19 Temmuz 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12

19 Temmuz 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Türk kartalı, Yazan; HABER — Akşım Postası RAHMI YAGIZ büyük tehlikeye omuz silkti Mecdi, birdenbire etrafında tekânüf eden top- iyle önce şaşırdı, iri gözlüklerinin arkasın- «lanan bakışlarını aşağıya, ateş gelen tara. re çevirdi, baktı. Dümdüz enginin üzerinde uzadıkça bir nokta görünüyor, otrafında ateşlenen topların beyaz du. maslariyle bünün bir harb gemisi olduğu seçilebi- Miyordu. Türk kartal bü uzak tehlikeyi mühimsemiyen bir lavırla omuz silkti, mirtldandi: — Çok geç kaldımız!,, Şimdilik Alahammarla- dık, bir daha sefere daha uyanık ve daha atik ol. mağa çalışınız! Bir saat zarfında yağdırdığı bombaları, etrafa dehget saçın makinelitifeği ile adanm Üzerinde bir deberdem fırtınası estiren gözü pek Türk kartalı yoluna devam eti, İlerde, İzmir kıyıları sisli bir çizgi halinde be- Uriyor, yarım sast sonra karargiha ovaracığım kestiren Türk pilotu yanıbaşmda pâtlıyan düşman güllerine istihfafla dudak büküyorda. Adanm üzerindet ayrıladağı siralarda Meodi- min kendi motörünü kontrol eden kulakları ys- baner motör sesleri işitir gibi olda. Hafif bir ür. perti ila baloşlarını etrafta gezdirdi. Uzakta, kendisinden İki mil kadar açıkta (V) nizamda ilerliyen, üstüne doğru olanca hızt ile gelen all düşman tayyaresi farkedince tehlikenin büyüklüğün! anlamakta gecikmedi. Alti düşman tayyaresi, tam bir flo halinde Türk kartalına htlenm ediyordu, Meedi ne yapaca, ğini kesttremedi, Altı düşman tayyatesi, bu ücu Bucağı ölme yan göklerde dört târafımı saradak #itr ağır maki- nelitüfeğin ölüm dolu namluları geç yüzbaşmun beyninde uğultularla bir geçit resmi yaptı, O, bu ihtimali hesaba katmanını, En yakm düşman haya karargâbmm buraya olan müsfesi- ni, kendi dönüş zamanınm yaklaşmastndan sonraya kadar süren bir hava yolculuğu diye ölçmüş, fakat piyede taburuyla oyalanırken yola kan tayyaro- Ter, düşman filçsu kendisini kıstırmıştı, İngilie tayyarelerinin uçuş ve manevra kabili. irinkinden çok faz'a, İngiliz pilotları da çok teknik uçucülardı. Bir saniye içinde bu düşünceleri kafasmda sr- ralıyan Türk tayyaredisi çabucak karar verinek mecburiyetindeydi No yapacaktı? Düşmen hava filosuhun tefevvuku a onlarla çarpışmak yolunu tutmasına İm- u. 6 kudreti t renin önünde daha ilk kâttlede yers serilesek, düşürülecek, denize gömü- ta, sisli bir hat halinde beliren İzmir sa. ini çeviren Mecdi kararını verdi: arı etrafimi getirmeden oraya yetiğ. e m mevkiin top menziline girmek, tayyare defi bataryalârının ateşi 4 e ai uçaklarından yâkasin: kurtarmak bitieik çereyi teşkil ediyordu. Mecdi olanca kudretile göze bastı. Fokerin pertanesi artan ndeği devrin afk karşısında İrli- "Bu koltuklar yeni değil. Halınin di tisini arttırdı, Hsm yükseltti. Bir an evvel kandi topraklarını kavuşmak arau çirpinan pilotun hislerine uyarcasına bir kayışla maksadına varma. ğa çalıştı. Düşman tayyarelerinin motör gürültüleri Mec- dinin kulaklarını sağır cdecek kadar şiddetli yakın. Kkla duyuluyor, gözlerini höbetleşe rahille arka, sında her an kendisine biraz daha yaklaşan düş- man filosunda gezdiren Mecdi son dakikalarının gelip çattığını içi ürpererek kendi kendine itiraf ©- diyordu. Bu kaçış ve kovalayış uzun sürmedi, Bir serçe ye saldıran 6 aç ve muhteris kartal uçuşuyla Foke. rin 400 metre yakınma sokulan İngiliz tayyareleri makineltüfeklerini işlettiler, 6 muhtelif istikametten gelen 6 ateş huzmesi ölüm takırtilarıyla gükün mâvi boşluğunda ineldi. İç tarmakyan wlklarla uçuşan o kurşunlar Fokerin etrafmda vız: Türk tayyaresi son dakikaları yasıyordu, Bir mucize Olmadıkça hu saldımştan, bu cane, varçi takipten kurtulmak imkânı elden çıkmış bu- Munuyorda. Türk pilotu bu ye! ve mühim tehlike karşı - smda bütün tüylerinin diken diken kesildiğini his. setti, düşman tayyarelerine mukabeleye kalkış, mak katasmı bir an için aklından geçirdi, fakat bu delise hareketten çarçabuk vazgeçti. Başını g0- riye çevirip baktı. (o Kademeli saffa geçmiş olan düşman uçaklar! taarruzlarma devam ediyorlar, ölüm saçan makinelitüfeklerini önlerindeki seyyar hedefe, Mecdinin tayyareaine çevirmiş, ataş ediyorlardı. durmadan İzmir sahilleri, müstahkem mevkiin bulundu. duğu nokta gitlikçe yaklışan ve yaklaştıkça beli. yen kara parçasi feci bir taarruza uğrıyan genç yor, oraya ulaşmak &- e » gayrelile böşluğu ya, ta'yara ierliyerdu. Bir saniya sonra Mecdinin başmı yalıyarak ge. çen bir kurşun yağmuru önündeki cumr parça par- ça etti, Artık her şey mahvolmuş, Ümitsiz bir boğuş. maya, nisyetsiz bir muharebeye başlamak mert, riyeti kendini adnmaktlir hissettirmeğe başlamıştı, Mecdi, gözleri yaşararak o zamana kadar olan hayal ve maceraları Lpkr Bir sinema filmi gibi Kafasının karanlığında işiklandirerik gözlerinden geçiral, Çocukluğu, #akeri rüşdiyeye girişi, idadiyi bi- tirişi, Harbiyeded mülâzim rütbesile çikip orduya katılışı, Balkan muharebesi, Edirne muhasarasın. daki hizmeti, yarslanışı, Edirnenin sukut, istirdad kuvvetlerindeki vazifesi, tayyareciliğe karşı duy. düğü ineizab, ik Türk layyarecileri Fethi, Sadık, Nuri Beyeirin Misir seyahati, büvük harbe giriş, tayyare #ınafna geçiş ve nihayet İzmir hava tabu. ru karargâhında iki gfin evvel bröve alış imtihanm. daki harikulâdeliği, son cüreti birer birer hayalin. de cnnlandı. (Devamı var) Haym: haykırdı: — Papaz Fhuppenslabt mı? aslâ" Bir yayın tesirile «miş gibi ayağı “rlamıştı. Tekrar oturdu. Devam edin ,deği. Pekâlâ, in) Ke-ya oştakları ara- | $ eder. Orm için oy yanan oyunun hiçbir o ehemmiyeti yoktur, elverir ki devam etsin, Bu| bol bol alkışlayıcılar kira meğa kalkar. Patronun karısT olma st ve bu katlı tarafından hokkaha- zin dehasma ikna edilmiş bulunma" £ da mümkündür, HK kahkaha ile güldü: — Tıpkı kolonel! — Sonra doğrudan doğruya nameleri kapı aralığından atan vk hasıl bütün oyunu tanzim eden * dam bunların en başındadır. — Buda Şmit mi? - Evet. Şimdi büyük rollere ge | iiyoruz. Bunların içinde en müşkü- lü sahte seyircidir. Ayağa kalkar, hokkabazı yalancılıkla itham ve o yunların hileli olduğunu mantıki bil la izah eder. Şüphelerini tahkike davet edilince ceketini çıkarıp kollarını sıvayarak söylene söylene sahneye (çıkar ve hokkabazın ilk manyetizma hareke tile nedense uyuyuverir. Uyandığr" zaman da şüphede haksız olduğunu söyleyip hokkabazın ellerini öper. Haym gülerek itiraz etti: — Ben bu kadar ileriye gitmiye- rami — Tarifimde kendinizi tanımenız i| beni snemnun etti, Sonra sessiz, lâ- kayt ve kendisinden şüphe edilmi” yen ortak gelir. Bu adam harekete geçtiği veya bir tarafı tuttuğu gö” rürmez. Halka karışmıştır, halkın baleti rubiyesini ölçer, hileleri ter tp eden, halaları veya ihtivasızlık” ları tamir eden ekseriya odur. — Bu da Ştroberg olacak. Peki ya sir? Ben mi,? Ben daha bir şey yap madım, Ben olsam olsam ihtiyatlı ortak olabilirim. Hâdiseleri tetkik edip lüzumu olmadıkça müdahale de bulunmuyan, son dakikada her 3 itmeğe memur adam.. artık bir şey içelin, Bar mon nerede ise gidecek, Haym gülümsiyerek sordu: — Peki 0? — O kim? — Barmen. — Barmen mi? O da dolandırr çın biri. En iyi cins şarap diye or! takar gelir; Kulis ârüenia o çifte! cidârle sandığı hazırlayan, güver | cinleri salıveren ve... sahte vasiyet-| dig başka birşey karıştırılmamış berbat bir zehir satoy.. Görüyorsunuz k* her sey müntki İKİNCİ KISIM ii 1915 hâziramnın Hik on beş pi Jandarma kamyoneti çiftlik avin suna girdi. lâğım çukurunu atla | ken gıcırdadı ve durdu. Tatar takr to "muş bir ihtiyar git res du. Ahırda ineklerine bakan Van dövt be'ediye re'si Furmanvuar, pılan bir göz attı, külretti ve yer tükürdü. Tonra çağmılmasını bek! yerek t»” ar işe koyuldu. Pöjösünde Alman'»ı gi mek ka bini parçalıyordu. Gelen, onun a bast idi. hem de şata sahibi kolone' Gayyard otomobilini satalı beri kö yün yegâne otomobili... yayları bir az kırık diye dudak bükmeyip de arabayı bari Fransızlar müsade" etmiş olsalardı! Köyünde o kadar hirs ve kıskane hik uyandırmış olan o otomobi''- başmı çevirip bir kere daha baktı Bu sefer irkildi ve endişe ile alelâc- le dışarı çıktı. İki Alman jandarmasından baş ka otomobilden üç de asker inmiş orada yerleşmek niyetinde imişler Çeviren: Fethi KARDEŞ Jiçine talaş ispirtosu, su ve boy. san Jzibi eşyalarını topl,, orlardı, Bu ne Tsmekii? Bit parça fransızca konuşabiler mdarma zabit vekili: — Bonjur, dedi, asker Friç bura” Ja ziraat işlerine nezaret (edecek. İ Aster Lang çiftçi Bartunun, siker Konmd da çiftçi Pikarım o yanmda yd'unacak, Furmantar yumruklarını sıkarak “işlerinin arasından yavaşça Dir 'cü- ür mırıldandı ve: — Yumurtalarımın onda dokuz» vu size veriyorum. dedi. Çocuk'a” “ım için kâfi miktarda süt bırakır” vorsunuz. Üstelik evimde elendi ol- namı da çok görüyorsunuz. Bu © 'ur iş mi? Çamaşır yıkamakta olan madam “urmanyar dışarı çıkarak seslendi: Sus, neler söylüyorsun? Ellerini mavi önlüğüne siliyordu. Setin görünüyordu, fakat yüzü «15 sarıydı. Kocası ona baktı ve hemen rai, Janlarma zabiti bozuk fransızcı- sile avaz avaz bağırmaktaydı: Sen ağzımı kapatacak mısın? Siz Fransızlar hep böyle gürültücü- sünüzdür. Biz iyi adamlara. Bir Tün iş taburuna sevkedilince akıllı asl olacaksın ama İş işten geçmiş macak, Sana emrediyorum, dediğim ibi yapacaksın, bu asker oOburdda kalacak. (Devarm var) — Şimdi size “Alle saadeti,, ş arkısını söyliyeceğim, — Pransız karikatürü — — Oturduğumuz yer Gehennemin bir rehgi tâmâmile solmuş. Bunda şüphe yok.,, Bit saniyelik bir duruş. Sonra (ofikri gene eski cereyanını takibe başladı: “Böyle olmalda beraber, #rinem bu es ki koltuğu söbarin kenarına çekip üze rinde oturmaktan çok höşlanırdi. Öteki koltuğün üzerinde de mini mini ve şımâ- rik bir çöcükken ben oturundum. İnsah dün seğliği bir şeyden bugün © iğrenecek olduktan sonra yaşamanın manası nel, Kafasımı yoran bu mülâhazaları atmak istiyormuş gibi Behbire silkindi ve bakip larini öteki eşyalara çevirdi. Heyhat! Bu odada bulunan en ufak geylet hile tatli bir hatırayı o canlarıdır” yordu. Üzerinde yeryer cilâları (solmuş irçok yerlerinde mürekkep Jekelerile doluydu. Behire düşündü: “Bu masayı yeniden cilâlalmak, yeni gibi Yapmak kabil, fakat neye yarar? Ma Cihat evine koymak istemiyor. Eri bu eşyadan ayrılmağa razı Olmak" Behire aci aci içini çekti. Yapmak iste diği fedakârlık kendisine çök aci geliyor du. Çünkü annesi genç (kızlığındanberi bütün mektuplarını bu yazı masası üze MASAL ÇOCUKLARI hA'B ER rinde yazmış, kendisine gelen mektupları bu masarim gözlerinde saklamıştı. Bu masanın her gözü genç kızda başka bir hatırayı uyandırıyordu. Aileden kiyrnetli bir vesika halinde ka- lan eski yazıları bu masadan çıkarıp mo- dern bir yazıhanenin gözlerine O koymak eşyanın mağrtr ruhunu inciten bir hare ket olacaktı. Sonra ihtimal ki Nihat bu buruşmuş. sararmış yırtık kâğıt parçalar rını da müdern yuvasma koymak İstemi- yecekti. Bunları yakmak, yok etmek İâ- nm, Behire, yüreğinde derin bir yaranm $1z* badığını düydu. Evlenmek, sevmek, mesut olmak.. Bun Tar bir genç kizin en tabii haklarıdır. Fa kat bunun için deri değiştirmek. çok kıy- metli olan mazi ile her türlü alâkayı kes- mek neden İlermgelsin? Mazi yalnız ber liğimizin değil uzviyetimizin de bir par- IN AŞK VE wen Nakleden: HİS çasıdır. Çehremiz, ellerimiz, odimağımız yaşamak için ne kadar İâzmsâ mazi de 0 kadar lâzımdır. Sonra maziyi yakmak, ortadan kaldır mâk mümkün müdür? Eski bir mobilya parçalanır, eski kâğıt lar yakılır. Fakat damarlarda o dolaşan kanın mahiyeti değiştirilebilir mi? Mazi“ ye bağlayan bütün maddi zincirleri kira” biliriz, fakat manevi Zincirleri ne yapma* 1? Burtları düşünürken Behirenin dimağın da feci bir sual işareti kıvrıldı. Niçin Nihat bu eski (şeyleri yok et Mek istiyordu? Behirenin mazisi, gençli” ği, âilesi olan bu eski şeyleri... Genç kız âteş içetitinde yanan âİnimi hümmalı ellerile uğuşturdu. Düşüncesine bu sefer yüksek sesle devam etti: “Niçin benimle bu tarsda könuşuyor?. Odanın orta verinde ayakta durdu. Kal ROMANI: 34 MUZAFFER ESEN bi ıstırab içerisinde, bakişlar sabit, ruhu nihayetsiz bir kederin avucu (içerisinde kısılmış. Ancak çök uzun bir düşünösden sonra bir karar verir gibi oldu. “Bu meselede yalrız kendi reyimle ha“ reket etmek olmaz. Bir defa Nedânım fik: tini alayım. Etki yazı masasına oturdu ve Necldya bir mektup yazmağa başladı. X Neclâ ertesi gün ikindi üzeri Behireyi görmeğe geldi, Arkadaşını sabıruzlıkla bekliyen Behi- se Neclâyı görür görmez sitem eti: — Nerelerdesin Allah aşkma, bana hiç uğramıyorsun.. Seninle görüşmek © için mektup mu yazmalı? bucağı. Her vakit hatırımdasm âma, bir rum ki.. Maamafih mektubunu alır alaz geldim, Şimdi anlat bakalım.. Gene ne © luyor? Mektubun hayli endişe uyandıra- cak bir üslüpla yazılmış. Herhalde bir şeye canın sıkılmış olacak. — Evet. Gene canım sıkıldı... lerine ihtiyacım var. — Neden? Fevkalâde bir vaka tnt geç- “? — Hayır, Fevkalâde hiçbir şey yök. Pa kat buna rağmen seninle konuşmam lâ“ zım. — Anlat bakalım. «— Dün Nihat buraya olmuyacak şeyler söyledi. Genç kız bu sözlerine pişman olmuş gi” ğ birdenbire sustu. Sonra kederli bir ses e: — Vakia Nihadin bu sözlerine | haksiz demek doğru değil. dedi. Fakat Onun böyle bir şey istiyeceğini vaktile hiç dü- şünmemis olduğum için.. , — Mukaddemeye lümum o yok Behire. buldukça burayan nişanlı gene (neler istiyor, Nasihat geldi ve bana (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: