HABERİN TARİHİ ROMANI 27 Yazan: Muzaffer Muhittiu. “Seni işkenceye korsam, cel- lâd sır söyletmesini bilir ,, Yağmurun yaptığı seller arasın - larımı burada bırakırım. Arz ve ks- ! dan gözlerinden ateş fışkıran bir e- ejder Afroditiye saldırıyor. Kadın bütün kuvvetiyle bağırmaktadır. 'Afroditi pencerelere çarparak ge jen rüzgârın sesiyle bu korkunç kâ. bustan uyandı. Tavandaki avizede asılı yüzlerce kandilden yalnız bir- kaç tanesi yanıyordu. Bu trek şıkların sallandığı loş odada Afro- diti vücudu ürpere ürpere ellerini vurdu: — Şebpare, gel buraya. Uyuyamı yorum bu gece, İçeriye giren mevzun vücutlu A. rab cariye Afroditinin başı ucuna otardu., — Sebpare, bu gece uyuyama - dım, korkunç rüyalar gördüm, beni «yalnız brakma; oturduğun yerde kal ve bana tatlı bir masal söyle. Cariye çetrefil diliyle uzun ve anlaşılmaz bir masala başlamıştı. .».. Miraym Tebrizden ayrıldığının üçüncü günü olmuştu. Bulak sa - bahleyin en yeni elbisesini giydi. Hançerini kuşağının ârasma sok - tu,.. Bıyıklarmı burdu, Olcaytonun sarayına doğru yollandı... Bahçe kapımı önünde Bulaka sor. dular: — Kimsin, ne istiyorsun? Dellkanlr: — İlhanrizim Olcayto han: gö - roceğim. Müsaade isterim... — Han hazretlerini niçin gör - mek istiyorsun? — Bir devlet sırrıdır, herkese söylenmez. — Sen kimsin? — Han hazretleri bendelerini ta- nmazlar, yalnız kendilerine tenha ve çok eheremiyetli bir devlet sır. rt faş edeceğimi söylersiniz, sanı - rim ki Jütfen huzurlarına kabul bu yururlar. Nöbetçi bir arkadaşma seslendi. Keyfiyet kulaktan kulağa, ağızdan ağıza dolaşarak vezir Raşide kadar gitti, Her gün böyle garib ve ma - nasız birçok ziyaretler kabul etme- ğe alışkın olan vezir Raşid tama. dığı delikanlıyı Narnm huzuruna sok madan bir defa kendisi görmek is- tedi ve emir verdi: — Delikanlıyı buraya getirin. Etrafında iki muhafız Bulakı içe- ri aldılar, vezirin huzuruna çıkar - dılar: — Sen kimsin? Ne istersin? — İzin veriniz devletlim, beni buraya getiren sirri keondim ve a. zametli han hazretleri için saklı - yayım, Kim olduğuma gelince, İlha- nlâzim uğrunda fodayı can etmeğe hazır sadık bir bendesi olduğumu söylemek kifayet eder. Maksadım açıktır. Han hazretlerini eteklemek #stiyorum. — Devletlâ bakana ne söyliye - öeğini öğrenmeden seni onün hu. zuruna nasil sokabilirim, — Sultanım beni mazur görsün- ler, bu sırrı devletlâ hakandan baş- kasına açamam. — Seni işkenceye korsam, cellâd #r söyletmesini bilir, Delikasilı parmağında parlıyan İ- ri zümrüd taşlı bir yüzüğü göster. di: — Yüzüğümün içi bir zöhirle do- Tudur, Birisinin ufak bir tecavüz yapmak üzere yanıma (yanaştığını görürsem parmağımla yüzüğü taz - yik ederim, Sivri ucu deriyi deler, zehir kantma dökülür. Ve devlet #irri da benimle beraber gömülmüş Olur. Halbuki bü sirrın devletlü ha- kan tarafından öğrenilmesinde fal. dei azime vardır. bul odasında hakanı zaman bazret-| lerinin arkasında bir siyah perde! bulunduğumu ve bu perdenin geri . | indo cellâğın elinde yağlı komend beklediğini bilecek kadar saray me rasim ve teşrifatına da vâkıf olan. Jardanız, “ * Alim vezir kararını vermişti: — Sen biraz dışarda bekle, Ar- zunuzu han hazretlerine arzettire yim, Bulakm dehlirde beklemesi çok! uzun ürmedi, uzun boylu bir saray hademesi omüzüna vurdu ve: — Arkamdan gel, dedi. Arz odasından içeriye (girerken | Bulak heyecansiz değildi. İçeriye | girdi. Oldaytonun oturduğu tahta yanaştı, saçak Öptü. Sonra geriye yürüdü. Hanm huzurunda elpençe | divan durdu. İ Oleaytonun yüzü gazubdu, em .| retti: — Bana söyliyeceklerin varmış, söyle!., Bulak ağzmı açmadı bile, yalı: tahtın sağındâ ve solunda ayakta bekliyen iki izbandud gibi muhafızı işaret etti, Olcayto Bulakm ne demek iste - diğini anlamıştı, Kaşları çatılmış, kara yüzünde bir gülümsemenin göl gesi parladı: — Endişene mahal yok. Bu gür, düğün kesan sağır ve dilsiz hade - melerdir, Umuru devlet yanlarmda konuşulur, Bulak: — Sözlerim uzun olmiyacak ha - kanım, dedi. Başımdan. « göçen ge: | - Hib ve aeib bir macerayı anlafacak, ondan sonra bakanına bir emanef vereceğim. Sonra da #üsandelerini niyaz edecek, İşimin ve gücümün başma gideceğim. Başımdan geçen vü vakayı kimseye anlatacak deği- lim, Hattâ hafızamdan izlerini da. hi kazıyacağım. Ve sonra Miraydan aldığı tali- mat dairesinde, onun anlattıklarını birer birer Öleaytoya nakletti, Ni- bayet cebinden çıkardıği deri tor bayı hademelerden birine göstere rek: — A! Sunu han hazretlerine ver dedi, Dilsiz bâdeme yerinden bile kı . mıldamamıştı, Olcayto hiköyoyi a- lâkayla dinlemiş, adetâ meraklan - mişta; Bulak tazimle tortmyı suhdu ve yine geri geri çekilerek eski yerinde durdu, İlhanrâzam mühürlere bakmış, fa kat torbayı açmağa bile lüzum gör. meden yanıbaşma koymuşlu,. Son- ra Bulak dönerek: — Bana Böyliyecek başka bir şey var m7? — Hayir hakanm. — Öyleyse dışarı çık, işinin ba. #ma git, bu vakayı unut. Ve bir da hu devlet umüruna âit işlere mü - dahaleyi aklından geçirme, Sokük- ta, çarşı ve pazarda rasgeldiğin ka dınların kelâmını dinlemekten be. gayet içtirab eyle. Bu nasihalle - rim kulağında küpe olsun ki günün birinde nabeca bir pariketin kar sılaşmıyasın. İ sali ne oldüğunu anlamak İçin swkr Bulak bir defa daha tazimle ga, sak öptü. Tâ kapmın dibine kadar geri geri yürüdü ve odadan dışarı | çıktı. Olcayto odada yalnız kalınca ha reketlerinin sükünetini kiç bozma. | dan torbayı açtı, İçinden ufak bir jmendil çilemişti, Mendilde kanla ya Raşld düşünliyordu. Vezirin yü- | #ilmoş bir yazı. Bu mendil Afro- #ünü kaplıyan eüdişenin manasmı anlamakta gecikmiyen Bulak” — Tereddüde mahal yok devlet üm, dedi. Haşmetlü ban hazretle- rine bir ferslik yapacağım düşünce. si zihinlerden dur olmalıdır. Silâh- İditinin bir aşkı garam daltikasında Miraya vermiş olduğu o mektubdu Afroditi bu mektubu verirken: — Eğer seni sevmemiş olsaydım fermanı idamını böyle eline verir miydim, demişti. HABER — Oleayto mektubu okuyunca derin bir dehşete düştü, Gazanm ölümü. nü hatırladı. Başı Üzerinde salla - nan tehlikeyi gördü ve ilk işi elleri ni girmek oldu; — Cellâd! Taktım arkasındaki siyah porde- de bir kımıldama oldu ve Oleaylo. nun karşısında dev gibi bir herif dikildi: — Ferman kakanımındır. Olcayto mütefekkirdi, Aşkı ile perişan olduğu Afroditinin . idami bükmü zihninde kat'i olarak çizi mişti, Bu kararın değişmesi imkâr sızdı. Fakat bu fahişeyi derhal i- dam ettirmeli mi, yokaa evvelâ bü. tün dalavereleri hazırlamaktan mak bir istintaktan mı geçirmeli? İşte kan bu dakikada bunu düşünü - yordu. Bu düşünce uzun sürmedi, Olcay- to kararmı vermişti. Belki bu ka. dmın tasayvurlarını. öğrenmekte fayda vardı, belki de saraym için- de ve dışında Afroditiye yardım 8; den eller vardı. Bunları bilmek i - lersi için çok faydalı olurdu, Fakat Afroditinin söyliyeceklerinin yapıl- mast da doğru değildi. Vakâ Ol . cayto Afroditi ile yalnız konuşabi- | İlrdi. Fakat maksadı anlaşıldıktan | sonra artık hakan Afroditinin ya-| Akşam Postası beke re Bize epey mühim malâmet verdi. Parsonun müleaddit defa o intikar etmek niyetinden bahsettiğini «srar la söylüyor. Ölümü günü yani 13 sonknunda saat gece on sularında beraber yemek yerlerken kavga et mişler, Person dansözle (o aldkasım kesmiş, bu arada intihar o bahsine gene dönmüş, Kalalina oPersonun çok mühim para kayıpları olduğu tanaotinde... —Irma da kumar oynuyordu de ! Zil mi?) — Evet Katalina ile de orada ta niş. Fakat İrma davetlilerini faziz soymaz. Bana kalırsa Parson kendi sine çok pahalıya mal olan Katali tayı para kaybettiği bahanesile at | "atmak istiyordu. Devam ediyorum “İlk raporumuzda bildirilen inti. | kar faraziyesi bir çırpıda reddedik mezJlik müşahedeler böyle bir ikti- malin imkânsızlığını ortaya koya vaziyette değildir. Bumunla berabtt daha tahkikatm iptidai safhalarım nina gilmekie tereddüd ediyordu. Olcayto uzun tereddüdlere mey- dan vermeden Kadıntn ölümünü da ha doğru buluyordu, cellâda: — Bana bak! dedi, Şimdi derhsi / Afroditinin odasma gider, ol faci- reyi katil ve İfna eylersin. Mese. İleyi kimseyo haber vermeden tez bu işi yap. Ve facirenin kârı ta - mam olduğunu bana ihbar eyle. Cellâd yer öpüp dışarı çıktı. ( Devamı var) Birkaç gün evvel İngilterede kralın kardeşi Kent dükastımn zev cesi Kent düşesine bir suikest yapıld İrğımı ve prensesin otomobiline ateş edildiğini telgraf haberi olarak yazmıştık. Resimde otomobilin kurşun lâ parçalanan edms ve tevkif edilen adam görünmektedir. İngiltereye ? ” n ğe Bari GRLİM EE ii hafta evvel gelen bu adam hakkında tahkikat yapıhyor hakana | Meşhur £lm artisti Merle meşbur Aleksandr Korda ile bir mül ron 28. yaşına kadar evlenmemiğti. Bu defa Avripaya dönüşünde Londrada da kaldı. Yüm prodüktörü ıkavele akdetti; “Maron” isimli bir film çevirmek için. Sonra Antibe kadar giderek ne zamana kadar de. vam edeceği malüm olmıyan bir İkinci angajman imzaladı. Bu mukave- leyi imzalarken yarmda sado iki şahid vardı. Bu mukavele Aleksandr Korda ile aralarmda yapılmakta olan bir izdivaç mukavelesiydi, Resmimiz gevç evilleri yan yanı a göstermektedir. da Parsowun apartımanında port- mântodâ asılı bir pordesüde buldı: Zumuz 24 santimetre uzunluğunda bir şapka iğnesi nazarı dikkalimizi çekmişti. Bon kadın olması pek muh | 5 temel bulunan Bu iğnenin sahibin şimdiye kadar keşletmek r “nkü lolamadı. Uç aydanberi o Londradı İbuhunan Parsonun karısını bu kıç (susta isticvop etmek tösetvurunde İiken ikinci bir hödise ile meşgul ok yan vaziyetile korr'aştık, Ayni binamın beşinci katında ote | oil iran biri öldürüldü. Cinayet | silâk da Parsonun aparlımanında buldu Iğumuz iğnenin tipin bıpiısma eşiy ! İki cinayet arasındaki benzerliğin münasip gördük. Parsonun kansile tayınbiraderi Hellis Kampel cins, İyet günü Londrada bulundukları £ İçin bize malâmat © veremezlerdi. Maamefih kendilerini gene sıkı biz göz hapsine aldık. Diğer taratlan Kolonel Jak soka sütçü dükkdnnda çahşan Ma simli bir kızın ifadesi bize yeni me seleyi haber verdi. Bu kızı isticvap etmiş olan ko. miser Şapsünün melluf o raporum dan da anlaşılmış olacağı o veçhile Parson ile beşinci kalla o matmazel Verpen namına kiralanmış apart manda Fransua ismile (o oluran &- İdam biribirlerini tanımaktadırlar. | Buna biz şaşmadık, çünkü her iki sinin de yabancı bir devlet hesabı. ima gizli faoliyetle bulundukları şüp hesi esasen mevcullu, Komiser Taylfer, ükinci smaktykin,. Kilired Monzard isminde İngiliz tabtiyetin İde biri olduğunu meydana çıkarmış İh, Bu adam hakkında esasen maze“ in dikkatimiz celbedilmiş bulunuyor İdi. Öyle değil mi Tayller? — Evet. Bana haber veren vakti- e onunla uzun müddet çalışmıştı sörünce derhal tanıdı, — Onu ne İrma ne de Katalins arıyorlardı. Evet. Şeflerden biri olduğu i- in kendisini pek ortaya atmıyor iuherha'de, Bu itibarla tanımama” ları tahiidir. Komiser: — İyi hoş ama çoduklar, Bütür bu raporlar ve konuştukları. » Raporumu © vermiyerek| . «7 daha beklesem nasıl olur aca-| X Daha rapor pek fakir... — Hellis Kampelin teşebbüslerin 'en ne diye bahsetmiyorsunuz? dikkatimizi çektiğini belli etmemeği |? dedi. ft Daha vakti değil Taylter, dak vekti değil, Onun tamamile 8€ olduğu zarnını ndıralı. ya telefon ediş unutmayı #tilin kim olduğunu biliyor * lamcağızı tirkütmiyeliri. ni üpheli birisi, etti —- bu adem şi tenç kız da, pi: — Hayır 0 kiz. Möngard e ifesi sağı olmuş, ona paravan “Ağ ini İ örüyordü. Kız, Mongardın mi yi ol — Morigardı, Parsonun kati” | makla niçin itham etti? şahitler Mongardı gid sam ediyorlardı. Küçük sütçü ci içki dilen veiçi kızın ifade dâİ unuttun mu? -- Hakkınız var, Fakat ge, zel Verpenin şahadeti onları aki İdaha mühim, O Mongardı dah* tanıyordu, daha iyi hüküm V lirdi. yle — Buhu kabul edersen söy “arazive ortaya çıkıyor gi d Parsonu, Mongardi görmec'ğini söylüyor. — Parsonun ölümü gece m Jan sonra gi “dnbiele öldü rd, ne kimseyi görmediğini midi - Hayır, matmazel Verpenif linde bavuluyla . dışarı ye görmüş; ii. kapıya Pi — Ya servis metdiveni? nuttunuz galiba? — Sokak vüzünde servis ni var ama bu merdiven n€ ne de beşinci kata çıkar. — Yedinci katta bir kord gi > bina ile sokak Y* si yı birleştiriyor. Kii ndeki binanın servis j rinden çıkıp bu koridordan gi Sinaya geçmiş ve oranın SerVif diveninden inmiş olabilir. gri — Fakat bu takdirde de di merdivenlerine gilmesi için münden göçmesi lâz nım den veya meödeky ri tarafındı İmiz neye yarar? Ortada iki katil bâİsini var ve katil henüz yakalan-İsi — Henüz katl bir şey Yı Milli kütüphaneyi ivaret, genç ğin avukatına başka bir ziyaret, #tomohüle Kompiyene gidiş geliş joför bir şey bilmiyor. Daha fazla malümat almadan bir hüküm vere- meyiz. Bununla beraber Parsonun "arısiyle Okaymbiraderini Oo meze et alında bulundurmanın katili ya aalamak için en iyi yol olduğuna “*aniim ama henüz o vaziyette deği- İz. — Peki ama madam Parson nere. e İ — Şimdi Nis civarında... İ an yapılacak bir şey yok. İ — Parsonun suç ortağı mıydı & | saba? -- Muhakkak değil. Kadın, koca smın mesleğini belki de bilmiyordu. Kayınbiradere gelince, o Fransada faaliyetle bulunmuyordu, binaena- 'eyh aliş hinde casusluk suçuyla tö- "bat yapamayız. Onu suçlu say. makta acele etmemeliyiz. — Bir kere davet edip malümatır na müracaat etsek? O taraf | İ | - VAKİT. Kitabel Dün ve yarın tercü külliyatı 41.50 8 ci seri Dö Profundiz Günün hukuki ve meseleleri Eflötun Gizli harpler Disraeelinin hayat Metafizik nedir? Yeni adam İrsiyetin tesirleri Politika felsefesi Estetik No. 41 42 t al naat 2 Li 44 45 46 #7 49 Bu Serinin fit 610 ei Hepeini alanları yüzde ey 40 Yapılır. Kalan 455 Nate 1.88 kuruşu peşin ii gel bakisi ayda birer Wr3 üzere üç taksite bağlan” 4