SAM POSTASI Sahibi ve Neşriyat Müdürü n Rasim Us İDARE EVİ: tetankal Arkara caddesi m Müh rami 214 a > 38 telelonu: 23877 z e ar aiskar ii Halkı arayan sanatkâr Rss Abidin Dino, Ses”| a te çıkan “Fal, isimli biraz karışık makalesinde Da ip fikirlere temas ediyor. Bı Zamanımızın dünden kalar Na er, nazariyeler ile geçin tahammülü olmıyan birçok | İnç kirin gibi, sanatin hayat ie Ayrılmış olmasından, cemiyet Yatında, doğrudan (o doğruya Şe sr olmamasından şikâyet “Diyor ki; at yalnız bir kitap, bir re"| ka dir heykel olmaktan çıkmi Türk Sanati, şekli ile, hissi ile| hi Özü ile, fikri ile sosyal ol) “tr. Sanatkârm vazifesi tek- meri ir. Sanatin ci-/ başladir.,, mat i esiz sanat, | tie için sanat, gayesiz sanat, | e hiçbir o kuvvetli sa” cezbedemiyor. Bugünün De $airine de, genç Tessamma, b heykeltraşıma da - bittabi| Xx İyilerinden bahsediyorum - Uncu asrın son yıllarında çi- Uhiimi harbe kadar devam €- Hâzariyeler, içinde yaşanma” İnkân olmıyan bir hava gibi Eeliyoy, da Min, . Zaten doğrusu XIX uncu İataye pm gerçekken büyük sa- ki Ga, giirin, resmin, hey” Çin ancak küçük bir zümre ta Mdan anlaşılan, büyük kütle Üni rabıtası olmıyan bir dil gelmesinden memnun de in « Stöphane Mallarme, evi r ndaki kahvede oturan iş. hk. Sanlarm kendi sanati Bilem, aâmile lâkayt olmasına kiyy İrmüş; Baudelaire, “hülya ile Mem, 'un kardeş olmadıkları bir! Bilg den şikâyetçidir; o Andrö *ski bir konferansında, 81 hayat arasındaki #alâk”| eş betin de, hayatm da zarar Bedi söyler. Sanat için sa. Tüy gzariyesi ancak Thöophile biler Oscar Wilde, Hörgdia, ki er gibi ikinci saftaki sanat tatmin edebilmiştir. yin hayata karışmak, tesir istiyen sanatin hayranıyız. 8riyoruz. Fakat o bulamıyo” at hayattan o kadar ay © kadar ferdileşti ki bugün > bir türlü inemiyor.| he kirin v sazifesi tekrar pey” | ni berliktir., i air, Mizredeceği dini içinde! iniyor, Onu icat etmeğe ça- veut dinlerden Siyasi akidelerden birine i* ş Şimek istiyor, Fakat ancak F cöşkunluk duyuyor; ger“ K edemiyor © dinlerin e assa beji bir zaruret iyor; biri kurtarma. ÜL o iman e nde sana” ile ir; kar Aİ ede Li Hünal İlay ile *af değildir. halktan olmalı mıyım? Gl Mary Yani kendisinin Olmadığını biliyor; kendi 6 halkın hisleri arasında Jar; hattğ gıttiyetler bulun SU seziyor; kendi İnalinden ? bajkın haline geçmek 1s- Abidin Dino: “Yunus Em. Wnvs Emreciler,, diye ne 8 Beliğ bir karikatür çiz “Halk ve halktan olmak İz İletler henüz bitaraf kalmakla öğ HABER — Akşam Postası Mihver, Çemberle . pek uğraşmasın! haiğlen sonra değil, harpten evvel sulh yapmalı! Aksi tak- dirde çember onu bir kere etrafından sardı mı, mihverden ortada bir şey kalmaz Yazan: Henry serenger (Fransız hariciye encümeni rı kaliter devletler bil- (meyi tercih zaruretinde bulunma - âlatını müşterek ' sn. İ ritasmı kendi Umumi bir harbe mâni olabile-| merfaatlerine uygun bir şekilde de cek bir imkân varsa bu da şimdi. ğiştürmek gayesi etrafında taplı -'den milletlerarası bir sed teşkil et- yorlar, diğer devletlerin de: böyle! imektir, bir tehlikeye kar: birliği dir, tün faali bir gay bir mukavemet eleri pek t Taarruzcu devletlere karşı bir bit. | birlik kurulmasını Amerikan Cum . burrelsi ile Katolik bristiyanların Son İtalyan - Alman İttifakı ile, reisi teklif etti, Dünya milletleri - İngiltere, Fransa, Rusya ve Tür, İnir ekserisi de bu takliti esas iti- kiye arasındaki müzakere ve an -|bariyle kabul ettiler. laşmaları böyle izah edebiliriz. | Şimdi bunun tatbikat sahasinn Bu surçtle, muazzam kuvvetler, | konulması kaliyor ki, bu da harbe umumi bir harb ismini verebilece. | karsı bir sulh ittifakından başka ğimiz bir şekilde karşı karşıya ge. | bir şey olmıyacaktır. yor ve dünya biri taarruz, biri) Bu sulh ittifakmı bütün millet . müdafaa olmak Üzere iki parçaya 'ler istiyor, Fakat bunu tahakkuk ayrılıyor ki böyle bir şey daha ettirmek için bir araya toplanacak şimâlye kadar tarihte görülmemiş- | şefler nerede? tir, | Şüphesiz, büyük küçük bazı dev, vilcuda get MİHVERLE ÇEMBER Kendisinin dediği gibi dalmadan,, evvel Sinyor “süküta nüyorlar. Belki bu bitaraf kalış Musolieri tan fayda göreceklerini de ümid e. Yabancı dil messlesinde evvelâ prensipler messlesi halolunmalıdır Yazan : M. DALKILIÇ ERHUM Çkoslorakyada o gençlik teşlilâtmın bir bayramı ; müiinascbetile dünyanın meshur sanayicilerinden milyarder Bata Çekoslovak gençliğine verdiği bir nutukta: Biz Çekler diyordu, cenebi dliler öğrenmeye, gençliği böy- ürmeye mecburuz. o Çünkü sanayici bir milletiz. Milletler arası tlcaret pazarlarında müteşebbis, yabancı dilleri mükemmel konuşur bir gençlik yaratmak meeburiyotindeyiz!,. Son günlerde matbuatamızda bizim maarif sistemimizde değ yabancı dil meselesi münakaşa olunurken Batan bu sözlerini ha. tırladım. Şüphesiz ki Bata'nm Çek gençliğine verdiği bu kumandada bir hakikat yatmaktadır: Çekler, yabancı dil öğrenmeye meeburdur- lar, çtnkü ekonomik varlıkları bunu icab ettirir, Halbuki yalniz bizde değil, dünyanm hemen hiçbir memleke- ? tnde yabancı dil tedrisatı maarif programlarında prensip İli bu kadar canlı, açık, net ve şuurlu olarak ayarlanmış değildir. Hemen bütün dünyada, bütün mekteblerde yabancı dil okutular. İattâ Avrupa milletlerinin birçok mekteblerinde manasız bir si kilde ve sırf klâsik bir an'ane olarak lâtince ve yunanca dahi mec, buridir. Fakat yüzde doksanmda umumiyetle yabancı dil tedrisa- İı klâsik bir kültür cilâsmdan başka bir şey değildir. Zira gayeli 5 ve ihtisasa alt yabancı dil mektebleri ayrılmışlardır. Yani yabancı dil meselesinin bir bu umumi maarif sistemin- deki almacak prensipler cephesi, bir de tedrisattaki teknik cep- hesl vardır. : Maarif prozramlarmdaki prensipler meselesi, söylediğini si.j bi, pek çok Avrupa milletlerinde de tam ve rasyonel bir şekilde hallolunmuş değildir. Fakat dil öğretmek tekniği hallolunmuştur, Bizde dr, yabancı dil meselesinin rasyonel bir hale konulması İs, tihdaf ediliyorsa evvelâ prensiplerin iyice tayini elzemdir, Biz? Be Çekler gibi sanayiini dünyaya yaymalda yaşıyacak bir milletiz, $ ne de Museviler gibi pratik ticaretle hayatlarını kazanmaya mah- $ kümuz, Hayat ve memleketimizin umumi şartlar, manrifimizin isti. $ kametini tayin ettiği çibi, yabancı dilde alınacak prensiplerin de £ yezâne müeyyede ve müdiridir. Hayatta hiçbir müeyyedesi, za, $ rureti ve ihtiyacı olmadıktan sonra yabancı dil öğretilmek gay- Tetleri tamamiyle beyhudedir, Biz İstisnasız her mektebde okuyun yabancı dil öğrenmesini İ dünyaya ilân etti: “Biz İtalyanlarla Almanlar 150 milyonluk bir kütle teşkil | ediyo- , Bu 150 milyon ki ista, Diinyada birtek devlet veya dev | 77 Pu 180 milyon kişi sulh pe . mektedir. Fakat, karsi konulmaz) letler grup yolc ki ve mahvolmaz') İ İ yürüyüşümüzü durdurmak istiyen- Yiç yakut deinükranilar birliğine: gir) > UP MÜDÜRÜ durdurmak istiyen : Me Ni «ler, olursa onlara bu. ei, Yant KOE'UlMNYE Yere üre lr lee ra m Orun bu sözlerine M. Bonnet, gayet sakinane, fakat gayet kat! tiyen sanatkârler,, diye de öylel bir lisanla cevab verdi bir karikatür çizebilir. “Milletler arasındaki bütün e- Abidin Dino'nun makalesinde-| selelerin sulh yoluyla halledilebi ki fikirlerin samimi olmadığını|leceğine eskisi gibi yine kani bulu" iddia etmek istemiyorum. Biliyo-| Tuyoruz. Fakat Fransa dünyays rum ki o endişeler tamamile sa. siddet ve hâkimiyet siyasetinin mimidir: sanat kaybettiği pma hüzmetmesine müsaade etmiyecek. rını arıyor, Fakat aramak başka, | tif bulmak başka» şeylerdir. Bulmuş) AYE! zattanda Mister Çember. olsn aramaz, Gerceklen halktan AYM da, avam icamarasındaki mut- olan sanatkâr, gerçekten peygam NE Avrapallan gvgemeizikie. ber olan sanatkâr hayata tesir) "Kadan Asyuya kadar bütün dün- sal, . “ara. yayı çeviren çemberin teşkil ettiği peygamberliğin, v yal,, olmanın lüzumundan bahset- ME ei pu KALA ) Sovyetler Birliği ile yanyana ol mez. Bunlara çalışmaz; bunları), v Mi duğunu söyledi. tablatile, saf, nazariyesiz bir su iyorlar. Fakat bu, dünyadaki ku vetler bir kere karekete geçti mi derhal kaybolacak bir hayaldir. İ bırakılan mahküm Ankaraya ge - btiyoruz? Niçin? Yoksa memleketimizin sanayi veya tlcaret hayatı mı böyle bir şey istemektedir?.. Yoksa, sırf, meslek adamlarımızı Avrupa kültürüne doğru dan doğruya bağlamak mecburiyetinde miyiz*.. Velhasıl bu işte de evvelâ prensipler alınmalıdır. tekniğine gelince bu tâlidir. Türk talebenin zekâ melekeleriyle hayat Icablarma göre her Bir mahküm | Şehir içindeki Imralıdan elini kolunu ahırlar meyi Şehir dahilindeki ahı ir dahilindeki rları kal » Ankara hapishanesine |... için bir komisyon teşk gitti edildiğini yazmıştık. Komisyon ya Ankara, 14 — İmralı adasındaki | rın toplanarak ahırlâirın nerelere katil mahkümlarından Abdullah | nakledileceğini kararliştıtacaktır, Ankara hapishanesinde iki ay ka.İ Bu tedbirlerin tatbik kabiliyeti larak matbaa kısımlarında çalışan | hi tetkik için yeni ahır mıntakaları işçilere matbaacılık öğretmek Ü #| komisyon az tarafından göz. zere İmralkdan şehrimize gönderil | den geçirildikten sonra iş katile - miştir. Yalnız başına ve serbest| şecek ve daimi encümenden geçi rilerek tatbikata başlanacaktır. Nafıa Vekili Tedrisat İince burada bulunan evine dahi rette oluverir. İşte zamanımız sanatinin en büyük derdi budur; pmarm ha. yatta olduğunu biliyor, faket bir türlü hayata giremiyor. İçtimaf k bir tasav Demek oluyor ki, 150 milyonluk uğramamış ve doğru Cebecideki bir kütle teşkli etmiş olmakla öğü- | hapishaneye giderek müdüre ken. nen mihvere mukabil Çember ga-' disini tanıtmış ve evrakını göste »- yet kolaylıkla 170 milyonluk bir nü. | rerek iki ay hapishanenin matba - fus topleyabiliyor. acılık kısmında çalışacağını söy - Acaba mihver, harb uzun sürdü. | lemiştir. Mahküm Abdullah mü - Bü takdirde yiyecek gibi iptidal | dürün müsaadesi Üzerine evine gi. maddelerden çemberden evve) ken | derek bir müddet kalmış ve sonra doğru sms sö), Nurullah ATAÇ (Devami 14 üncüde) hapishaneye dönmüştür. Yüksek mühendis mektebinde Şehrimizde bulunan Nafıa Ve. &ili General Ali Fuat dün yanın - da bazı zevat olduğu halde yük - sek mühendis mektebine gitmiş ve bazı tetkikler yaparak talebe - lerin imtihanlarında hazır bulun - muştur, Düşünliyor:! İ Şimdi de mimar ithalâtı ! RTADA hayret edilecek (o derecede bir ifrat mı var, yoksa bizim mi aklımız ermiyor: Abidelerimiz cen:bi sanafkâriara yap. tarıldı ve yaptırılıyor. Haydi pek büyük heykeltrasımız yok da ondan dedik, geçti, İstanbuldan tutun da bütün şehirleri- mizia plânlarını harice #smarlıyoruz, Buna da haydi pok büyük şehir mütehasasları. miz belli yok dn ondan dedik, geçtik, Dolmaba'içede yapılacak yeni stadyom da bir Hisiyana ssmarlandı. Buna da hay- di, pek büyük sladyom müichassıslarımız belki de yok da ondan dedik, geçti, Fakat bu sefer gazetelerde çıkan hir bavadisten hayretle öğreniyoruz ki, İstanbul vilâyeti nama allı veni basta, menin plânı da bir F rilmisi,, Feosuphanallahi... pacak rolmaz da mu y Biâm mimarlar ne gibi iş yaparlar, ku- zum, sorabilir miyiz? ransız mlmarma ve Bizde hastane ya- Yoksa Türk mimarma iş vermek lü, zumunu rapor edecek bir ecnebi mütehas- sısı bulunamadı mı?1,, ».w Şimdi ırzsh'i erkekler gece sokağa çıkmasınlar VVELKİ gece (o galiba kadmların hürriyeti için çalışan süfrajetlerin günü idi. Baksan: zabıta Leman İsmin- Ce bir kadını yakalamış: sarhosluk tesiri- le evinin merdivenini çıkarken düşüp ağır surette yaralanmış! Ayni gece Çemberlitaşta da Stanik İsminde diğer bir kadını tutmuşlar. Ağır sarhoş bir haldeymis. Çemberlitaşta nara atarken yakalamışlar! Galiba bizim hrberimiz yok: Şu derecesi hafif rakı likörü piyasaya çıktı!... Gr e A GYM Görünmez motosikletler AKSANIZA, evyelki gün Oszman- beyle Şişli arasmdn yolun bir ta- rafmdan diğer tarafa geçmekte olan All Çakır isminde biri meçhul bir motosiklet çarpmasile yaralanmış!,, Meçhul motosiklei!... Olar şey değil! Bizim bildiğimize göre meşhur (Görünmi, yen adam) motosikletli değildir!.. Sakın bu adamcağım o vırada kısa dalga radyolarin naklolunan bir geçit res- mindeki motosiklet çarpcus olmasın?! Kolayı var ! ENÇ bir İngiliz bayanı yeni ve çok garih bir mezheb tesis etmiş, Bu mezhebe göre esnemek sıhhate gayet fay. dalrymış, bunlar esnemeyi öğrenenler ço- ğalmea dünyada şimdikinden daha mes'ut Insanların artacağına İman ediyorlarmış!,, Nİ Düşündüğüm gibi: Türkkuşu filosunun seyahati münasebetiyle Yazan: SUAD DERVIŞ Türkkuşu filosu (OAnkaradan İ kalktı. Henüz çok genç olan Türk İsivil tayyareciliğinin kanatlarını pırıldatarak, yurt göklerinde uçuyor... Orları, Eskişehir olduğu kadar İstanbul, İstanbul olduğu gibi İz- İ mir, Edirne, Konya velhasıl mem ieketin her köşesi sevgi ile karşı . uyor On bir tayyare... On bir tayya” Fakat biz biliyoruz adığı her memleket köşesinde bu or. biri, on bir bin yapmak için heves eden ve bu fi » loya iltihak «etmek isteyen birçok gençler bulunuyor. güneş altında Ve işte sivi! tayvareciliğin bu ilk gönüllüleri, her uğradıkları memleket köşelerinde kendi gö » rünüşleri ile olduğu kadar vere “ cekleri konferanslar ve bıraka - cakları güzel intibalarla Türk si. vil tayyareciliğine, bu heveskâr » Işrın büyük bir kısmın; aza ola » rak kazanacaklardır. Çünkü, Türkkuşu © teşekkülü birlerin, binlerin değil memleket İiçinde yüz binlerin aza olmağı bir İ mil vazife bilmesi icap eden bir teşekküldür. Hepimiz pek iyi biliyoruz ki, sivil tayyareciliğin bir memleket içinde inkişafı sulh devrinde o | memleektin medeniyet seviyesi"i gösterir. Harp zamanında ise mü - dafaa kuvvetlerinin ihtiyatı olur. Artik dünyanın her olduğu gibi, Türkiycde de memleketin en büyük kuvvetle müdafaa edilmesi icap eden hü * dutlarının, gökleri olduğunu müde rik olmayan bir fert kalmamıştr. Biz Türkkuşu filosun son seyahatinin memleket içinde sivil tayyareğiliğe karşı alâkayı arttı . racağını ve tek gittikleri yerlerden yüzlerle birlikte döneceklerini i- mit etmekteyiz. Bu nevi seyahatlerin ve sivil pi- Jotlarrmızın memleketin her tara - fmda görünüp tayyarecilik hak * kında verecekleri o konferansların sivil tayyareciliğin inkişafma çok yardım edeceğine ve bu seyahat - in daha sık yapılmasının fayda. 8 nanıyor ve bunun için Türk- kuşunun memleket dahilinde da - ha sık olarak propaganda seya * hatleri yapmasını temenni ediyo « ruz, Seat DERVİŞ Tapu ve kadastro umum müdürlüğü Adliye Vekâletine devredilecek Ankara, 14 — Tapu ve kadastro y- mum müdürlüğünün adliye vekâle- tine devri kat'İleşmiştir. Bu iş için hazırlanan kanun başvekâlete gön- derilmiştir, Vekâlet memleketin en mühim yerlerinde kadastro yapıl . masını lüzumlu görmüştür, Bu su- retle mahkemeleri ve halkı boş ye- re meşgul eden kadastro işleri kat'i bir şekle sokulucaktır. Geçen pazar günü Çubuk Xaza- sına giden adliye vekili Fethi Ok. yar adliye vaziyeti etrafında tet - kikler yapmış ve bu küçük kazada günde vasati 45 davaya bakıldığı- n! görmüştür. Bunların ekserisi a- razi davasıdır. Vekilin temas ettiği köylüler eğer kadastro olursa hak. larma razı olup işleri güçleriyle ra- O halde açıp bizim radyoyu dinlesinler!,. Mim batğa meşgul olacakların: söylemiş lerdir.