11 Ağustos 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İ ABE G F" GI'.E iü'rrdm'o"“' Mmelun gülüşü ile gülü. t Madam, dedi, Ben aksi- Medim! ., Miray serbesttir!, e ai Be %ğ::m hiç endişe etmeyiniz! yti 'odîu' fakat bugün için!.. D V İr Gregoriusa nefretli na. D &; Tlattıktan sonra: Ü 'm Bibi bir adamın * eline W D*it Olduğu için mes'udum!,. # | e Wf tı_ıonu' yine dudaklarmı ısır- 'h kld'm dedi, Niçin böyle söy. ş Y2 Ben sizi biraz yakı. Müameleye mecbur ola- İ&'ihh Betirdimse bunu sırf i h% iğiniz için yaptım, Şimdi İspata çalıştyorum! Evet, N iİçin serbest bulunu. Size daha iyisini söyli- Ü hakikatte sizden giz. İçbir fayda görmüyorum. d*h Y yalnız serbest değil, Ünkâr Osmana dahi deha *'J 1' bmunmakt.adır!.. hüyacanla sordu: % Bursada mı? « Şimdi şu anda herhal- : 3’& Vâsıl olmuştur! Fakat Onun için asla bir kür. tunî'“i değildir!.. Zira Mal eg in yakalanması ve V8 temizlenmesi için her l'ier salmışken — avımnın i % Yağiyle eline düşmüş olması Altaga, *bette daha fecidir! Mi yç G blrdenbıre yerinden fır- “etm dini tutamaksızm kema " hakaretle: Mlttıı-ı ve alçak bir'a . * Yalan söylüyorsunuz!... % Bütün vücudü zan. kll titremekteydi. hıqehuun kendilerine en sa- delîklâ"de bulunmuş — böyle IYa kıyamaz!., dedi. O. b"lı *t tehlikede göstermek- Udalacasına kabül ettir . Aş yonunuz?.. ’b::mnih birdenbire — kendini Mana © derece — gösterdiği bu kurnaz Gregorius onun M Toktasmı keşfettiğine pek ul.m lm“ştu n_'oâuuumım- Mi size ne kabul ettir . Y0rum? Fakat hiç.. dedi. için hiçbir şey! Fakat ’*rq,u Sok mühim bir şey!.. Tg hefretinden sararmıştı.. 'Ba. bll âdice ağızları bıra- * b?fh, r!mızda çocuk deği. € meselesi için ne yap- l'llı—.ym'”"hunm’ Zannetmeyin hayatı sizin elinizde ol. Ff“h* i ğim için bunu soru. ik lîlı5"1'!.. Fakat' arzunuz * ett::"ı böyle haydudca ha - &’ Size bu hareketinizin hü &n kDl'kı.ıyu bile unuttu - yE çik p de vf siğ gt Pa yel yf (d W " pi # aı SAA b._' hücum edilince yola )'Ğğ ladığını görüyordu! y Ye tekrar etti. Benim ı'*;:i"'eı-lmı kabul ederse - Sü Bizans sarayına teslim Tetile fena bir akıbet- Olacağım, hem de Mi E“**t r:ml tttiğiniz yere der. onu'da muhakkak Ak €N korumuş olacağım!.. üy%d:lkin olmağa çalışarak ta , Bir müddet süküt et- &e G z e ÇU Tdenbire başmı kaldır. çat W b (de hı'll teubenim arzü — ettiğim ak &b Tteceksiniz?.. — Fakat şti” Ü b olup olamıyacağımı- h:İDh Miyim?.. u,_ muzafterane bir kah. i l11;] 5 h““n SİZİn br-mm e- Va Tüzu, Mirayı da der. larmızın gayesi ne- :"El-ıe"î Afroditinin nihayet za ' hal temizlemek ra vücudunu izale için göstereceğim yere hemen göndermesini istiyece- Mal hatun Mirayın ancak hünkâ. rin gözünden uzaklaştırdıktan son- edeceğini çok güzel bildiği için benim gönderece. RİN TARİHİ RUMANl 71 Yazan: Muzaffer Muhittin egorius Afroditinin yola geldiğini görüyordu tır!.. ğim bu habere derhal can atacak- Afroditi bu şaşı ve derisi soyul. mMmuş bir kurt gibi kıpkızıl yüzlü a- dama dehşetli gözlerle bakıyordu. İçinden (alçak!) diye Mmırıldandı, (Devamı var) mışlar, bir aylık rüklemişti. bütün heyecanile canlanmaktadır. 4 Ağustos umumi harbin başladığı tarihin yirmi beşinci yıldönümü idi, Dünyanm dörtte bir asır sonra yinc aynı şekilde bir umumi harp tehlikesi ile karşı karşıya bulunduğu bugünler de mazinin hatıraları Fakat yirmi beş sene evvel erkânı harplerine emir veren Alman imparatoru bugün Holandanın bir köşe- sine çekilmiş bulunuyor. Bununla beraber, ö zaman dünyayı harbe sü- | rükleyen Almanya bugün de üzerine yine öyle meş'um bir rol almış gi- bi görünüyor. Yirmi beş sene evvelki harbe de Almanyanm militarist- liği sebep gösterilmektedir, 1888 de tahta çıktığı tarihtenberi Alman- yayı askerleştiren Kayzer nihayet 1914 de memleketini felâkete sü-“ Resimde Kayzer Viihelm 1914 de harbe yeni başladığı zaman er- kânı harbiyesi ile beraber görülüyor. yaşındayıdı. çok beklemediler. evvelâ hürriyet ve düşünüyorlardı. sevdiğini, Biribirlerini geçen larına doğru tantmışlardı. Ve bi- ribirlerinin kollarına düşmek için Morois kın bir adamdı. Andre fazla uslu bir kır değildi. Bir mazurka oy. naklılar, bir balnsuvar, iki vals son ra akşam gayet kalabalık bir tren- de sıkışık bir vaziyette seyahat et- tiler..Bu onların samimiyetini art- tırmağa birer âmil oldu. Altın düğümü SUAD DERViİŞ daha genişleyeceğini hissediyor - Evvelâ bir saati, sonra bir öğle- den sonrayı beraber geçirmişler - di, Beraber öğle yemeği yemişler, hafta sonu gezintisine gitmişler ... Bir kaç günlük bir seyahate çık - tatillerini bir- likte geçirdikten sonra bütün ha- yatlarınca biribirlerinden — ayrıl- mamışlardı. Bir çok âşıklar gibi. Ludviç Morois onu tanıdığı za- man epey şöhret kazanmış bir ressamdı., OÖperanın birinci dansö- zü olan ÂAnde Syrille yirmi iki Genç ressam henüz yirmi beşinde bulunuyordu. ' asrın Sön- çap- İkisi aşkın dolambaçlı ve karrr şık üzüntülerine karşı büyük bir ademi tenezzül ve zevklerine kar- şı tam bir inhimâk hissediyorlardı. Ayni günün gecesi,' güneşin ha. raretini henüz kaybetmemiş olan atölyede iki şaka ve iki şarkı a- rasında onun metresi oldu, Fakat ikisi de bu geçici müna- | | sebetin ertesi günü de devam ede- * |ceğini zannetmiyorlardı. İksi de itsiklâllerini Görüşmeleri te- kerrür ettikçe biribirlerine: “Bak bu işe fazla ehemmiyet vermediği- mi biliyorsun, Kim evvel bıkarsa, o Allaha ısmatladık der çekilir, Birisi bıktım deyince, öteki İsrar etmiyecektir.,, falan gibi söylüyorlar. Fakat biribirini sözler çok biribirlerinden ayrıla. mıyacaklarını yeminlerle temin e- den âşıklardan daha sık görüşü- yorlar. ve çok daha müthiş bir su- | bu faydalı ahbaplar muhitinin çok Çeviren : rette biribirlerine dı. Francis Hautier önündeki ka- dehi bir yudumda bitirmek üzere bir an sustu. O bulvar kahvelerin- de uzun, uzun oturmasını Sseven eski tip insanlardan bir! idi. Bü- ralara rastladığı arkadaşlarını da sürükler getirirdi. Ve hemen bir bahane bulup eski hatıralarını an- latırdı. Bu akşam da eski hatıralarını anlatmasına vesile olan gazeteci - den aldığı gazetede okuduğu bir ilân olmuştu. Bu ilân ressam Lud- vic Moroisnin küçük bir şehirde yapılacak olan altın düğününün ilânıydı. Francis Hautier bu ilânı parma- ğiyle göstererek — kahkahalarla gülmeğe başlamıştı . Ve sonra ressamla, dansözün eski aşk hikâyesinden bahsetmiş- ti. Kadehini içip masaya bıraktık- tan ve garsona bir daha doldurma- sı işaret ettikten sonra tekrar hikâ yeyi anlatmağa başladı : — Andre Syrille'in portresini yapmağa — başladığı zaman, bu genç kızın Morois'nin yanına yer- leşmesi için bir vesile oldu. Port- reyi ilham eden modelin, ilham ol- duğu dakikada orada hazır bulun- ması ve ressamın çalışması lâzım- dr. Yoksa onlar birlikte yaşamağı hiç düşünmüyorlardı. İkisi de hür- riyetlerine meclüptular, bağlanıyorlar- Resim bitti. Bu kırmızı şallı ka- dın ismindeki table idi. Bu tablo ressamına bir madaiye, bir çok si- pariş kazandırdı. Model de Tres- sam gibi meşhur öolüvermişti. Her yere birlikte davet ediliyorlar . San'ata âşık bu monden muhit | içindeki münasebetleri Tessama çok müfit oluyordu. Fakat bu mu- hit tabit daha fazla an'aneye bağ- h bir muhitti. Ve onlar evli oldukları takdirde Evvelâ bu fikre ikisi hafif Fakat so- nunda evlenmeği pek tabil telâk- ki ettiler. Fakat gene samimi dostları a- rasında ve biribirlerine açıkça bir erkekle bir kadın arasındaki en iyi münasebetin serbest izdivaç olduğunu kabul ettiklerini soylu' yorlardı. Çünkü onların kanaatine göre böyle bir münasebet güzeldi ve mes'ud devam edebilmek şansma malikti. Yoksa ikisi de bir rahip veya bir nikâh memüru karşısm- da biribirlerine aşk ve sadakat va- ad eden bir çiftin mes'ud olabiler ceğine kani değildiler. Şimdi altın düğününü gazetede okuyunca ne- den güldüm, anlıyorsumuz değil mi? Ben muhakkak onların bu - lunduğu küçük şehre gidip altm | düğünlerinde hazır bulunacağım, Ve onlara “Niçin eski kafadarları. nizı böyle aldatırsınız?.,, — diye soracağım., lardı. surette itiraz ettiler. Francis Hautier'i uzun bir müd det görmedim, Sonra Paris haya- tınım tesadüfleri ve onun bulvar kahvelerinin tarasalarına — karşı duyduğu sevgi bizi bir gün gene karşılaştırdı. —Onunla karşılaşır karşılaşmaz kendisinden — projesi- ni yerine getirip getirmediğini sor dum, — Evet, cevabını verdi. Gittim Morois'i gördüm, Evvelâ beni er- kılmış br vaziyette karşıladı. Son. ra da altın düğünlerini gazeteden öğreneceğimi ve öğrenince de mü- hakkak geleceğimi tahmin ettiğini s_öylddi ve daha sonra da bana şu- nu itiraf etti: — Biz evlenmemiş, 'herkesi al- datmıştık, Elli sene bizi biribiri- mize yalnız aşk bağladı. Ve biz aşkımızım — ellinci — yıldönümüne geldiğimiz zaman; ihtiyarlık bu, bu yıldönümünün de hakiki bir iz. (Lütfen sayfayı çeviriniz) Hi pi hai Şaadi Ğ. PLÂANŞ 58 Tavla çahır, at ahırı ) Fi L'Gecurle İ: The Stable A Der Pferdestalıi; SAMAN DEMETİ F: la botte de paille . İ: the buncle of straw A: das Strohbündel AHIR FENERİ F: la lanterne d'&curic . İ: the stable lantern " ÂA: die Mistgabel GÜBRE ÇATALI F: la fourche â fumier . İt the manure fork (the - dung-fork) A: die Mistgabel HAMUT F: le collier İ: the collar A: das Kumt (Kümmet) SEYİS (ahir uşağı, hiz. metkâr) F: le valet d'ecurle . İ: the stable.boy A: der Stallbursche KENDİ BÖLMESİNDE (göz) AT (C 1 ve 5. bak) F: le cheval dan& sön box (voir C 1 et 5) İ: the hörse in the stall MA (one-hors gtall, in the box) (ef, Ci, 5) G. A: das Pferd im Pferdes- tand (Einzelstand, in der Box) (vgl, Cl, 5) 7. YATAK (yataklık ot) T. F: la litiğre 7. İ: straw litter (litter) T. A: die Strohschütte (Streu) 8. YEMLİK , W la'mangtğolı'e . İ: the manger ör core- manger. 8. A: die Krippe gc Ö0 9. OT KONAN YER (ot ra- / — fi, parmaklık) 9. F: le ratelier 9. İ: the hay.rack (the rack) 9. A: die Heuraufe (Raufe) 10, YAN BÖLMESİ 10. F: la bat-flane 10. İ: the eross-bar of the partition 10, A: der Çuerbalker (Çuerbaum) ll, XULAR (zincir) - PLANŞ 52 1. SÜRÜ (koyun sürüsü) ?. F: troupeau des moutons 7. : the folek of sheep (the | C Hârâ çat marası) F flock) b T. A: die Sehafherde (Here de) tLeparc (e pâturage ) sux chevaux 11 TNE Paddock A: Dia Pferdekoppel | ye İ p v J. HARA (park) e ” 8. A: das Fohlen (Fünen, 1, F: le pare (İ'enclos m.) 1, İ: the pasturage (the paddock) i. A: die Weide (Koppel) 2. KISRAK 2. F: la jument 2. İ: the mare * 2. A: die Stute s. TAXY 8. F: le poulain 8. İ: the foal (filly — a fe. male foal; colt is a young hörse form when it is ta- ken from the dam till the aze of four or five) ü 4. SULUK (yalak) 4. F: |'auge £. 4, İ: the feeding-trougi 4. A: der Futtertrog 5. DERE 5. F: le ruissecan 5. İ: the brook 5. A: der Bach 6. GÖLCÜK (at yıkamı ye- ri, banyo) 6. F: le bain (İa baignade) des chevaux &. İ: the horse - pond G. A: die Pferdeschwemme

Bu sayıdan diğer sayfalar: