28 Nisan 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

" ’!k | kw" Neşin İlekeleri | “Pnl Zaman hasıl olan K h. tla Meşgul olmak iyi Lw. -. » f AM POSTASI ve Nejşriyat Müdürü "" Rulm Us KAĞLR ıı?,. 'ı'w teletonu:. 23872 e- Ğ 24370 llı..'* 'i “"ı A.H_..... Vakit ANTDIĞIM gençlere: “Roman romanları okudunuz?,,, ioı- #rim, Çoğu, hemen — hemen İt ç hun“n için vakilleri olmadı- | “ııı.f“ imı verirler. Gerçi roman in, biraz edebiyatla — uğraş- insan için — lüzumlu bir hu kabul ederler, fakat ki, diredeki işi, kiminin mek, €rsleri buna — manidir. Ah! *îklthrx olsa!.. İşten, çalışma h'! alabilseler!... N bu şikâyetlerini duyduk- İt Yirmi dört saat oı-..ğun p € edeceğim geliyor; çünkü Yirmi dört saatini de dairede. mekıeptekl dersle doldurma- Tesini bulamıyorum. Daireler- ü:' Mekteplerdeki ders saatleri. Ünü Üyorum; bunlara l'l öm Bi vu ft - Stük e' de Fastgeliyorum; — onların F veya dersleri var; oön- ıınh;ldc hafta yedi gün ve gün y Tmi dört saatten ibaret. Pek İt buluyorlar,. Demek ki on- um*âa. benim bahsettiğim şu Saati harcıyorlar. «doğrusu okumanın iyi, insan Üzümlü bir şey olduğunu çok- Sörtçekten kabül — ettiremedik. lherlemk- yani onlar — böyle esi daha münasip olacağını Teh :i &r, Fakat bunu ancak La Paz n!;h l' Bolivya'da olduğunu, gü İttakım lekeler bulunduğunu *ri gibi biliyorlar. O hakikati %Clenne sindirmediler, bizzat Cdlp kendilerine mal etme, İri gelse de size: “Hayır, La İi Bolivya'da değil, Arjantin İık“l: dese veya güneşle — birtakım Ulunduğunu — söyliyenlerin n larını ve en son — keşiflere zannedilen esir tabakasında za- birtakım ci- 0ltiı:ığunu haber verse, bunları “1 etmekte zorluk çeker misi, Ancak Bolivya'da seyahat etmiş 9 Mmemlekelle herhangi bir su. Lı mühnscbetlerımı olmuşsa; gü- hîîm ekeleri meselesi ile bizzat uğ- Ş *tin havada, "siniz. Genç, ! ihtiyar birçok ,:e trin: “Roman okumak, ede. şeydir,, Neleride tıpkı bunun gibidir.Yarın Fa: “Hayır, bunlar fena şeyler. " €necek olursa bunu da kabul ekle bir zorluk çekmezler. Ancak ödlefi ak, edebiyatla meşgul — olmak VÜ knl edinmiş kimseler itiraz eder; hiğüz Onlar “Okumak- fenadır, lü- ğunu“ dur,, iddiasının yanlış oldu. ıa"thı- endi tecrübeleri ile anlamış. ğm!n vaktimizi de iyi kullan. nı bilmiyoruz. Gençler - içinde n hiç biri, bir günü teşkil eden dört saatin kaçını işine, kaçı- Tltüy ““CBSıne sarfedeceğini kestir- " Bunu yalnız gençlerimiz de. MŞmal'n'uız da pek bilmezler a. , Sular için arlık İş İşten geçmiş- 'dakat gençlerin kendilerini, gü- 'hla Sdatlerini taksim elmeğe alıştır. Üi ;ı kabildir. O zaman görecekler. ! 1 bir gün, içine birçok şeyler Vi | Nn *Cak kadar uzun bir zamandiır. e"“ içinde çalışmağa da, eğlenme- liş (Aniz başımıza bir köşeye çeki- Endimizi dinlemeğe, düşünme. hî'd lap okumağa da bol bol vakit ı'.eîl"e" vakit gibi her şey de hep he. İ k' İr. Hevesi olan adam her türlü Di bulduğu gibi vakli de bulur. Nurullah ATAÇ ; H 1t N BİİnM.n' Bahar Bayram “ göğüslerinizi 'rürk Tİf Cemiyeti rozetiyle leyiniz.. hıı ?q. h::*âor müusunuüz? Son zaman | “İiye Saniz öyle çabuk çabuk kabul |: ,Biz yalnız şehir goförlerinin derdi var sanırdık. Halbuki şo- förlerin şehirden başlayıp yur - dun-her tarafına şamil şikâyet . leri olduğunu da öğreniyoruz. Evvelâ şu hakikati kabul et . mek lâzımdır. Anadolumuzda ve Trakyamızda yolların bugünkü vaziyetlerine göre nakliyat yap - mak mevkiinde ve iş Üüzerinde bülunan şoförlerin çektiği meşak ve mezahim ancak gözle görülüp takdir olunabilir. Mahaza şehir içinde de şofö- rün vaziyeti lüks telâkki oluna - maz. Her an bir tehlike muva . cehesinde bulunan şoför, nihayet bütün bu dikkat, alâka ve ihti - namına mukabil pek cüz'i ka - çla iktifa mecburiyetindedir. —O kadar ki, birçok şoförler va- sıtalarını yok bahasına elden cı- kararak büsbütüm-ayrı işlere baş vurmaktadırlar. Bunun en büyük âmilleri olan plâka resmi vesâaire gibi cihetleri bu sütunumuzda de. featla yazmıştık. Şehrimizde olduğu gibi yur - dumuzun her bölgesinde şoför - lük birçok müşküllerle mücade - leyi icap ettiren ve henüz kati bir meslek haline gelmiyen bir iş sa. hasıdır. Şoförlerin bazıları — yalnızca nakliyat işlerinde çalışırlar. Ez - cümle -- kamyon' * sahipleri " 'olan veya kamyonlarda yüzdelikle ça- hşan şoförler büsbütün müşkül işlerle karşı karşıyadırlar. Bir kamyon şoförü, bu'hâdise hakkında şu izahatı veriyor: “Ben nakliyat ile geçinirim. Benim gibi elindeki kamyon veya kamyonetini —nakliyat işlerine tahsis etmiş birçok vatandaşlar vardır. Bunlar yalnız İstanbulda değil, İzmirde de, Ankarada da bütün vilâyet ve kaza merkezle- işlerini teshil etmekle uğraşan ve bu münasebetle memlekete hizmet etmek vaziyetinde bulu . nan insanlardır. Biz müesseselerin nakliyatını bugün müesseselerden alamıyo- ruz. Bu kazancımız arasına bir takım mutavassıtların, daha doğ ru bir tabirle tufeylilerin girmiş olmasındandır. Bü işte ekmek gören açıkgöz - lüler ve bilhassa sermayesi lâf . fan ve öteyi beriyi kafese koöy - maktan başka bir şey olmıyanlar, müesseselerin nakliyatını aşağı yukarı iltizam altına almış bulu- nuyorlar. Herhangi bir müesse - seye gitsek, nakliyat işi için her, hangi bir zat ile görüşmemiz icap ettiğini söylüyor. Ve bittabi biz de onunla gö - rüşmeğe, işi ondan almağa mec- bur oluyoruz. Bu suretle vasıta bizim, emek bizim, iş bizim ol - duğu halde müessese ile aramız. da bir vasıta, bir komisyöncuü, bir mültezim kabulüne mecbur olu - yoruz;, ; Hiç hiçine kazancımızdan bir kısmını da ona bırakıiyoruz. Bu dan: niz! rinde de, umumiyetle nakliyat| — Bu ceza çoktur, şunları tenzil edi- Desek acaba bizim de hakkımızda ce- ze pazarlığından dolayı zabıt varakası tu. l “ tulur mu dersiniz? yalnız İstanbula münhasır değil- dir. Hemen bütün şehirlerde vazi- yet böyledir. Niçin? Bu sualimize hiç kimse cevap veremez. Sırf bir takım işsizlerin aç gözlülüklerini tatmin etmek için, Biz ekseriya en ziyade iş olan yerlerde dururuz. Aramızda nö - bet usulü de caridir. Ne zaman aransak bulunuruz. Zaten işimiz gücümüz bu. Bittabi vazifemiz - den ayrılmıyoruz. Kazanç yerin - den nasil ayrılabiliriz? Müesse . seler doğrudan doğruya bizimle görüşebilirlerken ne diye bu mu- tavassıtlara lüzum gösteriyor? Belediyenin veya alâkadar dai- relerin bu işi halletmeleri ve va- sıtası olmıyanların, yani kamyo. nu, kamyoneti bulunmiyanların nakliyat işlerini alamamalarını temin etmeleri gerektir. Bizi bu perişan halden kurtarmak lâzım- diır. Sonra bir mesele daha var: Bittabi siz de görmüşsünüzdür. HABER—A]:şım Postası Gunım Mlesele Nakliyat işlerine, bir takım tufeyli komisyoncular mı burnunu sokuyor ? Kendi kamyonu veya kamyoneti olmayan veya böyle bir vasıtayla sermaye veya şoförlük suretile alâkası bulunmayanların nakliyat İşlerini deruhte etmelerine mani olmak İâzımdır SI Bazı öotomobiller yani taksiler de az çok eşya taşıyorlar. Hattâ ev eşyasını iltizama alıp parça par- ça taşıyanlar var, Bunlar müşteri nakline mah- sus vesaittir. Tramvayla eşya ta. şınamadığı gibi, eşya taşımağa mahsus kamyon ve kamyonet gi- bi vasıtalardan gayrisinin de cş- ya taşiımasını menetmek icap e- der, Vilâyet işlerini üzerine aldı . gından pek az bir zaman zarfın- da şehir hesabına büyük kazanç- lar temin etmiş bulunan Valimiz Lütfi Kırdarın biraz da bu şoför- ler işine, dertlerine, şikâyetleri . ne teveccüh ederek, bu işten baş ka gelir ve kazançları bulunma - yan ve birçok ailelerin yegâne geçim vasıtaları olan bu halletmesini bekliyoruz. Dertlerimizi her vesile ile yük- sek vilâyet makamına ve beledi - yeye bildirdik, Doğrusu bu işler bizi çok zara. ra sokmakta, bedbin etmektedir.,, Akayın ilkbahar tarifesi Denizbank yakın sahiller ilkbahar târifelerinin tatbikima pazar saba, hından itibaren başlanacaktır. Ge . çen senelere nazaran çok farklı tan zim edilen bu Adalar - Anadolu - Yalova hattı tarifesinin esaslarını yazıyoruz: Yeni tarifede Yalova hattı sefer- leri günde ikiye çıkarılmıştır. Sa . bahları kalkan posta akşamları kış tarifesinden daha geç kalkarak Ya, lovadan dönecektir. Akgamları Ada- lar doğru postasını yapacak vapur Yalovaya gidecek ve ertesi sabah oradan hareket ederek Adalara uğ- rayıp köprüye dönecektir. Bu su - retle Yalovaya hem gündüz gidip dönmek hem de akşam gidip sabah dönmek kabil olacaktır. Akşamları Büyükadadan son pos ta saat 19,30 da kalkacaktır. Bir hazirandan itibaren tarifeye bazı ilâveler yapılacak bu —meyanda 18,30 da köprüden bütün —Adalara ve sabahları yedide Büyükadadan kalkarak Heybeliye de uğrayan bir vapur ilâve olunacaktır. Pazar tarifesinde birçok ilâveler yapılmıştır. Köprüden 7,30 da tek . mil adalara sefer olduğu gibi ayrı. ta 8,30, 9,30, 10,15, 11,15 ve öğle- den sonra 13,d0 da doğru seferler konulmuştur. Adalardan — akşam 15,45 den 20,30 a kadar yvedi sefer vardır, Bunların üçü Büyükada - Heybeli - Köprüdür, Pazar tarifesinde Adalarla Büyü, kada . Maltepe - Boöstancı arasında bir vapur sefer yapacaktır, Et narhı Karar belediye çilecekmiş. ELEDİYE İktısat müdürlüğü, bazı mahzurlarını nazarı dikkate alarak et narhmı kaldırmağa karar vermiş. sevkedilmiş. Tasdik edildikten sonra ağle. bi ihtimal önümüzdeki hafta tatbikma ge- Ne diyelim, artık hâlik kasab kulları- aa İnsaf narhı müyesser etsin. Amin! Sular - idaresinin bir. memuru Gece evine dönerken yaralandı Evvelki gece Cibalide garib bir yaralama vakası olmuştur. Edirnekapıda belediye sular ida- resinin havuzunda anahtarcılık eden Dui'muş. gerek âmirleri ve gerekse arkadaşları tarafından sevilen ça . Iışkan bir memurdur.Durmuş evelki akşam işinden geç vakıt çıkmış ve Cibalideki evine doğru yürümeğe başlamıştır. Geçtiği yollar boş ar- salarla doludur. İşte böyle bir yer- de Durmuşun üzerine meçhul bir şahıs atılmış, ve elindeki bıçağı kal. çasına ve karnımma saplıyarak za - vallı adamı kanlar içinde yere ser, miştir, Acı feryatlara koşanlar Dur muşu Müsevi hastanesine kaldır - mışlardır. Polisin tahkıkatı hiçbir netice vermemiş ve esrarengiz şah. sı bumak mümkün olmamıştır. Bilhassa kasığındaki damarlar ke silen Durmuş tehlikeli bir ameliyat tan sonra kurtarılabilmiştir. Adam cağız çok kan zayi etmiştir. Arka- daşları ve bütün tanıdıkları Durmu şun hiçbir düşmanı olamıyacağımı, çünkü kendisinin hiç kimseyi incit. miyen çok iyi kalpli bir adam oldu- ğunu söylemektedirler. Zavallı ada- mın bir yanlışlığa uğradığı ve baş. kasının yerine yaralandığı zannedil mektedir. Zabıta suçluyu aramakta devam etmektedir. — VEFAT Öğretmenler Yardım Cemiyelin- den: Bakirköy ortaokül Türkçe öğ- retmeni Mustala Işıkzsalt — maalesef aramızdan ebediyen kaybellik. Ke- derli ailesine ve sayın arkadaşlara taziyetlerimizi sunariız. Rasgele kalkıyor dalimi — encümenine işleri | Ceyhanlı Şöyle bir haber okuduk: hastaları bin bir türlü meşekkat meydana getirilecektir. niyeye kaldırılmıştır.,, tebrik ederiz. “Sani ılı.spaııser"’ servetle mubarek örneğidir, güzel, bundan kıymetli bir ferd lan bu hâdise, Türk şuurundaki teşkil etmektedir. yapılabilirdi vinç verdi, da harcamakla ispat ettiği gibi, Servetle kahramanlık yapan Yazan: M. DALKILIÇ DANADA çıkan Türk Sözü gazetesinin 23 nisan 939 tarih ve _ 4413 numaralı sayısında Ceyhan hususi muhabirine atfen “Ceyhanda, bir hayırsever tüccarın teşebbüsü ile bir dispanser yaptırılıyor. Böyle büyük ve kalabalık bir kasaba merkezinde Be- nelerdenberi bir haslane yoktu, Bu yüzden birçok — vatandaşların Osmaniye hastanesine götürülerek tedavi edilmekteydi, Bu dispan- ser tüccarlarımızdan Bay Saninin vereceği 5000 lira teberrüatla Esasen, evvelce Ceyhanda bir hastane açılmıştı. fakat bilâha- re, yani Osmaniye vilâyet olduktan sonra mezkür hastane Osma- Ceyhan halkını, böyle yürdsever bir hemşeriye malikiyetin. den dolayı gözlerimiz yaşararak, Sani dispanseri, Türk şuurunun kemalini, yüurd ve millet veci. belerindeki üstünlüğü, milli duygu ve hedeflerin yüksek tezahürü- nü ve nihayet ferden mükellef bulunduğumuz vazifelerin en yük- sek örneğini meydana getirecek bir âbide olacaktır. Bir adın, bir hamiyet örneğinin, bir millet sevgisinin ebedileşmesi için bundan Bir memleket gazetesinin mütevazı satırları arasına sıkıştırı- şın, milli rüşd ve feyzindeki tekâmül ve büyük bir tevazu ve feragat İçinde cereyan ettiğine de bir mlsal Ceyhan, bu Türk kahramanına kadirşinaslık vazifesini eda ede- rek ve onun dispanserine onun admı koyarak, Türk milletine ebedi bir hamiyet örneği hazırlamağı ihmal etmemelidir. kir ve yoksul talebeye elini uzatmıyan birkaç zenginin mütereddi | ihtirasından şikâyet ederken, diğer taratlla böyle bir örneğe maz. har bulunuşumuz bu teessürü yerlere serecek kadar teselli ve &e- Ve Sani'nin bu hareketi, serveti, başma kapanmış muhterislerin yüzlerine en acı ve müessir bir şamar olacağır. Üniversitede yöksülkaldığından üzülen gençlik! Sakın ölçüyü, ; sana elini uzatmıyanlardan alma,,. Bunlar ewvelce de söylediğimiz gibi, yınlış çalınmış kaptlardır. Yoksa Türkte asıl olan bu Saniler, Salisler ve milyonlarca vazife ve vecibesini müdrik yurdseverlerdir. Türk; hayatınım zekâtmı yurd müdafaasmda, bütün varlığmı, bütün hayatiyet kudretlerini tam bir tevekkülle, büyükleri arkaşm- icabı takdirinde bütün varlığıyla ve mevcudiyle yine yurd ba- gışlıyacak kadar asil bir ırk ve millettir. Bu güzide Türkü alnmdan öperim. bir. Türk se.m.. ve eziyetle ya Adana veyahut da : göğsümüz fahr ile kabararak kahramanlık yapılabilindiğinin en hareketi düşünülemez. kemalin, Türk mesaisindeki warı., ilerleyişin nehadnr Servetinin bir kısmını, Türkün can emniyetine, hayat müeyye. delerine vakf ve tahsis etmekle, kanımı memleket müdafaası yolun- da dökmek arasmda ne fark var? Birinde bir tehlike cereyan et- mektedir ve vatan müdafaa olunuyor ve diğerinde cemi, ve huzur içindedir, Türk hayatı müdafaa olunuyor. Bin'se &$ ley $h huzur ve sükün içinde bir kahrar$anlık ancak böyle bir tezahürle siğkün L L betealak ei Bir tarafta fa. ' seGese AER e (« kazanç ve refahımımn zekâlmı da Topkapıda Bir çocuk tramvay altında öldü Dün öğleden bir çocuğun ölümile neticelenen bir kaza olmuştur. Topkapıda Millet caddesinde 15T sayılı dükkânda tütüncülük yapan Dimoya misafir gelen Marika bir sonra Topkapıda müddet oturup konuştuktan sonra evine dönmek üzere yola çıkmıştır. Marika tramvaya binmek için du - rak yerine gelmiş, bu sırada yanın. da bulunan bir buçuk yaşındaki kızı İstefo tramvaya kı;şm'nştur. Bu sı. rada vatman Faikin idaresindeki 30 | numaralı tramvay arabası manevra yapmaktaydı, İstefo tramvayın al- tımda kalmış, ezilerek ölmüştür. ZAYİ: dan 933 de aldığım şahadetnamcyı kaybettim, Yenisini alacağımldan eskisinin hükmü yoktu.r 346 Kemaleddin (K. İ. 76) Pazarlıksız satış cezaları AZI esnafın, pazarlıksız satış kanu- nuna muhalif harekette bulunduk- ları anlaşılmakla haklarında zabıt varaka, ları tutularak yirmişer lira para cezasına mahküm edildikleri yazılıyor. Şöyle şaka, Kuyruklu yıldız SLO rasathanesi müneccimi Hassel Zatülkürsi cümlei kevkebiyesi dahilinde büyük ve parlak bir kuyruklu yıldız keşfetmiştir. Bu kuyruklu yıldızın. mahrekini ya- kmda anlryacağız. Mahaza arza sürünerek geçecekmiş, Sakm müneccimbaşı yanlışlıkla Ame, denilen — seyyarenin rikaya bakıp da radyo başında dünya mil. letlerine bir birlik teklif eden mesajmı irad ederken Ruzvelti görmüş olmasın? Mim, İspanyadan alacaklı tüccarlar Merkez Bankası tediyata başladı Bir kısım ihracat tacirlerimiz Cumhuriyet hükümeti tarafınldan vaz'ıyet edilmiş olan mallarının bedelini iki buçuk senedenberi almak için mütemadiyen teşebbüs. lerde bulunmaktaydılar. Bu para. nın verilmesi için hariciye umum! kâtibinin riyaseti altında komis- meti nezdinde teşebbüsler yapıl. kâleti ve Merke-z Bankası tarafır dan paranın derhal verilmesine karar verilmişti. Fakat her defasında bir mâni çıkmış ihracatçılar, Merkez bankasında İspanyanım bu işe fazlasiyle kifayet edecek bloke parası bulunmasına rağmen genc alınamamıştır. Nihayet Cüumhuriyet Merkez Bankası, birer teminat mektubu mukabilinde ihracat tacirlerine İs. panya blokajından paralarını te- diyeye karar vermiş ve - veren ihracatçılar paralarını alma. ğa başlamışlardır. İspanyaya geniş ihracat yapıp paralarını bugüne kadar alamıyan ve piyasadan çekilmek mec girmişlerdi. İspanya dahili harbinden evvelki * günlerde İspanyaya ihraç edip te yonlar toplanmış, İspanya hükü - mış, bir kaç İdefa da İktısat Ve Cumhuriyet teminat — ihracatçılardan bir kısmı bu Va& yet karşısında haliacze du%iğııer ğ Kİ v “(yetinde kalarak fena vaziyetlere

Bu sayıdan diğer sayfalar: