11 Haziran 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8

11 Haziran 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Dünkü kısmın hâldsası: Beydere istasyon şefi Mehmet Alinin karısı Zeynep doğma bü, Vüme oralıdır. Genç ve çok yü #eldir. Okudukları, anda bilme İĞ şehre “yüksek hayal,a kar #i büyük bir merak ve tecessüs #uandırmıştır. İşi gücü İrenle Geren yolcuları seyrelmek, şık wdenlern giyini, şlerile alâkeder olmaktır, Mehmet Ali ona, her erkeğin a dağ eği ir sevgi ile sevmektedir. Fakat bs alâka, Zeynebi tatmin etmek ten ile daha 24, adar olunmasını, ket” dİSL de pek farkında olmadan, O gün, hergün olduğu 5 Bibi Mehmet Ali akşam yem. müteakip son marşandi hile meşgni olmak üzere çı *UnEp bu orada yatak odasına Vererek yatmıştır, s. emet Ali karısı yattığı sırada | Nal sirdi Ve pencereyi kapadı. Son ig Sarak ayakkaplarını çıkardı. me bir eda il | Hağisin yirmi yedi telgraf gön- ie renin fabrikanın t tk Bilgide aldığı ehemmi etmekteydi. b Du bahse hiç alâka duy” isinden yet onu nebi aş. Mehmet Ali de » i saati ayar edip onun | Ürü, andı, eski somye orun â- Sıcırdadı. abayı söndürdü. Karısı, e ga Onun cigarasının ateşini | aş lir. Bundan pek hoşlanır, a Yatakta cigara içmesi 6. #srul, ederdi. ag Kunduralarını tamire götür niz m cevap vermedi. Çünkü ama tami » düğünü pek iyi biliyor UD bildiği şeyleri sormak. R ie Konuşacak lâf bulamadığı Mi yat haline gelmişti. Onunla inde irdi? O, şimendilercilik Sia ne anlardı? ene Sini yatağının başucundaki lg * tünde durarı tablaya bas ye ir: den güne güzellesiyorsun im yirmi di kala saatin N8 başladı. Zeynep der. İstasyon şeli ise uy * Mükle sıyrr! yor, oksürüp ln Epe €ini uzatarak elektriği aç" Cigara yaktı. kalkmağa karar vererek fırladı. Uniformasmı gi- meye çıktı. Beş dakika son. © duyuldu. Bu, geceyarısı aydarpaşa yolunda Bey * Yüklaştızını bildiren işaret - er Yatakta doğrulup otur - le oturduğu yerden, tren Gori O, gece treni iz geçen bealei ederdi, Geceleyin tren, Üy ocaman gözleri ve piril pr İçinde pencerelerile birden a çıkar, o o zaman bina yıkı Sarsılırdı. Yağonundaki adamların *relerden görünüyor » 1 Vagonların kompartı * da her halde seyahat çiftlerin o bulunduğu ak tahayyül ederi , Hi Yarısı yaptığı gibi ya * İn İl Ye pencere önüne gel- Oda çok sıcak olur, kana İk me der vızıldar dururlar. iç Zeyrep soğukları © HABER — Akşam Postan Çeviren: F.K, riyerek yı rnebin başı, bir gün evvel celp gece Mütlaka treni seyrederdi. ımı aldıkları ozamandanberi Her gece Saat 24 İren geçerken kocasınm ardı arkası gelmeyen tav- Beydere istasyon memurunun evi-İsiyelerile dolmuş, kadin sersemle - nin penceresinde ince ve zarif vü -İmişti, cutlu, Sarışm bir kadın görül) Zeynebin, ai ismini bildiği u- mesi muhakkaktı. Z böyle)zaktan bir halası ölmüştü. Sulh tren geçtiği sırada ancak bir lâhza)mahkemesi, her halde diğer akra - bildiği bir yolcunun nazarıdik-İbalardan öğrenilen adresine gönder- katini celbetmeği isterdi. Maksadıldiği celp köğrdile Zeynebi miras neydi? Hiç! İçinden gelen garip bir|taksimi için davet etmekteydi. arzu! Mehmet Alinin ise karısına refa - Pencereden eğilerek treni kaybo-)kat edebilmek için izin almasına luncaya kadar gözlerile takip'etti.İvakti müsait değil Sonra yatağına tekrar uzandı. Istasyon şeli odaya döndü. Ho -| Bevdereden İstanbula hareket etti. murdanır gibi: Kocası demiryolu memuru oldu” — Pencereyi kim açtı? ğu için bedava olarak birinci mev- Diye sordu, kide seyahat etmekteydi. Karşısın - Zeynep bu byiğlaca suale uyur)da oturan birisi bir müddet onu mukabele) süzdükten sonra: . Kocası pencere önüne gidereki — Siz de İstanbula mı? gürültü ile camı indirdi. Diye sordu. Trenin düdüğü gecenin sessizliği) — Evet efendim. ni yırtarken Beydere istasyon me -| Tesadüle bakın, Keklikzaderin ne, muru da gene karyolasına uzanı -İoğlu da aynı trenle seyahat ediyor yordu. du. — Lokanta vagonuna gidip baksak, Zeynebin İstanbula gitmesi mec .| içecek soğuk bir şey bulabiliriz bel- buriyeti hâsıl olduğu gün, o ağır|ki.. başlı ve mutaazzim istasyon şefi) Genç kadın bu davete nazikâne harekâtındaki saat intizamını kay-| mukabele etti: bediverdi. Zeynep de şaşkınlaşmış'| — Nasl isterseniz? tı. Mehmet Ali, vazife başında ol - masma rağmen vagona atlayarak)sa kimseler bulunmayan kompartıman | rağmen çıplak başlı idi. Mehmet A- da karısını, ebedi bir ayrılık mev -İliden biraz daha kısa boylu görü. zubaksmış gibi bir kere daha öptü.| nüyordu. Bu seyahat yüzünden ogün tren) Tabakasını uzatarak; Beydere istasyonunda bir dakikal — Cigara almaz mısınz? Wear yaptı, (Devamı var) ... 1939 RESiMLi HAFTA Her nüsha yeni bir güzellik ve olgunlukla çıkan bu haftalık mecmua Türkiyenin yegâne rakipsiz gazetesidir. Müvezzilerden ısrarla isteyiniz | k karısını kucaklacf; PLANŞ 13 4, A: der Hausanzug a die Bluse b die Hose © der Umachlaz 8. KÜLOT. a askı F: ltte 8. DEKOLTE GÖMLEK (kombinezon) n meki . F: in ehemise de jour li a Vöpaulette (la bretelle) . İ: the (woman's) chemise a the strap , A: das Taghemd für Frauen nation) | | donu) a kemer a Yöpanlette da bretelle) . İ: the bust bodire (the brassiöre) as ihe strap A: der Büstenhalter a der Triger a the band PORTJARTEL (jartiyer. Hi kemer) a jartel (askı) F: le porte , jarretelle a la jarretelle . İ: the sports corset li a the stocking suspender , At der Hüfthalter (Hüft- gürtel) F: la culotte en jersey mars kniokers; a garment) İşte böylece Zeynep bir akşam| Evimizin iki odası vardı, Bu o- dalardan birinde oturur yemek yerdik., Burası, duvarlarına pem me bâdana vurulmuş tavanlar: nakışlı, fakat eskimiş, köşeleri Bücreli bir odaydı.. Duvarlarda resimler asılıydı. Bunların çoğu babamın gençlik resimleriydi. Bu resimlerdeki iriyarı, şişman ada” mı seyre dalar, sonra köşede otu- ran zayıf, uzun boyu bükülmüş ihtiyara bakarak, küçük kafamın | düşebileceği kaklar bir hayrete dü-| ğ şerdim, Odanın sağ tarafında üstüste iki hücre vardı. Bu hücreler be - nim bütün günlerimi doldururdu. Onlardan birini bakkal dükkânı, ötekini He ev yapmıştım. Burada, annemin eski elbiselerinden kop” müş cicibici düğmeler, çikolâta - lardan çıkmış resimler, ufak tene” ne Kutular, irili ufaklı (o cimcililer öteye beriye yerleştirilmişlerdi. Altındaki hücrede dükkânım var» dı. Buraya kibrit kutuları içinde pirinç, fasulye, nohut, mercimek, ufak kolonya şişeleri içinde renk M sular, bir bisküvi parçası fa- lan koymuştum. Sağ elim satıcı, sol elim alcı idi. Bütün günüm bu hücrelerin önünde geçerdi. Bazan da solada asılı duran kuşlarla eğ- lenirdim. Babamın iki merakı vardı: Kuş, çiçek.. Sofada irili ufaklı kafesler içinde sakalar, flüryalar, iskete- ler ötüşlr, dururdu. Yerler kuş yemi kabuğu — için deydi, Anam, her gün bunları sü- pürmekten — bıktığını — söylerdi. Pencere önlerine çiçek saksılar:| dizilmişti.. Renk renk sardonya" lar, karanfiller, küpeler, şam kına- ları vardı, Babamın bütün gününü bunlar dolduruyordu. Sabahleyin kalkınca ilk işi kafesler; temizle * mek, saksılara su vermekti, Kuş- larm tünekleri, sulukları, yemlik*| leriyle ayrı ayr: uğraşır, çiçekle - rin yapraklarını, fazla goncalarını ayıklar, topraklarını kabartırdı.. Sonra, bahçeyi gören köşeye otu” nüpüzdete hüpürdete içerdi. Pa-! kat ben bu şişman fincan: resim -/- lerdeki iriyarı babama daha çok yakıştırır, köşede oturan omuz- lar: düşük adamın elinde pek iğ” veti görürdüm, Babam bazı günlerde gazete a- ur, okur, anam bütün gün yaptı" ğı yün işlerinden başını kaldırarak sorardı: — Gene ne var gazetede? Babam burundan sıkma gözlü. ü düzelterek mırrldanırdı: Ne olacak? Gün günden kö- tüleşiyoruz.. Ekmek gene on Üçe çıkmış. Bakalım daha ve günler göreceğiz?. Sonra susarlardı.. Babam ga zetesine, anam âkşama yetiştir. meğe mecbur olduğu yin işlerine dalardı, Babamın tekaüd aylığı geçin. memize yetişmediği için anam işi yapıyordu, Ben her gün, yapr len işleri koltuğumun altına alır, şehrin bir tepesinde olan evimiz. den aşağı inerek öteki tepesinde- ki makineciye kadar yürürdüm. Bu her akşam böyle olurdu. Bu gidiş gelişlerde büyük bir gurur duyardım. Ufacık kafam böylece evimin geçinmesine yardım ettiği" me inanıyordu. Ve seviniyordüm. Hem ânam, arttırdığı yünlerle ba. na kış için fanilâ örecekti. Maki- netiden döndüğüm zaman adam: yemeği hazırlar bulurdum. Anam ,ortaya eski parçalardan diktiği bir sofra bezini serer, üs” tüne bakır siniyi koyardı; etrafma sıralanırdık. Ben anamm yanına otururdum, babam karşımızda... Hemen her yemekte içine kızar. mış ekmek doğranmış un çorbası vatdı. İştah İle tun çorbasını içer. dim, Arkasından ya bir tabak fa- sulye, veya balık kızartması yer-| dik. Çünkü bütün bunlar ucuzdu. | evimi berbat ettir Anam bazan tatlı yerine bulamaç | erntz, çıkın evimden... yapardı, Ben bu bulamacı çok s€- verdim. Ara $ıra tah helvası da alırdık. Yemekten sonra anam sofrayı rârak, anamın pişirdiği kahveyi kendine mahsus tiryaki fincaniyle a der Strumpfhalter KOMBİNEZON la combinaison . cu- m İöpaulette (la bretelle) İ: the combinatlons a be #trap , A: die Hemdhose (Kombi, « der Triger KADIN KÜLOTU (kadın , F: ia culotte de femme a la ctinture 1, İ: the drawers (the ekers) for women knj- A: das Beinkleid (die Ho- 50) für Fraten « der Bund FANİLE DON, JERSE DON (külot) en tricot ou İ: the knlekermor boo. (the stockinette knlekers, the artificial silk stockinette . A: das Sehlupfbeinkleid toplar, işlerini alarak babamin ya- nına oturur, babam da tekaüd ol- PLANŞ 12 mütze) KISA ENTARİ (yazlık entari) a yaka b fiyonza © kol B. F: la petite robe (la robe det) a le col b le nccud © la manehe İ: the dress (the dress, the child's the summer dress) a the collar b the bow and ends € the sleeve gir!'s dress, , A: das Kleld (Klejdehen, Mâdchen,- Kinder., Som- merkleid) a der Kragen b die Sehleife e der AÂrmel MANTO (çocuk mantosu) a yaka | madan para verip aldığı kitapları kimbilir kaçıncı def başlardı. Ben minder üstünde evvelâ ke- di yavrularıyla oynar, boğulu cam lara parmağımla resimler çizer, sonra kıvrılır, uyurdum, Hayatımız böyle sessiz, sadasız ve mümkün olduğu kadar geçiyordu galiba... Yalnız aya babamın, anamın, yüzlerinin Kırıştığını farkedederdim, Çünkü ev sahibi bir gün bile ge. çizmez, kapıya dayanır, aylık is“ terdi. Ben bile bu zamanlarda ni- çin üzüldüğümü bilmeden “zülür, ev gahibine karşı sonsuz bir hınç rdım, Şimdi anlıyorum ki bu mer duymakta haklıymışım. Günler geçmişti. Babammn Oo. muzları daha çökmüş, tıraşı daha uzamıştı.. Kuşlarınm, çiçeklerinin hir kısmını satmıştı. Solada yal. nız sakayla emektar bir flürya kalmıştı. Bahçe kupkuruydu. Gül. İerin, kırizantı in yerinde şim. Gi bir iki tavuk eşiniyordu. Yalnız pencere önlerinde birkaç saksı sardonya ve karanfil dı, Soframız daha fakirleşmişti.. A- nam artık arasıra bulamaç ta yap- muyordu. Ve fitiline paçavra ek- lenmiş Jâmbamız geceleri daha çok yanıyor, anam uykusuzluktan iğneyi parmaklarıma batırarak, da- ha çok iş yapabilmeğe çalışıyordu. Bir gün bir felâket oldu. Ev sa. hibi gelmişti. Anam bahcede ça- maşir asıyordu, Ev sahibi aşağı. da babamla konuşuyordu, Sesi per de perde yükseli' — Üç ay oldu. Beş para verme- diniz. Bugün yarın, bu yi Artık martaval yutmam., Bugün. den tezi yok evimden çıkın. Benim dolandırıcılarla işim yok. Zaten , yaktınız, yık» - okumağa var EĞİ, Sonra, babamm kısık, yalvaran sesini duyuyordum ; — Susun.. Allah aşkma... Yal. warırım size.. Yavaş söyleyin .... Konukomşuya kepaze olduk. Hiç (Lütjen sayfayı çeviriniz)) b manto düğmesi € kol d çocuk şapkası i, F: le manteau a le vol b le bouton de manteau © la manche d le chapesu d'enfant , İ: the coat O(ihe child's coat, the giri's coat) a İbhe collar (the coat gollar) b the button (the ecat button) © fbe sleeve d the hat (the gir!'s hat, the ehild's hat) 9. Az der Mantel (Kinder., Müdehenmantel) mder Kragen (Mantel kragen) bder Knopf knopf) e der Ârmel 4 der Hut (Midchen., Kinderhut) (Mantel-

Bu sayıdan diğer sayfalar: