HATLI ENG e a Ora Şvrun metin gülüşü ile gülü. >Ev Vw, et, Madam, dedi, Ben aksi- nit 1. Miray serbesttir! | Mig vi RE EEE fakat bugün için! — La tan sonra; May, EDİ bir adamın» eline Dagi 2 olduğu için mes'udum!, “re Sirin Yine dudaklarmı mir. dam, dedi, Niçin böyle söy. iz di, *w Ben sizi biraz yakı, üre Müameleye mecbur ola- mmm bunu sırf İz için yaptım, Şimdi ia İspata çalışıyorum! Evet, İlin için serbest bulunu. iy TÂ size daha iyisini söyl- ş SÜNkü hakikatte sizden giz. MM My ir fayda görmüyorum. rad yalnız serbest değil, "ty, Sİkâr Osmana dahi deha Mtyggy lunmaktadır!.. ii heyecanla sordu: SE Y Bursada mı? Bay Simi şu anda herhal- Üy, 74 vâsıl olmuştur! Fakat bu onun için asla bir kur. hal değildir!, Zira Mal kandaki, yakalanması ve temizlenmesi için her salmişken avm yle eline düşmüş olması *ibette daha fecidir! i birdenbire yerinden fır- yg tutamaksızm kema > Ve hakaretle: ğ a âlçak bir a. 3,5 Yalan “söylüyorsunuz... ağırı, Bütün vücudü zân. Ütremekteydi. ha z naam “ez ZULA SİLA İZ y sin Aş ma 4 S birdenbire (kendini derece o gösterdiği bu By Gregorius onun Iı keşfettiğine pek “uş, Nİ Aş, oğukkanlılıkla: KN ne kabul ettir e a ? Fakat hiç, dedi a İçin hiçbir şey! Fakat Miğğyk mühim bir şeyf.. > Öğ m sararmıştı.. “Be,” VU Âdice ağızları bira- rma çocuk deği, iy, meselesi için ne yap- aye rramuz?.. Zannetmeyin Sa |, Kayatı sizin elinizde ol. ğin için bunu soru. re Yır!.. Fakat" arzunuz < say böyle haydudca ha - Mi SE? Size bu hareketinizi İka, Korkuyu bile unuttu - ki; Ve Kroüttinin nihayet za e ücum edilince yola DR ladığını görüyordu! Miyi,* “Ye tekrar etti. Benim aş erimi kabul ederse . sarayına teslim a ile fena bir akıbet olacağım, hem de Mi Ye Arzu ettiğiniz yere der. 9k onuda muhakkak vayy N korumuş olacağım!.. iy Püyegenkin olmağa çalışarak Bg MW” müddet süküt et- enbire başımı kaldır. vk an a EE Ak ZESA e za e MAMAK A V na Nİ gey, benm arm ettiğim yg cekin. Fakat Gy olup olamıyacağını- iyim ?.. Ma ni a, va Mmuzaffersne bir kah. e Ai İLA, , Dae * Tak, e Map JE bü çok basiti, La Hatun sizin benim e- MUZU. Mirayı da der. larmızın gayesi ne- i regorius Afroditinin yola geldiğini g hal temizlenmek için göstereceğim yere hemen göndermesini istiyece- Zim!,, » Mal hatun Mirayın ancak hünkâ. hiç endişe etmeyiniz! İrın gözünden uzaklaştırdıktan son- ra vücudunu izale (edeceğini çok Gregorlusa nefretli na. | güzel bildiği için benin gönderece, 4 Ağustos umumi harbin başladığı tarihin yirmi beşinci yldönümü örüyordu ğim bu habere derhal can atacak: | tr!., Afroditi bu şaşı ve derisi soyul. muş bir kurt gibi kıpkızıl yüzlü a-| dama dehşetli gözlerle bakıyordu. İçinden (alçak!) diye mırıldandı, (Devamı var) Mİ, Dünyanın dörtte bir asır sonra yine aynı şekilde bir umumi harp töhlikesi ile karşı karşıya bulunduğu bugünler de mazinin hatıraları bütün heyecanile canlanmaktadır. Fakat yirmi beş sene evvel erkân harplerine emir veren Alman İmparatoru bugün Holandanın bir köşe- sine çekilmiş bulunuyor. Bununla beraber, 6 zaman dünyayı harbe sü- rükleyen Almanya bugün de üzerine yine öyle meş'üm bir vol almıs gi- bi görünüyor. Yirmi beş sene evvelki harbe de Almanyanm militarist. liği sebep gösterilmektedir. 1838 de tahta çıktığı tarihtenberi Alman- yayı askerleştiren Kayzer nihayet 1914 de memleketini felâkete sü rüklemişti, Resimde Kayzer Vilhelm 1914 de harbe yeni başladığı zaman er- kânı harbiyesi ile beraber görülüyor. Altın düğümü Evvelâ bir saati, sonra bir öğle” den sonrayı beraber geçirmişler » di, Beraber öğle yemeği yemişler, hafta sonu gezintisine gitmişler .. Bir kaç günlük bir seyahate çık - mışlar, bir aylık tatillerini bir İlikte geçirdikten sonra bütün ha- yatlarınca biribirlerinden ayrıl mamışlardı. Bir çok âşıklar gibi. Ludviç Morois onu tanıdığı za man epey şöhret kazanmış bir ressamdı. Operanın birinci di m ü olan Ande Syrille yirmi iki şındaydı. Genç ressam henüz yirmi beşinde bulunuyordu. "İvic Meroisnin kü Biribirlerini geçen asrın son- larına doğru tanımışlardı. Ve bi- ribirlerinin kollarına düşmek için çok beklemediler. Morois çap kın bir adamdı. Andre fazla uslu bir kır değildi. Bir mazurka ey. nadılar, bir balnsuvar, iki vals son râ akşam gayet kalabalık bir tren- de sıkışık bir vaziyette seyahat et- tiler,. Bu onlarm samimiyetini art. tırmağa birer âmil oldu. İkisi aşkın dolambaçlı ve karr şık üzüntülerine karşı büyük bir ademi tenezzili ve zevklerine kar- $ı tam bir inhimâk hissediyorlardı. Ayni günün gecesi, güneşin ha. raretini henüz kaybetmemiş olan atölyede iki şaka ve iki şarkı a- rasında onun metresi oldu, Fakat ikisi de bu geçici mlina- sebetin ertesi günü de devam ede- ceğini zannetmiyorlardı, İksi de evvelâ hürriyet ve itsiklâilerini düşünüyorlardı. Görüşmeleri te- kerrür ettikçe biribirlerine: “Bak bu işe fazla ehemmiyet vermediği. mi biliyorsun. Kim evvel bıkarsa, © Allaha ısmatladık der çekilir, Birisi bıktım deyince, öteki Tsrar letmiyecektir.,, falan gibi (sözler İ söylüyorlar. Fakat biribirini çok sevdiğini, biribirlerinden ayrıla. mıyacaklarını yeminlerle temin den âşıklardan daha sık gö yorlar, ve çok daha müthiş bir sus | bu faydalı ahbaplar muhitinin çok Çeviren : rette biribirlerine (o bağlanıyorlar dı, Francis Hautier önündeki ka dehi bir yudumda bitirmek Üzere bir an sustu. O bulvar kahvelerin” de uzun, uzun oturmasını seven eski tip insanlardan bir! idi, Bü- ralara rastladığ da| sürükler getirir bahane bulup eski hatıralarını an” latırdı. Bu akşam da eski hatıralarını anlatmasına vesile olan gazeteci - den aldığı gazetede okuduğu bir ilân olmuştu. Bu ilân ressam Lud- ir şehirde yapılacak olan alta düğününün ilânıydı. Francis Hawtier bu ilânı parma- arkadaşlarını | ğiyle göstererek (o kahkahalarla gülmeğe başlamıştı . Ve sonra ressamla, dansözün eski aşk hikâyesinden bahsetmiş- ti. Kadehini içip masaya bıraktık” tan ve garsona bir daha doldurma» sı İşaret ettikten sonra tekrar bikâ yeyi anlatmağa başladı ; — Andre Syrille'in portresini yapmağa (başladığı zaman, bu genç kızm Morois'nin yanıma yer- leşmesi için bir vesile oldu, Port reyi ilham eden modelin, ilham ol- duğu dakikada orada hazır bulun ması ve ressamın çalışması lâzim- dr. Yoksa onlar birlikte yaşamağı! hiç düşünmüyorlardı. İkisi de hür- riyetlerine meclüptular, Resim bitti, Bu kırmızı şallı ka“ dın ismindeki table idi. Bu tablo ressamına bir madaiye, bir çok si- pariş kazandırdı. Model de res sam gibi meşhur olüvermişti. Her yere birlikte davet ediliyorlar . San'ata âşık bu monden muhit içindeki münasebetleri ressama çok müfit oluyordu. Fakat bu mu- hit tabi! daha fazla an'aneye bağ- lı bir muhitei, Ve onlar evli oldukları takdirde SUAD . Ve hemen birliyi ERVIŞ daha genişleyeceğini hissediyor - Evvelâ bu fikre ikisi hafif Fakat sw telâk- surette itiraz ettiler, nünda evlenmeği pek tabi ki ettiler, Fakat gene samimi dostları a- rasında ve biribirlerine açıkça bir erkekle bir kadın arasındaki en iyi münasebetin serbest izdivaç olduğunu kabul ettiklerini söylü- yorlardı. Çünkü onların kanaatine göre böyle bir münasebet güzeldi ve mes'ud devam edebilmek şansma malikti, Yoksa ikiside bir rahip veya r nikâh memuru karşısm- da biribirlerine aşk ve sadakat va- ad eden bir çiftin mes'ud olabile kani 'değildiler. Şimdi altın düğününü gazetede okuyunca ne- den güldüm, anlıyorsunuz deği mi? Ben muhakkak onların bu - landuğu küçük şehre gidip altın düğünlerinde hazır bulunacağım, Ve onlara “Ni eski kafadarları, Miz böyle aldatırsmnız diye soracağım.. Francis Hautier'i uzun bir müd det görmedim, Sonra Paris haya- tanın tesadüfleri ve onun bulvar kabvelerinin otarasalarma (karşı duyduğu sevgi bizi bir gün gene karşılaştırdı. . Onunla karşılaşır karşılaşmaz kendisinden projesi” si yerine getirip getirmediğini sor dum, — Evet, cevabını verdi. Gittüm Morois'i gördüm. Evvelâ beni &- kılmış br vaziyette karşıladı. Son. ra da altın düğünlerini gâzeieden öğreneceğimi ve öğrenince de mu- kakkak geleceğimi tahmin ettiğini söyledi ve daha sonra da bana şu nu itiraf etti; — Biz evlenmemiş, herkesi alk | datmıştık, Elli sene bizi biribiri- mize yalnız aşk bağladı. Ve biz aşkımızın — ellinci Idönümüne geldiğimiz zaman; ik bu yıldönümünün de hakiki bir iz. (Lütfen sayfam çeviriniz) PLANŞ 53 B 1, SAMAN DEMETİ 1. F: la botte de pallle Tavla (ahır, Fı Veçuris İ: The Stabie A: Der Pferdestali; st ahırı) (one-hors gtali, in the box) (ef, CI, 5) 1. İ: the bundle of siraw 6. A: das Pferd im Pferdes- 1. A: das Strohbündel tand (Binzelstand, in der Box) (wi, CI, 5) 2. AHIR FENERİ 2. W: Ja lanterne d'öcuric 7. YATAK (yataklık ot) 2. İ: tho stable lahtern 7. Vi in litiğre 3, A: die Mistgabel | 7. İ: straw litter (itter) İ 71. A: die Strohschütte 3. GÜBRE ÇATALI (Sireu) 3. F: la fourche â fumicr 3. İ: the manure fork (the 8. YEMLİK dung-fork) 8. F: Ja mangecire $. A: die Mistgabel 8. İ: the manger or Core manğer 4, HAMUT | 8. As die Krippe ua agi e üyeli a vü e 4, İ: the collar 4. A: das Kumt (Kummet) | keme Xİ 9. FP: le rateier & SEYİS (ahır uzağı hiz. || b MY metkâr) | Si : “Ge Pe Te valet diöcurle | 9, A: die Heuraufe (Raufe) 5, İ: the stable.boy | 10, YAN BÖLMESİ 5. A: der Stallbursche | 10. F: ia bat-flanc i 10. İ: the eross-bar of the 6. KENDİ BÖLMESİNDE partition (göz) AT (C 1 ve 5. bak) 6. F: le «heval dans son box (vwoir C let ö) 3H İ: the horse in the stall '. 10, A: der Çuerbalker (Guorbaum) YULAR (zincir) - PLANŞ 652 1, SÜRÜ koyun sürüsü) | 1, Pi: troupoau des moutons || 7. & the folek of sheep (the İ 1. MARA (park) 1, F: le pare (Menelos m.) 1. İ: the pasturage (the paddock) 1. A: diç Weide (Koppel) 2. KISRAK 2, F: la jument 2. İ: the mare 2. A: dis Stute 3. TAX 3, F: Je poulain 3. İ: the fonl (filiy safe, male foal; colt is a young horse form when it is ta- ken from the dam till tbe Aze of four or five) fiock) > 1. A: die Sehafherde Gler. de) sux chevsux Wne 3, A: das Fohlen (Funen) 4, SULUK (yalak) 4. F: Taugo /. 4. A: the feoding-trougi » A: der Futtertrog p DERE P: le rulssean İ: the brook 5. 5. 5. 5. Ai der Bach GÖLCÜK (at yıkama ye ri, banyo) F: lo bain (la baiguade) des chevaux 6. İ: the horse - ponâ 6, A: diç Pferdosehwemme .