b Skızarıverâl. Uzun kirpikleri yüzün. “de çırpInMAĞA başladıla: HABERİN TARİHİ ROMANI. 53 Yazan: Muzaffer Muhittin! Mal Hatunun solgun yüzü hafifçe kızarıverdi Hali), De anem başımı kaldırarak ilhve ot- — Su Mirayın halini düşünürüm. pedi. Hâkkında bara a söylenenler | y bu oğlancığız bize mühim bir hizmet eyler! Osman hayretle başını sallıyordu. — Dur bakal lil, Sen git, hazırlıklara kı kâfirleri Pençemize lam başlatma gelsin, hatunla şu meseleyi Kara Halil derhal Osmiânm elini öptü. — Hütkârm, Biz na kisivet çökme! E n, di Ben de Mal sceğim, ağı kalktr slilardan y8 lallak onla İ ! Osman yalnız o kalmen derhal Mal Hatuna paber gönderdi: — Bİr meşgalesi yoksa bir da - kilit Yanımıza gelsin... Biraz Sonra Mal hatun uzun bo <| yu v8 Mağmum, solgun ile Osmsnm huzuruna giriyordu. Hünkâr Mai iatumun bu gamh| halini Sörünce yüzünde bir teessür vem'ası uçtu, hafifçe gülümsedi: — Ne 67 Bir rahatsızlığın m yüzü — Kihamdülillüh, bir şeyim yok. ter. Beni çağırtmışam? Dedi, — Evet, hele otur şöyle yanıbâ- suna, Bazı mühim ahval var, Şun. İar hakkında görüşmek istiyorum. Mal hatunun yüzünde merak ve #dişe hâzu olmuştu. Yavaşça hün- kârm yanıbaşında gösterdiği sedi - re ötUrÜN, eteklerini o zyaklarınm ine kavuşturdu ve deri, #Sötmiyen Obir muhabbetle Osmama hâlâ yağız ve parıl pa: barlıyan dinç yüzüne bakmağa baş- | adı. Mal Batun uzun kirpikleri, sölgün #ims#'NA hazin bir gölge gibi düş-| mekte gamlı gözleri hâlâ Yalı bir kadın çirsaktan kurtulma -| nrg Olduğunu ifade ötmekteydi. Osman bir iahasda gözlerini 6-| ve dinlendirir yüzünde rnamış olduğu bir defa daha bakmış, Fakat Mal Hatunun uzun baymun: | da bÖSÜ olan kırışıklıklari görerek gözlerini derhal yere indirmişti. gonra ağır ve dargın bir sesle: — Senin peğerinin en yakm det- tu olan İznik tekfuru Gregörins'un vit ©Ylediğini görür müsün?. pedi Mel hatun birdenbire dirilmiş gi- yi oturduğu yerde doğrularak: — Ne olmüş?, Bir şey mi var ki? Diye sordu. — Bürsayı eli en almağa kalk miş Mal batutun yüzünde şiddetli bir kayret dolaştı, Sonra omuzlarını sikti: Bunün kabin yek! — Belit, Böyle bir batıl hayalin ejpett8 kabili yoktur! Ama bu baba döStünn biz emf senin batır için itibaf ederiz!, O kalkışır bizim rütehsimz! hiçe saymağı! Üste - tik BiZA75 hükümetini de âlet ey - leri, ONdAN Gizli asker alıp Bursa- ya baskın Yapmağa hazırlanır? Bu otur ig midir? Mal Hatunun solgun yüzü bafitçe —. Fakat, iş değildir! Dedi. Sis Burtada bulunurken Bursaya Kanra etek Â4 bünkürmm, bu olağan tumuzu5 © «alk Osman sustu, emer ve siyah | #iylerle dolu yüzündeki damarlar! şişmitgi. Eliddetlenmiş otdu; liydi. Sonra, yine atin b etti — Iyi ama, dedi, ğu bel - bu si hakikat. Bu aym 13 ünde olmasından istifade edip yafetinde adam şehirde köylü kı bize hü. ce mukâr Bizanmtan tedarik Halbuki ma» cumu kasdeyle verdir! Askeri Mal Hatun bilsbütün kızarmıştı duk... Sonra silkip yukarı kaldırarak: — Lâkin böyle müstabet bir ha başmı | seri kimden duy Diye sordu Osman 6 vakit (o beşmı kaldır: Mat Hatunun gözlerinin içine baktı. | bu garib ve a Mal İlatun Osman sitemli nazarları et hissederek gözlerini yere mecbur oldu. eğmeğe Osman sert bir sesle: — Kimden duyduk, bi sun?.. dedi. Hıyanetinden şüphe eylediğimiz Miraydan!,. ir İşilmez Mal Hatun r sapsarı, olmuştu; — Miroydaa, mt? Diye kekeledi. Osma yan gözle sitemli bakış lsrma devam ederek: diye tasdik etti, — Evet... Bana / aleyhinde bulunduğunuz bu delikan udan haber aldık darbe âni olacağı tehlikeli, biç oli caktı, Buna hı r Hazırlanaı çin hakikaten zsa çok kanlı ola süretle şüphe İ yoktur, Miray buruda da bize hatı bir hizmette bulunur sa - esle devam | | pazar | miş ezildiğin! | Mal hatun kendini toparlamıştı. Zehirli bir gülüşle güldü, | — Ebe Jivet elbette ârım!.. ki büyüktür, inkâr o- unamaz, dedi, Ve lâkin eğer ve - İ ölen baber doğruysa! | Mal Hatun bu son cümleyi o ka birli bir tarzda telâffuz et - i Otman birdenbire Mal Ha- üne hayretle baktı: e demek istersin, İzah eyle! Yoksa iğfal mi olunuruz? bal hatun stegli ategli: iğfal (olundu dedi. Fakat — Neden?.. — Çünkü bahsolunan İznik tek, füru tarafımızdan Mirayı takibe ve İ cezasını vermeye memur edilmiş « İ ir. Herhalde Afroditi denilen ka - İdim casusları vasvtasile bundan ha. | bordar olmuş ve sırf tekfurü göz - / den şilrmek için böyle bir tezvir ıydurmuş olabilir!.. Osman tekrar başmı yere eğip dü İşünmeye başladı. Hakikaten böy . le bir şey olması mümkün müydü? F kika Mal Hatunun #rari üze- rine en sadık ve âkil bir doat ola- rak Gregoriusa Miray ve o Afreğiti meselesi açılmış, onların ihanetini fından tahkik edip bildirmek bu 20 ki adama havale olunmuştu. Gregerius icabında bunların hak- | kından. dahi gelebilecekti, Actba Gregorlün bu gizli krta i şi arf Mirayr tuzağı düşürmek için mi icad etmişti”. Zahiren Bursaya baskım şekli verip Tehilos vasıtasile bunu Miraya böylece bildirerek 0- nu avlamak İçin tertib mi yapmış- 1? Yakut hakiksten (o Mal hatanın İ düşündüğü gibi Miray ve Afroditi hakkımdaki kararlardan ek iftirada bulunmak mı istiyorlardı? (Devamı var) İ kendileri »helene Gregorlusa şöyle bir PLANŞ 18 dilet elef haricot, # la gralne (le baricot, a föva) 1 the bean or bean - a the flower ör binasom (a papilionaceous — flo- wer) b the leaf & th “wining stöm â therprop round which the plant twinen e the fruit (the bean - ik pod, a men) f the seed Cühe bean) A: die Bohnenpflanze n die Biüte (eine Schmet. terlingeblüte) b das Blatt e der windende Steğgel Pflanze o ne") 5. DOMATES la tomate the tomato ( toon), slso galled 8. F: sİ apple uteur, aülcur dü- ia plane #'ensoule die Fruoht # der Same (dis ,Bob- desapfal, t (Lis cosse de) !e haridet) plant i A: alk ör VA TURP F: la radis legume or lezu- A: das Ri F: le raifort HAYUÇ F: um dis die | sich windet (.Bohne" Rübe) t Bu hiz . tesbit etmek, ahvalini Bizans tara , | Talırım? Ya hastalanırsan?. Kutup köâşifleri — Bir perdelik piyes — İ ŞAHISLAR: Tomson — Yaşlı bir kâşif. Makredi — Arladaşı . Darton, Conson — İki genç a-| bale; ni Sahne; Kutup (denizinde ka.| yalık bir adada penceresi, tek ka- pr: ahşap bir kulübe, İle yanan bir soba.. Tahta bir ma Jaa. Tahta sandıklar, iskemle vel İ dolap vazifesini gö: Bir kaç kitap ve mecmua. Tomson masa l nın başında oturur. Makredi aşağı| £ yukarı gezinir. Mükredi — Allakaşkına Tom. son, biraz konuş. Bu sessizlik in- sanı deli ediyor. Ben bu kiş mem- lekete dönmek istiyorum. fikirdesin?. Tomson — Benim memleketim yok artık.. Ben bu tipiler, buzlar ülkesinde ömrümün sonuna ka- dar kalmak niyetindeyim . Makredi — Erzak gemisi günlerde gelecektir . Tomson — Gelmese bile, gele- cak yaza kadar bizi idare edecek erzakımız Sar. Makredi — İkimizde 6 gemi ile buradan ayrılırız. Tomson — Beni karıştırma Daha iyi, tütünün hepsi bana ka- hr. Makredi — Seni yalnız nasıl b bu- 'Tomson — Sekiz senedir hasta olmadım. Mâkredi — Fakat burada Jsene daha kalırsak, adâmakılı lacağız.. medeniyet görelim. Hem de yalnızlığa ta. İ hammül edemezsin, İ Tomson — Zarar yek. Alışı tım. Makredi — Ben iki senedir güç İ tahammül ediyorum. En yakın | canlı mahlüklardan altı yüz mil | uazktayız. Elrafımızn. kefen gi Saran bu buzların iç.nde canlı bi. İrer cesetten farkımız yök.. Kala - balık şehirleri, kadınları, çocuk- ları görmek İstiyorum. Mancester- de iki yeğenim var, biri dokuz, bi. hiç bir Balıkyağı| t Sen nel, ir on İki yaşmda.. Bu gece onları görebilmek için, ömrümün yarı sını feda ederdim. Sen çok garip- sin, dönmek istemiyorsun.. Tomson — (Mütscasir) Ben. .ben artık vatanıma dönemem, Makredi — Saçma! Tomsan — Darton Keşif seyaha- hiç duydun Makredi — Öyle bir şey hatırlı - Sir Gilbert Derton'un ri- yasetinde bir heyet şimal kutöu gidip bir daha geri dünmemişlerdi. Değil mi?. Tomson — Evet geri dönmediler. Sir Gilbert Darton benim.. Makredi — Sen mi?, Tomson — Evet gemiyi kaybet. tim. İlk felâket oradan başladı, Son ra silsile halişde biribirini takip et» ti, Vapur, buzların o arasma sıkış- mişti, Küçük kayılların bile geşe- ceği kadar srahk yoktu. Yiyeceği, miz bitmek tzereydi. Nihayet beş arkadaşla” beraber buzların Üzerin- de yürüyerek karaya çıkmağa ka- rar verdik. Derken, bir tipi, bir kıwamet,. Biribirimizi kaybettik .. Kendime geldiğim zaban bu dada idim. Ancak altı ay sonra bir balık- dı gemisiyle Buenos Ayrese gidip bir hastahaneye yattım. Altı ay fok balıklariyle karnımı doyurmuş, tum. Harap bir haldeydim, Kendi. me gelinciye kadar birkaç sy daha geti Darton kutup seyahatinin “müthiş bir facia, serlerhasiyie gar #ötelerde yazıldığını, bir tek kişinin bile sağ kurtu! ğını, imdat hey- çok g ben, yorum., etinin yetiştiğini okudum. Yani tün dünya ölüsan. yordu, Hayattaki yerim kapanmış- fr. Yaşayan hir ölüydüm. Mak, — Müthiş Torason — Hastahsneden çıkıp İngiltereye dönmek (üzere oldu- ğum günlerde bir Londra gazete - sinde Leydi Darton'un evlendiğini okudum, Mak, — Mani olmadmız m1, Toimon '— Hakkım yoktu. mimi değiştirdim, tekrar kutuplara döndüm. Ne hakla gidip o kadı. nm saadetini bözabilirdim? Genç 1s. | İle güzel bir kızı, hayatınm en güzel senelerini yapyalnız, yüreğinde daimi bir endişe ile yaşamağı mah küm etmiştim. Kâşif zevcesi ol mak bir azaptır. Mezardan kâçmaş gibi ortaya çıkıp, henüz buklu. ğu saadeti bozmiğa kenümden bir hak göremedim. Mak. — Çocuklarınız var dı?. Tomson — Bir oğlum vardı. Son gördüğüm zaman on altı yâ. şndaydı. Bir daha sefere çıkar- sam onuda beraber alacaktım, Biribirimizden uzak geçirdiğimiz senelerin acısını, meslek arkadaş» lıiğiyle telâfi edecektik. Belki oda “ ir kâşif olarak benim ça lışmalarıma, tetkiklerime (devam edecekti, Bütün cmelim, ümidim oydu. Annesinin saadeti uğruna onu da feda ettim. Mak. — Sekiz senedir onu hiç görmediniz, değil mi?, Tomson — Tanmmak korkusu, beni bu adadan uzaklaştırmadı sw Adada bir imdat istasyonu tesis 8. dilince, derhal daimi memurluğa talip oldum. Mak, — Yazık, çok yanlış ha- reket ediyorsun. Sen kendini böy- körletmemeliydin.. Senin gibi var. Her sene hatı- ihtifaller yapılıyor. Tomson — Eski karımla oğlu. ma şerefli bir hatıra bırakarak ortadan çekildim. Anmaktan asla utanmıyacakları bir isim! Mesa- fenin uzaklığı, bu detin sessizlik sanı unutkan yapıyor gelibat. Artık İngiltereyi bile sıksık dü. şünmiyorum.. Yalnır, yarıda bi- raktığım idealim, içimi yiyor. Aç. Uk kıvrandırıcı, bir ıstırap! Mak .— Dünya geniş, muhak - kâk İngiltereye gitmek şart değil ya, başka yabancı bir memlekete gider, çalışmalarımıza devâm e- dersiniz, ruye Tomson — İmkânı yok artık... Eski mesleğime girdiğim gibi be- si tanıyanlarla temâs edeceğim... Hem de ne faydası var? Bana yâ, (Zütfen sayfayı çeviriniz) , A: die Tomate (der Para. Liebesapfe!) SALATALIK (hıyar) e concombre #he cucumber die Gurke (Kukumer) KUŞKONMAZ » F: Masperpef, der Spargel the yadiah (the small rod or white varlety) diesehen BAYIR TURPU : the larger radish A: der Rettirh la carotte ha earrot A: die Möhre (Spsia- möhre, Mohrrübe, Gelbe YUYARLAK HAVUÇ P: la earotte oourte ha (Freneh) carrot A: die Karotto PLANŞ 37 EU KÜREĞİ (nehatı sök- | mek için de kullanılır) F: le döplanteir, le trans- plantoir 19. İ: the çerden trowel 19. A: dia Handsrkayfel (Blu. menkelle) 19. 20. EL ÇAPASI 20. F: la griffe sâreleüse i 20, 1: the weed, ör weeding, fork (the wesder) i A: din Jütekralle (das il 20. i Wübleisen) İ zı. VE: 21. İ: the cultivator (especisi- İKİ TARAFLI ÇAPA i Iy for cucumbers) | | la serfouette A: das Gürkenhücki (Kulturhâckehen) 24. 24. F: la brosse radtalişue (brosso â döcoretiğuer, brosse - ömensedir /.) 24, İ: the tree brush (the bark brush) A: die Beumbürste (Rin denbürste) ÇEKME (bıçağı) F: la serpelte İ: the pruning » knife A: das Gürtenmester (die Gar Hippe, Asthip pe) AŞI BIÇAĞI (çakısı) (yaprak ös için) 26. F: Töcussonnoir m, 20.i: 20. the budding knife A: das Oküliermesser KALEM AŞISI BIÇAĞI 71. F: le greffoir (le eoütenü RASPA F: Tömmcustoir mi, , İ: the trae #eraper (the bark seraper) A; der Baumkratzer TIRTIL. YAKMA ALETİ F: le brüleur  Gekeniller . İ: the caterpillar İamp (kung up to attract tbe caterpillars) 2. A! die Raupenfackel 24. MADENİ FIRÇA (raspa fırçası) grettoir) . 1: the grefting kelfo . A: das Kopullermesser KUŞKONMAZ BIÇAĞI F: le coupe.asperges 28, İ: the asparagus knife (the asparagus Cutter) 28. A: dam Spargelmesser ORAK FP: )s faucille 29, İ: the sickle 29. A: die Sichel Mili. al mm Sİ ih ekli İn kc irk ğa e ESİR a iğ kalmasi Sami