0 Li POS HABERİN TARİHİ ROMANI: 42 Yazan: Muzaffer Muhlttin Ö HABER — Küçük karargâh birdenbire heyecana düşmüş, herkes silâhına sarılmıştı Emir daha bu ilk bilvasrta temas- ta İznik tekfurunun ayni samanda cüretkâr bir adam olduğunu da der bal anlamıştı. Zira sâiyo resmen söylemek salâhiyetini vermemiş ol- masına rağmen bu kadar cingöz 0- Jan İznik hâkimi, bir Selçuk emiri. nin tâ İzniğe kadar gelebilmesi için mutlaka hünkâr Osmanın müsaade ve münamshasını elde etmiş olması lrrmgeleceğini düşünemez miydi?. Şüphesiz ki evet. Buna rağmen nasil oluyor da neziine gönderdiği sâiyi derhal gö- riye göndermemişti? Acaba, Grego- rius da casusları vasıtasile kendi- sinin Bitinya kralının defineleri işi- le meşgul Iduğunu mu haber almış tı? Eğer İznik tekfuru bunu haber almışsa o halde gayet uyanık dav» ranrsları lâzımgelirdi. Çünkü bu adamın defineler ihtirası peşinde her türlü cinayetleri irtikâp edece #inden şüphe edilemezdi, Onun için gece âni bir tuzağa veya batkma düşmemesi için Üç yüz adammı 0- rada nöbet bekletiyor, kendisi de kulağı kirişte biran bile gözünü kırpmıyordu. Bilhassa Selçuk emirinin zihnine saplanan bir nozta, onu son dere- ce heyecana veriyordu: Acaba defineler haritasmın sy vasıtasi;le Meryem tablosu Üzerin- de belireceği gece o gece miydi? A» caba pek mi geç kalmıştı? Bütün bu mülâhazalar arasmda eziyetli ve üzüntülü anatler geçtik ten sonra, gece yarısından Üç saat sonra birdenbire kale kapısı açılıp emire tekfurdan haber getirildi. Haberi getiren Gregoriyus'en en mahrem adamlarından biriydi. Böyle sabaha karşı ksle kapisı- nin aşılıp da Selçok emirinin adam- larile birlikte kurdukları otağa ha- ber gelmesi Bütlin bu küçüğ karar- gâhı birdenbire heyecana (vermiş, herkes uyanmış, silâhlarma sarıl - muşlardı, Beklenen sâj yerine Greçorlur tarafından tek bir adamın gönderil diğini görünce de Selçuk emiri bü- yük bir hayret ve endişeye düşmüş- Evlilik halkası Dap” Haşlarafı 10 uncuda halbuki ben de seni himayeme ai. mâk istediğim zaman “ailesine haber verseniz daha iyi edersiniz, dediler. Hiç sesimi çıkarmadım. Buna hakkım olmadığmı hiliyor- dum, işte şimdi senden © hakkı bana vermeni İstemeğe geldim. Anladım Doroti, artık anladım! Ji evlenmek zannettiğim gibi kor” kakların o boyunlarma taktıkları! bir halka değildir. O sevenlerin; haklarını âleme tanıtan bir bağdir. Görüyorsun ya sevgilim ne ka) dar yanlış düşündüğümü bu feci hâdise bana öğretti, şimdi bitür dünyaya hiç çekinmeden : “Biz bi ribirimiziniz, biribirimizi seviyo * ruz ve bundan eminiz, diye bağı- rabiliriz.. “Oh, Frâzyer, ben... Gene durmadan akan gözyaş hr... “Ben sana bakmak, seni mesut etmek hakkın; istiyorum Doroti... Söyle sevgilim, bu hakkı bana ve resek misin? Eğer reddedersen taşlara fırlatılan bir cem parçası gibi tamir kabul etmez şekilde kı rılacağım.,, Hiç beklemediği bir anda saade- & weniden bulan Doroti, sadece, z mı açarik, “Ben kırık şey teri hiç sevmem Frazyer, battâ en « çatlaklara bile tahammülüm yatur, dedi tü, Gelen adami hemen çadırma ai- dırdı ve kiltemm kabzasını eliyle sıkı: sıkı tutarak karşıladı. Adam İ- çeriye girer girmez Bizans bir rum şivesile türkçe olarak: — İznik tekfuru nezdine sâi gün- dermiş olan Selçuk kumandanı dev- letli Mâlik Kodurla mt görüşmek şerefine nail oluyorum ?., Dedi, İ Gregoriyan'un adamı büyük bir merak ve tecessüsle süzmekte olan emir tek kelimeyle kesik bir cevab verdi: — Evet!, — O halde hemen arzolanur: Tekfurumuz sarayında hemen şim- di teşrifinize intizardadır!. Selçuk emiri hayretle gözlerini açtı: — Hemen şimdi mi7, Böyle gece yarısı mı”, : i — Evet; devletlü! Selçuk emiri şaşkm adam yü- züne bakıp duruyordu. Bir müddet hayroti sail olmudı. Neden sonra: — Pakat, dedi, bu müsaadenin bu saate kadar teahhuruna sebeb ne?. Sonra benim gönderdiğim sâl neden gelmedi de siz zahmet ediyor sunuz”? Gregorlus'un adamı emirin bu şüpheli suali karşısında yine gayet büyük ve sakin bir nezaketle şu sevabı verdi: — Tekfurumuz gönderdiğiniz sö-! iyi yanlarında misafir ettiler. Çün- kü sarayda tekfurun kız kardeşi - vin düğününe tesadüf etti. Emir sordu: — Bu gece düğün mü vardı?. — Evet, devlelü emir!. Onun i- çin salnizi de ziyafette alıkoydu - lar.. Fakat... Selçuk emiri yarı gürüyen bir sesle: — Fakat ne?. mıysa gayet acı ve sahte bir gülüş- de gülerek: — Fakat, dedi, gönderdiğiniz sli ziyafette fazla yeyip içtiği ve bilhassa çok sarhoş olduğu için tek- furumuz bu adammıyı göndereme- di. Beni gönderdi!, Sarayda ziyafet henüz hitam bulmamıştır, Fakat gü veyi ve akrabası ağırlanıp gittiler ve tekfurumuz sizinle görüşebile - cek kir serbestiye kavuşur kavuş - maz hemen beni nezdinize göndere rek siz devletlü Selçuk kumandanı- nm hangi saatte olursa olsun ziys- relinden son derece memnun kal dığını bildirdi. Gregorius'un adamı sonra müs - tehzi bir tavırla: — Ancak, dedi, maiyetinizdeki kalabalık adamlarınızla şehir içine girmenize an'anelerimizin o müsalid olmadığını da size fb'üğa beni mo - mur etti, Eğer tekfurlarımızla dos- tane görüşmek hususunda hakika - tep samim! iseniz gu halde kendisi- nl bu tedbirlerinden dolayı Mazür göreceksiniz... Tekfurumuzu arzu buyurduğu - nuz takdirde bu sastte hemen gö- rebilirsiniz. Şu şartla ki maliyetini. 28 Üç adamdan başka adamlarmız- dan hiçbirini almanız caiz görüle mermigtir!.. Selçuk emiri: — Yalnız üç adamdan başkasmı mi beraberime alamam? Diye hayretler içinde tekfurun adammın yüzüne bakıyordu. Zihninde müthiş şüpheler uyan- mağa başlamıştı. Esasen İznik tek- furunun kendisine böyle garib ve görülmemiş bir saatte görüşmeye sağırışı bir hayli tuhaf ve muam- malı bir işti. Sonra da yanma Üç adamdan faz la kimseyi alamamasmın şart koşul ması kendisinin Üç adamile beraber kolsyea temizlenivermesi için bir tuzak tedbiri de olabilirdi!., Akşam beği tepsiler içinde hediyeler, kırmızı nilüferden, mor zanbak - tan çelenkler getirdiler. Benim sa na verecek bir şeyim yoktu. Ben, çıplak ayaklarma yüzümü sürdüm, Yıldızlar acıklı bir surette yok olacaklar, şan ve şeref, insanlığın bütün baht ve kaderi senin i « ginde aşk içtiğin çanağın kıymeti- ne erişmdden çok evvel çayırm otları gibi biçilecek, ey Mehmet Ai Haşhaş, damların üstünde; mor zambak, mezar kenarlarında; ü - mit sevdalıların; korku esirlerin kalbinde çiçek açar. İnciler denizlerin kucağında; şüphe, üzüntü çeken, iman, ses * sizlik içinde yaşıyan bir ruhta u- Diye sordu. Gregortün'un xda » (Devamı var) yur, PLANŞ 29 - 30 vi 8. DELİNMİŞ (yırtık) ço. die Babusche) rab 8. F: la bas trouâ 12. YOL HALISI (keçesi) 8. İ: the storking with the hole 12. F: le tapis.ehemin (le pas- saga, le tapis de eouloir) 8. At der Strumpf mit dem 12. İ: the carpet - runner eh 12, A: der Lânfer #. KANAPE KOLTUK 13. NOTA ETAJMRİ (gözü) 9. FP: 16 fautenil (rembeur, 13. F: le casler (Wbtagöre /., ri) le elasseur) 4 musigue 9. 1: the easy . chair (the 13. 1: the music . stand (the arm-ehair) canterbury) R D.A: der Polstersessei 13, A: der Notenslânder (Lehnstahi) 14, ŞARKI SÖYLEYEN (kız IX AYAK İSKEMESİ veya kadm, sentöz) 10. F: la taboüret (pour'les 14. F: la ehanteume pieds) (le petit bane) | 14. İ: tbe singer 19, &: the footstool 14. A: die Singende 19. A: die Fulbank (Hitsehe, Hutsehe, der Sehemel) 15, KUYRUKLU PİYANO (15. Pi le piano â gueve 11. KECE TERLİK (kürklü ! 15, 1: #he grand piano (a pia- terlik, deve tüyü terlik, no) (concert grand » pantufia) iarge grand, baby 11. Fila pantoulle (en fevtre) grand — #mall grand) (la pantoufle en 15. poile(4) de ehamenu, İs vier) babouehe) 11. İs the felt alipper (the 16, houso-slipper, tan camel. hair slpper) A: der Filssehuh (Haus- eehuh, Kamelhaarsekuh, 2, m0 16. 16. 16. A: der Flüğel (ein Kal- MUSİKİ ALBÜMÜ F: Valbum m. de musigut (İn musigue) İ: ehe book of muse A: der Nolenband -— Ona “sevgilim !,, diyebileyim ! Sana, üstünde tavus tüyünden mızraplar titriyen wdlarla, camgö Ateş böcekleri mehtapta; şeftali yaprakları rüzgürda; heves ve hulyalar şairlerin kalbinde uçur. Arı kovanlarının bir hediyesi olan tatlılık kız oğlan kızlarm 80- luklarınıda, şevinç çocuklarm göz“ lerinde, saadet ölümün kolları a - rasında yaşar. Eğer siz daha bu tatk hulyadan ve bu ahenklerden bıkmadmızsa, seni ne İle besliyeyim ey sevgi - lim? — Kızıl bal ve meyva ile, — Senin hoşuna gitmek için ne — Seni ne ile süsliyeyim sev - gilim? — Tavus ve kumrunun renkle- riyle. — Ya seninde beni sevmen için seni nasıl seveyim?. — Aşkın bütün tatlı sessizliği ile, Amarsing, sevgilim, ne olurdu; keşke her sabah saçıma ördüğüm bir tutam fesliyen, bileğime tak- tığım mücevherli bilezik olsaydın. Sevgilim, keşke kemerimin ya- kut renkli saçağı, akşamları yas - toğımın üstüne koylluğum mis ko- kulu yelpaze, sandal ağacndan yapılmış udum, odamda duvarm tâ yakınında asık duran gümüş kandilim olsaydın! Çabuk olunuz berrak saatler, hâydi en hafif pabuçlarınızı giye- rek, arılar gibi, batıdaki çiçek - İere, güneşin meyva bahçelerine koşunuz, ... Sevgili Parvatim, keşke sıkılı yumruğun Üstünde titreyen ver şıldayan mavi kanatir şahin, tul - gamı süşleyen ak sorguç, belimde sarkan, şimşek gibi çevik ve yo « kedici bir kılıç, üstüne gelen okla- PLANŞ 29 - 0 15. DÖRT AYAK 15, F: le support â guatre pieds 15. İ: the four table-legs 15. A: das Vierbâin 16. FIRÇA SÜPÜRGE 16. F: 1e balal - brosse (la broase A öcürer) 16, İ: the (long , handled) serubbingbrush 16. A: der Seheuerbesen zı, 21. izi. 17. YATA BEZİ (çuval veya kanaviçadan) 11. F: Je torehon  İsver Ce « torehen en #erpilliöre, la serpi'iğre) 11. İz the serubbing eloth (the seouring cloth) 11. A: das Sehenertueh (der Behoneriappen) 18. İŞCİ KADIN (gündelikçi kadn) 15. F: la femme de mönage (dn femme d'ouvrage; en Belgiguc: la femme â © Klaj Şourmde) 18. 1: the eharwoman (the char, the cleaner) li 18. A: die Seheterfrsu (dA Relnmache-, Putzfrau) 19. İŞ KOVASI 19. A: der Scheuereimer 20. F: ie plague protectrice 20, İ: the stove fender ri geri siçratan kalkanı, tehlike koruyan camgöbeği muska ol dın! Çabuk olunuz berrak saa gevik ceylâalar gibi koşunuz. meşin kırlara, ormanlarına şınız. Ey beni seven gece, na dost olan karanlıklar! geliniz ki ben de Parvatiye " gilim!,, diyebileyim. — Hind edebiyatındar Versay muahed sini imzalayanle ne oldular (Daştarafı 8 ni ona borcludur. O bu miyeti Akvamda bile temsil tir. Versaydaki murahhasların vi politika adamı olarak Çinin Hariciye nazırı olan | Tsen İsiang tahip oldu. Belçikada Benedikten ma: dadır. Bir çokları iş adam: oklular talyan murahhas: Silivia Eri bi. Şimdi 70 yaşında bi adam kendi memleketinin en yük sesnayicilerinden biridir. Portekizin eski hariciye Soares de Porto şarabı işin politikadan vazgeçmiş Fakat bu zevatın ekseriyi hukukçular teşkil ederler. Bu olan doktor Gugasto Liuz nuyor. Kembriç ve Nansi Üniversi! nin doktoru olduğu gibi enstitüsünün Venedik Ru akademisinin azası, Paris sitesinin fahri profesörüdür. hey enternasyonal hukuk ak misi reisidir. 19. F: le sesu de mâpaga 19. İ: tbe kitchen pall 20, YÜKSEK KENARLI KÜL TABLASI (h hauts reborde) Ce cendrier) 20. A: der Olenvorsetzer OCAK KAPAĞI F: la porte du foyer İ: the stove » door A: die Ofentür zı, 22. 22. ÇİNİ SOBA F: le pole de fulenea (le podla en carroaux cöra, mügue, un poğle de chami- bre) İthe Üled stove (the room stove) A: der Kachelofen (ein Zimmerofen) KAPI F: la porte İ: the door of the henting. öven of the stove As die Tür der Olenröhre (Röhre) KAPI PERDESİ 197