| | ği 18 FERMUZ — 1989 Bir heykel İ münasehetile TERRE LOTİ'nin o edebiya: tından hemen hiç hoşlanma- dım. Gerçi çocukluğumda /slands Balıkçıları'nı (#omanın adı aslında mülreddir: Pecheur d'İslande; ame türkçede /slanda Balıkçısı > demek iyi olmuyor) ben de heyecanla, ağ ıyarak okumuştum; fakat çocuklu” Zumuzdaki edebi hükümlerimizden mesul tutulamayız. Undan sonra da o mubarririn eserlerini bir türlü sevemedim, hattâ hiç birine sonuna kadar tahammül edemedim. Ahenk- tar, şöyle salınır gibi İlerliyen cüm- leleri vardır, nesirle âdeta sihirbaz ık eder; sanatkârlığını o inkâr ka bil değildir. Fekat bu nevi sanat bir türlü ısmamadım. Şairane nesre husumetim nefret derecesine varır. İ Şairse şiir yazsın. Nesirde başka va” ! maya çalışmamış, sıflar aranır. Eserlerini sevmeyişim şüphesiz ki sırf bu yüzden değildir. Zannederim şiir de yazsa gene (o hoşlanmazdım Samimi değildir, hiç olmazsa bana samimi olduğu hissini vermedi: bü” tün o hüzünlerinde, gamlı, sessiz ve 1ssız yerler aramalarında daima bir sun'ilik yardır. Dünyanın alâyişine pekâlâ rağbet ederdi: meşhur olma- Zr, kendisinden bâhsedilmesini iste” di, Acadâmie'ye girdi. o zamanının birçok fücirlerine, peşin - hüküm lerine uydu. Onun için inziva, serin serviler altına çekilme bir ihtiyaç değil, baygın bir eda ile anlatılmar Fa dverişli bir mevzu idi. Türkiye” <>, yakın ve üzak şarkın muhtelit memleketlerinde dolaşırken hiç şüp* hesiz gözlerinin önündekini ans mütemadiyen yazacağı kitabı o düşünmüştür. M. Edmond Jaloux'nun (söylediğine göre, bir ikisinden başka, kitapları artık pek satılmıyormuş. Onların bir gün tekrar sevileceğini, klâsik sayılacağını da hiç zannetmiyorum. Belki müntehabat kitaplarma bir kaç sayfası alınır; işte o kadar. Hayır, Pierre Loti'nin edebiyatın dan hoşlanmam. Fakat bir gazete de, onun için bir heykel dikildiğini okuyunca içimde burkulmaya ben- zer bir şey hissettim; o heykelde bi- zim de bir hissemiz olmalıydı. Pi- erre Loti Türkiye'den, Türk mille tinden çok bahsetti, birçok kimsele- rin bizi sevmesine, bize alâka göster me...2 sebeb oldu. Şu fransızca ta biri ile türkofil denilen kimselerder büyük bir hayır geldiğini, çelebile- Ceğini iddia etmiyorum; kendi mil letimizden başka bir milleti sevmek demek onun edebiyatını, irfanını öğ Tenmek, bilmek dew:ktir: halbuki Kizhur türkofillerin hemen hiçbi i dilimizi öğrenmek zametine i katlanmamışlardır. Dilimizi bilme en bizden ne anlıyabilirler ki? Çi- Marlar gölgesinde Oturup kahve, ' >rgile içen adamlardan hoşlanmak Tisana değil, anc.x dekora muhab- bet götsrmektir. Pier. Loti gibi tütkofillerin kitaplarında da Türk, bir dekor gibi mevcuttur. Bütün bunları biliyorum. Fakat NE de olsa o adam bize dostluk gös termişti. Hârpd-” *-ce olduğu gi “onra da'bize olan o muhabbetin: Rk “ten çekinmedi. Heykelinde bizim de bir taşımız olması, o hey” kelin açıldığı gün orada belki bir den de birinin bulunması lâzımdı 1 Onu şarkın, daha iyi i4ismar edi esi İmesi için uyumasını * “yenler den olmakta ittiham edenler bulun “e Gerçi Pierre Loti şarkım mp Nazi propagandası Fransadan sonra şimdi de ingilterede faaliyette Ingiliz polisi bazı Alman gazetecileri hudut haricine çıkarıyor Fransada, sor günlerde meydana) ye girişmenin lüzumundan bahse çıkarılan casus ve ecnebi propagan:| derken şunu da ilâve etmektedir: da teşkilâtından uzun uzun bahset-i miştik. Bugün gelen Avrupa gazeteleri, ayni işin İngilterede de adamakıllı kök salmış olduğundan bahsetmek- tedirler, Nitekim birkaç gün evvel bizde) ayni noktaya temas ederek kısaca malümat vermiştik. Londranın en büyük gazetele den Deyli Ekspres son nüshasında heyecanlı bir lisanla, Alman propa- gandacılarına ve casuslara karşı şid detle hücuma başlamıştır. Bu gazete, birinci sayfasında bü- yük serlevhalarla, İngiltere oemni yet teşkilâtının birçok casusları) meydana çıkardığını bildiren yarı lar neşretmiştir. Yakalanan casusların başında di” ni kisve altında çalışan bir karı kocasıriın bulunduğunu ve bur ların çök mühim soller oynadığını Sildirmektedir, Almanların kibar cemiyete dahi! bir çok Alman ailelerini, yüksek sö yetelere girmeleri ve malümat top” tamaları için İngiltereye yolladıklar| rı anlaşılmaktadır. İngiliz dahiliye nezareti, İngilte redeki Alman gazetecilerin de, nâ iler hesabına malümat (o toplayar geniş bir şebeke teşkil ettiğini | tes bit etmiştir. Deyli Ekspres gazetesi, bununla da en şiddetli bir şekilde mücadele- derleşmesine taraftar değildi; bur şünkü Türkiyeyi.zannederim eskisi adar sevmezdi. Fakat bu İstisma dizincesi ile değildi: Zevki öyle idi düşünceleri öyle idi. Orda maziys * yalnız maziye değil, ölüme de * â- deta tapınan bir hal vardır. Yuka- nda onun samimiyetine pek inan madığımı (Söylemiştim; (fakat bir insanın büsbütün samimi - yetsiz olması kabil midir? O fikirle- rin, öyle düşünüp hissetmenin gi zel olduğuna kaniydi. © Fikirlerini Cığsu bulsak, edebiyatından hoş lanmasak dahi onu gene bir dos! diye saymalı, hatırasını hürmetle) azaları tarafından karşılanmışlar.' anmalıyız. " dır. Nurullak ATAÇ Heyet.Antalyaya hareket etmiştir. İağrler Zorla Iş görmek!.. Almar | — Londra gazetelerinin toplandı” ğı semtte yapılacak bir (tahkikat, Almanların, İngiliz (o matbuatının göbeğine kâdar girerek nazi propa* gandası yapmağa (çalıştıklarını & çıkça gösterecektir. Filhakika Skotland Yar ajanları, birçok yabancılahı nezaret altında tutmaktadırlar ama; polisin elinde ki kanun, baklı olarak şüphe edi len bu adamlar hakkında delil ol madan bir şey yapılmasına mani olduğu için, nazi, propagandacılar, gizli gizli gene bir şeyler yapmakta" dırlar. Maamafih İngiliz polisi son gün lerde iki nazi muharriri, hudut har ricine çıkardı. e Bunlardan biri (Nasyonal oZaytunglun muhabiri bahter) in muhabiri Dr. Tortdur. Fakat iş bununla (o bitmemiştir. tin adedi daha pek çoktur. GEREDE Matürk gününü çoşkun tezahüratla kutluladı Gerede, 18 (A.A) — Bugün E- bedi Şef Atatürkün kazamızı şeref- lendirdik'erinin beşinci yıldönümü” dür, Gerede bayraklarla süslenmiş halkevi meydanlığında o memurlar ve büyük bir halk kütlesinin iştira kile toplantı yapılmış, bir çok ha tipler tarafından sözler söylenmiş tir. Atatürke ait ölmez, unutulmaz “| hatıralar yadedilmiştir. Öğesi sonra spor klö5ü tara imdan bugünün şerefine ( atletizm müsabakaları yapılmıstır. Göce se “ “ “iriklerle süslenmiştir. — vw —— Antalya kanalı Heyet Burdura uğradı Burdur, 18 (A.A.) — Antalya ka palının resmi küşadında, sayın baş" vekilimiz namına ziraat (o vekilimi- zin başkanlığında giden heyet bur gün Burdura uğramış, vali ve me Dr. Röpel diğeri de (Völkişer Beo| İngiltereden çıkarılması icap edenle"! sareasaseassame asa pe Sayfiyeler, batakhanemidirler ?.. i Yazan: M. DALKILIŞ i i STANBULbir sayfiye şehridir. Yani, yaz oldu mu, halkı, nın oldukça mühim bir kısmı sayfiyelere göç ederler, Bi- naenaleyh kışın her türlü zabıt ve rabt ve kontrollardan mah- rum bırakılan sayfiye yerlerinde birdenbire kesif bir şehir hayatı : başlar. C Fakat garibi nerededir: Kıştaki ayni zabti rabt ve kontrol ihmali yine devam eder, Galiba, yaz tarifesi gibi, sayfiyelerin de şehirden ml edilmemesi bir içtihad meselesi!... Umumiyetle sayfiyelerimize nakil vasıtaların İnsanı dinlen, i dirmekten ziyade yormuş olmalarından sarfınazar, hayat z . lığı en hasta şekilde buralarda görülür. Diğer sayfiyeleri yakm. dan bilmiyoruz. Fakat şu adalarda, ki daha çok çoluk çocuğunun sıhhati i- çin gelen binlerce ailelerle dolar, pahalılık adetâ hakikaten bu prens adalarına yüz binlerce prensler gelmiş gibi, bütün mantık, itidal ve ölçüleri geçer bir haldedir, İstanbulda hir karpuz yedi buçuk - on bir kuruş Snap dır, adalarda ayni karpuz 20-35 e fırlar! İstanbulda 25 kuruşa olan bir yemiş, adalarda 60 kuruşa sıç. rarl, İstanbulda 40 kuruşa olan et bile adalar da 60 kurusa zıp- lari, Taşdelen suyunun damacanası İstanbulda 40 kuruştur, ada, larda 90 kuruşa hoplar!,, Fiatlarım bu hoplayıp (rıplamaları bir kazıklı bümma buhra- nmdan ssla daha makul değildir. Nakil ücreti hiç bu kadar, yani dünyayı 3 defa dolanıp gelir sekilde kilo ve damacana başma fırlıyabilir mi?.. Vabık derler ki sayfiyelerde esnaf ancak senenin 4-5 ayı ça, lışırlar. Senenin öbür kısmmda kazandıkları parayı yerler. Onun için her şeyi 2-3 misline salmağa mecburdurlar. No araib mantık değil mi?,. Demek ki öç aylık sayfiyeye mukabil asıl şitaiye keyfi ya, ; panları beslemeye mi mecburuz”. Fiatlar da bu sevinçten dolayı mi bu kadar delice hoplayıp zaplayor?... aaesesrermemasssersssesssssssssanesamesessasez” Mektepler Plâj suları tahlil Tatil zamanlarında haftada edi iliyor iki gün açık bulundurulacak| Belediye bazı plâjlara mecra su. Maarif vekâleti, muhtelif ihti -| ları karıştığı hakkında yapılan gi - yaçları tesbit etmek ve gelen giden | kâyetler üzerine gehir ve civarm - buslarla meclisi umumü ve belediye ne köylerde geçirdiklerini söyliye lerin müracaatlarını karşılamak ü.' daki bütün plâjlarm suyunu tahlil zere İlkmekleblerin tatil zamanm- | ettirmeğe karar vermiştir. dn haftada Mü gün açık bulundürul |“ Büyükdere, Moda, Küçüksu, Su. masını bildirmiştir. Ayni vaziyet | adiye, Florya, Sulacik ve diğer plâj Köy mektelerinü “de eesilie. lârdan alman nümunelik sular tah- Yaz tatili dolayısile köy mekteb. | hile gönderilmiştir. Tahlil vaziyeti. lerinden ayrılan ve köyde ikamet | pa göre bu hususta karar verile - etmiyen başmuallimlere makam mA | cektir, aşı verilmiyecektir. Köy başmuallimleri ise kanunen haklari olan bu ücretin bu şekilde de olsa kesilmesine itiraz etmek- dirler, Ayrıca kendilerinin köy ço. cuklarını yetiştirmek için bütün meşekkatlere katlanarak hayatları. varındaki deniz hamamlarınm ci . varğaki mecraların sularile kirlen- diği tesbit edilmiştir. M. Döneke geldi Zonguldak madenleri için Alman- yadan çağrılan mütehassıs M, Dö. neke bu sabahki semplon ekspresi. le şehrimize geliniştir. rek şehirdeki başmuallimler gibi bu | haklarının tanıması istemekte - PAİR RAN İN PİLİN iyi dikkat gerek!.. Söylendiğine göre, Büyükdere ci | AZETELEKDE şu haberi okuduk: Bir adamcağız parar günü tutmus Floryada sandala binmis, bir gezinti yapı. yormuş, O esnada denizde yüzenlerden iki kişi peyda olmuş. Bunlar da sandala bin- mek istemişler. Adamcağız bunları tanımadığı için ra» zı olmamış.. Bu sefer bu iki adam zorla binmek is. temişler, sandalın kenarına asılmışlar, xan- dal devrilmiş, adamcağız denize düşmüş... Kurtarmıslar, Iki adamıda yakala. mışlar.. Zorla elâlemin sandalına girmek ne demek?,. Yoksa bu iki adam Florya Nazi. o, leri mi?! ... Kuşların zekâsı.. hayretlerle bahsediyor, Küşlarm beyinlerinden 200.000 gibi hayret verecek derecede büyük beyin cev- heri varmış, Netekim — irili waklı bütün kuşların o hayatları, obiribiririyle sayan hayret münasebetleri, yuva yapışları, yav» rulamaları gibi halleri hep dimağlarmdaki bu cevherin delâlet ettiği zekâ neticesiy. miş, Bunda hayret edilecek bir sey yok. Kuşların bu asırda akıllı oldukların: deki vi istiyorennaz?,, Yalnız şu kâfi: Havacı oluşları!,." Rasgele . İzin muntazam... UALLİMLERİN İzin o vaziyetlerim gösteren mekteb talimatnnemsinin 3 üncü maddesinin A, B, C fıkraları vekü- Jet tarafından hükümsüz addedilmiş, bunun yerine memurin kanununun 70 inci madde- wi tatbik edilecek, Yani #muallimler meşra ve mücbir sebebler karşısında kazalarda kaymakamlardan, vilâyetlerde valilerden, maarif müdürlüklerinin o muvafakatini al, dıktan sonra, 8 çün İzin alabileceklerdir. Bu âlâ. İlkmekteb mualilmleri bundan son- ra ancak böyle muntazam İzin alabilecek- ler... Fakat bari mantazam da maa alabi. , Jecekler mi?,.. ss.“ Meçhul motörler ), B İR gazete şöyle yazıyor: — Dün yine köprü önünde bir de, niz kazası oldu. Hasan isminde bir adamca- Kızın sandalma meçhul bir motör çarpmış ve sandalın baş tarafını parçaladıklan son- ra süratle uzaklaşmıştır!., Şık değil mi? Geçenlerde de meçhul bir motosiklet Tozkoparan yokuşunda bir çocuğa çarparak süratle uzaklaşmıştı... Demek piyasada, gerek karada, gerek denizde (meçhul) marka motörler de faa, Tiyette!, Bu ne iştir? Güpegündüz bu meçhul motör etraflan görülemediğine göre acaba sinek kadar motörler mi icad edildi”. AZETELEK yazıyor: Son günlerde şehrimizin birçok ma» halleleri görülmemiş bir çekirge istilâsma uğramış. Bilhassa Bakırköy, Yedikule ve civarı, Buralarda halk evlerinde çekirge mü- cadelesi yapmak zorunda kalmışlar, * Hayret. Acaba bunlar hakikaten çekirge mi? Bunu iyi anlamalı... Yoksa: Bunlar bu civarm meşhur asırdide sivrisinekleri olmasın ??.. Hayırlı bir fikir astede okuduk. Ziraat Banka- siyle alâkadar bir zat memleket için hayırlı bir fikir söylemiş. O gazetede bu fikri alâkadar müesseselerin dikkatine koyuyor. Bulunan ve dikkate konulan fi. kir şu: Ziraat Bankası 30-34 milyon lira sermayeli bir müessesedir, Bunun ancak 15 milyonuyla Iş görmekte, geri kalan küylü. lerin zimmetinde bulunmaktadır. Ziraat bankası © memleket ihtiynemi karşılamak için sermayesini 300 milyona çıkarmalıdır, Hakikaten mühim bir fikir... Şimdiye kadar kimsenin aklına gelmeyişine ne der. siniz? Asra yakm bir zamanda sermayesini 31 milyona çıkarabilen bir müessese neden birkaş sene içinde 200 milyona çıkarama. «m? Senin sermaye dediğin nedir ki? Bir kelimeden ibaret. Mim | Düşündüğüm gibi: Bir Alman gazete- sinde çıkan bir karikatür “ münasebetiyle Yazan: SUAD DERVİŞ Das İlustrierte Blat isimli bir Alman mecmuüsınun 15 tem» muz nüshasında, Türk inkılâbile eğlenen bir karikatür neşretmiş « ler. Bu karikatür şunu gösteriyor? Türkiye şarlatanlık etmektedir. İnkılâptan sonra bu memlekette hiçbir şey değişmedi. Alman karikatürist O haklıdır, Türkiyede onun ve onun gibilerin anladığ: manada bir değişiklik el, madı, Ne bir temerküz kâmpı kus maıldu, ne ilim kitapları yakıldı, ne Ayinştayn seviyesinde bir vatan « daş memleketten kovuldu. Ne sa“ nattabloları başka memleketlerim pazara çıkarılıp satıldı. Ne mü « mevvere geveze, sersemifalar gibi slatlar takılarak ağza Kilit, eli, ne kelepçe, bacağıma ağncir. asıldı, Ne proğronlar yapilğı, me Kurunu vutal engizisyon usulleri yenilen ihya edildi. Ne vatandaşlar cebren Firavunların ehram yaptırması asu ii, galışmağa mecbur edildi, Ve kadınlar esin mertebesi « ne indirildi. Ne çocillan başka milletlere düşman birer yam yam gibi yetiştirildi. Ne te. reyağ yerine top yedik, ne ekmek yerine bomba!., m Türkiye hudutları içinde hatp | mabut, zulüm ve işkence ibadet ve irtica baş tacı olmadı. Biz burada; Alman karikatüris- tin terakki! Tekâmül! hamleleri diye takdis etmeğe cebren alıştrıl mış olduğu şeylerin hiçbirini yap- madık. Biz burada sanatın, ilmin © kültür ve yenili; yüz, yüz mektep olan yerde bin tğ yapmağa çabalıyarak üniversite - mizi, sanatımızı mükemmelleştir - mek için elimizden gelen her şeyi yaptık. Ve ilmin hududu olmadı . ğını, milliyeti olmadığını bilerek | değil bir kendi Ayinştan'imizi kov © mak, nerede ilim adamı bujduksa bilgisinden istfade etmek için memlekete davet ettik, Memlekette sayısız o fabrikalar kurarak, sanayiin ve tekniğin. memlekette inkişafma çabalıya - rak, kadın erkek bütün vatandaş” lara müsavi hak ve hürriyet ver. şeri nl Çocuklarımızı, bütün dünya milletlerine ve sulka dost olduğu kadar istilâcıya düşman ve istiklâli ne âşık olarak yetiştirdik. Dini Dini:Müslüman olmıyan Türk vas Müşlüman olmyan Türk va» “ tandaşları arasında bir fark gözet- medik, Bu asra uymayan kanunları terkederek en yeni, en metlern ve bu asra en uygun kanunları ka $ bul ettik. Ve nihayet herbir ferdi ayrı ay- ri şuurlanmış olan bu milletten bugünün en mükemmel ordula - rından birini kurduk ki, bu ordur hun boğazların iki tarafmda sul » hün nöbetçiliğini etmekte oluşu, dünyayı yangın yerine benzet . mek isteyenlerin iştihasmı kesip çi hevesini kırdığından bize hiddet - lenmekte ve bu nevi karikatürlere güya bi#den intikam almaktadır - ilar, i Bu karixotür küçük bir çocu © i ğun, büyük bir adama kızıp da dil | çıkarmasma benziyor, g Suad DERVİŞ Orman yangını İzmir, 18 (A.A) — Dün Çeşme © nin Uzunkuyu nahiyesinde, Yumur © dağında orman yangını çıkmıştır ik Yangın genişlemek istidadı göster diğinden civar köyler halkı darma kuvvetleri yangını meğe gönderilmişlerdir. söndür” A A aş