12 Nisan 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

b ö - O — Büzar atfetmek hiç de faydasız ol- Belçikada Nasyonal sosyalizm propagandası Ailâhlı bir ihtilâf vukuunda Belçikayı bitaraf liyormuş ? T — brrakmak için nasıl çalışı ü bugünkü — vaziyetini, | hh'l-'llumı we — meselelerini iylce W'“'D kavramak için Belçikanım bündan 14 astr evvelki mazisine bir 4 Romen Belçikası bundan 14 se. <,* #vvel barbar ve Cermen kahile . 4 ı'"'ldlaıı ayıran hudud Ren nehrin- KON Zialbuki altmcı azirda parça- kı'mq İmparatorluk — Alman . vü fİatilâerlar karşrsmda durama & Hududları daha geri çekildi, ğ P%ı Yadan, Kolonyaya giden yol eu hudüuüd öldu. Bu yolun gi- j mu"! Alâmanlar cenubuna da cer. ,W!!'ln Valas tesmiye ettikleri ;Tmlq:nlı Balçikalılar yerleşti « n | Bu andan İtfbaren bir lisan hu « . % da doğmuş oluyordu. Brune - * n yolu olan bu gose Cermen ! lqüm!eı.—. gelen Flaman dillile Ro « — ü kökünden Vallon dilini biribi. #n ayırdı. Ö zamandanberi Fla la Valonlar hâlâ zamanımrı - bi kadar bu yolun birer ucunda ©- t.c""'î-'l'lnı' ve hemen hemen de biri - h"îerîno hiç karışmamış gibidirler, Bu yol hâlâ durur ve kilometre. l:ğ;»üzermden geçen bir insan bir o Nuümünelik h ahara Bi aa büre artistferi için nümme o. Ü, G'Gcîlen bu genç kız Barışm. 'zel bır“mh parlak sarı saçları, gü- “da 4, tebesstimil vardır. Boynun- inc,dtğ““k- biberlik,, iyoktur. Beli * Bacakları uzun ve biçimli- laş' ASik kemikleri küçüktür. Bun. B öia, Büzelliğinin görünür — vasıfları Ve tesbit edilmiştir. Tartılarak Ki Ü V*0; göğüs 90, bel 75 santim. trek tesbit olunan vasrf. | Süunlardır: Ağırlık: 52 kilo; | Öpen kantonunda Alman akalliyeti erinin şefl olan Frits Müller - lle Vilhelm Brüke tarafımda Flaman, diğer tarafımda Vallon köyleri görür. Şimdi daha yakm bir maziye, bundan 23 Bene evveline bakalrm: İşgal altında bulunan' Belçikanım hâkimi general von Bissing bir harb sonu Belçikasmı, kendi anlayışma göre hazırlamağa ve işlemeğe baş. lamıştır. Henebi istilâsma karşı ayni ge - kilde memleketi müdafaa eden Fla- man ve Valonları biribirlerinden a- sat ve hayat ayrılıklarımı teşci et. meğe başlamış ve bu suretle de Cer men kökten gelme bir İisan olan Fliamanlarım bütün isteklerinin ta - |hakkuku için müsamahakâr davran- zatştır. 1916 senesinde, 1914 senesine ka #ar bir Fransız Üniversitesine sa - 'hib olan Gand şehrinde bir Fla . isman Üniyversitesi açmıştır. 1917 de #se yine onun yarattığı bir Flandr aneclisi vücuda gelmiş, ondan bir- kaç ay sonra, ekseriyeti Flamanlar- 'dan müteşekkil Belçika ordusu hâ. IA İzer Üzerinde kahramanana mu. kayvemet gösterdikleri sırada © Fla larm idarelerini tamamiyle ayırmıştır. Valonlardan | İşte o zamandanberi Valon ve Flaman ayrılığı başgöstermiş ve iş federalizme doğru inkişaf — etmeğe başlamıştır, 23 sene evvel vön Bisasing tara- fmdan tohumları atılmış olan bu ayrılık ve fesat son senelerde nas- yonal sosyalizmin her millet ara . sında nifak yaratma ve milletlerin kuvvetlerini ikiye bölerek onları İiçten çürütme propagandası İle neş. vünema bulmağa başlamıştır. Tarihi menfaatleri, mazileri müsş terek, yalnız dilleri ayrı İki kütle- den müteşekkil Belçika — milletinin bütün felâketi işte budur. Flaman- lar: “Her şey Flamanlar ve Fla . manlar İsa için,, vecizesi etrafında toplanmışlardır. Onların (idealleri | büyük İsviçre ve Hollanda Flaman. larile birleşmek, 20 milyonluk bir Flaman kütlesi yaratmaktır. Söyle- dikleri söz budur: “— Evvelâ federalizm, sonra em- niyet, muhtariyet ve nihayet Hol -| landa İle birleşmek..., Nasyohal sosyalizmin silâhir bir ihtilâf vukuunda Belçikayı bitaraf brrakmak için sarfettiği gayret, Eu. pende Alman akalliyetleri arasımda bir gürültü çıkarmak, ve Valonları Flamanlarla biribirine düşürmektir. HABER — Akşam Poitasr P - 4 ASA VAZAN: L.Buseh 35Yılını vahşiler arasında geçirmiş bir Alman seyyahı Tavua - Fuhalar Avusturalyada mukaddes nlan — gayet _hüyük yılanlardır ! — meareRer A F Kendisine gemilden — beraberimde getirmiş olduğum büyük bir kutu Bavyera sigarasını hediye — ettim. Melânezyalılar ekseriyetle — tütünü çok sevdikleri için bu yaprak siga- minde isabet de etmişim. Zira ihtiyar sihirbaz evvelâ bun- ların ne olduklarını anlamamış gi- 'bi hayretle baktr. Sonra benim bir tanesini çıkarıp yaktığımı görünce, | tütün yaprağı olduğunu derhal an- Bu suretla kendini dahilde kuv- vetsiz hissedecek olan Flamanların harici düşmanlarla çarpışamıya - cakları muhakkak olduğu için Bel. çika da Almanyanm sonsuz iştiha. sına lâyık bir lokma olacaktır. Fakat hakik! Belçika vatanper - verlerinin bütün gayreti hariçten gelen propagandalara sed çekmek, dahildeki gürültüleri bertaraf et - mek, genç krallarr etrafmda Val . lon yahut Flaman bilâistisna bir. leşip toplanmaktır. İşte Belçikadaki son — intihabat, selimin tamamiyle kaybolmadığını ispat edebilmiştir. — Fransızca “Vü” den — Belçika hududları içinde daha aklı- | müukaddes yılanın ladı. O da bir tane yaktı. Sonra bü- yük bir haz ve memnuniyetle gül- meye başladı. O vakit kulübenin önünde bir takım işlerle meşgul olmakta bulu- İ'nan Doho-Dohoya seslendim. Do- ho-Doho benim derdimi bildiği için hemen içeriye girdi. — DohoDoho!.. benim söyleye- ceklerimi aynern muhteremi sihirba- «İza söyle!..dedim « J — Başüstüne! — Kendisine de ki ben beş siyah adamı, içlerinde sen de dahil ola- rak, Duk-Dukların elinden kati ö- lümden kurtardım!.. Yani sizlerin ne kadar dostu olduğumu isbat et- tim!.. Vakia beyaz bir insanım! Fa- kat siyahlara iyilik etmek için dor laşryorum! Yarın memleketime gi- deceğim! Gemimdeki bütün hediye- lerimi kendi kabilesine bağışlamaya hazırım. ! Bana cinlerden nasıl böy le mana alıp bu sihri nasıl yaptığı- nı söyler mi?.. Doho-Doho sözlerimi teker teker ve tane tane aynen ihtiyara naklet- ti. Yuvarlak ve iri gözleri, baykuş | Kızıl Gölge HAB ER'İN RESİMLİ ZABITA ROMANI: ı42| DıYanNd NEDEN SANDAL DAN ATIAMIYOR ? ACİ, —4 BAĞLI M? İTSİZ CEREYANA KAPILMI İYANA SANDALDA. BAĞLI VE YELOLEYE DOĞKRU GİDİYORDUL BAĞLARINI KESDİM> hu g;m&n BANASARIL -. A ait B | JSK GĞ ĞA ZANDazr Buran vera 'i N ( D DUR v : —* h 4 $ — o “* —i satifüik. Vollurigand Vuaramunga yılanı TuTeo âyinlerinde bir adam mukaddes ağaçla kum Tzerine çizilmiş olan resmini yokuzlar.. | gözleri gibi parlayan, fakat buna rağmen tatlı ve sevimli bir yüzü ©- lan sihirbaz Doho-Dohoyu bir taş gibi dinledi. Sonra şu suali sordu: — Kendisi sihirbaz mrı olmak is- tiyor? — Hayır!.. Fakat büyük bir sihir- |bazın büyük kuvvetini (!) memle- ketime anlatmak istiyorum! Sihirbaz tekrar şu suali sordu: — Ne öğrenmek. istiyor?. Zira, kendisi bizim cinlerimize karşı ya- bancıdır!.. Öğrense dahi bir şey ya" pamaz kil.. Kendisini tekrar temine mecbur oldum. — Ben kendim yapmak niyetin- de değilim! dedim.Bilirim ki benim cinleri elde etmem kabil değildir!.. Fakat yalnız kendisinin bu — sihri yapmak için ne kullandığını öğren- mek istiyorum! Sihirbaz güldü. Gayet dalgın göz- lerle bir müddet kulübenin tavanına baktı. Sonra Doho-Dohoya ağır a- ğır bana hayretler veren bir cevap verdi: — Ben bunu Tavua - Fuhalardan öğrendim!.. Dedi. Ben hayretle sordum: — Bu Tavua - Fuhalar kimlerdir? Hangi adalarda otururlar? İhtiyar sihirbaz benim bu sualim karşısında tekrar güldü: — Tavua - Fuhalar insan değildir? dedi. Büyük ormanlarda oturan ve Avusturalyada mukaddes olan ga- vet büyük yılanlardır! Sihirbazın bu cevabr - karşısında | büsbütün afallaşmıştım. Hayretle: — Kendisi bu sihri bu yılanlar- dan mr öğrenmiş” Öğrenmiş? Dedim, ihtiyar sihirbaz — başmı sallıyarak: i — Evet! dedi. Tavua - Fuha de- diğimiz bu yılanlar büyük cinlerin ruhlarını taşırlar. Bunlar havadaki kuşları yerler! — Havadaki kuşları mı? Bu yr- lanlar uçarlar mı? Sihirbaz: — Hayır! dedi. Uçmazlar! Fakat havada uçan kuşları düşürerek yer- |ler!.. — Yerde sürünen bir yılânı hava- daki kuşu nasıl düşürüyor? O yr- lanlar o kadar uzunmu ki boyunla- rını havaya uzatıp uçan kuşu kapa- bilsinler!.. İhtiyar sihirbaz beni biraz fazla gevezelik etmiş bulacak ki birdenbi- re kaşlarını çattı, Doho-Dohoya: — Bu iyi beyaz adam galiba hiş ormanlarda bulunmamış! dedi. (Devamı ver)

Bu sayıdan diğer sayfalar: