş bulunuyor. SUAT DERVİŞ Hola e Bi boyu — GD , “rSadı'i Ertem “Moskova yolunda,, a kIi h şlıklı yazısında Rus - Türk doöst- nun müuhtelil zamanlardaki te- ürlerini anlalarak diyor ki: | â'î'Bnıen tablatin icaplarına leka- bül eden Türk - Soyvyelt dostluğu Sa- gracoğlunun seyahati ile yeni mey- veler verecektir., SABAH Hüseyim Cahit Yalçın Daladye- aj Min nutkunüu mevzuubahs — ederek uktabi ciddiyel ve — samimiyeti ediyor ve Fransanın çok yük- bir melküre ve ideal uğrunda fpıştığını anlalarak — Almanların odgâmca hareketlerine temas edi- 1 yor ve diyor ki: “gösi “M. Daladyenir. nulku — Fransız âgıh milletinin bu kaba tuzaklara — düş- nediğini, Fransızların âdi ve ani atler için olduğu kadar hak Ç, Hcin, ideal için ve milletler arasın- ;' "Şela ıahnkkügnü kaldırmak için de b Fp eltmeşini bildiklerini, — böyle zor harbin bütün fecaatlerine K rini isbat ediyor.,, rE DA ESalafı 902&3&7? e CWL., Sre e TAN M. Zekeriya Serltel Hariciye veki- li Şükrü Saracoğlunun Rusya se- yabalini mevzuubahs ederek seya- hatin ehemmiyelini l1ebarüz elliri- yor ve ezcümle diyor ki? “Türkiyenin İngiliz ve Fransız- larla yaptığı anlaşma da Türk * Sov yet dostluğuna münafi — değildir. Çünkü bu anlaşma da gene Balkan larda ve Akdenizde sulh ve emniye tin idamesi maksadile — akledil. miştir.,, CUMHURİYET Yünüs Nadi “Balkanlılar arasın- da,, başlıklı yazısında Balkan dev- letlerinin derhal birleşerek yekpare bir bülünlük meydana geltlirmesin- deki büyük faydaları anlatıyor. Fik rin süratle filiyat sahasına geçilme- sL için de Bulgaristan da dahil ol- duğu bir blokun kurulmasında ace- le edilmesini söyliyerek, — bu blo- kun Balkanları daimi bir rahat ve hüzuüura kavuşturacağına ' iş,aret e- K Gazetesinde gördünüz ! 4 ;A.. " Yazan: CAHİT UÇUK — DA çlarını ince ince öremediği i - ı, kulaklarının üstünden sarkan " yapıyordu. Uzun kaşla - hın altındaki çekik biçimli göz- ağını çukurlaştırarak gül - biliyordu. i yaplağı daracık belli. kısa varlaklımı, — bacaklarının ve dolmun güzelliğini sakla- © DIKKAT ETTİNİ Dün Aksam on —$Dakika e a) a v okudukiarınızı bugün sabah gazetelerinde mıyor, yürürken kirıtiyor, öturur- ken entarisinin bactaklarını ört - mediğine aldırmıyordu. Hekim ve onun Zeynebe birer hoca — olmuşlardı. Herbirinden kendinse ait birçok şey ler dinlemiş, onları için ezberlemişti. Hekimin yerdiği safirlere oynadığı, ve — iyi hizmet ettiği zamanlar, onlardan — aldığı bahşişleri, hiç bozmâdan biriktiri- yor, topladığı paralarla, ileride bir bahçeli €ev almağı tasarlıyordu. Bu hayalde, onu yaşatan — bütün kuvvetler gizliydi. Artık köye dö- nemezdi. Köyde “Kahpe,, olmak. şehirde “metiresz,, olmaktan daha zordu.Onun için şehrin yakınların da, içinde bir evi bulunan bir paor- aylıkları, mi- dırımda bir Mehmet isminde bir seyyar simit- çi Muiz isminde şarapçılık eden bir museviyi bıçakla tür. arkadaşları, / unutmamak | Simitçinin cinayeti Yüksekkaldırımda bir şarapçı öldürüldü Dün öğleden sonra Yüksekkal- cinayet — işlenmiş, öldürmüş- Tepebaşında Mahmütağa yoku- şunda 128 numgırada oturan Meh met dün Muizin dükkânınma gele- rek $arap almak istemiş, fakat a- ralarında kavga çıkarak Muizi bı- çakla yere sermiştir. Muiz Senjorj hastanesinde ölmüş, Mehmet ya- kalanmıştır. Bugün cürmümeşhut şeklinde muhakeme edilecektir. Dahiliye Vekilinin Şeh- rimizdeki ziyaretleri Dahiliye vekili — Faik Öztrak dün Emniyet müdürü Muzalfer- le görüşmüştür. Öğleden sonra be- lediyeye gelen vekil jandarma ko- mutanı koörgeneral tarafından ziyaret edilmiştir. Cemil Cahit Faik Öztrak akşam üzeri vali ve belediye reisi ve elektrik ve tram- vay idaresi müdürü Hulki ile be- raber Silâhtarağa elektrik fabri- kasını gezmiştir . —— Nafia vekili Nafia vekili general — Ali Fuat Cebesoy bu sabah Ankaradan şeh rimize gelmiştir. —— Yüksek — Mühendis Mektebi Müdürlüğü Yüksek mühendis mektebi mü- dürü Suphi Tanığ açık bulunan fen heyeti azalığına, mektep pro- fesörlerinden Tevfik — Taylan da mektep müdürlüğüne tayin edil- mişlerdir. —— Adli tebligat posta ile yapılamıyacak Adit tebligatın posta ile yapıl- ması mütehassıs memurlar — bulu- namaması — yüzünden — şimdilik mümkün görülememiş — ve posta Telgraf umum müdürlüğü tebliga- tın bugünkü gibi adliye — vekâleti | tarafından yapılması için bir pro- je hazırlamıştır. Böylelikle 1940 senesi başından itibaren yapılma- sı kararlaşan posta ile adli tebli- gat işi suya düşmüş olmaktadır. Holanda —sefiresinin Cenazesi Salı günü Ankara nümune has- tanesinde velat eden Holanda se- firinin zevcesinin nâşı tahnit edil- miş ve memleketine gönderilmek üzere dün akşam Ankaradan yola çıkarılmıştır. Cenazenin teşyii me- rasiminde başvekil Refik Saydam, vekiller, mebuslar — ve Ankarada buluünan sefirler hazır bulunmuş- Hu * Büu sabah şehrimize gelen nâş Holanda sefarethanesinin kilisesi- j ne nakledilmiştir. Merasim yapıl- dıktan sonra Holandaya gönderi- lecektir. takal bahçesi alacak, orada kara tosundan, akkızdan — ayrılmadan, kendi âleminde yaşıyacaktı. Böy- le geçen yılların adına sürülen kir leri yıkıyacağını umuyordu. Hekimin evine yerleşirken kara- tosunu, akkızı bir sığırtmaca ver- mişti. Onların ayrılığı — Zeynebe ğüç geliyordu. Bazı sıcak geceler- de, köyünün hasreti, ikinci bir a- 'teş olarak yüreğine — düsüyordu. Yıldızlara bakarak uyuduğu serin bahçesini hatırlıyor, boğucu, ha- vasız odadan fırlıyarak sokaklar- da koşmak istiyordu. Onu çocuğundan, — yuvasından ettiği için, Aliye de kızıyordu. E- Yer Ali, Hasan'a — döğ'ismeseydi. Hasan ölmiyecek, Ali hapse girip, Zeynebh de sokaklarda — kalmıya- a z da HABER — Akşam Postam 704 r / r._i—- ae eR e —X < l C1 S E ei Biek Ç n alir AA bi ll ae Y A L Hariciye Vekili Moskova yolunda Şükrü Saracoğlu hareketinden önce Yugoslav elçisile görüştü Dün Ankaradan şehrimize gel- diğini ve beyanatmı — yazdığımız Hariciye Vekilimiz Şükrü Sara- coğlu, Sovyet Rusyanm —Ankara sefiri Terentiyefle beraber dün saat 15 de Kadeş vapuru ile O- desaya hareket etmiştir, Şükrü Saracoğlu hareketinden evvel ötelde ve vapurda olmak ü" zere iki defa Yugoslav elçisi _Şi- menkaoviçle görüşmüştür. Sovyet sefiri Terentiyef Top - hane rıhtımınmda hariciye vekili - mizi teşyie gelen Soövyet koloni” sini Şükrü - Saracoğluna takdim etmiş ve koloni vekilimize iyi yolculuk temennilerinde bulun - muştur. Vapür hareket ederken rıhtımda toplanan halk hariciye vekilini tezahürlerle uğurlamış - tır, Teşyi merasiminde dahiliye ve- kili Faik Öztrak, vali, İstanbul kumandanı, parti müfettişi, üni versite rektörü, eski dahiliye ve- kili Şükrü Kaya, Lahey ve Tok- yo sefirlerimiz hazır bulunmuş- lardır. Tas Ajansına beyanat Hariciye Vekilimiz Tass ajan” smımm muhabirine beyanatta bulu- narak demiştir ki: — “.——. Moskovaya hareket edece- ğim şu sırada Tas ajansı vasıta- sile Türk milletinin Sovyet mil * letlerine samimi selâmlarını gön- Eminönü Halkevi binasının inşaatı Eminönü halkevi binasmın ya, yeniden yüz bin lira tahsisat ve” rilmiştir. Müteahhit inşaatı kıştan evvel ikmal edecektir. —— Beyoğlu halkevinin kış programı Bugün saat 15,30 da- Beyoğlu halkevinde bir toplantı yapılacak ve evin kış mevsimi faaliyet pro- gramı hazırlanacaktır. —— Emniyet âmirlerine direktifler Yeni emniyet müdiri Muzaffe- rin reisliğinde bütün emniyet â - mirlerinin iştirakiyle dün vilâyet meelisi salonunda bir toplantı ya pılmıştır. Emniyet müdiri emni * yet âmirlerine bazı direktifler —— Parti ocak kongreleri Cumhuriyet halk partisi ocak kongreleri büugünden itibaren top lantılara başlıyacaklardır. Top - lantılar bir ay sürecektir. Bugün Bakırköy, Sarıyer, Şile, Üsküdar ocakları köngrelerini yapacaklar- dır, Ocak köngreleri bittikten sonra nahiye köngreleri toplana" O caktır. caktı. Yüreğini vakit vakit doldu- ran bu öfkeler, çok kısa sürüyor, gene yumuşüyor, hattâ katı yü- rekli, merhametsiz — kaderini bile hoş görüyordu. a Şehrin, lik zamanlar şaştığı her geyine alışmıştı. Geceleri — kendi kendine yanan sokak lâmbaları, ateş gözlü şeytan arabaları, pazar yerleri, çarşılardaki çeşit giyecek- ler; gözlerine bakmak arzusu vere miyorlardı. Bir tek şey — düşünü- yordu. Para sahibi olarak, bahçe- li bir ev almak... Bu, ihtiras, onun bütün benliğini ateşliyor, önüne çıkan her seti yıkmak, ilerlemek istiyordu. Bazan bunları düşünerek dalır- yordu. Şehrin gürültüleri, tşıkları her şey uzaklaşıyor. uzaklaşıyor: dermekle bahtiyarrm, İki mem - Jeket arasında meyvcut samimi emniyet bağlarını takviye ederek seyahatimden döneceğimden e- min bulunuyorum.., Atina Ajansına beyanat Hariciye vekilimiz dün Pera * palas ötelinde Atina ajansının Türkiye mümessili M, Naomu ka- bul etmiştir. Yunan ajansı mü - messili, Şükrü Saracoğluna yeni imzalanan ve Arnavutluk hudu - dundaki İtalyan ve Yunan asker” lerinin geri alımmasma dair olan Yunan - İtalyan anlaşması hak - kmdaki intibalarmı sormustur. Hariciye vekilimiz: “— İntibalarım çok, çok iyi - dir. Dost Yunan efkârı umumiye" sinin bu itilâftan memnun olma - sının sebeblerini gayet iyi anlı - yor ve takdir ediyorum,, demiz- tir. ' Mülhak bütçelerin barem cetveli Belediye — muvazene müdürü mülhak bütçelerin barem cetveli- ni dün Ankaraya götürmüştür. —— İnşaları tamamlanan köy mektepleri Vilâyetimize — bağlı muhtelif köylerde inşası kararlaşan 83 mektebden 16 sı ikmal edilmiş - tir, Diğerleri gelecek seneye ka- dar bitirilmiş olacaktır. —— Romanya ile ticaret müzakereleri Bir haftaya kâadar şehrimizde Türkiye * Romanya, ticaret anlaş- ması müzakerelerine başlanacak- tır, Romanya heyeti birkaç gü - ne kadar şehrimize — gelecektir. Türk heyetine dış ticaret dairesi reisi Burhan Zihni Sanus reislik edecektir. AKŞAM POSTASİ Sahibi ve Neşriyat Müdürü , Hasan Rasim Us JDARE EVİ : Istanbul Ankara caddesi Yazı işleri telelonu: 23872 idare . FN Y LA ilân . : 20335 Tarileden Balkan Girliği vcie aşde öler barat düşülür Ponta birliğine girmiyan şerlere aşda ı.....’:':'-":'ı':"'..ı." - ABO Rri : Türküye Ecmabi # B Senclik — 000 Kr 1600 Ka — ğ B #ayik **T « B30 » B Baylık 11: » &IS « e | “. " & Erdün Emirinin oğlu Ordumuzda stajını biti- rerek memleketine döndü Ankara, 22 (A, A.) — Reisi - cumhurumuzun fahri yaveri ola- rak ordumuzda stajmı ikmal et - mekte bulunan Maverayı Erdün emiri hazretlerinin mahdumüu e * mir Nayif stajını bitirmiş olduğu cihetle refakatinde yaverleri ol - duğu halde bu akşam Toros eks- presile memleketine mütevecci - hen hareket etmiş ve istasyonda reisicümhur hazretlerinin mah * dumlarile riyaseticumhur umu - mi kâtibi ve başyaveri, kalemi mahsüs müdürü, B. M. M. Rei- si ve başvekil namlarma kalemi mahsus müdürleri; milli müdafaa vekili namma yaveri ve stajda arkadaşlık ettiği Türk subayları tarafmdan uğurlanmıştır. yeşillikleri arasında, karatosunla, akkızın yanında yaşıyordu. Zeynep, hekimin yanından ayrı- lmca, şehrin gençleri, çapkınları arasında moda halini aldı. Zeyne- be sahip olmıyan erkeğe, onun hu- susiyetlerinden bahsedemiyen de- likanlıya beceriksiz gözüyle bakı- Iryordu. Biribirlerile yarış — eder- cesine, Zeynebe para yediriyorlar- dı. Aldığı paralar, taze — kadında hemen hiç bir değişiklik — yapmı- yor, ne bir süs, ne bir ziynet ilâve etmiyordu. — Zeynep, vücudunun, ve yüzünün güzelliğile âşıklarına siklik bulmuyorlardı. Aliden öğrendiği sevda türküle- rini gözleri yasararak — sövlerken. çiktvor, onlar Zeyvnehte hiçbir ek- | dait: Haro ve para ıi ay evvel hepimiz mütbh bir helecan içindeydik * harp çıkacak diye — korkuyordu Harp çıklı, hattâ bir memleket aş ği yukarı haritadan silindi. Şim dünya, o korktuğumuz — büyük İ lâketin içinde., Fakat helecanım bir ay evvelki kadar şiddetli değ Insan her hale, en büyük sıkıntı! bile alışıyor. Nerde ise harbe dâ | tuhaf hikâyeler uydurmağa, cina! sözler söylemeğe kalkacağız, Itiraf edeyim ki insanların bu ! lışma kabiliyetine hayran değilit Hattâ felâkelin asıl — sebebi o ali ma kabiliyeti olduğunu zannediy! rum. Harp başlamadan — önceki h lecan sonradan da devam etsey! sulhun bir çaresi bulunurdu; Bi olmazsa aranırdı. Halbüki şimdi ? harbin beş ön yıl sürebileceğini $ ğgukkanlılıkla söylüyoruz. Imsanli beş on yıl felâket içinde yaşami fikrini kabul etmeseler, ona kend lerini alışlırmasalar her şey — dal çabuk düzelebilir. Iİnsan oğlunun yenemiyeceği b men hiçbir zaruret yoktur. Bunü için de zarureti kabul etmemes “Ne yapalım? başka şey elden E€ mez!,, dememesi kâfidir. Ama bi nü yapmıyor, hemen boynunu bi küyor, alişiveriyor.. Işin fenası, dünya yüzünde hal bi istiyenler var. Devlet adamla! nı kasdetmiyorum; onların istem! diğinden eminim. Onların her bil gayesini kan dökmeksizin temin e meği elbette tercih eder. Ben, he şeyi olduğu gibi harbi de kâr vas tası sayanlardan bahsetmek istiyt rum. Geçen seferki cihan hırbin'! her memlekette birkaç kişi zengl oluvermişti. Bunun bir türlü unul mıyanlar var. Şimdi seviniyorlâ' “Belki biz de bir kolayını — bulü yükümüzü tutarız!,, diye — düşü yorlar. Geçenlerde bir gazetede * kudum; muharrir: “Bir bitaraf ki lalım, zengin oluruz!,, diyordu. B taraf kalmamızı hepimiz temenni | diyoruz; fakat zengin — olmak içi değil. Böyle düşünenler — çok; orlari her yerde rastgeliyorsumuz. Ken lerini utandırın. İnsanların ıstıri bından, ölümünden para hunll'f Ba kalkmanın ayıp olduğunu kend lerine anlalın, Bu suretle insanl! hizmet elmiş olursunuz. Harbin bi zenginlik kaynağı olacağını nenler bulunmasa belki sulha da d ha çabuk kavuşuruz. j Nurullah ATAĞ — İstanbul ilk tedrisat kadrosu | Maarif vekâleti — İstanbul il tedrisat kadrosunu bazı tadilât) tasdik etmiştir. Liste önümüze” ki hafta bildirilecektir. —— “İzmirde talebe miktarı İzmir, 22 (A. A.) — Bu sen gehrimiz orta okullarıma 6.507 î' liselere 2.583 talebe kaydedilmil tir. HABER'İN| EDEBİ ROMAMNI . | — Kİ L MA L L HABER'İN EDEBİLİRDMAN | e Zeynep, hayalinde aldığı bahçenin yanındaki âşıkı durur, saygif benzyien bir sessizlikle onu dinle di. Zeynep, âşıkına, o anları yaği tıktan sonra, oynak bir — zeybt havası söyliyerek oynardı. Zeyf bin cazibesi kendi sınıfından 013 kadınlara benzememesindeydi. Bir yazdı. İstanbuldan mefi leketine dönen — üniversiteli delikanlı, Zeynebin tılsımlı I'Vd’ sına tutuldu. Onun çekik biçim gözlerindeki manalar, yüzünüt gülerken, içe dokunan hüznü, del kanlıya merak olmuştu. | hayatını öğrenmeğe çabaladı. B çok kimselerden çeşitli sözler dü! | du. Fakat Zeynebin dudakları * Litli gibiydi. (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: